28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 12 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr CUMHURİYET 16 ŞUBAT 2015 PAZARTESİ Kopenhag’da kültür merkezi ve sinagoga saldırmasının ardından öldürülen fail 22 yaşında bir Danimarkalı Avrupa’da alarm hali Dış Haberler Servisi Avrupa üzerinde cihatçı şiddeti kol geziyor. Fransa başkenti Paris’i 79 Ocak’ta sarsan terör saldırılarının izdüşümü Danimarka başkenti Kopenhag’da yaşandı. Hz. Muhammet karikatürleriyle bağlantılı bir toplantıya ve en büyük sinagoga saldırmasının ardından öldürülen zanlının 22 yaşında Danimarka doğumlu Ömer Abdülhamit Hüseyin olduğu belirlendi. Güvenlik kameralarına dayanarak her iki saldırıyı düzenlediği saptanan Hüseyin, çete şiddetine karıştığı, yasadışı silah sahibi olma, silah kaçakçılığı ve saldırı gibi pek çok suç işlediğinden polisçe tanınıyor, istihbaratça izleniyordu. Kasım 2013’te trende bir yolcuyu defalarca bıçaklayan Hüseyin’in elinde bıçakla trende dolaşmasının görüntüleri de yayımlandı. Pek çok silahı olan Hüseyin, ağır saldırıdan yattığı hapisten 2 hafta önce çıkmıştı. Dün iki saldırının ardından polis Nörrebro tren istasyonunun yakınındaki evine giderek pusu kurduğu Hüseyin’i çatışmada öldürdü. Hüseyin’in SuriyeIrak’ta bulunup bulunmadığı ve olası işbirlikçileri soruşturuluyor. Nörrebro’da bir internet kafeye baskında iki kişi gözaltına alındı. Danimarka’da doğup büyüyen, kabarık sabıka sicili bulunan Hüseyin’in polisçe tanındığı, istihbaratça izlendiği açıklandı. Saldırıya uğrayan sinagoga çiçek demetleri bırakılıyor. Düşman Yaratma ve Faşizm Soğuk savaş döneminde iki “kutup” vardı; Doğu Bloku ve Batı Bloku. Birbirlerinin düşmanı idiler. Düşman yaratarak “gelişiyor” ve kendi blokları içinde egemenlik sağlıyorlardı. Büyük güçler için bu durum “sürdürülebilir üstünlükler” kuramının vazgeçilmez aracıdır. Hitler, Stalin, Mussolini, Franco, Salazar gibi diktatörler de “düşman üreterek” kendi diktatörlüklerini bir süre için de olsa götürebildiler. Onların yaptıkları da bir anlamda, “sürdürülebilir üstünlükler kuramı”nın ürünü idi. Aynen Hitler’in dediği gibi; “Beni yenmek için benimkinden daha otoriter bir yönetim gerekir.” Hitler’i daha otoriter bir yönetim götürmedi ama kendi kuramı onu yıkmaya yetti. “Daha güçlü otorite, ayakta kalabilmek için daha saldırgan bir diktatörlük” derken kendi kendini yok etme noktasına geliverdi. Onun dağıttığı güç ile çevresinde duranlar bile ondan korkmaya başladılar. Bu durum yalnız ideolojik değil aynı zamanda “teknik” bir determinizmdir. Diktatörlük düzeyi yükseldikçe yönetim sadece demokrasiyi yok etmekle kalmaz: Ekonomik düzen bozulur; hele bugünün küresel bağlantıları içinde ülke dünyadan soyutlanır. Ahlak çöker, toplumda çürüme başlar. Sahtecilik “meşru” gibi algılanır hale gelir. İnsanlar ülkeden kaçmaya başlar; sonunda diktatörün çevresindekiler de uzaklaşırlar. Bir “mum”un erimesi gibi diktatörler de kaybolur giderler. Yakın geçmişteki diktatörlerin tamamı bir “teknik ve toplumsal determinizm” sonucu yıkılıp gitmişlerdir. Askeri, polisiye, iktisadi ve dini otoriteye dayandırılan bütün bu yönetimler ayakta kalamadılar. Çağdaş demokrasiden ve uygar yaşam tarzından uzak bir “düzen” getirmek istiyorsanız toplumda mutlaka kutuplaşma yaratmanız gerekir. Kutuplaşma ile “yapay bir düşman yaratarak” şunları sağlarsınız: Demokrasiden uzaklaşıp otoriter ve totaliter bir yönetim biçimi getirirsiniz. Kuvvetler ayrılığı yerine tek adamın mutlak otoritesini kurmaya çalışırsınız. Eğitimi bölerek otoriter ve totaliter “tek yapılanmaya götüren bir altyapı kurarsınız”. Örgütlenme hakkını (ve sendikaları) yok ederek “örgütsüz” bir topluluk oluşturursunuz. Yalnız çalışanları değil, sermayeyi de (şirketleri) bölerek “piyasayı, piyasa olmaktan çıkarırsınız.” Böylelikle piyasa kamu denetiminden diktatörün denetimine geçmiş olur. Bu gerçekler halen Türkiye’nin yaşamakta olduğu bunalımın bir aynası gibidir. Ülke önümüzdeki seçimlerde şu tercihlerle karşı karşıya bulunuyor: Demokrasi mi, diktatörlük mü? Çağdaş ve uygar bir yaşam tarzı mı, dinin öne çıkarılıp her şeye egemen kılındığı bir topluluk mu? Batı’dan koparılıp Ortadoğu’nun bir parçası haline getirilmek mi? Ülke bütünlüğünü ve üniter yapıyı korumak mı? Bölünme yolunda ilerlemek mi? Bütün bunlar, seçmenin sadece evinin önünü gören değil mahalleyi, kenti, ülkesini ve dünyayı da gören bir kıvama ne oranda geldiğini de gösterecektir. Çıkarılmak istenen iç güvenlik paketi “kutuplaşmayı ve bölünmeyi daha keskin ve geri dönülemez bir noktaya getirecektir”. İktidar otoritesini “ötekileştirme üzerine oturttuğu için” bu tehlikeli faşizm silahına sarılmaktadır. Umarız AKP içindeki vekiller de bu gerçeği kısmen de olsa görürler. Türkiye faşizme “legal olarak da sokulursa” 77 milyonun tamamı bunun bedelini öder. Yahudilere çağrı: Avrupa’yı terk edin Dış Haberler Servisi İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Paris’in ardından Kopenhag saldırılarında da Yahudilerin hedef alınması üzerine, Avrupa’daki tüm Yahudilerin İsrail’e göç etmesi çağrısını tekrarladı. “Radikal İslami terörizm Avrupa’yı bir kez daha vurdu. Avrupa’daki Yahudiler sırf Yahudi oldukları için katledildi. Yahudi karşıtı saldırıları da içeren bu terör dalgasının devam etmesi bekleniyor” diyen Netanyahu, “Avrupa’dan büyük Yahudi göçüne” hazırlandıklarını belirtti. “Avrupalı olan olmayan tüm Yahudilere sesleniyorum: İsrail bütün Yahudilerin anavatanıdır. İsrail kollarını açmış sizi bekliyor” mesajı veren Netanyahu, ayrıca bakanlar kuruluna Fransa, Belçika ve Ukrayna’dan Yahudilerin göç etmesini desteklemeye yönelik 46 milyon dolarlık plan sundu. Dışişleri Bakanı Avigdor Li Netanyahu eberman uluslararası topluma “siyasi doğruculuk kurallarını çöpe atma, İslami terörü kökünden kazımak için dünsüz bir savaş başlatma” çağrısı yaptı. İsrail yasalarına göre en az bir Yahudi dedesi ya da ninesi olanların İsrail’e göç etme ve otomatik vatandaşlık kazanma hakkı var. Ancak Netanyahu’nun bu çağrısına Danimarka başhahamı Jair Melchior “Hayal kırıklığına uğradım” tepkisini verdi. Melchior, “Danimarka’dan İsrail’e insanlar İsrail’i sevdikleri için, Siyonizm yüzünden göç eder, terörizm yüzünden değil. Terörle baş etme yolu başka yere kaçmaksa, hepimizin ıssız adaya kaçması lazım” dedi. Trende yolcu bıçaklamıştı Teknik bir mesele Yahudi koruma öldürüldü Önceki akşam ilkin Hz. Muhammet’i çizmiş İsveçli karikatürist Lars Vilks’in organize ettiği, Fransa Büyükelçisi’nin de katıldığı “İslam ve ifade özgürlüğü” toplantısı hedef alındı. Krudttonden kültür merkezinde “Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo’ya düzenlenen katliamın ardından sanatçıların dine hakaret etmeye cüret edip edemeyecekleri” tartışılırken, dışardan yağan mermilerle pencerelerde en az 30 delik açıldı, 55 yaşındaki Danimarkalı film yönetmeni Finn Norgaard öldürüldü, 3 polis yaralandı. Gece yarısından sonra başkentin en büyük sinagogunun önünde açılan ateşle içerdeki Bat Mitzvah partisi için korumalık yapan 37 yaşındaki Dan Uzan başından vurularak öl Danimarkalı yönetmen, dürüldü, 2 polis yaralandı. Başbakan Helle ThorningSchmidt, dün sinagogu ziyaret edip çiçek bıraktı, 7 bin kişilik Yahudi cemaatini korumak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını vurguladı. ThorningSchmidt “Her zaman ifade özgürlüğünü, demokrasimizi ve ülkemizi koruyacağız” dedi. 2007’de peygamber karikatürleriyle İslam âleminde öfkeye yol açan, ölüm tehditleri eşliğinde pek çok saldırı girişimine maruz kalıp polis korumasına alınan 68 yaşındaki Vilks, hedefin kendisi olduğunu, soğuk hava deposuna saklanarak mermilerden kurtulduğunu söyledi. Fransa elçisi Francois Zimeray, Paris’teki Charlie Hebdo katliamının kopyalandığını belirtti. Fransa Cumhurbaşkanı Francois Hollande Paris’teki hedeflerin aynısının seçildiği Vilks depoya saklanmış ni, arada bir bağlantı olduğunu söyledi. Fransız başkentinde de Charlie Hebdo’nun ardından bir Yahudi marketine saldırılmıştı. Danimarka İstihbarat Servisi Başkanı Jens Madsen “Zanlı Paris saldırılarından, IŞİD propagandasından esinlenmiş olabilir” dedi. Fransa dayanışma için İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve’ü Kopenhag’a gönderdi. Charlie Hebdo köşe yazarı Patrick Pelloux “Hepimiz Danimarkalıyız” derken, sanatçılara korku yüzünden otosansüre teslim olmama çağrısı yaptı: “Korkmamalı ve sağlam durmalıyız.” Ancak Fransa’dan SarreUnion’daki Yahudi mezarlığının saldırıya uğradığı, yüzlerce Yahudi mezarına zarar verildiği haberi geldi. Alarma geçen Almanya ise Braunschweig karnavalını İslamcı saldırı istihbaratı üzerine iptal etti. Sokağa dökülmeye başlayan halka eve dönüp dışarı çıkmamaları talimatı verildi. Kutuplaştırmanın fazileti! n Suriye’deki Kürt güçlerinin, Kobani’den çıkardıkları IŞİD’in kalesi sayılan bölgede bir tepeyi ele geçirdiği belirtildi. Suriyeli isyancı grupların da desteklediği YPG’nin Kobani’nin güneyinde aldığı tepe, aynı zamanda IŞİD’in “başkenti” sayılan Rakka kentinin bulunduğu Rakka eyaletinde yer alıyor. Muhaliflerin Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Reuters ajansına YPG ve destekçi güçlerle ilgili “İlk kez Rakka’ya giriyorlar” açıklamasını yaptı. İlk kez Rakka eyaletine giren YPG, bir tepe aldı Ateşkesin kara deliği Debaltsevo Dış Haberler Servisi Ukrayna’da 10 aydır süren ve 6 bine yakın can alan çatışmaların topyekun savaşa dönüşmesini engellemek için Almanya ile Fransa’nın devreye girmesiyle sağlanan Minsk Anlaşması önceki gece yarısı yürürlüğe girdi. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) anlaşmanın ilk ayağını oluşturan ateşkes için silahların büyük ölçüde sustuğunu doğrularken, Donbass bölgesi aylardır bombaların havada uçuşmadığı ilk gecesini yaşadı. Ancak Rusya yanlısı milis güçlerinin Ukrayna özel güçlerini kuşattığı stratejik istasyon Debaltsevo asıl düğüm noktası. Dün Ukrayna Genelkurmayı da Donbass savunma güçleri de ateşkese uyulduğunu duyurdu. Ama AGİT gözlem misyonunun başı Ertuğrul Apakan Debaltsevo ile Lugansk’a gözlemci girişine izin verilmediğini belirtip iki tarafa da çağrı yaptı. 5 bin kişilik Ukrayna özel gücünün sıkıştıkları Debaltsevo’dan Yenakievo ve Gorlovka yerleşimleriyle Donetsk Havaalanı’na top ateşi açtıkları belirtiliyor. Donetsk Halk Cumhuriyeti Başkanı Aleksandr Zakharçenko Minsk Anlaşması’nda Debaltsevo ile ilgili tek kelime olmadığını savundu. Askeri üniformayla televizyona çıkan Ukrayna Devlet Başkanı Petro Paraşenko ise Debaltsevo alarmının sürdüğünü ve askerlere mühimmat ulaştırıldığını söyledi. Sağ Sektör’ün lideri Dimitri Yaroş’un Ulusal Muhafızlar’ın sitesinden Minsk Anlaşması’nı reddettikleri ve Debaltsevo’daki paramiliter güçlerinin savaşmaya devam edeceklerini duyurması dikkat çekti. Açıklama saatler sonra silindi. Ukrayna askerleri çatışmaların kesilmesini fırsat bilip futbol oynadı. FBI ajanı rapçi IŞİD militanıyla evlenmiş Libya’da IŞİD vahşeti: 21 Kıpti’nin kafası kesildi Dış Haberler Servisi IŞİD’in Libya kolu, geçen ay iki ayrı saldırıda rehin aldığı Mısırlı Hıristiyan (Kıpti) 21 işçiyi katletmesinin videosunu yayımladı. Videoda Libya başkenti Trablus’un sahilinde siyah giyinmiş maskeli militanlar, turuncu tulumlar giydirilmiş ve kelepçelenmiş 21 Kıpti rehinenin kafalarını keserken görülüyor. “Haç’a bağlı insanlara, düşman Mısır Kilisesi’ne kanla imzalanmış mesaj” diye sunulan videoda bir militan “Hepiniz bizi daha önce Şam’ın tepelerinde ve Dabık’ın ovalarında uzun zamandır haç taşıyanların kellerini uçururken gördünüz” diyor. “Haçlıların güvenlik temennilerinin sözde kalmaya mahkum olduğu, Kaide lideri Usame bin Ladin’in ölüsünün saklandığı denize Haçlıların kanının karıştırılacağına yemin ettiklerinden” söz eden militan karşı kıyıyı işaret ederek “Allah’ın izniyle Roma’yı da alacağız” diye ekliyor. Kendini “İslam Devleti’nin Trablus Eyaleti” diye niteleyen örgütün Kıptileri katlettiğini, Mısır Kıpti Kilisesi doğruladı. Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah Sisi derhal ulusal güvenlik toplantısı düzenleyip, ülkede 7 gün yas ilan etti. Libya’da binlerce Mısırlı çalışıyor. Sisi yönetimi, ayrıca Mısır’ın Sina Yarımadası’nda IŞİD’e biat eden Ensar Beyt el Makdis örgütüyle savaşıyor. Daha önce Sisi, tüm devlet kurumlarını Libya’daki Kipti vatandaşların serbest bırakılması için seferber etmişti. Mısırlı yetkililer IŞİD’in Libya koluyla dolaylı pazarlıklar yürüttüklerini söylüyordu. Ancak Kaddafi’nin 2011’de devrilmesi sonrası tümüyle iç savaşa teslim olan Libya’da, Sisi yönetimi İslamcı militanlara karşı laik kanatı destekliyor, hatta İslamcılara yönelik hava saldırıları düzenliyor. Dolayısıyla Kıpti rehinelerin kurtarılması her bakımdan zordaydı. İç güvenlik paketi mi? n IŞİD’e katılan ve çok sayıda propaganda videosunda yer alan Alman rapçi Deso Dogg’un gerçek adıyla Denis Cuspert peşine ABD’nin taktığı kadın FBI ajanının, militanla evlenmek zorunda kaldığı ortaya çıktı. Bild am Sonntag gazetesinin Amerikan ve Alman istihbarat kaynaklarına dayandırdığı habere göre Cuspert’le evlenen FBI ajanı, durum tehlikeli olamaya başlayınca Türkiye’ye kaçtı. FBI’ın “bal kapanı kurarak” IŞİD’in üst düzey yöneticileriyle bağlantıya girmekle görevlendirdiği kadın ajanın daha sonra IŞİD safında savaşan Alman rapçi Cuspert’le tanışıp imam nikâhıyla evlendiği belirtildi. Hayatı tehlikeye girince kaçtığı Türkiye’de polisçe tutuklanan kadın ajan, daha sonra ABD’ye götürüldü. Washington geçen hafta Cuspert’i “savaş suçlusu” ilan edip “uluslararası teröristler” listesine aldı. Bu işlemler esnasında kadın ajanla ilgili bilgi ortaya çıktı. Mısır’da 7 günlük yas Irak’ta Sünni lidere suikast ipleri gerdi Dış Haberler Servisi Irak’ta önde gelen Sünni aşiretinin lideri, tek oğlu ve 7 korumasının suikastla öldürülmesi mezhep gerilimini alevlendirdi. Irakiye İttifakı ile Ulusal Koalisyon’un oluşturdu kilit Sünni blok oturumları boykot etmeye başladı. Şeyh Kasım Sweydan el Cenabi ile korumaları cuma akşamı Bağdat’ta üç araçlık konvoyunda giderken kimliği belirsiz kişiler tarafından pusuya düşürüldü. Ardından Cenabi ile korumalarının araçların içinde başlarından, oğlunun ise aracın dışında göğsünden vurularak öldürülmüş cesetleri Bağdat’ın kuzeyindeki El Nida camisinin yakınında bulundu. Şeyhin kaçırılarak Şiilerin Sadr kentine götürülen milletvekili yeğeni Zeyd el Cenabi ise daha sonra bırakıldı. Şeyhin öldürülen tek oğlu Muhammed’in Glasgow Üniversitesi’nde eğitiminin ardından ülkeye yeni döndüğü belirtildi. Ilımlı Sünnileri temsil eden Cenabilerin uğradığı saldırıyı henüz üstlenen yok. Sünniler suikasttan hükümet destekli Şii milisleri suçluyor. Dün Sünni bloktan 75 milletvekili parlamento oturumlarına katılımlarını askıya aldı. Meclis Başkanı Selim el Cuburi suikastı kınayarak tam soruşturma talep etti. BM temsilcisi Nickolay Mladenov da katillerin adalete teslim edilmesini istedi. Şeyh Cenabi, Sünnileri kısa süre önce IŞİD’in eline geçmiş olan Bağdat’ın güneyindeki Curf el Şakhr’a dönmeye çağırmıştı. Irak ordusu ve Şii milisler bölgeyi IŞİD’den geri almaya çalışıyor. IŞİD’in varlığı Bağdat’a ve Kerbela’ya tehdit. İşgalin ardından 2004’te ABD güçleri tarafından tutuklanan Şeyh Cenabi iki yıldan fazla hapiste yatmıştı. Yemen’de dikişler patlıyor güneyi başkaldırıyor Dış Haberler Servisi Yemen’de nüfusun üçte ikisini oluşturan Şiilerin Husi Ensarullah hareketinin başkent Sanaa’yı kontrolleri altına almasıyla başlayan isyan hali derinleşiyor. Sünniler birçok kentte protesto gösterileri düzenlerken, 1990’lardaki birleşmeden önce bağımsız olan Güney Yemen’in başkenti Aden’de de ayrılıkçılar sokaklara döküldü. Güney eyaletleri Aden, Lahij ve Mahra’da yerel idari ve güvenlik birimleri oluşturulurken, güneydeki dağlık bölgede Husilerle Sünniler arasındaki son çatışmalarda en az 26 kişinin öldüğü belirtiliyor. BM Güvenlik Konseyi İran bağlantılı Şii Husilere “acilen ve koşulsuz geri çekilmeleri” çağrısı yapacak bir tasarıyı kabul etmeye hazırlanırken, Yemen’deki büyükelçiliklerini kapatan ülkeler kervanına Türkiye de katıldı. ABD, Avrupa ülkeleri, Suudi Arabistan ve BAE’nin ardından Türkiye de Sanaa’deki büyükelçilik binasını kapatıyor ve elçilik faaliyetlerini askıya alıyor. Büyükelçi Fazlı Çorman ve çekirdek kadrosu Türkiye’ye dönüyor. Türkiye de büyükelçiliğini kapatıyor Ekmek parası için komşu Libya’ya çalışmaya giden Mısırlı Hıristiyanlardan 21’inin kafasının kesildiği haberi, Mısır’daki Kıpti cemaatinde infial yarattı. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle