06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 AĞUSTOS 2014 PAZAR 10 DIŞ HABERLER [email protected] Gazze’deki tünellerin yok edildiği iddiasıyla ‘çekilme’ işareti veren İsrail, ateşkesi umursamıyor Çekilme ufukta ateşkes yok Dış Haberler Servisi Gazze Savaşı’nın 26. gününde nihayet ‘sonu göründü’. 72 saatlik insani ateşkesin “kayıp asker” vakasıyla sonuçsuz kalmasının ardından Refah bölgesine ağır saldırılarda bulunan İsrail’den, resmi ateşkes anlaşması olmadan tek taraflı geri çekilme işareti geldi. İsrail ordusu dün bazı birlikleri ve tankları Gazze’nin merkezinden çekerek sınıra yakın yerlerde konuşlandırdı. Beyt Lahiya sakinlerine Hamas’ın patlayıcı yerleştirmiş olabileceği ikazı eşliğinde evlerine dönebilecekleri bilgisi gönderildi. Filistinli heyetler ateşkes görüşmeleri için Kahire’nin yolunu tutarken; İsrail kabinesi “caydırıcılığın sürdürüleceğine ancak ateşkesin bir daha görüşülmemesine” karar verdi, heyet göndermedi. İsrail ordusunun tünellerin 24 saat içinde tamamının yok edildiğini duyurması beklenirken, İsrail Hamas’ın ‘ateşkes koşullarını’ görmezden gelerek tek taraflı çekilmeye hazırlanıyor. 72 saatlik “insani ateşkes” cuma sabahı bir İsrail askerinin Filistinlilerin kurduğu pusu sonrası ortadan kaybolmasıyla iki saat içinde sona ermişti. İsrail, Savunma Bakanı Moşe Yaalon’un yeğeni olduğu söylenen 23 yaşındaki Hadar Goldin isimli askerin kaybolmasından Hamas’ı sorumlu tutarak ateşkesin bozulduğunu duyurmuştu. Akla önce İsrail askerlerini “esir değişimi” için rehine olarak kullanan Hamas’ın 2006’da Gilad Şalit isimli askeri kaçırması gelmişti. Şalit ancak 2011’de 1000 Filistinli esir karşılığında serbest bırakılmıştı. Ancak bu kez gelişmeler farklı seyretti. Hamas sözcüleri önce İsrailli askerin kaçırılmasını doğruladı ancak dün askeri kanattan farklı açıklama geldi. İzzettin el Kassam Tugayları, “akıbeti hakkında bilgimiz yok” çıkışı yaptı. Açıklamada ateşkesten önce çatışma yaşandığı ve savaşçılarla birlikte İsrail askerinin de ölmüş olabilece G azze nedeniyle dünya çapında gösteriler sürüyor. Paris’te dün binlerce kişi, DenfertRochereau Meydanı’nda İsrail’i kınadı, Gazze’ye ablukanın kaldırılmasını istedi. Berlin ve Londra’da da protestolar düzenlendi. Berlin’deki gösterilerde İsrail’e silah satışının durması istendi. New York’taki CNN ve Fox News binaları önünde de İsrail yanlısı yayınlar protesto edildi. (AFP) Nermin Abadan: Boykota Hayır! “Boykot fevkalade yanlış” diyor “hocaların hocası” Nermin Abadan ve feveran ediyor: “Yanlış, çünkü burada bir direniş söz konusu. Sandığa gitmek ‘Benim ümitlerim ayakta. Hâlâ ümidim var’ demektir. Ben nasıl bir Türkiye istiyorum? Hukuk devleti olan, mahkemelerin oyuncak edilmediği, gazetecilerin hapse girmediği bir memleket istiyorum. İçkime, kahkahama, kıyafetime karışılmayan bir ortam istiyorum. 21. yüzyıldayız. TV’lerin her şeyi gösterdiği bir çağda bizi ancak kırbaçla ve ahlak polisiyle sindirebilirler. Bunu başarabilirlerse herkes evine kapanacak. Dışarı çıkmayacak. Oysaki ben müze kuran, opera binası açan, opera temsilleri sahneye koyan, Batıevrensel müzikler çalan bir Türkiye istiyorum. Oyumu, o niyetle kullanacağım. Bu oy çok kıymetlidir. Her birimizin oyu kıymetlidir. Boykot bence çok yanlış, affedilmeyecek bir şey!” “Ama o da mesaj değil mi?” şeklindeki sorumu; “Hayır. Çünkü kaybolup gidecek bir tepki bu!” diyerek yanıtlıyor: “Bir haktan vazgeçiyorsunuz. Ne karşılığında? Ne alıyoruz onun karşılığında? Vermeyenlerin kimlikleri belli mi? Yoo! Herkes oy kullanmalıdır ve rengini belli etmelidir…” diyerek devam ediyor... Prof. Abadan’la İstanbul’da kimsenin kalmadığı bir bayram gününde, evinde yemek yiyoruz. Her zamanki gibi sabah çok erken kalkmış, elleriyle bizzat bana “kuşkonmaz” haşlamış... 93 yaşında bir şahıstan bahsediyoruz. Beyni, dimağı hâlâ zıpkın gibi, çok dinç ve projelerle dolu... Ama bedeni haliyle artık yorgun. Dışarıda 32 derece sıcak var. Nermin Hanım halsiz düşmüş. Misafir ağırlamak yerine, köşesine çekilip şöyle uzanması, biraz dinlenmesi lazım. Ama “hayat memat” meselesi olarak gördüğü Cumhurbaşkanlığı seçimleri için “oyu”nu mutlaka açıklamak istiyor. Tercihinin nedenlerini akılcı analizle anlatmak gereksinimi duyuyor. Evvela kuşkonmazlarımızı yiyoruz. Yürüyen bir tarih parçası gibi konuşan Prof. Abadan bana sofrada Almanya’da Hitler’in sosyal demokrat partinin yaşamsal stratejik hataları ve zaafları yüzünden! iktidara nasıl geldiğini hatırlatıyor... Nermin Hanım’ın annesi, 19. yüzyılın sonunda artık bugün Polonya sınırları içinde olan Stettin kentinde doğmuş olan... bir Alman... Sedef Kabaş’ın “Hayatını Seçen Kadın” adı altında gerçekleştirdiği nehir söyleşide, romanlara konu olabilecek bu sıra dışı yaşamöyküsünü Abadan nefes kesici berraklıkla aktarır... Nermin Hanım’ın annesi Barones Elfriede Karwinsky ile Boşnak kökenli, İzmirli fındık tüccarı babası Mustafa Süleymanoviç; 2014’ün gişe rekorları kıran filmi “Grand Budapest Hotel”in ilham kaynağını oluşturan Karlsbad kentinde bulunan “Hotel Pupp”ta karşılaşıyorlar ve birbirlerine âşık olup evleniyorlar. Ardından İstanbul’a yerleşiyorlar. Süleymanoviç, işleri iyi gitmediği için sonra intihar ediyor. Elfriede Karwinsky de minik Nermin’i alıp Sirkeci’den “Orient Express” treniyle Budapeşte’ye dönüyor... Orta Avrupa’nın tüm kentlerinde olduğu gibi, Budapeşte’de hayat kahvelerde geçiyor. Kahveler, sade sosyalleşme yeri olmuyorlar; aynı zamanda birer kütüphane işlevi görüyorlar. Avrupa’nın ileri gelen tüm gazeteleri, mecmuaları, bu kahvehanelerin masalarına ulaşıyor. 30’lu yıllarda henüz yeni yetişen bir kız olan 14 yaşındaki Nermin; “çiçeği burnunda Türkiye Cumhuriyeti” hakkındaki bilgileri, bu kahvelerdeki gazetelerden takip ediyor. “(O yılların) Kahvelerin(in) şöhreti dergilerin kalitesiyle orantılıdır” diyor Nermin Abadan, “Annem özellikle tüm dünya ülkelerinden yani İngiltere’den, Fransa’dan, Almanya’dan gelen dergilerin bulunduğu kahveleri seçerdi. Ben hemen dergilerin olduğu kısma gider, alıp okurdum. Dergilerde Türkiye kelimesini bulduğum zaman hemen okuyordum. Atatürk hakkında çıkan kitaplar, makaleler, 30’lu yıllarda Avrupa’nın bir numaralı tartışma konusuydu. Düşünün, o dönemde diktatörler var; Hitler yükselen yıldız, Mussolini yükselen yıldız, Franko yükselen yıldız. Hepsi savaş isteyen liderler, barıştan bahseden bir tek Atatürk. Bir de Batılıları dize getirmiş yani istediği barış anlaşmasını yapmış, hedef olarak ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ diye bir ilke koymuş. Batılının kafasında ‘Azgelişmiş bir ülke bunu nasıl başarabiliyor?’ diye bir düşünce hâkim. Tabii bütün bunlar basına aksediyor, ben de bunları su gibi okuyordum… Avrupa’da demokrasi ya da kadınerkek eşitliği gibi kavramların adı bile geçmiyor. Her yerde otoriter, faşist rejimler veya tutucu monarşiler var. Bu ortamda Atatürk’ün yaptıkları çok mühim ve Avrupalıların gözüne olumlu şekilde çarpıyor...”* Abadan tarihi böyle, hem yurtdışında, hem Türkiye’de içeriden tartmış, yaşamış sıra dışı bir tanık... Türkiye’nin kritik yol ayrımına bakarken, yaşadığı tarih perspektifinin doluluğu ve derinliğiyle konuşuyor. 30’lar Avrupası’nda faşizmin yükselişini içeriden gören bir tanık olarak “alarm” veriyor: “Oylarımız çok kıymetli. Çarçur etme lüksümüz yok!” Abadan’ın “oy”unu nasıl kullanacağı da gelecek yazıya. *Hayatını Seçen Kadın “Hocaların Hocası” Nermin Abadan Unat, Doğan Kitap. ‘Goldin’i geride bırakmayın’ ği yer aldı. İsrail ordusu saldırının şiddetini artırırken, cuma ve cumartesi 100’den fazla Filistinli öldürüldü. Silah deposu olduğu gerekçesiyle beş cami, İslam Üniversitesi dahil pek çok yer vuruldu. Dünyada ise “ateşkesin Hamas tarafından bozulduğu” algısı oluştu. Başta ABD olmak üzere pek çok ülke Hamas’ı sert bir dille kınayarak askerin teslim edilmesi çağrıları yaptı. Ardından dün İsrail ordusu kaynakları da Goldin’in öldürülmüş olabileceği bilgisini geçti. Ancak Goldin’in ailesi oğullarının hayatta olduğu ve “geride bırakılmaması” çağrısı yaptı. Amerikan yönetiminin İsrail’e yönelik eleştirilerine karşın Senato “Demir Kubbe” füze savunma sisteminin daha da geliş ‘Demir Kubbe’ye ek yardım tirilmesi için 225 milyon dolarlık yardım kararı alırken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu gelişmelerden yola çıkarak Obama yönetimine “Bir daha beni sınamayın” mesajı verdi, yaşananların Hamas’a güvenilemeyeceğini kanıtladığını savundu. Netanyahu dün akşam saatlerinde basın toplantısı düzenledi. Binlerce hedef ile 31 tünelin yok edildiğini söyleyen İsrail Başbakanı, askeri operasyonun güvenlik ihtiyaçları doğrultusunda süreceğini belirtti. Sivil kayıplardan ötürü üzüntülerini dile getiren Netanyahu, İsrail asker ve komutanlarıyla gurur duyduğunu ekledi. İsrail hükümeti Hamas’ın beş yıl uğraşarak inşa ettiği ve ağır silahlarla dolu tünel ağının iki haftada yok edildiği temasını işliyor. Hamas’ın hafta sonu kısa menzilli roketlerini devreye sokmasını Tel Aviv’e erişen orta menzillilerin tükenmesinin işareti sayıyor. Ancak İsrail’in çekilmesinin Hamas’ın ortaya koyduğu “ateşkes koşullarıyla” yapılacağının işareti yok. Tersine Mısır’ın girişimi üzerine aralarında Hamas, El Fetih ve İslami Cihad heyetleri Kahire’ye ulaşsa da İsrail heyet göndermiyor. Hamas ise çatışmaların ancak kendi şartlarıyla durabileceğini iddia ediyor. Filistinliler 7 Temmuz’da hava saldırılarıyla başlayan, 10’uncu gününde İsrail’in kara operasyonunun devreye girdiği savaşta 26 günde 166’dan fazla kayıp verdi. Bunların 300’ü çocuk. İsrail cephesinde 63 askerle üç sivil hayatını yitirdi. Kuşkonmaz ve Hitler YPG güçleri peşmerge ile savunma hattı kurdu Dış Haberler Servisi Irak’ın Musul kentini 10 Haziran’da ele geçiren Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ile peşmergeler arasında kente bağlı Zumar’da son günlerde yaşanan şiddetli çatışmalar üzerine Suriye Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) silahlı kanadı Halk Savunma Güçleri’nin (YPG), peşmergeye destek için Til Koçer üzerinden ilk kez çatışma bölgesine geçtiği, peşmergelerle birlikte savunma hattı oluşturduğu iddia edildi. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Peşmerge Bakanlığı Genel Sekreteri Cabbar Yaver, iddiayı yalanladı. ANF’nin haberine göre, dün öğleden sonra peşmerge güçlerine dönük saldırılarını artıran IŞİD’in saldırıları üzerine akşam saatlerinde Tıl Koçer’e sınır olan Rabia kasabasından peşmerge güçleri çekildi. Kasabanın savunmasını YNK peşmergeleriyle birlikte YPG üstlendi. YPG ile YNK peşmergelerinin alanı ortak savunduklarını belirten yetkililer, Til KoçerRabia sınır kapısının YPGYNK denetiminde olduğunu belirtti. YPG güçlerinin Şengal’e doğru hareket edecekleri belirtildi. YPG Sözcüsü Polat Can, “Bunun önünü almak için buradayız. Aradaki sınırları kaldırdık. Güneyli kardeşlerimizi IŞİD çetelerinden korumak için büyük bir güçle Güney’e geçtik” dedi. AA’nın haberine göre de IŞİD öncülüğündeki silahlı gruplar, Zummar bölgesini ele geçirmek için peşmerge mevzilerine saldırdı. Çatışmada 62 IŞİD militanı ile 1 peşmergenin öldüğü ileri sürüldü. DHA ise çatışmalarda 76 IŞİD militanının öldürüldüğünü, 38’inin yaralı ele geçirildiğini, 13 peşmergenin ise yaşamını yitirdiğini duyurdu. İş güvenliği ihmaline 68 kurban Dış Haberler Servisi Çin’in doğusundaki Ciangsu eyaletinde bir metal fabrikasında meydana gelen patlamada en az 68 kişi öldü, 200 kişi yaralandı. Şanghay yakınındaki Kunşan şehrinde, aralarında General Motor’un da bulunduğu şirketler için otomobil parçaları üreten tesisteki patlamaya cilalama atölyesindeki kimyasal maddelerin yol açtığı düşünülüyor. Kazanın vardiya değişimi sırasında meydana gelmesi can kaybını artırdı. Polis Tayvanlı yatırımcı firmanın iki üst düzey yetkilisini gözaltına aldı. Çin’de bu tür sanayi ölçekli iş kazaları eksik olmazken, iş güvenliğinin ihmal edilmesi eleştirilere yol açıyor. ‘Grand Budapest’te tanışmışlar (Fotoğraf: AFP) Libya’dan kaçış! Dış Haberler Servisi Libya’da 25 Haziran seçimleriyle mecliste çoğunluğu sağlayan sekülermilliyetçi güçlerle Müslüman Kardeşler’in uzantısı Adalet ve Kalkınma Partisi ve bağlantılı İslamcı milislerin çatışmaları bitmiyor. İki haftadır başkent Trablus ve doğudaki Bingazi’de 200’ü aşkın kişi öldü, 1000’den fazla kişi yaralandı. Bingazi’deki Ensar el Şeria grubu “İslami emirlik” ilan ederken, kentte cuma günü 2 bin kişi ellerinde üç renkli Libya bayraklarıyla İslamcıları protesto için sokağa döküldü. Libya’daki yabancılar da akın akın ülkeyi terk ediyor. En son Yunan donanması Çin, İngiltere ve Rus vatandaşlarının da bulunduğu 200 kişiyi ülkeden çıkarttı. İngiltere başkent Trablus’taki büyükelçiliğini kapatan ülkeler arasına katıldı. Batıdaki Ras Edjir’e ülkeden kaçmaya çalışan Mısırlılar akın ederken, Tunus yönetimi yaşanan şiddet olayları üzerine sınırı kapattı. Libya’dan ayrılırken AFP’ye konuşan Yunan bir kadın durumu şu sözlerle aktardı: “Kaddafi dönemiyle de savaş gördük, ancak şimdi durum çok daha kötü. Hükümet yok, yiyecek, su, elektrik, yakıt yok.” Hal böyleyken, yeni meclis ilk toplantısını dün doğudaki Tobruk kentinde yaptı. Bir önceki Genel Ulusal Kongre’yi belirleyen İslamcıların yeni meclisi boykot etmesi ülkedeki bölünmüşlüğün en net işareti. Güney Kafkasya’ya itidal çağrıları Dış Haberler Servisi Güney Kafkasya’daki donmuş çatışma bölgesi Dağlık Karabağ’da gerilim tırmanıyor. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ateşkes hattındaki son çatışmalarda en az 15 asker öldü. Rusya ve ABD taraflara itidal çağrısı yaptı. Azerbaycan ve Ermenistan savunma bakanlıkları birbirlerini karşılıklı ateşkes hattını ihlal ederek saldırı ve sabotajlarda bulunmakla suçladı. Azerbaycan Savunma Bakanlığı, Ermeni askerlerin püskürtüldüğünü ve 4 Azeri askerinin öldüğünü kaydetti. Ermenistan Savunma Bakanlığı ise 14 Azeri askerinin öldürüldüğünü savundu. Azerbaycan ve Ermenistan arasında 1991’de başlayan ve 30 bin insanın öldüğü savaşta 1994’te ateşkes sağlanmıştı. Ancak Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu’nun barış çabaları 20 yıldır sonuç vermedi. AGİT Minsk Grubu Eşbaşkanı James Warlick, son olaylara dair kaygılarını aktarıp, Twitter adresinden “ateşkese uyulmalı” diye yazdı. Rusya Dışişleri Bakanlığı, “Durumun daha da kötüleşmesi kabul edilemez” açıklaması yaptı. ABD Dışişleri Bakanlığı “Misilleme ve daha fazla şiddet barışçı çözüm getirme çabalarını sadece daha da zorlaştıracaktır” ikazı yaptı. n Dış Haberler Servisi El Kaide bağlantılı El Nusra örgütü militanlarının Suriye sınırından sızarak Lübnan’daki bir ordu kontrol noktasına saldırdığı belirtildi. Çıkan çatışmada iki Lübnan askerinin yanı sıra iki sivilin de öldüğü kaydediliyor. Militanların baskınının El Nusra’nın bir liderinin Lübnan güvenlik güçlerince yakalanmasının ardından gerçekleştiği iddialar arasında. (REUTERS) El Nusra Lübnan’da saldırdı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle