Katalog

Cumartesi 14 Kasım 2015 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ECE KURTULUŞ Gölcük’te bir banka şubesine çarşafla giren Suriyeli silahlı soyguncu saatler sonra operasyonla yakalandı haber 3 Valiye tepki yağdı Nefret söylemi kullanan Manisa Valisi için İçişleri müfettiş görevlendirdi. Davutoğlu ‘Maksadını aşan ifade’ derken vali özür diledi anisa’da “paralel yalü bayanların, şartları oluşmadan pı” operasyonu kapsaböyle bir işleme tabi tutulmaları mında başörtülü kaher kademede üzüntüyle karşılandınların kelepçelenerek gözaltımıştır” diyen Bektaş hakkında suç duyurularında bulundu. na alınmasının ardından, Emniyet Başbakan Ahmet Davutoğlu da Müdürü’nün açığa alındığını açıkVali’ye tepki göstererek “Bu maklarken “nefret söylemi” kullanan Manisa Valisi Erdoğan Bektaş’a sadını aşan bir ifadedir. Başörtütepki yağdı. İçişleri Bakanlığı, lü ya da başörtüsüz diye bir ayrım Bektaş hakkında “İnceleme ve ge Vali Bektaş yapmak söz konusu değildir” dedi. Tepkilerin ardından Vali Bektaş, rekiyorsa soruşturma yapmak “Özensiz bir dil kullanılmasından dolayı üzere” müfettiş görevlendirdi. özür diliyorum” açıklamasını yaptı. EsVali için suç duyurusu ki Meclis Başkanı Bülent Arınç, “Bu diktatörlüklerde bile olmadı” dedi. Öte yanMuhalefet partileri ve sivil toplum ördan operasyonda gözaltında bulunan 26 gütleri, “Hukuki süreçte suçluluğu sabit kişiden 25’i, tutuklanmaları talebiyle olmayan hiç kimsenin hele de toplumda mahkemeye sevk edildi. çok olumlu bir imajla algılanan başörtü Öz yurdunda garipsin z yurtlarında garip”, “öz vatanlarında parya” olduklarına iman etmişlerdi. Bunun sebebini Necip Fazıl’ın satırlarında arayıp bulmuşlardı. Devlet ve millet son bir asrını “Allah’ın Kuran’ında ‘Belhüm Adal’ dediği hayvandan aşağı taklitçilere” kaptırmıştı. Bu hayvandan aşağı yaratıklardan devleti ve milleti kim kurtaracaktı? Necip Fazıl, Gençliğe Hitabe’sinde kurtarıcının müjdesini vermişti: “Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı bir gençlik.” Bu “Belhüm Adal”ın elinde yüzüstü sürünen Sakarya, ayağa kalkacak, kalkacaktı. Bu kindar gençlik “manevî babanın tabutunu musalla taşına, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dâva taşını da gediğine” koyacaktı. Başkanlık da değil “Başyücelik” sistemini yerleştirmek isteyen o şairin talebeleri, işte o gençlikti. Onların da görevi kendi “kindar” gençliğini yetiştirmek, dava taşını gediğe oturtmak. “Restorasyon” istiyorlar çünkü hayvandan aşağı yaratıklar, devlet ve milletin son yüzyılını kapıp onları parya kılmıştı. Şimdinin lisanıyla “ötekileştirme”, “kutuplaştırma” denenin altında o gençlik yıllarında cerbezeyle okunup ezber edilmiş “düşmanlarını ancak kubur farelerine denk muameleye lâyık görmeye” yemin etmiş metinlerin belirlediği bir zihniyet var. Saflarına geçmezseniz “Belhüm Adal”sınız. İnsan hakkından insan, kul hakkından ise kul faydalanır. Yaradılanı Yaradan’dan ötürü sevmek icap eder etmesine ama “hayvandan aşağı” görüleni sevmek gerekmez. Ancak “kubur faresi” muamelesini hak eden “düşman”ın hakkından hukukundan da bahsedilmez. Sokaklarda çocuklar gaz kapsülleriyle ölürken, yerlerde tekmelenen hamile kadınlar çocuklarını düşürürken, kalçası kırılıp bacakları kısalırken, ağızları iki elin gergin parmaklarıyla yırtılıp polis arabalarına atılırken, ağır hasta ihtiyarların sabahın köründe evleri basılırken, kelepçelen kadınlar merdivenlerden basamak basamak süründürülürken ses çıkmaması bu sebeple. Hatta kazara bir ses çıkarsa onun da bu yapılıp edileni ya tebrik etmesi ya mazur göstermesi de bu sebeple. Kelepçelenmeye, öldürülmeye, yerlerde sürülmeye ses çıkarmayan iktidarın başörtülü kadınlar gözaltına alınırken hakikaten gereksiz yere onlara kelepçe takılınca, “Bu, diktatörlüklerde bile olmadı. Sovyet rejiminde bile olmadı belki” demesi şaşırtıcı değil. Onun valisinin, “Hele de toplumda çok olumlu bir imajla algılanan başörtülü bayanların, şartları oluşmadan böyle bir işleme tabi tutulmaları her kademede üzüntüyle karşılanmıştır” diye açıklama yapması da. Bir yanda Yaradılan’dan ötürü sevilecek yaradılanlar ve onların kul ve insan hakkı var. Öte yanda ise hayvandan bile aşağı “Belhüm Adal”, kubur faresi muamelesi yapılması gereken düşmanlar var. Yani kardeşim, geçmiş olsun. “Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya.” “Ö M İ T E Ş H E D E İN H E R K ocaeli’nin Gölcük ilçesinde bir banka şubesine çarşaf ve peçeyle giren Suriyeli silahlı soyguncu, elindeki tabancayla tehditler yağdırarak, çalışanları rehin aldı. Soyguncu saat 17.00 sıralarında banka şubesine girdikten sonra tabancasını çekerek etkisiz hale getirdiği güvenlik görevlisinin silahını aldı. Bankada büyük panik yaşanırken soyguncunun zemin katta bulunduğu sırada birinci katta bulunan bazı banka çalışanları ve müşteriler aşağıya atlayarak kaçtı. Yaralanan 3’ü kadın 4 kişinin ayaklarında kırıklar bulunduğu öğrenildi. Soyguncu çalışanları bir odaya kilitleyerek rehin aldı. Polis soyguncuyla pazarlıklara başlarken ilerleyen saatlerde bazı rehineleri serbest bıraktı. Geç saatlere kadar süren ikna etme çabaları sonuç vermeyince operasyon düzenlendi. Operasyonda 4 rehine kurtarılırken üzerinde bomba düzeneği olduğu belirtilen soyguncu yaralı olarak yakalandı. Operasyonda bir polis hafif yaralandı. (Fotoğraf: AA) Kızım olmadan asla ursa’da oturan Sema Oymak (39), iki yıl önce boşandığı eşi Benjamin S’nin, geçen ağustosta kızı M.İ.S’yi (7) 10 gün tatil yaptıracağını söyleyerek Fransa’ya kaçırdığını ileri sürdü. Kızını geri almak için hukuk savaşı başlatan Oymak, kızının iadesi için Fransız Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Ancak olumsuz yanıt alan Oymak, gittiği Fransa’da kızını göremeyince Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurma kararı aldı. Oymak “Eski eşim eşcinsel. Yavrumun psikolojisi zaten bozuktu. Şu anda daha da kötüdür” dedi. l BURSA/DHA B Koca dehşeti: 2 ölü ürmene’de Gökhan Ayar (53), ayrı yaşadığı eşi Nurten Ayar (43) ile yanında gördüğü Mehmet Taşkara’yı (47) parkta tabancayla vurarak öldürdü. Gökhan Ayar bir polis memuru tarafından silahla yaralanarak etkisiz hale getirildi. Olay sırasında çevrede bulunan Ümit Üstün de vücuduna isabet eden tek kurşunla yaralandı. Olayla ilgili soruşturma sürüyor. l TRABZON/DHA S C M Y B