18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 10 Nisan 2015 haber EDİTÖR: CANER ÖZTÜRK TASARIM: BARIŞ AKTAŞ 4 Sandık Hiyerarşisi ayyip Bey’in hedef aldığı son zümre genelde avukatlar, özelde ise 31 bin 183 üyesiyle dünyanın en büyük barosu olan İstanbul Barosu ve onun oyların yüzde 67’sini alarak seçilmiş başkanı Ümit Kocasakal. Tayyip Bey’in Ümit Kocasakal’ı sevmemesi, onu görünce ya da adını duyunca tüylerinin diken diken olmasında yadırganacak bir yön yok. Çünkü Ümit Kocasakal hukukun üstünlüğünü savunur. Tayyip Bey ise üstünün hukukundan yanadır, hukukun üstünlüğünden nefret eder, tabii onu savunandan da. Öte yandan İstanbul Barosu yalnız üye sayısı açısından değil, hukukun üstünlüğünü savunma işlevi açısından şerefli geçmişi bakımından da büyüktür. Bu büyüklük biraz da demokrasimizin gelişmemişliğinin ürünüdür. Çünkü gelişmiş demokratik ülkelerin barolarının tersine İstanbul Barosu, demokrasiyi ve hukuk devletini savunma konusunda daha fazla görev yüklenmek zorunda kalmış ve bu işlevini yüz akıyla yerine getirmiş, birçok İstanbul Baro Başkanı demokrasi ve hukuk tarihinde isim bırakmışlardır. Ümit Kocasakal da bunlardan biri olduğuna göre, söyler misiniz bana Tayyip onu nasıl ve neden sevsin? HHH Nitekim hiç sevmiyor ve şu sözlerle haksızca saldırıyor ona: Ey Baro Başkanı sen de tüm avukatları temsil etmiyorsun! Kocasakal’ın yanıtı ise kısa ve net: Ey Cumhurbaşkanı, aldığın yüzde 52 oyla sen ne kadar milleti temsil ediyorsan, ben de aldığım yüzde 67 oyla o kadar İstanbul Barosu avukatlarını ve baroyu temsil ediyorum! Üstelik burada üzerinde durulması gereken önemli nokta da, birinin kendisini seçen iradenin anayasa ve yasalar çerçevesinde verdiği yetkinin sınırları içinde kalırken, öbürünün kendisini seçenlerin vermediği, anayasa ve yasalardan doğmuş olmayan yetkiler kullanmaya kalkmasıdır. Şimdi Tayyip bey ile Ümit Kocasakal’dan hangisinin yetki gaspı içinde olduğunu belirtmeye kalkmak gereksiz sanırım. Yetki gaspında bulunanın fiili bir kez saptandıktan sonra, artık açıkça söylemek mümkündür ki, yetkilerini taşmayan meşruiyet alanının sınırlarına tecavüz etmemiş, öbürü ise gayri meşruluk alanına girmiş konumdadır. Ne yazık ki artık Türkiye’de yetkilerini anayasa ve yasalardan almayan, kendini, yetkilerini anayasa ve yasalardan alanların üstünde görmek, hatta onları tanımamak salahiyetini kendinde bulmaktadır. HHH Tayyip Bey’in böyle davranmak cesaretini, kendisini milli iradenin temsilcisi olarak sandıktan çıkmasından aldığını ileri sürüyor kimileri. Acaba sandık, Tayyip Bey’e böyle bir yetki veriyor mu? Başka bir deyişle çeşitli sandıklar arasında bir hiyerarşi var mı? Yani, yürütmenin en üst katında olanı saptayan sandık, başka alanlardaki seçilmişleri saptayan sandıktan daha üstte yer alır ve bütün diğer sandıklardan çıkanlar, ondan çıkana biat etmek zorunda kalır mı? Tabii ki hayır! Tabii ki demokrasilerde sandık hiyerarşisi yoktur. Her sandık, hangi makamın seçimine yönelikse, ona ait sonuçlar doğurur ve her sandıktan çıkanın yetkileri de anayasa ve o kurumla ilgili yasalarda belirlenir, sandıktan çıkan da kaynağını onlardan almayan bir yetkiyi kullanamaz. Peki, kişioğlu kendi meşrebine göre, bir sandık hiyerarşisi icat ederse ne olur? Ne olacak hıyararşi olur ve demokrasi hıyarı acımış cacığa döner! Davutoğlu: Yeri geldi adayları Google’a sorduk Başbakan Davutoğlu, seçimlerde başkanlık sistemi için çalışacaklarını söyledi aşbakan Ahmet Davutoğlu, parlamenter sistemin sakatlıkla malul olduğunu savunarak, seçimlerde “başkanlık” için çalışacaklarını söyledi. Davutoğlu, başkanlık sistemine geçilmesi halinde kendi konumuyla ilgili ise “Değiştiği zaman o konu neyi gerektiriyorsa onu yaparım” dedi. Davutoğlu, milletvekili adaylarını belirlerken Google’dan faydalandıklarını da açıkladı. Davutoğlu “Bir an geldi, kaliteli iki aday. Özellikle az bilinen isimlerde. ‘Google’a girin son konuşmasını çıkartın’ dedim. Birkaç ilde konuşmalarını dinledik adayların. Birkaç ilde böyle karar verdik” diye konuştu. Davutoğlu NTV yayınında şu değerlendirmeleri yaptı: Benim yanımda da olmasın: “Davutoğlu’nun ekibi, Cumhurbaşkanının ekibi” diye bir ayrım yapmak sunidir. Bir MYK’da dışarıya farklı görüntü vermek isteyen veya böyle görüntü yansıtanlara, “Cumhurbaşkanımızın yanında olmayan benim yanımda da olmasın” dedim. CHP önseçimine göre kaydırmalar oldu: Bu bir satranç oyunudur, rakiplerinizin hamlelerini gözetiyorsunuz. CHP’de önseçim yapıldı. Son gün dahi listelerde, “şurada şu hamleye karşı biz de şunu yapsak daha iyi olur” diye iller arasında kaydırmalar yaptık. Parlamenter sistemi savunsalardı: (Seçim beyannamesi) Parlamenter sis T B tem, bugün özünde Türkiye’de sakatlıkla, malul doğdu. Yani 27 Mayıs’tan itibaren parlamenter sistem yok Türkiye’de. Bugün parlamenter sistemi savunanlar, parlamenter sisteme tehdit geldiğinde savunsalardı, yani “emuhtıra”, “367” günü, “411 el kaosa kalktı” diye yazdıkları gün savunsalardı, parlamenter sistem Türkiye’de işlerdi ve kimse de belki başkanlık sistemini gündeme getirmezdi. Dışarıdan bakanlık olabilir: Ali (Babacan), Bülent (Arınç) ve Beşir (Atalay) beylerle birçok şeyi paylaşmışız. Ne ayrılırız ne ben kendimi yalnız hissederim. Bizim ilişkimiz makama bağlı değil. 4 yıl sonra hepsi yeniden milletvekili adayı olabilirler. Dışarıdan bakanlık konusu ihtimal dışı değil. HDP’nin AKP’nin önünü kesmek için bir proje olduğunu savunan Davutoğlu “Demirtaş ve HDP, iyi dizayn edilmiş bir projeyle karşımızdalar. HDP’nin barajı aşması gibi korkumuz yok” dedi. Davutoğlu, HDP’nin barajı aşma iddiasıyla ilgili olarak da “HDP, balayı havasındalar ekip olarak, o balayı değişirse nikâhı bozmaya kalkmasınlar. Demokrasiyle kıydıkları nikâhı devam ettirsinler. Ülkeyi kaosa tevessül edecek olaya teşebbüs etmesinler” ifadelerini kullandı. l ANKARA (Cumhuriyet) Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ HDP nikâhı bozmasın Vidanjör anahtarlı propaganda Davutoğlu, Çevre ve Altyapı Projeleri’nin toplu açılış törenine katıldı. Törende bazı belediye başkanlarına vidanjör gibi temizlik araçlarının temsili anahtarı verilirken anahtarlara iliştirilen kartonda Erdoğan ve Davutoğlu’nun resimleri dikkat çekti. ‘Mis kokulu Türkiye geldi’ aşbakan Ahmet Davutoğlu, 1990’lı yıllarda çok pis kokuların duyulduğu bir Türkiye olduğunu, yolsuzlukların ve hortumlamaların yanı sıra hem ahlaken hem de fiziki olarak pis kokuların geldiğini söyleyerek “İşte o pis kokulu Türkiye gitti, mis kokulu Türkiye geldi” dedi. Davutoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre ve Altyapı Projeleri’nin B toplu açılış törenine katıldı. Davutoğlu törene 1 saat geç geldi. Çıkmak isteyene tehdit Bakanlığın otobüslerle salona taşınan personeli bu bir saat içinde salonun bulunduğu binanın dışına çıkmak istedi. Ancak bakanlık yetkililerinin engeli ile karşılaşan personel, isimlerinin kayıt edilmesiyle tehdit edildi. lANKARA Partiler seçim kampanyalarında öne çıkaracakları isimleri belirlemeye başladı illetvekili aday listelerini YSK’ye veren partiler seçim kampanyasında öne çıkaracakları isimleri de belirlemeye başladı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve partinin yeni etkin isimleri öne çıkaracağı için AKP’nin kampanyası “iki buçuk başlı”, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile önseçimden çıkanlar damga vuracağı için CHP’ninki “yeni CHP ekibi”, cumhurbaşkanı seçiminin bir benzerini hedeflediği için HDP’ninki “Demirtaş kozu” ve ilk kez popüler isimlere yer verdiği için MHP’nin kampanya stratejisi ise “koalisyon kadrosu” diye tanımlanıyor. Partilerin milletvekili ERDEM adaylarının netleşmesiGÜL nin ardından 7 Haziran seçimi aralarında geçecek 4 partinin hazırlıklarına başladıkları kampanya stratejileri de belli olmaya başladı. Partilerin kampanyada kendileri için avantaj olduğu hesabını yaparak öne çıkaracakları isimlere ilişkin şu analizler seslendiriliyor: İşte partilerin vitrinleri M rına “zorunlu olmadıkça izin almadan konuşma” ve “Diğer partililerle ekrana çıkma” yasağı ise sürecek. Baraj için sahne alacaklar: HDP’nin özellikle batıda adaylarını “Türkiye partisi” hedefiyle göstermesine karşın hâlâ tartışmasız kampanya kozu Selahattin Demirtaş olarak gösteriliyor. HDP kampanyanın ana motifini cumhurbaşkanı seçiminde olduğu gibi Demirtaş üzerinden oluşturacak. Demirtaş’tan daha az olmak üzere Sırrı Süreyya Önder, Ertuğrul Kürkçü, Altan Tan, Dengir Mir Mehmet Fırat, Mithat Sancar, Hüda Kaya gibi adayların da barajın aşılması için kampanyada sahne almaları bekleniyor. MHP’li koalisyon: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin aday listesinde Ekmeleddin İhsanoğlu, Durmuş Yılmaz ve bazı uzmanlarla tabanda güçlü ülkücü isimlere ver vermesi, kampanyanın şekline dair ipucu olarak değerlendiriliyor. Bahçeli, bu kez kampanyanın tek patronu olmak yerine dışarıdan getirdiği iddialı adaylar ve tabanda güçlü isimlerin de kampanyaya aktif olarak katılmalarını sağlayacak. MHP geleneğinden farklı olarak Bahçeli’nin etrafında çok sayıda ismin de kampanyada yer almalarıyla “MHP koalisyon ortağı olmayı hedefliyor” mesajı verilecek. l ANKARA En büyük koz Demirtaş Efkan Ala (AKP) Y. Akdoğan (AKP) D. Yılmaz (MHP) D. Mir Fırat (HDP) Kılıçdaroğlu ve yeni ekibi HP, 7 Haziran için kampanyasını Kılıçdaroğlu üzerine kurmayı planlıyordu. Prova olarak da bazı kentleri ziyaret ederek metroya binmesi, üniversite kafelerinde tavla oynaması, Kılıçdaroğlu belgeseli gibi bazı etkinlikler yapıldı. Halen kampanyanın merkezinde Kılıçdaroğlu’nun “insani” özellikleri çerçevesinde “halkın içinde” olmak niteliğinin altı çizilecek ancak bu kez iddialı olduğunun vurgulanması için “Kılıçdaroğlu başbakan oluyor” vurgusu güçlendirilecek. Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra önseçimden ilk sıralarda çıkan ve ilk kez CHP’li olan değişik toplumsal kesimlerden adayların kendilerini ve CHP’liliklerini anlatmalarına olanak sağlanacak. sinlik kazandı. Davutoğlu, belirlenecek miting takvimi çerçevesinde meydanlara çıkarak parti için oy isteyecek ancak Erdoğan da “partinin lideri” konumuyla başta başkanlık sistemi olmak üzere düzenleyeceği çeşitli toplantılarla kampanyanın ikinci odağı olacak. AKP kamyanyasında bir de buçuk kategorisinde isimler etkin olacak. Üç dönemliklerin gidişiyle birinci sıraları alan ve “parti büyüğü” konumunu kazanan Yalçın Akdoğan, Efkan Ala, Süleyman Soylu, Numan Kurtulmuş, Mustafa Şentop, Mahir Ünal gibi isimler parti adına yine başkanlık sistemi teması etrafında oy isteyecekler. Partinin milletvekili adayla C İhsanoğlu devrede AKP iki buçuk başlı Albayrak’ın adaylığı ‘normalleşme’ içinmiş Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Başdanışmanı Etyen Mahçupyan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın AKP’den aday olmasını “bir tür normalleşme” olarak gördüğünü söyledi. CNN TÜRK’te soruları yanıtlayan Mahçupyan, “Eğer kavga ortamının devam edeceğini düşünürseniz damadınızı o medyanın başında devam ettirirsiniz. Ama yumuşama öngörüyorsanız kavga adamlarını başka yerlerde kullanmaya başlarsınız” dedi. l Haber Merkezi Başbakan, başkan ve adamları: AKP’nin deneyimli isimlerince milletvekili aday listesi için “düşük profil” ve “vasat” ifadeleri kullanılıyor. Buna göre AKP’nin kampanyasının adaylarca değil doğrudan liderlerce yürütüleceği ke ‘Gömülecektik mezardan çıktık’ Başkanlık propagandasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Sistem değişikliğine gitmemiz şart’ dedi umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, başkanlık sistemindeki ısrarını sürdürüyor. Erdoğan, Patent Enstitüsü’nde yaptığı konuşmada “Artık bu gömlek, bu vücuda dar geliyor. Bizim bir sistem değişikliğine gitmemiz şart. İşte bu da artık Türkiye, başkanlık sistemiyle süratle bir sıçramayı gerçekleştirmesi gerektiriyor ve bu başkanlık sisteminde göreceksiniz ki artık Türkiye bir patinaja girmeyecek, hızla bir büyüme sürecine girecektir” dedi. Erdoğan 4. Türk Patent Ödülleri Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı. Onur ödülüne yeni kriter TBMM Başkanlığı’nın TBMM Onur Ödülü’yle ilgili yönetmelik değişikliği Resmi Gazete’de yayımlandı. Yeni yönetmeliğe göre TBMM Onur Ödülü’nü kazanmaya hak kazananlar yılda iki kişiyle sınırlandırıldı. Daha önce ödüle aday olanlarda aranan Türk vatandaşı olma şartı da kaldırıldı. Para ödülü, berat ve heykelden oluşan Onur Ödülü’ndeki para ödülü 80 adet Cumhuriyet altını olarak tanımlandı. C Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Patent Ligi 1’incisi, 2’ncisi” ve “En Fazla Uluslararası Patent Başvurusu Yapan Firma” ödüllerini Mustafa Koç’a verdi. Başkanlık sistemine geçilmesi yönündeki düşüncelerini yineleyen Erdoğan, süratli bir sıçrama yapmayı hedeflediklerini söyledi. Erdoğan, “Gömülmek istendiğimiz mezardan çıktık, üzerimize dökülmek istenen betonu parçaladık. 2023 hedeflerine ulaşacağız ve bunu başaracağız, buna inanıyor ve her alanda mücadele ediyoruz. Bu hedeflere, ülkesine inançları olmayanlar yok değil. Bunları ciddiye almayacağız, elde edeceğimiz sonuçlardan onlar ve onların çocukları da faydalanacak” diye konuştu. lANKARACumhuriyet Paskalya yortusunu ‘Kalo Paska’ diye kutladı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Yunan mevkidaşı Prokopis Pavlopulos ile telefonda görüştü. Erdoğan, Ortodoksların Paskalya yortusunu Pavlopulos’a “Kalo Paska (İyi Paskalyalar) diyerek kutladı. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre İpsala Sınır Kapısı’nda bulunan Pavlopulos, aradığı Erdoğan’a Fenerbahçe’ye yönelik saldırı nedeniyle geçmiş olsun dileğinde bulundu. lANKARACumhuriyet C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle