28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 14 Haziran 2015 EDİTÖR: MİNE ESEN TASARIM: BETÜL BERİŞE pazar yazıları 19 L Viyana’nın tarihi saraycıkları irik tenor Frizt AHMED ARPAD Wunderlich’in “Viyana, sen benim düşlerimin kentisin...” şarkısı hep belleklerde! Tuna kenti Viyana bugünlerde, belki de dünyanın en güzel bulvarı olan Ringstrasse’nin açılışının 150. yılını kutluyor. Kenti çevreleyen, 5.3 km. uzunluğundaki, 57 m. genişliğindeki, baştan sona ıhlamurlarla süslü Ringstrasse’de gezinmeden, faytonla bir tur atmadan Viyana’dan dönülmez. Haydn, Mozart, Strauss, Beethoven, Freud, Zweig, Grillparzer, Schnitzler, Schubert, Lang gibi ünlülere ilham vermiş olan Viyana belki de dünyanın en güzel kenti! Tarihi bulvara sadece opera, tiyatro, üniversite, müzeler, parlamento, kiliseler, imparatorluk sarayı, kahvehaneler, ucu bucu görünmeyen parklar açılmıyor, görkemli, birbirinde güzel sayısız yapı da Ringstrasse’yi bir kolyenin incileri gibi süslüyor. Düzinelerle barok, gotik, yeni gotik, yeni Rönesans, art nouveau yapı 150 yaşındaki bulvarı erişilmez yapıyor. Prenslerin, varlıklıların, ünlülerin, sözü geçenlerin saraycıkları da bu kolyeye serpiştirilmiş. VİYANA Moskova’da Nâzım’lı günler R usya’da yaşayan aydın işadamlarımızın her yıl 3 Haziran’da düzenledikleri anma programı büyük şairimizin 52. ölüm yılında yine ünlü “Novo Deviçye” Mezarlığı’ndaki tören, aynı günün gecesinde de “Olimpiada” salonunda “Yeni Türkü” konseriyle gerçekleştirildi. Bu mezarlık Moskova’ya ilk kez ayak bastığım 1971 ya da 1972’de ziyaret ettiğim ilk yerlerdendi. Nâzım Hikmet 1902 doğumlu olduğuna göre onunla aramızda 40 yaş var. Demek ki 1972’de yaşıyor olsa tam 70 yaşında olacak ve ben otuz yaşımda onunla karşılaşabilecektim... Bugünlerden geriye baktığımızda yaşamdan ne kadar erken ayrılmış olduğunu daha iyi görebiliyoruz. Kuşkusuz bir rastlantı ya da kader değil bu. Ülkesinde yaşatılan acılar ve sonrasında da ülke hasretiyle yanıp tutuştuğu günlerin kederleri vaktinden önce alıp götürdü büyük şairi. Nâzım Hikmet’in yaşamından söz ederken “aşkları”ndan, “kadınları”ndan çok, bütün bu yaşantıların, bu duygulu insanın iç dünyasında yarattığı sarsıntıları öne çıkarmak gerekir. Kendi ülkesinde genç yıllarını hapishanelerde tükettikten sonra orta yaştan yaşlılığa doğru uza MOSKOVA ATAOL BEHRAMOĞLU Nâzım yılmadı, umudunu yitirmedi. nan sürede de ülkesinin dışında, bir başka deyişle de daha büyük bir hapishanede yaşayıp ölmeye mahkum edilmek... Ve bütün bunlara karşın yıkılmamak, çökmemek, umudunu ve yaşama isteğini yitirmemek. Tersine, son nefesine kadar ölümsüz ürünler vermeyi başarabilmek. Böyle bir örnek bütün dünya edebiyat, kültür, siyaset tarihinde çok az olsa gerek. Aydın işadamlarımızın Rusya’daki derneği RTİB’in bir önceki başkanlarından, şimdi de bu derneğin bünyesindeki Nâzım Hikmet anma komitesi başkanı Ali Galip Savaşır ve derneğin günümüzdeki başkanı Dr. Naki İmparator I. Franz Joseph, Osmanlı ordularının Viyana kuşatmaları sırasında önünde durmuş olduğu kent duvarlarına birkaç yüz metre ötedeki boş alanlara 1858’de gösterişli bir bulvar açılması emrini vermiş. O günlerde bulvar boyunca sağlı sollu uzanan çoğu arazinin Viyana’nın burjuvazisinin varlıklı Yahudilerine satılmasıyla da Habsburg monarşisi inşaatın giderlerini karşılamış. 1865’te bitirilen bulvara, imparatorluğun başkentinde toplumun en üst katında yaşayan kömür ve tekstil patronları, çelik sanayicileri, bankerler zenginliklerini herkese göstermek amacıyla villalar, saraycıklar oturtmuş. 19. yüzyıl Viyanası’nın günümüzde de göz kamaştıran bu yapıları Yunan tapınaklarını anımsatan sütunlar, heykeller, parmaklıkları altın kaplama balkonlar, kabartmalar süslüyor. Saraycıkların çoğu, o zaman için çok modern kabul edilen ısıtma düzenli, lüks banyolu inşa edilmiş. “Zenginlerin ışığı” elektrik yüzyılın sonunda bu yapıları aydınlatmaya başlamış. Viyana’da akşama doğru etekleri yerlere kadar uzanan ipek giysili, şapkalı şık hanımefendiler, üniformalı yakışıklı süvari subayları, ellerinde bastonları snoplar bulvarın geniş kaldırımlarını doldurmuş. Dorotheer Sokağı’ndaki Yahudi Müzesi’nde şu günlerde çok kapsamlı bir “Ringstrasse” sergisi var. Salonlarında dolaşırken yeni şeyler öğreniyoruz. Tempel Sokağı’ndaki sinagogun temeli için Kudüs’teki Zeytin Dağı’ndan getirilen taşların bazıları Ringstrasse’de 1879’da ibadete açılan Votiv Kilisesi’nin temelinde de kullanılmış. Çoğu Yahudilere ait saraycıklar bugün UNESCO kültür mirası bulvarını süslemeye devam ediyor. Todesco, Goldschmidt, Springer, Epstein, Gomperz, Colloredo, Mansfeld, Ephrussi, Biedermann, Helfert, Königswarter, Leitenberger, Wertheim, Württemberg bütün görkemleriyle Viyana’nın güzelliğini günümüzde de kanıtlayan, hepsi birer eşsiz sanat eseri yapılar. Yahudi burjuvazisi olmasaydı acaba Viyana bugün böyle güzel bir bulvara sahip olur muydu? AvusturyaMacar İmpartorluğu döneminde Bohemya, Moravya, Macaristan ve Galiçya’dan gelen Yahudilerin zamanla sadece ekonomiyi değil, sanat ve kültür yaşamını da önemli derecede etkilediği Viyana’da antisemitizmin ilk tohumları 20. yüzyılın başında atılmış. Belediye Başkanı Karl Lueger’in 1916’daki “Viyana’yı Büyük Kudüs yaptılar... Peygamberimizi öldürdüler... En son Yahudi yok olduğunda antisemitizm de sona erecektir...” sözleri bugün arşivlerde. Dorotheer Sokağı’ndaki sergi, Hitler’in Avusturya’ya el koymasıyla kültürlü ve varlıklı bu insanların toplama kamplarına yollandığını, Nazi güruhunun villalarını yağma ettiğini de anımsatıyor... www.ahmetarpad.de Göz kamaştıran yapılar Kültür müzesi gibi Karaslan mezarlıktaki törende de, geceki programda da, Nâzım Hikmet’i anlatan konuşmalar yaptılar. Ben ve grubumuzdaki arkadaşlar (Ahmet Ümit, Nebil Özgentürk, Yetkin Dikiciler, Derya Köroğlu) yaptığımız konuşmalarda ülkemizin kültürü adına onlara teşekkürlerimizi bildirdik. Sayısız seçkin kültür, siyaset, edebiyat insanının sonsuz dinlencede olduğu “Novo Deviçye”, mezarlıktan çok olağanüstü bir kültür müzesi. Benzerlerinden biri bilindiği gibi Paris’teki (bizim Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya’mızın da bulunduğu) Pere Lachaise, bir öteki Baku’daki “Gurur Kabristanı”dır. (Bizdeki yürek acısı durum bakımından utanç duymamız gereken bu örneklerden ve genel olarak bu konudan bir başka yazıda ayrıca söz edeceğim.) Benim için Moskova öncelikle kitap, kitabevleri demektir. Bu kez yine, ünlü “Dom Knig”den, Arbat Sokağı’ndaki bir başka kitapçıdan ve Povarskaya Ulitsa’daki Maksim Gorki Edebiyat Müzesi’nin girişindeki küçük tezgâhtan satın aldığım bir kucak dolusu kitapla dön düm Türkiye’ye... Kitap ve kitapçı bakımından milim değişiklik yok Moskova’da. En azından, benim için. Fakat günlük yaşamda olumlu ve olumsuz sayılabilecek pek çok değişiklik olduğu kuşkusuz. Öncelikle trafik. Örneğin, havaalanlarına uçağınızın kalkışından saatler önce hareket etmezseniz ulaşabilmeniz mucize. Ortalama gelirin ne olduğunu bilmediğim için fiyatlar konusunda da fazla fikrim yok. Şu sırada 1 dolar yaklaşık olarak elli rubledir. Büfelerde sıradan bir küçük pet şişe suyun fiyatı elli rublenin biraz üstünde. Bu bizde yaklaşık olarak iki buçuk üç lira olduğuna göre, yaklaşık olarak bir hesaplama yapabiliriz. Şu günlerde Moskova’ya yolu düşenlerin “Krasnaya Oktyabr”da Lumiere Kardeşler adına kurulmuş fotoğraf müzesindeki Sovyet Fotoğrafları sergisini, yine aynı yerdeki “Nü” başlıklı “fotoğraf ve koku” tasarımıyla düzenlenmiş ilginç bir başka sergiyi gezip görmelerini tavsiye ederim. Tabii, bir yolunu bulup Tretyakov Galerisi ve Puşkin müzelerini de. Yıllar önceki bir şiirimde yazdığım gibi: “Moskova ufka benziyor/Yaklaştıkça genişleyen/ve Açan/Bağrındaki güzellikleri.” ataolbehramoglu@gmail.com Kümes yasağı mahkemelik... EDMONTON MAHMUT ŞENOL Antisemitizmin ilk tohumları B azıları tavuk sever, horoza âşıktır. Tüyüne, civcivine, sesine, ötüşüne, gıdaklamasına, yumurtasına, hele horozun efelenmesine hayrandır. Emeklilik günlerine ait kümes hayalleri, daha memuriyetin erken zamanlarında kurulur. Horozun uzun uzun ötüşten sonra birden feylosof olmaya karar vermiş gibi kenara çekilip derin düşüncelere dalması da anlamlı bulunur. Fakat tavuğa, horoza âşıkların Kanada’da hiç şansı yok! Burada emekli kümesi kurmak isteyenler boşa zahmet etmesin: Kanada’da arka bahçedebackyard kümesine müsaade verilmiyor. On eyalet ve 3 bağımsız bölgeden oluşan dev ülkenin hemen tamamında tavuk yasağı sürüyor; kümes hayvanları ancak çiftlikte serbest. Bu yüzden kent ve kasabalarda evin arka bahçesine kümes kurup yumurta elde etmesi vatandaşa haramdır. Yasa koyucunun elbette bir bildiği var, her şeyden evvel çevre sakinlerinin huzuru düşünülüyor. Zira sabahın köründe Üüürüüüü diye öten civanmert horozla baş etmesi kolay değildir. Ayrıca bulaşıcı hastalık gibi kaygılar da yasağın gerekçesidir. Fakat karşı taraf, yani tavuk âşıkları meseleyi insan hakları düzeyine kadar tırmandırıp yasaya muhalefet gösterir. Birkaç yıl önce, Calgary kentindeki bahçeli evinde kamuflaj altında tuttuğu kümese Belediye zabıtasının baskın yapıp, o sabah yumurtlanmış 6 adet yumurtaya el koyarak, bir de tavukları oradan almak bir yana dursun, üstüne 2 bin dolar ceza kesmesiyle başlayan dava, geçenlerde, nihayet belediye aleyhine sonuçlandı. Zabıtadan davacı tavuk âşığı, horoz düşkünü emekli subay Paul Hugges bununla yetinmeyip, işi bir de insan hakları düzeyine taşıdı. 200 bin saklı tavuk O dava, şimdi, federal mahkemededir ve muhtemelen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar uzayacak görünüyor. Savaş gazisi emekli subayın maaşıyla geçinemediği, protein ihtiyacı yüzünden tavuk beslediği, elinden alınmış kümes hayvanları nedeniyle açlık seviyesine düştüğü, hasılı insan hakları kapsamına girdiği iddiası var! Dayandığı madde yabana atılır gibi değil: BM tarafından kabul görmüş İnsan Hakları Beyannamesi’nin 25. maddesi, tavukları kurtarmaya yetecektir. Bu dava Kanada’da tek değildir, birçok örneği var. Salt Alberta eyaletinde, tahminlere göre, 200 bin civarında saklı tavuk bulunuyor. İllegal tavuklar, evlerin bodrumuna gündüz kapatılıyor, geceleri havalanmaya çıkıyor... Petrolden başka bir şeyi olmayan Edmonton kentinin üniversitesi için geçen 5 yılda, kümes tanışıklığımız, komşu evdeki emekli tarım profesörü ve lise edebiyat hocası eşinin, Flicker ailesinin sayesinde oldu. 109. Cadde’yle kesişen 73. Avenü’de, o vakitler kirada olduğumuz evin komşusu Flickerların çiftlik benzeri küçümen köy evi vardı, fakat sürekli ora da yaşamadıklarından tavukları bir kamyonetin arkasında, kente kışın getiriyor, yazın tekrar köye gidiyorlardı. Kışın uzun günlerinde tavuklar evin bodrum katında betonu eşeliyor, horoz sıkıntısından yerle bitişik camlara tırmanıyordu. Uzun zaman bu gerçeği bizden sakladılar; taa ki güvenimizi kazanana dek. Sonra, bir gün, Bay Flicker bana tavuk cennetini gösterdi. Kokudan içeri girmesi mümkün değildi, tavanlarına kadar tavuk dışkısıyla doluydu. Boşuna değildi, yaşlı Flicker’lardan duyulan koku; biz, bir düzine kediye ve birkaç köpeğine yoruyorduk. Engele rağmen, Kanada’nın bazı yerleri istisna olmakla beraber, tavuk aşkı yine de devam ediyor. Saskatchwan eyaletinde yaşayan Walter Tomlinson’un tavuk inadı yüzünden 6 ay hapis cezası almasına kadar birçok dava açılıyor, kapanıyor, tavuklar gıt gıt gıdak yapıyor, horozlar ötüyor. Denizli horozuna ait türküde geçen sevimli sözleri eski komşum, geçenlerde kalp ameliyatıyla hayata veda ettiğini sonradan duyduğum Bay Flicker’a, sululuk yaparak, “Geh bili bili, çilli de horozum” diye mısra mısra İngilizceleştirmiştim; bir şey anlamadı. Fakat, türkünün, “Horozumu uçurup kaçırdılar, suyuna da pilav pişirdiler...”, yani kestiler yediler diye devam eden sözlerini aktardığım vakit suratı bir asılmıştı; anlatamam... Hasılı diyeceğim şu ki, horozunuzu alıp buralara gelmeyin, kümesi zabıta tarafından mühürleniverir. msenol34@yahoo.com T.C. ŞİLE İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI DAİRESİ 2013/234 TLMT. Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TAŞINMAZIN Adresi: İstanbul İl, Şile İlçe, 69 Parsel No, SATMAZLI Mahallesi, 69 nolu parsel sayılı taşınmaz Özellikleri: Satmazlı Köyü 69 Parsel, eski İstanbul yolundan Şileİstanbul istikametine; gidişte, Erenler köyünü geçtikten sonra yolun solunda ve yola cepheli konumdadır. Taşınmaz malın üzerinde yaklaşık 36 yıllık 3 katlı betonarme bina bulunmaktadır. Bunun dışında ekonomik değeri; olan herhangi bir ekili ürün yada dikili ağaç bulunmamaktadır. Kumlu, tınlı, humuslu toprak; yapısındadır. Taşınmaz mal üzerinde bulunan bina boş ve terk edilmiş durumda olup kullanılmamaktadır. Bina yıpranmış vaziyette olup kullanılması için tamirat ve tadilat; gerektirmektedir. Bina kilitli olduğundan içerisine girilememiştir. Bina dışarıdan gözlemlenmiş olup, değerleme buna göre yapılmıştır. Taşınmaz alt yapı hizmetlerinden istifade eder durumdadır. Parsel bir taraftan yola diğer taraftan dereye cepheli konumdadır. İSKİ su havzasında kalmaktadır. Bölgede 1/1000 Ölçekli uygulama imar planlarının yapılmamış olması parselin kullanımı ile ilgili. belirsizliğe sebep olmaktadır. Ancak üzerinde kullanılabilecek durumda binanın olması, tamiratına ruhsat verilmesi durumunda parsel lehine artı değer katacaktır. Dıştan dışa yapılan Ölçüm, neticesinde 98 m2 taban inşaat alanına sahip olup, zemin kat ile 1. Katın inşaat alanları toplamı 212 m2 olmak üzere, toplam 310 m2 inşaat alanına sahiptir. Yüzölçümü: 1.000 m2 Arsa Payı: Tam İmar Durumu: Şile Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün dosya içerisinde mevcut 18.11.2013 tarih 15729.4 sayılı yazılarında, Satmazlı 69 parselin, Satmazlı Köyü ile birlikte bir kısım köyleri kapsayan 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planı İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin 12.10.2012 tarihli birleşiminde uygun görülmüş olup, Nazım İmar Planı sınırlan içerisinde bulunan ı taşınmazları 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planları onanıncaya kadar herhangi bir işlem yapılamamaktadır. Kıymeti: 133.700,00 TL KDV Oranı:%18 Kaydındaki Şerhler: Tapu kaydındaki gibidir 1. Satış Günü: 31/07/2015 günü 14:00 14:10 arası 2. Satış Günü: 25/08/2015 günü 14:00 14:10 arası Satış Yeri: ŞİLE KAYMAKAMLIK BİNASI BODRUM KAT ÇAY OCAĞI ÖNÜ “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” ANMA Ne yaslı günlerin kara giysileri, ne de o iç çekişler, inleyip sızlamalar, Ne gözlerden durmadan akan yaşlar, ne de yüzdeki perişan ifadeler Bizi gerçekten anlatabilir, gösteri olabilir bütün bunlar Ama gösteriden öte bizim içimizden geçenler, Bu yas gösterilerinin çok ötesinde. Siz ise, bu olayın sessiz tanıkları, solgun yüzlerle bu olayı izleyenler, Sizler... Kötülükler gömülse de yerin dibine, Çıkar bir gün insanların gözü önüne. Satış şartları: 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden,1 artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50 sini ve rüçhanlı akcaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur... Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50 sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masraları alıcıya aittir. Tellâliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün İçinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İlas Kanununun 133 üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve keilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2013/234 Tlmt. sayılı dosya numarasıyle müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 04/06/2015 (İİK m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. *: Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 64’e karşılık gelmektedir. (Basın: 96374) ARDA KANPOLAT Sevgi ve özlemle anıyoruz AİLESİ DOSTLARI 14 Haziran 2015, saat 18.00’de Gölbaşı Mezarlığı’ndaki mezarı başında olacağız. İstanbul Kültür Üniversitesi'nden aldığım, 2010 tarihli geçici mezuniyet belgemi kaybettim. Hükümsüzdür. EZGİ DEMİRCAN TÜREYEN C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle