17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 14 Haziran 2015 haber EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: ZARİFE SELÇUK Valiyi mahkum ettirdi Eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun “marjinal, örgüt üyesi” diye hedef gösterdiği 17 yaşındaki Dilan Alp, İstanbul Valiliği aleyhine açtığı tazminat davasını kazandı stanbul’da 2013 yılında Taksim’de yasaklanan 1 Mayıs İşçi Bayramı’na katılmak isterken yararlanan, dönemin valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun “marjinal, ör 10 İ güt üyesi” diye hedef gösterdiği 17 yaşındaki Dilan Alp, İstanbul Valiliği aleyhine açtığı tazminat daHİLAL vasını kazandı. MahKÖSE keme, Mutlu’nun açıklamalarının BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Avrupa Sözleşmesi’ni ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nu ihlal ettiğine hükmetti. Alp’e “duyduğu elem ve ıstıraba karşılık”, olayın yaşamına etkileri de dikkate alınarak 10 bin TL ödenmesine karar verdi. Dilan Alp, 1 Mayıs 2013’te Tarlabaşı’nda polisin attığı biber gazı kapsülünün başına isabet etmesi sonucu ağır yaralanmıştı. Vali Hüseyin Avni Mutlu, 2 Mayıs’ta yaptığı basın açıklamasında, Alp’in Emniyet mensuplarıyla taşlarla çatıştığı görüntülerinin olduğunu öne sürerek “Anasıyla birlikte teyzesine giden bir kız çocuğu değildir. 19 yaDilan Alp şında kızımız, örgüt üye Dilan Alp’in vurulma anı amatör kameraya yansımıştı. sidir. Örgüt üyesi derken kastettiğim, marjinal grup üyesidir. Tam bir radikal mensuptur. Kaydı vardır bizde” diye konuşmuştu. 100 bin TL’lik dava Olaydan altı ay sonra Kamu Denetçiliği Kurumu’nun hazırladığı raporda, hakkında bu şekilde açıklama yapılan kişinin onurunun kırılmasının, toplumdan dışlamasının kaçınılmaz olduğu ifade edildi. Açıklamanın hukuksuz olduğu belirtilerek Alp’in şeref ve itibarını zedelediği kaydedildi. Alp’in 18 yaşın dan küçük ve sabıkasız olduğuna dikkat çekilerek, “Açıklamada ismi verilmiş, örgüt üyesi olduğu belirtilmiştir. Valinin ifadeleri görünür gerçeği ifade etmekten uzaktır. Suçluluğu sabit oluncaya kadar herkes masum sayılır” denildi. Alp’in avukatı Gülizar Tuncer’in vali hakkındaki suç duyurusuna, soruşturma izni verilmedi. Tuncer de 100 bin TL’lik tazminat davası açtı. İstanbul 5. İdare Mahkemesi’ndeki davaya İstanbul Valiliği’nden gönderilen yanıtta Alp’in, olayın olduğu yere barışçıl gösteri için gitmediği, içinde bulunduğu grupla, aynı tip kıyafet giyerek yüzlerini kapattıkları, Emniyet mensuplarına taş, sapan, bilye, molotofkokteyli attıkları öne sürüldü. Valinin yetkililerin verdiği ön bilgileri paylaştığı, kusurunun olmadığı savunuldu. nin “masumiyet karinesi, kimliğin açıklanmaması ve hiçbir çocuğun onur ve itibarına haksız olarak saldırıda bulunulamayacağı” ilkelerine aykırı haraket ederek hatalı davrandığını kabul etmesi konusunda İçişleri Bakanlığı ve İstanbul Valililiği’ne tavsiyede bulunma kararı aldığına dikkat çekildi. Kurumun, kamu görevlilerinin basın yoluyla yapılan açıklamada kusurlu olduk larını tespit ettiği vurgulanarak Alp’e 10 bin TL ödenmesine karar verildi. l İSTANBUL Güz yapraklarındaki yağmur suları... isan yağmurlarının hazirana kayması yazbahar diye başka bir mevsimi yaşamımıza soktu. Sabah kızgın güneşle başlayan gün bakıyorsunuz öğleden sonra sandıktan boşanırcasına yağmura dönüyor, afedersiniz bardaktan boşanırcasına yağmura dönüşmüş. 24 saat bir günü ertesi güne kovalayan koşuşturmanın ardından biraz olsun nefes aldığımız zamanlarda, böylesi günler yaşamın tadına vardığımız başka bir yaşam rengi oluyor. Nisan yağmurları baharın tadıyla birlikte kışın da tam geçmediğini anımsatırdı. Haziran yağmurları ise yaz kapıda dedirtiyor. Hafta ortasında gündoğumunu karşılamak için çıktığında her taraf gece yağmurunun kokusuyla doluydu. Yağmur sonrasında hava açılmış, güneş çıkmışsa özellikle çam yapraklarının ucu bir başka seyirlik olur. Yağmur damlaları iğne yaprakların en ucunda topluiğne başı gibi durur, bir de güneş vurdu mu kendinizi binlerce lambanın yandığı uçsuz bucaksız bir hoşlukta hissedersiniz. Bu anın iğde ağaçlarında yarattığı güzellik ise daha başkadır. Açık yeşil iğde yapraklarını vuran güneş her tarafın ışık seliyle dolduğu bir hayal âlemine götürür sizi. Yaprakların hemen altındaki minicik sarı iğde çiçeklerinin yaydığı kokuyla birlikte bu manzaranın içine atlarsanız mırıldanmadan edemezsiniz: “Yaşamdaki en büyük mucize tabiattaki en doğal olan şeydir!” HHH Yağmurlu gecenin sabahındaki güneşin en güzel desenleri çizdiği yer ise gül yapraklarıydı. Tam da gül mevsimindeyiz. Her biri tabak gibi açmış onlarca gülün arasına başınızı soktuğunuzda artık bir gül ormanındasınızdır. Elbet güneşle birlikte o güzelim güllerin ortasına arılar ve böcekler de doluşmuştur. Onları da çok ürkütmemek gerekir. Güllerin arasına burnumu sokunca fark ettim ki yağmur yaprakların ortasında minicik göletler oluşturmuş. Dudaklarım da ıslanınca kendimi doğanın akışına bıraktım. Gül yapraklarının arasındaki yağmur sularını içmek ne de güzelmiş. Hemen yandaki gül ormanına dalarken artık daha dikkatliydim. Beni bekleyen dağ başındaki bir çoban çeşmesi tadındaki su kaynaklarını heba etmemek gerekir. HHH Hemen her mevsimini bildiğim bu gül ormanı 34 ay önce sadece dikenlerle örülü dallardan ibaretti. Doğanın o uçsuz bucaksız derinliği ve üretkenliği şimdi o dikenlerin üzerine, insanda hep iyi şeyler düşündüren kocaman bir orman örmüştü. Bu orman için ilk doğum bu dikenlerin dibindeki tomurcuklardan başlamıştı. Bu dikenlere baktım, dibinde yine gelecek mevsimin hazırlığı var! Yaşamın her alanında önemli kararlar alma sürecine girdiğimizde doğayı rehber edinsek, sanırım hiç yanlış yapmayız. Güzel kokulu bir gül demetinin bile hemen altı dikenlerle örülü ama o dikenler aynı zamanda gül ağacının yaşam belirtisi. O gülün üzerine abanıp benim olmalı dediğinizde hem dikenlerle birlikte eyvah derseniz hem de gülü heba edersiniz. Doğada yaşam birbirini yok ederek değil, birbirini tamamlayarak sürüyor. Doğaca değil, insanca düşündüğümüzde çoğunlukla tersini yapıyoruz, yani birbirini tamamlayarak değil yok ederek yaşamaya çalışıyoruz. Gülü seven dikenine katlanır deyiminin kökü de bu değil mi? Halbuki gülü severken koparmaya kalkarsak dikenine katlanmak zorunda kalırız. Sadece seversek gülden her tadı alırız. Seçim bizim: Doğanın zenginliği içinde gül yapraklarına usulca yaklaşıp yağmur suyu içmek mi, elimizi haşince uzatıp dikenlerin acısını çekmek mi? N Rapor delil oldu Mahkeme kararında, Kamu Denetçiliği Kurumu’nun, vali Öldüren dayağa dava HİLAL KÖSE Hüseyin Avni Mutlu Maltepe Cezaevi’nde gördüğü şiddet nedeniyle hayatını kaybeden 15 yaşındaki Onur’un ölümüne ilişkin, infaz memurları dahil 8 kişiye dava açıldı altepe Cezaevi’nde gördüğü şiddet nedeniyle beyin kanaması geçirerek yaşamını yitiren 15 yaşındaki Onur Önal’ın ölümüne ilişkin 6’sı infaz koruma memuru 8 sanığa dava açıldı. İnfaz koruma memurları “görevi ihmal”den, Onur’la aynı koğuşta kalan, M.Ö. (18) ile C.B. (17) ise “kasten insan öldürme” suçundan yargıç karşısına çıkacak. İddianamede, olay tarihinde yaşları 18’den küçük olan M.Ö. ve C.B.’nin 24 yıla kadar, infaz koruma memurlarının ise 1 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isOnur Önal tendi. M kamera izleme duOnur Önal, 20 Marumumuz yoktu” yıs 2014’te tutuklandedi. Savcı Zekedı. 31 Temmuz’da riya Şen, iddianakoğuşta dövülemede, “Kamera karek komaya girdi. 1 Eylül’de beyıtları, şahsın ceyin kanaması nedezaevinde dövülmeniyle Marmara Üni Cumhuriyet, Onur’un ölümünü 27 Şu si sonucu ölmüş olversitesi Araştırma bat 2015’te manşetten duyurmuştu. ması, olay tarihinde Hastanesi’ne kaldırılşüphelilerin görevli dı. 27 Eylül’de yaşaolmaları bir bütün mını yitirdi. İstanbul Anadolu Cumhuri olarak değerlendirildiğinde, ihmal kapyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruştur samında da olsa sorumluluklarının buma 3 Haziran’da tamamlandı. Olayı gör lunduğu anlaşılmıştır” dedi. mediklerini söyleyen memurlar, koğuşİlk dayak kamerada ları gören 331 kameranın 32 monitörden izlendiğini ancak personel azlığı neOnur’un döven koğuş arkadaşları hakdeniyle monitörlerin başında üç kişi ye kındaki soruşturma ise ayrı yürütüldü. rine genellikle bir kişinin olduğunu ifaCumhuriyet Savcısı Arzu Yalçın’ın hade ettiler. Olay günü C11 koğuşunda gö zırladığı iddianamede, Onur’un, olayrevli olan Mehmet Ü. de, “Bir arkadaşıdan bir gün önce, avluda oynanan simız raporlu olduğu için, iki kişi, birden mit oyunundan önce, M.Ö. ve C.B. tafazla koğuşa bakıyorduk. Sürekli koğuş rafından darp edildiği ifade edildi. Aylar arasında dolaşıyorduk. O gün oturup nı kişilerin simit oyununda da Onur’a yüklendikleri, M.Ö.’nün üç kez tekmeyle Onur’un kafasına vurduğu, duvarda göçük oluştuğu belirtildi. Olay anının kamera görüntülerinden anbean tespit edildiği vurgulanarak, 31 Ağustos’ta ise saat 18.00 18.20 saatleri arasında, mescitte kameranın görmediği noktada, M.Ö. ve C.B. tarafından yarım saat darp edildiği, M.Ö.’nün kafasını duvara çarptığı, bir tutam saçın duvarda kaldığı anlatıldı. M.Ö.’nün bir süre sonra Onur’u sandalyeye oturttuğu, Onur’un kısa süre sonra sandalyeden düştüğü ifade edilerek, çıkan ses üzerine memurların mescide geldiği ifade edildi. Savcı Yalçın, idarenin hiçbir tespitinin olmadığını belirterek, şu tespiti yaptı: “Onur Önal, 30 Temmuz’da, simit oyunu bahane edilerek suça sürüklenen çocuklar tarafından acımasızca dövüldü. 31 Temmuz’da cezaevinin mescit bölümünde, yarım saat özellikle kafasına vurularak dövüldükten sonra, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.” lİSTANBUL Yeni Meclis’e çağrı Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı’ndaki 533. buluşmada, 12 Eylül döneminde idam edilen ve cenazesi ailesine teslim edilmeyen Veysel Güney’in mezarının nerede olduğunun açıklanmasını talep etti. Eyleme destek veren CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, yeni Meclis’in ilk işinin, gözaltında kayıp davalarında zamanaşımına engel olacak yasal düzenleme olması gerektiğini vurgulayarak yeni kurulacak hükümete de ilk Cumartesi Anneleri eylemine katılma çağrısı yaptı. (Fotoğraf: CAN EROK) Cumartesi Anneleri toplandı Eli silahlılardan yol kontrolü ‘Şeyh Said’in Serriyeleri’ adlı Hizbullahçı gruplar bölge illerinde yüzleri kapalı ve elleri silahlı olarak yol kontrolleri yapıyor. HDP ve HÜDAPAR arasındaki gerilimin ardından ortaya çıkan ve yol kontrolü yapan gruplar, Viranşehir’in ardından DiyarbakırÇınar karayolu Dilaver Köprüsü yakınlarında da yol keserek kimlik kontrolü yaptı. Grubun “Buradan PKK’li geçecek onları bekliyoruz” dedikleri belirtildi. lDİYARBAKIR/ Cumhuriyet Palu’da bomba patladı: Diyarbakır’da bir ölüm daha Babayla iki çocuğu öldü H lazığ’ın’ın Palu İlçesi Bozçanak Köyü, Hanönü Mezrası’nda 33 yaşındaki Çetin Yıldırım, çocukları 9 yaşındaki Ensar ve 3 yaşındaki Ecrin Yıldırım yolda yürüdüğü sırada daha önceden menfeze yerleştirilen bomba infilak etti. Patlamada baba ile 2 çocuğu olay yerinde hayatlarını kaybetti. Olay, Hanönü mezrası yakınlarında saat 17.00’da meydana geldi. Bir madenden içşi olarak çalışan Çetin Yıldırım, çöpleri el arabasıyla dökmeye giderken yanına çocukları Ensar ve Ecrin’i de aldı. Evlerinden yaklaşık 20 metre mesafede bulunan ve zaman zaman su geçen dere üzerindeki menfezden geçişleri sırasında şiddetli bir E Baba ve çocukları el arabasıyla çöp dökmeye gidiyordu. (AA) DP’nin 5 Haziran’da Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda düzenlediği mitinge yönelik bombalı saldırıda 16 yaşındaki Ramazan Yıldız, 45 yaşındaki Necati Kulur, 34 yaşındaki Şehmuz Kaçan ve 17 yaşındaki Civan Arslan’dan sonra, 65 yaşındaki Ali Türkman da tedavi gördüğü Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yaşamını yitir di. Türkman’ın cenazesi otopsi işlemlerinin ardından Yeniköy Mezarlığı’nda alkışlarla toprağa verildi. Törene HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan ve Çağlar Demirel, belediye başkanları ve binlerce Diyarbakırlı katıldı. Cenaze namazının kılınmasının ardından kalabalık “Katil IŞİD işbirlikçi AKP” sloganları attı. lMAHMUT ORAL/ DİYARBAKIR Hâkkari’de iki öğrenci kayıp Ali Türkman patlama meydana geldi. Patlamayla büyük bir çukur oluşurken, patlamaya el yapımı bombanın neden olduğu belirlendi. Patlamanın Kayaönü Jandarma Karakolu’na 500 metre mesafede meydana geldiği belirtildi. Askerlerin sık sık patlamanın meydana geldiği yolu kullandıkları ifade edildi. l ELAZIĞ/DHA Sivil toplum örgütlerinden karanfilli anma DP’nin Diyarbakır İs“Katledilen, tehdit edilen ve İHD, TİHV’nin de aralarında H tasyon Meydanı’nda 5 üzerinde oyun oynanmak isbulunduğu sivil toplum örgüHaziran’da düzenlediği mitenenler sadece Diyarbakır tü üyeleri, patlamanın meytinge yönelik bombalı saldırıda 5 kişinin ölümü ve yüzlerce kişinin yaralanmasının ardından Diyarbakır’a giden KESK, DİSK, TTB, TMMOB ve dana geldiği yere karanfiller bıraktı. KESK Genel Başkanı Lami Özgen, Diyarbakır’da kirli bir oyunun sahnelenmek istendiğini belirterek, halkı değil; yeni bir yaşam, barış ve demokrasinden yana tercihini yapan bizler, aynı zamanda tüm Türkiye vatandaşlarıdır” dedi. Hakkâri Üniversitesi öğrencileri İdris D. (20) ve Zafer T. (20) 18 gün önce ortadan kayboldu. Zafer T.’ın ağabeyi Mehmet T., kardeşinin PKK tarafından kaçırıldığını iddia etti. Kardeşinin defalarca tehdit edildiğini belirten Mehmet T., kardeşinin 23 Mayıs günü “sınavım var” diyerek Van’a gittiğini ve o günden sonra bir daha haber alınamadığını söyledi. lAA Askeri konvoya taciz ateşi Siirt’in Eruh ilçesine bağlı Okçular Jandarma Komando Taburu’ndan dün öğlen çıkarak, Siirt 3. Tugay Komutanlığı’na gelmekte olan askeri konvoya yol güzergâhı üzerindeki bir grup PKK’li tarafından taciz ateşi açıldı. Jandarma komandolar da ateş açarak karşılık verdi. l DİYARBAKIR/ Cumhuriyet C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle