18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 17 Nisan 2015 haber EDİTÖR: CANER ÖZTÜRK TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 4 Çözüme seçim molası ‘Söyleyin! Tıbben Sakıncası Yok’ oktor yaşlı adamı iyice muayene etmiş, bütün MR’ları, filmleri, tahlilleri gözden geçirmiş, gerekli ilaçları yazmış, tavsiyelerde bulunmuş ve sonunda sormuş: Başka ekleyeceğiniz bir şey var mı? Hasta ezile büzüle yanıtlamış: Bir de şu cinsel sorun var... Doktor şaşırmış: Nedir derdiniz? Ben, demiş hasta, ancak üç ayda bir faaliyet gösteriyorum. Seksen yaş için hiç fena değil demiş doktor. Hasta itiraz etmiş. Ama arkadaşlarımın söylediklerine göre, haftada bir yapıyorlarmış. Doktor rahatlamış, gülümseyerek arkasına yaslanmış. Siz de öyle söyleyin, demiş tıbben hiçbir sakıncası yoktur. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı, içinde özgürlüklerden demokratik, dengeler ve denetim mekanizmaları, kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı ilkelerine kadar hemen her şeyin bulunduğu, Yeni Türkiye Sözleşmesi ile AKP’nin seçim beyannamesini görünce ister istemez bu öykü geliyor akla. Beyannamenin içinde gerçeklerle bağdaşmayan neler yok; bu durumda nasıl gelmesin ki?.. İstediğini söylemenin tıbben olmadığı gibi siyaseten de bir sakıncası yok. HHH Onun için doktorun yaşlı hastasına söylediğini biz de tekrar edebiliriz: İstediğinizi söyleyin, siyaseten hiçbir sakıncası yoktur. Nitekim, Ahmet Davutoğlu, kuvvetler ayrılığından, yargı bağımsızlığından söz etmekten hiç çekinmiyor. Bunları okurken insan elinde olmadan gülüyor. Tıpkı disiplin suçları dışında askeri yargının kaldırılması vaadi gibi. Askeri yargıdan ağzı yanmış ve kaldırılmasından yana biri olarak, yine de askeri yargı ile ilgili önerilere güldüm. Askeri yargıya karşı olmamızın nedeni, yargı bağımsızlığıyla bağdaşmayacak olmasıdır. Sen askeri yargıyı kaldıracak, ama onun yerine, siyasi iktidara sıkı sıkıya bağlanmış bir sivil yargı kuracaksan, bunun ne kıymeti var? Gidin hukukçulara sorun: 12 Eylül’ün askeri Yargıtay’ını mı, Tayyibizmin sivil Yargıtay’ını mı tercih edersiniz? Alacağınız yanıtı çok merak ediyorum. Unutmayalım ki, bir kumpas olduğu artık iyice meydana çıkmış olan Balyoz Davası’ndaki mahkumiyet kararları sivil Yargıtay tarafından onanmıştır. Ve bu kararı veren Yargıtay Dokuzuncu Ceza Dairesi 12 Eylül 2010 referandumu ertesinde AKP tarafından özel olarak oluşturulmuştur. Bu durumda, yargı askeri olmuş sivil olmuş, bağımlı yargı olduktan sonra ne fark ediyor ki? HHH Ahmet Davutoğlu bizzat kaleme aldığı “Yeni Türkiye Sözleşmesi”ni okumaya şöyle başlıyor: Yeni bir yola çıkıyoruz. Beyaz kefenimi giymiş Alparslan gibi çıkıyorum. Doğrusu ya bu kefen edebiyatı artık baydı. Demokrasilerde yola kefen giyerek çıkılmaz. Zaten Ahmet Bey’in kefenini giyerek, yola çıktığı da yalandır. Ama siyasi gösteri yapmak isteyen muhalif vatandaşın bunu gerçekleştirmek için kefeni giymeyi göze alması gerektiği bir gerçektir. Gören gözler, AKP liderinin kefen giyen pozlarına kanmıyorlar, onlar Beyefendi’nin kefen giyen değil, kefen giydiren konumunda olduğunu biliyorlar. Bu arada, “kurucu genel başkan” Tayyip Erdoğan’a gönderilen selam, Ahmet Bey’in Tayyibizmin genel çizgisine herhangi bir itirazı, onunla herhangi bir anlaşmazlığı olmadığını vurguluyor. Zaten olamazdı da... Çünkü Ahmet Davutoğlu, Tayyibizmin, henüz kullanma süresi dolmamış, bir yan üründür. Ahmet Bey’in CHP’nin alkışlı kampanyasına sık sık atıf yapması, bilmem size de, “Davutoğlu bu kadar saldırdığına göre, acaba CHP’nin kampanyası başarılı mı?” sorusunu sordurmadı mı? Akdoğan, ‘PKK’nin silah bırakmasının seçimden önce olmayacağı anlaşılıyor’ dedi KP, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, seçimde muhalefetin güçleneceği ve Türkiye’nin olması gereken yerde olduğu eleştirilerine karşı “yorum yapmama” yoluna gitti. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Gül ile polemiğe girmeyeceklerini belirtirken, “Yorum yapmak haddimiz de değil. Abdullah Bey söylemiş, kamuoyu değerlendirsin” dedi. Akdoğan, seçime kadar PKK’nin kongre toplamasını ve silah bırakmasını beklemediklerini belirtti. Akdoğan, Avrupa Parlamentosu’nda kabul edilen “soykırım” kararı için ise “Cehalet örneği” dedi. ERDEM Akdoğan ve eski BaşbaGÜL kan Yardımcısı AKP Ankara Milletvekili Emrullah İşler, AKP Ankara adayları Mücahit Arslan ve Nuri Elibol ile birlikte bir grup gazeteciyle bir araya gelerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Akdoğan şunları söyledi: D A İşler: Soykırımı Ermeniler yaptı Toplantıda konuşan Emrullah İşler, AP’de kabul edilen karar tasarısıyla ilgili şunları söyledi: “Önce 20 bin Ermeni dediler, rakam 1.5 milyona kadar geldi, 600 bin rakamı telaffuz edildi. Halbuki, Ermeni nüfusu, tüm Ermeniler 1 milyon 300 bin. Buradan 1.5 milyonluk bir soykırım çıkarılması niyeti ortaya konuyor. Ermenilerin katlettiği masum insan sayısı 521 bindir. Eğer gerçekten soykırım varsa, o soykırımı planlı bir şekilde Ermeniler yapmıştır. Arşivlerin açılmasına neden razı olmadılar? Açsınlar, ‘Biz sonuca razıyız’ diyoruz.” nu kamuoyu değerlendirecektir. felsefesi var zaten içinde. Yok Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı var, yok çözüm süreci ibaresi yok, yok Türklük çıkarıldı yok şöyle oldu, böyle oldu. Yemek tarifi gibi bütün her şey olacak değil. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının çerçevesi bellidir; hak ve adalete dayalı fırsat eşitliğine dayalı bir vatandaşlık. Daha önce 2023 vizyon belgesi açıklandı. Şimdi sözleşme, bu neye tekabül edecek. Bunun tezahürleri ne olacak. Anayasa bağlamında çalışılacak. 13 yıldır iktidarda olan bir partinin böyle bir muhtevayla bağlayıcı bir çerçeveyle ortaya çıkması. Bu çok değerli bir şey. Silahın gölgesinde seçime girmek demokrasiye inanmamak demektir. Ağrı’dan oy aldın diyelim, buna şaibe karışır. Bu HDP’nin oylarına şaibe düşürecek bir durumdur. İllegalitedir. Silahlı adamların orada dolaşması, HDP’yi ‘örgüt partisi’ durumuna düşürür. Senin o adamları dolaştırmandır provokasyon. Sen Batı’da barıştan bahsedeceksin, doğuda terörü kullanacaksın. Bu sahtekârlıktır. HDP’ye tepki Silah bırakma görünmüyor Çözüm süreci seçime endekslenerek yürüyen bir süreç değil. Kendi doğası olan bir süreç. Ancak Abdullah Öcalan’ın yaptığı kongre çağrısı filan, bunun seçimden önce olmayacağı anlaşılıyor. PKK’nin Kongre toplaması, silah bırakması, bir iki ay içinde olacak gibi görünmüyor. Yürüyen her projeyi beyannameye koymanın anlamı yok. Çözüm sürecinde kararlılık belli. Göz Yalçın ardı etme söz koAkdoğan nusu değil. İşin Ortak vatandaşlık AP kararı cehalet Büyük bir cehalet örneği tarihi, safsatalar üzerinden birşeyler yapıyorlar, bu düzeyde bir cehalet görmedik. Son dönemde Türkiye aleyhine ciddi bir negatif propaganda var. Türkiye’nin imajı ile ilgili de ciddi lobi çalışması var. Farklı sebeplerle farklı ülkelerin bu kampanyaya katıldığını görüyoruz. Son karar bunun tezahürü ama kıymeti harbiyesi yok, AB ile ilişkileri parlamentonun aldığı karara endekslemek de doğru olmaz. AP Tarih Kurumu değil, eğer bir gücü varsa, dünyanın önünde çok ciddi problemler var, o konularda bir karar alsın. l ANKARA Çözüm neden yok Gül için yorum yapmadı İçe dönük polemikler yapmıyorum, bunun da fayda getireceğine inanmıyorum. Abdullah Bey’in sözlerini yorumlamak bizim haddimiz de değil. Sayın Gül, görüşlerini söylemiştir, bu Bireysel başvuruda çark Davutoğlu’nun açıkladığı bildirge, AYM’den başkanlığa kadar birçok konuda çelişki barındırıyor Mahkemeler ceza yağdırdı Erdoğan’a hakaret edildiği iddiasıyla bir günde 3 karar İstanbul ve İzmir’deki mahkemelerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a başbakan olduğu dönemde hakaret ettikleri iddiasıyla gazeteci, LGBTİ aktivisti ve bir öğrenci para cezasına mahkum edildi. BirGün Gazetesi Genel Yayın Sorumlusu Barış İnce’nin, 25 Aralık yolsuzluk soruşturması fezlekesine dayandırdığı “Ceplerine duble yol yapmışlar” Barış İnce haberi nedeniyle “gizliliğin ihlali ve hakaret” suçlamasıyla İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına devam edildi. Mahkeme, “gizliliğin ihlali” suçlamasından beraatına karar verdiği İnce’yi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle 10 bin 620 lira adli para cezasına mahkum etti. LGBT aktivisti avukat Levent Pişkin, Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde “Dört dörtlük Aleviyim” açıklaması üzerine sosyal paylaşım sitesi Twitter’da “başbakan’dan ‘dört dörtlük i.neyim. İ.neliği sizden öğrenecek değilim.’ Açıklamasını bekliyoruz. Öptüm” diyerek Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle bu kez 10 bin TL manevi tazminata mahkum edildi. İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen duruşmada Pişkin’in avukatı Tora Pekin, müvekkilinin yazdıklarıyla hakaret amacı taşımadığını belirterek “Siyasi kişiler hicivlere daha hoşgörülü olmak ve katlanmak durumundadır” dedi. Pişkin, hakkındaki 1500 TL’lik ilk mahkumiyet kararını Anayasa Mahkemesi’ne taşımıştı. Başvuruya ilişkin henüz karar çıkmadı. İzmir’de de Berkin Elvan anmasında slogan atarak Erdoğan’a hakaret etmekle suçlanan Sercan Ö, İzmir 27. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 7 bin 80 TL adli para cezasına çarptırıldı. Hükmün açıklanması geri bırakıldı. l CANAN COŞKUN KP’nin seçim bildirgesinde “Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru” hakkı getirilmesi “temel hak ve özgürlükEMİNE ler” başlığı altında övülürKAPLAN ken, bildirgenin ilerleyen sayfalarında bu uygulamanın Anayasa Mahkemesi’ne yük getirmesi nedeniyle yeniden gözden geçirileceği vurgusu yapılması dikkat çekti. AKP’nin seçim bildirgesi, birçok çelişkiyi de içinde barındırıyor. Bildirgenin “temel hak ve özgürlükler” başlığı altında hükümetin neler yaptığının anlatıldığı 22. sayfada “Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını getirdik” denilerek 2010 yılında yapılan referandumla getirilen bu uygulamaya övgüler yağdırılıyor. Ancak bildirgenin “Adalet sisteminde dönüşüm” başlıklı bölümün 44. sayfasında “Bireysel başvurunun Anayasa Mahkemesi’ne getirdiği aşırı iş yükünün, mahkemenin işlevselliğine zarar verme ihtimali karşısında bu uygulamayı gözden geçireceğiz” hedefi yer alıyor. Erdoğan, başbakanlığı döneminde Anayasa mahkemesi’nin bireysel başvuru üzerine Twitter ve Youtube’a getirilen yasakları kaldırması üzerine tepki göstermiş, “Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu karara uymak durumundayız. Ama saygı duymak zorunda değilim. Bu karar saygı duymuyorum. Şu anda alınmış olan bu karar, birincil mahkemelere müracaat edilmeden, hukuk yolları tüketilmeden AYM’ye götürmüştür” demişti. Erdoğan, yine mahkemenin eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un bireysel başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi’nin uzun tutukluluğu hak ihlali sayan kararıyla ilgili olarak ise “Hayırlı olsun dileklerimi özellikle ifade etmek istiyorum. Başbuğ ile ilgili düşüncelerimi biliyorsunuz. Sürekli söylediğim, tutuksuz yargılanmasıydı” dedi. Davutoğlu’nun kendi eliyle kaleme aldığını açıkladığı başkanlık sistemiyle ilgili olarak bildirgede bir model önerilmedi. Bu konuyla ilgili olarak “Hazırlayacağımız özgürlükçü ve insan odaklı yeni Anayasa ile yasama ve yürütmenin müstakil olarak etkin olduğu, demokratik denge ve kontrol mekanizmalarının öngörüldüğü, toplumsal farklılıkların siyasal temsilinin sağlandığı, ademi merkeziyetçi bir idare sisteminin güçlendirildiği, karar alma süreçlerinin hızlandığı, her türlü vesayetin engellendiği yeni bir siyasal sisteme geçebiliriz” denilirken, nasıl bir tip başkanlık sistemi olacağı konusunda ise “Hükümet modellerinin tartışılacağı zemin kuşkusuz demokratik bir anayasal zemin olacaktır” vurgusu yapılması dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk tipi başkanlık sistemi olmaz” eleştirileri üzerine “Bal gibi olur” demişti. l ANKARA A Erdoğan eleştirmişti Kadın adaylara ‘ikna odalı’ mesaj Başbakan Ahmet Davutoğlu, AKP Genel Merkezi’nde kadın milletvekili adayları ile tanışma toplantısı düzenlendi. Davutoğlu, kadın milletvekili adaylarına “Kadınları ikna odalarına yönlendirenler bugün Meclis dışındalar ama onların ikna odaları için müstahak gördükleri kardeşlerimiz ise yeni Türkiye’nin kurucu unsunları oluyorlar” sözleri ile seslendi. 28 Şubat’ta sadece hayat tarzlarına değil, ne söyleyeceklerine, ne içeceklerine kadar hayat tarzlarına müdahale edildiğini söyleyen Davutoğlu, “12 yıl içinde kimin hayat tarzına karıştık biz? Herkesi kendi hayat tarzını yaşadı, yaşıyor. İsteyen istediği şekilde yaşar, ta ki başka birinin hayat tarzını, özgürlük alanını sınırlayana kadar” dedi. ANKARA (Cumhuriyet) ‘İ.’ tweeti için 10 bin TL FINANCIAL TIMES, GÜL’ÜN SÖZLERİNE DİKKAT ÇEKTİ AKP’deki çatlak büyüdü İngiliz Financial Times gazeteDombey, Gül’ün önceki günsi, eski Cumhurbaşkanı Abdulkü konuşması ile “başkanlık lah Gül’ün halefi Recep Tayyip sistemine muhalefetini iki kaErdoğan’ı yetkilerin tek elde toptına çıkardığı” görüşünde. Yalanması ile ilgili olarak uyardızıda şu ifadelere yer verildi: ğını ve iktidardaki AKP içindeki “Sayın Gül’ün konuşması önçatlakların büyüdüğünü yazdı. cesi de iktidar partisinde ihtiAbdullah Gül önceki akşam İslaf olduğuna dair başka işarettanbul’daki Financial Times Türler de vardı. Sayın Erdoğan ile kiye Zirvesi’nde bir konuşma Abdullah Gül Başbakan Ahmet Davutoğlu yapmıştı. Gazetenin organizasyoarasında bazı görüş ayrılıklanunu, Financial Times’ın uluslararası rı olduğu açık. Sayın Gül bazı konularilişkiler editörü David Gardner ile Tür da Sayın Davutoğlu’na benzer bir dukiye muhabiri Daniel Dombey yönetruş sergiler görünüyor. Örneğin, Başmişti. Gül yaptığı konuşmada parlabakanın arkasında olduğu yolsuzlukla menter sistemin iyileştirilmesi gerekti mücadeleye yönelik askıda kalmış yağini söylemişti. sa tasarısına desteğini açıklamıştı.” Türk tipi başkanlık yok Eski KPSS savcısına suçlama 2010 yılında yapılan KPSS’de kopya çekildiği iddiasına ilişkin soruşturmayı yürüten savcı Yücel Erkman, daha önce bu soruşturmayı yürüten ancak yaklaşık 4 yıl dosyayı sümen altı eden eski Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Şadan Sakınan hakkında HSYK’ye suç duyurusunda bulundu. Savcı Erkman, dilekçesinde Sakınan’a “örgüt üyeliği” veya “örgüte bilerek isteyerek yardım etme” suçlamalarından hangisinin yöneltileceğinin HSYK’nin takdirine bırakıldığı belirtildi. l ANKARA (Cumhuriyet) C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle