16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Y ASAM 2 EDİTÖR: EMİNE ÖZCAN 10 bebekten biri internette Almanya’da üç yaşındaki her on çocuktan birinin internet kullandığı saptandı. Üç yaşındaki çocukların internette videolara baktıkları, oyunlar oynadıkları ve çocuk şarkılarının bulunduğu portallara girdikleri belirlendi. DHA TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ ‘Çin işkencesi’ sürüyor Bild gazetesinin haberine göre, Çin’in Yulin bölgesinde kutlanan “Köpek eti yeme festivali” kapsamında 2009 yılından bugüne kadar 40 bini aşkın köpek kesilerek yenildi. DHA Salı 23 Haziran 2015 üZİğİn ŞÖhRETlERİn kâŞİfİ, M hollAnD ‘İSvİÇRE ÇAkISI’ JoolS u: CuMhuRİyET’E konuŞT Zalim ve hırsızla pazarlık? eçen gün Ömer Seyfettin’in külliyatını okurken, FelsefeEdebiyat öğretmeni olan annemin el yazısıyla yazıp kitabın arasına koyduğu bir öykü buldum... Herhalde Ömer Seyfettin’e özenmiş, oturup kendisi de galiba “İncili Kaftan” ve “Diyet” öykülerinden esinlenerek bir öykü yazmış... HHH Eskiden, çok eskiden, bir grup insan, ortaklaşa sahip oldukları bir çiftlikte yaşarlarmış... Çiftliği yönetmek için de zaman zaman aralarından birini kâhya seçerlermiş... Yine böyle bir seçimle bir kâhya bulmuşlar... Adamı tanıyanlar “Yapmayın etmeyin, içten pazarlıklıdır, kötü niyetlidir, bize hizmet etmez, hepimizi zarara sokar” diye uyarmışlar ama seslerini duyuramamışlar. HHH Ne yazık ki zaman içinde, adamın kötü niyetli olduğunu söyleyenlerin haklı olduğu anlaşılmış: Adam gerçekten içten pazarlıklı ve kurnaz çıkmış... Bütün zalimler gibi yağmacı, rüşvetçi ve hırsız... Bütün yağmacı, rüşvetçi ve hırsızlar gibi de zalimmiş! HHH Getirdiği işçilerle birlikte yavaş yavaş tüm çiftliği ele geçirmiş... Kızdıklarını zindana atmış... Herkesi sabah akşam azarlamaya... Fırsat buldukça dövmeye... Çiftliğin malını mülkünü yağmalamaya başlamış... Bütün bunlar yetmemiş, en sonunda çiftliğin tapusunu da istemiş! Kâhyayı insanların başına musallat edenler bile “Artık bu kadar da olmaz” demişler... Zaten bir süreden beri zulmü ve hırsızlığı o denli artmış ki, onu çiftliğe kâhya olarak önerenler bile pişman olmuş... Sonunda bu zulümden, yağmadan, rüşvet ve hırsızlıktan kurtulmaya karar vermişler... Ama adamın göreve getirilmesinde çok çalışanlar, yağmadan pay aldıklarından, artık güçlenmişler ve zulme karşı çıkan mazlumlara “Hadi bakalım zalimle uzlaşın” demişler. Zalim kâhya: “Uzlaşalım ama” demiş... “Yağmaladığım mallar benim, ailemin ve adamlarımındır...” “Ayrıca sizi dövmeye ve azarlamaya da devam ederim.” HHH Annem, öyküyü burada bırakmış ve altına da bir not düşmüş: “Sonunu İncili Kaftan gibi mi bitirsem, Diyet gibi mi karar veremedim, ikisi de tam uymuyor...” iyanist, besteci, orkestra şefi ve TV sunucusu, ünlü müzik adamı Jools Holland, kurucusu olduğu 20 kişilik orkestra ile 7 Temmuz’da İstanbul Caz Festivali’ne konuk oluyor. Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda Marc Almond’ın da eşlik edeceği konserde, caz, R&B, soul, gospel, boogiewoogie ve funk klasiklerinin yanı sıra, usta piyanistin bestelerini de dinleme olanağı bulacağız. BBC 2’deki “Later... with Jools Holland” adlı müzik şovuyla dünyaca taJools holland, Matraş’ın nınan Holland sorularımızı yanıtladı: katkılarıyla Açıkhava’da alkışlanacak New Orleans müziğine olan tut Piyano çalmayı kendi kendime öğrendim P ZÜLAL KALKANDELEN kunuzu Jools Holland & His Rhythm & Blues Orchestra ile yaşatıyorsunuz. Bu tür müziğe dair sizi en çok ne etkiliyor? Eski müzikleri de seviyorum, yenileri de. Çocukken annem ve babamla Fats Domino, Louis Armstrong, Bessie Smith dinlerdik. Müzik yapma tarzım da önemli ölçüde bunlardan etkilendi. Çünkü bu tür müziğin çok büyük bir keşif olduğunu düşünüyorum. “Walking to New Orleans” belgesel serinizi izlemiştim. Kentin sokaklarında üstü G açık arabanızla dolaşırken çok keyif aldığınız belliydi ama en çok idolünüz Fats Domino ile tanışmanızı merak ediyorum. Bu müziğin tarihine bakarsanız, Fats Domino gerçek bir mucit. 19. yy’ın sonu ve 20. yy’ın başında Amerika’daki Afrika asıllılar arasında gelişen bir müzik. Boogiewoogie 1950’lerde rock ‘n’ roll’a dönüştü. Fats Domino, anahtar isim. Belgeselimde olması beni duygulandırdı. Ona müziğimi çalmadan önce ne demek istediğimi tam olarak anlamadı ama sonra, “Sen beni anlıyorsun, benim müziğim işte bu” dedi. Çekimde çok kibardı. Ayrıca belgeselde yer almayan bir şey daha var! Bize harika bir turta yapmıştı! Marc Almond’ın adını duyunca akla hemen 50 yıllık şarkı “Tainted Love”a Soft Cell’in yaptığı mükemmel cover geliyor. O şarkıyı orkestra için uyarladığınızı duydum. Bu versiyonun farkı ne? Marc Almond, muhteşem bir şarkıcı. “Tainted Love” gibi bir klasiği orkestra ile çalmak heyecanlandırıyor. Çünkü büyük grupla çalmak çok güçlü bir arabaya sahip olmak gibi. “Tainted Love”ı da orkestra ile çaldığınızda etkisi yoğunlaşıyor. Ayrıca konserde bize Boogiewoogie kraliçesi Ruby Turner da eşlik ediyor. Size “Modern müziğin büyükbabası” ve “Britanya’nın bağlantıları en güçlü adamı” diyorlar. İşçi sınıfından o genç, herkesin en iyi dostuna nasıl dönüştü? Uzun bir hikâye bu! Ama bu ifadeniz çok nazik. Daima sevdiğim müziği çaldım ve birlikte çaldığım müzisyenleri sevdim. Sürekli yeni müzik dinliyor, yeni şeyler öğreniyorum. Müziğin tahmin edemeyeceğiniz kadar büyük bir gücü var. Onun gücü bu. Benim değil müziğin gücü Yeniliklere açılan sihir Şansın dışında Londra’nın Doğu Yakası barlarında çalan genç Jools’u duayen haline getiren başka bir şeyler olmalı... Piyanoyu çalmayı kendi kendime öğrendim. Bu yolla öğrenince işin içinde daima bir gizem oluyor. Her gün onu daha iyi anlamaya başlıyorsunuz ve her gün diğer günlerden farklı oluyor. Hâlâ bunun büyük bir muamma olduğunu düşünüyorum. Ne kadar öğrenmeye çalışırsanız çalışın, bazen ileriye bazen geriye gidiyorsunuz ama daima bir farklılık var. Beni en çok cezbeden ve devam etmemi sağlayan da bu: Her zaman yeniliklere açılan bir sihir söz konusu. “Later... with Jools Holland” müzik programının büyük başarısının sırrı ne? En büyük sırrı, her şovda farklı türde müziklerin olması. Ünlüler ve efsanelerle birlikte yeni çıkanlara da yer veriyoruz. Programımız yarışma değil, insanların gözyaşlarına boğulduğu şovlara benzemiyor. BBC 2 radyo şovunuz için plakçı dolaşıp yeni sesler arıyorsunuz. İstanbul’da bunu yapmaya fırsatınız olacak mı? Çok isterim. Daha önce bir kez ziyaret ettim kenti. Büyük bir pazara gitmiştik. Birkaç plak almıştım, dükkan sahibine “Bunları benim için tut, geri gelip alacağım” dedim ama pazar öyle büyüktü ki kayboldum! İstanbul’un tarihi ve kültürel önemi çok büyük. Konser için gerçekten heyecanlıyım. Büyüleyici bir kent. Later With Jools Holland’da perfor mans sergileyen isimler arasında; Morrisey, Tori Amos, Sting, Johnny Cash, Massive Attack, Eric Clapton , The Cure, Patti Smith, B. B. King, R.E.M., Tom Jones, Garbage, The Car digans, Paul McCartney, Coldplay, Pearl Jam, Franz Ferdinand, Red Hot Chi li Peppers gibi isimler, en çok bilinen ler arasında. 23 yıllık yapım; şimdile rin tanınan isimlerinden Adele, Am y Winehouse, Lorde, Kanye West, Pau l Weller, Florence & The Machine, No rah Jones ve daha birçok solist ve gru bun ilk defa televizyona “çıktığı” yer . Keşif makinesi 48 saatte jet boşanma İngiltere’de Temmuz’dan itibaren karşılıklı anlaşarak boşanmak isteyen çiftler davaya gerek olmadan boşanabilecek. Times’ın haberine göre boşanma işlemlerini yürütecek yeni merkezlerin sadece 48 saat içerisinde tüm süreci tamamlayacağı belirtiliyor. Yılda 120 bin boşanma davasının görüldüğü ülkede, yeni merkezlerin mahkemelerin dava yükünü de azaltması bekleniyor. Boşanma başvurularının 33 haftada sonuçlandığı ifade edilen haberde, çiftlerin 820 sterlin ödediği vurgulanıyor. Ancak Hristiyan Hukuk Merkezi yeni uygulaya “Evlilik kurumunu zayıflatır” diyerek karşı çıkıyor. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle