28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 4 Kasım 2015 EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Derginin Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü isyana tahrikten cezaevinde apağında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğrafı ve “2 Kasım Pazartesi Türkiye İç Savaşı’nın başlangıcı” yazısının yer aldığı 24. sayısı hakkında toplatma ve el koyma kararı verilen Nokta Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Cevheri Güven ile Sorumlu Yazıişleri Müdürü Murat Çapan “Halkı, Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı silahlı bir isyana tahrik” suçundan tutuklandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu’nun başlattığı soruşturma kapsamında 1 Kasım seçimleriyle ilgili “iç savaş” kapağıyla çıkan Nokta dergisinin dünkü sayısı hakkında İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği toplatma kararı vermişti. Derginin Genel Yayın Yönetmeni Cevheri Güven ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Murat Çapan da gözaltına alınmıştı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan şüpheliler dün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne getirildi. Şüpheliler savcılık sorgusunun ardından “Suç işlemeye alenen tahrik” suçundan tutuklanma istemiyle İstanbul nöbetçi 8. Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk edildi. Cevheri ve Çapan hakkında tutuklama kararı veren ‘Nokta’ya tutuklama K Hâkimlik kararında dergide Türkiye’de 7 Haziran 1 Kasım seçimleri arasında yaşanan olayCANAN ların kaos ve saCOŞKUN vaş ortamı olarak gösterildiğini belirterek, “Bunun sorumlusunun başta Cumhurbaşkanı olmak üzere devlet yetkililerinin olduğunun belirtildiği” ifadelerine yer verdi. Dergide, silahlı terör örgütü olduğu yargı kararları ve uluslararası kabul görmüş örgütlerin eylemlerinin isyan olarak değerlendirildiği aktarılarak, bu isyanların sorumlusunun yine bu yetkililerin baskısı olduğu” ifadelerine yer verildiği belirtildi. Güven ile Çapan (sol arkada) savcılık sorgusunun ardından Kararda, yazı içeriğinde ‘hatutuklanma istemiyle 8. Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk edildi. yatı idame seti’ başlığı altında Hâkimlik şüphelilere tutuklama kararı verdi. çatışma ortamında ısı yalıtımlı de hürriyeti kapsamında değer rek, “Birçok kişi tarafından da battaniye, yiyecek yığınağı, su koalisyon döneminde sıkıntılendirilemeyeceği belirtildi. temizleme tabletleri parakort ların artacağı tahmin ediliyorip, sapan, tel testere, bıçak ve du. Hatta Başbakan Ahmet Daateş yakmak için malzemelerin Davutoğlu örneği vutoğlu, ‘seçimde koalisyonDerginin Genel Yayın Yö bulundurulması gerektiği belirlu bir durum söz konusu olurtilerek, ülkede fiili savaş çıkmış netmeni Cevheri Güven savcısa beyaz Toroslar sahneye çılık sorgusunda, seçimden önce algısının oluşturulduğu kaydekar’ şeklinde sözler söylemişTürkiye’de koalisyonlu bir dödildi. Somut eylem çağrısının tir” dedi. Güven, Sağlık Bakanı nem olacağının herkes tarafın mevcut olduğu ifade edilerek, Mehmet Müezzinoğlu’nun ‘Türiçeriğin basın özgürlüğü ve ifa dan tahmin edildiğini belirtekiye istikrarı mı yoksa kaosu mu seçecek?’ şeklinde beyanda bulunduğunu kaydederek, “Akit gibi gazetelerde de koalisyonun kaos demek olacağını manşet yapmışlardı. Tüm bunlar göz önüne alınıp Nokta dergisinin kapağı hazırlanmıştır” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi otorite anlamında en önde gelen kişi olduğunu aktaran Güven, “Bu nedenle derginin kapağında ona ait fotoğrafı paylaştık. ‘Türkiye iç savaşının başlangıcı’ yazısını da bu fotoğrafın altına koymamızın nedeni de koalisyon döneminin olacağını ve bu dönemde de kaotik bir ortam doğabileceğini düşündüğümüzdendi” dedi. Güven’in avukatı Kadir Kökten ise, “Müvekkiller derginin yanında promosyon olarak el bombası mı dağıtmışlardır? Nasıl silahlandırma suçundan bahsedilebilir” diye sordu. Daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şehit cenazesi geçerken “selfie” çektiği bir görseli kapak yapan dergi, “Cumhurbaşkanı’na hakaret ve terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla toplatılmıştı. lİSTANBUL haber 7 Dönen Dönsün... er seçim sonrasında kazananlar kaybedenler hesabı yapılır; “Neden” diye sorulur, “Neden kaybettik?” Bu sorunun halka, halkın ve ülkenin dertlerini, çözüm yollarını anlatmak gibi bir derdi olan sol için fazla bir anlamı yoktur. Çünkü sol kazanmadığı bir şeyi kaybedemez. Teorisini pratikle tamamlayamadığı için bir şey yitirmiş değildir. Yitirmek için önce kazanmak gerekir. Yitirilmiş değil, başarılamamış işlerdir söz konusu olan. HHH Seçimlerde ortaya çıkan sonucu önemsizleştirmek için böyle “tuhaf” teselliler mi gerekiyor? Öyle bir şey söylemiyorum. “Kaybettik, yıkıldık, mahvolduk” türünden sızlanmaların anlamsızlığını vurgulamak istiyorum yalnızca. Kuşkusuz Türkiye’de koşullar 1 Kasım öncesine göre değişmiştir. Sol, demokratik muhalefet, gençlik hareketi şimdi daha ağır koşullarda mücadele edecektir. 7 Haziran’da güçlü bir şekilde Meclis’e giren CHP ve HDP durumu iyi kavrayamadıkları için Meclis’i çalıştıramamış, “fiili başkanlığın” sürmesine göz yumulmuş, bir anlamda meydan boşaltılmıştır. HHH Hayır, yalnızca 7 Haziran öncesine dönülmedi; durum daha ağırdır. 7 Haziran öncesindeki vekil üstünlüğünü yeniden elde eden iktidar partisi şimdi kendini daha güçlü hissetmektedir. Ne ekonomik, ne iç ve dış politik sorunlar, koşullar onun güçlü olduğunu gösteriyor ama var olduğuna inandığı güç, onu çılgınca işler yapmaya, hukuku daha kolay çiğnemeye, yasaları kendi çıkarları doğrultusunda yorumlamaya yöneltecektir. Seçim öncesi olup bitenler bu partinin insan hayatı dahil hiçbir konuyu kendine dert etmediğini gösterdi. Daha açık yazabiliriz artık; ufukta İslamcı bir faşizm denemesi var. HHH Bu durumun, her açıdan önem taşıyan, bize “neden kaybettik” diye ağlamamak gerektiğini hatırlatan bir gerekçesi var. Bu, iktidarın kimyasını bozan, 7 Haziran’da telaşla, panikle iktidarını yanlış politikalarla korumaya çabalamasına yol açan Gezi Direnişi ya da isterseniz isyanıdır. İktidar partisi bu isyanı önemsedi; yenilgiye uğratmak için elinden geleni yaptı. Bu korkusunun 7 Haziran’dan sonra daha da pekiştiğini; solun, Hazirancıların ise seçim sonuçlarını gereğinden fazla rahatlatıcı bulduklarını söylemeli. İktidar partisi 8 Haziran’dan itibaren stratejisini kökten değiştirdi. HHH Değiştirdi ve bu strateji değişikliğinin bedelinin ağır sonuçlarına, katliamlara, yüzlerce cinayete yol açmasına hiç aldırmadı. Katı, şoven bir milliyetçi güç olarak ortaya çıktı. Bunun doğal sonucu milliyetçi oyların sözden eyleme kayması oldu. Bu strateji artık yalnızca seçimleri kazanmak için değil, bundan sonra sürdürmek için de iktidar partisinin kalıcı programıdır. Bu stratejinin HDP’yi güç durumda bırakmayı bir politika olarak benimsemiş PKK tarafından da, nesnel ya da öznel ne derseniz, desteklendiğini söylemezsek analizimiz topallayacaktır. HHH Artık “seçimi kaybettik, yine yenildik” sızlanmalarını, teslim olanların, döne döne başı dönenlerin, kaçıp gidenlerin hikâyelerini bir yana bırakmak gerekiyor. Kaybedilen bir şey yoktur; yalnızca koşullar ağırlaşmıştır ve neyse ki önümüzde bizi bir kere daha kendi dar kalıplarına hapsedecek, anlamsız tartışmalara sürükleyecek bir seçim yoktur. H Fiili savaş algısı ‘El bombası mı dağıttı’ Hedef Cumhuriyet ve bir partiydi aziantep’te eylem hazırlığındayken yakalanan iki şüphelinin yakalanmasının ardından yapılan çalışmalarda, gazetemize ve bir parti binasına saldırı planladıkları belirtilen terör örgütü IŞİD üyesi 9 kişi tutuklandı. Valilikten yapılan yazılı açıklamada, 21 plakalı otomobilin Şehitkamil ilçesi Gazi Muhtar Paşa Bulvarı üzerinde kontrol amaçlı durdurulmak istendiği, “dur” ihtarına uymayan aracın kovalamaca sonucu durdurulduğu hatırlatıldı. Arka koltukta bulunan A.D’nin elindeki el bombasının pimini çekmek isterken, sürücü Y.C’nin de üzerindeki silahı kullanmak için harekete geçtiğinde her iki şüphelinin de polis ekipleri tarafından etkisiz hale getirilerek yakalandığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Şahısların örgütsel irtibatlarının tespitine yönelik olay yeri ve 7 adreste yapılan operasyonel çalışmalarda, DAEŞ terör ör 8 kilo TNT’yle saldıracaklardı G gütü mensuplarının Suriye’de bulunan üst düzey örgüt mensuplarından aldıkları talimat sonucu, İstanbul’da bir parti il başkanlığı binasına canlı bomba ve silahlı saldırı eylemleri gerçekleştirmek üzere İstanbul’a gidecekleri, aramalar neticesinde ulusal yayın yapan gazetenin Ankara merkez binasına ait adres ile aynı gazetenin Şişli’deki temsilciliğine ait olduğu değerlendirilen notun olduğu tespit edildi. Yapılan aramada, 8 kilo 750 gram TNT, 4 el bombası, 950 gram TNT’li bomba düzeneği, 1 canlı bomba yeleği, 4 tabanca, 2 av tüfeği, 135 fişek, 3 araç, 10 bin 15 TL ve 9 bin 755 ABD Doları, 1 bilgisayar, 2 harddisk, 3 flash bellek, 19 sim kart ve 9 cep telefonu ele geçirildi.” Gaziantep’te 30 Ekim’de meydana gelen saldırının ardından gazetemizin İstanbul ve Ankara binaları çevresinde geniş güvenlik önlemi alındı. Bir polis, seçimlerde AKP’ye verdiği oyla birlikte yazdığı notu Facebook’ta paylaştı. 6 aydır izinleri yok ALİ ÇELİKKAN Gaziantep’teki operasyonda 2 IŞİD militanı yakalanmıştı. Polisler, 6 aydır izin yapamıyor. Türkiye’de yaşanan süreçten dolayı nisan ayından bu yana emniyet teşkilatında izinler kaldırıldı. Toplumsal olaylarda halka uyguladığı orantısız şiddetle kamuoyunda büyük tepki alan polis memurları iki sene içinde kullanılmayan izinleri kaybettiğinden, sadece izni yanmak üzere olanların dinlenmesine onay veriliyor. 1 Kasım seçimlerinde AKP’ye verdiği oyla birlikte yazdığı notu Facebook’ta paylaşan bir polis memurunun, çalışma saatleriyle ilgili, “Polislerin özlük haklarını, çalışma saatlerini, sendika hakkını vermezseniz bir dahaki seçime polis ve ailelerinden yüzde 10 dahi oy alamazsınız” tepkisi dikkat çekti. Birleşmiş Milletler’e bağlı Uyuşturucu ve Suç Ofisi, dünyada nüfusa oranla en fazla polis istihdam eden ülkeler listesinde Türkiye’yi ikinci sıraya koyuyor. Türkiye’de 200 yurttaşa 1 polis düşüyor. Bu sene yürürlüğe giren İç Gü venlik Yasası’yla polis memurlarının sayılarının artırılması planlanırken sosyal medyada mevcut çalışma koşullarından şikâyetçi olan çok sayıda polis memuru bulunuyor. ‘Polis Memuru Dayanışma’ ve ‘Polis Reform’ gibi gruplarda, polislerin yaşadıkları memnuniyetsizlikler dile getiriliyor. ‘Şehit haberlerinin’ dışında polislerin ve polis ailelerinin en fazla rahatsızlıklarını dile getirdikleri konuların arasında uzun çalışma saatleri ve maaşlar var. lİSTANBUL ‘Medya dokunulmazlığı kalktı’ AKP’li Ünal ısrarcı: Savcılar çekinmesin KP Ankara Milletvekili Aydın Ünal, geçen hafta yaptığı Hürriyet, Cumhuriyet, Sözcü, Zaman gibi gazetelerden hesap sorulması gerektiğine ilişkin sözlerini, AKP’nin yeniden tek başına iktidara gelmesinden sonra yineledi. A Haber’e önceki akşam konuk olan Ünal, “Artık öfke onlara uysallık bize. Bunların hesabını hukuk soracak elbette ki” dedi. Gazetelerin 27 Mayıs 1960’tan sonra dokunulmazlıklarının olduğunu dile getiren Ünal, “Bu dokunulmazlığı nereden alıyorlar, hukuk dokunmuyor bunlara. Bu dokunulmazlık bitecek, bitme 54 hâkim ve savcıya yurtdışı yasağı akırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi, “Selam Tevhid’de kumpas” soruşturması kapsamında, 54 hâkim ve savcı hakkında yurtdışına çıkış yasağı kararı aldı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili Ömer Faruk Aydıner, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından geçici tedbir olarak görevden uzaklaştırılanların da aralarında bulunduğu 54 hâkim ve savcı hakkında “Selam Tevhid’de kumpas” soruşturması kapsamında, “siyasal ve askeri casusluk”, “silahlı terör örgütü kurma ve üye olma” ve “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlarından yurtdışına çıkış yasağı verilmesini istedi. Talebi değerlendiren Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi, aralarında Cihan Kansız, Mehmet Berk, Adnan Çimen, Celal Kara, Muammer Akkaş, Hikmet Usta, Mehmet Ekinci, Metin Özçelik, Mustafa Başer, Sedat Sami Haşıloğlu, Menekşe Uyar ve Süleyman Karaçöl’ün de olduğu 54 hâkim ve savcının yurt dışına çıkışına yasak koydu. lİSTANBUL\Cumhuriyet B Küçük ‘Samanyolu ve Zaman’a geçmiş olsun Kayyum, 71 gazeteci ve 1 çaycıyı işten attı olis tarafından kapıları kırılarak el konulan İpek Medya’ya atanan kayyum, Bugün ve Millet gazetelerinde çalışan 72 kişiyi işten attı. Göreve getirilen kayyumlar, önce bir imzayla Bugün TV Genel Yayın Yönetmeni Tarık Toros ve Bugün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erhan Başyurt’un da olduğu birçok yöneticiyi görevden almıştı. Uygulamanın hukuksuz olduğunun anlaşılması üzerine kayyumlar, daha sonra bu isimleri izne çıkarmıştı. Dün kurumlarına gelen gazeteciler, görevlerine son verildiği belirtilerek binaya alınmadı. 58 gazeteciye iş akitlerinin feshedildiğine dair üzerinde tarih olmayan belgelerle bilgi verildi. Normalde, eksi birinci katta olan gazetenin insan kaynakları birimi, güvenliğin yanındaki odaya alındı. Gazetecilere, özel eşyalarının almaları için izin bile verilmedi. Bu arada dün akşam saatlerinde Bugün gazetesinin Ankara Temsilciliği’nde çalışan 13 gazeteci ve 1 çaycının işine son verildi. Çalışanlara tebliğ yapan kayyumun temsilcisi Fatin Dağıstanlı, “İstanbul’dan yazılar geldi” dedi. Dağıstanlı’nın, pazartesi gününden itibaren çalışanlara “Birlikte çalışmak istiyorum, yayın politikamız bu olacak” dediği, iki kişinin bunu kabul etmediği öğrenildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet P A si için müdahale edeceğiz. Aşağılık manşetlerin bu ülkede devam etmemesi için. Hürriyet’in tarihi boyunca darbeye zemin hazırlamak giÜnal bi bir misyonu var bunu bir daha yapmaması için. MİT TIR’ları haberi bile Türkiye’nin ulusal güvenliğine saldırıydı. Ya bunun jandarma ve yargı boyutu var. Jandarmaya yargıya dokunuldu ama medyaya dokunulmadı. Bu dokunulmazlığı kıramadık. 1 Kasım’dan itibaren artık 27 Mayıs ile başlayan bu dokunulmazlığın kalktığını düşünüyorum. Hiçbir savcı çekinmesin” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet KP’ye yakınlığıyla bilinen Star gazetesi yazarı Cem Küçük gazetecileri hedef gösterdi. Küçük, Kanal 24’te dün “Samanyolu ve Zaman’a artık geçmiş olsun. Bunlar yakında kayyuma geçerler. Buradan ilan ediyorum. Orada çalışan arkadaşlar artık direnir mi, yeni bir iş mi bulur, bilmiyorum. Artık son günleri” diye konuştu. Küçük, önceki gün de Star gazetesinde yer alan yazısında Zaman ve STV’ye el konulması için çağrı yaptı. “Devletimizin FETÖ’ye karşı yürüttüğü her hareket meşrudur” ifadeleri yer alan yazıda “İpek Medya Grubu’na atanan kayyum da sonuna kadar hukuki ve meşrudur. Millet buna onay vermiştir. Artık bu çete hemen bitirilmelidir. Hatta hiç beklenmeden Zaman ve Samanyolu dahil diğer FETÖ medyasına el konulmalıdır” denildi. Aydın Doğan’a da seslenen Küçük, “Sana ayrıca geleceğim Aydın Doğan. PKK ve FETÖ ile tüm bağını keseceksin. Yapacaksan meşru muhalefet yap”. lİSTANBUL\Cumhuriyet A C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle