19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA 18 EDİTÖR: CEYDA KARAN Eski esire divanı harp yolu ABD, Taliban’dan kurtarmak için esir takası yaptığı çavuş Bowe Bergdahl’ı divanı harpte yargılamaya hazırlanıyor. Bergdahl firardan 5 yıl, düşman karşısında itaatsizlikten müebbet alabilir. TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ ABD Tice için Şam’a görüşüyor ABD’nin, 2012’de Şam’da kaybolan Amerikalı gazeteci Austin Tice’ın akıbeti dahil konsolosluk işleri için Suriye hükümeti yetkilileriyle periyodik olarak doğrudan temaslta bulunduğu ortaya çıktı. Cuma 27 Mart 2015 Türkiye Bu Girdaba Çekilir mi? uudi Arabistan’ın, ABD’nin desteği ve bölgedeki Sünni yönetimlerinin aktif katıldıklarıyla, Yemen’deki İran destekli Şii Hutilere karşı başlattığı hava operasyonları, Irak ve Suriye krizleri nedeniyle mezhep ekseninde zaten bölünmüş olan Ortadoğu’da yeni ve tehlikeli gelişmelerin haberciliğini yapıyor. Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada seçimle işbaşına gelmiş olan ancak Hutiler tarafından devrilen Cumhurbaşkanı Abdurrabu Mansur Hadi’nin talebi üzerine yapılan bu askeri harekâtı desteklediğini açıkladı. Ancak Suriye ve Irak’taki krizler nedeniyle zaten tehlikeli açmazlarla karşı karşıya olan Türkiye’nin desteğinin tam olarak ne olacağı ve bunun ülkeyi bu girdabın içine çekip çekilmeyeceği sorusu kamuoyunun başlıca merak konusunudur şimdi. AKP iktidarının, özellikle Suriye’de işlediği bir dizi öngörü ve hesap hatası nedeniyle dış politika yönetimi açısından güvenleri sarsmış olması ise duyulan endişeleri daha da artırmaktadır. Türkiye’nin bu karmaşık durum karşısında kendisini nasıl konumlandırması gerektiği ne hükümet, ne de toplum bazında yeterince tartışılmamışken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın France 24 televizyonuna verdiği ve Ankara’yı bağlayan demeci ise işi daha da zorlaştıracağa benziyor. Dışişleri’nin açıklaması, Türkiye’nin bu harekâtı desteklediğini belirtirken, bunun askerden ziyade diplomatik destek olacağını çağrıştırıyor. Bu arada İran’dan hiç söz edilmiyor. Erdoğan’ın daha önce görülmemiş şekilde İran’ı doğrudan hedef alması ve Hutilere karşı operasyona Türkiye’nin lojistik destek verebileceğini belirtmesi ise Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun hareket marjını bir hayli daraltıyor. Erdoğan’ın sözleri, İran ile en zorlu zamanlarda bile bozulmamasına itina gösterilen ilişkilerde ciddi gerginliklere yol açabileceği gibi, Türkiye’yi de bölgede giderek artan mezhep çatışmasının ortasına sürüklüyor. Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın’ın dün Türkiye’nin bölgedeki krizlere hiçbir zaman mezhep açısından yaklaşmadığını vurgulamaya çalışması bu durumda havada kalıyor. Suudi Arabistan ve Erdoğan’ın Abdülfettah el Sisi nedeniyle nefret ettiği Mısır başta olmak üzere bu harekâtta yer alan bölge ülkelerinin, Yemen’de demokrasinin tesisinden çok, İran destekli Şiilerin ilerlemesinden ve Tahran’ın bölgesel etkinliğinin artmasından endişe duydukları aşikâr. Türkiye’nin Yemen krizi gelişirken ortamı yatıştırmak amacıyla İran ile herhangi bir diplomatik temasta bulunamaması da ayrıca dikkat çekiyor. Oysa Türkiye’nin bir zamanlar bölgedeki tüm taraflarla görüşebilen potansiyel arabulucu rolündeki bir ülke olmakla övündüğü hâlâ hafızalardaki yerini koruyor. Ankara açısından buradaki bir diğer çelişki ise Yemen’de demokrasiyi destekler nitelikte açıklamalar yaparken, bölgenin en antidemokratik ülkeleri ile aynı gruba düşmüş olmalarıdır. Bu ülkelerin aynı zamanda Erdoğan ile Davutoğlu’nun desteklerini hiç esirgemedikleri Müslüman Kardeşler ve Hamas gibi radikal Sünni oluşumların en büyük düşmanları oldukları da unutulmamalı. Erdoğan Iran’a adeta savaş açtı umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün iki vesileyle Sünni cephenin Yemen saldırısına destek verirken, İran’a adeta diplomatik savaş açtı. Gelecek ay İran’ı ziyaret etmesi planlanan Erdoğan önce France 24’e demecinde, ardından Fildişi Sahili Cumhurbaşkanı Alassane Vattara ile basın toplantısında Türk dış politikasının İran ile dengeli rekabet ilkesini yerle yeksan etti. İran’ı bölgeye hükmetmek istemekle suçlayıp çekilmeye çağıran Erdoğan, “Yemen’e Suudi müdahalesini desteklediğinin ve lojistik, istihbarat konusunda her türlü desteği vermeye hazır olduğunun” altını çizdi. Yemen için ‘askeri çözüm yok’ uyarısı AB: Dış Politika şefi Federike Mogherini Yemen’de askeri müdahalenin çözüm olmadığını belirtip “Bütün bölgesel sorumluluk içinde yapıcı hareket edip müzakerelere geri dönmeli” dedi. RUSYA: Dışişleri, Suudi öncülüğündeki güçleri Yemen operasyonuna son vermeye çağırarak BM nezdinde barış için çalıştığını vurguladı. “Egemenliğini ve toprak bütünlüğünü her zaman desteklediğimiz dost ülke Yemen’deki son gelişmeler, en üst seviyede rahatsızlık yaratıyor. Tüm tarafları operasyona son vermeye çağırıyoruz” dedi. ÇİN: Körfez petrolünün önemli alıcısı konumundaki Çin kaygılı. Dışişleri sözcüsü Hua Çunying, taraflara BM Güvenlik Konseyi’nin Yemen kararları doğrultusunda hareket etmeleri ve acilen siyasi diyalog yoluyla çözüm bulmaları çağrısı yaptı. SURİYE: Devlet haber ajansı SANA, “Suudi hanedanlığı öncülüğündeki Körfez savaş uçakları Yemen’e açık bir saldırganlık başlatmıştır” dedi. IRAK: Irak yönetimi Yemen’e askeri saldırıyı reddetti. Dışişleri “Yemen’in içişlerine askeri müdahale eşliğinde karışılmasından duyulan kaygıyı” dile getirerek bunun durumu daha da karmaşıklaştıracağını belirtti. HİZBULLAH: “Adaletsiz saldırganlık” diye operasyonu kınarken Ortadoğu’da tansiyonu daha da artıracağı ikazında bulundu. S Sünni cepheye lojistik destek sunan Erdoğan: IŞİD yerine hükmetmek isteyen İran, Yemen, Suriye, Irak’tan çekilsin C hafızları ile uğraşılıyor” diye devam eden Cumhurbaşkanı, İranlı Kudüs Gücü komutanı Kasım Süleymani’ye de “Gönderdikleri elemanları, oralarda özel fotoğraflar çektirmek suretiyle kendilerini lanse ediyorlar” diye çattı. ‘Müslüman diyeceksin’ “Çok daha tehlikelisi, önce DEAŞ (IŞİD) bir yerden çı Basın toplantısında Yemen operasyonuna İran’ın tavrının sorulması üzerine Erdoğan yaylım ateşine geçti: “Bölgede, Yemen’de gelişmeler, gerçekten tahammül sınırlarını zorlamaya başlamıştır. İran’ın böyle bir açıklama yapması, şu ana kadar Irak, Suriye’deki gelişmelerde de kendisini ne yapmıştır, göstermiştir. İran, bölgeyi kendine domine etmenin gayreti içerisindedir. Buna müsaade edilebilir mi? Bu bizi de Suudi Arabistan’ı da Körfez ülkelerini de hepsini rahatsız etmeye başlamıştır. Tahammül mümkün değil. İran’ın bunu görmesi lazım.” “Irak’ta bir yandan IŞİD, diğer yandan İran Devrim Mu ‘Tahammül sınırını aştı’ kıyor, sonra oraya Şia yerleşiyor... Bir taraftan ‘İslam’, ‘Müslüman’ diyeceksin ama öbür taraftan bunları yapmaya devam edeceksin” ifadelerini kullanan Erdoğan “‘Ben Müslümanım’ diyenin Suriye’de 300 bin insanın katiline destek vermesi savunulabilir mi” dedi. Ankara’nın Suriye’de yaktığı ateş yüzünden tüm bölge yangın yerine dönmüşken, Cumhurbaşkanı “İran’ın Yemen’den gücü neyi varsa çekmesi lazım, aynı şekilde Suriye, Irak’tan çekmesi lazım, toprak bütünlüğüne saygı duyması gerek” görüşünü bildirdi. France 24’e de Yemen’den “İran ve diğer terörist grupların çekilmesi gerektiğini” söyleyen Erdoğan, “İran DEAŞ’ı (IŞİD) bölgeden çıkarmak istiyor ama yerini kendisi alma peşinde” dedi. Obama’ya kritik telefon Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün akşam ABD Başkanı Barack Obama’yı aradı. Beyaz Saray’ın Twitter açıklamasına göre 1 saatte IŞİD’e karşı işbirliği, Irak, Suriye, Yemen ve Ukrayna, İran’la nükleer müzakereler konuşuldu. Cumhurbaşkanlığına göre, “ılımlı” Suriye muhalefetine “eğitdonat”, yabancı savaşçıların sızmasını önlemede işbirliği teatisi yapıldı. Yakın işbirliği içinde çalışmada mutabık kalındı. Obama 2 milyon sığınmacıya destek sebebiyle Türkiye’ye takdirlerini iletti. Dışişleri Bakanlığı, Riyad’ın Yemen operasyonu için Ankara’yı önceden bilgilendirdiğini aktarırken “Husilerle dış destekçilerini” suçladı. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın dün katıldığı panelde operasyonun Erdoğan’ın İran ziyaretinde gündeme geleceğini belirtip şöyle dedi: “Türkiye İran’la her zaman sorunları açık ve net olarak konuşuyor. Bu tür gerginlikleri minimize etmeye yönelik sorumluluk herkesin üzerinde. Biz İslam dünyasına hiçbir zaman mezhep eksenli bakmadık” Kalın: Mezhepçi bakmadık hiç İran’ın 31 Mart’ta sözlü anlaşma istediği söylenirken, Ruhani Obama dahil 5+1 liderlerine mektup yazıp Fransa, Britanya, Rusya liderlerine telefon açtı Tahran’dan alo anlaşma Şii milislerin lideri Hadi Amiri ABD desteği istemediklerini belirtip Başbakan İbadi’ye çattı. ABD Tıkrit’te Şii milisleri kovdu sonra vurdu IŞİD’i Irak’tan atma kampanyasının köşe taşlarından biri olan Tıkrit operasyonuna ABD ve Fransa ilk kez hava saldırılarıyla destek veriyor. 2 Mart’ta başlayan ancak ilk haftadan sonra duran operasyonda Irak Başbakanı Haydar İbadi’nin talebi üzerine ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyon IŞİD mevzilerini bombalamaya koyuldu. Obama’nın şartı Hamas’ın Filistinli kurbanı daha fazla Filistinli siviller için 1967’den beri en kanlı yılın 2014 olduğu, sivil ölümlerinde ‘hedefe yönlendirilemeyen’ roketler kullanan Hamas’ın payı bulunduğuna dair iki rapor yayınlandı. Uluslararası Af örgütü, yazın Gazze’ye operasyonun düzenleyen İsrail’e karşı rastgele roket atan silahlı grupların “savaş suçu” işlediğini duyurdu. Gazze’deki Şati kampında 11’i çocuk 13 kişinin öldüğü patlamayı inceleyen örgüt, tanıkların iddia ettiği gibi F16 saldırısı değil hedefe ulaşamadan düşen bir roket buldu. İsrail’de de biri çocuk 6 sivili öldüren roketleri kullananların “uluslararası hukuku pervasızvca çiğnediklerini” belirten örgüt, Filistinli grupları sivilleri korumaya çağırdı. Hamas’ın askeri mühimmatını sivil binalarda ve BM okullarında depolamasının da hukuka aykırı olduğu belirtildi. Af örgütü önceki raporlarında sivil binaları bombalayan İsrail’in savaş suçu işlediğini belirtmişti. BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi de “Parçalanmış Hayatlar” adlı raporunda İsrail işgalinin başladığı 1967’den beri en yüksek sivil ölümlerinin geçen yıl yaşandığını duyurdu. Kerry (soldan 2.) ile Zarif (sağdan 2.) Lozan’da yeniden buluştu. Çerçevenin muğlak sözlü anlaşma olması ihtimali doğdu. ran ile BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi artı Almanya (5+1) arasındaki nükleer müzakerelerde siyasi çerçeve anlaşmaya varma mühletine sadece 5 gün kalırken, ABD ve İran Dışişleri Bakanları John Kerry ve Cevad Zarif bir kez daha masaya oturdu. Diplomatik atağa kalkan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani de ABD, Britanya, Fransa, Rusya, Çin ve Almanya liderlerine mektup yolladı. ABD Başkanı Barack Obama’ya hitap eden de dahil olmak üzere mektuplar İsviçre’nin Lozan kentinde devam eden görüşmelerde teslim edildi. Ruhani ayrıca müzakerelerde İsrail ve Suudi Arabistan’ın sözcüsü kesilen Fransa’nın Cumhurbaş İ Herkesle görüştü kanı François Hollande, ABD gibi anlaşmadan yana tavır alan Britanya’nın Başbakanı David Cameron ve İran’ın müttefiki Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e de telefon açtı. Üç liderden nükleer anlaşmaya varmak için bu sıradışı fırsatı kaçırmamalarını talep eden İran Cumhurbaşkanı “İran’ın nükleer faaliyetlerinin barışçı olması icabı adaletsiz yaptırımların sıfırlanmasının nihai anlaşmaya götüreceği” vurgusunu ihmal etmedi. Hollande ise “İran’ın barışçı nükleer enerji kullanmasının meşru hakkı olduğu, ama kalıcı, güçlü ve uyulup uyulmadığı kanıtlanabilir bir anlaşma için çalışmak gerektiğinde” ısrar etti. Putin müzakerelerdeki ilerlemeden memnun olduklarını, başarı umudunun dile getirildiğini belirtti. Lozan’a giden ABD Dışişleri’nden üst düzey bir yetkili “31 Mart’ta anlaşmaya varacağımıza son derece inanıyoruz” diyerek şöyle devam etti: “Anlaşmaya varmaya götürecek bir yol görebiliyoruz, bu yolun neye benzediğini görebiliyoruz. Ama bu, anlaşmaya ulaşacağımız anlamına da gelmiyor.” İran Atom Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi de “Teknik konularda mutabakata varıldı. Geniş çaplı anlaşmaya ramak kaldı” görüşündeydi. Diğer yandan İran heyetinin siyasi çerçeve anlaşma olarak müzakereler içinde kalacak bir belge, bir özet, hatta metin biçiminde bile değil, içeriği mümkün olduğunca muğlak sözlü bir anlaşma istediği söyleniyor. Yemen’i kısaca görüştüler Nükleer müzakereler Yemen’deki savaştan olumsuz etkilenme ihtimalinin gölgesinde başladı. Toplantıya girerken Kerry ile Zarif Yemen’le ilgili soruları yanıtlamadı. Ancak ABD Dışişleri görüşmede Yemen’in gündeme geldiğini açıklayıp, iki bakanın baş başayken kısaca ele aldığını, ama meselenin müzakerelerin odağında yer almadığını belirtti. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Alistair Baskey, İran’ın Yemen’deki faaliyetlerinden endişe duyduklarını açıkladı. Dün AFP’ye konuşan bir ABD’li yetkili “Başkan Barack Obama’nın hava saldırılarını onaylarken, Irak hükümet güçlerine operasyonda daha büyük rol verilmesi şartı koştuğunu” söyledi. Ardından ABD Merkez Karargahı Komutanı general Lloyd Austin, ABD’nin hava saldırısı yapmak için temel talebinin yerine geldiğini, İran destekli tüm Şii milislerin Tıkrit’i terk ettiğini söyledi. Senato Silahlı Hizmetler Komitesine bilgi veren Austin, Tıkrit operasyonunun Irak hükümeti tarafından doğru düzgün kontrol edilmediği ve işler bir kara planı olmadığı için durduğunu söyledi. 4 bin asker kaldı ‘Ramak kaldı’ Artık Tıkrit’i temizleme operasyonunu Irak ordusu ve polisinden 4 bin kişinin yürüttüğünü aktaran Austin, geçmiş deneyimlerinde Şii milislerin vahşetine tanıklık ettiğini söyleyip “Umarım bir daha asla Şii milislerle işbirliği yapmam” dedi. Sözlerinden milislerin İran güçleri gibi Dicle’nin diğer tarafına geçtiği sanılıyor. Bağdat’ın baştan Amerikan desteği istememekle hata yaptığı görüşünü de dile getiren bir ABD’li yetkili “Operasyonu asıl şimdi başlıyor” dedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle