27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 13 Haziran 2015 EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TasaRım: ZARİFE SELÇUK haber 7 asıl intifada başlıyor bdullah Gül’ün önce Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı döneminde başdanışmanlığını yapan gazeteci Ahmet Sever’in kaleme aldığı “Abdullah Gül ile 12 yıl/ Yaşadım Gördüm Yazdım” adlı kitap pazartesi günü çıkıyor. Geçtiğimiz Ağustos ayında, Gül Cumhurbaşkanlığını Recep Tayyip Erdoğan’a devrederken Çankaya Köşkü’nde verdiği veda resepsiyonunda eşi Hayrünnisa Gül’ün sözleri damga vurdu. Gül, “Bir turnusol döneminden geçiyoruz. Bu süreçte bazı yaşadıklarımızı, 28 Şubat döneminde benim başörtümün tartışıldığı günlerde bile yaşamadık. Şimdi ben de susuyorum, ama fazla susmayacağım; asıl intifadayı AKP’nin seçim başarısızlığı ve Gül’ün yeniden partiye dönüşü tartışılırken, pazartesi günü Abdullah Gül ile ilgili çok önemli bir kitap piyasaya çıkacak A (ayaklanmayı) ben başlatacağım” demişti. Ahmet Sever’in yazdığı 208 sayfalık bu kitapta, Gül’ün, Erdoğan’la görüş ayrılığına düştüğü “Gezi”, “1725 Aralık”, “Gazeteci tutuklamaları”, “Hakan Fidan krizi” benzeri pek çok olayla ilgili ayrıntılar ilk kez açığa çıkacak. Böylece Hayrünisa Gül’ün sözünü ettiği “intifada” da ateşlenmiş olacak. Tam da AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun seçim başarısızlığı ve Gül’ün partiye dönmesi spekülasyonları yapılırken yayımlanacak kitabın günlerce konuşulacağı sanılıyor. Kurulacak muhtemel bir koalisyon için “Gül’ün katalizör” olabileceği yorumları da, kitapla ortaya çıkacak tartış maları alevlendirecek. Ahmet Sever’in kitabı, Seçimlerinden önce yayımlanacaktı. Ancak Gül, bunu istemedi. Cumhuriyet yazarı Mustafa Halif, 10 Mayıs’ta bunu yazdı. Halif’e göre, Gül, Ahmet Sever’e “Seçim öncesi siyasi polemik olsun istemem. Seçimlerden sonra yayımlanırsa iyi olur Ahmet Bey” dedi ve kitabın yayımı 15 Haziran’a kaldı. Gül Ahmet Sever’i Erdoğan’a karşı da şiddetle korudu. Gazeteci Ruşen Çakır, Gül’ün rahatsızlığını yazınca, Erdoğan bundan Ahmet Sever’i sorumlu tuttu ve işten çıkarılması için bastırdı, ancak Gül direndi. Seçimi beklediler Kitapta şu soruların yanıtları olacak: 4 27 Nisan muhtıra gecesi konutta neler yaşandı, karşı metin nasıl hazırlandı? 41 Mart Tezkeresi kabul edilseydi Türkiye’nin rotasını değiştirecek hangi gelişme olacaktı? 4 Gül en çok neye üzüldü? 4 Cemaat’e yakın mı? 4 Gezi Olayları’nı nasıl gördü, neler yaptı? 4 Berkin Elvan’ın babasına ne dedi? 4 17/25 Aralık yolsuzluk iddialarına tepkisi ne oldu? 4 Bugüne bakıp hatırladığı çocukluk hatırası neydi? 4 Twitter yasağını nasıl deldi? Kitapta neler var? 4 Erdoğan ile hangi konularda ayrıştı? 4 Bülent Arınç’ı istifadan nasıl vazgeçirdi? 4 Hayrünnisa Hanım ne zaman “Artık yeter” dedi? 4 Hakan Fidan krizinde ne yaptı? 4 Çekilme kararını ne zaman ve neden aldı? 4 Hangi ünlü gazeteciyi hapse girmekten kurtardı? 4 Suriyeli Ermenileri getirmek için hazırlanan gizli plan neydi? 4 Ermenistan’ın başkenti Erivan’a gitmeye nasıl karar verdi, bu karara kimler karşı çıktı? 4 Pişmanlıkları ve keşkeleri nelerdi? Kıyanlar kurtuldu, kadın ve çocuklar güme gitti... nce seçim kapışmaları, ardından da seçim sonuçları, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), laiklik ilkesini bir kez daha yok sayan “dini nikâh” kararını neredeyse unutturdu. Oysa Anayasa Mahkemesi’nin basit bir oranlamaya dayanan tartışmalı kararı, dini nikâh kıyanları kurtarırken kadın ve çocukların güme gitmesine yol açan bir sonuç ortaya koydu. HHH Pasinler Sulh Ceza Mahkemesi, resmi nikâhtan önce dini nikâh kıyanları ve kıydıranları cezalandırmayı amaçlayan Türk Ceza Kanunu’nun 230’uncu maddesinin iki fıkrasının anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurmuştu. Anayasa Mahkemesi de özetle “Nikâhsız birlikte yaşayanlar cezalandırılmazken, dini nikâhla yaşayanların cezalandırılmasını eşitlik ilkesine aykırı” bularak fıkraları iptal etti. İki eylem arasında nasıl bir benzerlik ya da karşıtlık olduğunu anlamak gerçekten zor. Çünkü ilkinde özel bir anlaşma var ama nikâh yok. Sayıları da çok sınırlı. İkincisinde ise aile baskısının da devreye girdiği zorlamanın söz konusu olabileceği, hukuksal sonuç doğurmayan bir nikâh söz konusuydu. Bunu engellemenin amacı da kadının ve ortak çocukların kişisel çıkarlarını korumaktı. HHH Benzer bir başvuru, önceki Türk Ceza Yasası döneminde de yapılmış ve AYM tarafından oybirliği ile reddedilmişti. Ret gerekçesi de hem anayasaya hem de Yurttaşlar Yasası’nın (Medeni Kanun) evlilikle ilgili maddelerine dayanıyordu. “Ne değişti de mahkemenin görüşü değişti?” derseniz hukuksal ve mantıksal bir yanıt vermek zor. Aksine anayasaya önce (07.05.2004) “kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür” cümlesi, ardından da (12.09.2010) “Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz” cümlesi eklendi. Son değişiklikte “çocuklar için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz” denilerek koruma güçlendirilmiş oldu. Dini nikâhla kurulan evlilik kocanın “boş ol” demesiyle yıkılıyor. Oysa resmi nikâhı yok saymak ancak yargı kararına bağlı. O da son değişikliklerle büyük ölçüde zorlaştırılmış durumda. HHH Guguk devletine geçiş döneminde Anayasa Mahkemesi’nin kararları da yok sayılır oldu. Örneğin Anayasa Mahkemesi’nin kamuda türban bağlanmasına geçit vermeyen onca kararı varken ve bu kararlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından da hukuka uygun bulunmuşken bir yönetmelikle yok sayılıverdiler ve arkası da getirildi. Aynı yaklaşım son karar için de geçerli olabilir. Laiklik ilkesinin de yok sayıldığı karar zaten Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından da itiraza uğradı. Koalisyonun düzeltmesi gereken sakıncalı durumlardan biri de, dini nikâh kıyanlarla kocaları korurken, kadınları ve çocukları elleri böğründe bırakan bu karar olmalı. Yoksa çocuk gelinlerin daha da arttığı, nesebi gayri sahih (yasal olmayan bir birleşme sonucu doğan) çocukların kayıt altına alınması için yasaların çıkarıldığı günlere dönmek kaçınılmaz olur. Ö Erdoğan MHP, Gül CHP dedi AKP’de ilk büyük kavga koalisyon ortağı olacak partinin seçiminden çıkacak eçim sonrası rotasını, cihler de belirmeye başladı. “mutlaka iktidar” diye Tam bu noktada Erdoğan’ın önbelirleyen AKP’de ilk bü celikle MHP ile koalisyonu isyük kavga, iktidar ortağı olatediği bilgisi de ulaşınca parrak CHP’nin mi yoksa MHP’nin ti yöneticileri de bu eğilimi bemi tercih edilmesi gerektiği ko nimsedi. Hatta Cumhurbaşkanusunda çıktı. Parti yöneticilenı Erdoğan’ın ilk olarak Başbarinin çoğunluğunun da içinde kan Ahmet Davutoğlu’na görev olduğu AKP’liler, Cumhurbaşverirken MHP ile ortaklığı işakanı Tayyip Erdoğan’ın MHP ret edeceği yorumları da yapıltercihi etrafında birledı. AKP sözcülerinin seşirken, hesapları 11. çim sürecinde HDP’ye Cumhurbaşkanı Abdulyönelik sert suçlamalarılah Gül’den gelen “Konı seçimden sonra dozaalisyon CHP ile kuruljını artırarak sürdürmemalı” mesajı bozdu. leri de MHP ile koalisyon Gül’e karşı parti içiniçin saha temizliği olduERDEM de bir grup eski defterğu görüşleri seslendirilGÜL leri açarken Gül’ün dödi. Eğilimin bu yönde şenüşünü isteyenler ise killeniyor olması üzerine kendisine yapılan haksızlıkları AKP’de seçimin ertesi gününanlatmaya başladılar. den bu yana sürdürülen toplanErdoğan’ın, seçim sonratılarda da artık yeni formüller sı kısa bir sessizliğin ardından yerine daha çok CHP ile HDP’yi CHP Antalya Milletvekili Deniz kendi içlerinde ve toplumda zoBaykal’la görüşmesiyle birlikte ra düşürecek ve geriletecek forAKP içinde koalisyon konusun müller üzerinde konuşmalar daki tutumlar da netleşmeye çoğaldı. başladı. Partide ağırlıklı görüş, AKP’lilerin MHP’nin ortak“İktidar dışında rota değil. Mulığa ikna edilmesine kalan yehalefet olmaz. Mutlaka iktidar” ni hükümet planları sürerken şeklinde oluştu. Erdoğan’ın da Gül’ün, koalisyonun CHP ile yasahneye çıkışıyla partide koapılmasını istediğine dair mesalisyon ortağı konusundaki terjı partiye ulaştı. Gül, bu mesajı S gunsuz bir dille geri çevirdi. 3 Baba ocağı Kayseri’ye gittiği halde kurucusu olduğunu vurgulamasına rağmen partimizin kampanyasına destek vermedi. AKP’de Gül’ün koalisyon seçenekleri çerçevesinde ileriye yönelik olarak yeniden gündem yapılmak istendiği görüşüyle, partide buna izin verilmemesi görüşleri seslendirildi. AKP’liler, Erdoğan’ın MHP tercihinde birleşirken, Gül”CHP” dedi. nı Erdoğan ve Davutoğlu ile telefondaki görüşmelerinde mutlaka koalisyona gidilmesi gerektiği, dolaylı kanallardan da partiye, “ortaklığa en uygunu CHP’dir” şeklinde ilettiği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre Gül, CHP ile ortaklığı, “içeride iş dünyasının ve uluslararası çevrelerin isteğinin de bu yönde olması ve böyle bir koalisyonun ancak çok uzun zamandır süren iç gerilim azaltıp sona erdireceği için” tercih ediyor. Gül de zaman kaybına yol açacak yeni bir seçime gidilmemesi için tabanı yüzde 65’i bulacak ve icraatları açısından içeride ve dışarıda “öngörülebilir” bulunacak bir AKPCHP koalisyonunu en ideal model olarak tercih ediyor. Gül’ün koalisyon ortağı konusunda partiye telkini, AKP yöneticilerinin çoğunluğunun da içinde bulunduğu partililerce, “Partiyi dizayna yönelik müdahale” olarak görüldü. Bu çerçevede Gül’ün eski defterleri açıldı ve AKP’ye 3 yanlışı çıkarıldı: 1 Seçim öncesi yaptığımız ‘gel aday ol’ çağrısını reddetti. 2 Cumhurbaşkanlığınca yapılan fetih şölenine daveti, uyAKP içinde tam tersi tezlerle Gül’ü savunanlar da bulunuyor. Bu grup ise Erdoğan başta olmak üzere parti yönetiminin Gül’e yönelik haksızlıklarını sayıyor. Buna göre Gül’ün Kayseri il teşkilatına yapacağı bir ziyareti öğrenen parti yönetimi, ziyaretin yapılacağı gün partinin kapatılarak teşkilat yöneticisinin tatile çıkarılmasını sağlamış. Seçimin yapıldığı pazar gününden itibaren Gül’ün AKP’li ziyaretçilerinde gözle görülür bir artış yaşandığı da belirtiliyor. Gül ayrıca bugünlerde her ikisi de kendi adını taşıyan vakıf ve üniversite faaliyetleriyle daha çok mesai harcıyor. Gül’e AKP’li akını Gül’ün arşivi açıldı Gül mükemmel Başbakan olabilir umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a atfen “Sultan zor durumda” diyen Economist dergisi, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ise mükemmel bir Başbakan adayı olabileceğini yazdı. İngiliz Economist dergisi, son sayısında başyazılarından birini Türkiye’deki genel seçime ayırdı. Dergi, Türkiye ile ilgili bir diğer yazısında da, Gül’ün milletvekili olmadığını hatırlatıyor ve Başbakan olması için ara seçime gidilmesi gerektiğini ifade ediyor. “Seçmenler otoriter bir lidere ‘Hayır’ dedi” yorumunu yapan Economist’in başyazısın C da şöyle deniliyor: “Türkler açık bir şekilde Sayın Erdoğan’ın daha güçlü bir Başkan olma istediğini reddetti. Türklerin çoğu artık Erdoğan’ın mezhepçi Sünni üslubunu, muhalefete karşı hoşgörüsüz tavrını sevmiyor. (...) “Sayın Erdoğan için doğru yol, geri çekilmesi ve anayasanın öngördüğü gibi apolitik bir Cumhurbaşkanı olmasıdır. Aslında AK Parti’nin kurucularından biri ve eski bir Başbakan olarak Sayın Gül, Sayın Erdoğan’ın karşısında duracak itibara sahiptir ve yeniden mükemmel bir Başbakan adayı olurdu.” Bilal Erdoğan: Bu dünyaya kulluk için geldik Gölcük’te işadamı Talip Kahraman’ın annesi adına yaptırdığı Hacı Fatma Kahraman Camisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu, TÜRGEV Yönetim Kurulu üyesi Bilal Erdoğan’ın ve AKP milletvekilleri Zeki Aygün, M. Akif Yılmaz, Gölcük Belediye Başkanı Mehmet Ellibeş’ın katılımıyla açıldı. “Sayın Cumhurbaşkanımızın da selamları üzerinize olsun” diyerek konuşmasına başlayan Erdoğan, “Bu dünyaya gelmemizin sadece kulluk için olduğunu, bu dünyanın ahiretimizin tarlası olduğunu bilen gençlerimiz geleceğimizi çok daha aydınlık kılacaktır” dedi. l GÖLCÜK/DHA Gül medyası bayrak mı açtı? eçim sonuçlarının etkisiyle yandaş medyadaki kırılmalar devam ediyor. Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu, Ülke TV’de katıldığı programda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anayasaya aykırı davrandığını söyledi. AKP İstanbul Milletvekilli Özlem Zengin’in itirazları karşısında Bayramoğlu stüdyoyu terk etmek istedi. Bu olaydan sonra Kanal 24’te daimi yorumcusu olduğu “Yeni Türkiye” programı yayından kaldırıldı. Programın bitirilmesi kararının Ethem Sancak’tan geldiği iddia ediliyor. Kanal 24 Genel Yayın Fehmi Koru S Yönetmeni, programın yayından kaldırılmasını ramazanın gelmesine bağladı. Habertürk’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sarayı, Davutoğlu’nun ise genel başkanlığı terk etme ihtimali üzerine bir yazı kaleme alan Fehmi Koru, Star gazetesi başyazarı Ahmet Taşgetiren tarafından “parti içi intifada” olarak yorumlandı. Taşgetiren, “Gül’ü savaşa süren yazı” isimli yazısında üniversite arkadaşı olan Fehmi Koru ve Gül’ün, söz konusu “reçete”yi beraber belirleyip belirlemediklerini sorguluyor. Koru’nun önerilerini “omuriliğe dokunan bıçak darbesi niteliğinde” bulan Taşgetiren, “Eğer bu yazı Gül’den habersiz olarak yazılmışsa, Gül bunu okuduğunda rahatsızlık duymuştur. Eğer Gül’ün bilgisi dahilinde yazılmışsa, o zaman da Gül’ün bayrak açtığını okumak lazımdır” dedi. Koru yazdığı cevap makalesinde, Erdoğan ve Davutoğlu’ndan kendini destekleyecek alıntılar yaparak, “Beni sahaya Davutoğlu ve Erdoğan birlikte sürmüş olmasın?” dedi. A Haber yorumcusu ve Timeturk Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Çiçek, “AK Parti kendi medyası ile seçimi kaybetti” isimli yazısında, önceki gün seçim sonuçlarından Aydın Doğan’ı sorumlu tutan Cem Küçük’ün aksine havuz medyasını suçladı. Çiçek, “Bu hareketin kaymağını yiyenlerle çilesini çekenler arasındaki farkı görmeyen yöneticilerin kendilerine yakın gazetecileri her gün söylediklerini onaylama mekanizması olarak kullanmaları artık son bulmalıdır. Hiçbir vasfı olmayan sadece ‘Yağdanlık’ yapan, fikir üretemeyen, tetikçilikten ileri geçemeyen bu insanlarla inandırıcı olamazsınız” dedi. Öte yandan, Gezi Parkı protestolarında yaşananlardan sonra hükümet ve Erdoğan’ın yanında yer alarak bizzat kendi yakın çevresinin de tepkisini çeken şarkıcı Yavuz Bingöl’ün 4 Ağustos’taki nikâhında şahitliğini de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapacağı belirtildi. l Haber Merkezi Erdoğan azerbaycan’da Azerbaycan’daki 1. Avrupa Oyunları Açılış Töreni için Aliyev’in davetlisi olarak Baku’da bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çeşitli temaslarda bulundu. Açılışta Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin’le görüştü. Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve eşi Mihriban Aliyeva’nın, konuk cumhurbaşkanları ve devlet başkanları onuruna verdiği yemeğe de katıldı. Erdoğan ardından Haydar Aliyev Merkezi’nde Aliyev ile baş başa görüştü. Türkmenistan Cumhurbaşkanı Gurbangulu Berdimuhammedov ile bir araya gelen Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin’le görüştü. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle