15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 14 Kasım 2015 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY ekonomi 9 ‘Seçim harcamaları kaynağı belirsiz parayla finanse edilmiş olabilir’ dedi er seçim döneminde yaşanan kaynağı belirsiz para girişinin artışında kural değişmedi. Bir yıla iki seçim sığdı MİYASE ran Türkiye’ye yılın ilk İLKNUR dokuz aylık döneminde giren kaynağı belirsiz paraların geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 52 artışla 13 milyar 440 milyon doları bulması akla yine aynı soruyu getirdi: “Seçim harcamaları bu kaynağı belirsiz paralarla mı finanse ediliyor?” AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından beri artan kaynağı belirsiz para girişi nedense seçim tarihlerine rastlayan aylarda şaha kalkıyor. Her seçim döneminde artan ve seçim atlatıldıktan sonra azalan ve eksiye geçen kaynağı belirsiz paranın nereden geldiği konusunda eski Maliye Bakanı ve eski BDDK Başkanı Zekeriya Temizel, “Bu paralar seçim öncesindeki güvensizlikler nedeniyle de gelebilir, takbibatın yapılmadığı, hukukun işlemediği bir ortamı sevdikleri için de gelebelir, ancak seçim dönemlerinZekeriya Temizel G20 gündemiyle Kaynağı belirsiz para girişinin seçim yıllarında artmasını yorumlayan Temizel, yeni ortaçağ Seçim harcamalarının kaynağı belirsiz para mı? H de artış göstermesi akla seçim harcamalarının finansmanı için de gelebileceğini getiriyor” dedi. Temizel, bu paranın kaynağının suç kaynaklı işlerden olabileceğini anımsatarak, paranın bavulla getirilebileceği gibi bankalar aracılığıyla da sisteme sokulabileceğini belirtiyor. Milyar dolarla ifade edilen paranın bavulla getirilme ihtimalinin zayıf olacağını anımsatan Temizel şu uyarılarda bulundu: “Dünyada bu şekilde gelen paralar ciddi soruşturmalara tabi tutulur, asla kabul edilmez. OECD’nin Mali Eylem Grubu harekete geçer ve o ülke ile kaynağı belirsiz paraya aracılık eden bankalar da kara listeye alınır. O ülke ve bankalar için ciddi yaptırımlar uygulanır. Bizde de bankalar şüpheli para girişlerini MASAK’a bildirmek zorunda. Bankalar bildirmemiş de olabilir ama bu er geç ortaya çıkar. Seçim dönemlerinde partilere ve adaylara yapılan bağışlar 30 bin TL,yi aşamaz. Bu nedenle yurtdışından kaynağı belirsiz paralar getirilerek seçim harcamaları finanse edilmiş olabilir.” Merkez Bankası’nın Ödemeler Dengesi tablosunda “Net Hata Noksan Kalemi” olarak yer bulan kaynağı belirsiz paralar 2007 genel seçimlerinden başlayarak, 2011 genel seçimleri, 2014 yerel seçimleri ve aynı yılın ağustos ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile 2015’te 5 ay arayla yapılan iki seçim öncesinde tavan yaptı. 2007 seçimleri öncesi net hata noksan kalemi 3.6 milyar dolar olarak gerçekleşirken 2011 genel seçimleri öncesinde para girişi 9.4 milyar dolarla o gün itibarıyla tarihi rekor kırmıştı. 2014 ve 2015 yıllarına ikişer seçim sığdıran Türkiye’nin kaynağı belirsiz gizemli para girişi, 2011’in rekorununu da geçti. 2014 Martı’nda yapılan yerel seçimler öncesinde 2.9 milyar dolar, ağustos ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde yıl başından Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar olan dokuz aylık dönemde 6.4 milyar dolara ulaştı. Ekonomideki yavaşlamaya rağmen 2015 seçimleri öncesinde de para girişinde artış gözlendi. Mart ayındaki yerel seçimler öncesinde para girişi Şu Seçim öncesi artış bat 2015 itibarıyla 4.3 milyar dolar oldu. Yerel seçimler sonrasında para girişi azaldı. Haziran ayı içinde 1.833 milyar dolar para çıkışı yaşandı. Ancak Cumhurbaşkanlığı seçimi için start verildiğinde kaynağı belirsiz para girişi yeniden hız kazandı. Temmuz ayında 2.1777 milyar artış gerçekleşti. Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında para girişi yeniden hız kesti ve yıl sonuna kadar eksiye düştü. Ancak 2015 Haziran seçimleri ve kasım seçimi öncesinde yeniden para girişi başladı. 2015 Şubat ayında kaynağı belirsiz para girişinde yeni bir rekor kırıldı. Şubat ayında para girişi 4.3 milyar dolara ulaştı. Haziran seçimlerine kadar artarak devam etti. Kasım seçimleri öncesinde de artış gözlendi. Sadece eylül ayında net hata noksan kalemi 2.0 milyar olarak gerçekleşti. Hükümetin çıkardığı bir genelge ile gümrüklerde yapılan beyanın doğru olmadığının tespiti halinde adli soruşturma için savcılıklara bildirim yapılması şartını ortan kaldırması da gizemli para girişinde rol oynadı. Genelge rahatlattı ‘Yaptırım uygulanır’ 2015 zor geçti şimdi reform zamanı Bu yılı zorlu geçirdiklerini belirten Türkiye’nin en büyük holdinglerinin COE’ları önümüzdeki yıldan umutlu olsalar da yeni hükümetten beklentileri yüksek abancı, Borusan, Akkök, Zorlu, Doğan, Kibar Holding, Doğuş Holding Üst Yöneticilerini (CEO) 2015’in gerek iç gerekse dış faktörlerden dolayı oldukça zorlu geçtiğini söyledi. Capital ve Ekonomist dergilerinin öncülüğünde, Vodafone Türkiye’nin ana sponsorluğunda düzenlenen ‘CEO Ajanda 2016’ya katılan CEO’lara göre emtia ve petrol fiyatlarının düşmesi, Çin’deki büyümenin yavaşlaması, Fed’in faize yönelik kararı, Rusya’da yaşanan devalüasyonun yanında Suriye meselesi, Güneydoğu’da yaşanan çatışmalar ve seçim süreçleri şirketlerin cirolarını olumsuz etkiledi ve yatırımlarını durdurdu. CEO’ların çoğu gelecek senenin daha iyi bir yıl olmasını beklerken yeni kurulacak hükümetten yapısal reformların bir an önce hayata geçirilmesini istediler. CEO’lar toplantıda gündemdeki asgari ücret artışının sorun yaratabileceğine dair endişelerini aktardı. Sabancı Holding CEO’su Zafer Kurtul konuya ilişkin olarak “Asgari ücret artışı aynı zamanda tüm çalışanlar için prim artışı anlamına geliyor. Enflasyon ve faiz artışına da etkisi hesaplanmalı” dedi. Doğan Holding CEO’su Yahya Üzdiyen, “Asgari ücretin maliyetini nasıl taşıya S cağız bilmiyorum” yorumunu yaparken; Akkök Holding CEO’su Ahmet Dördüncü, planlanan artışın sorun yaratacağını söyledi. Kibar Holding CEO’su Tamer Saka ise “Asgari ücrette yükün paylaşılacağı adımlar atılacağını umuyorum” yorumunu yaptı. Risk yönetim yılı Sabancı Holding CEO’su Zafer Kurtul 2015’in kendileri için öncelikli olarak risk yönetimi yılı olduğunu belirterek “Tek parti hükümetinden umuyoruz ki reformlar devam etsin. Enerji sektöründe beklentimiz, sektörün tam liberal olması” dedi. Doğan Holding CEO’su Yahya Üzdiyen 2015’in zor bir yıl olduğunu, Doğan Holding’in medya sektöründe bulunması sebebiyle üzerlerinde sosyal ve psikolojik baskı bulunduğunu belirtti. Üzdiyen “Düşünebiliyor musunuz gayet güzel bir bilanço açıklıyorum seçimden bir gün önce hisselerim yüzde 10 artıyor, seçimden bir gün sonra yüzde 20 düşüyor. Ne oldu ki kardeşim ben ticari bir kuruluşum. Siyasi bir oyuncu değilim” diye konuştu. Borusan Holding CEO’su Agah Uğur da, “2015 için felaket şartlar altında geçti ancak yine ucuz atlattık diyebilirim” dedi. l Ekonomi Servisi Baskı var Kafalar karışık 18.08.2015 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde yer alan “Erdoğan Kosova’da Para Aklıyor” başlıklı haberde başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsına yönelik olmak üzere T.C Başbakanlık Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) Kosova Cumhuriyetinde uluslararası işbirliği ilkeleri etrafında yürüttüğü faaliyetlere dair asılsız iddialar ve iftiralar bulunmaktadır. Bilindiği üzere, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA); Birleşmiş Milletler Şartı, OECDDAC ilkeleri, kamusal uluslararası hukuk tarafından çerçevesi belirlenmiş uluslararası antlaşmalar ile T.C Anayasasının 90’ıncı maddesinde düzenlenen kurallar etrafında faaliyetlerini yürüten bir kamu tüzel kişiliğidir. TİKA Başkanlığı uluslararası işbirliği kalkınma işbirliği alanındaki tüm CEVAP VE DÜZELTME METNİ proje ve faaliyetlerini iç hukukumuzdaki yasal düzenlemelere göre yerine getirmektedir. Kosova’da Zeri gazetesinde yayınlanan: yanlı, hiçbir gazetecilik ilkesi ile bağdaşmayan, dezenformasyon amaçlı üretilmiş haber/analize dayandırılarak yapılan bu haberde tamamen gerçek dışı bilgi ve iddialar yer almıştır. TİKA Başkanlığı olarak Kosova da dahil olmak üzere faaliyet yürüttüğümüz 50 ülkede: samimiyet ilkesiyle şeffaf yönetim anlayışı ve ortak akıl çerçevesinde ülkelerin değerlerine saygı duyan ve her ülkenin ihtiyaç ve önceliklerini esas alan bir yaklaşımla projelerimizi yürütüyoruz. Bu tür gerçek dışı haberlerle Başkanlığımızın her yönü ile şeffaf ve Kosova resmi kurumları işbirliği ile gerçekleştirdiği faaliyetlerinin akıl almaz bir yaklaşımla karalanmaya çalışıldığı görülmektedir. TİKA, Kosova’da faaliyetlerine başladığı günden bu yana Kosova’nın hızla kalkınması amacıyla başta eğitim, sağlık, tarım, meslek edindirme, kurumsal kapasitelerin geliştirilmesi, kültürel miras alanının yanı sıra daha birçok sektörde yüzlerce kalkınma projesini başarıyla tamamlamıştır. Haberde çarpıtılarak ifade edildiğinin aksine Kosova’daki ortak kültürel mirasımızın korunmasına yönelik tamamlanmış proje sayısı 11’dir. Kosova’nın kültürel ve tarihi zenginliğini ortaya çıkaran. Kosova’nın kültür turizmi açısından değerini artıran ve aynı zamanda kalkınma projesi olarak ülke ekonomisine katkı sağlayan restorasyon projelerini dahi: Türkiye’yi yalnızlaştırmayı hedefleyen kampanyaların malzemesi olarak kullanmak maksatlı bir kara propaganda ve art niyetli bir tutumdur. Öte yandan haber kaynağı ve içeriğinin araştırılmadığı; Türkiye karşıtı düşünceleri ile bilinen bir muhabirin önyargı ve nefret söylemiyle kaleme alınmış asılsız iddia ve iftiralarının Türkiye kamuoyunun gündemine sorumsuzca taşınmış olmasından anlaşılmaktadır. Bu durum en hafif tabirle gazetecilik ahlakıyla bağdaşmamaktadır. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP); OECDDAC ile tüm uluslararası işbirliği kuruluşları tarafından dış vardım ve özlerimizin önünde, ortaçağın simgesi imparatorun önünde ölene kadar savaştırılan kölelerin arenası yok kuşkusuz... G20 zirvesine magazini ağır basan havalı, medyatik girişlerin yaldızlarını kaldırabilsek; insanlığı yakan saklı gündemini okuyabilsek... Gelişmenin sadece şirketler üzerinden yaşandığı, milyarlarca dünyalı için sömürünün katlanması ile birlikte, insani gelişmişliği, doğayı, yaşamın geleceğini çok ağır tehdit eden yeni ortaçağın gerçekleriyle yüz yüze kalıyoruz... Dünyanın en gelişmiş 20 ülkesinin, güçzenginlik yarışındaki liderliklerinin Antalya’daki görkemli varlıklarıyla ülkeleri adına temsil ettikleri halkların milyarlarının yaşamları arasındaki uçurum o kadar ürkütücü boyutlarda ki... Sanki dünya bütünüyle bir arena olmuş, milyarlarla dünyalı, kendi aralarında da çok farklı yaşam koşulları, tehditler altında köleleştirilmeye yönlendirilmiş; insani gelişmişlikteki paylarını yıllar içinde hızla yitiriyor olarak, çok boyutlu yeni tehditlerle yüz yüze yeni ortaçağa doğru çekilmekteler... Zenginliğingücün simgesi 20 ülkenin liderliklerini dünyanın geleceği üzerinde çözüm üretmeye zorlayan gerçekler, düzenin işleyişi; bu kadar insani gelişmişliğin verileri ile çelişkili, milyarlarca dünyalı için katlanılamaz, acımasız sonuçlar üretiyor olmasaydı... Gücüzenginliği yöneten, karar verici liderliklerin can güvenliklerinin korunabilmesi adına, görüşmelerin yapıldığı alanlar havadankaradan akıl almaz ileri teknoloji ile koruma altına alınmak zorunda kalınır mıydı? Hani güçlü, zengin Kuzey dünyası ülkeleri arasındaki çıkarlar savaşları, dünya savaşları süreçleri tarihe gömülmüştü? Şimdilerde, kuralsız düzenin kuralsız savaşlarının simgesi terör, ileri teknolojinin üstün silahlı güçlerinin karşısında, insanlığı kasıp kavuran, en etkin silahlı, vahşi katliamların aracına dönüştü? HHH G20 zirvesinin güç ve sermaye merkezleri asıl oluşum amaçları ekonomi, piyasalar üzerinden gündemlerini iteleyip, paramparça edilmiş, iç savaş bataklığına sürüklenmiş ülkeler halklarının ölümden yaşama kaçışlarının sonucu göçü, en sıcak yaşamsal tehdit görerek gündemlerinde öne çıkarmak zorundalar? Bir avuç kaçakçı mafyanın elinde ölüm yolculuğunda yüz binler, yolları açılırsa zengin Kuzey dünyasına yaşamak için sığınacak birkaç milyon en çaresiz Suriyeli, Iraklı, Libyalı göçmen zengin Kuzey dünyasının ülkelerini paniğe, siyasal, toplumsal krizlere sokabiliyor... Zirvede özel gündem yaparak çare üretmeye çabalayacak, acımasız, sıkı pazarlıkları yapacaklar... G20 zirvesinin varlığı ile çelişen asıl tartışılacak gündemi ise terör örgütleri ile baş edememek... Sıcak gündem IrakSuriye toprakları üzerinde ABDRusya’nın en donanımlı havadan bombardımanlarda yarış halinde, ortak en güncel düşman ilan edilmiş IŞİD’e karşı savaş... Karadan, zirvenin tüm ülkeleri için farklı konumlar bakış açılarına göre, en büyük tehdit terör örgütleri ya da yandaşlık ittifaklarında, silahlı çatıştırılmalarından, çıkarlarına göre farklı çözümler, haritalar oluşturma savaşımları... ABD yakın tarihe kadar en tehlikeli güç gördüğü İran’la barışmış, Esad’ı götürme planlarını geri çekmiş, ağırlıklı PYDPKKKuzey Irak yönetimine, peşmergelere karadan savaş için her tür desteğini esirgemiyor. Rusya, İran ile hem birlikte hem de ayrışmalı, Suriye ve Esad öncelikli desteğin önceliğinde. Erdoğan liderliğinde ittifakların açığına düşmüş Türkiye iktidarları siyaseti, göçmenler tehdidiyle tampon sınır bölgesi pazarlığında, yeni dengelerde güç oluşturmanın çabasında... G20’nin ev sahibi Türkiye, insani gelişmişliğin çok uzağında, yoksulluk, sağlık, eğitim, cinsiyet eşitsizliği, çevre kirliliği, gelir dağılımı eşitsizliği, insan hakları, hukuk devleti düzeni, demokrasi, basın özgürlüğü kayıplarındaki geriye gidişle dünya ülkeleri içinde 69. sıraya düşmüş. Terör tehdidi ağırlıklı bu yılki turizm gelirlerindeki büyük kayıplarını kapatmayı, zirveye katılan ülkelerin gösteriş yarışında, Suudilerin görgüsüz harcamalarına, Obama’nın golf topuna vurması umutlarına bağlamış... G kalkınma işbirliği sahasındaki faaliyetleri örnek gösterilen Türkiye Cumhuriyeti Devletinin uluslararası kalkınma işbirliği kuruluşu TİKA Başkanlığına yönelik asılsız, haksız iftiraların hedefinin Türkiye Cumhuriyeti Devletinin uluslararası itibarı olduğu kamuoyu tarafından bilinmelidir. TİKA Başkanlığı, her türlü art niyetli çaba, çarpıtma ve iftiralara rağmen, yurtdışında bulunan ortak tarihi, kültürel ve toplumsal mirasın ve değerlerin korunmasına, toplumlar arası önyargıların giderilmesine ve medeniyetler arası diyaloğun güçlendirilmesine yönelik yasal görevlerini uluslararası hukuk çerçevesinde ifa etmeye devam edecektir. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı Vekili Av. Samir Altunkaynak Mardan Palace ihalesinin feshi için dava açıldı Antalya’da borçlarından dolayı Halk Bankası’na icra yoluyla satılan Mardan Palace Oteli’in ihalesinin feshi için dava açıldı. Oteli inşa eden alacaklı firmalardan Güçlü İnşaat’ın 9 Kasım günü Antalya Birinci İcra Mahkemesi’ne başvuruda bulunduğu öğrenildi. Dava dilekçesinde satış ilanının usulüne uygun yapılmadığı, ihale saatine uyulmadığı ve ihalenin rüçhanlı alacaklıların oluru alınmadan gerçekleştirildiği iddia edildi. Garanti Bankası’nın alacağına karşılık Antalya 6’ncı İcra Müdürlüğü hesabına yatırılan 207 milyon 244 bin 403 lira tutarındaki para ise dava sonuçlanıncaya kadar mevduat hesabından nema hesabına aktarılacak. Mardan Palace, Azeri asıllı Rus milyarder Telman İsmailov tarafından 1.4 milyar dolara inşa edilip, 2 Kasım’da Halk Bankası’na 360 milyon 50 bin lira bedelle satılmıştı. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle