27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 21 MART 2015 EDITÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: ZARİFE SELÇUK Özel birlikler de şüpheli olarak dinlendi Kozmik Oda soruşturmasında şok iddia aşbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla başlatılan ve takipsizlik kararıyla sonuçlanan Kozmik Oda soruşturmasından çarpıcı bilgiler ortaya çıktı. 5 yıl 3 ay önce soruşturmayı başlatan isim olan savcı Mustafa Bilgili’nin, Seferberlik Tetkik Kurulu Bölge Başkanlığı’na bağlı çok sayıda “siyah”, “beyaz”, “gri” ve “turuncu” personeli “şüpheli” sıfatıyla dosyaya dahil ettiği öğrenildi. Savcılık, mahkemeden aldığı kararla “derin devleALİCAN tin kolları” olarak görULUDAĞ düğü Seferberlik Tetkik Kurulu’na bağlı bu sivil personelin telefonlarını dinlemiş, teknik takiple faaliyetlerini izlemiş. Diğer yandan soruşturmaya takipsizlik veren savcılık, bu isimlerden yaklaşık 10’unun isimlerini karara açık açık yazarak deşifre olmalarına neden oldu. 19 Aralık 2009’da Arınç’ın evinin bulunduğu Çukurambar’da iki subay, suikast girişimi iddiasıyla gözaltına alındı. Bir hafta sonra, Savcı Bilgili mah haber 7 Takipsizlikle sonuçlanan Kozmik Oda soruşturmasında sadece askerler değil, Seferberlik Tetkik Kurulu’na bağlı çok sayıda sivil personel de şüpheli olarak dinlenmiş Mahalle Muhtarı Bile Olamazdı Ama... umhurbaşkanı Erdoğan’ın Kaçak Saray’da muhtarlarla yaptığı bir dizi toplantının çağrışımı ile “Muhtar bile olamaz” sözlerine duyulan kızgınlık yeniden gündeme düştü. AKP’lilerle yandaşlarının her duyup okuduklarına “Eyvallah” deme alışkanlığının yanı sıra balık hafızalıların da geçmişi unutuvermiş olmaları, algı oluşturma uzmanlarının ekmeklerine yağ sürüyor. Sanki, “Muhtar bile olamazdı” diyenler, bir gerçeği değil de karınlarından uydurdukları bir yalanı piyasaya sürmüşler gibi suçlanıyorlar. HHH Oysa kazın ayağı öyle değil. Ben bile itiraf edeyim ki olup biteni zor hatırladım. İnternete girdiğinizde de okuduklarınız içerik bakımından eksik ve yanlış biçimde karşınıza çıkıyor. Erdoğan’ı, sadece parti genel başkanı olmaktan kurtaran anayasa değişikliğine değgin bilgiler bile yanlış. Kimisi “anayasadan affedilmiş olsalar bile” sözcük topluluğunun çıkarıldığını yazmış. Bakıyorsunuz ki gerçek değil. Kimi ise anayasa değişikliğinden bile söz etmiyor. İş başa düştü. Dersimi çalıştım. HHH İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 17 Aralık 1997’de eşinin memleketi Siirt’te düzenlenen ve çağrı üzerine katıldığı mitingde “Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker” dizelerini de içeren bir konuşma yapmıştı. Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi, 21 Nisan 1998 tarihinde Erdoğan’ı “Halkı ırk, sınıf, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek” gerekçesiyle 10 ay hapse ve para cezasına mahkum etti. Yargıtay 8. Ceza Dairesi de 24 Eylül 1998’de kararı onadı. Bu sonuç, hem anayasa hem de Seçim Yasası’nın aradığı koşulları karşılamadığından Erdoğan’ın milletvekili olmasını da engelliyordu. Bu nedenle AKP’nin genel başkanı olsa da seçim kazanıldığında milletvekili olmadığı için Başbakanlığı Gül üstlendi. Çünkü Yüksek Seçim Kurulu Erdoğan’ın milletvekili adaylığını eski Türk Ceza Yasası’nın 312. maddesinden mahkumiyeti nedeniyle anayasanın 76’ncı maddesi uyarınca veto etmişti. Veto gerekçesi, maddenin şu bölümüydü. “İdeolojik veya anarşik eylemlere katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar (...) milletvekili seçilemez.” CHP Genel Başkanı Deniz Baykal devreye girdi. Açıklandığında yalanlanan görüşmeler yapıldı. AKP ile CHP anayasa değişikliği konusunda anlaştılar. Kullanılan ortaklaşa kabul oylarıyla anayasanın 76 ve 78’inci maddeleri 27 Aralık 2002’de değiştirildi. Maddedeki sakıncalı bölüm yeniden şöyle yazıldı: “Terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar (...) milletvekili seçilemez.” Gül Hükümeti’nin daha önce Erdoğan’ın seçilme yasağını kaldırmak için yaptığı yasa değişikliği ile öteki ayrıntıları bir yana bırakalım. Anayasa değişikliği sonrasında, Siirt’te yaratılan zorunlu ara seçimle Erdoğan milletvekili oldu. Önce başbakanlığa atandı, ardından da cumhurbaşkanı seçildi. HHH O süreci yok sayarak bugün atıp tutmak çok kolay. Ama şu da bir başka gerçek ki, Baykal devreye girmeseydi Erdoğan mahalle muhtarı bile olamıyordu! B keme kararıyla subayların evleri ve görev yaptıkları Seferberlik Tetkik Kurulu Bölge Başkanlığı’ndaki çalışma odalarında arama yaptırdı. Cumhuriyet’in ulaştığı bilgilere göre, bu aramalar sırasında Ankara’da görevli bazı “siyah”, “be 19 Aralık 2009’da Çukurambar’da iki subay, yaz”, “gri” ve “tuArınç’a suikast girişimi iddiasıyla gözaltına alındı. runcu” personelin Bir hafta sonra, Savcı Bilgili arama yaptırdı. isimleri çıktı. Savcıdeğerlendirilmesi” ile “kamuya açık lık da bu sivil persoyerlerdeki faaliyetlerinin teknik araçneli, Arınç’a suikast girişimi olayında lar ile izlenmesi, ses ve görüntü kaydı görev alabilecekleri iddiasıyla soruşalınması” kararı çıkardı. Bu teknik taturmaya “şüpheli” olarak kaydetti. kip, yaklaşık 4 yıl sürdü. Dosya MusTakip 4 yıl sürdü tafa Bilgili’den alındıktan sonra görevlendirilen Savcı Tekin Küçük, soruşturSavcı Bilgili, Ocak 2009’da da Ankamada takipsizlik kararı verdi. Ancak ra 11. Ağır Ceza Mahkemesi nöbetçi takipsizlik kararında adı açık açık yahâkimliğinden çok sayıda sivil personelin “iletişimlerinin tespiti, dinlenme zılan 38 şüpheliden yaklaşık 10’unun si, kayda alınması, sinyal bilgilerinin siyahbeyaz personel olduğu öğrenildi. Yine dosya kapsamında HTS kayıtları istenen 78 kişi arasında da siyahbeyaz personelden kişilerin bulunduğu iddia edildi. Bu isimlerin içinde, bazı örgütlere sızmış kişilerin dahi bulunduğu öne sürüldü. Siyah, beyaz, gri ve turuncu personel olarak adlandırılan ve Seferberlik Tetkik Kurulu’na bağlı olan bu sivil birlikler, savaş zamanında halkı örgütlemek ve işgal durumunda düşmana karşı baskın, pusulama gibi görevler için oluşturuldu. Ancak 1952’den beri faaliyette olan bu sivillerin, özellikle 12 Eylül öncesi ve sonrası bazı olaylara karıştığı iddiası gündemden hiç düşmedi. Savcılık, ayrıca şüpheli Erkan Yılmaz Büyükköprü’nün üst aramasında ele geçirilen bir notta Konya’nın Karapınar ilçesinde TSK’ye ait atış poligonunda görevli askerlerin isimleri çıkınca, bu kişileri de şüpheli olarak dosyaya aldı. Keskin nişancı olan bu 10 askerin, Arınç’a suikastta kullanılabileceğinden şüphelenen savcılık, telefon dinleme ve teknik takiple de şüphelileri adım adım takip ettirmiş. lANKARA C Arınç’a suikast soruşturmasını başlatan Bilgili: Hükümet ve askerle varılan mutabakatla harddiski aldık aşbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiası soruşturması nedeniyle hakkında HSYK tarafından inceleme başlatılan Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili, Seferberlik Tetkik Kurulu Bölge Başkanlığı’ndaki aramalar sonrası el konulan ve Genelkurmay Karargâhı’nda saklanan 1.5 terebaytlık harddiskin dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve askeri yetkililer ile varılan “mutabakat” üzerine savcılığa teslim edildiğini açıkladı. ‘Bakandan onay aldık’ B ‘Genelkurmay bile ‘sır’ demedi’ Savcı Bilgili, söz konusu harddiskin kendi odasında bizzat kopyası alınarak iki TÜBİTAK bilirkişisine tutanak karşılığında verildiğini belirterek, asıl harddiskin ise savcılık emanetine alındığını kaydetti. Savcı Bilgili, Mart 2014’te ise TMK mahkemeleri kaldırılınca, imaj içindeki belgelerin ayrıştırma işlemi yapılmadan dosyanın kendisinden alındığını anımsattı. Takipsizlik kararını eleştiren Savcı Bilgili, şunları kaydetti: “Takipsizlik kararında cumhuriyet savcısı değişmeden önce alınan beyanlar ile toplanan delillere hiç değinilmedi ve bu deliller irdelenmedi. Genelkurmay Başkanlığı tarafından soruşturma aşamasında ve harddiskin cumhuriyet başsavcılığımıza teslimi sırasında tüm bilgiler için devlet sırrı denmedi.” ler askeri görevlilere teslim edilmiş, bir kısmı polislerin bulunmadığı askeri yetkililerin bulunduğu ortamda tutanakla teslim alınmıştır.” Genelkurmay’ın; belgelerin ayrıştırılması işlemleri sırasında askeri hâkim ve savcıların da hazır bulundurulmasını, suç oluşturabilecek bilgi ve belgelerin savcılıkça alınmasını, devlet sırrı olan bilgilerin Genelkurmay’a teslimini istediğine dikkat çeken Bilgili, Genelkurmay’ın bunu istediği halde takipsizlik kararını veren savcının “tüm bilgilere devlet sırrı” demesinin çelişki olduğunu kaydetti. Şüphelilerin devlet sırrı dedikleri evrakların çoğunun devlet sırrı ile ilgisinin olmadığının 2010 yılında 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildiğini savunan Bilgili, “Dolayısıyla devlet sırrı kavramının kötüye kullanıldığı belli olmuştur” dedi. Bilgili, basın yayın yolu ile şahsına karşı hakaret ve iftira içeren beyanlar hakkında suç duyurusunda bulunulacağı ve tazminat davası açılacağını bildirdi.lANKARA / Cumhuriyet ‘Kötüye kullanıldı’ ‘Usule uygun’ Mustafa Bilgili, kendisiyle ilgili iddialara HSYK’den izin alarak yazılı açıklamayla yanıt verdi. Soruşturmada her işlemi mahkeme kararı ile usule ve yasaya uygun olarak yaptığını belirten Bilgili, “Şüphelilerin görev yaptığı Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı ile şüphelilerin ikametlerinde mahkeme kararı doğrultusunda Merkez Komutanlığı görevlileri, şüphelilerin üst amirleri, istedikleri takdirde avukatları huzurunda yasa ve usullere uygun arama yapılmış, Genelkurmay Başkanlığı ve diğer tüm askeri birlikler soruşturma kapsamı dışında tutulmuştur” dedi. Aramada; bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde, arama, kopyalama ve el koyma işleminin askeri teknik personel yardımı ile yapıldığını savunan Savcı Bilgili, 11 ve 16 No’lu kozmik odalardaki aramayı ise hâkimin gerçekleştirdiğini kaydetti. Soruşturma ile ilgili olarak Adalet Bakanı (Sadullah Ergin), Adalet Bakanlığı Müsteşarı ve Genelkurmay Adli Müşavirliği ile birçok görüşmeler yapıldığını anlatan Bilgili, şöyle devam etti: “Varılan mutabakat sonucu soruşturmanın sonuçlanabilmesi için Genelkurmay’da bulunan ve savcılığa teslim edilmek üzere verilen harddisk mahkeme kararı ile istenmiştir. Ve Genelkurmay Başkanlığı da özellikle ‘harddiskte devlet güvenliğinin gizli kalmasını gerektirdiği ve devlet sırrı olarak nitelendirilmeleri gereken bilgiler içerebileceğinden, cumhuriyet savcılığınca CMK’nin 125. maddesi uyarınca suç olgusuna ilişkin bilgi ve belgelerin belirlenip ayrıştırılması işlemleri sırasında askeri hâkim ve savcıların da hazır bulundurulması’ talepli yazısının kabul edilmesi sebebiyle harddisk teslim alınmıştır. Bilahare Ankara Sefer berlik Bölge Başkanlığı binasının başka bir kuruma devredileceği belirtilmesi üzerine mahkeme kararı ile belirtilen ve tarafımızca askeri görevliler ile birlikte mühürlenip bir odaya alınan yukarıda belirtilen harddisk ve bazı belgeler ile hâkim tarafından yapılan arama konusu tüm bilgi ve belge Sıfırlama tapeleri montajmış! ALİCAN ULUDAĞ ölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı, devletin zirvesinin kriptolu telefonlarının yasadışı dinlendiği iddiasıyla TİB ve TÜBİTAK yetkilileri hakkında yürüttüğü soruşturmayı tamamladı. Eski TİB Başkanvekili Osman Nihat Şen’in arasında bulunduğu 28 kişi hakkındaki fezlekeyi, Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılması için Ankara Başsavcılığı’na gönderen Gölbaşı Başsavcılığı, kriptolu telefonlardan elde edilen seslerin montajlanarak, 1725 Aralık 2013 tarihlerinde ve Mart 2014 yerel seçimleri öncesi yayımlandığını iddia etti. Fezlekede, “Montajlanarak sahte olarak üretilen ses kayıtları ile halk arasında kaosa sebebiyet vermek suretiyle devletin birliği bo G Kriptolu telefonların yasadışı dinlendiği iddiasıyla ilgili soruşturmasını tamamlayan Gölbaşı Başsavcılığı, hazırladığı fezlekede ilginç ifadeler kullandı. zulmaya çalışıldı. Fakat halk arasında bu durumun fark edilmesi üzerine suç örgütü, amaçlarına ulaşamadı” denilmesi dikkat çekti. Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcısı Ali Çalık tarafından hazırlanan fezleke, kendi adliyelerinde ağır ceza mahkemesi bulunmadığı gerekçesiyle Ankara Adliyesi’ne gönderildi. Fezlekede, eski TİB Bilgi Sistemleri Daire Başkanı İlhan Elieyioğlu ve eski TÜBİTAK BİLGEM Başkanı Hasan Palaz’ın da şüpheliler arasında bulunduğu 28 kişiye “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak”, “haberleşmenin gizliliğini ihlal”, “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” ile “siyasal ve askeri casusluk” suçlamaları yöneltti. Cumhuriyet’in ulaştığı 153 sayfalık fezlekede, dikkat çeken iddialar şöyle: Kriptoyu dinlediler: Devletin birliğini bozmak, siyasal ve askeri casusluk amacıyla kurulan bu suç örgütünün TÜBİTAK kısmında bulunan şüpheliler Hasan Palaz, Ayhan Yeni, Orhan Üçtepe, Özgür Ören, İmran Ergüler ve Gökhan Vıcıl, devletin üst düzey yetkili ve görevlilerine verilecek telefonların kripto yazılımlarını yazdılar. Sesleri montajladılar: Depolanan ses kayıtları kesilip yapıştırılmak suretiyle montajlandı. Böylece tamamen sahte bir konuşma üretilerek, sanki devletin üst düzey yetkili ve görevlileri tarafından konuşma yapılmış gibi yeni bir konuşma türetilerek 1725 Aralık 2013 tarihlerinde ve 2014 yılı mahalli seçimlerinden önce internet, görsel ve yazılı basında kamuoyuna servis edildiği tespit edilmiştir. Halk fark etti: Bu şekilde kamuoyuna servis edilen ve montajlanarak sahte olarak üretilen ses kayıtları ile halk arasında kaosa sebebiyet vermek suretiyle devletin birliği bozulmaya çalışıldı. Fakat halk arasında bu durumun fark edilmesi üzerine suç örgütü, bütün icrai hareketlerini tamamlamasına rağmen hedefledikleri amaçlarına ulaşamadı. Fezlekede, dinlendiği iddia edilen kişiler arasında 17 Aralık’ta dinlemeye takılan bakanlar Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar’ın isimlerinin yer almaması dikkat çekti. lANKARA TEM’de cephanelik dolu araç Gebze’de polis, Gaziantep plakalı Mercedes marka bir otomobili durdurunca büyük bir miktarda silah ve patlayıcı ele geçirdi. İhbar üzerine TEM’den İstanbul yönüne giden otomobilde arama yapan ekipler bagajda ve çeşitli bölmelere yerleştirilmiş Rusya yapımı 20 otomatik tüfek, 1 Rusya yapımı zırh delici Bixi silah, 8 el bombası ve çok sayıda mermi ele geçirildi. Otomobilde bulunan 1 kişi gözaltına alındı. l KOCAELİ / DHA AYM, ‘gerekçeli’ açıklayacak Anayasa Mahkemesi Başkanlığı, Cumhuriyet’in hazırlığını duyurduğu yeni uygulamaya göre, artık iptal kararlarını gerekçesi yazılmadan açıklamayacak. AYM Başkanlığı’na seçilen Zühtü Arslan, Genel Kurul’da üyelere uygulamayı teklif etti. Üyeler, buna olumlu yanıt verdi. AYM, bu hafta görüştüğü sulh ceza hâkimlikleriyle ilgili iptal istemli görüşmesinin sonucunu açıklamadı. l ANKARA / Cumhuriyet C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle