19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 11 Mart 2015 KULTUR Christoph Eschenbach yönetimindeki Londra Filarmoni’nin konserinde solist Ray Chen’di ‘Jeanne d’Arc’ın Öteki Ölümü’ Balkan festivali’nde Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Yunus Emre Bozdoğa’nın “Jeanne d’Arc’ın Öteki Ölümü” adlı oyunuyla yarın ve 13 Mart’ta saat 20.00’de Devlet Tiyatroları Bursa 2. Uluslararası Balkan Ülkeleri Tiyatro Festivali’ne katılıyor. 19 ‘Nefes kesen’ kemancı... şsanat, günümüzün önde gelen genç sanatçılarından Ray Chen’i “nefes kesen” kemancı diye tanıttı. Geçen hafta Christoph Eschenbach yönetimindeki Londra Filarmoni’nin konserinde yalnız solist Ray Chen değil, orkestra da nefesimizi kesti. Konseri nefesimizi tutarak dinledik, çıkınca da konser öncesine göre daha güzel nefes aldığımızı fark ettik. Londra Filarmoni 1932’den beri sahip olduğu gelenekle devleşti. Her bir çalgı grubu kendi partisine son derece hâkimdi. Artık teknik sorunlar bitmiş, güzel müzik yapmanın zarafetine ulaşılmıştı. 1989 Tayvan doğumlu kemancı Ray Chen sahne duruşuyla, elindeki değerli Stradivarius’un hakkını vererek, orkestrayla ve şefle kurduğu başarılı diyalogla büyüleyiciydi. Konserin programı ise Erken Romantik’lerden örülüydü. Beethoven Egmont Uvertürüyle başlayıp Schumann’ın seyrek çalınan Orkestra Uvertürü ve Mendelssohn’un o muhteşem keman konçertosuyla devam etti. İkinci yarıdaki Bölüm başkanı hiç Van Gogh görmemiş Gaziosmanpaşa Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü, Tokat’ta bulunduğu iddia edilen Van Gogh tablosuyla ilgili rapor vermişti Instrumentationspraxis” adı altında basılmış ve 2006’da Alman Müzik Yayıncıları Birliği’nin “En İyi Didaktik Müzik Kitabı” ödülüne değer bulunmuştu. Orkestrasyon olayını yalnız teknik değil, hem de estetik açıdan anlatan; partisyon okumanın inceliklerini sıradan müziksevere bile öğreten, teorik olduğu kadar pratik bir rehber. Bu kapsamlı çalışma Sevsay’ın sayısız uluslararası konferans ve seminerlerinin deneyiminden derlenmiş. Sevsay,1954’te İstanbul’da doğmuş, İngiliz Ortaokulu’nda okurken, Cemal Reşit Rey ile teori, kompozisyon ve şeflik çalışmış.1978’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni bitirmiş, 1980’de Viyana Müzik Yüksek Okulu’na girmiş; şeflik diplomasıyla mezuniyetinden sonra 1989’da Miami Üniversitesi Müzik Fakültesi’nden doktora almış. Bu arada iç hastalıkları dalında da (gastroenteroloji ve hepatoloji) ihtisasını tamamlamış. Bu nedenledir ki Sevsay hem müzik hem tıp doktorası unvanlarını taşımakta. Bir ilginç yönü daha var Sevsay’ın: Tango müziği üstüne yaptığı araştırmalar, uyarlamalar ve besteler! Bandoneon ustası olarak 1995’te kurduğu BANDONEON adlı özgün tango topluluğuyla dünyanın çeşitli köşelerinde konserler vermekte. riyoruz. Ama ilk defa orijinal bir tablo ile karşılaştık. Orijinal olup olmadığını da TOKAT Gaziosmanpaşa bilemiyoruz” dedi. Üniversitesi Sanat Tarihi BöDaha önce Anadolu lüm Başkanı Doç. Dr. Kemal Ajansı’nın haberinde, Gaziİbrahimzade, Tokat’ta bulun osmanpaşa Üniversitesi Saduğu iddia edilen Van Gogh nat Tarihi Bölümü öğretim tablosuyla ilgili “Orijinal üyelerinin raporunda, tabloolup olmadığını kimyasal bir nun Van Gogh’a ait olabilekriminal laboratuvarda inceği görüşünün yer aldığı bildirilmişti. Bölüm başkanı İbrahimzade’nin Bölüm Başkanı hayatında hiç Van Gogh İbrahimzade, görmediğini söylemetabloyla ilgili rapor si ise, raporun da bilimselliği konusunda kuşku hazırlamalarına uyandırdı. karşın, ‘Van Gogh’u Van Gogh tablosunun kitaplardan, tarihten sahte olup olmadığına ilişkin son kararı Amsbiliyoruz. Bunun terdam’daki Van Gogh dersini veriyoruz. Ama Müzesi’nin vereceğini belirten İbrahimzade, ilk defa orijinal bir “Bulunan resmi incetablo ile karşılaştık. lediğimizde bazı noktaOrijinal olup olmadığını larda benzerlik teşkil ettiğini gördük, fakat dida bilemiyoruz’ dedi. ğer taraftan bu resimde kuşkular da var. Rapor celendikten sonra ortaya çıverirken resmin orijinal olakar” dedi. Hayatında ilk kez bileceği, ancak son kararı ilbir “Van Gogh tablosu”yla gili müzenin verebileceğini karşı karşıya geldiğini beve kriminal bir laboratuvarlirten İbrahimzade, “Van da tam teşekküllü olarak inGogh’u kitaplardan, tarihten celenmesi gerektiğini söyledik” dedi. biliyoruz. Bunun dersini veSAVAŞ KALKAN Konseri nefesimizi tutarak dinledik, çıkınca da konser öncesine göre daha güzel nefes aldığımızı fark ettik. Londra Filarmoni 1932’den beri sahip olduğu gelenekle devleşti. İ Beethoven 5. senfoniyi acaba kaçıncı dinleyişimizdi! Şef öyle renkler bulup çıkardı, orkestra öyle motifler işledi ki! Orkestranın bis olarak çaldığı Beethoven’ın Prometheus uvertürüydü. Ertuğrul Sevsay’ın kitabı Türkçede Dünyanın çeşitli kültür merkezlerinde ses getiren, konservatuvarların ve müzikbilimcilerin el kitabı haline gelen Sevsay’ın Orkestrasyon kitabı en sonunda Türkiye’de de basıldı. Bu önemli çalışmayı elbirliğiyle ülkemize armağan eden Yapı Kredi Yayınları ve Borusan Sanat’a teşekkür ederiz. Viyana Müzik ve Sahne Sanatları Üniversitesi’nde 25 yıldır orkestrasyon profesörü olan bestecimiz Prof. Dr. Ertuğrul Sevsay’ın “Orkestrasyon Çalgılama ve Orkestralama Sanatı” önce Almanca ve İngilizce olarak yayımlanmış, 2005’te Baerenreiter Yayınevi tarafından “Handbuch der İstanbul Film Festivali’nde 62 ülkeden 204 film gösterilecek Sinemanın büyüsü 9 Nisan tarihleri arasında, İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenecek 34. İstanbul Film Festivali’nin programı açıklandı. 62 ülkeden, 222 yönetmenin, 204 filmini sinemaseverlere sunacak festivalde; 2015 yılında Sundance ve Berlin film festivallerinde ilkgösterimi yapılan filmler, belgeseller, çocuk filmleri ile usta yönetmenlerin son yapıtları yer alacak. “Balkanlar: Ateşin Sineması” bölümünde Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan, Karadağ gibi ülkelerden 7 film, “Aile Bağları”nda bu ilişkiyi sorgulayan 10 film, “Alman Canlandırma Sineması”nda Leipzig Ulusla 4 “Çılgın Kalabalıktan Uzak’ festivalin Uluslararası Yarışma bölümünde gösterilecek. Filmin yönetmenliğini Thomas Vinterbers üstleniyor. rarası Belgesel ve Canlandırma Film Festivali’nin Canlandırma Bölümü Yöneticisi Annegret Richter’in yaptığı seçki sunulacak. Yeni Arjantin sinemasının temsilcisi Lisandro Alonso’nun tüm filmleri Türkiye’de ilk defa festival kapsamında izleyiciyle buluşacak. Festivalde, Metin Erksan imzalı “Yılanların Öcü”nün yenilenmiş kopyası da gösterilecek. Ulusal uluslararası Altın Lale yarışmalarının yanında, bu yıl ilk kez ulusal belgesel yarışması düzenlenecek. FACE Avrupa Konseyi Sinema Ödülü ile insan hakları temalı filmler ödüllendirilirken, festivalde “Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü”, “FIPRESCI Ödülü” ve “Cineuropa.org Ödülü” de verilecek. l Kültür Servisi Tavan arasından müzeye getirildi ‘Montmajour’da Günbatımı’ 1928’den beri keşfedilen ilk Van Gogh tablosu Norveç’teki bir evin tavan arasında bulunan tablonun Van Gogh’a ait olduğu Van Gogh Müzesi uzmanlarınca belirlendi. orveç’teki bir evin tavan arasında bulunan bir Van Gogh tablosunun orijinal olduğu, Amsterdam’daki Van Gogh Müzesi uzmanlarınca doğrulandı. “Montmajour’da Günbatımı” adlı tablonun 1928’den beri bulunan ilk Van Gogh tablosu olduğu belirtildi. 1888’de yapılan ve Arles yakınlarındaki yabanıl doğanın betimlendiği tablo, Van Gogh Müzesi’nde sergilenmeye başladı. Müzenin müdürü Axel Rüger, “Böyle bir olay hayatta bir kez yaşanır” dedi. Yapılan araştırma sonunda, tabloyu 1908’de Norveçli sanayici Christian Nicolai Mustad’ın, o yıl Oslo’daki Ulusal Müze’nin direktörlüğüne getirilen sanat tarihçisi Jens Thiis’in tavsiyesi üzerine satın aldığı anlaşıldı. Ancak bir süre sonra, kimilerine göre Fransa’nın Oslo büyükelçisi, kimilerine göre de Norveç’in Paris konsolosu ve sanat koleksiyoncusu Auguste Pellerin, Mustad’ı ziyaret ettiğinde, tablonun sahte olduğunu söyledi. Bunun üzerine büyük öfkeye kapılan Mustad, tabloyu evinin tavan arasına kaldırdı. İlginç olan, Mustad’ın 1970’teki ölümünden sonra, tablonun Van Gogh Müzesi’nce iki kez geri çevrilmiş olması. Şimdi elde edilen bilgiler ise, sanat uzmanlarının bugüne kadar yanıldıklarını, “Montmajour’da N Sinematek’in 50. kuruluş yılında Onat Kutlar festivalde İstanbul Film Festivali, festivalin kurucularından Onat Kutlar’ı, ölümünün 20. yıldönümünde özel bir gösterimle anacak. Onat Kutlar ve arkadaşları tarafından 1965 yılında kurulan Türk Sinematek Derneği’nin kuruluşunun 50. yılı nedeniyle de Onat Kutlar’ın favori yönetmenlerinden Visconti’nin 1963 yılı yapımı başyapıtı “Il Gattopardo / Leopar” festival kapsamında gösterilecek. Onat ‘Kürtler engellemedi’ İsveç Akademisi Sekreteri Peter Englund, Yaşar Kemal’in Nobel almasının engellendiği iddilarını yalanladı sveç Akademisi Daimi Sekreteri Peter Englund, Yaşar Kemal’e Nobel Edebiyat Ödülü verilmesini Kürt yazar Mahmut Baksi’nin engellediği iddialarının kesinlikle gerçek olmadığını söyledi. Nobel ödüllerini veren İsveç Akademisi’nin 2009 yılından beri daimi sekreterliğini üstlenen Peter Englund, Akademi’nin blog sayfasından bir açıklama yayımladı. Englund, “Türkiye medyasında Yaşar Kemal’in Nobel Edebiyat Ödülü almasının sürgündeki Kürt gruplar tarafından İsveç Akademisi’ne baskı yapılarak engellendiği iddia ediliyor. Net bir şekilde açıklayayım: Bu iddiaların hiçbiri doğru değil” dedi. Englund, Yaşar Kemal’in ödül almasını reddeden kararın daimi sekreter ‘Olof G. Tandberg’ tarafından alındığı iddiasıyla ilgili “Olof G. Tandberg’ bu akademinin üyelerinden biri olmamıştır. İ Kutlar’ın 1967 yılında Sinematek’in yayını olan “Yeni Sinema” Dergisi’ne yazdığı Visconti yazısı da festival katalogunda yer alacak. Sinematek yıllarının, misyonunun ve mirasının tartışılacağı söyleşi 10 Nisan Cuma günü İstanbul Modern’de yapılacak. Elbette bu isimde biri hiçbir zaman akademide daimi sekreter de olmamıştır” ifadesini kullandı. İsveç Akademisi İdari Direktörü Odd Zschiedrich de, İsveç’te yayın yapan Expressen gazetesine iddialarla ilgili yaptığı açıklamada, İsveç Akademisi’nin Nobel Ödülü verirken sadece edebi kriterleri temel aldığını belirtmiş, “Hiçbir siyasi güç bizi etkileyemez. Türk medyasındaki iddialar yalandır” demişti. Yaşar Kemal’in hayatını kaybetmesinin ardından önceki hafta sanatçı Ahmet Güneştekin, yazarın 1970’lerde Nobel Edebiyat Ödülü almasının Nobel komitesine baskı yapan Kürt aydınlar tarafından engellendiğini iddia etmiş, yazar Muhsin Kızılkaya ve gazeteci Eyüp Burç da Güneştekin’i onaylamıştı. l Kültür Servisi Günbatımı’nın Van Gogh’a ait olduğunu ortaya koydu. Suluboya 10 milyon dolar Öte yandan, uzmanlar, 1888 tarihli “Fontvieille’de Alphonse Daudet Değirmeni’ adlı suluboya resminin Van Gogh’a ait olduğu konusunda da ortak bir sonuca vardılar. Böylece, tablo, bulunuşundan 100 yıl sonra bu hafta Hollanda’da açılacak TEFAF Maastricht sanat fuarında sergilenecek ve 10 milyon dolar dolayında bir fiyata satışa sunulacak. l Kültür Servisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle