26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 13 Haziran 2015 haber EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: ZARİFE SELÇUK 6 Demirtaş, Diyarbakır saldırısında devleti işaret ederek ‘Hizbullah özür dilemeli’ dedi Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Diyarbakır’daki bombalı saldırı için, “Devlet içinden destek almadan Suriye’den biri elinde bombayla gelip Diyarbakır’da benim konuşma yapacağım sırada iki bombayı patlatamaz. Devlet içerisinde hükümete bağlı güçler içerisinde mutlaka desteğinin ortaya çıkartılması lazım. Aksi takdirde her gün bu tehdidi yaşamaMAHMUT ya devam edeceORAL ğiz” dedi. İhyaDer Başkanı Aytaç Baran’ın öldürülmesinin ardından yaşanan saldırılara da dikkat çeken Demirtaş, “Hizbullah denen grup ‘Biz provokasyona geldik’ diyorsa halktan özür dilemeleri gerekir” diye konuştu. Demirtaş, DBP Eşbaşkanı Kamuran Yüksek’in de aralarında bulunduğu HDP Diyarbakır milletvekilleri ve HDP, DBP Genel Merkez yöneticileri bombalı saldırının olduğu İstasyon Meydanı’nda yaşamını yitirenleri andı. Çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisinin de katıldığı anmada, yaşamını yitirenler olay yerine konulan karanfillerle anıldı. Demirtaş, seçime iki gün kala gerçekleşen provokasyonun Türkiye’de büyük bir iç kargaşa çıkartmak amacıyla gerçekleştirildiğini ifade ederek, “Buradan yüzlerce ölü çıkartılabilse büyük bir kaos yaratılacak, Diyarbakır’dan başlayacak bir iç savaş görüntüsü uyandırılmak istenecek, belki seçim yapılamayacaktı” dedi. ‘Silahlılar talimat bekliyor’ HDP de ilk önce yaklaşık 100 kişiye dönük ‘PKK’nin ya da DAİŞ’in suikast yapacağı istihbaratı dolaştırılıyor. Bu istihbarat emniyete ulaştırılıyor. Emniyet de tedbir amaçlı bu kişilere tebligat yapıyor. Dernek başkanına da tebligat yapılıyor. İlginçtir bu tebligattan iki gün sonra bu kişi öldürülüyor. Tezgâh şöyle kurgulanmış: Birçok Hizbullah militanı şu anda Diyarbakır ve birçok şehirde silahlandırılmış durumda ve kendilerine dönük bir saldırı olduğunda kim kimi vuracak o da belirlenmiş durumda. Dolayısıyla HüdaPar’a yakın olan dernek başkanı vurulduğunda kimler aynı dakikada kimi misilleme eylemi olarak vuracak o da belirlenmiş ve anında Hizbullahçılar harekete geçip arkadaşlarımızı katlediyorlar. Hizbullah denen grup ‘Biz provokasyona gelmeyiz’ diyorlarsa ‘Biz bunu bilerek yaptık’ diyorlarsa bilemem. Bu alçaklığı sadece kınayabilirim. ‘Biz provokasyona geldik diyorlarsa önce dernek başkanımızı vurdular sonra bizi harekete geçirip HDP’lileri infaz ettirdiler’ diyorlarsa halktan özür dilemeleri ve bu tezgâhlara düşmeyeceklerine dair, akıllarını başlarına aldıklarına dair açıklama yapmaları lazım.” Son dönemlerde Van ve Diyarbakır başta olmak üzere bölge kentlerinde satılan silahların araştırılması gerektiğini söyleyen Demirtaş, Kürtlerle Müslümanların çatışması varmış gibi gösterilmek istendiğine işaret etti. Demirtaş, koalisyon tartışmalarına ilişkin yöneltilen soruya, “AKP ve CHP’nin ilk koalisyon tartışmasını sürdürmesi bekleniyor. Biz kendilerinin sorumluluk üstlenmelerini bekliyoruz” dedi. l DİYARBAKIR eçime on gün kala” başlıklı yazımda AKP’nin birinci parti olarak çıksa da iktidarda kalamayacağını (kalmasının sürpriz olacağını), HDP’nin ise barajı geçeceğini ve geçmesi gerektiğini yazmıştım… Bu tahminlerim tuttu… Aynı yazıda, seçimin sonuçları ne olursa olsun, parlamentonun asla aynı parlamento, Türkiye’nin asla aynı Türkiye olamayacağı; çünkü ülkemizin bir kırılma, taşma, parçalanma ve ardından gelecek dönüşüm sürecinin eşiğinde bulunduğunu yazmıştım. Şimdi tam olarak böyle bir noktadayız… HHH HDP’nin barajı aşması, bu parti konusunda bu gün de sürmekte olan kuşkularıma karşın, elbette çok sevindirici olmuştur. Fakat “diktatörün devrilmesi”ni sadece bu olguya bağlamak; irdeleyici, kapsayıcı, özetle diyalektik düşünme yeteneğinden yoksunluk demektir.. Bunun anlamı, AKP yönetimi ve başındaki kişiye karşı yıllardır sürdürülen savaşımları küçümsemek, yok saymaktır. Seçim sonucu farklı da olsa bu her şeyin sonu olmayacak, milyonlarca seçmenin haksızlığa uğramışlık duygusu derinleşip şiddetlenecek; toplumsal öfke, düş kırıklığı toplumu daha büyük kargaşalara sürükleyecek, özetle de “diktatör”, bugünkünden farklı bir görünüm ve konumda da bulunsa yine rahat olamayacaktı… Fakat bugünün sorunu bunların irdelenmesi değil, şimdiden sonra neler olabileceği sorusuna yanıt aramaktır… HHH Altını öncelikle çizmemiz gereken, “diktatör”ün, hem siyasi bir figür, hem de kişi olarak ürkütücülüğünü, yenilmezlik algısını sadece toplumun gözünde değil, daha da önemlisi kendi gözünde yitirmiş olmasıdır.. Konuşma diliyle söylersek fiyakası bitmiş, karizması çizilmekten öte param parça olmuştur. Bir görüşme için davet ettiği kişinin isteği üzerine “saray”ından çıkıp görüşmeyi muhatabının istediği yerde yapmak zorunda kalışı, yenilgisinin ilk, fakat simgesel anlamı büyük ve geri dönülmez adımıdır… Seçim öncesindeki propaganda konuşmalarında partisine parlamentonun neredeyse tümünü isterken; bugün aynı azarlayıcı, suçlayıcı, sevimsiz ses tonunu milim değiştirmeksizin koalisyon havarisi kesilmesi ise artık ürkütücü ya da hatta rahatsız edici bile değil, sadece komiktir… Özetle, Türkiye siyaseti üzerinde Tayyip Erdoğan ipoteği sona ermiştir. Seçimin en önemli sonucu bence budur… HHH Hangi partilerin ya da partinin hükümet kurup güvenoyu alacağı konusunda kehanette bulunmayı görevim olarak görmem. Fakat nelerin olmayacağı ya da olmaması gerektiğine ilişkin düşüncelerimi sıralayabilirim. Sözü edilen bir AKPCHP koalisyonu, bir erken seçim için bile yapılacak olsa CHP’ye büyük yara aldırır, AKP’nin ise işine yarar. Bence en olmaması gereken budur. En olamayacak olanı ise MHP ve HDP (en azından bu süreçte) birlikteliğidir… Neden “bu süreçte”? Çünkü seçimden başarılı çıkmış görünseler de, her ikisinde de ayrışmalar kaçınılmazdır… Hele HDP’nin dinci, ayrılıkçı, solcu, liberal, demokrat vb… bir arada tutulması olanaksız unsurların tam bir alaşımı olduğu düşünülürse… AKPMHP koalisyonu ise akla en yakın olanı gibi görünse de, MHP’nin bu partiye ve liderine ağır suçlamaları düşünüldüğünde, bu da gerçekleşmesi neredeyse olanaksız bir seçenektir. MHP ya da HDP, koalisyona girmeksizin, bir AKP azınlık hükümetine destek olurlar mı? Böyle bir dışarıdan destek farklı nedenlerle de olsa her ikisine, özellikle HDP’ye ağır yara aldırır… Geriye sanki, bu iki partinin birlikte, her biri kendi doğrultusunda, bir CHP azınlık hükümetini destekleme olasılığı kalıyor… Burada ise sorun çıkaracak parti MHP gibi görünmekte… Seçimden önceki yazılarımdan birinde, HDP’nin seçime parti olarak girme kararını “rus ruleti” oyununa benzetmiştim… Şimdi ise bütün partiler arasında bir satranç oyunu karşısındayız… Burada da oyunu yönetme ustalığı bakımından en büyük sorumluluğun öncelikle CHP yönetimine düştüğü kanısındayım… Seçimden bir hafta sonra “S Demirtaş, İstasyon Meydanı’ndaki bombalı saldırı sırasında ölenler için karanfil bıraktı. (Fotoğraf: DHA) Saldırının üzerinden bir hafta geçmesine rağmen ne İçişleri Bakanlığı ne de valilik tarafından bugüne kadar kendilerine herhangi bir bilgi aktarılmadığını söyleyen Demirtaş, şöyle devam etti: “Diyarbakır Valiliği ve Emniyeti önleyebilecek güce sahip olsalardı önlerlerdi. Madem bir istihbarat zafiyeti var onları istihbarat desteği almadan bu alçakça eylemi göre kim ‘Bakanlık bilgilendirmeli’ yapamayacaklarına destek olmuşsa çıkması lazım. Devlet içinden destek almadan Suriye’den biri elinde bombayla gelip Diyarbakır’da benim konuşma yapacağım sırada iki bombayı patlatamaz. Devlet içerisinde hükümete bağlı güçler içerisinde mutlaka desteğinin ortaya çıkartılması lazım. Aksi takdirde her gün bu tehdidi yaşamaya devam edeceğiz. Çünkü DAİŞ bağlantılı, yerelde de destek sunan güçler hücre örgüt lenmesi şeklinde şu anda. Kaygım şudur ki Türkiye’nin yüzlerce yerinde sadece eylem talimatı bekliyorlar. Toplumun bu kaygı içerisinde sürekli paniğe sürüklenecek bir ortamda yaşamasını istemiyoruz.” Konuşmasının devamında Diyarbakır’da 3 HDP’linin silahlı kontra gruplar tarafından öldürülmesi olayına değinen Demirtaş, şunları söyledi: “Bölge Tebligatlar yapıldı ‘İç savaş amaçlandı’ Fuat Avni yine çok konuşulacak AKPCHPMHP üçgenini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait olduğunu iddia ettiği planlarını yazdı. Buna göre plan, seçimlere kadar Türkiye’yi kana bulayarak suç HDP’ye atılıp HDP’nin baraj altında kalmasını sağlamak ve tekrar iktidara gelmek. İddialar şöyle sıralandı: 4 Y... ve avaneler, ilk şoktan sonra çok özel bir toplantı yaptılar. Seçimle ilgili değerlendirme yapıldı. 4 İki seçenek değerlendirildi. Öncelikle hükümet kurdurmayıp erken seçime gitmek, başaramazlarsa MHP ile koalisyon hükümeti kurmak. 4 Y..., ‘Ne olursa olsun erken se Fuat Avni: Ülkeyi kana bulayacaklar çime gidecek formüller geliştirin, MHP ile koalisyon olursa bile seçim hükümeti olmalı” dedi. 4 Y...’in en büyük korkusu, PKK’nın silah bırakması. ‘Bu durumda HDP’nin oyları katlanır, buna müsaade edilmemeli’ dedi. 4 Fidan, yeniden oyuna dönüyor. Bu minvalde MİT içindeki IŞİD hücreleri devreye sokulup PKK’nin tahrik edilmesi kararı alındı. 4 Diyarbakır başta olmak üzere bölgedeki üst düzey güvenlik amirlerinin de kaos için ayarlandığı rapor edildi. 4 KCK içindeki MİT’çiler, Cizre ve Yüksekova başta olmak üzere kanlı eylemler yaparak, karşılıklı provokasyona zemin oluşturacak. Buldan, Önder ve Baluken dün Meclis’te açıklama yaptı. (Fotoğraf: AA) Partide Akşener üzerinden yapılan söylemler ‘AKP’nin MHP üzerinden oyunları’ şeklinde değerlendiriliyor SELDA GÜNEYSU Akşener’i koalisyon hesapları yaktı Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, MHP İstanbul Milletvekili Meral Akşener’in adının sürekli TBMM Başkanı olarak geçmesine dönük, “Zannediyorum başkanvekilliğini de kaybetti” şeklindeki sert söyleminin perde arkasında, “AKP’nin MHP’yi koalisyona ikna etmek adına Akşener’e Meclis Başkanlığı için destek vermesi yönündeki kamuoyuna yansıyan görüşlerin etken olabileceği” dile getiriliyor. Partide Akşener üzerinden yapılan bu tür söylemlerin “AKP’nin MHP üzerinden oyunları” şeklinde değerlendiriliyor. Bahçeli de “AKP’nin bu blöfünü gördüğünden, partinin bu türlü tuzaklarını boşa çıkarmak adına” bu şekilde sert bir söylemde bulunduğuna dikkat çekiliyor. Bahçeli, dün iki gazeteye yaptığı açıklamada, TBMM Başkanlığı için Meral Akşener’in adının geçmesiyle ilgili sert tepki göstermiş ve “Bu şekilde söylenen isimlerden hiç hoşlanmam, ismi geçeni de devre dışı tutarım. Meral Akşener’i eğer çok sık kullanırsanız, o devre dışı kalır, haberiniz olsun. 80 milletvekilimiz var, her şeyde Akşener. Bu, o zaman başka bir şey var burada demektir. Onun için bir Meclis açılsın. Zannediyorum başkanvekilliğini de kaybetti” demişti. MHP kulislerinde, Bahçeli’nin Akşener’in adaylığı için bu kadar sert yorumda bulunmasının perde arkasında, sürekli olarak basında yer alan “AKP, Meral Akşener’e Meclis Başkanlığı jesti yaparak, MHP’yi ‘Silahsızlanma çağrısını Erdoğan engelledi’ Ankara Milletvekili ve İmralı heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder, izleme heyetinin İmralı’ya gitmesi ile birlikte Öcalan’ın PKK’ye silahsızlanma çağrısını yapacağını, ancak bunun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından engellendiğini söyledi. Önder, “Cumhurbaşkanı’nın 35 puanlık milliyetçi oyu Kürt düşmanlığı yaparak kazanabiliriz varsayımına ülkenin barışını kurban ettiler” dedi. Önder, İmralı heyeti üyeleri HDP İstanbul Milletvekili Pervin Buldan ve HDP Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken ile MHP HDP Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, genel seçim sonuçları ve çözüm sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Önder, Öcalan’ın “Mutabakat ışığında izleme heyeti buraya geldiği gün silahsızlanma kongresi için tarih vereceğim ve çağrı yapacağım” dediğini, bunun tutanaklarının devlet elinde olduğunu, ancak hükümetin bunu duyunca “masayı devirdiğini” söyledi. Çözüm sürecinin iki aydır dondurulduğunu vurgulayan Önder, “İlan edilmemiş İmralı tecridi yürürlüğe konmuş durumda” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Bürosu koalisyona ikna edebilir” şeklindeki yorumların olduğu belirtiliyor. Genel merkeze göre “MHP’deki bazı isimler üzerinden dile getirilen bu türlü söylem ve yorumlar, AKP’nin MHP’ye koalisyon tuzağı”. MHP’deki hâkim görüşe göre, AKP, kendisini meşru kılmak için her yolu deneyecek. Herhangi bir koalisyon kurulamazsa, “Biz her türlü yolu denedik ancak muhalefet her zamanki uzlaşmacı olmayan tavrını gösterdi” diyerek, er ken seçim yolunu gösterecek. “AKP, Meral Akşener’e Meclis Başkanlığı jesti yaparak, MHP’yi koalisyona ikna edebilir” yorumları da bu nedenle “maksatlı” olarak nitelendiriliyor. Öte yandan partide, “herhangi birinin adının sürekli ön plana çıkarılmasının Bahçeli’yi kızdırdığı, genel başkanın isimlerin partinin önüne geçmesinden hiç hoşlanmadığının” da altı çiziliyor. Bu durum, “partinin söylem birliği ilkesine aykırılık ve bir ismin partideki diğer isimlerin önüne geçmesinin parti ilkeleri açısından etik olmadığı” şeklinde de değerlendiriliyor. MHP’nin tavrının her zaman “önce parti, sonra isimler” olduğuna dikkat çekiliyor. lANKARA ‘Kaset gündemi uzadı’ Milletvekili adayı olduğu dönemde “kaset” iddialarıyla da gündeme gelen Akşener’in bu dönemde “kendisini çok iyi savunduğu ancak olayı her gün medyaya taşıdığı” da partide dile getirilerek, bu durumdan da parti yönetiminin “rahatsız olduğu” belirtiliyor. Bahçeli’nin Akşener’in TBMM Başkanlığı için adının geçmesine sert tepkisinin bir başka nedeninin de seçimlerden önce bir televizyon kanalında “HDP’nin barajı geçip geçmemesinin kendisi için bir mahsuru olmadığını” söylemesi ve “Demokrasilerde her şeyi tartışabilirsiniz ama seçmenin iradesini tartışamazsınız” şeklindeki demeçlerinin de etken olduğuna dikkat çekiliyor. MHP’de ayrıca seçimlerin ardından Akşener’in adının sürekli gündeme gelmesinden sonra, konuyla ilgili herhangi bir şekilde açıklama yapmamasının da parti yönetiminin “tepkisine yol açtığı” öğrenildi. KCK: Öcalan ateşkes çağrısı yapamaz Kürt sorununu çözmeyen ve Türkiye’nin sorunlarını ağırlaştıran AKP iktidarının son bulduğunu belirten KCK, Kürt sorununun çözümü için yeni politikalar önerdi. KCK gerekli koşulları “Başmüzakereci Öcalan’ın özgürlüğü ve Meclis’in devreye girerek üzerinde anlaşılan çözüm adımlarının yasal ve anayasal güvenceye kavuşturulması” olarak açıkladı. Ateşkes konusunda tek muhatabın kendileri olduğu vurgulanarak, “Böyle bir çağrıyı HDP yapamayacağı gibi, mevcut İmralı koşullarında bulunan Önder Apo’nun da böyle bir çağrıyı yapması mümkün değildir” denildi. lMAHMUT ORAL / DİYARBAKIR C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle