28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 9 Mart 2015 EDITÖR: ELİF TOKBAY haber 7 Pencerede can pazarı Ayşegül’ü dalgalar yuttu emre’ye akrabalarını ziyarete gelen Yabacı çiftinin iki yaşındaki kızı sahilde oynarken 1,52 metrelik dalgalara kapılarak yaşamını yitirdi. Mehmet Taner Yabacı ve Naile Yabacı çifti, yakınlarını ziyaret için AyşeAntalya’nın Demre ilçesine bağgül bebek lı Beymelek Mahallesi’ne gitti. 2 yüz metre yaşındaki Ayşe Yabacı, 4 yaşınaçıkta daki ağabeyi ve aynı yaştaki fark kuzeniyle Sufat Sahili yakınlaedildi. rındaki evin çevresinde oynamaya başladı. Bir süre sonra dışarı çıkan Mehmet Taner Yabacı, Ayşe’nin olmadığını fark etti. Çevredeki seralarla sahilde Ayşe’yi arayan baba, durumu polise bildirdi. Bu sırada sahilde balık avlayan Hüseyin Cansev, 100 metre açıkta bir karartı gördü. Boyu 1.5 metreyi aşan dalgalarla sürüklenen çocuğun cansız bedeni sahile vurdu. l ANTALYA/ DHA D Suriyeli çocuklarda şark çıbanı alarmı Adana’da, merkez Yüreğir İlçesi’nin Koza, Yeşilbağlar, Bahçelievler mahallelerinde yaşayan Suriyeli ailelerin çocuklarında şark çıbanı görülüyor. Adana Devlet Hastanesi’ne gelen Suriyeli bir kadın aynı anda 5 çocuğunda şark çıbanı çıktığını belirtti. Çıbana neden olan paraziti karasinekler bulaştırıyor. Çıban yüzde iz bırakıyor. l ADANA/ DHA zgecan Aslan’ın vahşice öldürüldüğü binmez biri bacağıma bıçak soktu. ArkaMersin’de bu kez LBGBT birey İpek da oturan saçımı çekti, öndeki başımı eğdi. Kaya, kaçırılarak öldüresiye dövüldü. ŞidBeni götürdüler portakal bahçesine, üzeridetin her türlüsünü yaşadığını, gördüğü me bira döktüler. Kemerle dövdüler. Biri bişiddet nedeniyle İstanbul’dan Mersin’e tiyor, biri geliyordu. Bir tek bana değil bükaçtını anlatan Kaya, aitün arkadaşlarıma küfür ediyorlesinin de cinsiyet delardı. Niye biz öyleymişiz. Neğiştirdiği için kenden bu işi yapıyormuşuz. O an disine sırtını döndüölmek istedim. Diyorum ‘öldüğünü, annesini en rün’, ‘yok’ diyorlar, ‘sizin gibi son 18 yıl önce gördüi...leri işkence ederek öldürmek ğünü söyledi. lazım.” İşkenceye ara verip araGeçen günlerde üç kişi tarafınbalarına gittiklerinde can havdan kaçırılarak dövülen Kaya, yaliyle kaçmış İpek Kaya ama salşadığı vahşeti şöyle anlattı: “İki kidırganlar yakalanamamış. l ABİDİN YAĞMUR/ MERSİN şi durdu anlaştık. Arabaya biner İpek Kaya Öldüresiye dayak Ö İzmir Konak’ta önceki gece alkollü olan ve erkek arkadaşıyla tartışan A.E.A. (26) pencereye çıktı. Ayağı kayan A.E.A. düşmek üzereyken, erkek arkadaşı kollarından yakalamayı başardı. Uzun süre pencerede sarkan ve erkek arkadaşı tarafından tutulan kadın daha fazla tutunamayarak 3. kattan sert zemine düştü. Hastanede tedavi altına alınan A.E.A.’nın hayati tehlikesinin olduğu öğrenildi. l İZMİRCumhuriyet Ege Bürosu Kısa kısa Başarılar dilerim Güray Öz Yeni dönemde öneriler “Cumhuriyet’te Bağzı Güzel Şeyler Oluyor” başlığı sonrası hem Can Dündar’ın hem de Ahmet Tan’ın duyurdukları yenilikler ışığında yazma gereği duydum. Önerilerimi birkaç başlıkta paylaşmak isterim: 1. Yıllar önce yapıldığı gibi “okur anketi” yapmalısınız. Bazı köşe yazarlarının az okunduğunu ya da hiç okunmadığını gözlemliyorum. Çevremdeki okurlarla yaptığım mini anket sonucu edindiğim izlenim bu. Haftada 23 kez yazanların okunurluk oranı daha yüksek. 2. Sizin köşenizde “Kaptan kısa yazın diyor. Ben de telgraf çekiyorum” diye ironik biçimde belirttiğiniz gibi köşe yazıları çok uzun. İlhan Selçuk’un söylediği gibi köşe yazısı sayfanın yarısını geçmemeli. Yazı uzadıkça sütuna sığdırmak amacıyla punto küçülüyor. Bu da okumayı zorlaştırıyor. 3. Cumhuriyet okuru olmadığı halde “Kitap” ve “BilimTeknoloji” ekleri için gazete alanları tanıyorum. “Pazar eki” için aynı şeyleri söylemek olası değil. İkiüç imzayla çıkan ve ilgi çekici söyleşilerin olmadığı bir pazar ekini siz ya da sizin söyleyişinizle “Kaptan” beğeniyor mu? Saygılarımla... l Akın Ersöz Cumhuriyet yenilendi kurlarımız dün gazetelerinin yenilenmiş yüzüyle, yeniden düzenlenmiş sayfalarıyla, daha kolay okunabilir yazı karakterleri ile tanıştılar. Cumhuriyet yeni biçimini okurlarının beğenisine sundu. Kuşkusuz bu yenilenme yalnızca sayfa düzenlemelerindeki değişikliklerle sınırlı değil; yeni yazarlar tanınmış konuklarla zenginleşen içerik ve daha çok haber anlayışı ile bütünleşiyor. Cumhuriyet kimi okurlarımızın ilettiği kaygıları da ciddiye alıyor kuşkusuz. Yayın çizgimizin güvencesi Cumhuriyet Gazetesi, Cumhuriyet Vakfı’nın Kuruluş Senedi ve Yayın İlkeleri’nde açık net bir şekilde belirtilmiş ilkeleridir. Gazete bu ilkelere uygun gazetecilik yapmayı, laik demokratik cumhuriyeti ödünsüz savunmayı sürdürecek. Haberde nesnellik, gerçekçilik ilkelerinden ayrılmayacak. Halkın haber alma hakkına her koşulda ve hiç korkmadan saygı gösterecek, gereğini yerine getirecek. Cumhuriyet Okur Temsilcisi olarak benim görevim de daha önce olduğu gibi gazetecilik ilkelerinin uygulanmasına okurlarla, redaktörlerle, gazete yönetimiyle tartışarak katkıda bulunmak olacak. Amaç daha iyi habercilik yapan bir gazetedir. Burada da bize düşen öncelikli görev, büyük bir heyecanla çaba gösteren yeni yayın yönetimine destek olmaktır. Yeni döneme girerken geçmişe takılıp kalmak kuşkusuz doğru olmayacaktır. Ama bu hafta yine de geçen haftalardan kalan eleştirilere, önerilere yer vermek yerinde O olur. Geçtiğimiz günlerin gazetecilik tartışmaları açısından ilginç olayı, bir hukuk faciası olan Balyoz davasının çürütülmüş “kanıtlarını” bir bavulla özel yetkili savcılara teslim etmeyi gazetecilik olarak sunmuş olan Mehmet Baransu’nun tutuklanması oldu. Hiç ikirciksiz söyleyelim. Baransu’nun “gizli belgeleri yayımlamak” “suçundan” tutuklanması gazeteciliğe ve gazetelere yapılmış açık bir saldırıdır. Bu hiç kuşkusuz Baransu’yu iyi bir gazeteci yapmaz. Aynı şekilde Taraf gazetesinin o günlerdeki yönetmenlerini, Altan ve Çongar’ı da sorumluluktan kurtarmaz. Ama bu sorumluluk okurlara, halka ve Balyoz davası nedeniyle hukuksuz, kanunsuz bir şekilde zulme uğratılmış, zindanda tutulmuş insanlaradır. Gazeteci bir konuda eline geçen belgelerin sahihliği, doğruluğu, gerçeği yansıtıp yansıtmadığı konusunda kesin bir kanaate ulaşmadan yayın yapmamalıdır. Daha da vahimi, gazeteci eline geçen belgeleri yalnızca yayımlamakla yetinmelidir, fikri takiple izlemelidir. Gazetecinin görevi savcılara ulaklık yapmak değildir ve böyle bir tutum hiçbir koşulda hoş görülemez. Cumhuriyet gazetesinin Ahmet Altan’a bu konudaki fikirlerini sorması çok yerinde olmuştur. Altan’ın yanıtının bir yazı formatında yayımlanması hoş olmasa da verdiği yanıtların kofluğu ve daha önemlisi itiraf niteliği taşıması, Cumhuriyet’in iyi gazetecilik ilkelerine uygun davrandığını kanıtlamış ve arşivlere çok değerli bir belge kazandırmıştır. Özenle oluşturulan yepyeni ve çok becerikli yeni yönetimiyle ve bu yönetimin çok ilkeli anlayışı ve de uygulamalarıyla; 8 Mart’tan itibaren “bağzı”lı yeni gazetenizin önceki dönemlerin çok çok ötesinde çok üstün başarılar ve yararlılıklar göstereceğinden ve eski bir “Cumhuriyet” okuru olarak satışlarınızın da artacağından eminim. İlker Başlıoğlu Öldü, sesiyle helallik istedi Zonguldak’ın Kilimli ilçesinde, hayatını kaybeden 96 yaşındaki Hamit Küçük’ün cenaze töreninde, bir hafta önce cep telefonuna kaydedilen kendi sesi dinletilerek helallik istendi. Karadon Site Camisi İmamı Fikri Karslı, bir hafta önce kıldıkları cuma namazının ardından Hamit Küçük ile sohbet ettiğini ve Küçük’ün kendisine “Artık çok yaşlandım, öleceğimi hissediyorum” dediğini söyledi. Küçük’ün öldüğünde yakınlarından kendi sesiyle helallik almak istediğini aktaran Karslı, Bunun üzerine ben de Küçük’ün “Komşular ben gidiyorum, hakkınızı helal edin, ben size hakkımı helal ediyorum” sözlerini cep telefonu yardımıyla kaydettim” dedi. Küçük bu kayıttan bir hafta sonra geçirdiği bir rahatsızlık sonucu hayatını kaybetti. İmam Karslı, Hamit Küçük’’ün kendi sesiyle helallik istemesinin cenaze namazına katılan cemaati çok duygulandırdığını kaydetti. l ZONGULDAK / AA Haberde eksiklikler 10. sayfa, Hasan Ferit Gedik haberi “....duruşmada sanıkların kimlik tespiti yapılırken CHP milletvekili aday adayı Ayşegül Nuran Bektaş ile ilgili tartışma çıktı. TRT spikerinin iddianameyi okuduğu oturumda ...’’ Ufak hataları yazarak sizi mesgul etmemeye gayret ediyorum ama bu “ufak” değil diye düşünüyorum. Ayşegül Nuran Bektaş’ın davayla ilgisi ne? Çıkan tartışma ne? TRT spikeri kim? Bu soruların yanıtını ve davayla ilgisini ne yazık ki bulamadım haberde. Saygılarımla ... l Serdar Güray Eleştiren ama öğreten yazarlar Yaklaşık yirmi senelik Cumhuriyet okuruyum. Gazete yazarlarından öğrendiğim birçok şey oldu. Tabii zaman işliyor ve gazetemiz birçok değerli yazarını yitirdi. Sizden ricam gazetemiz yazarlarının akademik kariyerinin de olması. Bizim sadece eleştiren değil eleştirirken öğreten yazarlara ihtiyacımız var. Tabii ki devrimci ruhunu yitirmemiş dinamik, yenilikçi, Atatürkçü olması önkoşul... l Tayfun Öztürk Hep kasvetli haberler olmasa 3 Mart 2015 Salı günü 3. sayfanızda 12 başlıktan oluşan haberler vardı. Bunlardan sadece İznik’te boşanmak için adliyeye giden kişinin arabasına yazdırdığı, “Boşanıyorum çok mutluyum” diye başlayan haber beni gülümsetebildi. Diğerleri maalesef yıkım, intihar, intihara teşebbüs, cinayetler, taciz, kazazedelerle ilgili hiç de iç açıcı olmayan haberlerdi. Umarım 3. sayfayı bu şekilde okuyucularınıza sunmazsınız. Sizden 3. sayfa güzeli fotoğrafı falan istemiyoruz ama böylesine kasvetli haberleri bir arada görmek iyi olmuyor. Tamam memleketin durumu böyle haberlere müsait olmasına müsait de, bunları diğer sayfalara serpiştiremez misiniz? Saygılarımla... l A. Tarık Emre Pizzacı saldırısı kurbanlarına veda Finlandiya’da 1 Mart Pazar günü bir pizza restoranına düzenlenen saldırıda öldürülen AzizAsiye Şekersöz çiftinin cenazeleri İstanbul’da Esenyurt Hoşdere Mezarlığı’nda toprağa verildi. Olay 1 Mart Pazar günü Finlandiya Laukaa kentinde 18 numarada bulunan Aziz ve Asiye Şekersöz çiftinin işlettiği Midia adlı Türk restoranında meydana gelmişti. Uzun yıllardır Finlandiya’da yaşayan ve çifte vatandaş olan Aziz ve Asiye Şekersöz, garsonları Kübra Turan’la birlikte bıçaklanarak öldürülmüştü. Olayla ilgili 1 kişi gözaltına alınmıştı. l İSTANBUL / DHA İlk uzaylıyı buldunuz mu? 3 Mart 2015 tarihli gazetenizde son sayfadaki küçük haber beni oldukça şaşırttı: “İşte ilk uzay canlısı”. Böyle bir haber bütün gazetelerde baş sayfaya girecek bir haber olurdu, ancak yalan bir haber olmaktan öteye gidemedi ne yazık ki. Cornell Üniversitesi sayfasına gittiğimde bunun bir araştırma ve Titan’da yasam olursa nasıl organizmalar bulunabileceği üzerine bir teori olduğunu öğrendim. Çeviriyi yapan kişi biraz fazla abartmış. Lütfen dikkatli olun, haberin ağırlığını fark ettiğinizde ayrıntılı bir araştırma isteyin. Saygılar... l Resul Danış mesi zaten olup bitmişyaşanmışvuku bulmuş, gerçekleşmiş, sahici olan insanlar arası ilişkileri ifade eden bir kelime. Yaşanan zarfı ise insanların hayatlarına ait sahici olan, olup biten bütün olguların ifade edildiği bir kelime. Yaşanan olay, ifadesinin yaşanmayan olay gibi saçma bir olguyu sezdirdiğini de belirtmeliyim. Cumhuriyet gibi gazetede böyle Türkçe hataları olur mu vs. demeyeceğim. Günümüzde Türkçeyi en kötü kullanan gazetelerden biri çünkü. Umarım, daha iyiye yönelme konusunda samimi adımlar atılır. Selam ve Saygılar... l Ali Kahyaoğlu İki saatte okurdum Bunlar sıradan hatalar değil Sadece Cumhuriyet’te değil, basının tümünde Türkçe son derece özensiz biçimde kullanılıyor. Şairlerin düzeltmenlik yaptığı gazeteler vardı (eski Cumhuriyet gibi) bir zamanlar. Redaksiyon diye bir “gazetecilik işi” vardı. Dile (Türkçe) saygısızlığın hiç kuşkusuz temel nedeni fikir kıtlığı, kültürel sığlık, bunlara değinmenin yeri burası değil... Kıyısından köşesinden elbirliği ile müdahale etmek sorunu çözmez ama küçük de olsa katkı sağlayabilir. Ben şahsen bütün gazetelerde, TVRadyo, internet sitelerinde yanlış biçimde kullanılan “yaşanan” zarfına dikkat çekmek istiyorum. Bu zarf tamamen yanlış kullanılıyor (yaşanan tartışma, yaşanan iş kazaları vs gibi). Ama iş (5 Mart tarihli gazetenizin spor sayfasında “Küfrün perde arkası” başlıklı haberin üst başlığında kullanıldığı gibi) saçmalık derecesinde de kullanılır hale gelince bu mektubu yazma ihtiyacı duydum. O üst başlıkta “yaşanan olaylar” gibi saçma bir ifade var. Düzeltilmesi mümkün değil. “Olay” keli Öncelikle gazetedeki yeni yapılanmayı, tiraj artırma çalışmalarını nötr bir şekilde takip ettiğimi söylemek istiyorum. Ben Can Bey’e önyargılı yaklaşanlardan değilim, iyi niyetine güveniyorum, ancak çizgi konusunda da titiz bir takip içinde olduğumu bilmenizi isterim. Bence beni önemseyin, çünkü ben 18 yaşından beri Cumhuriyet okuruyum ve 30 yaşın altındayım :) Sadece öznel bir gözlemim var, eskiden Cumhuriyet gazetesini okumak benim 2 saatimi alırdı. Simdi ise 45 dk 1 saat arasında gazeteyi okuyup bitiriyorum. Cumhuriyet’in geniş kitleler tarafından okunabilmesi benim de en büyük arzum. Başarılar dilerim, kolay gelsin... l Ömer Çamlı Barolar Birliği’nin acı kaybı Türkiye Barolar Birliği Başkanı Danışmanı ve birliğin dergisinin Genel Yayın Yönetmeni yazaravukat Teoman Ergül hayatını kaybetti. Tarihi romanları ve İnceleme kitapları olan Ergül’ün ölümü üzüntü yarattı. Nurbanu, Selim ile Nurbanu gibi çok satan romanlara imza atan Ergül Yunus Nadi Ödülü sahibiydi, Ergül için yarın saat 12.00’da Türkiye Barolar Birliğinin Ankara’daki genel merkezinde tören düzenlenecek. Cenaze Ankara Karşıyaka Mezarlığı Merkez Camii’nde kılınacak ikindi namazını takiben Karşıyaka Mezarlığında defnedilecek. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle