04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 TEMMUZ 2014 CUMA CUMHURİYET [email protected] SAYFA Leyla Gencer fethetmeyi sürdürüyor hâlâ KÜLTÜR 15 Türk Bilgeleri Yolu Uluslararası Taş Heykel Sempozyumu başladı Mutluluk ve hüzün Türkiye’nin yurtdışı elçiliklerinin kimi olağanüstü güzelliktedir. Paris’teki “Hotel de Lamballe” diye anılan malikâne ise bir mücevher niteliğindedir. 16. yüzyıldan kalma bu mücevher, 18. yüzyılda Kraliçe Marie Antoinette’in nedimelerinden prenses Lamballe’a satılmış. Fransız Devrimi, prensesi giyotine yollayınca, el değiştiren yapı 1825’te akıl hastalıkları kliniği olarak kullanılmış. Gérard de Nerval, Charles Gounod, Guy de Maupassant gibi ünlüler bu klinikte tedavi olmuş... Halen ikametgâh olarak kullanılan muhteşem bir bahçe içindeki bu yapı 1946’da büyükelçiliğimizce kiralanmış, birkaç yıl sonra da (1951) satın alınmış. Önceki akşam o güzelim bahçe ve malikânede opera aryaları yükseliyor; Leyla Gencer anıları paylaşılıyordu. “Leyla Gencer” kitabımla büyükelçimiz Hakkı Akil arasında rastlantısal bir bağ var. Üç yıl önce aynı kitap İtalya’da, İtalyanca basıldığında Sayın Akil, Roma Büyükelçisi’ydi. Ve Milano, Floransa, Roma, Venedik, Napoli ve Torino’da kitap üzerine toplantılar düzenlendiğinde, birçoğunda yanımdaydı. Paris’te kitaba ödül verileceği duyumu geldiğinde, ikametgâhın kapılarını ödül töreni için açtı. Yine bir rastlantı, tören günü Türkiye’de olması gerektiği için ev sahipliğini UNESCO Büyükelçimiz Hüseyin Avni Botsalı ve genç diplomat maslahatgüzar Ali Onaner üstlendi. İlk kez karşılaştığım Sayın Botsalı, ta Sanat Dergisi yıllarından başladı beni tanıttığı konuşmasına. Ve “Gençliğimde, aydın olmanın raconu Sanat Dergisi okumaktan geçerdi” gibi bir tümce kullanması beni anında fethetmeye yetti. Lirik Plak Akademisi Başkanı Clément Guérard (müzik dünyasında herkes ona sadece Mösyö Clym diyor Thomas Hardy romanının M.Biard ve Zeynep Oral ‘Bilgeler Yolu’ndan Ödül töreni baş kişisi) ve Başkan Yardımcısı M. Biarb, ikisi de belli bir yaşın üzerindeydiler. Leyla Gencer’i hem opera eserlerinde hem de Paris konserlerinde izlemişlerdi. Onların duygusallığı ve heyecanı benimkinden neredeyse daha yoğundu. Törenin müzik bölümünde Madagaskar asıllı Fransız soprano Catherine Manandaza, Leyla Gencer repertuvarından iki arya söyledi: “Suor Angelica” operasından “Senza Mamma” ve “Norma” operasından “Casta Divina”. Son yılların yükselen yıldızı, genç sanatçıya piyanoda Sophie Partouche eşlik etti. Aryalar, aynalar, kristal avizeler, brokarlar, kadifeler, altın yaldız kaplamalar... Görkemli salonlarda, farklı bir yüzyılda, sanki saray konserindeydim... Paris’te yaşayan sanatçı dostlarım, üniversite yıllarından arkadaşlarım, sevdiğim insanlarla çevrili olduğum bir törendi. Her tür formalite ve kasıntıdan uzak, içten, samimi, güleryüzlü ve geniş katılımlı bir buluşmaydı. (İsim özellikle vermiyorum, ünlüler kadar ünsüzler İçimdeki ‘ah!’ de benim için çok değerliydi.) Hem çok mutluydum hem de içimde derin bir hüzün vardı. Ah, keşke keşke Leyla Gencer de aramızda olsaydı. Ya da şöyle diyebilirim: Keşke keşke zamanı geriye döndürüp; şu töreni, şu ödülü, bu Fransızca yayını 20 yıl önceye çekebilseydik. O da aramızda olurdu ve gecenin her anının müthiş keyfini çıkarırdı. “Leyla Gencer”i 20 yıl önce yazmıştım. Ama farklı dillere çevrilip yayımlanması için, Sevgili Leyla Hanım’ın nedense ölümü beklendi... (20 yıl önce aklınıza gelecek her yere başvurmuş ama sonuç alamamıştım.) Törende en büyük teşekkürüm Fransa’daki yayınevi yetkilisi JeanPhilippe Biojout’yaydı. “Ödül aslında sizin hakkınız. O muhteşem plağı yapmasaydınız, bu ödülü vermezlerdi kitaba” dedim. Bana dönüp, “Siz bu kitabı yazmasaydınız, ben o plağı yapamazdım” dedi. Benim için en büyük armağandı. İtiraf ediyorum: Benim için en büyük ödül, Leyla Gencer’i yakından tanımak, onunla birlikte olmak; yaşamıma girmiş olmasıdır. sanat yoluna SELAHATTİN GÖKATALAY ArtInternational’da gizlenecek 13. FİLMEKİMİ 1117 EKİM TARİHLERİNDE İSTANBUL’DA Dünya festivallerinden Kültür Servisi İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 13. kez düzenlenecek Filmekimi’nin bu yıl İstanbul ayağı 1117 Ekim tarihlerinde yapılacak. Yeni sinema sezonunun habercisi olan Filmekimi’nde her yıl olduğu gibi merakla beklenen filmler Türkiye’de ilk defa beyazperdeyle buluşacak. Prömiyerini Sundance, Cannes, Venedik ve Toronto gibi festivallerde yapan 40’a yakın film 7 gün boyunca İstanbul’da, ekim ayı boyunca da Türkiye’nin dört bir yanındaki sinema salonlarında gösterilecek. Filmekimi, bu yıl da Ankara, İzmir, Diyarbakır, Urfa, Trabzon ve Konya’ya uğrayacak. Festival, Gaziantep’te ise 29 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek Zeugma Film Festivali’nin de yabancı film programını üstlenecek. Festival programından ilk açıklanan filmler ise şöyle: Andrey Zvyagintsev’in “Kremlin’le polemiğe giren, yozlaşmaya karşı cesur bir başyapıt” olarak tanımlanan ve Altın Palmiye’nin en Maps to the Stars İstanbul’a ‘Görünmez Adam’ İstanbul’da Kültür Servisi Bu yıl 2628 Eylül tarihleri arasında yapılacak ArtInternational uluslararası sanat fuarına katılacak olan sanatçıların isimleri açıklanmaya başlandı. Sanat dünyasında “Görünmez Adam” olarak tanınan Çinli sanatçı Liu Bolin’in işleri Türkiye’de ilk kez sergilenecek. Galerie ParisBeijing standında yer alacak sanatçı, kamuflajı bir sanat eylemine dönüştürüyor ve kendini, seçtiği bir fonla aynı desene boyayarak gizleniyor. Özellikle Çin hükümetine karşı yaptığı politik çalışmalarıyla ses getiren Bolin, telefon kulübesinden süpermarkete, Çin Seddi’nden Olimpiyat Stadı’nın bir parçası olmaya varan performanslar sergiliyor. güçlü adaylarından görülen “Leviathan”, dünya prömiyerlerini Cannes Film Festivali’nde yapan David Cronenberg’in son filmi “Maps to the Stars” ve usta İngiliz yönetmen Mike Leigh’in “Mr. Turner”, Damien Chazelle’in Sundance’ta hem izleyici ödülünü hem de büyük jüri ödülünü kazanan son filmi “Whiplash” ve Afrika sinemasının en büyük isimlerinden Abderrahman Sissako’nun Cannes ödüllü filmi “Timbuktu.” Oscar heykelciğini Kültür Servisi ABD’de her yıl Oscar ödüllerini veren Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi, 1942 yılında Oscar alan sanat yönetmeni Joseph Wright’ın ailesini, Oscar heykelciğini sattıkları gerekçesiyle mahkemeye verdi. Wright 1985’te ölmüş ve mirasçıları Oscar heykelciğini geçen ay Briarbrook Müzayede Evi aracılığıyla 79 bin 200 dolara (yaklaşık 168 bin TL) kimliği açıklanmayan bir alıcıya satmıştı. MALATYA İnönü Üniversitesi’nde Bilgeler Yolu Projesi’nin ilk etabı “Türk Bilgeleri Yolu Uluslararası Taş Heykel Sempozyumu”nun açılışı yapıldı. İnönü Üniversitesi’nin 40. Kuruluş Yıldönümü etkinlikleri kapsamında güzel sanatlar ve tasarım fakültesi B blok binası arkasındaki alanda gerçekleştirilen Türk Bilgeleri Yolu Uluslararası Taş Heykel Sempozyumu’nun açılışına İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Asım Künkül, Rektör Danışmanı Doç. Dr. Cafer Mum, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Sağer ve diğer fakülte dekanları, öğretim üyeleri ve heykeltıraş sanatçılar katıldı. Sempozyumun açılışında konuşan Rektör Çelik, “Bilgeler Yolu Projesi, üniversiteu İnönü mizin hayata geçirmeye çalıştığı, güzel sa Üniversitesi’nin natlar ve tasarım fakül40. kuruluş temizin katkılarıyla yüyıldönümü rüyen bir projedir. Önümüzdeki akademik yıletkinlikleri da üniversitemiz 40. yakapsamında şına girecektir. Biliyorgerçekleşen sunuz, 40 yaş insan yaşamında da olgunluğun proje 25 yaşı olarak ifade edilir” eserden diyerek şöyle devam etti: “Bilgeler Yolu’nu iki oluşacak. kategoride değerlendireceğiz. Birincisi Türk bilgeleri, ikincisi ise evrensel anlamda dünyaya adını kazımış ve hafızalarımızda yer alan diğer bilgeler olacaktır. Onların özlü sözlerinin ve heykellerinin üniversitemizde olmasını arzu ettik. Her ne kadar sanat ve bilim evrensel olsa da kendi özdeğerlerini, kendi bilgelerini tanımadan diğer alanlara geçmenin uygun olmayacağını düşündük. Bu nedenle ilk etapta Türk bilgelerinin özlü söz ve heykellerinin yer alacağı ‘Türk Bilgeleri Yolu’ projesine başladık. İkinci etapta ise evrensel boyuttaki diğer bilgelerin özlü söz ve heykellerinin yer alacağı bir çalışma yapılacak.” Prof. Dr. Sağer ise Kırgızistan, Gürcistan, İran, Azerbaycan ve Türkiye’den birçok heykeltıraş sanatçısının katıldığı sempozyumda 25 eser yapılacağını ve Bilgeler Yolu’nun bir nevi sanat yolu niteliği taşıyacağını kaydetti. Konuşmaların ardından Çelik mermer bloklara ilk murcu vurarak sempozyumu başlattı. Bir ay sürecek olan sempozyumda Battalgazi, Dede Korkut, Farabi, İbni Sina, Kaşgarlı Mahmut, Yusuf Has Hacip, Hoca Ahmet Yesevi, Mevlana, Hacı Bektaşi Veli, Yunus Emre, Niyazi Mısri, Karacaoğlan, Âşık Veysel, Mimar Sinan, Uluğ Bey, Nasrettin Hoca, Dede Efendi gibi bilgelerin yer alacağı 25 eser oluşturulacak. 1 Ağustos’ta ise Dünya Bilgeleri Yolu Uluslararası Taş Heykel Sempozyumu gerçekleştirilecek. satanlar mahkemelik Oscar heykelciklerinin satılmasına pek az rastlanmakla birlikte, Akademi ödülün saygınlığını korumak amacıyla her seferinde bu tür satışları önlemeye çalışıyor. Ancak Akademi’nin heykelciklerin satışını önlemede her zaman başarılı olamadığı, 2012 yılında 15 Oscar heykelciğinden oluşan bir koleksiyonun Los Angeles’ta 3 milyon dolardan (yaklaşık 6 milyon 360 bin TL) fazla bir fiyata satıldığı belirtiliyor. Son 50 yılın en büyük aşk şiirleri Kültür Servisi Şevval Sam bugün saat 22.30’da Bakırköy Botanik Park’ta konser verecek. Bakırköy Belediyesi tarafından düzenlenen konserde Şevval Sam’dan önce Kurtalan Ekspres sahneye çıkacak. Bakırköy Botanik Park’ta yarın ise Karadenizli grup Karmate sahneye çıkacak. Konserler ramazan ayı boyunca devam edecek. Şevval Sam Bakırköy’de Listede Nâzım Hikmet de var Kültür Servisi Londra’daki sanat merkezi Southbank Center, son 50 yılın en büyük aşk şiirlerini seçti. 30 ülkeden ozanın bulunduğu listede Nâzım Hikmet’in “Severmişim Meğer” şiiri de var. Southbank Center’ın şiir dalında uzman kadrosu tarafından yapılan seçimde, özellikle modern döneme odaklanıldı. Liste üzerinde bir yıl çalışan ekipten James Runcie, “Gerçekten uluslararası ve üslup bakımından da çeşitlilik barındıran bir liste oldu. Zor olan, sadece 50 şiir seçmekti” dedi. Seçilen şiirler, 20 Temmuz’da Southbank Sanat Merkezi’nde düzenlenecek bir etkinlikte okunacak. Nâzım Hikmet’in “Severmişim Meğer” adlı şiiri gibi bazı şiirler anadillerinde seslendirilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle