29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 30 Ekim 2015 haber EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 4 Basın Müzesi’ne yeni bir ‘eser’: Hidrolik makas A Öyle bir Tayyip hiç var olmadı aşırıyorlar ve soruyorlar: Bu adam iyiydi, her şeyi güzel yapıyordu, niye böyle oldu? Neden böyle olduğunu sorguladıkları adam Tayyip Erdoğan. Tayyip Erdoğan başta demokrat, özgürlüklere saygılı, yargının bağımsızlığına, hukukun üstünlüğün yürekten bağlı olmasa bile aykırı davranmayan, Türkiye’yi Avrupa’ya sokup, Batı ile buluşturacak, ülkemizin yıldızını Ortadoğu’da parlatacak bir devlet adamı olma vaatleriyle işbaşına gelmişti. Partisinin İslami referanslarıyla, Batı ittifakını ve kapitalist yaşam biçimini uyum içinde bağdaştıracak, bir zamanlar CIA’nın laboratuvarlarında oluşturulmuş “ılımlı İslam” etiketli AKP ve önderi Tayyip Erdoğan, İslam ile demokrasi ve kapitalizmi, İslami Türkiye ile AB ve Batı’yı bir potada uyum içinde bir arada var edecekti. Kimileri bu vaatlere inandı, baştaki hazırlık hareketlerinin gerçek anlamını kavramayıp, kandı. Onlara göre, başlangıçta bu vaatler doğrultusunda hareket eden bir Erdoğan vardı. Görmüyorlardı ki, öyle bir Tayyip Erdoğan hiçbir zaman var olmamıştı. HHH CIA etiketli “ılımlı İslam”, Tayyip Bey’in planında “şimdilik ılımlı İslam”dı. Zamanı gelince, ortada ılım , temel hak ve özgürlükler, yargı bağımsızlığı, basın özgürlüğü falan kalmayacaktı. Bütün bunlar ortadaydı. Ama dile getirenler hemen suçlanıyorlardı: Niyet okuması yapma! Nereden biliyorsun öyle yapacağını? Oysa her şey açık seçik ortadaydı. Adam demokrasi tramvayından, şartlar oluştuğunda ineceğini, daha belediye başkanı iken alenen söylemişti. Nitekim, daha ilk ağızda Ergenekon ve Balyoz kumpaslarının baş destekçisi oldu. Herkesin önünde göğsünü gere gere ilan etti: Bu davanın savcısı benim! Adam Türkiye’yi Ortadoğu batağına bulaştırmaya daha baştan beri niyetliydi. 1 Mart Tezkeresi’nin geçmesini istedi, ama beceremedi. Ama şakşakçıları, Erdoğan’ın niyetini de, sonucun büyük ölçüde AKP’li çoğunluğun tersine hayır oyu veren CHP’lilerin tutumunun eseri olduğunu da görmezden geldiler. Türkiye’yi Irak batağına sokamayan Tayyip Bey, Suriye batağına balıklama daldı. HHH Türkiye’yi Avrupa’ya sokmak vaatleri de palavraydı. Tayyip Bey’in isteği, tam adaylık için müzakere tarihi almaktı. Onu da 2004’te başardı, 2004 Aralık ayında, Türkiye’ye müzakere tarihi verirken öyle koşullar ileri sürdüler ki, bunun anlamı resmen “sizi almayacağız’dı. Tayyip Bey eğer gerçekten AB’ye girmek istiyor olsaydı, ilişkileri bu zemine oturtmayı kabul etmezdi. Ama o etti. Ve Türkiye, hiçbir zaman Tayyip Bey dönemindeki kadar, AB’ye demokrasiye, hukuk devletine, kapitalizmin kurumlarına uzak olmadı. Bu sonuca daha ilk günden yönelmişti ve her şeyini ona göre düzenlemişti. Tayyip Bey’in aşikâr amaçlarını görenler, daha önce söylediklerini, yaptıklarını hatırlatarak,çbelli başlı davalardaki hukuk dışılıkları vurgulayarak çok uyardılar. Hiçbir uyarıya kulak asmayıp, “yetmez ama evet!” diye destek verenler şimdi şaşkın şaşkın soruyorlar: Bu adam başta böyle değildi, şimdi ne oldu? Oysa onların hayal ettikleri bir Tayyip Bey, gerçekte hiçbir zaman var olmadı. Gözlerini kör eden de, onları Tayyip Bey ile Cumhuriyet karşıtlığı çizgisinde buluşturan kronikleşmiş Cumhuriyet ile hesaplaşma tutkularıydı. TRT kameramanının çaresizliği RT dün Ankara’daki 29 Ekim törenlerini naklen yayımlıyor. Ancak reji masası, TRT ekranında Erdoğan ve eşi dışında kimse görünmesin diye özel bir çaba harcıyor. Atatürk Kültür Merkezi’nin tam karşısında konuşlanmış kameramana özel talimat verildiği belli. Kameraman ekrana sadece Erdoğan’ı, eşini, bazen de hemen Ş T yanlarındaki TBMM Başkanı ve Genelkurmay Başkanı Akar’ı getiriyor. Başbakan Davutoğlu da, CHP lideri Kılıçdaroğlu da görüntüye alınmıyor. Bir şey daha, Erdoğan da nedense, tatsız mı tatsız duruyor. Suratı bir hayli asık. Ve Twitter hınzırları hemen “asık surat”a atfen fotoğraf altını dolduruyor: “İstemeden bir yere gidince ben...” KP milletvekili Abdürrahim Boynukalın’ın öncülüğünde Hürriyet gazetesine düzenlenen baskında, gazeteye atılan bir taş bir hayli ünlü olmuştu. Gazeteci Celal Korkut’un görüntüsünü çekip yayımladığı taşın “Basın Müzesi”ne konulmasını önermiştik. Şimdi o müzeye yeni ve bir hayli etkileyici yeni bir “eser” daha çıktı. İpek Yayın Grubu’nun gazete ve TV’lerinin İstanbul Mecidiyeköy’deki binasının kapısını kesmek için kullanılan hidrolik itfaiyeci makası. Kayyumların, “şahane” medya baskınında önemli işlev görerek, iki TV’yi susturan, iki gazeteyi de “kayyum”laştıran bu makas da kesinlikle Basın Müzesi’ne girmeyi hak etti. Ancak taşla makas arasında bir fark var. Hürriyet’e atılan taş, atan kişinin kafasının yapısını da gösteriyordu. Ancak İpek Medya Grubu için kullanılan “makas” kullananın değil, kullanılması emrini verenin kafa yapısını yansıtıyor. Müzede bu ayırıma özen gösterilmesi gerekir. Porno yıldızı da isyan etti merikalı porno yıldızı ve sorunlarından A model Stoya, Türkiye’de en basına yönelik baskıları eleştirerek küçüğüymüş Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında gerçekleri söyleyen gazetecilerin başının dertte olduğunu yazan bir tweet attı. Stoya, önce bir takipçisinin “Türk hükümeti neredeyse tüm porno sitelerini yasakladı. Bunu dünyaya duyurmana ihtiyacımız var. Lütfen #medyamadokunma yazar mısın?” mesajını paylaştı. Sonra da bu tweet’e “Porno sitelerinin yasaklanması şu an Türkiye’deki medyaya sansür gibi görülüyor” diyerek yanıt Stoya verdi. Herhalde, televizyonları açınca, itfaiyecilerin ellerinde hidrolik makaslarla İstanbul’da TV binasına girmeye çalıştığını gördü kızcağız. Türkiye’de porno yayınları kanunen yasak. TİB, bu yasaya dayanarak tüm porno sitelerini kapatıyor. Pornodan kapatılan sitelerin sayısı eskiden açıklanıyordu, şimdi artık açıklanmıyor. ‘Kayyum’lar ‘Hitler’ filmi oynatıp ne demek istedi? pek Medya Grubu kuşatmasını rejimini yıkmaya İ “hidrolik makasla” yararak iki çalışan müttefik televizyon istasyonu ve iki gazeteye askerlerine yardım el koyan kayyumlar, ilk iş olarak TV yayınlarını değiştirdiler. Ve boşluğu doldurmak için de bir film oynattılar. Oynattıkları filmin adı Azizler ve Askerler, ya da orijinal adıyla “Saints and Soldiers.” 2003 yılı yapımı film 2. Dünya Savaşı’nı konu alıyor. 15 Ağustos 1944’te, 4 Amerikan askeri, Güney Fransa’ya paraşütle atlar. Görevleri, Berlin’e yürüyüp, Hitler etmektir. Bu kayyumların zekâsına acıyor insan. “Kayyum Zaferi”nden sonra birileri saraylarında “Oh be nihayet Bugün TV’den kurtulduk” diye televizyon başına geçse, bula bula Hitler filmi bulacak. Bu nasıl şuursuzluktur? Hiç mi kafası çalışan biri yok... Kürt seçmeni kaybetti Davutoğlu, HDP’lilerin saldırıya uğradığı meydanda miting yapamadı, Diyarbakırlının ilgisini çekemedi MAHMUT ORAL KP Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Diyarbakır mitingi partide “soğuk duş” yaşattı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2005 yılında Diyarbakır’da “Bu ülkede Kürt sorunu vardır” diyerek on binlerce kişiye seslenirken, 2015 yılında “Kürt sorunu yoktur” diyerek çözüm sürecini “buzdolabına” kaldıran AKP, meydanları değil sokakları bile dolduramamaya başladı. Geçen mayıs ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan da Diyarbakır’da yaptığı miting “AKP Kürt kardeşini kaybetti” yorumlarına neden olurken, dün Başbakan Davutoğlu’nun ancak birkaç bin kişiyi toplayabildiği miting ise AKP’nin Kürt seçmeni kaybettiğinin ilanı oldu. Günler öncesinden duyurulan mitinge katılımın olmaması AKP’de şok etkisi yarattı. Kentte miting öncesi yaşanan tek hareketlilik polislerin aldığı çok yo A ğun güvenlik önlemleri olurken, miting alanını dolduramayacağını anlayan AKP, Davutoğlu’nun konuşacağı platformu İstasyon Meydanı yerine, meydana çıkan 4 caddeden en küçüğü olan Mehmet Akif Ersoy Caddesi’nin ucuna kurdu. Miting saati 14.30 olarak açıklanırken, alanın boş olması nedeniyle miting yaklaşık 2 saat geç başladı. Buna karşın alanda ancak 3 bin kişi vardı. Davutoğlu konuşmadan önce sahneye Hizbullah’a yakınlığıyla bilinen HüdaPar’ın mitiglerinde vazgeçilmezi olan “Grup Tillo” çıktı. AKP İl Başkanı Muhammed Dara Akar’ın konuşma yaptığı sırada “Kahrolsun PKK” ve “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” sloganları attığında, alanda bulunan bazı katılımcıların mitingi terk ettikleri gözlendi. lDİYARBAKIR Davutoğlu MAHMUT ORAL Davutoğlu’nun mitingine katılımın az olması dikkat çekti. Vatandaşlar hem xray cihazı hem de elle arandı. 10 metrede bir polis SİNAN TARTANOĞLU CHP Mardin Millletvekili Adayı Araç: aşbakan Ahmet Davutoğlu, 1 Kasım öncesinde birkaç kez tarih değişikliği yaptığı Diyarbakır mitingini 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na denk getirdi. Davutoğlu, 7 Haziran öncesinde HDP mitingindeki patlamanın yaşandığı İstasyon Meydanı’nda değil, meydana yakın başka bir alanda halka hitap etti. Konuşması zaman zaman B “Serok Ahmet” sloganı ile kesilen ve HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’ı yuhalatan Davutoğlu, “DEAŞ ile PKK’nin farkı var mı?” diye sordu ve “Dinimiz kıblemiz bir. Bu cana mal olsa da kardeşlik yolundan ayrılmayacağız” dedi. Davutoğlu, ezanın Türkçe okunması ile PKK’nin Kurşunlu Camii’nde marş çalmasını birbirine benzetti. Miting için kent genelinde geniş güvenlik önlemleri alın dı. Van’dan ve Mardin’den polis getirildiği görüldü. Miting alanı miting öncesinde dedektör köpekleri ve bomba imha ekipleri tarafından arandı. Havaalanı ile miting alanı arasındaki yola 10 metrede bir polis yerleştirildi. Vatandaşlar hem xray cihazı hem de elle arandı. Davutoğlu’nu Diyarbakır’da indirilen Türk bayrağını göndere çeken 3 çocuk karşıladı. lDİYARBAKIR ‘AKP Mardin’den eli boş dönecek’ MİYASE İLKNUR CHP ADAYI NURDAN ERİŞ: Umut götürmek için Diyarbakır’dayım CHP Diyarbakır milletvekili adayı Nurdan Erdiş, TGRT Haber’de Ziya Osman Açıkel’in hazırlayıp sunduğu ‘Gündem Özel’ programının konuğu oldu. “Neden Diyarbakır” sorusuna cevap veren Erdiş, “Doğudan oy alamayan bir partinin iktidar olma şansının olmadığına inanıyorum. CHP olarak eşit yurttaşlık ve tam demokrasi diyoruz. Diyarbakır’da terör sorunu var evet, ama terörün dışında da bölgede yaşayan halkın başka sorunları da var ve hayatlarını devam ettirmek zorundalar” dedi. CHP’nin her konuda projesinin olduğunu ve bunların çok iyi anlatılarak anlaşılabileceğini belirten Erdiş, CHP’nin her zaman çözüm odaklı olduğunu söyledi. l Haber Merkezi gençlik buluşması olürriyet Gazetesi’ne madığını söyledi. Alsaldırıda önemli lah rızasını kazanmak rol oynayan AKP Gençiçin salonlarda olduklalik Kolları Genel Başkanı rını aktaran BoynukaAbdurrahim Boynukalın, lın, “Bizim toplanma“AK Parti teşkilatı basın larımızın amacı sadeözgürlüğü var diye basına ce slogan atmak, salodokunulmazlığı artık kalnu süslemek değildir. dırmıştır. Bundan sonra Boynukalın Biz dik duruşu gösterda o dokunulmazlığı kaldırmaya devam edeceğiz” dedi. mek için burdayız. Allah’a şüPartisinin Nevşehir Gençlik kürler olsun ki bu dik duruşun Kolları’nın düzenlediği etkinfarkında olan bir gençlikle yülikte konuşan Boynukalın, toprüyoruz” diye konuştu. Boylantıların hiçbirisinin sadece bir nukalın, bu buluşmaların hep Boynukalın’dan basına tehdit: Dokunacağız H Haziran seçimlerinde HDP’den aday adayı olan Araç, bu kez CHP’nin 1. sıra adayı. ‘Transfer’ kelimesinden hoşlanmayan Araç, davet sonucu yaptığı görüşmede CHP yönetiminin kendisini ikna ettiğini söylüyor. Geçen seçimde CHP’nin Mardin’de aldığı 1.1 oyu sorun etmeden çalışan Araç, “CHP için sadece 7 Mardin değil tüm Doğu ve Güneydoğu illeri zor bir bölge” diyor. Araç, bölgedeki sıkıntıların sadece CHP’ye özgü olmadığını, bütün partilerin sıkıntılı olduğunu savunarak izlediği politikayı şöyle anlatıyor: “AKP bu kez Mardin’den eli boş dönecek. Bizim minimum hedefimiz oyumuzu ona katlamak. Asıl hedefimiz ise CHP’ye 1 milletvekilliğini kazandırmak.” sinde tarihe bir not düştüklerini ifade ederek, kendilerinin taraf olduğunu söyledi. Boynukalın, “Türkiye’de yüzde 52 ile Cumhurbaşkanı seçilen Tayyip Erdoğan’a ölüm tehdidi yaparız. Annesine, eşine, çocuklarına, damadına, kızına, herkese küfrederiz ama kimse bize dokunamaz. Niye? Bizde basın özgürlüğü var. AK Parti teşkilatı o dokunulmazlığı artık kaldırmıştır. Bundan sonra da o dokunulmazlığı kaldırmaya devam edeceğiz” dedi. l Haber Merkezi Hamurcu, MHP üyesi çıktı KEMAL GÖKTAŞ HP’nin önünde havaya ateş ettiği belirlenen ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Hacı Ali Hamurcu’nun 2014 yılında MHP’’nin istanbul Silivri ilçe teşkilatına üye olduğu ortaya çıktı. CHP’nin önünde havaya eteş eden Hamurcu, MOBESE kameralarından ara C cın plakası tespit edilerek yakalandı. Yakalanan saldırganın CHP’li vekillerle TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Hacı Ali Hamurcu olduğunun anlaşılması olayı daha da ilginç hale getirdi. Hamurcu, yapılan sorguda, aracı kendisinin kiralayarak CHP Genel Merkezi önüne geldiğini ve kurusıkı silahla ateş ettiğini itiraf etmişti. l ANKARA C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle