11 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 4 Kasım 2015 KULTUR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Evren biter, ‘Uzay Yolu’ bitmez! İlk kez CBS televizyonunda, 1966’da gösterilen ve o günden bu zamana pek çok versiyonu ile sinema filmine uyarlanan efsanevî bilimkurgu dizisi ‘Uzay Yolu’, 2017’de yeniden aynı kanalda ekranlara dönüyor. Henüz ismi konulmamış dizinin ilk bölümü, Ocak ayında yayımlanacak. Dizide ‘düşsel yeni dünyalar ve yeni uygarlıklar’ın haberi verilirken, yeni karakterlerin de hayranlarıyla buluşacağı müjdeleniyor. Bugüne kadar beş defa TV serisine bürünen Uzay Yolu efsanesi, ‘Star Trek Beyond’ adlı, 2016 yazında gösterilecek yeni sinema filmine gün sayarken, yine bu yılda da 50’ncı yıldönümünü kutlamaya hazırlanıyor. ‘Öyle bir hayat yaşadım ki...’ Akmen’in istediği o şiir Öyle bir hayat yaşadım ki Cenneti de gördüm cehennemi de Öyle bir aşk yaşadım ki Tutkuyu da gördüm pes etmeyi de Bazıları seyrederken hayatı en önden Kendime bir sahne buldum oynadım Öyle bir rol vermişler ki Okudum okudum anlamadım Kendi kendime konuştum bazen evimde Hem kızdım hem güldüm halime Sonra dedim ki “söz ver kendine” in Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceks in ceks bile eyi Sevilmek istiyorsan, önce sevm in Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceks eseyr atı hay ızca yaln an, yors Korkarak yaşı dersin ları Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculuk erken tanıdım Öyle çok değerliymiş ki zaman Hep acele etmem bundan, Anladım... Nietzsche ültür insanı Üstün Akmen dün son yolculuğuna mezar taşına yazılmasını istediği Nietzsche’nin şiiriyle uğurlandı... Şiiri, tiyatro yönetmeni, oyuncu Orhan Alkaya okudu. CEREN ÇIPLAK 31 Ekim’de yaşamını yitiren sahne sanatları eleştirmeni, yazar Akmen için dün Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde bir anma töreni düzenlendi. Akmen, tören sonrası Teşvikiye Camii’nde kılınan öğle namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi. Törene, eşi Şaylan Akmen ve çocuklarının yanı sıra Akmen’in sanatçı dostları katıldı. Üstün Akmen, mezar taşına yazılmasını istediği Nietzsche’nin şiiriyle son yolculuğuna uğurlandı 17 K ‘Sevgiyle ve aşkla kal’ Akmen’in özgeçmişinin de okunduğu törende Akmen’in kızı Yöntem Akmen İnanç’ın yaptığı konuşma salonda duygulu anlar yaşattı: “O benim babamdı. Beni ben yapan, can veren, bana adımı verendi. Seni içimde yaşatmaktan hiç vazgeçmeyeceğim. Sen en güzel şeyleri bıraktın. Sen bana vazgeçilmezim olarak içimde yaşatacağım babamı bıraktın. Se ni çok seviyorum” diyerek Akmen’i onun kendisine en son attığı mesajla uğurladı: “Sevgiyle ve aşkla kal”. Akmen’in sanatçı dostları tıpkı bu mesajındaki gibi ‘Sevgiyle ve aşkla’ onu son yolculuğuna uğurladı. Törende konuşma yapan İBB Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu, “Umarım onun gibi korkmadan, çekinmeden, dürüstçe yaptığı eleştiriler bizim önderimiz olur” dedi. Akmen’in seslendirdiği İtalyanca bir şarkının dinletildiği törende Akmen’in hayat arkadaşı, eşi, sevgi lisi Şaylan Akmen de Akmen’le ölümünden önceki son sohbetini anlattı. Akmen’in Şaylan Hanım’a tıpkı mezar taşına yazılmasını istediği Nietzsche’nin şiirindeki gibi “Öyle bir hayat yaşadım ki...” diye başlayıp “Ölümümden sonra hiç üzülme. Ben yapmak istediğim her şeyi yaptım. Olmak istediğim her şey oldum. Tiyatro tutkumdu. Sen de tutkumdun, seninle evlendim...” dediğini gözyaşları içinde anlattı. Törende ayrıca, Zeynep Oral, Aliye Uzunatağan, Dikmen Gürün, Ragıp Yavuz, Kerem Alışık, Gülsen Tuncer, Orhan Aydın, Orhan Alkaya, Dilek Türker, Ataol Behramoğlu da birer konuşma yaptı. Dostları, Akmen’in nitelikli bir eleştirmen olduğuna vurgu yaparak, onun kibar, vicdanlı, adaletli, özgürlüğün ve özgünlüğün savunucusu olduğunu söylediler. Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) açılması için büyük mücadele veren Akmen’le en son 27 Ekim’de Yıldız Kenter’in gecesinde buluşmuştuk. Sohbetimizde, ‘‘AKM için seçimlerden sonra yine bir şeyler yapalım, bir şeyler yapmalıyız’’ demişti... Merak etme, AKM için bir şeyler yapmaya devam edeceğiz... Borusan Quartet 10 yaşında lkemizde oda müziği grupları ne yazık ki bir kurulur bir kaybolurlar. Ya maddi kaynak yoktur ya da yeterince birlikte çalışma zamanı yoktur. Oda müziği ayrı bir adanmışlık gerektirir. Nitelikli bir kuvartet büyük bir senfoni orkestrası gibi renkler sunabilir. Bugün kuruluşları 6070 yıl ötesine dayanan evrensel toplulukları dinlerken onların bir arada soluk alıp verişi, kemikleşmiş dinamikleri, rengârenk söylemleri sizi alıp götürür. Evet, artık bizim de 10. yılını tamamlamış bir Borusan Quartetimiz var. Her yıl kendini geliştiren, iyi müzik yaratmak peşinde olan bir topluluk. Şef Gürer Aykal’ın öncülüğünde ve Borusan Holding’in sponsorluğuyla kuruldu. Üyeleri Esen Kıvrak, Olgu Kızılay, Çağ Erçağ ve Efdal Altun. Birinci Kemancı Esen Kıvrak anlatıyor: “Borusan Quartet, tamamen Gürer Aykal projesidir. Şimdi bir marka haline geldi. Hepimiz başta hem BİFO’da hem de yeni kurulan kuvartette çalıyorduk. Quartet kurulduktan sonra Aykal, bizleri orkestradan azad etti. Borusan Holding de bizim kuartetteki görevimizi önemsedi. Şimdi quartet olarak yılda en az 45 konser yapıyoruz. Hâlâ Gürer Bey ile çalışmamız devam ediyor. Alban Berg Quartet ile düzenli çalış ‘Kapitalizm bizi çözümsüz bırakamaz’ Sanat Meclisi’nin 67 Kasım’da düzenleyeceği 1. Sanat Sempozyumu’nda Erkan Oğur’dan Emrah Serbes’e pek çok disiplinden isim sanatın sorunlarını masaya yatıracak. EZGİ ATABİLEN Ü tık. Bizim konservatuvar sistemimizde oda Vakfının işmüziği eğitibirliğiyle her biri birbimi yok. Çünkü rinden değerli çalgılaroda müziği hocala çalmaktalar. sı yok. Bu ayrı bir Bu hafta Borusan tecrübedir. Gürer Quartet’i piyanist Hoca’nın yönlenGökhan Aybulus ile dirmesiyle öğrenENKA Kültür Sanat’ta dik ki, sadece çaldinledim. Harigılarımızdan temiz ka bir programdı. ses çıkarmak yetŞostakoviç’in ağıtsal mez. Müziğe enteve romantik oldulektüel yaklaşım geğu kadar gerçekçi rekiyor. Form yapıkentetiyle, Erkin’in sından armoni bilgis lu u rengârenk kenteb leri, yazıldığı dönem, y A Gökhan ti çok başarılıydı. bestecinin karakteri, ne kadar çok bilgi Birlikte soluk alıp vetoplayabilirsek o kadar baren yıllanmış kuartetler gibi çaşarılı oluruz.” lıyorlardı. Gökhan Aybulus’un Yurtiçinde olduğu kadar yurt zengin tınısı da eklenince sandışında da sesini duyuran topluki karşımızda kocaman bir orluk Fazıl Say, İdil Biret gibi piyakestra vardı. nistlerimizle çaldı, CD’ler yaptı. Say’a Fransa’dan Niteliğinden ödün vermeden geniş kitleye seslenebildi; yalnız kla laiklik ödülü sik müzik çevrelerinden değil, etFransa’da laikliğin güçlü savunik müzikten, hafif müzikten de nucularından Cumhuriyet ve Laiksolistlerle işbirliği yaptı: Burhan lik Komitesi, her yıl verdiği UlusÖçal, Mercan Dede, gibi. Adnan lararası Laiklik Ödülü’ne bu yıl Saygun, Ulvi Cemal Erkin gibi teFazıl Say’ı değer buldu. Fazıl ödümel Türk bestecilerinin yan ısıra lünü Paris Belediye Başkanı Anne genç Türk bestecilerine de eser ısHidalgo’nun elinden aldı. Törene marladı ve onları gün ışığına çıkatılan Fransa Başbakanı Manukardı. Ayrıca Borusan Sanat’ın el Valls Fazıl’a, “Müziğinle verdesteği ve İsviçre’deki Maggini diğin mesaj çok güçlü” demiş. Ülkemizin yetiştirdiği bir piyanistin Fransa’da böylesi önemli bir ödüle değer bulunması Türkiye adına olduğu kadar, müzik dünyamız için de kıvanç verici. Fazıl’ı kutluyorum. ezi direnişinden sonra sanatçıların örgütlenerek sanatın kangren olmuş sorunlarına kalıcı çözümler bulması için kurulan Sanat Meclisi, 67 Kasım tarihlerinde Akatlar’daki Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde (MKM) 1. Sanat Sempozyumu’nu düzenleyecek. Sanat Meclisi’nin “Sanat alanının insanlarının tüm beyinlerini çalıştırmak amacımız. G Ve esas olarak kapitalizmin bizi çözümsüz bırakamayacağını hem sanatçılara hem yeni sanatçı adayları gençlerimize hem de halkımıza göstermektir” diyerek çağrı yapacağı sempozyumun toplamı 41’i bulan katılımcılarından bazıları şöyle: Mehmet Aksoy, Selma Altın, Ataol Behramoğlu, Selçuk Balcı, Müjdat Gezen, Hüseyin Karabey, İbrahim Karaca, Erkan Oğur, Barış Pirhasan, Hüseyin Turan, Vedat Sakman, Emrah Serbes, Şebnem Sönmez, Efkan Şeşen, Ayça Telgeren, Ragıp Yavuz, Kemal Tufan ve Zerrin Taşpınar. Sempozyumda ‘Sanatta Meslek Örgütü Sorunu’, ‘Sanatta İş Güvenliği/ İş Güvencesi Sorunu’, ‘Sanat Ama Kimin İçin?’, ‘Sanatta İş Sağlığı Sorunu’, ‘Sanat Üretiminin Yaygınlaştırılmasının Önündeki Engeller ve Çözümlerimiz’ ve ‘Bütün Sanatçılar Birleşin’ başlıkları üzerine konuşulacak. Asım İşler’in soyut evreni tekrar İstanbul’da stanbul Nişantaşı’ndaki Feyziye Mektepleri Vakfı’na ait Galeri Işık’ta, 2007’de yitirdiğimiz merhum ressam Asım İşler’in 198792 yılları arasında Paris’te üretmiş olduğu büyük boyutlu akrilik ve yağlıboya resimleri sanatseverlerle buluşuyor. Küratörlüğünü Prof. Dr. Kaya Özsezgin’in yaptığı sergide İşler’in sanatında 1988’den itibaren başlayan soyut dışavurumcu tarzdaki yeni evrenin başlangıcı sayılan “Op. 89” başlıklı çalışma başta olmak üzere birçok önemli yapıtı bir araya geliyor. “İkinci Paris Dönemi Resimleri 19871992” başlıklı sergi, 21 Kasım’a kadar, pazar günleri dışında her gün 10.00 ile 20.00 saatleri arasında izlenebilecek. l Kültür Servisi İ Esen Kıvrak Olgu Kızılay Çağ Erçağ Efdal Altun Yürekli ve gözü pek bir sanat eleştirmenimizi, Üstün Akmen’i birdenbire yitirdik geçen hafta. Onu ne hakkında açılan davalar, ne de tehditler korkuturdu. Atatürk Kültür Merkezi’nin yaşama kavuşması için onun kadar uğraşan bir başka aydınımız oldu mu acaba? Tiyatro ve opera gibi tüm sahne sanatlarını derin birikimiyle eleştirirdi. Nezaketiyle artık tükenmekte olan eski İstanbul beyefendilerindendi. Işıklar içinde yatsın. Üstün Akmen’i de yitirdik Will Smith Hollywood Film Ödülleri verildi ’uncu Hollywood Film Ödülleri, Pazar akşamı Los Angeles’ta verildi. Gecede Will Smith ‘Concussion’ filmindeki rolü ile en iyi erkek oyuncu, İngiliz kadın yıldız Carey Mulligan ise ‘Suffragette’ filmindeki performansı ile en iyi kadın oyuncu ödülünü aldı. Usta aktris Jane Fonda’ya ‘Youth’ filmi ile en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülünün verildiği gecede, ‘The Danish Girl’ filmi ile de, İsveçli oyuncu Alicia Vikander en iyi çıkış yapan isim ödülünü aldı. Etkinlikte Benicio del Toro’ya ‘Sicario’daki yorumuyla en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülü verilirken, kariyer ödülünü Robert De Niro ile yapımcı Ridley Scott, ‘Marslı’daki emeği üzerine aldı. l Kültür Servisi 19 Tom Jones kökeni için DNA’sını veriyor al Kaplanı’ olarak bilinen ve sesindeki ‘siyahi’ tını ile alkışlanan İngiliz rock yıldızı Tom Jones, kökeninde böylesi bir bağ olup olmadığını anlamak üzere DNA’sını tıbbi amaçlı olarak araştırmaya sevk edeceğini açıkladı. ‘Delilah’ ve ‘Sex Bomb’ gibi parçalarla tanınan kıvırcık, bariton sesli sanatçı, “Halen birçok insan beni siyahi bir sanatçı sanıyor; Amerika’ya ilk gelişimde beni radyo da ilk defa işitenler, sahnede gördüklerinde şaşırıyorlardı, ben de bu yüzden geçmişimi araştırmak istiyorum” diyor. l Kültür Servisi Tom Jones ‘G Orhan Kemal Roman Armağanı’na davet var 016 yılı Orhan Kemal Roman Armağanı’na katılım süresi için düğmeye basıldı. 10 Ocak 2016’ya dek sürecek olan başvurunun yayınevleri tarafından 2015 yılında ilk kez yayımlanmış olan, Orhan Kemal Roman Armağanı yönetmeliğine uygun romanlar için yapılması öngörülüyor. Ödül töreninin 2 Haziran’da yapılacağı ve bu 2 yıl 45’incisi düzenlenecek olan etkinliğin seçiciler kurulu, Nâzım K.Öğütçü, Turhan Günay, M.Nuri Gültekin, Erendiz Atasü, Selim İleri, Handan İnci ve Çimen Günay Erkol’dan oluşuyor. Bilindiği gibi, bu yılki ödülü, ‘Hırsız ve Burjuva’ kitabı ile, Hüsnü Arkan kazanmıştı. Bilgi için: 0212 252 88 38 / www. orhankemal.org l Kültür Servisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle