05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 HAZİRAN 2014 CUMARTESİ 4 HABERLER AKP ‘ibadethane’ diyemiyor Karabekir Lozan’dır Sakık ise Sevr Dağa götürülen evlatlarını geri isteyen “Diyarbakır Anneleri”yle ilgili sözleriyle bölgede nasıl bir gelecek şekilleneceğini ortaya koymuş bulunan Sırrı Sakık, Ağrı seçimlerinin hemen ertesinde daha ilk demecinde, Ulusal Kurtuluş Savaşı kahramanı Kâzım Karabekir’in adını taşıyan cadde ve sokak isimlerini değiştireceğini açıklamış, daha sonra da kentteki “Hava Şehitleri” anıtını kaldıracağını belirtirken şunları söylemiş: Bu kentte ilk gözüme batan bu utanç abidesidir. Bunu hemen kaldıracağız. Sakık’ın anıta karşı olma nedeni de, bunun 1930’larda Kürtleri bombalayan pilotların adına dikildiğini sanması. Bilginin yanlış olduğu, bu anıtın 1930’da İran Veliahtı’nın düğününden dönerken uçakları düşerek şehit olan Fethi Türker ile Sıddık Uyar’ın anısına dikilmiş olduğu ortaya çıktı. Sırrı Sakık da ofsaytta kaldı. Doğrusu Sakık’tan biraz daha dikkatli davranması, tepki oluşturmadan önce sorup soruşturması beklenirdi. Yanılmışız. Hadi, Hava Şehitleri Anıtı konusunda Sırrı Sakık hatalı bilgiyle yanıltılmış, ya Kâzım Karabekir konusunda ne demeli? HHH Ulusal Kurtuluş Savaşımızın önde gelen kahramanlarından olan Kâzım Karabekir’e karşı içimizde ancak minnet duygusu olabilir. Kâzım Karabekir’in siyasi görüşlerini paylaşmamanız, onun kurtuluş kahramanı olmasını inkâr etmenize neden olmamalıdır, olamaz da. Kâzım Karabekir “Lozan”dır, “Lozan” T.C.’nin bağımsızlığıdır. İlk bakışta, Sırrı Sakık’ın Sevr’in yandaşı olduğu ve tabii ki, Türk’ün bağımsızlığı demek olan Lozan’a karşı olduğunu söylemek haklı gibi görünebilir. Ama durum öyle değildir. Çünkü Kürt sorununa barışçıl ve demokratik çözüm, nasıl Kürtlere dillerini ve kimliklerini yadsımaları dayatılarak sağlanamaz ise Türklere varlıklarının reddini öngören Sevr dayatılarak da sağlanamaz. Kimse Kürtlerden dillerinden, kimliklerinden vazgeçmelerini istememelidir, kimse de Türklerden varlıklarının temeli olan Lozan’ın bütün kazanımlarından vazgeçmelerini istememelidir. Bu gerçekleri kavramadan iki taraf arasında bir ortak zemin bulmak, “modus vivendi” oluşturmak mümkün değildir. HHH Bütün bu hususlar dikkate alınmadan yine de herhangi bir çözüme gidilemez mi? Eğer aranan ortak ve bir arada yaşamayı içeren bir çözüm ise sorunun yanıtı “Hayır bu koşullarda öyle bir çözüme gidilemez!” olacaktır. Yok eğer böyle bir zorunluluk üzerinde durulmuyorsa, yine bir çözüm mümkündür. Bu “evli evine köylü köyüne” çözümüdür ki, bedeli her iki taraf için de ağırdır. Çünkü bugün varılan noktada, nasıl kimse Kürtlere kimliklerinden vazgeçmeyi dayatamazsa, Sırrı Sakık ya da başka bir Sakık da, Türklere Kurtuluş Savaşlarının sağladığı bütün kazanımlardan vazgeçmeyi dayatamaz. Buradaki, “Türklerin Kurtuluş Savaşları” deyimi gayet bilinçli olarak kullanılmıştır ve nedeni de, Sayın Sakık’ın Kâzım Karabekir düşmanlığıdır. Kürt kardeşlerimizin Kurtuluş Savaşı’nın Türk ve Kürtlerin kardeşçe dayanışması ile yürütüldüğü ve kazanıldığı yolundaki tezlerini biliyoruz. Ancak böyle bir tezin savunulması için Kâzım Karabekir’in inkârından vazgeçmek gerekir. Hem Kurtuluş Savaşı’nın kahramanının adını sokaklardan sileceksin, hem de “Biz bu savaşı birlikte yaptık, yurdun her yerinden hakkımız payımız var!” diyeceksin! Yok öyle şey! Evet Kâzım Karabekir “Lozan”dır, Sırrı Sakık ise “Sevr”. Ve biz Lozan’ı Sevr’e karşı koruyacak azme sahibiz. Koşullar “Memleketin bütün kalelerine girilmiş ve bütün tersaneleri zapt edilmiş”ten daha vahim olsa bile. Hükümetin, Köşk seçiminden önce Alevi oylarını partiye çekmek için hazırladığı paketi gündeme getirmesi bekleniyor. Cemevlerine ibadethane yerine ‘inanç ve kültür merkezi’ tanımı getirilecek EMİNE KAPLAN ANKARA Hükümet, uzun süredir üzerinde çalıştığı, Alevi örgütlerinde görüş birliği olmadığı ve Tekke ve Zaviyelerin Kaldırılması Hakkındaki Yasa’nın engel olduğunu gerekçe göstererek getirmediği Alevi paketine, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde hız verdi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, önümüzdeki günlerde Alevi örgütlerinden 50 temsilciyle bir araya gelerek hem Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin görüş alışverişinde bulunacağı hem de Alevi açılımına ilişkin hazırlıkları açıklayacağı belirtiliyor. Hükümetin üzerinde çalıştığı formüle göre, cemevlerine ibadethane yerine “inanç ve kültür merkezi” tanımı getirilecek. Cemevleri ve buralarda görev yapan dedeler, kurulacak vakıflarla desteklenecek. Hükümet, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Alevi kesiminin oylarını partinin adayına çekebilmek için Alevi açılımına ilişkin düzenlemeleri getirmeyi planlıyor. Başbakan Erdoğan, önümüzdeki günlerde Alevi örgütlerinden 50 temsilciyle bir araya gelecek. Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan da bürokratların katılacağı toplantıya, Avrupa’daki Alevi örgütlerinden de temsilciler davet edildi. Toplantıya, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Ali’siz Aleviler” dediği sivil toplum kuruluşlarının ise çağrılmadığı öğrenildi. Cemevlerine “İslamda iki ayrı ibadet yeri olmaz. Böyle bir durum sıkıntıya yol açar” gerekçesiyle “ibadethane” statüsü tanımak istemeyen hükümetin üzerinde çalıştığı formüle göre cemevleri “inanç ve kültür merkezi” olarak tanımlanacak. Diyanet Vakfı benzeri ancak devletle bağlantısı olmayacak “kamu yararına çalışan dernek ve vakıf” kapsamında vakıflar kurulacak. Bu vakıflara, kamudan diğer kamu yararına çalışan vakıflara olduğu gibi yardım ve ödenek aktarılabilecek. Cemevleri ve buralarda görev yapan dedeler, bu vakıflar tarafından desteklenecek. Hükümetin Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce yasal düzenleme gerektiren konuları, TBMM gündemine getirebileceği dile getiriliyor. Başbakan Erdoğan’ın kurmaylarıyla son yaptığı toplantıda da “ibadethane” istemlerine şiddetle karşı çıktığı öğrenildi. Hükümet yetkilileri, cemevlerine ve Alevi dedelerine yasal statü verilmemesine inkılap yasaları arasında yer alan ve anayasayla güvence altına alınan Tekke ve Zaviyelerin Kaldırılması Hakkındaki Yasa’yı gerekçe gösteriyor. Bu yasanın kaldırılmadan ya da değiştirilmeden yasal bir statü tanınmasının mümkün olmadığı savunması ise son çözüm paketinde x, q ve w harflerinin kullanılmasının önünü açan yasayla çelişiyor. 8 inkılap yasası arasında yer alan Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkındaki Yasa’ya göre, Türk alfabesinde yer alan harfler dışında harf kullanılamıyor. Ancak hükümet, x, q ve w harflerinin kullanılabilmesi için Türk Ceza Yasası’nda (TCY) söz konusu yasaya aykırı hareket edenlere 2 aydan 6 aya kadar hapis cezası verilmesine ilişkin maddeyi yürürlükten kaldırdı. ‘Türk demokrasisine inanıyorum’ Ricciardone’den veda ziyareti Başbakan’dan Ayasofya’nın ibadete açılması taleplerine yanıt ‘Önce Sultanahmet’i doldurun’ İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün restorasyonu tamamlanan Ortaköy’deki Büyük Mecidiye Camisi’nin açılışını yaptı. Erdoğan açılış sırasında yurttaşların Ayasofya’nın açılması için yaptıkları tezahüratlara “Sultanahmet, Süleymaniye, buralar dolması lazım. Sultanahmet’i bir dolduralım. Teravih değil, bayram namazında değil, sabah namazlarında dolduralım. Ondan sonra gerisi gelir” karşılığını verdi. Vakfılar Genel Müdürlüğü’nün Kuveyt Türk Katılım Bankası sponsorluğunda 2011’de başlayan restorasyon çalışmaları tamamlandı. Erdoğan, cuma namazını kıldıktan sonra caminin açılışını yaptı. Caminin mimarının Ermeni olduğuna dikkat çeken Erdoğan “Ecdat bu noktada da çok farklı davranmış ve emaneti, işi ehline vermiş. Biz mimarından mühendisine, işçisine kadar bu restorasyonlarda emeği geçenlere rahmet gönderiyoruz” dedi. Erdoğan, “Ortaköy Camii küçük, haddi aşmazsam bizim kitabımızda mescit geçer. Bu mescitler cemaatsiz kalmaması lazım” dedi. Öte yandan törende ilginç bir an yaşandı. Cuma namazını kıldıran Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez tören öncesi yaptığı konuşmada yurttaşlara “Gelecek Regaip kandilinizi kutlarım” dedi. Erdoğan, Görmez’e dönüp gülümseyerek “Berat Kandili” dedi. Görmez de “Berat kandilinizi kutlarım” diyerek sözlerini sürdürdü. Başbakan’a cuma namazında ve açılış töreninde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Emniyet Müdürü Selami Altınok, İBB Başkanı Kadir Topbaş, Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar, eski Bakan Egemen Bağış da eşlik etti. Camide yer bulamayanların çevredeki kafelerin içinde namaz kılması ilginç görüntüler oluşturdu. Kandile düzeltme ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na veda ziyaretinde bulundu. Ankara Büyükelçiliği görevi yakında sona erecek olan ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ricciardone, veda ziyaretlerini dün CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile sürdürdü. Ricciardone’nin iki siyasi müsteşarla geldiği görüşmeye, Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu ile Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan ve İzmir Milletvekili Rıza Türmen de katıldı. Büyükelçiyi kapıya kadar uğurlayan Loğoğlu, Ricciardone’nin başta Cumhurbaşkanlığı seçimi olmak üzere Kılıçdaroğlu’na farklı konularda sorular sorduğunu da belirten Loğoğlu, “Genel Başkanımız da bu soruları şimdiye kadar yaptığı açıklamalar, çerçeveler ve o sınırlar dahilinde cevapladı. İlkeleri anlattı, isim olmadığını, henüz adayımızı belir lemediğimizi ama yakında onun da olacağını söyledi” dedi. Loğoğlu, soru üzerine Ricciardone’nin cumhurbaşkanı seçimleri konusunda bir “temennide bulunmadığını” ifade etti. Öte yandan ABD’nin Ankara Büyükelçiliği kaynakları da ziyaretin bir veda ziyareti olduğunu bildirdi. Büyükelçilik kaynaklarından alınan bilgiye göre Ricciardone görüşmeyi olumlu bir ziyaret olarak değerlendirdi. Büyükelçi Ricciardone’nin, görüşmede Türk demokrasisine inancını yinelediği ve ağustosta yapılacak cumhurbaşkanı seçimlerinde sonuç ne olursa olsun, Türkiye için önemli ve iyi bir sonuç getireceğine inancını dile getirdiği belirtildi. Kılıçdaroğlu, dün Almanya’ya gitti. Bugün saat 14.00’te Essen kentindeki Grugahalle Salonu’nda gurbetçilere seslenecek Kılıçdaroğlu’nun heyeti içinde yardımcıları Faruk Loğoğlu, Durdu Özbolat ve Emel Yıldırım da yer aldı. Kılıçdaroğlu 8 Haziran’da Ankara’da olacak. Kılıçdaroğlu Almanya’da ‘Baykal neden olmasın?’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, CHP seçmeninin Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda “kendi adayı dışında bir isme oy vermeyeceğini” belirtirken “çatı adaylar” arasında adı geçen eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın adaylığı konusunda ise “Bizim ilkelerimiz, bizim bu konudaki düşüncelerimizin etrafında bir çatı aday söz konusu olduğunda neden olmasın?” değerlendirmesi yaptı. CHP MYK’de geçen ay yapılan değişiklikle parti örgütlerinden sorumlu genel başkan yardımcılığı görevine getirilen Bingöl, gazetecilerle kahvaltılı sohbet toplantısında bir araya gelerek soruları yanıtladı. Bingöl, Ankara il örgütünün görevden alınmasının ardında, diğer örgütlerde de de değişikliğe gidilip gidilmeyeceği yönündeki soru üzerine, görevden almaların, örgütlerin talepleri doğrultusunda olduğunu söyledi. Bingöl, aralarında Ankara ve Artvin’in de bulunduğu 70 il ve ilçede olağanüstü kongre sürecinin başladığını ve ay sonuna kadar bu kongreleri tamamlayacaklarını bildirdi. Tekin Bingöl bir soru üzerine tüzükte örgüt yapılanması ve parti içi demokrasi ile örtüşmeyen bazı maddeler nedeniyle CHP Genel Başkan Yardımcısı Bingöl’den ‘çatı aday’ değerlendirmesi CHP’den TMSF’ye suç duyurusu İstanbul Haber Servisi CHP Gef nel Sekreteri Gürsel Tekin, Tasarru e F) il TMS nu ( a Fo gort tı Si dua Mev ın bazı basın ve yayın kuruluşların uç yönetici ve görevlileri hakkında s uyu uç d u. S lund a bu und duyurus rak ola ağlı ğa b anlı rusunda başbak ı görev yapan TMSF’nin devraldığ ına baş ının nlar orga yın basın ve ya hıshükümete yakınlığı ile bilinen şa ların getirildiği, yönetimlerinin bu kurum ve kişilere devredildiği, hü kümet partisi lehine haberler yap tırıldığı belirtildi. Dilekçede, TMSF TV, how ri, S vlile yönetici ve göre aATV, Star TV, TGRT, Cine5 kanall ve kvim , Ta bah r, Sa Sta am, rı ile Akş r Güneş gazetelerinin sorumlu müdü ürın h bas nda akkı eri h ticil öne ve y riyetine engel olma, haberleşmenin engellenmesi, ayrımcılık ve basın özgürlüğünü ihlal ettikleri gerekçesiyle cezalandırılmaları istendi. Tüzük kurultayı hazırlığı aksamalar görüldüğünü bu nedenle tüzük değişikliği için çalışma başlattıklarını ve en uygun zamanda da tüzük kurultayı yapabileceklerini bildirdi. Bingöl, “Güçlü genel sekreterlik” modeline dönüp dönmeyecekleri konusunda somut yanıt vermezken tüzük değişikliğinde örgütlerin taleplerini dikkate alacaklarını belirtti. Bingöl, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde birinci tur ve ikinci turda tavırlarının ne olacağına ilişkin soru üzerine “Bizim seçmenimiz kendi adayı dışında bir başka adaya kesinlikle oy vermeyecektir” karşılığını verdi. Bingöl, ikinci turda ise yarışta iki aday kalacağı için o zaman da “seçmen duyarlılığı”na bakacaklarını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle