18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 10 Nisan 2015 yorum TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 20 ar c A n e g z Ö Kavşak ‘Yasah Hemşerim!’ Nereden gelirse gelsin, kim okurlarımın belleklerini, yaparsa yapsın, ister özel üzülerek tazeleyeceğim ya da resmi kökenli olsun, için özür dilerim. Dünkü her türlü şiddete ve teröre çocuk diyeceğim Sultan karşı olduğumuzu bu köşeyi (1954), Veziri Azam (1959) okuyanlar bilirler… doğumlular. İki kişi, İstanbul’da Eylül 1961’de Yassıada’da Adliye’deki odasında Savcı Başbakan Adnan Mehmet Selim Menderes’in, Kiraz’ı öldürdü. Dışişleri Bakanı Lanetlenmekten Fatin Rüştü başka ellerine Zorlu’nun, ne geçti? Bir Maliye Bakanı dava uğruna Hasan yaptılarsa, Polatkan’ın o davanın idam kökünü de sehpasındaki ateşlemediler fotoğrafları, tüm Menderes’in idamı... mi? gazetelerde Cumhuriyet ve başka yayımlanmamış mıydı? Sultan gazeteler ile bazı TV o zaman 7, Veziri Azam 2 kuruluşları, Savcı Kiraz’ın yaşındaydı… öldürülme anını gösteren HHH fotoğrafı, kamuyu Dallas’ta, 22 Kasım 1963’te aydınlatmak amacıyla Lee Harvey Osvald (24), yayımlayarak görevlerini eşiyle açık bir arabada halkı yerine getirdiler. selamlayan ABD Başkanı Sonrasında Veziri Azam’ın John Fitzgerald Kennedy’yi, “talimatıyla”, bu fotoğrafı dürbünlü tüfeğiyle açtığı yayımlayan gazetelerin ve ateşle öldürmüştü. TV kuruluşlarının görevlileri, Amerikan haber ajansı Associated Press, olay anını gösteren tek fotoğrafı, yok fiyatına dünyada pazarladı. Türkiye’de o fotoğrafı yazı işleri müdürü rahmetli Erol Dallı Cumhuriyet’e satın aldı. Aradaki 8 saatlik farktan dolayı Cumhuriyet özel baskı Kennedy’ye suikast anı... yaptı. Yeni gazete özel bir kamyon ile Ankara’ya savcının cenaze törenine gönderildi. İsmail Sobacı’nın “Yasah Hemşerim!” kullandığı Ankara Büromuzun mantığıyla sokulmadılar. kamyonetinin kaportasına Ardından bir mahkemeden oturarak, alınan kararla bağıra bu görüntüyü çağıra o özel yayımlayan baskıdan YouTube, Tvitter, Ankaralılara Facebook gibi birkaç bin internet siteleri gazete de engellenince, satmıştım. Türkiye dünya Sultan o basınında alay zaman 9, konusu oldu. Veziri Azam 4 Oysa yaşındaydı… anayasanın 27. HHH maddesinde İki gün “Basın hürdür, sonra Osvald, sansür Dallas Polis edilemez…” Müdürlüğü’nden, deniliyor. Cumhuriyet korumalarla Sultan, uçan Gazetesi... çıkarken bir sarayına yalnızca gece kulübünün yandaş ve çıkardaş yayın sahibi Jack Ruby’nin kuruluşlarının temsilcilerini kurşunlarıyla öldürüldü. O an alıyor, karşıtları dışlıyor. çekilen fotoğraf tüm dünya Böylece, kendi resmi basını ile birlikte Türkiye’de gezilerinde bile basına “sansür” uyguluyor. Sonra da öttükçe öttüğü çıkardaşları da “megafon” yerine kullanıyor. İran dönüşü şöyle öttü: “Bir kısım basınyayın kuruluşları bu hadiseyi (savcının öldürülmesi) insanlığa, ahlaka, vicdana, hakka, hukuka sığmayacak Ruby, Osvald’ı öldürüyor... şekilde verdi. Batı ülkelerinde terörün ve de yayımlandı. teröristin propaganda aracı HHH haline dönüşen basınyayın Daha sonra Kennedy’nin kuruluşlarının kapısına anında morgda yatarken ve hukuk eliyle kilit vurulur.” otopsideki fotoğrafları da basına yansıdı. Bu fotoğraflara, bugün dahi YouTube’da, Tvitter’de, Facebook’ta, Google’da rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Yasak, ancak Türkiye’de “basınyayın kuruluşlarının kapısına anında hukuk eliyle kilit vurmak” isteyen dikta heveslilerine özgüdür. Kennedy morgda... Dün Cumhuriyet örnek olarak, ABD’den Nev York Post ve İngiltere’den Evening Standart gazetelerinden iki örnekle Sultan’ı yalanladı. IŞİD teröristinin, kurbanının boynuna dayadığı bıçakla öldürürken gösteren fotoğraf, her iki gazetenin önyüzünde tam sayfa idi. HHH Benim gibi nüfus Kennedy otopsi öncesinde... kâğıdı eskimiş am yerine düştü! AKP’nin cumhuriyet tarihinde görülmedik biçimde ülkede yarattığı çevre ve doğa yağmasından etkilenen, buna karşı duyarlılık ve tepkisiyle öne çıkan Ege’nin kalbinden, İzmir’den aday oldu. İşi zor Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun. Öyle ithal aday olmasından, paraşütle 1. bölge 1. sırada partisinin vitrinine konmasından değil. Kabinede bakan olarak uygulamalarından, imzalarından. Nihayetinde EMO ve çevreci örgütler tarafından “çevre düşmanı” ilan edilmiş bir isim. “Hiçbir orman alanını işgal ettirmedik” diyebilen bakanın, ormanlarda, doğal yaşam alanlarında, özel çevre koruma bölgelerinde, SİT’lerdeki yağmada, talanda imzası var. Dereleri, çayları kurutan HES’lerde; dağları, vadileri delik deşik eden, kemiren maden işletmelerinde, taşocaklarında onayı var. Görevi koruma değil, yok etme adeta. T İzmirlik Aday!.. Osman Pepe’nin imzalamadığı ve koltuğundan olduğu Turgutlu Çaldağı’nda dünyanın en ilkel, zehir saçan nikel işletmesine “evet” dedi. 300 bin ağacın kesilmesine yol verdi. O işletme ki, zaten büyük bir kirlilik yükünü taşıyan Gediz Nehri’ni zehir kanalına dönüştürecek, 4 milyar dolarlık tarımsal üretim gerçekleştiren Gediz Havzası’nı kurutacak. 2010 yılında yaptığı açıklamada, güya 31 Aralık 2012’de Gediz’den balık tutacaktı. Sonradan çark etti, “Gediz’i kurtarmak bizim görevimiz değil” sözüyle manşetlere geçti. HHH Milyonlarca ağaç dikildiği yalanını ortaya atıyor. Oysa Dünya Doğal Kaynaklar Enstitüsü liderliğinde Google, BM Çevre Programı, BM Küresel Çevre Programı ve 40’tan fazla ortağın bulunduğu bir konsorsiyum, tersini söylüyor. Uydu verilerinin Küresel Orman Takip ve Uyarı Sistemine göre AKP döneminde Türkiye, Konya ilinin büyüklüğünde ormanlarını kaybetti... Türkiye’nin denizleri, suları kirleniyor. Kuruyan, kurutulan göller var. Akarsular, dereler ranta dönüştürülüyor. Karadeniz’in doğası, güzelliği, HES’lerle yok ediliyor. Oksijen deposu Kazdağları, altın işletmelerinin tehdidi altında. HHH Dönelim İzmir’e... Dünyanın en eski sağlık merkezi Allianoi’yi göz göre göre çamura, suya gömdü Eroğlu. Ardından bu 2 bin yıllık tarih ve kültür mirası için ne söyledi anımsar mısınız: “Allianoi diye bir yer yok, orası Paşa Ilıcası diye bilinen bir hamamdır...” Demek Allianoi diye bir yer yok; çok yolsuzluk, bol yağma var anlaşılan. Halkın değil, sermayenin yanında Eroğlu. “Barajlar kralı” olduğunu söylüyordu. İzmir’in tepesinde Efemçukuru’nda altın işletmesi çalışsın diye yarımadanın içme suyu gereksinimini karşılayacak Çamlı Barajı’na izin vermedi. Barajı yapacak İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni sürekli engelledi. Kemalpaşa Lojistik Köy için Ansızca ve Yenmiş köylerinde 100 binin üzerinde zeytin ve kiraz ağacının kesildiğini unutmadık. Erozyon yüzünden ağaçlandırılması gerekirken Kemalpaşa Akalan köyüne taşocağı ve Karşıyaka’nın dibinde, yargının iptal ettiği Arapdağı maden işletme ruhsatını da... Karaburun Yarımadası’nda özel şirketlere, RES’lere tahsis edilen ormanlık alanları geçmeyeyim. İzmir’in kucağına hoş geldin Eroğlu!.. Yüz binlerce ağaç kesildi orman bakanıyken. Ormanların yüzde 60’ını madencilere peşkeş çekti. Kendinden önce AKP’li bakan KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Lozan’dan Lozan’a eride bıraktığımız “2 Nisan” günü, başını “ABD”nin çektiği emperyalizmin “5+1” ülkesiyle “İran”ın “Lozan”da yaptığı “Nükleer Anlaşma” (mutabakat), ülkemizin “24 Temmuz 1923” günü, dönemin; “İngiltere” önderliğindeki emperyalizmin “on iki” ülkesiyle yaptığı “Lozan Barış Antlaşması”nı anımsattı; özellikle de basına. Çünkü gerek “Barış Antlaşması”nın, gerekse “92 yıl” sonra yapılan bu nükleer anlaşmanın kimi ortak noktaları olması dikkat çekicidir; “1923”te masanın bir kenarında “Batı” karşısında da onlara göre Doğu’nun bir İslam ülkesi “Türkiye”; günümüzde de yine “Batı” ve karşısında “İran İslam Cumhuriyeti Devleti”. “Lozan”da “92” yıl önceki “Batı”, blokunun içinde, Asya emperyalizminin liderliğine adım atan “Japonya” varsa da hepsi yine “İngiltere”nin dümen suyundadırlar, günümüzün “ABD” ile “5+1” ve ötekiler gibi. Kuşkusuz her iki “Lozan”ın konusu apayrı olmakla birlikte, “92” yıl önce Türkiye’nin, “92” yıl sonra da İran’ın müzakereler sırasında ortak bir “tutum”ları olmuştur: Batı’nın karşısında kararlı bir “direniş”, “dik” duruş ve karşılarına dikilen dünya devleriyle “eşit” oluş. İran’ın “Dışişleri Bakanı M. Cevad Zarif” tarafından açıkça yansıtılan bu tutum, 1923 Lozan’ında da baş delegemiz olan “Türk Dışişleri Bakanı İsmet Paşa” tarafından “eşitlikçidik duruş” olarak müzakerelerin daha ilk günü ortaya konacaktır. “İ. İnönü”nün bu direnişi pek çok kez dile getirilmiş, yazılmışsa da, son günlerde kimi “hominidler”in (insanımsı SÜPER LOTO 3, 16, 25, 41, 43, 49 dönemin saygın ülkelerinin adları arasında “Türkiye”nin de yer alıp yazılmasıdır... Oysa bugün, laik “TC Devleti’nin Cumhurbaşkanı”, gençlik kültürünü çağdışı bir “İslami” tarikat önderinin ayakları dibinde oturup ona bağlanarak alan ve “ABD” tarafından yana yıkılakullanılması istenen biri olan, “R.T. Erdoğan”dır... Yapılan “afratafra”lar, “van minüt”ler, insana ancak “orta oyunu” söylemlerini anımsatmaktadır; ne dersiniz? Dolaysıyla “İran”ın takındığı bu “dik” duruşun anlamını özellikle “ABD”nin “nükleer silah” konusundaki görüş sürecine kısaca değinerek ortaya koymak sanırım yerinde olur. “1960” öncesinde, yalnızca “ABD, Sovyet Rusya, İngiltere”, nükleer silahlara sahiptir; “Fransa” da “1960” yılında bu “üçlü”ye katılır; “1964”te de “Çin” bu topluluğun “5.” üyesi olur. Kısa bir süre sonra, “1968”de de “Nükleer Silahsızlanma Anlaşması” imzalanır ki, bununla, bu “5” ülkenin nükleer silaha sahip olma hakkının “yalnızca” kendilerinde olduğunu ilan ettikleri kabul edilir. Bu “Beşli Grup” bilindiği gibi, başka ülkelerin de bu silahı üretmelerini engelleyemez; “Hindistan” öncülük eder, arkası da gelir ve sıra emperyalizmin “Ortadoğu”daki maşası “İsrail”dedir; böylece “İsrail” de, nükleer silah sahipleri topluluğuna buyur edilir. Kuşkusuz, bölgenin bir ülkesi sayılan “İran”a bu konuda günümüzde uygulanan “kısıtlama”, “mutabakat” gibi engellere değil takılmak, bunların sözü bile edilmeden... Yarın çoğalarak “Beşiktaş”ta olalım. G 6 BİLEN: (4. Devir) 5 milyon 236 bin 738 TL 5 BİLEN: 4 bin 465’er TL 4 BİLEN: 93.35’er TL 3 BİLEN: 7.45’er TL İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAn ERİnÇ yaratıkların), “İnönü”ye yaptıkları saldırının karşısında bir kez daha anımsayalım diyorum. Lozan’da “Barış Antlaşması” müzakerelerine başlamadan önce yapılacak açılış töreninde, ev sahibi “İsviçre Federasyonu”nun Başkanı Haab’ın konuşmasından sonra “İngiltere’nin baş delegesi” ünlü siyasetçi“Lord Curzon’un konuşacağını duyan İnönü, “Öyleyse ben de konuşmalıyım!” diyerek görüşünü bildirirse de Curzon’un kısa bir teşekkür konuşması yapacağı ileri sürülerek kabul edilmez. “20 Kasım 1922” günü yapılan açılış töreninde, “Bşk. Haab”ın konuşmasından sonra da “Curzon” konuşur; sözünü bitirip otururken, törende bulunanlar şaşkınlık içinde “İnönü”yü kürsüde görürler... “İnönü”nün amacı, müzakerelerin “tek” taraflı olmadığını “ikinci” bir tarafın da varlığını, hem de “eşit” olarak varlığını gözler önüne koymaktı ve “İnönü” bu duruşunu müzakereler boyunca bastıra bastıra sürdürecektir. “Batı”nın, “1. Dünya Savaşı”yla iyice beliren “Doğu” ile ilişkilerindeki kendini hep üstün gören tutumuna karşı, “İnönü”nün “eşitlikçidik duruşunun”, “Batı”nın toplumsal yaşamına da yansımasının ilk örneği, İsviçre’nin “Neuchatel” kentinde o yıllarda yapılan kent kütüphanesi binasının dört dış duvarının alınlarına yazılan, İcra Kurulu Başkanı AKIn ATALAY Genel Yayın Yönetmeni CAn DünDAR Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü Ayşe Yıldırım Başlangıç Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Düzeltme: Mustafa Çolak l Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 Ahmet Rasim Sok. No: 14 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İmsak İstanbul 04.55 Ankara 04.43 İzmir 05.09 nAMAZ VAKİTLERİ Güneş Ögle İkindi 06.27 13.13 16.50 06.13 12.57 16.34 06.36 13.20 16.56 Akşam 19.46 19.30 19.51 Yatsı 21.10 20.52 21.11 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle