23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 ŞUBAT 2015 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 15 Ne bereketli yılmış 1915... Yıl 1915. Osmanlı imparatorluğu 1878’den başlayarak dağıla dağıla küçülmüş. Birinci Dünya Savaşı’nda İtilaf Devletleri’ne karşı İttifak Devletleri’nin yanında yer almış. Çanakkale Savaşları veriliyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına 8 yıl kalmış. Ve o 1915 yılında kimler kimler dünyaya geliyor… Attırdığı kahkahaları havada uçuşurken düşüncelere dönüştüren gülmece ustamız Aziz Nesin… Kısa öykü ve tiyatromuza yenilikler getiren, artık var olmayan İstanbul’un beyefendisi Haldun Taner… Şiirimizde büyük bir değişime yol açan Garip akımının kurucularından olmakla kalmayan, gittikçe büyüyen evrensel bir şiir evreni kuran, sohbetini çok özlediğim Melih Cevdet Anday… Kadınları, portreleri, peysajlarıyla, “bize özgü” resimleriyle hep bizimle kalan, hep ressamın bağımsızlığından yana çıkan Nuri İyem… Kişiliğiyle de, yapıtlarıyla da hiçbir sınıflamaya hapsedilemeyen, “kendine özgülüğe” tam anlamıyla hakkını veren Cihat Burak… “karakteri” olan Londra kenti, onun romanlarındaki betimleriyle yeniden canlandırılmıştı. Ben de, o sıralar yayımlanan bir yazımda, Yaşar Kemal’in 90. yaşının da benzer bir sergiyle kutlanabileceğini, sergide Yaşar Kemal’in Çukurova’sının roman karakterleriyle birlikte yeniden canlandırılabileceğini önermiştim. Böyle bir fırsat ne yazık ki kaçırıldı o zaman… Geçen yıl Orhan Kemal’in 100. doğum yılı, oğlu Işık Öğütçü’nün ön ayak olmasıyla, toplantılar, açık oturumlar, sergilerle kutlandı neyse ki. Bu yıl da, Aziz Nesin’in 100. yılı daha şimdiden kutlanmaya başladı. Ama örneğin Haldun Taner, Melih Cevdet, Nuri İyem, Azra Erhat için neler yapılacak, merak ediyorum… Haldun Taner’in, Melih Cevdet’in yapıtlarını yayımlamanın saygınlığını süren yayınevleri de, 100. yıl fırsatını kaçıracaklar mı? Yıllardır Nuri İyem’in, Cihat Burak’ın resimleriyle sergiler açan sanat galerileri, doğumlarının 100. yılında onları anmayı akıl edecek mi, yoksa bu fırsatı ıskalayacak mı? Mina Urgan’ın yüzlerce öğrenci yetiştirdiği Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nün başındakiler, onu bugünkü öğrencilere anımsatmayı düşünüyorlar mı? İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları yönetimi, 20 yıl boyunca sahnelerinde yalnızca Rey Kardeşler’in operetlerinde değil, Shakespeare ve Ibsen oyunlarında da oynayan Şevkiye May için görkemli bir gece tasarlıyor mu? Bu tür anmalar, anımsamalar, kutlamalar, bir değerbilirlik örneği olmanın çok ötesinde, ortak değerleri paylaşmanın yanı sıra toplumun kültürel bilincini açık tutar… Hele, toplumun kültürel bilincinin kapanmaya yüz tuttuğu bir dönemde… Aziz Nesin Bakalım Bu Ay Kaç Kadın Öldürülecek?.. Erdoğan her gün ya da gün aşırı, bir neden, bir bahane bulup Cumhuriyet gazetesine karşı milleti kışkırtmaya çalışıyor. “Peygambere küfür eden bir gazete...” deyip duruyor. Bunun doğru olmadığını kendi de pekâlâ biliyor. Ama söylüyor işte. Amaç öyle bir algı yaratmak. Benim için “Cumhuriyet”in, “Charlie Hebdo”nun kimi sayfalarını basmasıyla, Davutoğlu’nun Paris’teki o dayanışma yürüyüşüne katılması arasında hiç ama hiçbir fark yok... Her ikisi de bir dayanışma eylemiydi. “Biz de evrensel değerlerden yanayız, biz de şiddete karşıyız” demek içindi. Sanat ve edebiyatımızın pek çok ustası 100 yıl önce dünyaya gelmişti Devletin yapması gerekirken Şimdi durup dururken nereden gerekti bu geriye dönüş. Açıklayayım: Bianet’in (Bağımsız İletişim Ağı’nın) her ay yayımladığı bir rapor var. Her ay, erkeklerin kaç kadın öldürdüğünü yayımlıyorlar. “Erkekler ocak ayında 15 ilde 27 kadını öldürdü” diyordu dün sabah okuduğum rapor. Bunlar sadece medyaya yansıyanlar, bir de yansımayanlar var! 27 kadının erkekler tarafından öldürüldüğü kesin. Bir de ayrıca 7 kadın dövülerek, boğularak, bıçaklanarak öldürülmüş olarak bulundu. Yani katillerinin kadın mı erkek mi, faillerin kim olduğu bilinmeyenler... Katledilen kadınların nerdeyse yarısı kocaları tarafından, diğer yarısı babaları, sevgilileri, nişanlı ve erkek akrabalar tarafından öldürüldü. Kadınların yüzde 15’i boşanmak istediği ya da barışma teklifini reddettiği için öldürüldü. İki kadın ise çıkarttıkları koruma kararına rağmen öldürüldü. Cinayetlerin yüzde 52’sinde ateşli silahlar, yüzde 33’ünde bıçak kullanıldı. Aslında bütün bu bilgileri Bianet yerine devletin kendisi toplamalı ve her ay Meclis gündemine taşımalı... Haldun Taner Melih Cevdet Anday u Aziz Nesin’den Melih Cevdet’e. Haldun Taner’den Azra Erhat’a. Nuri İyem’den Cihat Burak’a. Şevkiye May’dan Mina Urgan’a. 2015 hepsinin doğumunun 100. yılı. Onları anmak, kültürel bilinci kapanmaya yüz tutan toplumun bilincini açmaya katkıda bulunabilir... Azra Erhat gereken, ama sıkça unutulan adı Umran Nazif Yiğiter… Dilimiz, düş dünyamız Şaşırtıcı, değil mi? Hepsi de 1915 yılında doğmuş. Bu yıl 100 yaşındalar. Yaşadıkları toplumun dilini, düş dünyasını, övgüsünü sövgüsünü, yergisini gülmecesini, rengini, ışığını gölgesini yapıtlarında yaşatıyorlar. Yaşatmak ne söz, o dili, o imgelemi, o rengi ve ışığı var etmişler, varsıllaştırmışlar. Böylesi yazar ve sanatçıları yıldönümlerinde yeniden gündeme taşırken, onları anmakla kalmaz, bir kez daha ayırdına varırız yapıtlarının. Yine ıskalanacak mı? ‘Ahlak’ tanımı Ama hayır AKP’nin egemen olduğu bir Meclis’te erkeklerin kadınları katletmesi gündeme gelmez, gelemez. Olsa olsa AKP’li İsmet Uçma’nın, “sorunu”, mahallenin namus bekçilerine havale etme önerisi kalır ki, Tanrı göstermesin! İşte asıl o zaman kan gövdeyi bin kat daha çok götürür. Unutmayın ki, ülkemizde hem AKP’ye hem de “Mahalle”ye egemen olan zihniyet , “namus” ve “ahlak” kavramlarını, sadece kadın bedeni üzerinden tanımlamaktadır. Hırsızlık, yalancılık, dolandırıcılık, katliam, işkence, adaleti yok saymak, ülke olarak dünyada başı çektiğimiz iş kazaları... Bunların “namus”la, “ahlak”la hiç ilgisi yoktur sanki... Birkaç gün önce T24 sitesinde Nurcan Baysal’ın IŞİD’den kurtulanlarla yaptığı röportajı okuyup da kanı donmayan olabilir mi? Dün Özgür Mumcu, röportajın çarpıcı bölümlerini köşesine taşımıştı, tekrarlamayacağım. Ben bugüne değin ne Erdoğan, ne Davudoğlu ne de AKP’de her daim konuşanlardan birinin 315 yaş arasında kız çocukları kaçırıp köle pazarlarında satan IŞİD için tek söz söylediğini duymadım. Üstelik o köle alışverişi bizim ülkemizde Viranşehir’de yapıldığı söyleniyor. Bu da mı Meclis gündemine getirilmeyecek?.. Diyeceğim Erdoğan, Cumhuriyet gazetesine gösterdiği “ilginin” binde birini öldürülen kadınlara gösterse belki önümüzdeki ay daha az sayıda kadın katledilir! Hikmet’in “Yolcu”sunun unutulmaz oyuncusu, sinemamızın “olgun erkeği” Cahit Irgat… Tüm bir yaşamını halkbilimi ve halk edebiyatıyla ilgili çalışmalara, masallar, gölge oyunları, destanlar, göçmen folkloru ve bunlara ilişkin kuramsal sorunlara adayan hocam Tahir Alangu… Cumhuriyet döneminde sahneye çıkan ilk kadın sanatçılardan, 1933’te Muhsin Ertuğrul ve Nâzım Hikmet’in birlikte yönettikleri “Cici Berber”le sinema oyunculuğuna başlayan, 1973’te henüz 58 yaşındayken canına kıyan Şevkiye May… Yeniler Grubu’nun “Liman” sergisinden Paris’e, giderek soyuta uzanan yılların ressamı Selim Turan… Öykücülüğümüzün asla unutulmaması Hocam Alangu Öncü Hümanist Hümanist anlayışın ülkemizdeki öncülerinden, “İlyada” ve “Odysseia”nın çevirmeni Azra Erhat… İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nün altın çağının hocalarından; İngiliz edebiyatının klasiklerini Türkçeye kazandıran; “Bir Dinozorun Anıları”yla yaşamının son demlerine meydana okuyan hocam Mina Urgan… 40’ların toplumsal gerçekçi şiir akımının önemli adlarından, Beckett’in “Godot’yu Beklerken”i ile Nâzım Dickens ve Yaşar Kemal Romanlarında Sanayi Devrimi sırasında geniş kitlelerin çektiği acıları ve yoksulluğu gerçekçi bir bakışla anlatmış olan Charles Dickens’ın 200. doğum yıldönümü, bundan üç yıl önce Londra’da görkemli bir sergiyle kutlanmıştı. Sergide, Dickens’ın belki de en canlı n İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Yazar Elif Şafak’ın babası, Ege Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Nuri Bilgin (67), geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Ankara Üniversitesi’nin ardından 1976 yılında Strasbourg Üniversitesi’nde felsefe eğitimi alan Bilgin’in sosyal psikoloji alanında “Siyaset ve İnsan”, “Eşya ve İnsan” gibi kitapları bulunuyor. Nuri Bilgin hayatını kaybetti Nermin Sultan’lı Matisse’e 57 milyon Osmanlı prensesinin modellik yaptığı Matisse tablosu Sotheby’s müzayedesinde satıldı Kültür Servisi Sotheby’s’in önceki akşam Londra’da düzenlediği İzlenimci ve Modern Sanat müzayedesinde, izlenimci akımın kurucusu Fransız ressam Claude Monet’nin 5 yapıtı toplam 55.74 milyon sterline (yaklaşık 202 milyon TL) alıcı buldu. Beş yapıt içinde en yüksek fiyata ulaşan, 23.67 milyon sterlin (yaklaşık 86 milyon TL) ile Monet’nin 1908’de yapmış olduğu “Büyük Kanal” adlı Venedik manzarası oldu. Tablo, son 8 yıldır Londra’daki National Gallery’de sergileniyordu. Monet’nin 1887 tarihli “Giverny’de Kavaklar” adlı resmi ise 10.79 milyon sterline (yaklaşık 39 milyon TL) alıcı buldu. Tablo, yeni alımlara kaynak sağlamak amacıyla New York’taki Modern Sanat Müzesi koleksiyonundan satışa çıkarılmıştı. Fransız ressam Henri Matisse’in 15.83 milyon sterline (yaklaşık 57 milyon TL) satılan ve sanatçının modern resimde erotizmin en güzel örnekleri sayılan “Odalık” serisinden “Siyah Koltuktaki Odalık” adlı tablosunda ise, Sultan Abdülaziz’in torunu, Prenses Nezahat Nermin Hamide Şefkat ya da Nermin Sultan betimleniyor. Matisse, dostlarının “Nezi” dedik Bugünkü toplantı Türkiye’de kadına yönelik şiddet, yıllardır kadın örgütlerinin en çok uğraştığı, araştırdığı, üzerine politikalar ürettiği, çareler önerdiği en önemli, en öncelikli ele aldığı temel konu. 124 kadın örgütü bir araya gelip “Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubu” oluşturdu. Yıllar süren mücadele, çalışma ve zorlama sonucunda TBMM’de nihayet bir komisyon kurulabildi. Komisyonun adı “Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu!” (Adı çok uzun; çoğunluk AKP milletvekili ama yine de bir umut...) Ancak komisyon daha ilk adımda düş kırıklığı yarattı. Yıllardır bu sorunların içinde olan STK’leri dışlamakla işe başladı. Bugün (5 Şubat) Ankara’da yapılacak toplantıya kendi siyasi görüşüne yakın sivil toplum kuruluşlarını çağırdı. Bence nedeni açık: Çünkü farklı görüşe, aykırı sese tahammülleri yok. Çünkü bilgiye, birikime, deneyime saygı yok. Çünkü kadına yönelik şiddeti sonlandırmak gibi siyasi bir irade ve bu iradeyi uygulamak için gerekli eylem planı niyeti yok! Bakalım bu ay kaç kadın erkekler tarafından öldürülecek? leri prensese 1940’ta Fransa’nın Nice kentinde rastladığında hayran kalmış ve birkaç resmi için kendisine modellik yapmasını önermiş, prenses de bu öneriyi kabul etmişti. Prenses, Murat Bardakçı’nın bir yazısında belirttiği gibi, Fransa’daki bir hastanenin muhtaçlar koğusunda can verdiğinde 76 yaşındaydı, hiçbir ülkenin vatandaşı değildi ve Fransız hükümetinin bağladığı fakir aylığıyla geçiniyordu. Aynı müzayedede, yeniizlenimcilik akımının öncüsü Fransız ressam Georges Seurat’nın, Londra’daki National Gallery’de bulunan 188384 tarihli ünlü resmi “Asnières’de Banyo”nun ön çalışması niteliğindeki “Asnières’de Banyo İçin Etüt” 7.77 milyon sterline (yaklaşık 28 milyon TL) satıldı. Bu rakamın, Seurat’nın kâğıt üzerine yapıtları için bir rekor olduğu belirtildi. Fransız ressam ToulouseLautrec’in, daha önce hiç görücüye çıkmamış olan “Yatakta: Öpüş” adlı resmi ise 10.79 milyon sterline (yaklaşık 39 milyon TL) satıldı. 1892 tarihli tabloda öpüşen iki kadın betimleniyor. Henri Matisse’in “Odalık” serisinden “Siyah Koltuktaki Odalık” adlı tablosunda Nermin Sultan betimleniyor. İzlandalı sanatçı Ólafur Arnalds ‘Caz Şubatı’ etkinliğinin iptal edildiğini dinleyicilerden öğrendi İptal duyurulmadı... ASLI ULUŞAHİN İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü’nce açılan ihalenin sonuçlanmaması nedeniyle, Cemal Reşit Rey’deki “Caz Şubatı” etkinliği iptal edildi ancak programa davetli sanatçılara henüz bilgi iletilmediği ortaya çıktı. Etkinlik kapsamında 16 Şubat’ta konser vermesi planlanan İzlandalı caz sanatçısı Ólafur Arnalds, önceki gün kişisel Facebook hesabından yaptığı açıklamada, Türkiye’den birçok dinleyicisinin kendisine “iptal haberini” ulaştırdığını ancak kendisine “resmi bir açıklama” yapılmadığı nı söyledi. Üzerinde peştemalla çekilmiş bir fotoğrafıyla birlikte mesajını paylaşan Arnalds, “Sizlerden 16 Şubat’ta İstanbul’da verilecek konserin iptal edildiğinin söylendiğine ilişkin bir süre kaygılı mesaj alıyorum. Konserin gerçekleşmesinde bazı küçük pürüzler var, bu da tanıtımı ve bilet satışlarını geciktiriyor. Ama bizim bildiğimiz kadarıyla konser olacak ve haftaya durumun açıklığa kavuşacağını ve biletlerin satışa çıkacağını umuyoruz! Karışıklık için özür diliyor, sabrınız için teşekkür ediyorum! 16 Şubat’ta hepinizi hamamda görmeyi umuyorum!” dedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle