15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 23 Haziran 2015 haber EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: ZARİFE SELÇUK 6 Bizim ‘Rıza’mız değil Sarraf’a ödülünü Zeybekci ile birlikte veren Kurtulmuş, tepkiler üzerine ‘Zarrab’a ödül vereceğimi bilseydim, o karenin içinde yer almazdım. Çok üzüldüm’ dedi 25 Aralık yolsuzluk soruşturmasının kilit ismi Rıza Sarraf’ın önceki gün Türkiye İhracatçılar Meclisi’inin (TİM) düzenlediği törende, ödülünü Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin elinden alması büyük yankı uyandırdı. Kurtulmuş, Sarraf’ın ödül almasıyla ilgili olarak, “Zarrab’a ödül vereceğimi bilseydim o karenin içinde yer almazdım, çok üzüldüm!” dedi. Zeybekci ise, kendisinin de orada olmasını “Biz o ana kadar bilmiyorduk. Bilseydik ne olurdu bilmiyorum, vicdanen rahatsız değilim” sözleriyle savundu. 17 racatta, sektöründe birinci olmuş olan bir şirketin yönetim kurulu veya bir temsilcisi olabilirdi. Benim açımdan bu kadar” karşılığını verdi. Zeybekci’nin vicdani olarak rahatsız olup olmadığı sorusuna “Vicdanen rahatsız olacak hiçbir şeyi hayatım boyunca yapmadım. Dün de öyle bir şey yaptığım inancında değilim” yanıtını vermesi dikkat çekti. AKP’den giden oylar ideolojik ve etnik CHP Neden Yükselemedi 2 HP’nin neden yükselemediğini anlamaya çalışırken, şüphesiz ki bakmamız gereken en önemli tablo AKP’nin aldığı sonuçlardır. Çünkü işin sırrı daha çok burada: AKP yüzde 9 oy kaybetti. Kim bu oylar? Yüzde 5’i aşan Kürt oyları ve yüzde 4’e yaklaşan MHP’ye akan oylar. Yani etnik ve ideolojik oylar... Gençlerin çoğunluk oylarının da, bu iki partiye yöneldiğini söyleyebiliriz. AKP, iki “milliyetçiliğin” çapraz ateşinde kaldı. Kaybettiği oyların seceresi budur. Bu durum başına er geç gelecekti. Bir cambaz ip üzerinde sürekli kalamaz! Aldığı yüzde 41 oy ise AKP’nin ana gövdesini koruduğunu gösteriyor. Bir dahaki seçimde de sanırım kaçınılmaz olarak bu “ana gövde”den erime başlayacaktır. C men, ekonomik zorlukların artacağını düşünerek oy kullanmaz, o andaki durumuna bakar. Artacak zorluklar, “geleceğe ilişkin”dir. ‘Protokol bilmiyordu’ Sarraf’a ödülünü Bakan Zeybekci, Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş ve TİM Başkanı Büyükekşi vermiş, bu görüntü tepki çekmişti. da hiç görmediğim, bundan sonra da yolda görsem tanır mıyım tanımaz mıyım bilmediğim bir isimle orada, hemen o anda oldubittiyle, defakto olarak karşılaştık. Eğer önceden bu isme ödül vereceğimi biliyor olsaydım o karenin içinde yer almazdım. Ve bu karenin ortaya çıkmış olması, bu fotoğrafın ortaya çıkması inan ki herhalde en çok bana rahatsızlık vermiştir. Keşke bu organizasyonun yapanlar bunları daha önceden ayarlamış olsalardı ve bu karenin içinde yer almasaydık” dedi. deme ilişkin sorularını yanıtladı. Zeybekci, “Ben adı geçen şirketin yönetim kurulu başkanını hayatımda ilk defa dün gördüm, simaen de tanımam. Ödül alınacak listeyi belirleyen devlet değil, sektör seçmiştir. İhracat yapan insanlara, sektörleri bazında birinci, ikinci ve üçüncülere verilen ödellerdir” yanıtını verdi. Ödül alan Sarraf’ın şirketinin de birinci olduğunu dile getiren Zeybekçi, “Biz o ana kadar bilmiyorduk. Bilseydik ne olurdu, bilmiyorum” dedi. Gazetecilerin “Bilseydiniz ne olurdu? sorusuna ise Zeybekci, “Bu listenin oluşumunda hiçbir şekilde dahlimiz yoktur. Bence bu konu bizim, benim açımızdan ihTİM ise görüntülerin yayımlanmasının ardından yazılı açıklama yapma zorunluluğu duymuş, yaptığı açıklamada, “Ödül alacak şirketler tamamen resmi kayıtlardaki ihracat performanslarına göre belirlenmektedir. Şirketler ise, adlarına ödül alacak kişileri kendileri bildirmektedir. Sahnede ödül veren Devlet protokolümüz ise kime ödül vereceklerini önceden bilmemektedir” ifadelerini kullanmıştı. İktidar erimesi birden olmaz, yavaş yavaş Yüzde 50 oy almış bir partinin, birden “çöküşü” söz konusu olmaz. Yeter ki “olağanüstü olayların girdabına sürüklenmesin”. Şimdilik öyle bir durum yok. Ama rahatsızlıklar giderek artıyor ve toplum de bunu hissediyor. Tüm veriler, Türkiye’de ekonomik zorlukların artarak süreceğini ilişkindir. Eskinin göklerden yağan paraları olmayacaktır. Ekonominin zorlukları, banka çöküşlerini saymazsak, 2002 öncesinin karakterini koruyor. Sermaye, hammaddeyarı mamul, orta ve ileri teknoloji ürünleri ithalatına bağımlı ve cari açık üreten ekonomik yapı aynen sürüyor. Bir “ekonomik mucize” söz konusu değil. Ekonomik büyük çöküş olmaz(sa), ama ekonomik düşüş kaçınılmazdır. Dünyanın bol paraya boğulduğu cicim / balayı ayları geri gelmeyecektir. Bunun büyük sosyal yansımalarını yaşamaya başladık gibi. Bir iktidar, bu kısır döngüden çıkışın temellerini şimdi atsa, sonuçlarını en erken 810 yılda almaya başlar (CHP’ye duyurulur). Hangi iktidar olursa olsun, yaşanan ve süren zorluklarla daha yoğun yüzleşecektir. ‘En çok beni rahatsız etti’ Kurtulmuş Sarraf’ın ödül aldığı görüntülerin tepki çekmesinin ardından Meclis’te yaptığı açıklamada, “o” karede yer aldığı için pişman olduğunu dile getirdi. Kurtulmuş, “Şimdi önce şunu söyleyeyim, dün ödül törenine gittiğimiz zaman, daha doğrusu toplantıya gittiğimiz zaman kime hangi bakanın ödül vereceğini, bunu bilmiyorduk... Davet edildikten sonra 10’ar kişi zannediyorum 78 şirkete ödül verildi. Benim bulunduğum süreçte 10 şirketin temsilcilerinin ismi okundu. Ben hayatım Yandaşta yer bulmadı 1725 Aralık yolsuzluk soruşturmasının kilit ismi Rıza Sarraf’ın TİM’den aldığı ödülün fotoğrafı sosyal medyada büyük tepki çekerken, haber yandaş medya gazeteleri tarafından birinci sayfadan görülmedi. lHaber Merkezi ‘Simaen tanımıyorum’ Zeybekci ise, milletvekili olarak TBMM’de kayıt işlemini yaptırdıktan sonra gazetecilerin gün Nedir bu AKP’nin ‘ana gövde’si? “Etnik” ve “ideolojik” milliyetçilik cereyanlarının biraz/epey dışında kalan toplumsal kesim. Tabii ilki, en son yüzde 21’lere varan geçmişin Erbakan partilerinin oyları. İkincisi, buna ek olarak, son 13 yıl içinde AKP’nin yükselttiği yeni “ekonomik” sınıfın oyları. Üçüncüsü, AKP’nin tabanda nakdi/ resmi “sosyal yardım”larından, maddi “sadaka / yiyecek / kömür ve seçim ücreti” olarak ve AKP’li belediyelerin alt sınıflara yardımları... Dördüncüsü, AKP’nin “borçlan / tüket” ekonomisinin cazibesine kapılan ve tüketim mutluluğuna ulaştırılan kesimler. Aslında hepsi bu ekonomi politikadan nemalandı ve nemalanmayı sürdürüyor. Bu “ana gövde” içinde, şüphesiz “dinsel inançları yoğun muhafazakâr ideolojik” kesim de var. Bu yüzde 21 mi? Bu oranı AKP’nin “çekirdek gövdesi” kabul edersek, demek ki seçmenin geride kalan yüzde 20’lik kesim, yaşanılan borçlan tüket / sosyal yardım / sağlıkyeşil kart uygulamaları / yolulaşım projelerinden duyduğu memnuniyet nedeniyle iktidarın yanından ayrılmadı. Hâlâ iktidara desteğini sürdürüyor! CHP’nin de ekonomisosyal projeleriyle göz koyduğu bu “yüzde 20’lik” kesim değil miydi? Evet... O zaman salt bu sonuçlar, CHP’nin neden yükselemediğini esas olarak açıklıyor. Bu kesim henüz “ana gövdeden ayrılma zamanı” gelmediği düşüncesinde. Emekliler dahil, ekonomik olarak, 2011 seçimlerine göre daha iyi durumda olmamalarına rağmen (enflasyon erimesi), henüz iktidarın sürmesinden yana beklemeyi tercih ettiler. Bu kesim seç Yargıya Venedik’ten uyarı ürkiye’nin kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nin anayasa hukukunda öncü grubu olan Venedik Komisyonu, 1725 Aralık savcılarının kararlarını “Yasal ve geçerli” olarak tanımlarken gazeteci Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca ile ilgili tahliye kararı veren hâkimlerin kararlarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) içtihatlarıyla uyumlu olduğunu belirtti. Venedik Komisyonu, MİT TIR’larını soruşturdukları için görevden alınan savcıların ise “silah taşındığı iddiasıyla” TIR’ları durdurduğunu ve arattığını belirtti ve tüm kararların geri alınmasını istedi. Komisyon, 2010’da Türkiye’nin hukukun üstünlüğü yönünde attığı adımların da tersine döndüğünü belirtti. Her yıl haziran ayında genel Venedik Komisyonu’ndan Türkiye hakkında zehir zemberek açıklama DUYGU GÜVENÇ kurul toplantısını yapan VeneBağımsızlık için beklenen 5 adım dik Konmisyonu, Türkiye ile ilgi T li ilginç ve gecikmiş bir açıklama yaptı. Bu adımı atmak için seçimlerin bitmesinin beklendiği öğrenilirken yapılan komisyon açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Venedik Komisyonu yargıçlar hakkında böylesi önlemlerin ancak uygunsuz nedenlerle tarafsız davranmadıkları hakkında yeterli kanıt olduğunda alınabileceğini vurgular. Venedik Komisyonu HSYK’nin hâkim ve savcılara yönelik, karara bağlanmamış durumlarla ilgili acil ve doğrudan karar almasından özellikle endişelidir. HSYK’nin bu kararı hukukun üstünlüğü temel ilkeleri ile çelişkilidir.” Venedik Komisyonu 15 Şubat 2014’te HSYK yasasında yapılan düzenleme ile bakanın Kon enedik Komisyonu, Avrupa Konseyi Başkanı’nı durumu izlemeye çağırırken Türk yetkililerin atması istenen adımları da şöyle sıraladı: l Hâkim ve savcılar ile ilgili tedbirleri yeniden gözden geçirin. l HSYK ile ilgili kanunu yeniden gözden geçirin. sey’deki yetkilerinin arttırıldığını not ettiğini belirtirken kararında şu ifadelere yer veriyor: “Bu adım 2010’da anayasal referandum ile sağlanan olumlu adımları tersine çevirmiştir. Bu düzenlemelerin birçoğu Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesine karşın bu karar öncesinde Adalet Bakanı Yüksek Konsey’de yönetici durumunda V cünün etkisini azaltacak şekilde yeniden düzenleyin. l HSYK’nin devam eden davalara müdahalesini yasaklayın. l Mahkemelerin yeniden yapılandırılması dışında, hâkimlere istekleri dışında atama olmayacağına dair yasal ve anayasal güvenceler sağlayın. olan birçok görevliye yer değiştirmiş ve Konsey üyelerini diğer bürolara atamıştır. Kararları geriye dönük işlemediği için, Anayasa Mahkemesi’nin kararından bu yana bu kararlar (yer değiştirme) tersine çevrilmemiştir. Tarif edilen bu olaylar açıkça Türkiye’de yargı bağımsızlığı için yeterli güvence olmadığını gösterir.” l ANKARA l HSYK Kanunu, yürütme gü Eğer olağanüstü bir duruma girmezsek... Tabii burada olaya salt ekonomik baktık. 2015 seçimlerine damgasını vuran “ideolojikmilliyetçietnik kimlik yoğunlaşması”, bu dönemde daha güçlü seyredeceğe benziyor. Bu çatışma da siyasetin seyrini değiştirir. Veya bu çatışmayı iktidarda kalmanın ana manivelası olarak kullanır Muktedir ve Partisi. Türkiye, tekrarlıyorum: zor bir döneme giriyor! Yükseliş ve Düşüş Grafiği: Yükseliş: 2002: 34.28 (MHP baraja takılınca iktidar oldu!); 2007: 46.66; 2011: 49.83 Düşüş: 2015: 40.66.. (ideolojik ve milliyetçilik oy kaybı). Yeni seçimlerde, 2002 sonuçlarından, yüzde 34’lerden bahsedebiliriz. AKP bir yıl sonra yapılsa bile, ilk erken seçimde, bu olağan durum böyle sürerse, erimesini sürdürecektir. Ancak olağandışı bir durum yaratırsa, bilemem. CHP neden yükselemedi sorusuna yanıt ararken, AKP neden oy kaybettiye baktık! Bir üçüncü yazı ile CHP’ye devam... 2010 adımları tersine döndü Gerilim, iftarla tatlıya bağlandı ‘O Hayat Benim’ dizisi ekibi, oyuncu Ceren Moray’ın attığı “Oruç tutmadığımız için dizi setini bastılar, kafamıza mermer attılar” tweetiyle başlayan gerilimin ardından mahalleye iftar daveti verdi. Cuma günü çıkan olaydan sonra set ekibi sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalarda mahallenin tepkisini çeken olayın mahallede sabah saatlerinde gürültü yapılması olduğunu açıklamıştı. Mahalle sakinleri bu duruma isyan etmiş, set ekibiyle mahalleli arasında bir tartışma yaşanmıştı. ‘Urla villaları’na rapor kılıfı Urla’nın Zeytineli köyündeki villaların bulunduğu alanla ilgili yapılan sit derece değişikliğine karşı açılan davada, bilirkişi tartışılacak rapor verdi umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da armağan edildiği belirtilen Urla’nın Zeytineli köyündeki vilların bulunduğu alanla ilgili yapılan sit derece değişikliğine karşı açılan davada, bilirkişiden tartışılacak bir rapor geldi. Bilirkişi tarafından İzmir 2. İdare Mahkemesi’ne sunulan raporda, yapılaşma olan yerlerin 3, olmayan yerlerin ise 1. derece sit alanı olması gerektiği vurgulandı. Mahkeme rapor doğrultusunda karar alırsa, villalar yasal duruma gelecek. İşadamı Mustafa Latif Topbaş’a ait villlardan 2’sinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da armağan edildiği savlanmıştı. Villalar, kapatılan 1725 Aralık soruşturma dosyasına da girmişti. Villaların bulunduğu Zeytineli köyüne bağlı Hacılar Koyu’ndaki 200 hektarlık ala C Datça Belediye Başkanı istifa dilekçesini verdi MEHMET EMİN BERBER Sinagog teşekkürü Türk Musevi Cemaati ve Türkiye Hahambaşılığı Vakfı, Edirne’de Selimiye Camii altındaki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından kurulan çadırda 700 kişiye iftar verdi. Cemaat yöneticileri iftar için gelenlere kendileri servis yaptı. Türk Musevi Cemaati Başkanı İshak İbrahimzadeh, İstanbul’da da 15 yıldır iftar verdiklerini belirterek, “Bu yıl biliyorsunuz Vakıflar Genel Müdürlüğümüzle birlikte Edirne Sinagogu’nu açtık. Edirne halkımıza bir teşekkür edemedik. Bu iftar sofrasıyla onlara teşekkür etmenin en uygun şekil olduğunu düşündük” dedi. Hatay’ın İskenderun ilçesindeki Şehit Pamir caddesinde bulunan Ortodoks Kilisesi bu yıl da“Tüm İslam âleminin mübarek Ramazan ayını kutlarız” yazılı pankart astı. l Yurt Haberler Mahkeme rapor doğrultusunda karar alırsa, villalar yasal hale gelecek. nın SİT derecesi, Çevre ve Şehircilik İzmir İl Müdürlüğü tarafından 1’den 3’e düşürülmüştü. Bunun üzerine ekoloji hareketi avukatları bakanlık aleyhine 2. İdare Mahkemesi’nde dava açmıştı. Bilirkişi hazırladıkları raporu mahkemeye sundu. Mahkemenin de bu rapor doğrultusunda karar vermesi durumunda, villaların ruhsatlı duruma gelmesinin yolu açılacak. Yapılaşma olmayan yerlere ise “çivi bile çakılamayacak” İZMİR / Cumhuriyet Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in geçen hafta yaşamını yitirmesinin ardından dış basında da kendisiyle ilgili yorumlar sürüyor. Britanya’nın Independent gazetesinde yayımlanan Demirel portresinde, demokrasiyi koruma yönünde gösterdiği çabalar nedeniyle geniş bir çevrenin takdirini topladığı görüşü dile ‘Avrupalı olmak için mücadele etti’ 9. getirildi. Demirel’in zamanında Avrupalı komşularının gerisinde kalan, onlara yetişme mücadelesi veren Türkiye’ye demokrasi ve sanaDemirel yinin getirilmesi konusunda yardımcı olduğu ifade edildi. 20. yy’ın son yarısında Türkiye’nin önde gelen isimlerinden olan Demirel’in siyasi mücadelesinde 7 dönem başbakanlık ve bir dönem de cumhurbaşkanlığı yaptığı hatırlatıldı. Türkiye’de barajlar yapılmasında öncü rol oynadığına değinildi. Demirel’in yaşam öyküsüyle birlikte dönemindeki siyasi gelişmeler aktarıldı. l Dış Haberler Temmuz’dan itibaren görevinden ayrılacağını duyuran Datça Belediye Başkanı Şener Tokcan, dün Datça Kaymakamı Hamdi Üncü’ye istifasını sundu. CHP ilçe yönetimiyle uyumlu çalışamadıklarını istifasına gerekçe gösteren Tokcan, “İkinci gerekçem de, yasal ya da yasal olmayan vatandaş taleplerini yerine getiremez olduk. Mevcut iktidarın CHP’li belediyelere karşı hasmane tutumu ile Büyükşehir Yasası ile tüm ekonomik gücü büyükşehire geçen Datça’da iş yapma olanağımızın kalmadığını görünce, doğup büyüdüğüm Datça’ya borcumu ödeme vaadiyle üstlendiğim görevimi burada noktalama durumunda kaldım” dedi. Tokcan ayrıca, kısa süre önce kabul edilen 1/25 binlik imar revizyon planının bir parçası olan 1/1000’lik uygulama imar planı aşamasında, Datça Belediyesi’nin hiçbir tale 1 Datça Belediye Başkanı Tokcan. binin karşılığını bulamadığını bildirdi. Tokcan’ın ayrılmasından sonra “Şimdi kim başkan olacak?” sorusu gündeme geldi. Datça Belediye Meclisi’nde CHP’nin 7, AKP’nin 3 ve MHP’nin de bir üyesi bulunuyor. Belediye Başkan Yardımcısı Gürsel Uçar’ın Datça’nın yeni belediye başkanı olmasına kesin gözüyle bakılıyor. l DATÇA C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle