19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 20 Ekim 2015 EDİTÖR: ZEKİ TEZER TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ekonomi 9 3. havalimanı projesinin 4.5 milyar Avro’luk ilk etap finansmanının 3.5 milyar Avro’su kamu bankalarından. Dolayısıyla ‘Hazine garantisi yok’ tezi doğru değil İmza törenine Cengiz Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Cengiz’in (Soldan sağa dördüncü) katılması dikkat çekti Üçüncü havalimanında 3.5 milyar Avro’luk yalan hale süreci başladığından beri kamuoyunun gündeminden düşmeyen 3. havaliZEKİ manı projesi finansTEZER manı imza töreninde, projenin Hazine desteği olmadan gerçekleştirileceğine vurgu yapıldı. Ancak projenin ilk aşaması için toplam PELİN 4.5 milyar Avro’luk ÜNKER finansmanın 3.5 milyar Avro’sunun kamu bankalarından sağlanması Hazine desteğine işaret ediyor. Çırağan Sarayı’nda düzenlenen imza törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank, Finansbank, ve Denizbank üst yöneticileriyle, ihaleyi kazanan CengizMapaLimakKolinKalyon Ortak Girişim Grubu’nca kurulan İGA yetkilileriyle, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Feridun Bilgin, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, AKP milletvekili Berat Albayrak, eski Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ve Lütfü Elvan da katıldı. Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, birinci etap yatırımları için Cumhuriyet tarihinin en büyük altyapı yatırımı finansman kredisinin, Hazine garantisi olmadan, Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank ve özel bankalar Denizbank, Garanti Bankası ve Finansbank’tan sağlandığını söyledi. Dış siyasette ilişki durumları karışık... ünlerdir AB’nin siyasi güç odağında Almanya’nın Başbakanı Merkel’in Türkiye ziyareti, hem AlmanyaAB medyasında hem de ülkemizde mercek altında... Çok iddialı resmi gündeminin, iddialı söylemlerinden magazinine satır aralarından sağlıklı sonuç çıkarımlarına ulaşılmaya çalışılıyor... Türkiye’nin kabuk bağlamış yarasını onarma, AB sürecini hızlandırma karşılığı, AB ülkelerinin halklarının göçmen paniği, paranoyasını yatıştırma pazarlıkları çerçevesinde o kadar çok şey söylendi, yazılıp çizildi, tartışıldı, seçmenlerin çelişkili, çatışan beklentilerine göre, birbirini yalanlayan bilgilendirmeler sızdırıldı ki... Bilincimize kazılan, olabilirliği yüksek, kalıcı tek bir sonuçtan söz edemezken, iz bırakan sahneler magazin ağırlıklı vitrinde, aslında ağır siyasi boyutlu algı oluşturabilecek polemikler üzerinden... Kaçak Saray’a gitmeme adına İstanbul’a taşınan görüşmelerin Mabeyin Köşkü’nde taht gibi parlak, altın yaldızlı koltuklarda yapılması... Merkel’in sözü ile aslında hızlandırılamayacak kesintiye uğratılmış AB sürecinin yeniden gündeme girmesi... Seçim sonrası Suriye göçmenlerinin AB’ye akışını durdurmaya, Türkiye’de tutmaya yönelik sayılan bir dizi pazarlık konusu önlemin uygulamaya geçirilmesi, Türkiye’nin bir kez daha AB’nin sınır ülkesi statüsünde yükümlülüklerle donatılması... AB sürecini hızlandırma, para verme karşılığı, şimdilik 2 milyon üzerinde olan Suriyeli, yeni gelişmelerle AB’den geri gönderilecekler, SuriyeIrak topraklarındaki yeni operasyonlar sonrası geleceği beklenenlerle 3.5 milyonu bulacakmış deniyor. Ülkemize ekonomiksosyalsiyasal bedellerini, koca AB ülkelerinin birkaç yüz binle paranoyaya kapılmalarından okuması kolay da, bizdeki dünya adına yük alma siyasetini anlamak çok zor... HHH Aklıma Almanya’nın 1980’li yılların başlarında, bizden göç etmiş işçilerin önemli bir bölümünden kurtulma yolunda aldığı siyasi süreç geldi... Alman siyasileri duvarların yıkılması, kendi ırktaşlarının gelmeleri, sosyal sorunları karşısında yabancı düşmanlığının yine ateşlenmiş olması nedeniyle bizimkileri gönüllü, teşviklerle gönderme sevdasına kapılmışlardı... Türkiye’ye geri döneceklere işten ayrılırken tazminat ile dönüş harçlığı anlamında birtakım paralar vermeyi kararlaştırmışlardı. Türk gazetecisi gözüyle, Almanya’da yaşayan, çalışan işçilerimizin konumları, geri dönüş eğilimleri üzerinden bir sunum için 5 haftalık bir projede her kesimden sorumlu Alman siyasetçileri, sosyal örgüt uzmanları, bol bol her kesimden, bölgeden Türkiyeli işçilerle görüşmüş, sonuç yargımı, “Projeniz asla tutmaz, geri dönmezler...” olarak sunduğumda, projenin savunucusu Almanların biraz bozulduklarını yüzlerinden okumuştum.. Alman siyasetçiler seçmenlerine söz konusu yasa değişiklikleriyle Türkiyeli işçilerin geriye dönüş teşviklerini çok parlak bir proje olarak pazarlamışlardı... Oylara yansımasını, günü kurtarma boyutlarını bilemem ama sonuçları sıfır olarak sayılabilir. Kentlerden, sanayide çalışan eğitimli, kalifiye işçiler ile, köylerden en ağır işlerde en ucuz çalışmaya razı sağlıklı, nitelikli insanların bileşkesi, bir iki kuşak Almanya’da yaşamış ailelerin ne köylerine ne de kentlerde insanca yaşam koşullarını yakalamış olarak geri dönüşlerinin söz konusu olamayacağını görmek istememişlerdi. Ya da görmüşler ama kendi ülkelerindeki güncel sosyal sorunu zamana yayarak uyutma aracı olarak kullanmışlardı... Şimdi siyaseti çok daha ilkesiz koşullarda yapan bizimkilerin, iktidarlarının, seçimlere gün sayarken milyonlarla savaştan kaçmış sığınmacıları çok çaresiz, olumsuz koşullarda Türkiye’de, dünya adına bedel ödeyen tek ülke konumunda hapsetmeye razı olma uzlaşması, olmasa da oluyormuş havası neyin nesi? Seçime gün sayarken uzun zamandır güvenilirliği, saygınlığı yitirilmiş İktidarlarının, böylesi bir şov sayesinde yeniden dünya ülkeleri katında bir yeri olduğunun, hiç değilse seçmenleri katında pazarlanılabilirliği beklentisi mi? G İ Dünya Bankası projeyi yok saydı Dünya Bankası’nın üçüncü havalimanı projesini kayıtlarına almaması, soru işaretlerini beraberinde getirdi artışmalara yol açan üçüncü havalimanı projesinin finansman anlaşması dün imzalanırken, Türkiye’de birçok projeye finansman sağlayan Dünya Bankası’nın envanterinde yeni havalimanının olmaması dikkat çekiyor. Dünya Bankası’nın, KamuÖzel Ortaklığı (PPI) projelerini içeren “2014 Global PPI Update” başlıklı çalışmasında, Türkiye’nin Avrupa ve Orta Asya (ECA) bölgesindeki en büyük Havalimanı yapılacak bölgenin bataklık olduğu söylenmişti. yordu. Örneğin 100 değil 80 yolcu taşınmışsa 20’yi Hazine karşılıyordu. Bu iyiydi. Eski bir Hazine çalışanı olarak bu değişmesin diye yıllarca uğraştık. Ancak geçen yıl yapılan değişiklikle alım değil borcun tümü garanti ediliyor. Eğer sistem işlemezse tabii Hazine garantisi ödeyecek” dedi. Eğilmez şöyle devam etti: “Çünkü kamu bankaları işin içinde. Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) zaten kendi başına garanti edemez. O da Hazine’ye bağlı. Direkt Hazine garantisi verilmese bile kamu bankaları işin içine girdiğinde Hazine garantisi sağlanmış oluyor.” Dr. Ümit Akçay da kamu bankalarının payının direkt Hazine garantisi olsun diye yükseltildiğine dikkat çekti. Akçay, DHM’nin Ümit Akçay yurtdışı kredilere, Hazine’nin de kamu bankalarına garanti verdiğini söyledi. Akçay “Yolcu hedefine ulaşılmazsa kamu bankalarının zararını Hazine karşılayacak. Proji bazlı garanti verilmesi gerekmiyor. Özetle bu yatırımların bedeli yine vatandaşın cebinden çıkacak” dedi. Vatandaşın cebinden T beş yatırımı gerçekleştirdiği, dünyada da 12.5 milyar dolarlık yatırımla, 44.2 milyar dolar yatırım yapan Brezilya’nın ardından ikinci geldiği görülüyor. Çalışmada, 19902014 arasında 139 düşük ya da orta gelirli ülkedeki 6 bini aşkın proje ele alınmasına rağmen, 2.5 yıl önce ihalesi yapılan üçüncü havalimanı projesinin çalışmada yer almaması soru işaretlerini beraberinde getirdi. Dünya Bankası, yaklaşık 4.3 milyar dolar değerindeki Kemerköy ve Yeniköy termik santralları, 1.1 milyar dolarlık Yatağan Termik Santralı ve 2.9 milyar dolarlık 3. Boğaz köprüsü ile 1.1 milyarlık Salıpazarı Kruvaziyer Limanı yatırımlarıyla Türkiye’nin bölgedeki liderliğini kayda geçirirken, “Dünyanın en büyük havalimanı” diye sunulan projenin sorunlu olması nedeniyle dikkate alınmamış olabileceği belirtiliyor. Kamu varsa garanti var Eski Hazine Müsteşarı Mahfi Eğilmez proje için alınan kredinin Hazine garantisi olmadığı dile getirilse Mahfi Eğilmez de kamu bankalarının işin içine girmesinin direkt olmasa da Hazine garantisi anlamına geldiğini söyledi. Projenin YapİşletDevret (YİD) modeliyle hayata geçirileceğine dikkat çeken Eğilmez, “Eskiden YİD’lere bu tür garanti verilmiyordu. Sistemin çalışıp çalışılmaması ile ilgili garanti veriliyordu. Eğer uçak inmezse devlet aradaki farkı veriyor, kullanımı garanti edi Davutoğlu’na göre Hazine’ye yük getirmeyecek Başbakan Davutoğlu, üçüncü havalimanı için 10.2 milyar Avro’su yatırım, 22.1 milyar Avro’su kira bedeli olmak üzere toplam 32.3 milyar Avro’ya ulaşan bir özel sektör katkısı sağlandığını söyledi. Davutoğlu “Hazine’ye hiçbir yük gelmeden dünyanın en büyük projesi de gerçekleşmiş olacak” dedi. BTK’den GSM’cilere 5.4 milyon lira ceza Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu (BTK), açık hatlara ilişkin ilgili mevzuata uyum dolayısıyla Turkcell, Vodafone ve Avea’ya idari para cezası uyguladı BTK’nin internet sitesinde yayımlanan kurul kararına göre, işletmeciler tarafından açık hatlara ilişkin kurul kararına uyum sağlanıp sağlanmadığı ile abonelik kayıtlarındaki kimlik numarası bilgilerinin eksiksiz olması, MERNİS kontrolünün yapılması ve abonelik sözleşmelerinin muhafaza edilmesi hususlarının araştırılması amacıyla yapılan incelemeyle Turkcell İletişim Hizmetleri AŞ hakkında toplam 3 milyon 81 bin 958, Vodafone Telekomünikasyon AŞ hakkında 375 bin 662 lira, Avea İletişim Hizmetleri AŞ hakkında 2 milyon 18 bin 333 lira idari cezası uygulanmasına karar verildi. Yılın ikinci çeyrek verilerine göre Avea’nın 16.7 milyon, Turkcell 34 milyon, Vodafone’un 21 milyon abonesi bulunuyor. l Ekonomi Servisi Erdoğan’a göre bölge tesadüfen değil, ekolojik dengesi gözetilerek seçilmiş. Erdoğan’ın ‘ÇIlgIn PRojE’sİ şkanı’na Cumhurba i c göre çevre illi değil m t e iy s a hass Üçüncü havalimanı finansmanı imza töreninde konuşan Cumhurbaşkanı, ‘Hani Çılgın Proje diyorduk ya, işte en önemlisi şu anda budur’ dedi mza töreninde kürsüye son olarak çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan, havalimanına yönelik eleştirilere cevaben “Bu alan birilerinin iddia ettiği gibi öyle tesadüfen seçilmedi. Bölgenin ekolojik dengesi, rüzgâr verileri, doğalyapay durum tespitleri yaparak belirlendi” dedi. Erdoğan, birkaç kez bölgeyi dolaşıp, ekolojik çalışmaları yerinde inceleyerek karar verdiklerini, çevreyle ilgili hassasiyetlerin yerinde olmadığını savundu. Cumhurbaşkanı, “Hani ‘Çılgın Projeler’ diyorduk ya işte hayata geçen en önemlisi şu anda budur. Şöyle gazete sayfalarında yolculuk yaparsanız İ milli projelerimizin nasıl baltalandığını, hor görüldüğünü, çelme takıldığını görürsünüz. Aynı lobi bugün de sabotajlarına devam ediyor. Gezi olaylarının hedeflerinden biri de işte bu havalimanıydı. Paralel ihanet çetesinin darbe girişiminin hedefi şahsım ve elini taşın altına koyan firmalarımızdı” diye konuştu. Erdoğan daha sonra şöyle konuştu: “Bir başka ülke yapınca tarihi yatırım diye alkışlayanlar konu Türkiye olunca hemen çevre ve doğa hassasiyetlerini hatırlatıyor. Testinin içinde ne varsa, dışarıya o sızar. Maalesef bunların testisinin içinde yerli ve milli olana düşmanlık olunca, dışarıya da o sızıyor.” 7 milyar liralık senet protesto edildi Yılın ilk 9 ayında 734 bin adet senet protesto edilirken, bu senetlerin toplam parasal tutarı 7 milyar TL oldu. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nin yaptığı açıklamaya göre, OcakEylül 2015 döneminde protesto edilen senet adedi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1 oranında azalırken, tutarı yüzde 19 oranında arttı. 9 aylık sürede, adet olarak en fazla senedin protesto edildiği ilk 5 il sırasıyla İstanbul, Ankara, İzmir, Konya ve Antalya oldu. Tutar olarak, Türkiye genelinde protesto edilen senetlerin yüzde 27’sini İstanbul ilindekiler oluştururken, İstanbul’u yüzde 13 ile Ankara, yüzde 6 ile İzmir izledi. l Ekonomi Servisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle