05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 HAZİRAN 2014 CUMARTESİ 8 GÜNCEL n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK Anayasa Mahkemesi’ndeki Balyoz davası için raportörden ‘olumlu’ görüş Sorunun birden hükümetin de kamuoyunun da gündemine getirilmesini 90’a yakın annenin üstelik büyükşehir belediye binası önünde Diyarbakır’da oturma eylemine girişmeleri sağladı. Şu soru, arada sırada cılız bir sesle soruluyor: Yıllar yılı PKK’nin insan malzemesini bölge Kürtlerinden sağladığını bilmeyen yok. Ama bilinen bu gerçeğe düne kadar her derde deva hükümet nedense çözüm aramadı. Bırakın çözüm arayışını, çocuklarla beslenen PKK terörünü önlemeye girişeceğine işaret eden bir hareket de yapmadı. Bu nedenle bu sorun yıllar yılı çaresiz... Önceki gece Ahmet Hakan’ın “Bitaraf Bölge” programına katılanlar bu konuda da hükümete toz kondurmadan sorun üzerinde yüksek görüşlerini açıkladılar. Bugünlere dek TV programlarında hükümeti bilimsel birikimleriyle kollamak görevinde olanlara ek yeni bir yıldız daha doğdu. Hemen her TV programında görülüyor. Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Hüseyin Yayman! Hakan’ın programında aldı sözü ve sorunu, kaçırılan çocuklar diye adlandırmamak gerektiğini söyledi. Peki, neymiş sorun? Dağa çıkan çocuklar kendi istek ve iradeleriyle PKK’ye katılıyorlarmış! Kandil’e gidip gelen HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder de bu görüşe katkı sağlıyor. Bundan bir süre önce Cüneyt Özdemir’in programında soru üzerine; “Ben dağda iken çocuklar getirdiler. Hemen hepsi dağı bırakarak dönmeyeceklerini söylediler bana” diyordu. Öyleyse? Kendi iradeleriyle dağa çıkan çocukları nasıl indireceksin?.. Asker gücüyle mi? Hadi canım sen de! HHH Eğri oturup doğru konuşalım. Yıllar önce bölgede gazeteci olarak gezerken Kürt dostlarım bana: “Bölgede 1825 yaş arasında bütün gençler Kürt milliyetçisidir. Yaş ilerledikçe gençliklerindeki milliyetçilik ateşi zayıflar” demişlerdi. Orada örneğin Siverek’te o sırada henüz adı pek bilinmeyen PKK’li gençlerle kahvede buluştuk. Nedir sorun ve istekler diye sordum... Yanıt şuydu. “Bak ağabey, bizim mümbit topraklarımız, yeraltı zenginliğimiz, yılda bölgeye yeterli olacak petrol üreten rafinerimiz var. Mersin’e indik mi denize de çıkmış olacağız ve bir de bayrağımızı diktik mi bu topraklara, tamamdır”. Dönüşte sık konuştuğumuz Başbakan Ecevit’e soruyu ve aldığım yanıtı söyledim. Sustu. Bir açıklama yapmadı. Bu bilgilerin ışığında bugünün gelişmelerine bakıyor ve soruyorum: Bugün dünya ve yurt koşullarında bölgede Kürt milliyetçiliğinin daha da güçlendiğini, çoğunda PKK’nin terörist değil, Kürt bağımsızlığı için savaşan gerillalar olduğu düşüncesinin daha da güçlendiğini yadsıyabilir misiniz? Bu gerçek giderek kafalarda daha da yer ettikçe; yaşları şu ya da bu, fark etmez, Kürt gençlerinin, ister ikna yoluyla isterlerse kendi duygu ve eğilimleri doğrultusunda Kandil’e katılmaları sürecektir. HHH Şimdi de bu hükümet kendi amacını ve kafasında çizdiği programı gerçekleştirmenin peşinde. Diyarbakır’da düzenlediği çalıştayda, hükümetin karara bağlamak istediği temel bir sorunu, AKP parti sözcüsü Hüseyin Çelik açıkladı. Çalıştayda PKK’yi dağdan indirecek olanaklar saptanacakmış! Bugüne dek dinlenen masalların yeni baskısı! HHH Şehitler gelmiyor, analar ağlamıyor sloganını, sorunun çözümünde temel kural yapan bu hükümetten, toplumun tümünün destekleyeceği radikal kimi önlemler beklenebilir mi? PKK, bölgede egemen. Devlet var ile yok arasında. Hükümet aman Kürt sorununu çözmek için başlatılan çözüme gölge düşmesin derdinde. Devlet yolları kesen, insanları kaçıran, bölgeyi haraca kesen örgüte göstermelik karşı hareketler yapıyor ama; örneğin yol çatışmalarında son gün sonuç, biri ağır üç asker yaralı. PKK’nin bölgedeki eylemlerini, hükümet üzerinde baskı kurmaya yönelik diye TV bölge muhabirlerine yorumlatıyorlar. PKK, anayasal koşullar dayattığı gibi Kürt hareketi lehine değiştirilmedikçe ne dağdan inecek ne de hem bölgede hem de büyük kentlerde korku salan eylemlerine son verecektir. Böyle biline!.. gelişme yaşandı. Balyoz davası ile ilgili görevlendirilen raportörün raporunu tamamladığı öğrenildi. Kim tarafından hazırlandığı sır ANKARA Balyoz davası sanıklarının gibi saklanan raporun Balyoz sanıkları açıAnayasa Mahkemesi’ne yaptıkları bireysel sından olumlu olduğu bildirildi. Edinilen bilbaşvuru konusunda raportörün görüşünü gilere göre raportör raporunda, “Adil yartamamlayarak mahkemeye sunduğu öğrenildi. Kulislere yansıyan bilgilere göre rapor gılanma hakkının ihlal edildiğine” ilişkin tespitlere yer verildi. Yargılama safahatında tör görüşünde, “başvurucular açısından hak ihlali yaşandığı” tespiti yapıldı. Rapor “hak ihlallerinin” yaşandığına işaret edilen rapor, Anayasa Mahkemesi üyeleri açısıntörün görüşünün dava sanıkları açısından dan bağlayıcı olmamasına karşın “yol hari“olumlu” olduğu kaydedildi. Raportörün görüşünün mahkemenin vereceği karar açı tası” özelliği taşıyor. Balyoz tutuklularının, Balyoz soruşturmasından bağlayıcı niteliğinin bulunmadığı ancak yine de yargılamayı yapan heyete bir yol sını başlatan dönemin 1. Ordu Komutanlığı Askeri Savcısı Bülent Münger hakkınharitası çizdiği ifade edildi. da açtığı “görevi kötüye kullanma” davaAdalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın “yeniden yargılama konusunda” topu Anayasa sı dün Askeri Yargıtay’da görülmeye devam edildi. Münger’in yaptığı soruşturma ve haMahkemesi’ne atmasının ardından yeni bir BARKIN ŞIK ‘Balyoz’da hak ihlali var’ zırlattığı bilirkişi raporu ile Balyoz sanıklarının ceza almasına neden olduğu öne sürülüyor. İstanbul ve Ankara’daki sivil ve askeri cezaevlerinde yatan Balyoz sanıkları, davanın duruşmasını izlemek için dün Ankara’daydı. En düşük rütbelisinden en yüksek rütbelisine kadar Askeri Yargıtay koridorlarını dolduran sanıkların üzerinde kuvvetle birleştiği tespit ise “Özgürlüğümüz gasp ediliyor” şeklinde oldu. Sanıklar, Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları başvuru konusunda, mahkemenin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun bir karar vereceklerine inandıklarını ifade ediyor. Sanıklar, Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları başvurunun 7 aydır gündeme alınarak görüşülmemesini ise algılamakta güçlük çekiyor. Dünkü duruşmaya katılmayan Münger ise gönderdiği dilekçeyle mahkemeden taleplerde bulundu. Sanıkların duruşma salonunda birbirleriyle ve salonu açık görüş alanına çevirdiklerini söyleyen Münger, sanıkların halen sivil cezaevine gönderilmemeleri sayesinde nüfuzlarını kullandıklarını iddia etti. Davanın başka bir yargı organına taşınmasını talep eden Münger, duruşma düzenine aykırı uygulamalara son verilmesini, duruşmaların kapalı oturumla yapılmasını, kalp sorunu olması nedeniyle soruların adresine gönderilmesini talep etti. Münger, mahkemeden kendisi hakkında internette yayımlanan haberlerle ilgili de erişim yasağı kararı verilmesini istedi. Duruşma savcısı Münger’in taleplerinin reddi yönünde karar verilmesini ve Münger’in huzura çağrılarak dinlenmesini istedi. CHP’li Özel: Soma’da madenlerden birinde yine faciadan dönüldü ÖĞRENCİ VE ÖĞRETMENLERE BASKI Ders almadılar EMRE DÖKER Kara çarşaf ve peçeyle ders HAZAL OCAK Sancaktepe ilçesinde Samandıra Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde okul binası, paravanlarla ikiye ayrılarak, öğrencilere ve öğretmenlere siyasi baskı yapıldığı, öğrencilerin otobüslerle AKP mitingine götürüldüğü ortaya çıktı. Soma faciasından sonra 3 günlük milli yas ilan edilmesine karşın öğrenciler tarafından Soma anısına hazırlanan panoların da toplatıldığı belirtildi. Eğitim Sen 2 No’lu Şube Örgütlenme Sekreteri Çayan Çalık, “Şu an okullar AKP’nin okullarına dönüştürülmeye çalışılıyor. Dindar, kindar gençlik yetiştireceğiz anlayışı açıkça ortada. Yetkilileri durumu yerinde incelemeye, bu ayrımcı, baskıcı okul müdürünün yeterliliğinin olup olmadığını yerinde görmeye davet ediyorum” dedi. Sancaktepe İlçe Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Aydoğdu ise böyle duyumlar aldıklarını fakat iddiaların gerçeği yansıtmadığı söyledi. Aydoğdu okulun paravanlarla ikiye bölündüğünü doğruladı. Amasyalılar kazandı MEHMET MENEKŞE AMASYA Amasya’da ağaçların kesilmesiyle başlayan ve günlerdir süren direnişin ardından baronun başvurusu üzerine mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi. Amasyalıların park ve piknik alanı olarak kullandığı İstasyon Mahallesi’ndeki yeşil alanda, ağaçların akaryakıt istasyonu yapılmak için kesilmesinin ardından başlayan direniş sürerken Amasya Barosu’nun yaptığı başvuru sonuç verdi. Samsun İdare Mahkemesi, baronun başvurusu üzerine aynı gün ‘yürütmenin durdurulmasına’ karar verdi. Baro, direnişin sürdüğü alanda mahkemenin kararını duyurdu. Kararı sevinçle karşılayan direnişçiler, mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini belirtti. AKP’li Amasya Belediye Başkanı Cafer Özdemir ise dün Amasya’da yayımlanan 4 yerel gazeteye tam sayfa ilan vererek kendini savundu. İlanda Devlet Demiryolları’nın (TCDD) talebi ile 2006’daki bir imar değişikliğiyle alanın akaryakıt ve LPG istasyonu olarak düzenlendiği, “belediyenin bilgisi dışında” TCDD’nin 19 Şubat’ta alanı TPAO’ya sattığı, yine “belediyenin bilgisi dışında” TPAO’nun da ihaleyle alanı bir akaryakıt firmasına sattığı belirtildi. Hava boruları plastik! ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Soma’da 301 işçinin hayatını kaybettiği faciayı araştırmak amacıyla kurulan TBMM Soma Komisyonu’na kaza hakkında bilgi veren Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Maden Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Bahtiyar Ünver, ocakta çelik olması gereken hava borularının plastik olduğunu, Türkiye Kömür İşletmeleri’ne (TKİ) rapor verdiğini belirtti. TBMM Soma Komisyonu, dün faciayla ilgili TKİ, Çalışma ve Sosyal Güvenliği Bakanlığı İş Güvenliği uzmanlarından bilgi aldı. Komisyona sunum yapan HÜ öğretim üyesi Prof. Ünver şu hususlara dikkat çekti: TKİ’yi uyardım: Facianın yaşandığı ocağa en son 2010’da başka bir metan incelemesi için gittim ve TKİ’ye bir de rapor verdim. Havalandırma sistemi incelenseydi sorun ortadan kalkardı. Kablolar yanıyor. Basınçlı hava boruları plastik. Yeraltında, hayatımda görmedim. Bu borular normalde çelik olur. Basınçlı hava borusu var. O borular belki de anında patlamış. Yangın hemen büyümüş. Havalandırma ile kaza bağlantılı. 2010’dan itibaren Soma’da metan gazıyla karşılaşılıyor. Bugünkü çalışma sistemiyle benzer felaketler yaşanır. Soma faciası önlenmesi en kolay kazalardan birisiydi. Ben bölgede grizu patlaması bekliyordum. den ocaklarında metan içeriği ve yangın risk haritalarının oluşturulması gerekir. Facianın yaşandığı ocakta işletim planı hatalı. Madenlerde havanın tek bir giriş ve çıkış noktası olmamalı. 33.5 milyon ton kömür üretilen bir ocakta hava ağ analizinin ve simülasyon çalışmasının yapılması gerekir. Ancak kazanın olduğu madende bu analiz yapılmamış. Maliyet 24 dolar yerine 28 Prof. Dr. Ünver: Soma’da TKİ’yi uyarmıştım, önlenmesi çok kolaydı dolar olsaydı belki de kaza önlenebilecekti. Yıllık bir milyon ton kömür üretimi beklenen ocaktan 33,5 milyon ton çıkarılması aslında her şeyi gösteriyor. TKİ 50 TL’ye alıp 150 TL’ye satıyorsa, 60 TL’ye alıp satabilir. Önlenmesi kolaydı: İZMİR Soma’da yeni bir maden faciasının eşiğinden dönüldüğü bildirildi. CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, madenlerden birinde yangın çıktığını, baskı yapılarak buraya gönderilen işçilerin canlarını zor kurtardığını söyledi. Soma Kömürleri AŞ’ye ait Eynes ocağındaki faciada 301 madencinin yaşamını yitirmesinin ardından işçilere verilen sözler tutulmadı. İşçilerin, yine bu şirkete ait diğer madenlere, “onarım” adı altında girerek üretim yapmaya zorlandığı belirtildi. Maden kazalarının önlenmesi için TBMM’de kurulan komisyon yarın, faciada yaşamını yitirenlerin aileleriyle görüşmek için Soma’ya gidecek. CHP’li Özel, madenlerde dayıbaşı sisteminin yeniden yaşama geçirildiğini, patlamanın yaşandığı şirkete ait iki ocakta işçilerin madene indiklerini anlatarak şu bilgileri verdi: “Dayıbaşı sistemi yine devrede. Başbakan’ın ‘Kimse sizi madene inmeye zorlamayacak’ sözünü hatırlatan işçilere ‘Sizin patronunuz Başbakan mı biz miyiz? Paranızı biz ödüyoruz’ deniliyor. ‘Madene gelmeyeni işten atarız’ gibi tehditler var. Önceki gün yangında yaka paça herkesin kendini dışarı attığı, yeni bir facianın eşiğinden dönüldüğü söyleniyor. Güvenlik sözü tutulmadan her 4 işçiden 3’ü madene inmeye zorlandı. Dikkatler biraz uzaklaştığında vahşi taşeron sistemi işçilerin üzerinde tahakküm kuruyor.” Bu arada KESK Genel Başkanı Lami Özgen ve yönetim kurulu üyeleri dün Soma’ya gelerek yaşamlarını yitirenlerin mezarını ziyaret etti, acılı ailelerle görüştü. KESK üyeleri, olayın katliam olduğunu vurguladı. Muhbirlik kültürü Okulda yaşanan değişimleri anlatan Çayan Çalık, 14 Nisan’da imam hatip bölümünden görevlendirilen bir öğrencinin sınıfları dolaşarak öğrencilere 15 Mayıs’ta Samandıra Merkez’de yapılan Mısır’daki 529 kişinin idamıyla ilgili eyleme çağırdığını söyledi. Öğrencilerin, ailelerinin izni olmadan 30 Mayıs’ta otobüslerle Başbakan Erdoğan’ı karşılama törenine götürüldüğüne dikkat çeken Çalık şöyle devam etti: “Soma’da yaşanan facia sonrası okul idaresi tarafından öğrencilerin hazırladığı sınıf panoları toplatılmış.” Öğrencilerin giyimine de karışıldığını belirten Çalık, “Öğrenciler etek boyları topuk hizalarında değil diye okul idaresi tarafından baskı görmekte, öğrenciler disiplin cezası ile korkutulmaktadır” dedi. Kara çarşaf ve peçe Yaşları 15, 16 arasında değişen öğrencilere kadını cinsel obje olma konusunda ikna eden kitapların dağıtıldığını anlatan Çalık, bu kitaptan da sınav yapıldığını kazanan öğrencilerin de Umre’ye götürüldüğünü kaydetti. Çalık, okulda bazı öğretmenlerin kara çarşaf ve peçe giydiğini ve yalnızca derste peçesini çıkararak ders anlattıklarını söyledi. MARMARA PARK AVM İNşAATI Komisyonda şok Ünver’in havalandırma borularının plastik olduğunu söylemesi üzerine milletvekilleri şok oldu. Milletvekillerinin denetimle ilgili soruları üzerine TKİ net yanıt vermezken, Çalışma Bakanlığı müfettişleri detaylı bilgiyi yazılı olarak sunacaklarını bildirdi. İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’ndan Baş Müfettiş Hüseyin Okuyucu, Türkiye’de “güvenlik kültürü” sorunu olduğunu kaydetti. Müfettiş Mustafa İlkan Özer de maden kazalarında düşüş eğilimi olmadığını belirtti. Özer, “Her yıl iş kazalarında 900 1000 kişi ölüyor. 3 tane Soma kazası yaşıyoruz her yıl” dedi. Akciğer hastası Ölen işçiler kusurlu bulundu İstanbul Haber Servisi Esenyurt’taki Marmara Park AVM inşaatında, 11 işçinin kaldıkları çadırda yanarak ölmesine ilişkin davaya, ikinci bilirkişi raporu damgasını vurdu. Raporda ölen 11 işçi, “çadırın giriş kapısı yanındaki ranzanın üzerine sünger yatakları tavana kadar istifleyerek, çıkışı engelledikleri ve yangın sırasında yatakların kayarak kapıyı kapatmasına sebebiyet verdikleri” gerekçesiyle olayda tali kusurlu bulundu. Sanıklardan birinin asMarmara Park AVM li kusurlu olduğu belirtiinşaatında 11 işçinin len raporda, diğer sanıklara ise kusur atfedilemeyekaldıkları çadırda yanarak ölmesine ilişkin ceği kaydedildi. Müşteki avukatı, raporun bilimsel davada, ikinci bilirkişi bir yanı olmadığını belirraporunun bilimsel bir terek “Bu, bilirkişi teröyanı olmadığını belirten rüdür” dedi. Bakırköy 4. Ağır Cemüşteki avukatı, “Bu bilirkişi terörüdür” dedi. za Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya, celse arasında tutuklanan sanık Mehmet Altun ile 5 tutuksuz sanık ve tarafların avukatları katıldı. İkinci bilirkişi raporunda, facianın asıl nedeninin, sahra çadırı denilen işçi koğuşunun güvenli olmaması gösterildi. İşçiler için sağlıklı, güvenli, tehlikesiz koğuşlar oluşturmayan Kaldem İnşaat’ın da kusurlu olduğu vurgulanan raporda, aydınlatma lambasının sünger yataklara yakın olmasının yangına yol açabileceği, kablolardaki elektrik kontağı ve arkların yatakları tutuşturabileceği ifade edildi. Ocakta hava ağ analizi yapılmadı: Ma madende! AKP Eskişehir’de toplu istifa Tunceli’de Yerlikaya depremi ESKİŞEHİR / TUNCELİ (Cumhuriyeü) Eskişehir’de AKP İl Başkanı Süleyman Reyhan ile il yöneticilerinin tamamı istifa etti. Reyhan, “Genel merkez ile yaptığımız istişareler sonucunda il yönetimi olarak istifamızı veriyoruz” dedi. Bu arada CHP’den istifa ettikten sonra, 8 ay önce AKP’ye geçen, ardından da Tunceli İl Başkanlığı’na atanan Sinan Yerlikaya, görevinden istifa ettiğini açıkladı. Yerlikaya, “3 gün önce istifa dilekçemi Genel Merkez’e verdim. İl teşkilatlarında yeniden bir yapılanma vardı. Genel Merkez’in elini rahatlatmak için istifa ettim” dedi. BALIKESİR (AA) Manisa Soma’da maden faciasında 43 yaşında hayatını kaybeden Sefer Hazar’ın arkadaşı Emin Koca, Hazar’ın akciğerindeki su toplanması nedeniyle başka bir ocaktan çıkarıldığı halde olayın yaşandığı işyerine kabul edildiğini ileri sürdü. Koca, “Aslında onun ve o zaman işe alınan diğer 13 kişinin kurs görmesi gerekiyormuş. Kaza, 13 Mayıs’ta oldu. Olay günü kurs vermeleri gerekirken çalıştırmışlar” dedi. Atış poligonunda patlama KAHRAMANMARAŞ (Cumhuriyet) Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü bahçesinin altında atış poligonunda bir arızayı gidermek için kaynak yapılırken barut gazı patladı, 1 başkomiser, 3 polis memuru ve 1 işçi olmak üzere 5 kişi yaralandı. İl merkezindeki hastanelerde tedavi altına alınan yaralıların ilk muayenesinde yüzde 80 yanık tespit edildi. Vali Şükrü Kocatepe, “İlk belirlemelere göre atış poligonundaki bir arızayı gidermek için yapılan çalışma sırasında muhtemelen barut sıkışması sonucu patlama meydana gelmiş. Olayda 1’i başkomiser 3 polis memuru ile 2 işçi yaralanmıştır. 1’inin sağlık durumu ciddi, diğerleri iyi. Olayla ilgili herhangi bir terör şüphesi yok. Arkadaşlarımız gerekli incelemeleri yapıyorlar” dedi. CHP Artvin İl Yönetimi, ‘başarısız olduk’ diye ayrıldı ARTVİN (Cumhuriyet) CHP Artvin İl Başkanı Seçkin Kurt ve yönetimi kurulu üyeleri, istifa etti. Kurt, “30 Mart sonrası başarılı olmadığımızı gözlemledik” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle