15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA 14 BRİTANYA El Cezire muhabiri serbest Katar’ın El Cezire televizyonu, Mısır’ın talebiyle cumartesi günü Almanya’da gözaltına alınan kıdemli muhabiri Ahmed Mansur’un serbest bırakıldığını duyurdu. Mansur, Nusra Cephesi lideriyle “özgürleşmiş topraklarda” yaptığı söyleşide örgütün “zaferlerini” övmüştü. EDİTÖR: CEYDA KARAN TASARIM: BETÜL BERİŞE ‘Abbas Hamas’ı istemiyor’ Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius önceki gün Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmut Abbas’la Ramallah’ta görüştü. Fabius’a göre, Abbas yeni Filistin ulusal birlik hükümetinde Hamas’ın yer almaması gerektiği görüşünde. Salı 23 Haziran 2015 BBC’yi kapatma tehdidi mi, şaka mı? Afgan Meclisi’nde Taliban terörü esti Taliban militanları Kâbil’de sıkı korunan meclisi bastı. 2 saat süren çatışmalarda 6 militan öldürüldü, biri çocuk iki sivil hayatını yitirdi [email protected] Britanya’da genel seçimlerden tek başına iktidar çıkan Muhafazakâr Başbakan David Cameron’ın kampanya otobüsünde “Seçim sonrası BBC’yi kapatacağım” dediği iddia edildi. BBC’nin siyasi editörü Nick Robinson, yeni kitabında yer verdiği sözlerin “şaka mı yoksa örtülü tehdit mi olduğunu bilemeyeceklerini, ancak kurum çalışanlarına baskıyı artırdığını” yazdı. Başbakanlık kaynakları iddia için “saçmalık” dedi. Cameron’ın Kültür Bakanlığı’na BBC’ye sert eleştirisi olan ve lisans ücretlerini zorunlu olmaktan çıkaracağını söyleyen John Whittingdale’i ataması savaş ilanı görülmüştü. ABD Putin sonrasına da hazırlanıyor NATO Ukrayna yüzünden kriz yaşadığı Rusya’ya karşı Doğu Avrupa’da askeri tatbikatlarla gövde gösterisi yaparken, bölgeyi ziyaret eden ABD Savunma Bakanı Ash Carter’dan Rusya çıkışı geldi. Carter, Devlet Başkanı Vladimir Putin sonrasında da Moskova ile gerilimlere hazırlandıklarını söyledi. Moskova’yı Sovyet etki coğrafyasını yeniden yaratmaya çalışmakla suçlayıp, buna geçit vermeyeceklerini belirtti. “Bırakın Rusya ile sıcak savaşı, soğuk savaş peşinde de değiliz” diyen Carter, ilişkilere karar vermenin Kremlin’e kaldığını ekledi. fganistan’ın yüksek güvenlikli başkenti Kâbil dün, Taliban’ın meclis saldırısıyla sarsıldı. Meclis önünde bomba yüklü intihar eyleminin ardından yerleşkeyi basan militanlarla 2 saat süren çatışmada biri 10 yaşında bir kız çocuğu iki sivil yaşamını yitirdi, 31 kişi yaralandı. Sonunda 6 saldırgan da etkisiz kılındı. 2012’den beri ilk kez yaşanan koordineli saldırı tam da Devlet Başkanı Eşref Gani’nin kritik savunma bakanlığı koltuğu için önerdiği ismin ele alınacağı oturumda yaşandı. Dışarıdaki çatışma ile ortalık birbirine karışırken, ateş açarak el bombaları fırlatan militanlar yerleşkeye girerek ana oturum salonunun bulunduğu binanın yanındaki inşaat halindeki yapıya girdi. Milletvekillerinin bulunduğu ana binanın camları kırıldı. Çevreyi saran duman, kırık camlar, insanların panik içinde kaçışması televizyon ve sosyal medyadan yayımlanan fotoğraflarla Hollywood filmleri A Ortalık toz duman ni aratmayan manzaralara yol açtı. Militanlar ana binaya giremeden öldürüldü. Milletvekillerinin zarar görmediği duyuruldu. İki saat boyunca bölgede 150 bin insan adeta ‘rehin kaldı’. Gani Taliban’a karşı etkisiz kalırken, eski rakibi Abdullah Abdullah ile görüş ayrılıkları nedeniyle uzun süredir savunma bakanını belirleyemiyordu. Geçen ay Muhammed Masum Stanekzay’ı koltuğa aday göstermişti. Saldırıyı üstlenen Taliban sözcüsü Zabiullah Mücahid çok sayıda Afgan güvenlik gö Meclis dışında silahlar konuşurken, ana oturum salonu dumana boğuldu. Şaşkınlık içinde kalan Afgan vekiller salondan çıkarıldı. Militanlar 2 saatlik çatışma sonrası öldürüldü. sü, Daşte Erçi’de kontrolü sağrevlisinin öldürüldüğünü iddia etti. Eylemin savunma ba ladıklarını, 14 karakol, onlarca araç ve çok sayıda silah ele kanının atanması oturumuna geçirdiklerini duyurdu. denk getirildiğini de ekledi. Kâbil yönetimi NATO güçleKunduz’a hücum rinin güvenliği devrettiği aralıktan beri sahada militanlara Bu arada Taliban’ın, ülkenin kuzeyindeki Kunduz ken karşı etkinlik kurmakta zortinin Daşte Erçi ve Çar Dere il lanıyor. Köktendinci örgüt geçen nisandan beri kırsal bölçelerini önceki gün ele geçirdiği kaydediliyor. 150 bin nü gelerde etkinliğini artırdı. Afgan din adamlarının ramafuslu bölgeden kimi yetkililer merkeze yaptıkları yardım zanda saldırılarını durdurması çağrılarını reddetmişti. Kiçağrılarına yanıt alamadıklami kaynaklara göre bu yılın rını, güvenlik güçlerinin ilçeden çıkmak zorunda kaldıkla ilk dört ayında çatışmalarda 1000 kişi hayatını yitirdi. rını aktarıyor. Taliban Sözcü arkozy ailesi, Katar şeyhi ve eşiyle çok ahbaptır. Hayrünnisa Gül’ün de tarzı misal! Emir’in eşi Şeyha’nınki gibi olsa; Sarkozy’ler ve Gül’ler arasında farklı bir diyalog ortamı gelişebilirdi...” İtalya Cumhurbaşkanı Napolitano için Çankaya’da verilen bir davette, yanımda oturan bir AB büyükelçisinin bana samimi bir sohbette söylediği sözler bunlar. “ ‘First lady’, göz alıcı beyaz tesettürüyle herkesin siyah çektiği ortamda tüm dikkatleri üzerine topluyor” diye yazmışım o yemekten sonra düştüğüm notlarda: “Bu bir DoğuBatı sentezi mi? Hayır değil. Türkiye’ye resmi bir gezi için birkaç günlüğüne gelen yabancı bir konuk bizim sahiplenmeye çok hevesli olduğumuz o DoğuBatı sentezi yorumunda bulunabilir mi? Hayır zira ortada bir ‘sentez’ yok.”(21.11.2009 Sağnak) Gül için Ahmet Sever’in “DoğuBatı sentezi” yorumunu okurken Çankaya’nın o ne Doğulu, ne Batılı; biraz oradan, biraz buradan… davet atmosferi aklıma geldi. Resmi konukların bulunduğu Güller’in masasına baktıkça gece boyu karşımızdaki görüntünün bir DoğuBatı sentezi olmak yerine aslında tam da hep “eksen kayması fotoğrafı”na “cuk” oturduğunu düşünmüştüm. O zaman nispeten yeni olan “eksen kayması” durumu, o günden bu yana normalleşti ve içselleşti. “Yeni Türkiye”de Gül artık bir “DoğuBatı sentezi” olarak takdim ediliyor ve insanlara bu, garip gelmiyor. Oysa ki “Gül ile 12 Yıl” kitabını okuyup, Abdullah Gül’ün dünyasının “sentez”e ne kertede uzak düştüğünü görmemek mümkün değil... Çünkü “Abdullah Gül ile 12 Yıl” tam bir erkekler kahvesine girmeye benziyor, kitapta “kadın”lara olabildiğince marjinal yer ayrılıyor. Altı sayfalık dizin bölümünde dahi ismi geçen kadın sayısı düzineyi geçmiyor. Onlar da danışman kadrosundaki Zeynep Damla Gürel dahil üstünkörü anılıyorlar. Bir kadın hariç: Hayrünnisa Gül ki, o da… bildiniz yalnız mağduriyet ve türban isyanı ile gündeme geliyor! Sever, bu ağır erkek ortamına karşın Gül’ü, Batı ile aynı dalga boyunda, “aynı dili konuşan lider” olarak tanımlamış. Avrupa ile “dil, frekans ve siyaset uyumsuzluğu” sorununu Sever’e göre sadece Gül aşabiliyor. Öyle ki Batı ile ilişkilerde CHP’nin rolünü dahi, 10 yıl Avrupa Konseyi’nin rahlesinden geçen, Avrupa’yı bilen, anlayan biricik lider konumundaki Gül’ün kapmış olduğunu belirtiyor Sever. Bunların anlatıldığı satırların altına yerleştirilen fotoğrafa (s.58!) bakıyorum. Gül’ün bir Strasbourg çıkarmasında kendisini izleyen gazetecilerle uçakta çekilmiş bir pozu var. Fehmi Koru’sundan, Birand’ına, Hasan Cemal’inden Karaalioğlu’na “rejim”in tüm gazetecileri hazır ve nazır, fotoğrafta yer almış. İçlerinde tek kadın yok! Ama ne gam! Türkiye’de böyle sırf erkeklere açık bir dünya, rahatlıkla “DoğuBatı sentezi” olarak takdim edilebiliyor. “Kadınsız bir düzende Avrupa ile aynı dili konuşmak mümkün olamaz!” düşüncesi Sever’in aklından geçmiyor. Yazarın kendisi de esasen erkekler klübünü belli ki yadırgamadığı için “İddialı ‘sentez’ tespitinin altına bari kızlı erkekli bir görüntü iliştireyim de çelişki olmasın!” demiyor. Kadınların özgürlük mücadelesini türbana indirgemek, demokrasi duyarlılığını dost gazetecileri kollamakla sınırlamak ve de alicenap jestlerden ibaret görmek, Gezi’ye üzülmek ama beri yandan sosyal medya yasaklarına ön açan internet yasasını onaylamak, baskıyı frenlemek adına hiçbir şey yapmamak/yapamamak... Demokrasi insan hakları savunuculuğu, Avrupa ile aynı dili konuşmak bu mudur? Sever iltifatı öyle abartmış ki Gül için, “Demokrasi ve insan hakları konularında bir anda tavizsiz bir kişiliğe bürünüyor. Adeta çetin ceviz olabiliyor!” bile demiş. “Demokrasi” ve “tavizsiz” ifadelerini Gül ile aynı cümlede geçirmek bile bulunduğumuz ortamda “kara mizah”gibi. Ama burası “Yeni Türkiye”! Yeni Türkiye’nin, “yeni DoğuBatı sentezi” hayırlı, uğurlu olsun! Gül’ün ‘DoğuBatı sentezi’ “S ‘Avrupa ile aynı dil!’ İSRAİL Bakan eşinden ‘Obama kahvesi’ için özür İsrail İçişleri Bakanı Silvan Şalomun’un eşi Judy Şalom NirMozes, Twitter’da ABD Başkanı Barack Obama hakkındaki ırkçı esprisine tepkiler üzerine özür diledi. 74 bin takipçili Mozes, “Obama Kahvesi nedir biliyor musunuz? Siyah ve hafif” mesajını silip “Özür dilerim, birisinin bana söylediği aptal bir espriydi” dedi. Obama’ya da seslenip, “Başkan Obama, duyduğum o uygunsuz şakayı yazmamalıydım. Irkları ve dinleri ne olursa olsun insanları seviyorum. Kimi üzdüysem özür dilerim. Umarım kocam duyduğunda da evli kalırım” tweet’ini attı. Likud üyesi Şalom, ABD ile stratejik ilişkilerden sorumlu bakan. Mozes ise Yedioth Ahranoth gazetesinin sahibi Mozes ailesinden. Papa: 1 milyon Ermeni öldü, büyük güçler neredeydi? Torino’da gençlere hitap eden Papa, “Büyük güçlerde Auschwitz gibi toplama kamplarına giden demiryollarının fotoğrafları vardı. Söyleyin bana, niçin bu rotaları bombalamadılar” diye sordu. isan’da 1915 olaylarını “20. yüzyılın ilk soykırımı” diye anarak Ankara’yı kızdıran Katoliklerin ruhani lideri Papa Françesko, eleştiri oklarını dünya güçlerine çevirirken, “Ermenilerin büyük felaketini” anımsattı. İtalya’nın Torino kentinde hitap ettiği gençlerin “dünyaya niye güvenmediklerini anladığını” söyleyen Papa, “Geçen yüzyılda 1 milyondan fazla Ermeni öldü. Büyük güçler neredeydi? Başka tarafa bakıyorlardı” çıkışı yaptı. 2. Dünya Savaşı’nda Yahudiler, Hıristiyanlar ve eşcinseller katledilirken harekete geçilme N mesini kınayan Papa, “Büyük güçlerde Auschwitz gibi toplama kamplarına giden demiryollarının fotoğrafları vardı. Söyleyin bana, niçin bu rotaları bombalamadılar” diye sordu. Stalin Rusya’sında kamplarda ölen Hıristiyanları da anarak 1940’larda dünya liderlerinin “Avrupa’yı kek gibi böldüğünü” sözlerine ekledi. Hıristiyan olarak tanımlamalarını “ikiyüzlülük” olarak değerlendiren Papa, “Bu beni düşündürüyor. İşadamları kendilerine Hıristiyan diyorlar ve silah üretiyorlar. Bu biraz güvensizliğe neden oluyor. Öyle değil mi?” ifadelerini kullandı. ‘Hıristiyan olamaz’ AB insan kaçakçısı avına başlıyor AB dışişleri bakanları Libya’dan Avrupa’ya teknelerle göçmen taşıyan insan kaçakçılarıyla mücadelede donanma gücü operasyonlarının başlatılması için dün resmi onay verdi. Lüksemburg’daki toplantıya katılan AB Dış Politika şefi Federica Mogherini “Hedef göçmenler değil. Onların canı üzerinden para kazanan ve ölümlerine yol açanlar” dedi. Mogherini, operasyonun insan kaçakçılığı çetelerinin izlenmesi ve tespit edilmesini desteklemek için açık denizde devriye ve bilgi toplama görevlerini içerdiğini belirtti. Operasyonda kaçakçıların yakalanıp teknelerinin batırılması da yer alıyor. LÜKSEMBURG Gençlere “Bugün her şey para için yapıyor” diyen Papa, silah üretip satarken bir yandan barış çağrısı yapanları kınadı. Silah sektöründe çalışan ve yatırım yapanların kendilerini Torino’daki Valdesi Kilise’sini ziyaret eden Françesko, 12. yüzyıldaki kuruluşundan bu yana Vatikan’ın hışmına uğramış azınlığın kilisesine giden ilk papa oldu. Protestanlığı seçen Valdesileri kâfir ilan edip kurucusunu aforoz eden Katolik Kilisesi’nin “Hıristiyanlık hatta insanlık dışı tavır ve davranışları” için af diledi. Valdesi Kilisesi’nin İtalya, Arjantin ve Uruguay’da halen 45 bin üyesi bulunuyor. Papa günah çıkardı ‘Demokraside tavizsiz’ İsrail ile Türkiye arasında gizli diyalog ürkiye ile İsrail’in 7 Haziran seçimlerinin ardından gizlice görüştüğü kaydedildi. İsrail’in Haaretz gazetesi, İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Direktörü Dore Gold ile Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun İtalya’nın başkenti Roma’da buluştuğunu yazdı. Haberde görüşmenin ayrıntıları verilmedi. Görüşmenin bir yıl sonra iki ülke arasında uzlaşma sağlamak üzere yapılan ilk görüşme olduğunu be T İsrail’in Haaretz gazetesi, İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Direktörü Dore Gold ile Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun İtalya’nın başkenti Roma’da buluştuğunu yazdı. lirten Haaretz, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’ya yakınlığıyla tanınan Gold’un Türk yönetimi nezdinde “İsrail dosyası”ndan sorumlu olduğunu aktardı. Görüşmeden İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı Yossi Cohen ve Başbakanlık Ofisi Türkiye Özel Temsilcisi Joseph Ciechanover’ın haberdar olmadığını belirtildi. Ciechanover, son beş yıldır İsrail hükümetiyle Türkiye arasında ilişkileri yürüten ve Sinirlioğlu ile “iletişim hatlarını açık tutan” kişiydi. Cohen ile birlikte Şu bat 2014’te iki ülke arasında Mavi Marmara krizi sonrası hazırlanan anlaşma taslağının yazılmasında rol oynamıştı. Bir İsrailli yetkili GoldSinirlioğlu görüşmesinin resmi nitelikte olmadığını kaydetti. ‘Hem İsrail hem Filistin suçlu’ BM İnsan Hakları Konseyi, 8 Temmuz 2014’te başlayıp 50 gün süren ve çoğu sivil 2 bini aşkın Filistinli ile çoğu asker 73 İsrailli’nin ölümüyle sonuçlanan Gazze Savaşı’yla ilgili raporunu nihayet açıkladı. Geçen marttan beri ertelenen raporda, “hem İsrail hem de Filistinli grupların insan hakları ve uluslararası hukuku ihlal ederek savaş suçları işledikleri” yer aldı. Dışişleri: Yorum yok Öte yandan Dışişleri kaynakları soru üzerine görüşme haberiyle ilgili, “Ne doğrular ne yalanlarım, yorum yok” yorumunu yaptı. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle