23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 9 Aralık 2015 EDİTÖR: SERKAN OZANASLAN YILDIZ TASARIM: İLKNUR FİLİz haber 5 Irak’ın verdiği ültimatomun süresinin dolmasına saatler kala Dışişleri’nden açıklama: Asker çekebiliriz rak’ın, Başika kampına sevk edilen 25 tank ve 1000 kadar askerin çekilmesi için Ankara’ya tanıdığı 48 saatlik sürenin dolmasına saatler kala Dışişleri Bakanlığı resmen asker çekebileceğini açıkladı. Bakanlıktan dün akşam saatlerinde yapılan açıklamada, “sağlanacak mutabakata göre askeri personel sayısının artışı veya indirimi konusunda gerekli düzenlemenin yapılması öngörülmektedir” denildi. Dışişleri yaptığı açıklamasında, hedefinin Irak’ın toprak bütünlüğü değil, IŞİD olduğunu bir kez daha açıklamaya çalıştı. Yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bugüne kadar 5.000’den fazla Iraklı personele eğitim sağlanmış, ayrıca Irak Hükümeti’ne ve IKBY’ye çeşitli askeri malzeme yardımı yapılmıştır.” I ‘Irak’ın rızasıyla olmalı’ T ürk askerinin Irak’ta bulunması konusundaki tartışmalara ilişkin ABD’den ardı ardına “Türkiye’nin Irak’ın rızasını almalı” açıklamaları geldi. Pentagon sözcülerinden Jeff Davis, “Irak topraklarına, Irak hükümetinin rızası olmadan herhangi bir askeri konuşlandırmayı desteklemiyoruz. Buna ABD askeri personelinin yanı sıra herhangi bir komşu ülkenin askerleri de dahildir” dedi. BM Güvenlik Konseyi dönem başkanı ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Samantha Power, “Irak’ta tüm ülkelerin, bizim de yaptığımız gibi, Irak Hükümetinin rızasıyla hareket etmesi gerektiğine inanıyoruz” dedi. Power, “Türk askerlerinin ilk görevlendirilmesi Irak Hükümeti ile müzakere halinde gerçekleşmişti. Biz bu ek görevlendirmenin de aynı şekilde olmasını ümit ediyoruz” dedi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby de iki ülke arasında başlayan diyaloğun kendilerini “cesaretlendirdiğini” söyledi. Rusya: Mantıklı değil R usya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova düzenlediği basın toplantısında İstanbul Boğazı’ndan geçen Rus gemisindeki denizcinin omzunda füze taşımasının Montrö Sözleşmesi’ni ne açıdan ihlal ettiğine dair Ankara’dan mantıklı bir açıklama duymadıklarını söyledi. Zaharova, “Ankara nedense bu olayı provokasyon ve tehdit unsuru olarak görüyor. Büyükelçimize Türkiye Dışişleri’nde ‘Türk tarafının endişesini’ iletmişler. Türk diplomatların dediğine göre, bu olay yerel basının sert tepkisine neden olmuş. Rus gemisi, Montrö Sözleşmesi’nin hiçbir maddesini ihlal etmedi. ‘Geminin korunması her mürettebatın yasal hakkıdır’’ dedi. Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinden yapılan açıklamada ise Türk güçlerinin Irak’a Bağdat’ın izni olmadan asker göndermesinin “hukuksuz” olduğu belirtilerek bu durumun bölgede gerilime neden olduğu ifade edildi. Başika’daki eğitimcilerin ve kampın güvenliği için tedbir alındığını belirtirken hedefinin sadece IŞID ile mücadele olduğunu belirten açıklamada “Bu kuvvetlere muharip görev ve sorumluluk verilmemiştir” denildi. Açıklamada Türkiye’nin ek kuvvet sevkıyatının da durdurulduğu belirtilerek şu ifadelere yer verildi: “Bu konunun iki ülke Milli Savunma Bakanları arasında ele alınması ve Başika’da Iraklı gönüllülerin eğitimi için yürütülen faaliyet, burada bulunan personelimizin sayısı ve görevleri konusunda sağlanacak mutabakata göre askeri personel sayısının artışı veya indirimi konusunda gerekli düzenlemenin yapılması öngörülmektedir.” l ANKARA / Cumhuriyet ‘Muharip güç değil’ Bağdat’ı ikna turları DUYGU GÜVENÇ Musul’daki askerlerin kalması için Başbakan ve Savunma Bakanı’nın temaslarının ardından Dışişleri Bakanlığı da tam kadro devreye girdi nkara, Bağdat ile yaşanan son gerilimde Rusya’nın etkisi olduğunu düşünürken, Başika’daki askerlerin kalması için Irak’ı ikna etmeye çalışıyor. Savunma Bakanı ve Başbakan Davutoğlu’nun mektubunun ardından Bağdat’ı ikna etmek için Dışişleri tam kadro devreye girdi. Dışişleri Bakanı, Müsteşarı ve Bağdat Büyükelçisi, muhataplarına, “Tek amacımız Irak’ın toprak bütünlüğü çerçevesinde IŞİD ile mücadele” mesajını tekrarladı. Bu akşam saatlerinde Türkiye’ye ge A lecek olan Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ile de ErbilBağdatAnkara arasında üçlü diyaloğun geliştirilmesi için yöntem aranacak. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, “Irak hükümetinin bilgisi dahilinde geçen günlerde kampın güvenliğinin sağlanmasına yönelik bazı tedbirler aldık” dedi. Bilgiç, Türkiye’nin eğitim faaliyetlerinin Irak ve IKYB ile koordine edildiğini belirtirken bundan sonra da koordinasyonun daha üst düzeyde sürdürülmesi için girişimlerin sürdüğünü belirtti. Bakan Çavuşoğlu’nun bu çerçevede ön ceki gün Iraklı muhatabı İbrahim Caferi ile telefon görüşmesi yaptığı söyledi. Bilgiç, Irak’ta 20 ülkenin 5 bin danışmanının görev yaptığına da işaret etti. Rusya, uçak krizini ve Başika’ya asker intikalini BM Güvenlik Konseyi’ne kapalı bir toplantı talep ederek taşıdı. Çavuşoğlu kritik toplantı öncesinde Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius ile görüştü. Edinilen bilgiye göre, Ankara Irak’a bildirimde bulundu fakat Bağdat yönetiminin tavrı sonradan değişti. Bu tutum değişikliğinin arkasında ise Rusya’nın etkisi olduğu değerlendirmesi yapılıyor. Barzani’den Türkiye ziyareti öncesi önemli açıklama: Ankara ve Bağdat anlaşmıştı I Kara kutu 4 saatte Putin’e ulaştı! rak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, Başika Bölgesi’ne Türk askerlerinin gelmesine ilişkin Ankara ile Bağdat arasında anlaşma olduğunu söyledi. Rudaw TV’nin haberine göre, Barzani, Erbil’de Almanya Dışişleri Bakanı FrankWalter Steinmeier’i kabul etti. Ardından da soruları yanıtladı. Barzani, Musul’a sevk edilen Türk birliğine ilişkin olarak “Bizim bilgilerimiz Türkiye ve Irak’ın, Musul’un çevresinde konuşlanan Türk askerleri konusunda, daha önce anlaştığı yönünde” dedi. Barzani, “Söz konusu sevkıyat; taraflar arasındaki anlaşmaya göre yapıldı. Bana göre bu mesele çok büyütüldü. Bizler, söz konusu sorunda taraflardan biri değiliz. Yarın Ankara’yı ziyaretimde bu konuyu dillendireceğim.” diye konuştu. Barzani, Rusya’nın peşmerge güçlerini eğitmeye gelmeleri halinde bunu sevinçle karşılayacaklarını vurgulayarak “Ancak şimdiye kadar bu şekilde gelmediler. Sadece çok az sayıda silah ve patlayıcı madde gönderildi” dedi. l Haber Merkezi TürkiyeSuriye sınır bölgesinde 24 Kasım’da vurulan Su24 uçağı kara kutusu Rusya lideri Vladimir Putin’in makamına getirildi. Uçağın kayıt cihazına dokunan Putin, “Nasıl bir sonuç çıkarsa çıksın Türkiye’nin yaptıklarına bakış açımız değişmeyecektir” dedi. Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun getirdiği kara kutuya bakarak Türkiye yönetimine tepkisine bir kez daha dile getiren Putin, “Kendimi düzeltmem gerek. Haince sırtımızdan vurulduk” dedi. Dün bulunan kara kutu Kremlin Sarayı’na 4 saatten az sürede nakledildi. ülben Ergen’in Altın Kelebek ödül töreninde Can Dündar’a selâm göndermesinden dolayı kendisini linçe tabi tutup vatan haini ilan edenlere verdiği yanıtta çok üzerinde durulması gereken bir vurgu var. Ergen, “Can, arkadaşım benim; hapse girmiş, ben de selâm olsun dedim. İnsanlığını gördüm, olması gerekeni yaptım” şeklinde Ayşe Arman’a içini döktükten sonra şunları eklemiş: “Ben savcı, yargıç, bilirkişi değilim, insanım insan!” HHH Ergen’in bu sözlerinin, en çok bu memlekette savcı, yargıç, polis, asker, maliye müfettişi ve diğer bilumum “devletli” karşısında toplum ve insan adına duran, konuşan, hareket edenleri sarsması, rahatsız etmesi, mahcup düşürmesi lâzım. Bunların en başında da medya ile “akademya”, yani üniversite geliyor. Hem medya, hem üniversite ile yakın temas ve bağlantı içinde biri olarak ben, her iki kurum adına da bir Gülben Ergen olamamanın utancını duyuyorum! HHH Elbette ki gerek yazılı ve görsel medyada, gerekse üniversitelerimizde düşünce ve haber alma özgürlüğü adına Can ve Erdem’in tutuklulukları karşısında isyan edenler, tepkilerini dile getirenler, protestoda bulunanlar var. Ama bunların ne ölçüde etkili ve ses getirir olduğu tartışmalı. Bundan öte hem medyada, hem “akademya”da adeta “kraldan çok kralcı” bir tutumla, Gülben Ergen’in sözlerine yansıyanın tam tersi motivasyonla savcılık yapıp yargıçlık kesenler de var. HHH Yukarıda sıraladığımız yargıç, savcı, polis, asker, bunların hepsi toputüfeği ile birlikte devletin “kuvvet kadrosu”nu oluşturur, kudretini temsil eder. Bu resmi şahsiyetlerin karşısına insanlar daha çok zanlı, sanık, suçlu (ya da potansiyel suçlu), düşman, terörist, hain olarak çıkar. Hâlbuki savcı ya da hâkim için sanık, polis için suçlu, as Bir Gülben olamamak! G ker için düşman, her ikisi için de hain ya da terörist addedilenler dahi, eğer bir gazeteci, muhabir, akademisyen ya da bilim insanı iseniz sizin için her ne koşulda olursa olsun “insan”dır. HHH Büyük hukukçumuz, rahmetli Prof. Faruk Erem’in “Bir Ceza Avukatının Anıları” adlı, tiyatroya da uyarlanmış unutulmaz eserinde geçen “Suçluyu kazıyın, altından insan çıkar” sözünün aslî alıcısı, devlet karşısında toplum adına duran ve bireyleri suçlu, hain, terörist addetmek yerine “insan” olarak anlaması, değerlendirmesi gereken medya ve üniversitelerdir. Medya o yüzden “4’üncü kuvvet”tir. Üniversite de “5’inci kuvvet!..” HHH Denilebilir ki ne medya ne de üniversite Türkiye tarihinde hiçbir zaman iktidarlar karşısında yukarıda kaydedilen ideal çerçevede toplum ve insan adına bir “kuvvet” işlevi sergileyemedi. Onların arasında devletin, rejimin, iktidarın bekçiliğine soyunanlar hep oldu. Ama hiçbir dönemde bugün olduğu ölçüde ve ölçekte bir “Majestelerinin Medyası”, “Majestelerinin Üniversitesi” hali de hâkim olmamıştı. 12 Eylül darbesi sonrası dönemde baskı olsa da “rıza”, yani içerden ve istendik teslimiyet bu noktalarda değildi. HHH Bu, “tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” retoriği ile aslında bir “tek adam rejimi”ni toplumsalkültürel genetiğimize işlemeye azmetmiş bir iradenin sonucu. Bu yolda nasıl mesafe kat edildiğini yaşayarak görüyoruz. Devlet diye diye bize tüm farklılıkları, çeşitliliği, zenginliğiyle insanı ve toplumu unutturmayı hedefleyen bir siyasi anlayışın sultası altında yaşıyoruz. Medyasıyla, üniversitesiyle, iş, sanat, eğlence dünyasıyla (istisnalar dışında) hemen herkesin, dolayısıyla da toplumun devlette “eridiği” bir durum bu. Adı, faşizm… O yüzden Gülben’in sesi, hayatımızda artık giderek sıradanlaşan faşizme karşı da yükselen bir ses. LU TOĞ RUP U V DA İNİN G DA TİS PAR LANTISIN TOP NUŞTU KO ‘Çok büyütüldü’ Rusya ile görüşmeye hazır olduklarını söyleyen Davutoğlu, sert açıklamalar yapan Tahran’a da ‘geleneksel dostluk bozulur’ mesajı verdi aşbakan Ahmet Davutoğlu, Rusya ile görüşmeye ve her türlü fikir alışverişine hazır olduklarını belirtirken Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e “empati” çağrısında bulundu. Partisinin grup toplantısında konuşan Davutoğlu, Musul’daki asker artırımının rutin bir rotasyon ve güvenlik risklerine karşı alınan bir önlem olduğunu söyledi. Davutoğlu, “Irak yönetimiyle görüşmeler yapılmış, savunma bakanlarımız, bu gece de Dışişleri bakanlarımız telefonla konuyu müzakere etmiştir. Ben de Irak Başbakanı Sayın İbadi’ye bir mektup yollamış bulunmaktayım. Savunma bakanları inşallah yakın zamanda karşılıklı ziyaretler yapılacaktır. Ben de yüksek düzeyli istişare konseyi toplantısı için bakan arkadaşlarımızla birlikte en kısa sürede Bağdat’a bir ziyarette bulunmamayı arzu ediyorum” dedi. Rusya ile 15 gündür gerilim yaşandığını kaydeden Davutoğlu, Putin’e empati çağrısında bulundu: “Şöyle bir şeyi düşünsün Rus liderler; eğer biz Ukrayna devletinin çağrısına uyarak, aynen Rusya’nın iddia ettiği gibi Suriye devletinin çağrısına uyması gibi, gidip Doğu Ukrayna’da, Rusya’yla akrabalık bağı olan, bizim Bayır Putin’e ‘empati’ çağrısı, İran’a uyarı B Önlemleri açıklamadı Rusya’nın yaptırımlarından etkilenecek sektörlerle ilgili önlemleri açıklayacağı belirtilmesine karşın Davutoğlu, yalnızca yaş sebze ve meyve ihracatçıları ve turizmle ilgili konuya değindi. Yaş sebze ve meyve ihracatçılarının maruz kaldıkları zararı telafi edeceklerini kaydeden Davutoğlu, Türkiye’ye turist getiren tur operatörlerine uçuş başı yakıt desteği uygulamasının Avrupa ülkelerini de kapsayacak şekilde genişletilmesi olmak üzere turizm sektörüne gereken her türlü desteği vereceklerini söylemekle yetindi. Davutoğlu, desteğin nasıl yapılacağına ilişkin ayrıntıya ise girmedi. Rusya’ya karşı caydırıcı önlemleri belirlediklerini, ancak bu konuda istekli olmadıklarını kaydeden Davutoğlu, “Türkiye, ambargo politikarına inanan bir ülke değil. Ukrayna konusunda da Rusya’ya ambargo uygulanırken biz buna katılmadık” dedi. 300 milyon harcandı günde 500 kişi yakalandı Türk Silahlı Kuvvetleri, 911 kilometre uzunluğundaki Suriye sınırına 23 kilometre modüler beton duvar inşa edildiğini, 108 kilometre tel çekildiğini, 386 kilometre hendek kazıldığını ve 80 kilometre toprak set oluşturulduğunu açıkladı. Buna göre, sınırın 423 kilometrelik bölümü aydınlatıldı, sınırdaki 1450 kilometrelik devriye yolu da ıslah edildi. Sınır hattında 4 sınır alayı, 12 sınır taburu ve 37 hudut bölüğünün görev yapıyor. Bölgede 139 sınır karakolu bulunuyor. Suriye sınırında alınan önlemler için 300 milyon lira harcanırken sınırda 168 kilometre modüler beton inşası çalışmalarının da devam ettiği öğrenildi. Son 5 yılda 60 bin 67 hudut olayı meydana geldi. Önlemler sayesinde yakalanan şahıs sayısının günde 400500 kişiye ulaştığı belirtildi. 2015 yılında şu ana kadar 54 farklı uyruklu 909 şahıs yakalandı. Son 5 yılda 6 bin üzerinde çeşitli silah, 5.5 milyon litre akaryakıt, 4 ton esrar, 1.6 milyon adet uyuşturucu hap ve 22 milyon paket sigara ele geçirildi. İbadi’den NATO’ya Türkiye çağrısı ATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile görüşen Irak Başbakanı Haydar İbadi, NATO’dan Türkiye’nin Irak’taki askerlerinin geri çekilmesi için otoritesini kullanmasını istedi. İbadi’ye göre, Stoltenberg, NATO’nun Irak egemenliğine bağlılığını teyit etti. Stoltenberg, yaşanan soruna diplomatik çözüm bulunmasının önemli olduğuna işaret etti. BM Genel Sekreter Sözcü Yardımcısı Farhan Haq, sorunun, iki ülke arasında diyalogla halledilmesini istediklerini söyledi. N bucak Türkmenleriyle olduğu gibi, akrabalık bağı olan yerleri Rusya hava sahasını da ihlal ederek bombalasaydık acaba Putin ne düşünürdü, ne yapardı?” Davutoğlu, “Rusya’yla görüşmeye, her türlü fikir alışverişinde bulunmaya hazırız ancak bize bir şey dikte ettirilmesine de asla izin vermeyiz. Kimse bizden, bizim sınırlarımızı koruma irademizden taviz vermemizi beklemesin. Kendisine uygulanan ambargolara karşı çıkan Rusya’nın bugün kendisinin ambargo uygulaması çok açık bir çelişkidir. Gerekli görürsek biz de kendi yaptırımlarımızı devreye sokacağız” Yaptırım uygularız diye konuştu. İran’ın tavrını da eleştiren Davutoğlu, “Bütün dünya İran’ın karşısındayken biz bütün riskleri alarak BM Güvenlik Konseyi’nde İran’a dönük ambargolar için el kaldırma onurunu yaşadık. Bu tavırlarını sürdürürlerse geleneksel Türkİran dostluğuna büyük zarar verirler” dedi. Tahir Elçi’nin teröristlerin, kargaşa simsarlarının kurbanı olduğunu savunan Davutoğlu, “Ortaya çıkaracağımız silah hangisi olursa olsun, Elçi nihayetinde terör kurbanıdır. Teröristlerin alçakça saldırıları olmasaydı Elçi bugün yaşıyor olacaktı” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet ‘Elçi terör kurbanı’ ‘Rusya devlet televizyonu ekibini Türkiye sınır dışı etti’ usya Dışişleri Bakanlılis, Türkiye’deki çalışma kurallaR ğı, Türkiye’de çekim yarını ihlal ettikleri için sınır dışı pan Rus devlet televizyon kanaedileceklerini söylemiş.” Açıklı “Rossiya1” ekibinin gözaltına alınarak sınır dışı edildiklerini duyurdu. Basın ve Enformasyon Dairesi tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi: “7 Aralık tarihinde Rossiya1 televizyon kanalı ekibinin Türkiye’nin Hatay ilinde tutuklandığını öğrendik. Karakola sevk edilen çekim ekibine polamada, Ankara’nın, “Suriye sınır bölgesinde gerçekleştirilen yasadışı birtakım olayların görüntülenmesinden korktuğu” da ileri sürüldü. Karar “yasadışı ve kabul edilemez” diye nitelendi. Rusya Dışişleri geleneğine göre açıklamada “kabul edilemez” ifadesi kullanılırsa, bu vakalara karşı misillemede bulunuyor. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle