27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 28 MART 2015 EDİTÖR: ASLAN YILDIZ TASARIM: ÇAĞLA SEVİNDİK ‘Ya pür parlamenter ya pür başkanlık olsun’ “Seçim beyannamemizde başkanlık olacak” diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aralarında sorun olmadığını vurguladı aşbakan Ahmet Davutoğlu, dün akşam katıldığı televizyon programında Çankaya Köşkü’nün Başbakanlığa geçmesinin ardından düzenlenen ilk canlı yayında gündemi değerlendirirken seçim beyannamelerinde başkanlık sisteminin olacağını söyledi. haber 5 eryüzünde yalnızların akşamının kaçak beyaz bir bulutun hüznüyle buluştuğu ufukta, çiçek kokuları dolardı odanın içine... Mavi tebeşirdi evler, kıyıya inen sokaklar, sandallar! Sevdalı bir bulut geçerdi günbatımlarında; gün doğumlarında bir özlem kuşu havalanırdı ağaçlar üzerinden. Yıllar ne kadar çabuk geçmişti mor menekşeler içinde doğan çocuk, anımsamıyor musun? Hayatı, benliğini saran rüzgârları, o son fırtınayı, karanlıkta yanan ışıkların titreşimini... Zaman geçtikçe acı ıslanır, akıllanır, bilgeleşir; hüzne dönüşür. İnsan sevdiklerini bitire bitire yaşar; yıllar geçtikçe ışıkların titreşimi birbirine karışır. O anda anıların gelir aklına, çocukluğun, acıların, hüzünlerin... Gökyüzü sıkılmış bir yumruk gibi gerilmiştir bu soygun düzeninde, bilirsin... HHH Göcek koyları, Boynuzbükü, o güzelim Bodrum Yarımadası’nın koyları ve bükleri... Oraları tanıtan, maviciler Cevat Şakir, Azra Erhat, Melih Cevdet, Vedat Günyol, Sabahattin Batur, Bedri, Eren ve Sabahattin Eyüboğlu’lar... Mavi mavi akıp gidiyor yıllar... Uslu ve akıllı bir acı bilgeleştirmiştir yıllar sonra... Yüreğindeki yara kapanmıştır ama içten içe sızlar! Bir mavi sabahın derinliğinde uyandığında, anımsamaya çalıştığın bir şair ve dizeleri karşına çıkar: “Bir şey var aramızda / Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek / Fakat ne kadar saklarsak nafile / Bir şey var aramızda / Senin gözlerinde ışıldıyor / Benim dilimin ucunda.” HHH Şubat hüznü çoktan dağıldı, mart hüznü ise bitmek üzere... Zamanın kum saati sürekli akarken, duygularımız duruluyor; kinlerin, tepkilerin zehirleri uçuyor! Kişisel kavgaları bitirmenin zamanı çoktan geçti... Geçmişte yaşananların doğrusu eğrisi tartışılmalı artık... Geçmişle hesaplaşmalı, herkes ete Y Sevdalı Bulut... B Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile aralarında bir sorun veya kriz olup olmadığının sorulması üzerine Davutoğlu şu yanıtı verdi: “Herhangi bir sorun söz konusu olamaz. Cumhurbaşkanı halk iradesiyle milli iradeden meşruiyetini aldı. Sistemin mutlaka değişmesi lazım halk tarafından Cumhurbaşkanı seçimi gerçekleşmişse başkanlık yönünde değişmesi doğru olur. Önceden Cumhurbaşkanının yetkilerinin azaltılması meselesi vardı. 12 Eylülden dolayı sorunlu görüyorduk ama halk seçtiğine göre başkanlık sistemine geçmek lazım. Sistemin ürettiği sıkıntılar var. Biz bu sıkıntıları sık görüşerek aşmaya çalışıyoruz. İstişare ediyoruz. Başka iki kişi olsaydı, Sezer ve Ecevit’in nasıl bir ekonomik krize yol açtığını gördük. Biz bunu yaşatmayız. Başkanlığa doğru bir ‘Erdoğan ile sorun yok, Sezer ve Ecevit değiliz’ evrilme gereklidir, seçim beyannememizde de olacaktır. Nasıl olacağını da bizzat ben yazdım. Biraz daha üzerinde çalışacağım. Davutoğlu Başbakanlığa sarıldı başkanlık istemiyor görüşü doğru değil. Kendime aykırı kabul ederim.” Davutoğlu, Türkeş’in eserlerini okuduğunu, başkanlığı savunduğunu ama Bahçeli’nin karşı çıktığını ifade ederek şöyle devam etti: “Demirel de bu yönde benzer görüşler paylaşmıştır. Erdoğan’a karşı başkanlık olmaz diyorlar. Çözüm sürecine sekteyi vurduran da Demirtaş’ın 2 dakikalık nezaketsiz konuşması olmuştur. Öyle bir anayasa ki önce insanı esas alacak. Özgürlükleri esas alacak. Üzerinde yeni yönetim biçimi inşa edilecek benim anladığım budur.” Davutoğlu, Gökçek ile Arınç tartışması hakkında “Bana aktarılamamış bir konu veya açıklama twitter üzerinden yapılırsa bunu disiplinsizlik olarak görürüm. O nedenle Gökçek ile hemen görüştüm. Her ikisiyle de görüştüm. Bir daha böyle bir tavır görmek istemiyorum dedim. ‘İkisi de hata ettik başbakan haklı’ dediler ve mesele kapandı” dedi. l ANKARA ‘Tweet’ler disiplinsizlik’ AKP’de seçim beyannamesi masada AKP Genel Başkan Yardımcısı Beşir Atalay, komisyonun hazırladığı seçim beyannamesi taslağının Davutoğlu’na sunulduğunu, beyannamenin açıklanacağı tarihin ise belli olmadığını söyledi. AKP MYK, dün toplanarak seçim çalışmalarını değerlendirdi. Kendini Osmanlı gibi hissediyor! Mahçupyan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Başdanışmanı Etyen Mahçupyan, Belçika’nın Gent kentinde düzenlenen “Yeni Türkiye” konulu seminerde “Bir Ermeni olarak gerçekte kendimi daha ziyade Osmanlı hissediyorum” dedi. Mahçupyan, “Ermeniler benim için ‘hain’ diyormuş, demiyormuş önemsemem. Sonuçta her görüşten Ermeniler mevcut” dedi. Halkın ‘darbe’ye karşı yolsuzluğu tercih ettiğini ifade eden Mahçupyan, “Rakamdan emin değilim; ama son araştırmalarda AK Parti’ye oy veren seçmenlerin yüzde 70’i yolsuzluk olduğuna inanıyor. Yolsuzluk da olmuştur” dedi. Mahçupyan’ın bu sözlerine sanatçı Hayko Cepkin tepki gösterdi. Cepkin sosyal medya hesabından “RTE ‘Affedersiniz Ermeni’ yorumunu Etyen Mahçupyan için sarf etmiş olabilir” yazdı. Bu mesaj bir anda binlerce kişi tarafından paylaşıldı. l Haber Merkezi ğindeki taşları döküp gerçeklerle yüzleşmeli. O acılar, hüzünler, simsiyah bulutlar, gün doğumları ve batımları, denize inen sokaklar, yağma, talan düzeni, hırsızlar! Kıyımlar, kırımlar, savaşlar niçin oldu, insanlar düşüncelerinden ötürü zindanlara neden atıldı? Denizlerimiz, ırmaklarımız kirlenirken, HES’ler kurulurken, insanlar “Suyumuza dokunmayın” derken bu ülkenin kimi aydınları niçin sustu? HHH Cevat Şakir, “Anadolu İyonyası’nın, insanlık tarihinde ilk kez, her türlü mitolojik etkiden tümüyle arınmış, çağdaş fen bilimlerinin temelinin atıldığı” yer olduğunu belirtmiştir. Temelleri atan bilim insanları olarak Thales, Anaxagor, Heraclit, Democrite, Leucippus, Anaximen, Anaximander’in adlarını sayıp şöyle demiştir: “Bugün Ay’a gidilebiliyorsa bu adamlar sayesindedir. Fen bilimi olmadan Ay’a gidilmez. Sokrates, Platon ve Aristoteles’le Ay’a gidemezseniz.” Saydığım adları belki okul kitaplarından anımsarsınız ya da hiç duymamışsınızdır. Ülkemizde Batı’nın klasik değer yargılarının ağır bastığı yıllarda yetişen bir kuşak olarak Sokrates, Aristoteles, Eflatun’u (Platon) tanır, onların büyüklüğüne inanırız. Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir bunları Atina uygarlığını simgeleyen kişiler olarak tanımlıyor. Neden anlatıyorum bunları? Bilgelik ve bilimselliği yan yana koyup doğruca tartışmak, sağduyu ve seziyi gündeme taşımak için. HHH Tarihi doğru okumak gerekir... Ortaçağ bağnazlığının yıkılışı Uyanış Çağı’nın başlaması, Batı’da tüm kapıların açılması demektir. Kapılar açılırken Montaigne ve Rabelais gibi bilge yazarlar yetişti. Bu yazarları Türkçeye aktaran Sabahattin Eyüboğlu oldu. Sözde aydınların kafalarındaki oluşumlar, ne bilgiyi, ne bilimselliğin sezgisini içerdiği için hayatı bilmiyorlar, tıpkı siyasetçilerimiz gibi... C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle