23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 10 Mart 2015 haber EDİTÖR: CANER ÖZTÜRK TASARIM: ZARİFE SELÇUK 4 Gül’ün adaylık hesapları ‘Aday ol’ davetine yanıtı beklenen Gül’ün ‘Davutoğlu Erdoğan arasındaki gerginliğe malzeme olmak’ istemediği belirtiliyor . Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, seçim sürecinin en çok merak edilen gündemi haline dönüşen “aday ol” davetine “Davetin sahibi”, “parti içi gerilimler” ve “seçime iki başlı gidiliyor olması” nedenleriyle “hayır” yanıtı vermesi bekleniyor. Erdoğan’ın, “Kendi takdiridir ancak isabetli ve hayırlı olur” sözlerinin ardından siyaset, Gül’ün AKP’den adaylık konusunda vereceği karara kilitlendi. Başbakan Ahmet Davutoğlu da “Davet dışarıdan birine yapılır. Burası onun evi. Kamuoyu önünde davet ettik. Özel bir şey yapmaktan da imtina etmeyiz” deyince gözler Gül’e çevrildi. AKP kulislerinde, Gül’ün kararının olumsuz olacağı değerlendirmeleri yapılıyor. Gül’ün dave Sallandır 35 Kişiyi, Bak Dolar Ne Oluyor? ayırdır! İyi Saatte Olsunlar yeni bir şeyler mi hazırlıyor nedir ki Mukkades Mürşidimiz Recep Tayyip Bey, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı hakkında bugün bir şey söylemedi? Oysa Erdem Başçı’nın sorumlusu olduğu doların alıp başını gitmesi, çok tehlikeli sonuçlara yol açabilecek bir olay. Bu konu vatandaşı da fazlasıyla endişelendiriyor. Nitekim dün bir yurttaştan doların önlenemeyen yükselişiyle ilgili bir ileti aldım. İlginç bulduğum için yayımlıyorum: “Muhterem Efendim, Son günlerde doların yükselmesi herkes gibi beni de çok endişelendiriyor. Bu yükseliş nereye kadar sürecek? Gerçi şimdi duraklamış gibi görünüyor ama, ne zaman yeniden tırmanır belli mi olur? Baksanıza Gezi suikastının yapıldığı 2013 yazında dolar, 120 lira dolaylarındaydı. Ve Tayyip Erdoğan’ın başarılarını baltalamak için, girişilen bu sabotaj ile o zaman da yükselmişti. Allahtan polislerimiz, biber gazlı kapsülleri, TOMA’ları, ilaçlı sularıyla duruma zamanında müdahale ettiler de, doların yükselişi kontrol altına alınabildi. Doların yükselişini engellemek çok önemli. Çünkü doların yükselmesi, ileri demokrasimize, büyük kalkınma hamlemize, dünyanın 17. büyük ekonomisi olan ekonomik yapımıza ve hepsinden önemlisi Tayyip Erdoğan’a yöneltilmiş saldırıdır. HHH Doların yükselmesinin, enflasyondan olduğunu, enflasyonun ise faizlerin yüksek seyretmesinden kaynaklandığını, Tayyip Erdoğan’ın danışmanı Yiğit Bulut söylüyor. Bu durumda faizleri indirmemek vatana ihanettir. Faizleri yeterince indirmeyen Erdem Başçı vatan hanidir ve faiz lobisinin, dolayısıyla dolar lobisinin oyuncağı olmaktadır. Erdem Başçı’nın haklı olduğunu söyleyen herkes faiz ve dolar lobisinin aleti olmuş vatan hainleridir. Faizlerin indirilmemesi doların yükselmesine neden olmaktadır. Doların yükselmesi, ekonomimize, büyük ekonomik kalkınmamıza, ileri demokrasimize karşı girişilmiş bir sabotajdır. Peki o zaman ne yapmalı? Bu sorunun cevabını atalarımız veciz şekilde dile getirmişler: Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir Tekdirden anlamayanın hakkı kötektir. HHH Sayın Cumhurbaşkanımız faizler konusunda çok nasihat etti. Dinlemediler. Nasihat aşaması geçti. Bu sefer tekdir safhası başladı. Ondan da anlamadılar. Şimdi artık kötek safhasına geldik. Korkarım kötekten de anlamayacaklar. Yani insan bunlara bakınca, eski Osmanlı yönteminin en iyisi olduğunu düşünüyor: Laftan anlamayan yetkililerin boyunlarını vurdurmak, faiz ve dolar lobisinin önde gelenlerini de asmak. Evet Beyefendi, sallandıracaksın üç beş kişiyi, bak gör o zaman dolar ne oluyor? Milim kıpırdıyor mu? Teklifim size ilk bakışta ters gelebilir, ama inanın çoğunluk benim gibi düşünüyor....” Şimdi bunları okuyunca, birinin benimle kafa bulduğunu söyleyeceksiniz Ama yadsıyabilir misiniz, “Sallandıracaksın üç beş kişiyi...” düsturunun en popüler çözüm yöntemi olduğunu? Hem henüz sallandırma aşmasına gelmediysek bile onun başlangıcı olanı “Tıkacaksın içeri bunu söyleyenleri, düşünenleri!..” uygulamasının bu iktidar döneminde fiilen yürürlükte olduğunu yadsımak mümkün mü? Bu yöntemle hapishaneleri, hocalar, öğrenciler, gençler, işsizler, subaylarla doldurarak, meydanlarda gençleri vurarak, çocukları öldürerek, delikanlıları dayakla yok ederek çözülmüyor mu sorunlar? Şu anda dolardan sonraki en büyük ilgili konumuz, Kürt sorununu polisiye önlemlerle çözmeye yönelik İç Güvenlik Paketi değil mi? Bütün bunları yadırgamıyorsak eğer, “Sallandıracaksın üç beş kişiyi, bak dolar bir daha yükseliyor mu?” yöntemini neden yadırgıyoruz ki? H 11 ti reddedeceği tahmini üç nedene dayandırılıyor. ERDEM GÜL Aslında bu hamle MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın adaylığıyla ilgili yaşanan koordinasyon bozukluğunun bir devamı. Erdoğan’ın seçimin başkanlık oylamasına dönüşeceği açıklamasına karşı Davutoğlu’nun Gül’ü partiye davet etmesi beklenirdi; ancak o sırada Fidan olayı yaşandı. Davutoğlu, Gül hamlesini yapamayınca Erdoğan harekete geçti. Erdoğan, bununla aslında Davutoğlu’nun yapabileceği Gül hamlesini kesti. Bu hamleyle aynı zamanda Gül’ün dönüşünün önünü de kesmiş oldu. Özellikle 4 bakanın Yüce Divan’a Davet hamlesi gönderilmemesi, Saray’daki Bakanlar Kurulu toplantıları ve başkanlık sistemi tartışmaları nedeniyle Erdoğan ile Davutoğlu arasında uyumsuzluk hali var. Haftalık olağan görüşmelerde sıkıntılı konular ele alınmıyor. Davutoğlu da hükümette o kadar olmasa da partide Erdoğan’a bilgi vermeden bazı düzenlemeler yapıyor. Erdoğan ve Davutoğlu arasında en önemli krizin aday listeleri nedeniyle 7 Nisan öncesi yaşanması bekleniyor. Çünkü henüz Erdoğan ve Davutoğlu, aday listelerinin nasıl belirleneceğini yüz yüze konuşmuş değiller. Çoğunluğu Gül’e yakın 3 dönemlik vekiller liste dışı kalacak. Gül, tek başına bir vekil olarak listelere girip iki ismin çekişmesinin malzemesi olmak istemez. İkili konuşmuyor Davutoğlu: Etkin denetimli başkanlık Başbakan Davutoğlu, New York dönüşü uçakta gazetecilere başkanlık sistemiyle ilgili görüşlerini anlatırken Erdoğan’la bakış açısı farkını da net olarak ortaya koydu. Davutoğlu şunları söyledi: “Türkiye’deki sistemde bir sıkıntı var. Bu değiştirilirken yeni anayasanın insan odaklı, özgürlükçü insan hakları merkezli bir anayasa olması gerekiyor. Böyle bir anayasanın içinde başkanlık sistemi etkin bir denetimle birlikte yer alır. Türk demokrasisi başkanlık sisteminin kötü uygulandığı antidemokratik modelleri zaten kabul edemez.” Seçimi görür Dışarıya yansıtılmasa da yaşanan bu iki başlılığın seçim sürecine yansımasına kesin gözüyle bakılıyor; çünkü 400 vekil hedefi koyan Erdoğan’ın listelere olduğu kadar kampanyaya da müdahil olmaması beklenemez. Abdullah Gül, belirleyici olamayacağı bir sürecin içine girmez. Seçim sonrası gelişmeleri görmek için bekler. l Ankara AKP’nin seçim paketi: Yanlı yayına izin yolda İktidar partisi, Cumhuriyet’in duyurduğu skandal hazırlığı resmen Meclis’e getirdi. Tasarıya göre seçim yayınlarını YSK yerine RTÜK denetleyecek FIRAT KOZOK AKP ‘kapatma’ için imza topluyor CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinin kapatılması yönünde çalışma yapıldığı iddiasını gündeme getirmesi üzerine, AKP anayasa değişikliği için imza toplamaya başladı. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun muhalefete yaptığı “Gelin hemen yarın beraber anayasa değişikliğini yapalım, parti kapatmayı bitirelim” çağrısının ardından AKP, anayasa değişikliği için milletvekillerinden imza toplamaya başladı. AKP, 2010’da halkoylamasına sunulan anayasa paketinden düşen siyasi partilerin kapatılmasında yetkinin TBMM’ye verilmesine ilişkin düzenlemeyi istiyor. l ANKARA/Cumhuriyet Seçim döneminde özel televizyon ve radyoların yayınlarının denetimini Yüksek Seçim Kurulu’ndan (YSK) alarak, yandaş medya organlarını rahatlatmak isteyen AKP, skandal teklifi Meclis’e getirdi. Düzenleme yasalaşırsa en son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Tayyip Erdoğan’a saatlerce yer ayırıp diğer iki adayı görmezden geldikleri için YSK’den onlarca ceza alan özel kuruluşlar, 7 Haziran seçimleri için rahatlayacaklar. Yayınlarla ilgili denetimi yalnızca üyelerinin çoğunluğu AKP’lilerden oluşan RTÜK yapacak. Cumhuriyet, AKP’nin seçim dönemi yayınlarını YSK’nin elinden alma planını “Skandal hazırlık” başlığıyla duyurulmuştu. İşte o hazırlık, dün sessiz sedasız bir şekilde bir torba yasanın içerisine konularak TBMM’ye getirildi. Mevcut RTÜK yasasında seçim dönemi yayınlarıyla ilgili usul ve esasların YSK tarafından düzenleneceği belirtiliyordu. Bu çerçevede RTÜK, yayınları YSK’nin kararları doğrultusunda izliyor ve denetliyordu. RTÜK’ün hazırladığı raporlarla ilgili son kararı ise YSK veriyordu. YSK, özellikle 30 Mart yerel seçimleri ile 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, özellikle Erdoğan lehine orantısız yayın yapan kanallara onlarca ceza yağdırmıştı. AKP’li 8 milletvekilinin imzasıyla TBMM’ye sunulan torba tasarıda YSK’nin bu yetkileri tırpanlandı. YSK’nin tüm özel televizyon ve radyoları seçim dönemlerinde denetleme yetkisi RTÜK’e bağlandı. Düzenleme yasalaşırsa YSK yalnızca TRT’nin yayınlarını denetleyebilecek. YSK yalnızca seçim günü yayınlarından sorumlu olacak. l Ankara AKP milletvekili Cuma İçten, “Küfre ve Kötü Söze Hayır” adlı kampanya kapsamında HDP milletvekili Hasip Kaplan’a karanfil verdi. (AA) 3 çocuğa 1300 TL yardım AKP’nin seçimlere 3 aydan az bir süre kala Meclis’e getirdiği yasa teklifinde, yer alan diğer bazı başlıklar şöyle: MEB’e 47 bin kadro: Teklifle Milli Eğitim Bakanlığı’na 47 bin öğretmen kadrosu ihdas ediliyor. Üç çocuğa 1300 TL: Seçim öncesi 3 çocuk teşvikleri için de düğmeye basıldı. Birinci çocuk için 300, ikinci çocuk için 400, üçüncü ve sonraki çocuklar için de 600 TL doğum yardımı yapılacak. Anadolu Ajansı’na ihale kıyağı: Teklifle TRT’nin Anadolu Ajansı’ndan yapacağı mal ve hizmet alımları kamu ihale yasası kapsamından çıkartıldı. Konut yardımı: Konut satın alacaklara devlet katkısı verilecek. Katkı 15 bin TL’yi geçemeyecek. Maket konutta teslim uzuyor: Teklife göre, ön ödemeli konut satışında, devir veya teslim süresi 36 aydan 42 aya çıkarılıyor. Devir veya teslim tarihine kadar tüketicinin bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı olacak. Aralarında Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, Prof. Dr. Baskın Oran, Prof. Dr. Nermin Abadan Unat, Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın da bulunduğu akademisyenler Türk tipi başkanlık sistemine karşı bildiri yayımladı. “Anayasaya ve demokratik süreçlere saygı” başlığıyla yayımlanan bildiride uluslararası ilişkiler bakımından, demokrasinin uluslararası standartları bir yana bırakılarak “kişiye özgü” bir rejim kurmanın Türkiye’yi dünya sisteminden koparacağı, iktisadi ve sosyal alanda olumsuz sonuçlar yaratabileceği uyarısı yapıldı. l İSTANBUL/ Cumhuriyet Türk tipi başkanlık karşıtı bildiri MHP’li Zeybek Tunceli’den aday Eski Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, Duisburg Merkez Ülkü Ocağı’nın davetlisi olarak dün akşam bir konferans verdi. Zeybek, Tunceli’den milletvekili aday aday olacağını açıklayarak, “Türk milliyetçilerin partisi deniyor MHP’ye. Bir Türk milliyetçisinin, MHP’yi desteklemekten başka yaN. K. Zeybek pacak bir işi yoktur. Ben de sırf bu inançla, MHP’den hiçbir gelecek ya da bakanlık beklemeden, MHP’nin seçimi kazanamayacağı bir kenti Tunceli’yi seçtim” diye konuştu. l DUISBURG (DHA) Erdoğan’ı eleştirdi ‘Gizli’ yazılı talimatla işten çıkarıldı Çanakkale’de sosyal paylaşım sitesi Facebook’taki profilinden hem Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı hem de Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu eleştiren taşeron firmada temizlik işçisi A.S. adlı kadın için, Halk Sağlığı Müdürlüğü ‘gizli’ damgalı resmi yazısıyla ‘gereğinin yapılmasını’ istedi. Bu yazı üzerine avukat Mehmet Bülent Ötkün’den hukuki yardım isteyen firma kadının işine A.S. son vermedi. A.S.’yi, çıkarmayan firmanın, yenilenen ihaleyi kazanamadığı öğrenildi. Sonrasında gelen yeni firmanın ise A.S.’yi işten çıkarttığı, eski firma yetkililerince ifade edildi. l ÇANAKKALE/DHA Sokakta oldum, kazandım FIRAT KOZOK 2 Candan Yüceer 011 seçimlerinde Tekirdağ’da katıldığı seçimden zaferle ayrılarak TBMM’ye giren CHP’nin hekim milletvekili Candan Yüceer, ikinci önseçim zaferini de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde aldı. Üst üste alınan iki sonucu “sokakta ve mağdurun yanında olmaya” bağlayan Yüceer, “2011’de pazar CHP milletvekili Candan Yüceer ikinci önseçim zaferini de kazandı. Yüceer ‘Meclis’te lisansımı yaptım, şimdi yüksek lisans yapmaya çalışacağım’ diyor. ları gezerken ‘şimdi geliyorsunuz, sonra bir daha gelmezsiniz’ dediler. Önce bu algıyı kırdım.” dedi. Tekirdağ’da 21 bin 689 üyesi bulunan CHP’de Parti Meclisi birinci sıra adayının kontenjandan belirlenmesine karar vermişti. Mevcut milletvekilleri Candan Yüceer ve Emre Köprülü önseçime katılırken, diğer milletvekili Faik Öztrak da kontenjan başvurusu yapmıştı. Önseçimlerde Yüceer, seçime katılan 24 aday adayı arasında en yüksek oyu alan isim oldu. Yüceer’i Köprülü izledi. Candan Yüceer, duygularını Cumhuriyet’le paylaştı. “İyi ki önseçime girmişim, bu tarifsiz bir duygu” diyen Candan Yüceer, “Hiç ayrım yapmadan bizi arayan herkesin yanında olmaya çalıştık. 4 yıl boyunca hep meydanlardaydım” dedi. l Ankara C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle