19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 11 Mart 2015 EDİTÖR: CANER ÖZTÜRK TASARIM: ZARİFE SELÇUK haber 5 77 milyon fişlendi mi? Grupta konuşan Kılıçdaroğlu, fişlemelerle ilgili gelecek hafta önemli bir belge açıklayacağını söyledi. CHP lideri, Fidan’a ‘MİT, babanın çiftliği mi’ diye sordu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP’den milletvekilliği için istifa eden, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tepkileri sonrasında vazgeçip görevine dönen MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a “Orası senin babanın çiftliği mi? MİT milli olmak zorundadır. AKP’nin arka bahçesi MİT olamaz” sözleriyle tepki gösterdi. CHP lideri, “fişleme”lerle ilgili çok önemli bir iddiada bulunarak, “Bu ülkede 77 milyon insan fişlendi mi fişlenmedi mi? Fişlenmedi diyorsa, önümüzdeki salıyı bekleyin” dedi ve yeni bir belge açıklayacağının mesajını verdi. Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündemle ilgili şu değerlendirmeleri yaptı: Önümüzdeki salıyı bekleyin: Davutoğlu’na adam gibi bir öneri yapıyorum, eğer darbelere karşıysan gel yüzde 10 seçim barajını kaldıralım, bununla ilgili anayasa değişikliğini de yapalım, sözüm söz, sözüm namus sözüdür. Gelir mi? Gelmez. Vesayet altında... Davutoğlu’na ilk gördüğünüz yerde şu soruyu sorun; Bu ülkenin 77 milyonu fişlendi mi? Fişlenmedi mi? Fişlendi diyorsa ikinci soruyu sorun, “Bunun demokrasiyle bağdaşır yönünü bize anlatın.” Fişlenmedi diyorsa önümüzdeki Salı’yı bekleyin. Bebek ölüm oranları 69 yıl sonra arttı: Bebek ölüm oranları 2012 de binde 7.4 iken 2013’te 7.8’e yükseldi. Kendilerine kaçak saray yaptıracaklarına, Hepimiz Fethullahçıyız(!) çıklamanın zamanı geldi... Evet, ben Fethullahçıyım. Sadece ben değil, Cumhuriyet Vakfı Başkanı, gazetenizin imtiyaz sahibi Orhan Erinç, İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Can Dündar, Özgür Mumcu; hepimiz Fethullahçıyız. Pensilvanya’ya her ay biriki kez gider geliriz, Fethullah Gülen’le görüşür neler yapacağımızı tartışırız. Zaten bunu öteden beri karanlığın içinde yaşayıp “Aydınlık” pencereden baktıklarını sanan, şimdilerin “vatan” kurtarıcıları yazıp çizmişti... Şimdilerde “havuz medyası”nın transferlerinden “kaplangiller” yazmış... Ne diyeyim! Diyeceğim şu elbet: “Sapına kadar Fethullahçıyım”, var mı bir diyeceğiniz! Asya Bank’tan 50 milyon dolar kredi alıp Beylerbeyi’nden bir yalıyı “şıp” diye satın aldım... Yalımın 40 odası var. Aşçıları, garsonları, temizlikçileri, bahçıvanları, güvenliği, şusu busu... Akın Atalay, bir uçak aldı, bir helikopter. Miami’de bir otel, iki villa... Yöneticilerimiz villada, çalışanlar yedi yıldızlı otelde tatil yapacaklar. Uçak biletleri Türkiye Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’ndan beleş... HHH Sıkı durun, asıl bombaya geliyorum şimdi. Yazım Can Dündar tarafından makaslanmayıp “delidir, ne yapsa yeridir” dense de gerçekleri yazmaktan çekinmem. Bağışla beni Sevgili Hakan Kara! Açıklamak zorundayım. Çünkü çok korktum ben bu havuzculardan ve vatan kurtaranlardan... O zaman buyrun işte... Havuzcular, vatan kurtarıcılar şimdi sıkı durun bombayı patlatıyorum: Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, savcı Celal Kara’yla Hakan Kara’nın İsviçre Alpleri’ndeki dağ evinde görüştü. Bir dönemin “efsane” 17 Aralık 2014’ten sonra “haşhaşi, paralel, çetemete” olan savcı Celal Kara, bizim yazarımız, eski haber müdürümüz, 32 yıldır Cumhuriyet’te çalışan Hakan Kara’nın ağabeyidir. Evet vatancılar, havuzcular kimsenin bilmediği giz perdesini çektim... Nedeni şu: Hocaefendi Akın Atalay’ı aramış ben Paris’e giderken. Hocaefendi şu buyruğu vermiş: “Şu bizim Hikmet’e söyle Cumhuriyet’e övgüler Kılıçdaroğlu grupta yaptığı konuşmada Kabataş yalanına tepki gösterirken, polis raporlarını manşete taşıyan Cumhuriyet’in yayınını övdü. CHP lideri şunları söyledi: Kadın üzerinden topluma kin ve nefreti aşılıyorlar. Eğer bir kadına ne olursa olsun 80100 kişi birden saldırıyorsa, onu yapan asla insan değildir. Cumhuriyet çok önemli bir gazetecilik görevi yaptı ve bütün raporları açıkladı. Utanmadan, sıkılmadan hala bunu dile getiriyorlar. lu (MYK), bugün saat 10.30’da Kadıköy Belediyesinde toplanacak. Kılıçdaroğlu, daha sonra Finlandiya eğitim ve bilimden sorumlu Devlet Sekreteri Pilvi Torsti’nin de katılacağı eğitim sunumuna katılacak. Bu arada Parti Meclisi kararı doğrultusunda Yalova’da ilk sıra adayının merkezden atama yoluyla belirlenecekti. Dün o ismin Muharrem İnce olduğu öğrenildi. l ANKARA / Cumhuriyet A Davutoğlu’na sorun lideri Kılıçdaroğlu, Prof. Dr. Çiçek’e CHP Caner Yenidünya, gazeteci Eren rozet Erdem ve CHP’den milletvekili aday adayı olan Albay Dursun Çiçek’e parti rozeti taktı. taktı emekli (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) Şanlıurfa’ya hastane yaptırsalardı bu tabloyla karşılaşmazdık. MİT senin babanın çiftliği mi: Biri arıyor, “seni vekil yapacağım”; öbürü arıyor “sakın ayrılma” diyor. Arkasından baskı kuruluyor. “Döneceğim” diyor. Orası babanın çiftliği mi? MİT milli olmak zorunda, AKP’nin arka bahçesi olamaz. Fidan’ın dönüşü yanlış. Gelmiş geçmiş en çapsız başbakan: Bir kişiyi istifa ettirtip milletvekili yapacağım diyor, ertesi gün fırçayı yiyor, ayrı yerine götürüyor. Etkisiz eleman bir başbakan var. En çapsız dışişleri bakanı demiştim. Şimdi, en çapsız başbakanı... 90 milyarlık zararı Japonlar mı yaptı: Yılbaşından 9 Mart’a kadar devalüasyon yüzde 11.4. 90 Milyar liralık bir zarar var. Kim yaptı bunu, Fransızlar mı, Japonlar mı?.. CHP MYK bugün CHP Merkez Yönetim Kuru Sandıklar gümrükte 8 Mayıs’ta kurulacak Haziran seçimleri için gümrük kapılarında oy verme işlemi 8 Mayıs’ta başlayacak. Gümrük kapılarındaki oy verme işlemlerine ilişkin düzenlemelere ilişkin YSK kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, 25. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde yurtdışı seçmen kütüğüne kayıtlı yurttaşların gümrük kapılarında oy verme işlemi 8 Mayıs’ta saat 08.00’den itibaren başlayacak, 7 Haziran saat 17.00’ye kadar sürecek. Tatil günleri de dahil 24 saat oy kullanılabilecek l ANKARA / Cumhuriyet Öğrencilere özel çalışma 10 üniversiteliden 3’ü sandığa gitmiyor. CHP seçim için kampuslarda farkındalık kampanyası başlatıyor FIRAT KOZOK 7 CHP Gençlik Kolları’nın yaptığı çalışmada Türkiye’de 2011 seçimlerinde üniversite öğrencilerinin yalnızca yüzde 69.1’inin sandık başına gittiği, kalan yüzde 30’un oy kullanmadığı ortaya çıktı. 7 Haziran’da oy kullanmak isteyen öğrencilerin ikametlerini 27 Mart’a kadar bulundukları ile taşımaları gerektiğini anımsatan Genel Başkan İrfan İnanç Yıldız, tüm üniversite kampüslerinde farkındalık kampanyası baş latacaklarını söyledi. Yıldız, 2011 seçimlerinde üniversite öğrencilerinin yüzde 30.09’unun oy kullanmadığını, bunun 877 bin 113 öğrenciye karşılık geldiğini anlattı. Bu potansiyeli kullanmak için proje başlattıklarını ifade eden Yıldız, 81 ilin tamamında kampüslerde çalışacaklarını anlattı. Yıldız, 2011 seçim sonuçları ve nüfus yoğunluğu dikkate alındığında çalışmalarını Adana, Bilecik, Karabük, İzmir, An kara, İstanbul, Kırşehir, Gaziantep, Denizli, Niğde, Sinop, Mersin, Erzincan, Tunceli, Bolu gibi kentlerde yoğunlaştıracaklarını ifade etti. HDP’de de hedef aynı Bazı kentlere öncelik Genel seçimde yüzde 10 barajını aşma hedefiyle hazırlanan HDP ise başta üniversite öğrencileri olmak üzere 7 Haziran’da oy kullanacak seçmenlerin adres değişikliği ve kayıt gibi konularla ilgili bilinçlendirilmesi sosyal medyada çeşitli kampanyalar yürütüyor. l ANKARA HHH Ama iki soru var ki cevabını bulamıyorum. Bir: Adamcağız MİT’ten istifa gerekçesini açıklarken “Yoruldum” demişti. Yorgun bir adamı yeniden MİT’in başına getirdiler. Yani Müsteşar yorgun, Başbakan solgun, MGK yoksun, Abdullah Gül durgun, üç dönem kuralına takılmışlar da bozgun… Bir tek cumhurbaşkanı şey… Şey… (Korktum. Orasını kafiyeye dikkat ederek siz bulun) İki: Tayyip Erdoğan daha başbakanken Hakan Fidan’la ilgili “O benim sır küpüm” demişti. Şimdi ne dense, ne yapılsa önüne geçilmez: Sır küpü çatladı. Ne kadar yapıştırılsa nafile gibi geliyor bana. Şimdi gel de sorma, bunlar ne menem sırlarmış ki “sır küpü”nün yoruldum deyip istifasının ardından Erdoğan hem küplere bindi; hem panikledi. Nitekim “İstifanı önleyemedim ama milletvekilliğini sen rüyanda görürsün” dedi ve bunu defalarca yineledi. Kimi açık açık, kimi kapalı kapılar ardında… Acep Cumhurbaşkanı’nı bu ölçüde panikleten, devlet geleneklerini böylesine pervasızca ayaklar altına almasına yol açan sırlar ne gibi sırlardır?.. Bunlar sadece devlet sırrı mıdır, yoksa aile boyu sırlar da var mıdır? Fuat Avni’ye mi sorsam, paralel yapıya mı başvursam? Bilemedim… ugünkü Tırmık’ı kafamda ne güzel tasarlamıştım; 7 Haziran seçimleri üstüne yazacak, Erdoğan’ın “Başkanlık sistemi”ne giden yolunu tıkamanın, hatta AKP’nin tek başına hükümet kurabilme alışkanlığının son bulmasının yolunun HDP’nin barajı aşmasından geçeceğini yazacak ve böylece çaktırmadan “Kürtçülük propagandası” yapacaktım. Ben doğma büyüme ve safkan Egeli, ana tarafından Sakız adalı, baba tarafından katışıksız yörük bir Kürt olduğumdan böyle yapmam, böyle yazmam doğaldı. Hatta bu amaçla yazıya başlamış birkaç paragraf da yazmıştım. Ama heyhat!.. Gazetede “Abi bugün Hakan Fidan olayı üstüne yazmayan gazetecileri dövüyorlarmış” dediler… Ben de mecburen yani dayak korkusundan yazdığım birkaç paragrafı çöpe attım ve okumakta olduğunuz Tırmık için klavyeye yumuldum. Buyrun. HHH MİT dendi mi benim kuşağımın sırtı ürperir, tüyleri diken diken olur. Hele işkence tezgâhından geçenlerin yüreğinin bir yarısını ürküntü, öteki yarısını öfke kaplar; kulaklarında da “Burada kanun yok, anayasa hiç yok; Allah da bu odaya uğramaz” diyen salyalı fısıltılar dolanır. Yani… Yani istesem bile başına B açıklasın Celal Kara’nın Cumhuriyet’le olan akrabalık ilişkilerini...” Ben bir Fethullahçıyım ya! Havuzcuların yazıp çizdiklerini, vatan kurtarıcıların anlattıklarını... Tamı tamına 40 yıldır F tipi örgütlenmenin nasıl “devlet içinde” yapılandığını yazan ben nedense birden Fethullahçı oluverdim... Yaşasın! Bırakın da Fethullahçı olup Asya Bank’tan milyonlarca dolar krediyi cebe indireyim, yatları, katları alayım, köşeyi döneyim... HHH Emir kuluyum görevimi yerine getireyim. İşten atılsam bile... Bir çakarım Hocaefendi’ye “Havuz” vaziyeti, bir göz kırparım “zaman”a, keyfime bakarım... Yazımı okuyunca soracakları için, ben açıklayayım: Paris’te beş odalı bir evim var ayrıca. Opera Meydanı’nın oralarda. Haberiniz olsun, her hafta sonu Paris’teyim, beklerim... Bir yatım var, yabancı ülke bayraklı, vergiden kurtulmak için. Mayısekim arası denizlerdeyim... Bir özel uçak alacaktım ama Akın Atalay çözmüş o işi. Böyle idare eder gideriz. Kimi zaman savcı Celal Kara’nın ağabeyi Hakan Kara’nın İsviçre Alpleri’ndeki dağ evine giderim... HHH Benim F tipi durumum 1975 yılında başladı ve bugüne dek sürdü... “Fethullah Gülen’in 40 Yıllık Serüveni” kitabım (Cumhuriyet Kitaplarıİnceleme) sekizinci basımını Haziran 2014’te yaptı. Evet ben ve Akın Atalay Fethullahçıyız. Yahu daha düne dek Abant toplantılarından, Pensilvanya’dan, yurtdışındaki okullarından çıkmayan siz değil miydiniz? Ben sizlerin ne mal olduğunuzu çok iyi bilenlerdenim. Evet, Fethullahçıyım, Asya Bank’tan milyonlarca dolar bana verildi, konferanslarda dolarları zarf içinde alan da benim... Okur Temsilcimiz ve yazarımız Güray Öz ile Aydın Engin, Almanya’da Deniz Feneri’nin “parasal havuzundan” balık avlamak için Fethullahçılarla birlikte Frankfurt’ta iş tutuyorlar, haberiniz olsun. Miami’de de evim var, Paris’te de... Cumhuriyet’le derdiniz ne sizin! Sizi gidi ödlekler sürüsü, Cumhuriyet düşmanları sizi! Çatlak Bir Sır Küpü gelenlere bakıp Hakan Fidan’a sempati ile yaklaşmam mümkün değil. Ama belki biraz “empati” duyabilirim. En azından deneyebilirim. Bir kere önceki gece bütün TV kanallarındaki sözü birinin bırakıp ötekinin aldığı tartışma programlarında, ana habere çağrılan yorumcularda ha bire yinelenen “Hakan Fidan bir siyasi partiden aday adayı oldu. Yani siyasal çizgisini ayan beyan etti. Yeniden MİT’in başına getirilemez” yollu itirazlarını ciddiye almıyorum. Niye alayım ki? Hakan Fidan istifasından önce siyasal çizgisi AKP çizgisi ile tıpatıp uyuşmuyordu da istifa edip aday adayı olunca mı uyumlu oldu? Haydi canım sen de!.. Tayyip Erdoğan’ın kendisi ile tamamen uyumlu, dahası sorgusuz sualsiz “biat” etmemiş birini MİT’in başına getirmesi mümkün müydü? Geçelim. Peki ya Fidan adaylığını geri çektikten bir iki saat sonra yeniden MİT’teki koltuğuna oturtulmasındaki yasal sakıncaları bahane edenlere ne demeli? Neymiş, yasaya göre MİT müsteşarı atanması için önce MGK’de görüşülmesi, orada oydaşma, bilemedin uzlaşma sağlandıktan sonra “Başbakan’ın inhası ve Cumhurbaşkanı’nın onayı” gerekiyormuş. Özgül ağırlık özürlü hükümet sözcüsü, Bakanlar Kurulu toplantısından topu topu iki saat kadar sonra Fidan’ın yeniden MİT Müsteşarlığı’na atandığını ilan etti. O iki saat içinde MGK toplanmadı. Toplansa bilirdik. O yüzden Fidan’ın istifası ile boşalmış olan MİT Müsteşarlığı’na Hakan Fidan’ın yeniden atanması en azından “şekil şartı” bakımından sakatmış. Evet, hukukçulara göre hukukta şekil şartı önemlidir. E n’olmuş yani? Sakatsa sakat. Ama hukukçulara göre sakat. AKP elebaşılarının hukukla ne ilgisi, ne ilişkisi var ki? Sonuç: Hakan Fidan’ın MİT’e yeniden müsteşar olmasının önünde herhangi bir engel yok. AKP’den 5 yıl hamlesi iyasi partiler hakkında TBMM’nin izniyle kapatma davası açılmasını öngören anayasa değişikliği önerisi veren AKP, genel seçimlerin 5 yılda bir yapılması konusunda da değişiklik yapılması için muhalefete öneri götürdü. CHP ve HDP, seçim barajının düşürülmesi koşuluyla 5 yılda bir seçim yapılmasına destek ola S bilecekleri yanıtını verdi. MHP ise teklife ret yanıtı verdi. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, seçim barajı ya da başka bir koşulu kabul etmeyeceklerini söyledi. Elitaş, sözkonusu anayasa değişikliğinin olması için 367 oy gerektiğini, halkoylamasına gidilemeyeceğini belirtti. l ANKARA / Cumhuriyet Güldal Mumcu’ya takibe HSYK el koydu DATV soruşturması kapsamında avukat Turgut Kazan’ı dinleyen polislerin, olayı TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu’yu fiziki takibe kadar götürmesine HSYK el koydu. HSYK, takip kararları alan savcılar Cihan Kansız ve Zekeriya Öz ile hakimler hakkında inceleme başlattı. Çağlayan Adliyesi’nde dün HSYK Başmüfettişi’ne ifade veren avukat Kazan, söz konusu savcı ve hakimlerin suç örgütü olduklarını söylediğini aktardı. l İSTANBUL / Cumhuriyet O Usulsüz dinlemede iki polis tutuklandı nkara 6. Sulh Ceza Hakimliği, usulsüz dinlemelere ilişkin emniyetteki operasyon kapsamında, eski İstihbarat Şube Müdürü Murat Akkul ile Başkomiser Özgür Öztürk’ün tutuklanmasına karar verdi. Akkul ile Öztürk’ün adliyede ifadesi alındı. Tutuklama kararını Sulh Ceza Hakimi Hülya Tıraş verirken, savcı Halil Maçkaya’nın, Barış Derik’in adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına itirazı reddedildi. l ANKARA / Cumhuriyet A C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle