28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 9 Kasım 2015 haber EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: ECE KURTULUŞ 4 Tirajlar düştü, kıyafet düzeldi Kadına şiddet sorusu: Niye 5 kez sustun? azeteci Eda Sönnü anlatmış. G mez, sevgilisi dizi Anlıyoruz ki oyuncu, gaoyuncusu Muharrem zetecisi sevgilisine daozaİpek Grubu’nun gazetelerine kayyum atandıktan sonra çalışan gazeteciler, önceden belirlenmiş bir listeye göre tümüyle temizlendi. K Saruhan Hünel’den ha önce 5 kez, (yakendisini dövdüğü için ni ayda bir kez) şiddet şikâyetçi oldu. göstermiş. Sönmez, gördüğü Soru şu: şiddetten sonra yüBir kadın 5 kez şidzünde oluşan morlukdet görür de susar mı? ları da fotoğrafla yan Eda Sönmez Bir soru da, oyunda görüldüğü gibi belcu Muharrem Saruhan geledi. Hünel’in dizisinin yapımcıSönmez, oyuncu sevgilisına. si ile 6 aydır birlikte oldukKadına şiddet uygulayan larını, bu süre içinde aralıkbir oyuncuya bir müeyyidelarla 5 kez şiddet gördüğüniz olacak mı? Daha doğrusu, kayyumlar önceden hazırlanmış listelere göre, istemedikleri gazetecileri kovdular. Peki, tirajlar ne oldu dersiniz? Tabii ki düştü. Medya raporlarına göre, kayyum öncesi tirajı 104 bin olan Bugün gazetesi, bir haftada 36 bin tiraj kaybederek 64 bine düştü. Asıl düşüş ise bugün ortaya çıkacak. Gerçek satış rakamının 5 bin olduğunu duyduk. Aynı şey Millet gazetesinde de oldu. O da, bir haftada 6 bin düştü, onun da gerçek rakamı bugün ortaya çıkacak. Yani, kayyumlar el koydukları gazetelere büyük tirajlar kaybettirdiler. Peki, kendileri ne diyor bu hususta dersiniz! Dün kayyumlardan avukat Hasan Ölçer konuşmuş, “Görevimiz milletin parasını korumak” demiş. Herhalde tiraj azaltarak milletin parasını koruyorlar. Aradan geçen sürede gerçekleşen bir başka şey daha var. İlk gün, gazeteye sıradan normal giysilerle gidip, gazetecileri kovan kayyum Hasan Ölçer, dün gayet şıktı. Üzerine oturan mavi bir takım elbise, pahalı olduğu belli kol düğmeleri, kravat ve onu tamamlayan mor renkli yaka mendili... Bir de, pahalı olduğu izlenimi veren kol saati. İçgüdü toplumu... ütün canlılar, elbette insanlar daiçgüdüleriyle doğarlar. İçgüdüler canlıların hayatta kalma ve türlerini sürdürme programlarıdır. Üç temel içgüdü; korunma, beslenme, çoğalma içgüdüleridir. Korunma içgüdüsü; tehlikelerden kaçınma, kendini koruma donanımı ile çalışır. Bu donanımın en işler sistemi “korku”dur. “Korku”, bizi tehlikelerden koruyan bir sistemin aracı olduğu halde kimi zaman aşırı korku ile panik tepkisine dönüşür ve kişiyi şaşırtır. Korkunun yön değiştirmesi kişiyi stres reaksiyonuna sokar, bu durumda da şaşıran kişi beklenmedik işler yapabilir. Beslenme içgüdüsü de çağımızda işsizlik, parasızlık, çaresizlik biçimlerinde aç kalma korkusuna yol açar. İçgüdüsel insan, sürekli olarak korkusunu yatıştıracak bir güven kaynağına, beslenmesini güven altına alacak bir duruma zorunludur. Sürüleşme, içgüdüsel insanın, tıpkı sürü canlıları gibi birbirine bakarak, birbirine yaslanarak yaşamasına yol açar. Sürü insanı bu sürüleşmede korunma ve beslenme güvencesini bulur. Bu koşullar onun çoğalmasına da fırsatlar yaratır. Kabileler, aşiretler, cemaatler tarih boyunca böyle oluşmuştur, günümüzde de bu nedenlerle kimi toplumlarda sürer. HHH Binyıllar, yüzyıllar insanlar bu topluluklar biçiminde yaşadıktan sonra daha örgütlenmiş topluluklar oluşmuştur. Ticaret, kentleşme, eğitim, okuma yazma, hesaplama, ötekilerin dillerini öğrenme gibi yollarla bireyler artık kendi içgüdülerini yönetir duruma gelmişlerdir. Uygarlık, içgüdülerini yönetme aşamasıdır. Kişinin kendi içgüdülerini yönetmesi için “düşünen akıl” ya da “bilinç” dediğimiz “olguları işleyebilen zihin”lere gereksinmesi vardır. “Düşünen akıl”, şu soruları sorar ve bunlara yanıtlar arar: Ben kimim, neredeyim, ne yapıyorum, neden yapıyorum? Yaptıklarımın ve yapmadıklarımın sonuçları nelerdir? Beni, bizi etkileyen nelerdir ve bizim için yararlı mıdır? Yaşam nasıl biçimleniyor, bunda benim payım nedir? Hayatımı nasıl daha iyi bir biçime sokabilirim? Sorumluluklarım nelerdir, bunlara nasıl sahip çıkabilirim? Böylece yetkinleşen kişi “bilinçli birey” olabilir. “Bilinçli bireyler”in toplumu da bencillikten uzak örgütlenmeler ile içgüdüsel gereksinmelerine toplumsal karşılıklar yaratırlar. “Korunma içgüdüsü”, insan haklarının sağlanmasıyla, adalete dayalı hukuk sistemiyle, eşitliğe dayalı vatandaşlıkla, güvenli toplum yapısıyla sağlam bir zemine yerleşir. “Beslenme içgüdüsü” de toplumda herkese çalışma olanağı sağlanmasıyla, insanların eğitimlerine, yeteneklerine, becerilerine uygun işlerde çalışmalarıyla, adil ücret uygulamaları ile güvence altına alınır. Çoğalma içgüdüsü de sistemin içinde doğal eğilimleri sosyal yapıyla bağdaştıran düzenlemelerle gerçekleştirilir. Gelişmiş toplumlar işte bu zeminde sosyal yapılarını sağlamlaştırır, ekonomik sistemlerini sürdürürler. Elbette kapitalist sistemin sömürüsü değişik ölçeklerde sürer ama gelişme düzeyi bu sömürüyü katlanır kılar. Gelelim bizim toplumumuza! HHH Biz, toplum olarak “içgüdü toplumu” olmaktan kurtulup “bilinç toplumu” aşamasına gelemedik. Sorunumuzun temeli budur. “Bilinçli bireylerimiz” elbette var. “Bilinçli topluluklarımız” da var. Ama henüz “bilinçli toplum” değiliz. Eğer olabilseydik, ne aşiretlerimiz olurdu, ne kabilelerimiz, cemaatlerimiz olurdu ne de içimizden çıkan birisinin diktatör olmasına izin verirdik. Bu toplumsal oluşumların temeli, “içgüdü toplumu” olmamızın sürüp gitmesidir. Elbette, toplumsal oluşumlar da bir toplumun üretim biçiminin, bu biçimin yarattığı üstyapı kurumlarının ona bağlı yapılaşmalarıdır. Marx burada çok haklıdır ve analizleri gerçekleşmektedir. HHH Şimdi, “1 Kasım seçimleri neden böyle oldu”nun yanıtı da buradadır. Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında AKP, hükümetiyle, partisiyle toplumda hem sosyal hem ekonomik korku yaratmış, içgüdüleri etkileyerek “bu korkulardan kurtulmanın yolu bizi seçmenizdir” sözünün altını çizmiştir. Akla ve bilince seslenen CHP içgüdülere ulaşamamış, heyecan yaratamamıştır. MHP, başkanları Devlet Bahçeli’nin yanlış tutumuna uymanın kurbanı olmuştur. HDP’yi ise Kandil ve PKK her türlü zarara uğratarak AKP’nin kucağına atmıştır. HDP’nin barajı aşması olağandışı bir sonuçtur. Olayın özü “İçgüdü Toplumu”nda yatmaktadır. İlgilenenlerin bilgisine sunulur... B Hasan Ölçer Müjde: ABD’de Volkswagen sahipleri para alacaklar uffington Post yazsahiplerinin 1250 dolara kaH mış, Volkswagen firdar para alabileceğini yazması önümüzdeki hafta mış. Amerika’da dizel araç sahiplerine para ödemeyi önerecekmiş. Habere göre, konuyla ilgili ayrıntılı açıklama bugün yapılacak. Bir otomobil sitesi, araç Kahve çay değildir? ayyum yönetimindeki K Bugün Gazetesi’nde bir fotoğraf. Erdoğan kahve içiyor, önünde de kahve fincanı var. Ama onlar “Erdoğan çay keyfi yaptı” diye yazmışlar. Kayyumlar uyuyor mu? Bir başkası ise bu 500 doların nakit ödeneceğini, kalan 750 doların ise Volkswagen satıcılarında harcanma şartı getirileceğini yazdı. Niye mi yazdık tüm bunları! Hiçç... Bilginiz olsun. larını da anlatmış. “Gazetelerde bir yazar aylık 3040 bin lira kadar bir ücret alıyor. Bir genel yayın yönetmeni, hem gazeteden maaş, hem yazdığı için telif hem de TV programı için para alıyor. Ayrıca şirketlerden de alıyor. Topladığınızda 3040 bin lirayı buluyor. Aylık net 50 bin lira ücret alanlar bile var. Bun 50 bin TL maaşlı gazeteci ayyum Hasan Ölçer, ların brütlerini de hesaba kattıK AA’ya, Bugün ve Millet ğınızda aylık 6070 ve 80 bine gazetesinde çalışanların maaş varan ücretler var” diyor. Hasan Bey haklı da, bu durumun yandaş ve havuz medyasında halen sürdüğünü söylememiş. Yine de Hasan Bey’e şu soruları soralım: Öncelikle, siz ve öteki kayyumlar ne kadar alıyorsunuz? Kendi atadığınız yayın yönetmeni ve köşe yazarlarına ne kadar maaş bağladınız? Erdoğan’ın talebi G20’de sorun çıkardı TERÖR VE MüLTEcİ çATLAğI Kuruluş amacı ekonomiye dayanan G20’de Erdoğan, ‘Terör ve mülteci sorunu’ başlıklı özel bir oturum istedi. Bu talebe bazı üyeler, ‘Bizim böyle bir sorunumuz yok’ diye karşı çıktı uruluş amakelerinin ve liderlerini de cı önemli ekobiraraya getirdiği için tenomiler arasınrörle mücadele ve mültedaki temel ekonomik ci krizini de zirvede ele alve finansal politikalarmayı planlıyoruz” dedi. da diyaloğu artırmak DUYGU olan G20 toplantısında, Görücüye çıkıyor GÜVENÇ Türkiye’nin öncelikleZirvenin ev sahipliğiri tartışma yarattı. Cumni Erdoğan üstlenmesine karşın, hurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, 1 Kasım seçimlerinin ardından bir oturumun başlığını “teröBaşbakan Ahmet Davutoğlu da rizm ve mülteci sorunu” olarak ilk defa uluslararası toplumla bir belirlemek istemesi, G20 üyearaya gelecek. Zirve öncesinde si birçok ülke karşı çıktı. Şerpa çok sayıda lider Erdoğan ile ikili toplantısında yapılan itirazlargörüşme yapmak için talepte buda, G20’nin kuruluş amacı lundu. Erdoğan’ın, ABD anımsatılırken, bazı ülBaşkanı Barack Obakeler iki sorunun yan ma, Rusya Devlet yana ele alınmasına Başkanı Vladimir karşı çıktı; bazı ülPutin, Suudi Krakeler de “Bizim böylı Salman ve Franle bir sorunumuz” sa Cumhurbaşkayok diyerek itiraz etnı Francois Hollanti. Türkiye ise ısrarıde başta olmak üzenı sürdürdü. re çok sayıda liderle Türkiye’nin G20 ikili görüşme yapmaŞerpası Ayşe Sinirlioğsı bekleniyor. Başbakan lu geçen günlerde düDavutoğlu’nun, Japonya zenlediği basın topBaşbakanı dışında kimlantısında, Erdoğan’ın lerle görüşeceği ise he‘terör ve mülteci sonüz netleşmedi. runu’ başlıklı özel bir l ANKARA oturum düzenlenmesini istediğini açıklamıştı. G20 ülkeleri; Arjantin, Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, Endonezya, İtalya, Japonya, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Güney Kore, Türkiye, İngiltere, ABD ve AB’den oluşuyor. K Belek’te üst düzey güvenlik G20 Liderler Zirvesi’ne ev sahipliği yapmaya hazırlanan Antalya’nın turizm bölgesi Belek’te, güvenlik tedbirleri en üst seviyeye çıkarıldı. G20 Antalya Zirvesi kapsamında toplantının yapılacağı alan ile Belek Kavşağı ve merkezi arasına bariyer konuldu. Bazı turistler, zirve hazırlıkları kapsamında araç trafiğine kapatılan yolda yalın ayak yürüyüş yaptı. HDP: 1 Kasım başarısızlık değil Partililerin, başkanlıkla ilgili açıklamalarının kafa karışıklığı yarattığı belirtildi, ülkedeki koşullar dikkate alındığında 1 Kasım sonuçlarının HDP için başarı olduğu ifade edildi MAHMUT LICALI Program belirsiz Bazı üyeler çeşitli şekillerde terör sorunu ile karşılaşmış olmasına karşın, bir çoğunun Türkiye gibi kronik mülteci sorunu bulunmuyor. Bu nedenle bazı ülkeler; liderlerin konuşmalarının içeriğini de belirleyecek olan bu temalara itiraz etti. Türkiye ise dönem başkanı ve ev sahibi ülke olarak kendi önceliklerini zirveye taşımada ısrarcı oldu. Erdoğan’ın özel olarak istediği bu toplantının G20 bünyesindeki oturumlarla mı, özel bir oturumla mı gerçekleşeceği henüz netlik kazanmadı. Bu da kısa süre kalmasına karşın zirvenin programının ilan edilmesini önledi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, geçen hafta yaptığı toplantıda, “G20 aynı zamanda dünyanın önde gelen ül DP Parti Meclisi’nde (PM), partide kafa karışıklığı algısına neden olduğu için başkanlık sistemi konusunda yapılan bireysel tartışmaların doğru olmadığı değerlendirilmesi yapılırken, parti örgütünün güçlendirilmesine yönelik yeni yılda yapılacak kongrede PM ve Merkez Yönetim Kurulu (MYK) yapıları ile bu kapsamda parti tüzüğü ve programında da değişiklik yapılması görüşü öne çıktı. 1 Kasım’da oy kaybeden HDP’de önceki gün il eşbaşkanları toplantısının ardından dün de PM ve MYK toplantıları yapıldı. Oturumlar halinde dü H zenlenen toplantıda önce PM üyelerine 1 Kasım sonuçlarının bölge bölge değerlendirildiği bir sunum gösterildi. Sunumun ardından PM üyeleri söz alarak görüşlerini dile getirdi. Edinilen bilgiye göre seçim sonuçlarına yönelik yapılan değerlendirmede 1 Kasım’ın bir başarısızlık olmadığı vurgusu yapıldı. 1 Kasım sonuçlarının 7 Haziran sonuçlarıyla karşılaştırılmasının yanlış olduğu belirtilirken, 7 Haziran koşullarıyla 1 Kasım sonuçlarının birbirinden çok farklı olduğu ifade edildi. 1 Kasım’da elde edilen sonucun çatışma ortamı, HDP’yi hedef alan algı operasyonları ve bunlar nedeniyle seçmende motivasyon ol maması göz önüne alındığında parlamentoda 3. parti olunmasının büyük bir başarı olduğu ifade edildi. Kimler oy vermedi HDP’nin 7 Haziran’a oranla her kesimden oy kaybı yaşadığı, Aleviler, muhafazakâr Kürtler ve sosyalist kesimlerin de oyunun düştüğü değerlendirilmesi yapıldı. HDP’nin güçlenmesi için örgütlenmenin güçlendirilmesinin kaçınılmaz hale geldiği tespiti yapıldı. Bu kapsamda partinin PM ve MYK yapısı başta olmak üzere yeni yılda yapılması planlanan kongrede parti örgütünü güçlendirici kararlar alınması gerektiği ifade edildi. HDP’li bazı milletvekillerinin başkanlık sistemine yönelik yaptığı açıklamalar PM toplantısında da gündeme geldi. Bazı üyeler bu açıklamaların parti tabanında kafa karışıklığına neden olduğu yorumunu yaparken, medya üzerinden yapılan tartışmaların olumsuz algıya neden olduğu değerlendirilmesi yapıldı. HDP’nin yerel yönetimlerin güçlendirildiği etkin bir parlamenter sistemi savunduğu; başkanlık konusunda yapılan açıklamaların da HDP’de fikir ayrılığı ve kafa karışıklığı gibi algılara neden olduğu için bu tartışmaların özellikle medya üzerinden yapılmasının doğru olmadığı ifade edildi. lANKARA C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle