Katalog

20 OCAK 2015 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Bir kez daha Haber Merkezi Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’i katledilişinin 8. yılında yurdun pek çok yerinde düzenlenen etkinliklerle anıldı. İstanbul’da on binlerce kişi, Dink’i öldürüldüğü yerde, gazetesinin önünde andı. Taksim’den Osmanbey’deki Agos gazetesinin önüne “1915’ten Hrant’a soykırım sürüyor” ve “Yüzleşin Hrant’la, soykırımla” pankartlarının arkasında yürüyen Hrant’ın arkadaşları “Hrant’ı 1 çocuk değil 100 yıllık karanlık öldürdü, devlet öldürdü. Karanlık dağılana kadar buradayız, bu davanın peşini bırakmayacağız” dediler. Hrant’ın arkadaşları İstanbul’da “Hrant için, adalet için” sloganıyla saat 13.30’da Taksim Divan Oteli önünde bir araya geldi. Gruplar, buradan Dink’in vurulduğu Osmanbey’deki Agos gazetesi önüne yürüdü. Yürüyüşe Hrant Dink’in eşi Rakel Dink ve aile üyelerinin yanı sıra CHP Genel Başkan yardımcıları Sezgin Tanrıkulu, Şafak Pavey, CHP milletvekilleri Umut Oran, Hüseyin Aygün, Süleyman Çelebi, Kadir Gökmen Öğüt, HDP Eş Genel başkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Sebahat Tuncel, Ertuğrul Kürkçü, Levent Tüzel, DİSK Genel Sekreteri Dr. Arzu Çerkezoğlu, EMEK Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, Gezi direnişi sırasında hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan ve annesi Gülsüm Elvan, Gazeteci ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil ile çok sayıda siyasi parti, demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı. Onbinler “Buradayız ahparig (Buradayız kardeşim)”, “Unutmayacağız, affetmeyeceğiz”, “Hrant için adalet için”, “1915’ten Hrant’a soykırım sürüyor” yazılı Türkçe, Ermenice, Kürtçe yazılı döviz ve pankartları taşıdı, “Katil devlet hesap verecek”, “Faşizme inat, kardeşimsiz Hrant”, “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeniyiz” sloganları attı. Elmadağ ve Harbiye Caddesi’nden Şişli Halaskargazi Caddesi’ndeki Agos gazetesinin önüne yürüyen gruplar, Gezi olaylarında hayatlarını kaybedenler ile Batman’da vatani görevini yaparken, terhisine 23 gün kala vurularak hayatını kaybeden Sevag Şahin Balıkçı’nın fotoğraflarını da taşıdı. Yürüyüşe katılan Berkin’in babası Sami Elvan “Adalet arıyoruz, hak arıyoruz. Berkin’in ailesi olarak Hrant’ın ailesiyle birlikteyiz” dedi. Gruplar, Agos gazetesi önüne geldiğinde burada Dink’in saldırıya uğradığı saat olan 15.05’te saygı duruşunda bulunuldu. Dink’in öldürüldüğü yere karanfil bırakıldı, mumlar yakıldı. Rakel Dink de eşinin vurulduğu yere papatyalar bıraktı ve uzun süre gözyaşı döktü. Dink’in ailesi ve arkadaşları adına konuşmayı yazar Murathan Mungan yaptı. Dink için memleketi Malatya’da da anma töreni düzenlendi. Dink’in doğduğu Çavuşoğlu Mahallesi’ne yürüyüşe geçen grup Turgut Temelli Caddesi devamındaki kavşağa geldiğinde bir genç belindeki silahı çıkartarak gruba doğru yöneltti. Polisler bu kişiyi gözaltına aldı. Malatya Valiliği’nden yapılan açıklamada çeşitli adli suçlardan 20 kaydı bulunan E.T’nin İlyas sokakta grubun 20 metre ilerisinde arkadaşına belinden çıkardığı tabancayı verirken polis tarafından gözaltına alındığı, üzerinden 4 adet av fişeği, 19 adet hap çıktığı, ele geçirilen “tek kırma” tabir edilen silahın ruhsatının bulunmadığı belirtildi. Dink için Gaziantep, Mersin, İskenderun, Bodrum ve Silopi’de de anıldı. Dink, dün akşam saatlerinde de İstanbul’da Beyoğlu ve Kadıköy, İzmir, Eskişehir, Bursa ve Adana’da yürüyüş ve etkinlikler anıldı. İstanbul birleştirdi Gazeteci Hrant Dink’in katledilişinin 8. yılında sokağa çıkan on binler, bir kez daha kardeşlik mesajı verdi, davanın takipçisi olacaklarını yineledi Fotoğraflar: Kaan sağanak, DHA, AP Medeniyetler İttifakı Nasıl İflas Etti? Geçen yılki son “Medeniyetler İttifakı” toplantısı ardından kendisini Erdoğan’ın seçim kampanyasında bulan Rajoy’un maruz kaldığı “emrivaki”nin bardağı taşıran son damla olduğu muhakkak... Filmi geçen yılın şubat ayına saralım… Eşbaşkanlıkları İspanya ve Türkiye arasında götürülen “Medeniyet İttifakı”nın son toplantısı için İspanya Başbakanı Rajoy Ankara’ya geliyor… İki ülke başbakanları medya önünde İslamofobiyabancı düşmanlığına karşı “İttifak”ın vazgeçilmez önemine dair bilinen açıklamalarını yapıyorlar… Ne ki o anda Erdoğan’ın aklında “medeniyetler ittifakı”ndan başka her şey var. 30 Mart seçimleri kapıda! Kendisi için hayat memat sayılan bir kampanya yaşıyor. TC Başbakanı, İspanya Başbakanı’nı kaptığı gibi soluğu Ankara Metrosu açılışı için düzenlenen “seçim kampanyası mitinginde” alıyor. İspanya bayrakları ile yan yana dalgalanan AKP bayrakları, marşlar, “Medeniyetler İttifakı” ile hiç alakası olmayan İspanyolca “BatıkentSincan Metro hattına hoş geldiniz” yazıları… “Harikalar Diyarı Amfitiyatrosu”nda seçim söylevleriyle son bulan Ankara metrosunun büyük açılışı yapılıyor! Erdoğan ve dönemin Cumhurbaşkanı Gül, iki ülke bakanları ve de “Medeniyetler İttifakı” eşbaşkanı Rajoy ile birlikte metroya giriyorlar. Gül ve Erdoğan ilk seferi başlatırken, Rajoy hafif şaşkın… İkisi arasında poz veriyor. Bu poz ve İspanya Başbakanı’nın AKP bayraklarıyla çevrili “harikalar diyarında”ki “seçim kampanyası figüranlığı”, İspanya’da işte skandal oluyor. Etkili yayın organı El Pais konuyu, “Rajoy (Medeniyetler İttifakı!) desteğini Erdoğan’ın İslamcı mitinglerine katılmaya dek vardırdı” başlığıyla haber yapıyor, Rajoy’un miting ve metro açılışında “lüks bir uvertür (assolist altı)” gibi kullanılmış olduğunu belirtiyor. Muhafazakâr El Mundo; “Metro açılışı ardından Rajoy kendisini Türk İslamcılarının mitinginde buldu” başlığıyla çıkıyor. “Rajoy, Ankara mitinginde alkış topladı!” diyerek İspanya Başbakanını ti’ye alıyor. Barselona ve iş dünyasının gazetesi La Vanguardia beri yandan; “Standart bir protokol etkinliği olması gereken metro açılışı, ılımlı İslamcı iktidar partisinin mitingine dönüştü. İspanyol Başbakanı Mariano Rajoy, Erdoğan’ın uvertürü oldu!” diyor… İspanyol basını koro halinde; a. Rajoy’un bir “Medeniyetler İttifakı” toplantısı ve bir İspanyol şirketi tarafından yapılan bir metro açılışı ile sınırlı kalması gereken buluşmasının, iç siyaset sermayesine dönüşmesine başkaldırıyor; b. İspanya başbakanının bu araçsallaşmada sürpriz dolgu malzemesi olarak kullanılmasına karşı çıkıyor; c. “Medeniyetler İttifakı” diye yola çıkan projenin “İslamcı bir partinin” payandası haline getirilmesine isyan ediyor. Özetle “Medeniyetler İttifakı’ndan geriye kalan tabloya bakın!” diyorlar… Bu buluşma onuruna düzenlenen basın toplantısında, 17 Aralık soruları soran gazetecilerin ayrıca İspanya Başbakanı ile İspanya medyası önünde yediği fırçaları hatırlatmıyorum bile… İspanyol delegasyonunu şok ve dehşet içinde bırakan o anlar, bütün ayrıntılarıyla kayıtlara geçiyor ve Erdoğan’ın Gezi gösterileri, internet ve sosyal medyaya yönelik aldığı tavırlarla birlikte İspanya medyasında geniş yer buluyor. “Medeniyetler İttifakı”nın unutulmaz bu son buluşmasının ardından sonra Soma yaşanıyor. “İsrail dölü”, “Soma tekmesi” skandalları, dünyada olduğu gibi, İspanya’da da birinci sayfalarda işleniyor. İnsan hakları, demokrasi ve özgürlükler karnemizin bu fevkalade küçük düşürücü ve ürkütücü irtifa kayıpları art arda kayıtlara geçiyor. Bu kasımaralık döneminde ben İspanya’da bir buçuk ay geçirdim. Kasımda İspanya’ya ayak bastığımda gazetelerin baş sayfasında “Ak Saray” şoku vardı… “Erdoğan’ın 1000 odalı sarayı”nı ilişkin başlıklar sıcaklığını korurken, Kristof Kolomb’un hamisi olmakla övünen bu İberik ülkesi “Amerika’yı Müslümanlar keşfetti” atarlanmasıyla sarsıldı. Listeyi uzatmak ve ayrıntılandırmak mümkün. Ancak şu son bir yılda gelinen noktada Rajoy’un, bırakın Erdoğan’la “Medeniyetler İttifakı” toplantısı yapmayı; yan yana gelmesi bile artık ayağına kurşun sıkmasıyla eşdeğer sayılıyor. Hele İspanya için bu yılın bir seçim yılı olduğu düşünülecek olursa… Hollande’ın “Charlie” yürüyüşünde TC Başbakanı Davutoğlu’ndan aldığı mesafeyi gördünüz. Hollande’ın koymuş olduğu mesafeyi… İtalya’da Renzi’nin Ankara’yı öfkelendiren sözleri izledi. Son darbe İspanya’da Rajoy’dan geldi. Gazetelerde okuduğumuz haberlere göre “İspanya, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın büyük önem verdiği ve kurucu üyesi olduğu ‘Medeniyetler İttifakı Projesi’ni tamamen rafa kaldırma kararı aldı. İspanyol hükümeti, ‘önemini yitirmiştir’ gerekçesi ile konuya ‘ilgi gösterilmesin’ talimatı verdi. 2009’dan beri düzenlenen Hükümetlerarası Zirve Toplantıları’nın altıncısı için İspanya Başbakanı’nın tarih bulmakta güçlük çektiği kaydedildi ve İspanya’nın Ulusal Güvenlik Stratejisi’ne dahil edilen proje ilgili dokümandan çıkarıldı…” Sadece bir yılda uluslararası düzlemde kaydedilen gerilemenin öyküsüdür bu. Rajoy ‘uvertür’ olunca… Gruba silah çekti Gaziantep’teki Hırant Dink anmasında beyaz güvercin uçuruldu. Rakel Dink, Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm ve babası Sami Elvan ile kalabalığı selamladı. Mungan: Adalet bekliyoruz Agos gazetesinin penceresinden Hrant’ın arkadaşları ve Dink ailesi adına yazar Murathan Mungan konuştu. 8 yıldır Agos gazetesinin önünde toplanarak adalet ve hakikat arayışında olduklarını söyleyen Mungan “Yerini bulmamış bir adaletin sancısı yüreklerde zonkluyor. Vicdanlarımızı sızlatmayı, akıllarımızı acıtmayı sürdürüyor. Tetiği çeken parmaklar değişse de, cinayetin arkasındaki en büyük örgüt aynı. Adı ‘faili meçhul’, ama kendisi ‘faili belli’ onca cinayetin işlendiği bu ülkenin değişmeyen kara gerçeği, bizi her seferinde aynı sözleri tekrara mahkum ediyor. Adında adalet sözcüğünü taşıyan bir partinin on iki yıldır iktidarda olduğu bir ülkede yıllardır adalet bekliyoruz, gelmiyor” dedi. Dink’in rüyalarından birinin iki halkın birbiriyle kaynaşmasını sağlayacak ErmenistanTürkiye sınır kapısının açılması olduğunu kaydeden Mungan, özetle şunları dile getirdi: “Her iki topluluğun da hatıraları ve hafızaları arasında bir diyalog kurulması gerektiğine inanıyordu. Böylelikle resmi hafızaların yerini artık sivil hafızaların alacağını ümit ediyordu. Bu yüzden Hrant Dink’in bu konuyla ilgili rü yalarından biri, iki halkın birbiriyle kaynaşmasını sağlayacak ErmenistanTürkiye sınır kapısının açılmasıydı. İşte bugün o kapının açılması, pek çok şeyin kapısının da açılması demek olacaktır. Hrant Dink’in öldürülüşünün sekizinci yılı, gene bildiğiniz gibi aynı zamanda 1915 Ermeni soykırımının yüzüncü yılıdır. Çoğunuzun bildiği gibi bu topraklarda her inkârın ardında yakın ya da uzak tarihli toplu mezarlar yatar. Ermeni soykırımının reddi, inkârı Türkiye’nin yüzyıllık yalnızlığıdır. Tarihte, hafızada, akılda, vicdanda ve dünyadaki yalnızlığıdır. Türkiye’nin bu yüz yıllık yalnızlığı artık son bulmalıdır.” Hrant için, adalet için sekiz yıldır haykıranların artık demokrasinin karikatürünü değil, kendisini istediğini vurgulayan Mungan “Acilen demokrasi ve koşulsuz ifade özgürlüğü, laiklikten ödün vermemiş bir demokrasi istiyoruz. Bugün burada basın özgürlüğünü savunmak için ‘Je suis Charlie Hebdo’ diyorsak, kimilerinden farklı olarak 1994’te İstanbul’da ‘Özgür Ülke’ gazetesi bombalandığında sokaklara çıkmış olmanın gönül rahatlığıyla diyoruz” ifadelerini kullandı. Tek tek mesafe alıyorlar DİNK CİNAYETİ SORUŞTURMASI Ankara’daki Dink anmasına müdahale eden polis, çocukların da bulunduğu 20 kişiyi gözaltına aldı Ercan Demir tutuklandı CANAN COŞKUN 12 ve 14 yaşlarında iki çocuğun polis kurşunuyla yaşamını yitirdiği Cizre’nin ilçe emniyet müdürü Ercan Demir, 8 yıl önce öldürülen Hrant Dink’in faillerine yönelik soruşturma kapsamında tutuklandı. Cinayetin 8. yılında ancak 3 kamu görevlisi tutuklanmış oldu. Demir hakkında İstanbul Nöbetçi 4. Sulh Ceza Hâkimliği 16 Ocak’ta yakalama kararı çıkarmıştı. Demir, dün Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne teslim oldu. Demir, kararın yüzüne okunması için İstanbul’a sevk edildi. Demir’in, yakalama kararının verildiği gün Cizre’deki görevinden alınarak, eski görev yeri olan Ankara’ya gönderildiği kaydedildi. Mahkemedeki ifadesinde suçlamaları reddeden Demir “Cinayetin işlendiği 2007 yılından bu yana Emniyet’in değişik birimlerinde ve değişik illerde birçok görevde bulundum. Delilleri karartmam veya kaçmam söz konusu olamaz” dedi. Önce bozkurt sonra gaz ve su ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başkentte Hrant Dink’i, katledilişinin 8. yılında anmak isteyen yurttaşların protestoları önce bozkurt işareti yapan ve “Türkiye Türk’tür Türk kalacak” sloganı bir kişi tarafından kesilmek istendi. Ardından Adalet Bakanlığı’na siyah çelenk ve delik ayakkabı bırakmak isteyen yurttaşlara polis müdahale etti. Pankart ve siyah çelenke tazyikli su sıkılması dikkat çekerken aralarında çocukların da bulunduğu 20 kişi gözaltına alındı. Akşam saatlerinde meşalelerle Adalet Bakanlığı’na düzenlenecek yürüyüşün ardından, bakanlık önüne siyah çelenk ve delik ayakkabı bırakılmak istendi. Sakarya Caddesi’nde eliyle bozkurt işareti yapan ve “Türkiye Türk’tür Türk kalacak” sloganı atan kişi polis tarafından uzaklaştırıldı. Polis ile eylemcilerin temsilcileri arasındaki görüşmelerde Güvenlik Şube yetkilileri meşale ile yürünmesine izin vermedi. Sakkarya Caddesi üzerinden Kızılay Meydanı’na sloganlarla çıkan ve Adalet Bakanlığı’nın önüne geçmek isteyen yurttaşlar burada polis engeli ile karşılaştı. Dink’e tazyikli su! Polis TOMA’larla tazyikli su sıkarken, biber gazı da kullandı. Üzerinde Hrant Dink’in fotoğrafının bulunduğu “Soykırımın 100. yılında Ahrapig Hrant yaşıyor, halklar direniyor” yazılı pankart ve üzerinde “Hrant’ın hesabı sorulacak” yazan siyah çelenk tazyikli suyun hedefi oldu. Polis müdahalesinden kaçan yurttaşlardan aralarında 18 yaşından küçük çocukların da bulunduğu 20 kişi gözaltına alındı. Polisin, gözaltı işlemini görüntülemek isteyen İHA muhabirinin kamerasına yumruk attığı görüldü. Kızılay’daki polis ablukası ilerleyen saatlere dek sürdü. Öte yandan Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri, hem Charlie Hebdo saldırısını kınamak hem de Dink’i anmak için ortak bir etkinlik düzenlemek istedi. Anma etkinliğinin yerleşke içinde başladığı sıralarda kendilerine “Müslüman üniversite gençliği” adı veren kişilerin yerleşke önünde tekbirlerle toplandıkları görüldü. Yaptıkları açıklamanın ardından üniversitenin içinden çıkan öğrencilerle kapıdakiler arasında taşlı sopalı bir çatışma yaşandı. Üniversitede gerginlik Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ C M Y B