23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 4 Kasım 2015 EDİTÖR: PINAR YILDIZ TASARIM: SERPİL ÜNAY ekonomi 9 Enflasyon 6 ayın zirvesinde hedef yine tutmayacak i Beklentiy aştı Tüketici fiyat endeksi ekimde gıda fiyatları ve yeni sezon ürünlerinin giyim ve ayakkabıda çift haneli yükselmesiyle yüzde 1.55 beklentilerin üzerinde arttı üketici fiyat endeksi (TÜFE) ekimde beklentilerin üzerinde yüzde 1.55 arttı, yıllık enflasyon yüzde 7.58 oldu. Aylık bazda enflasyon 6 ayın zirvesinde gerçekleşti. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre enflasyon yıllık bazda baz etkisi nedeniyle yüzde 7.95’ten yüzde 7.58’e sınırlı geriledi. TÜFE ekimde gıda fiyatları ve yeni sezon ürünlerinin giyim ve ayakkabı kaleminde çift haneli yükselişe neden olmasıyla yüzde 1.55 ile 1.35 olan beklentilerin Ekonomik istikrar olmadan... T üzerinde arttı. Analistler çekirdek enflasyonda yükseliş baskısının devam etmesinin enflasyon hedeflemesi açısından risk unsuru olmayı sürdürdüğüne dikkat çekiyorlar. Bir diğer taraftan ise uluslararası piyasalarda gerileyen enerji fiyatlarının da desteğiyle 2014 Ekim ayında elektrik ve doğalgazda yüzde 9 zam yapılmasına karşın bu yıl bir artış yapılmamasının yıllık enflasyondaki düşüşün ana belirleyicisi olduğunu belirtiyorlar. Verilere göre, ekimde aylık bazda en yüksek artış yüzde 11.43 ile giyim ve ayakkabı grubunda gerçekleşti. Ulaştırmada yüzde 1.4, ev eşyasında yüzde 1.39, çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 1.05, eğitimde yüzde 1.03, gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yüzde 0.76 artış oldu. Ekimde sadece alkollü içecekler ve tütün grubunda yüzde 0.01 oranında düşüş gerçekleşti. TÜFE’de, bir önceki yılın aynı ayına göre bakıldığında yıllık en fazla artış yüzde 13.77 ile lokanta ve oteller grubunda oldu. İş Yatırım Ekonomisti Muammer Kömürcüoğlu, “Ekimde giyim ve ulaştırma, enflasyonu yukarı çekerken, geçen yıl aynı dönemde yapılan elektrik ve doğalgaz zamlarının bu yıl yapılmaması, baz etkisi nedeniyle yıllık enflasyonun yüzde 7.58’te kalmasını sağladı. Çekirdek enflasyon göstergelerindeki yükselişin ve enflasyon momentumundaki bozulmanın sürmesi aylık enflasyondaki sürprizden çok daha önemli” dedi. Öte yandan Merkez Bankası (TCMB) yıl sonu enflasyon tahminini 2015 için TL’deki değer kaybı nedeniyle bir puanlık artışla yüzde 7.9’a yükseltmişti. l Ekonomi Servisi Büyük artış giyimde Ehliyete pasaporta zam geliyor TÜİK tarafından açıklanan enflasyon verilerine göre gelecek yılın vergilerinin artışında esas alınacak yeniden değerleme oranı yüzde 5.58 olacak. Kart bedeli dahil halen 246.7 lira olan A, F ve H sınıfı ehliyetlerin ücreti 261 liraya, B sınıfı ehliyet 501 liradan 530.1 liraya, 756 lira olan E ve D sınıfı ehliyetin ücreti ise 799.8 liraya yükselecek. Defter ücreti dahil pasaport harçları 6 aya kadar 188.3 liradan, 199.2 liraya, 1 yıllık ücret 237.2 liradan 251 liraya, 410 yıllık ücretler 587.5 liradan 621.6 liraya çıkacak. Fatura düzenlemede istisna sınırı 880 liradan 931 liraya yükseltilirken, özel iletişim vergisi 44 liradan 46.6 liraya, kira gelirinin vergiden istisna tutulan miktarı da 3 bin 808 liraya yükselecek. Fatura ve fiş kesmemenin cezası 1 Ocak 2016’dan itibaren 200 lira yerine 211.6 lira olacak. 1301 cm3’ten 1600 cm3’e kadar olan 13 yaşındaki araçların vergisi 945 liradan 997.7 liraya yükselecek. Alkollü araç kullanmanın cezası ilk tespitte 846.4 liraya, ikinci tespitte 1061.2 liraya çıkacak. Zam olmadı, etki düştü OECD’nin TÜFE lideri Türkiye Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) tüketici fiyatlarında en yüksek artış yüzde 7.9 ile Türkiye oldu. OECD bölgesinde eylülde enflasyon enerji fiyatlarının etkisi ile düşüş gösterdi. Bölgede önceki ay yüzde 0.6 olan yıllık enflasyon oranı yüzde 0.4’e indi. OECD’den yapılan açıklamaya göre, gıda ve enerji hariç olarak hesaplanan çe kirdek enflasyon aynı ayda yıllık yüzde 1.7’den yüzde 1.6’ya geriledi. Bölgede enerji fiyatlarının yıllık yüzde 12.4 azaldığı ayda, gıda fiyatları yüzde 1.4 yükseldi. Tek partiyle inen dolar ‘başkanlık’ ile yükseldi Oluşan iyimserliğin hemen ardından hükümet kanadından başkanlık sistemine yönelik açıklamalar piyasaya negatif yansıdı. nceki gün seçim nedeniyle oluşan iyimser hava dün tekrar negatife döndü. Başkanlık sistemine yönelik açıklamalar ve yeni ekonomi yönetimine ilişkin endişeler gün içinde hem piyasaya hem de döviz tarafına negatif yansıdı. Önceki gün 2.80’in altına inden dolar dün yine 2.84 lira sınırına çıktı. Dolar serbest piyasada günü 2.85 seviyesinden tamamlarken Avro ise 3.11 liraya çıktı. Borsa İstanbul’daki kayıp 0.93 civarında oldu. Bankacılar dünkü hareketin dolar/TL’de seçim sonrası yaşanan sert düşüşün bir dü Ö Beko, fona başvuran her dört işsizden birinin eksik prim yatırılması, prim süresinin yetersizliği gibi bahanelerle açlığa mahkum edildiğini vurguladı. zeltmesi olduğunu belirtti. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, başkanlık sistemi konusunu yeni anayasa kadar önemli gördüklerini belirterek, bunun “vazgeçemeyecekleri konulardan biri” olduğunu söyledi. Analistler seçimin hemen ardından bu söylemin tekrar ortaya çıktığına dikkat çekerken, çıkabilecek yeni siyasi tartışmaların hükümetin odak noktasını ekonomiden kaydırabileceği endişelerinin de uzun vadede olumsuz etki yaratabileceğini belirtiyor. Analistlere göre siyasi arena Beko: İşsizin parası hükümetin emrinde DİSK Genel Başkanına göre şu anda fonda biriken anaparayla, başka bir harcama yapmaksızın 2 milyonu aşkın kişiye ödeme yapılabilir. evrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Kani Beko, işsizlik sigortası fonunun amacı dışında kullanıldığına dikkat çekti. 14 yılda işsizler için toplam 9 milyar liranın üzerinde ödeme yapıldığını, bu miktarın fon giderlerinin yalnızca dörtte biri olduğunu belirten Beko, “Peki, geri kalan dörtte üçüne ne oldu? Fondan yapılan harcamaların yarısından çoğu hükümetin icraatlarına ayrılmıştır. Yani yol yapımından, enerji santralına kadar pek çok iş için kullanılmıştır. Bu para ile 14 yıl süresince 2 milyonu aş Kutuplaşma riski da kuvvetler ayrılığı ilkesinin nasıl uygulanacağına ilişkin soru işaretleri piyasada baskı unsuru olabilir. Reuters’ta yer alan bir analizde de AKP’nin ekonominin yeniden büyüme patikasına girmesi ve acil olarak yapısal reformlara odaklanılması için önemli bir fırsat penceresi yarattığına ancak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ekonomide popülist söyleminden ve başkanlık sistemine kutuplaşmayı keskinleştirecek şekilde geçiş ısrarından ne ölçüde vazgeçeceğinin halen kilit önemde olacağı belirtildi. l Ekonomi Servisi D kın işsize işsizlik ödeneği verilebilirdi. Son yıllarda prim indirimi adı altında patronların sigorta primi olarak ödenen tutar ise yaklaşık 25 milyar lirayı buldu” dedi. Türkiye İş Kurumu’nun (İŞKUR) 8. Olağan Genel Kurulu’nda konuşan Beko işsizlik fonunun amacı doğrultusunda kullanılmasının temel taleplerinden biri olduğunu söyledi. Beko, Mart 2002’den bugüne 14 yılda yararlanma şartlarını karşılayamadığı için 1 milyonun üzerinde işçinin İŞKUR’un kapısından döndüğünü kaydetti. l ANKARA Skandal Porsche ve Audi’ye sıçradı BD Çevre Koruma Ajansı (EPA), Volkswagen’in (VW) Temiz Hava Yasası’nı ikinci kez ihlal ettiğini açıkladı. EPA’dan yapılan yazılı açıklamada, Volkswagen’in emisyon skandalına ilişkin soruşturmanın, 3 litre dizel motorlu Porsche ve Audi marka sportif arazi araçlarını kapsayacak şekilde genişletildiği bildirildi. EPA’ya göre, Alman Otomobil üreticisi Volkswagen, egzoz sistemini olduğundan daha temiz gösteren yazılıma ek olarak, 20142016 arasında üretilen 3 litre dizel motorlu Porsche ve Audi SUV eçimlerin ardından çok sıkça kullanılan kavramlardan birisi “istikrar”. AKP’nin tek başına hükümet kurma yetkisini kazanmış olması, siyasi ve ekonomik istikrarın elde edilmiş olmasıyla sanki özdeşmiş gibi değerlendirilmekte. Oysa bu değerlendirme ne gerçekçi, ne de doğrudur. Her şeyden önce siyaseten değerlendirildiğinde AKP’nin aslında “tek bir” parti değil, bir “koalisyonlar” partisi olduğu bilinmektedir. AKP, aynı 1974 sonrasının Birinci ve İkinci Milliyetçi Cephe ortaklıkları gibi, muhafazakâr İslamcı milliyetçi siyasi gruplaşmaların bir koalisyonudur. Nitekim son iki senedir yaşananlar, AKP içerisindeki farklı çıkar gruplarının nasıl da şiddetli bir çıkar çatışmasına sürüklenebileceğini göstermiştir. Ancak bunun da ötesinde, bilinmesi gerekir ki ekonomik istikrar olmadan, siyasi istikrar da söz konusu olamayacaktır. AKP hükümetlerinin 1980 sonrasının neoliberal öğretilerini kendilerine örnek alarak geliştirdikleri büyüme modeli ise kırılgan ve dışa bağımlı bir ekonomi yaratma projesi olup, istikrarsızlığın ve kırılganlığın bizzat öznesi durumundadır. Bu köşede birçok kez vurgulandığı üzere, Türkiye ekonomisi özellikle 2003’ten bu yana yurtdışından döviz girişi olduğunda büyüyen, döviz girişleri yavaşladığında ise durgunluğa sürüklenen bağımlı bir ekonomi konumundadır. Ekonominin yabancı sermaye girişlerine bağımlı yapısı salt Türkiye’ye özgü bir durum olmayıp iktisat yazınında spekülatifitkili büyüme (speculativeled growth) kavramıyla ifade edilen bir modeli yansıtmaktadır. Söz konusu model, ulusal ekonomilerin çoğunlukla kısa vadeli, spekülatif sıcak para akımlarının cazibesine kapılarak bol ve ucuz döviz bolluğuna dayalı ve tüketim malları ithalatıyla şekillenen bir büyüme sürecini ifade etmektedir. Ancak, ucuz ithalat bir yandan da dış açık (cari işlemler açığı) ve yüksek dış borçlanma yaratmakta ve ekonomideki kırılganlıkların ve düzensizliklerin ana nedenini oluşturmaktadır. Bu süreç bir yandan da yapısal nitelikli işsizliğin kaynaklarını oluşturmakta ve emekçileri güvencesizleştirilmiş, parçalanmış ve enformalleştirilmiş istihdam biçimlerine mahkum etmektedir. Buna ek olarak, ithal ara ve yatırım mallarıyla rekabet edemeyen ulusal sanayi giderek gücünü yitirmekte ve deyim yerindeyse, sanayisizleştirilmiş, çarpık bir ekonomi yapısı ortaya çıkmaktadır. Giderek derinleşen bu kırılgan ve çarpık yapı, içerden ya da dışardan bir tetikleyici unsur ile birlikte sermaye çıkışlarıyla karşılaştığında (teknik deyimiyle meşhur Minsky noktasına ulaşıldığında) daralma ve kriz kaçınılmaz olmaktadır. Dolayısıyla, spekülatif sıcak para akımlarına ve dövizin ucuzluğuna dayalı spekülasyonitkili büyüme modeli istikrarsızlığın bir diğer adıdır. Türkiye ekonomisinin AKP hükümetleri altında geçirmiş olduğu 2002 sonrası serüveni tipik bir istikrarsız ve sürdürülemez büyüme dönemidir. Söz konusu on üç yıl boyunca Türkiye’nin cari işlemler açığı milli gelirinin yüzde 5 6 bandına yerleşmiş; işsizlik oranı yüzde 10 üzerine yükselmiş, sanayinin milli gelir içindeki payı ise yüzde 20’lerden yüzde 15.5’e gerilemiştir. Bu süreç boyunca Türkiye’nin dış borçları 129 milyar dolardan, 405 milyar dolara yükselmiş, yani tüm Cumhuriyet tarihi boyunca biriktirilen dış borç neredeyse dörde katlanmıştır. HHH Finans burjuvazisi şu günlerde “yabancı yatırımcı ne zaman Türkiye’ye gelecek” beklentisi içerisinde, dövizin yeniden ucuzlatılmasına dayalı tatlı spekülasyon hayalleri kurmaktadır. Oysa bu beklenti kendi içerisinde Türkiye ekonomisinin geleceğine dayalı haklı kaygılar yaratmaktadır. Gene bu köşede sıklıkla vurguladığımız bir tarihsel dersi anımsatmaktan geçemeyeceğim: Bir krize en yakın ekonomi, uluslararası sermayenin en gözde ekonomisidir; ve şu anda Türkiye ekonomisinin önündeki en büyük tehlike Türk Lira’sının yeniden aşırı değerlenme sürecine sokulmasıdır. Ünlü iktisatçı Ken Rogoff’un 2009’daki deyişini unutmayalım: “Şimdi artık her şey değişik” sözü, “tarihten ders almayan aptalların kullandığı bir sözdür”. S A Skandaldan 2014 model Touareg, 2015 model Porsche Cayenne, 2016 model A6 Quattro, A8, A8l ve Q5 etkilendi. Cepte yeni fiyat tarifesi Mobil telefon aboneliklerinde bazı azami ücretlerde indirime gidilirken, ücret tarifesinin üst sınırında değişiklik yapılmadı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Ömer Fatih Sayan’ın yaptığı açıklamada cep aboneliklerindeki ‘İsim/UnvanDeğişikliği’ ücretinin üst sınırının işlem başına yüzde 66 indirimle 17 liradan 6 liraya, ‘Numara Değişikliği’ ücretinde üst sınırın işlem başına yüzde 62 indirimle 52 liradan 20 liraya, ‘Kayıp, Çalıntı, Kullanıcı Hatası Nedeni ile SIM Kart Değişikliği’ ücretinin üst sınırının ise yüzde 54 indirimle işlem başına 43 liradan 20 liraya düşürülürken, ‘Garanti Kapsamında SIM Kart Değişikliği’ işlemlerinin ise ücretsiz yapılması karara bağlandı. araçlara, emisyon sistemlerinin test yapılmayan zamanlarda kapatılmasını sağlayan bir cihaz yerleştirdi. Söz konusu cihazın bulunduğu 10 bin civarındaki araçların emisyon salınımının, EPA standartlarının 9 kat üzerine olduğu belirtildi. VW, EPA’nın Temiz Hava Yasası’nın ihlal edildiği iddialarını reddetti. l Ekonomi Servisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle