23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 HAZİRAN 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Katılanlar sadece çiçek koyabildi... Yine polis şiddeti, basınçlı su ve gaz kapsülü! Vicdan sanılan vicdansızlık! Kendi halkını toptan terörist olarak görme, genç insanları, yaşlıları, çocukları kadınerkek demeden öldürme, yaralama, gözaltına alma... Evlerde, kasalarda gizlenen paralar sıfırlanırken, anayasal ve demokratik tepkilerini gösterenlerin üzerine barbarca saldırma... Şimdi soruyorum: “Türkiye laik, demokratik bir hukuk devleti mi, yoksa polis devleti mi?” Polis müdürlerinin, güvenlik güçlerinin halka karşı acımasızlığını övmesi, üstelik onları kutlaması... Bu arada savcının bir yıl önce Antalya’da yapılan Gezi eylemlerinde “kırmızı fularlı kız” olarak tanınan Deniz Karacagil için 98 yıl hapis cezası istemesi... Tanrı aşkına söyleyin, bir hukuk devletinde böyle bir şey olur mu? Hayatımızı elimizden çalanlar, çocuklarımızı öldürenler, katiller, soyguncular, hırsızlar, talancılar için bile böyle hapis cezası istenmedi... HHH Hani 12 Eylül darbecileri yargılanıyordu... Bilen var mı ne oldu? Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya... Sözde yargılanıyorlardı! Toplam iki kişi... Laf ola beri gele! Evren, bir o taraftan bir bu taraftan asıyordu “asmayalım da besleyelim mi” diye... Darbe hukuku ve hukuk devleti... Faşizm ve demokrasi... Temel hak ve özgürlükler... Postal Cumhuriyeti’nden TOMAGaz Cumhuriyeti’ne... Vicdan ve vicdansızlık... Hepsini bir arada yaşamanın keyfini sürerken, asit kuyularını, faili meçhulleri, katliamları... 34 yıldır aradığımız, mezarı bile olmayan insanlarımızı!... Hani 12 Eylül’ü yargılamak için halkoylaması yapmıştık ya! Ay, ne kadar sevinmiştik ne kadar! Hoyratlık o tarihte de vardı aslında, ama bizim “yetmez ama evet”çiler “ileri demokrasi” çığlıkları atıyorlardı. Şimdilerde Ethem, Ali İsmail, Ahmet, Berkin, Uğur Kurt ya gaz kapsülüyle ya da silahla, sopalarla öldürülüyor. Darbe yasaları geçerli hâlâ! Seçim ve Partiler Yasası... Baskı 12 Eylül’ü bile aratıyor! TOMA Cumhuriyeti’ni yaşıyoruz toplum olarak... Türkİş, DİSK ve KESK’i ziyaret eden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ‘Umarım trafoya kedi girmez’ MUSTAFA ÇAKIR ANKARA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı seçim turları kapsamında Türkİş, DİSK ve KESK’i ziyaret etti. İsim vermeyen Kılıçdaroğlu, dinlemekle yetindi. KESK, Kılıçdaroğlu’na CHP’nin adayının ikinci tura kalacağına dikkat çekerek “sağdan aday gösterme” mesajı verdi. Kılıçdaroğlu Türkİş’i ziyaretinde Genel Başkan Ergün Atalay ve yöneticilerle görüştü. Atalay, Türkİş olarak herkesi kucaklayan bir cumhurbaşkanı arzuladıklarını belirterek “Sorunsuz bir cumhurbaşkanı seçimini arzu ediyoruz. Yani sorun olmasın, problem olmasın, herkesin kucaklandığı, herkesin hoşgörüyle bakıldığı bir ortam arzu ediyoruz biz Türkİş olarak” dedi. Atalay, önümüzdeki günlerde Türkİş Başkanlar Kurulu’nun da açıklama yapabileceğini söyledi. Kılıçdaroğlu ise örgütlü bir toplumdan yana olduklarını ifade ederek, “Cumhurbaşkanı adayımızın da örgütlü toplumdan yana, hukukun üstünlüğünden, emekten yana bir kişi olmasını arzu ederiz” dedi. Kılıçdaroğlu, “Eğer demokrasi gelişmişse, insanların etik değeri gelişmişse, zaten seçimler sorunsuz olur. Umuyoruz tabii bu seçimlerde de bir kedi trafoya girmez de bu seçimlere yine şaibe düşmez. En büyük arzumuz o çünkü seçimlerin güvenlik içinde olması, çok çok önemli” diye konuştu. Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanı adaylığı konusundaki açıklamalarının anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, “Yavaş, elbette bir değerlendirme yapacaktır. Bir röportaj, ben de sabah okudum. İsim bazında şu ana kadar hiçbir değerlendirme yapmadık, yapmamaya da özen gösteriyoruz” dedi. TOMA Cumhuriyeti... Haksızlığa, hukuksuzluğa, vurguna, soyguna, talana karşı çıkmak, hukukun üstünlüğünü savunmak, baskıya, şiddete karşı direnmek suç... Gezi Direnişi’nin birinci yıldönümünde polisin 200 kişiyi gözaltına alması, CNN muhabirinin canlı yayın yaptığı sırada kargatulumba gözaltına alınması demokratik hukuk devletine yakışır mı? Gaz solumaktan bıktık! Dayak yemekten, öldürülmekten bıktık! Dağlarımızı, ormanlarımızı, akarsularımızı, vadilerimizi elimizden aldılar... Artık ne yargı var ne de hukuk! Biat kültürü, boyun eğme, anayasal ve demokratik haklarını kullanamama... AKP Yalova ve Ağrı seçimlerini kaybetti... Topluma ileri demokrasi, özgürlük, kardeşlik sunacakları sözünü veren siyasal iktidar, ırk ve inanç ayrımcılığını hayata geçirmek istemiyor mu? 1 Mayıs’ta, 31 Mayıs’ta alanlara, caddelere, sokaklara binlerce polisi yığan iktidar sanki savaşa hazırlanıyor... Ve bir buyrukla savaş başlıyor! 1 Mayıs ve Gezi’nin yıldönümü gaza boğuluyor, ardından TOMA’lar insanları suluyor... Bir yılda bin işçinin öldüğü bir ülkede yaşıyoruz... Sömürü düzeni, vahşi kapitalizm, küreselleşme, köleleştirme! Bu ülkede gerçekten demokratik hak ve özgürlüklerin elde edilmesi için mücadele ediliyor mu? İşçi sınıfı, sendikalar ne yapıyor? HHH Gezi Direnişi toplumsal bir kırılmaydı... Bir umut! Bir sevinç! Korku tünelinden çıkıp, karanlığı delip geçerek aydınlığa ulaşmaktı. Halkın anayasal ve demokratik haklarını kullanmasından başka bir şey değildi! Ölümler geldi... Ve Gezi’nin birinci yıldönümünde polis kurşunuyla ölen Ethem Sarısülük vurulduğu Ankara’da anıldı... Polis yine gazıyla, TOMA’sıyla Güvenpark’taydı. ‘Sağdan aday gösterme’ mesajı Kılıçdaroğlu son olarak KESK’i ziyaret ederek Genel Başkan Lami Özgen ve yöneticilerle görüştü. Görüşmede KESK yöneticileri, Kılıçdaroğlu’na “CHP’nin sağdan aday göstermemesi” mesajı verdi. Erdoğan’ın aday olarak gözüktüğünü, seçimde kaybetmesinin önemli olacağını belirten KESK yöneticileri, “Ancak sadece onun kaybetmesi değil esas olarak biz 10 yıldır AKP’nin temsil ettiği baskıcı, otoriter anlayışa karşı, eşitlikten, özgürlükten, laiklikten, bir arada yaşama arzusunda olan bir cumhurbaşkanı istiyoruz. Adayı muhtemelen 2. tura kalma olasılığı bulunan CHP’ye de bu noktada büyük sorumluluk düşüyor. Sadece Tayyip Erdoğan kaybetsin diye AKP’nin politikalarını benimseyen bir kişinin aday gösterilmesi doğru değil. Bu durumda Erdoğan kaybetmiş olsa bile biz emekçiler kazanmış olmayız” dedi. wKılıçdaroğlu çıkışta, “Gerçekten de cumhurbaşkanı adayının özgürlükten, demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, kadınerkek eşitliğinden yana, yurttaşıyla rahatlıkla empati kurabilen, rahatlıkla sokakta yürüyebilen, devletin uyum içinde çalışmasını sağlayan, uluslararası hukuku özümsemiş, bilgi birikimi yeterli bir kişi olmasını üç aşağı beş yukarı belirledik” dedi. Kemal Kılıçdaroğlu, KESK’ten çıkışta yurttaşlarla “selfie” de çektirdi. ‘Başkan seçilmesine Yavaş’ın adaylığı seyirci kalamayız’ Türk’iş’in ardından Kılıçdaroğlu ardından DİSK’i ziyaret etti. Görüşmede isim değil, ilkeler üzerinde duruldu. Kılıçdaroğlu adaylarını belirlemelerinin ardından destek istemek için yeniden DİSK’e geleceklerini söyledi. Türkiye’de yasama, yargı ve yürütme arasında sağlıklı bir ilişki olduğunun ifade edilemeyeceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Seçilecek cumhurbaşkanı bütün bu dengelerin sağlıklı çalışması için çaba harcayacak bir kişi olmalı” dedi. DİSK Başkanı Kani Beko da ağustos ayında sadece bir aday tercihi yapılmayacağını belirterek, “Sandıktan ya bir başkan ya da bir cumhurbaşkanı çıkacaktır. Bu noktada eşitlikçi, özgürlükçü, halkçı, kamucu bir cumhuriyet isteyen bizler, ağustos ayında bir cumhurbaşkanı değil, başkan seçilmesine kesinlikle seyirci kalamayız” dedi. Direnen gençlerin özlediği Türkiye için çabalayacağız Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili CHP’nin Türkiye’nin 20 bölgesinde planlanan örgütlenme, hazırlık ve bilgilendirme toplantılarının 3’ncüsü İstanbul’da yapıldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, “AKP eliyle sopalı seçim süreçlerinin yaşanacağını şimdiden görüyoruz. Örgütlerimize bundan sonra daha fazla görev düşüyor. İlk kez cumhurbaşkanı halk tarafından seçilecek. Tomaların hakim olduğu bir düzende yaşıyoruz. Tomakrasi ile yönetiliyoruz. Sokaklarda direnen gençlerin özlediği Türkiye için çabalayacağız.” diye konuştu. Beşiktaş’taki Akatlar Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıya Bülent Tezcan, CHP İstanbul Milletvekilleri Süleyman Çelebi, Kadir Gökmen Öğüt, Sezgin Tanrıkulu, CHP’li belediye başkanları ve çok sayıda partili katıldı. CHP’DEN SORUŞTURMA KOMİSYONU TEPKİSİ İmralı’da ilk kez süreç kapsamında takvim ve programı ele aldı ‘Çiçek AKP’ye kalkan oluyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 4 eski bakanla ilgili yolsuzluk ve rüşvet iddiaları üzerine kurulan soruşturma komisyonuna CHP’nin bildirdiği 12 isimden 9, MHP’nin ise 3 isminden 2’sini “ihsası rey” anlamına gelecek açıklamalarını gerekçe göstererek kabul etmedi, iki partiden bunların yerine yeni isimler istedi. Eski bakanlar Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar ile ilgili yolsuzluk ve rüşvet iddiaları üzerine 5 Mayıs’ta kurulan soruşturma komisyonu bir türlü çalışmalarına başlayamıyor. AKP, CHP’nin 11, MHP’nin de tüm bildirdiği isimlere itiraz etmişti. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, dün gazetecilerin soruları üzerine, komisyona 3 partinin üye bildirdiğini, birinin ise bildirmediğini belirterek, daha isimler bildirilmeden TBMM Başkanlığı olarak kimin nasıl açıklama yaptığı konusunda bir çalışma başlattıklarını söyledi. TBMM İçtüzüğü’nün 109. maddesinin çok açık olduğunu, partilerin bildirdikleri üyelerin geçmişte Meclis içinde veya dışında soruşturulacak konuyla ilgili açıklamalarının olmaması gerektiğini belirten Çiçek, “Yaptığımız araştırmalarda 3 siyasi partimizden MHP’den 2 arkadaşımızın genel kurulda ve dışında açıklamaları var, CHP’den de 9 arkadaşımızın yaptığı açıklamalar var. Yolsuzluklar ortaya çıkarılmalı tarzındaki bir beyan komisyona üye olmaya engel teşkil etmiyor. ‘Bu kişi suç işlemiştir, bunlar hırsızdır’ gibi açık beyanlar varsa o takdirde soruşturmanın sağlıklı yürütülebilmesi açısından uygun olmaz. Soruşturma komisyonunun, yaptığı çalışma sonucunda ortaya koyacağı rapor, iddianame yerine geçecek. İddianame hazırlanırken usulüne uygun hazırlanmadıysa bu takdirde Anayasa Mahkemesi ile ilişkiler açısından sıkıntı çıkar” dedi. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Çiçek’in kendisini genel kurulun iradesinin yerine koyduğunu belirterek “TBMM Başkanı yetki gaspı yapmıştır. Biz gönderdiği bu yazıyı AKP talimatıyla yazılmış bir yazı olarak kabul ediyoruz. Çiçek, 17 Aralık soruşturmasıyla ilgili AKP’ye kalkan olmaya devam ediyor. 17 ve 25 Aralık soruşturmasıyla ilgili konuşma çağına gelip de konuşmamış bir kişiyi Meclis Başkanı bize göstersin. Herkes konuştu, bu soruşturma komisyonunu engellemeye dönük ikinci hamledir. Meclis Başkanlığı’na hangi gerekçelerle üyelerimize karşı çıktığını soracağız. Yeni isim bildirip bildirmemeyi de yetkili kurullarımızda değerlendireceğiz” dedi. Süreç yeni aşamaya geçecek MAHMUT LICALI ANKARA HDP heyetinin yaptığı 18. İmralı ziyaretinde çözüm süreciyle ilgili önemli mesajlar çıktı. Görüşmede HDP heyeti geçen haftalarda Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, İçişleri Bakanı Efkan Ala ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile yapılan toplantıları aktardı. İmralı’yla devlet heyetinin görüşmelerinde süreç kapsamında ilk kez takvim belirlenmesi ve atılacak adımlarla ilgili program oluşturulması gibi konuların ele alındığı belirtildi. Belirlenecek takvim ve program kapsamında çözüm sürecine yasal statü verilmesi, demokratik siyaset yasasıyla ilgili düzenleme, hasta hükümlüler ve TMY’de değişikliğin art arda ya da bir paket halinde gündeme gelebileceği ifade edildi. Süreçle ilgili düzenlemelerin cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde hükümet tarafından açıklanabileceği belirtiliyor. İmralı’nın bunu ciddi bir başlangıç olarak değerlendirdiği ve “En önemli realite sürecin yeni bir aşamaya gelmiş olmasıdır” dediği kaydedildi. Bu kapsamda HDP heyetinin önümüzdeki dönemde hükümet temsilcileriyle yeni görüşmeler yapması da bekleniyor. Görüşmede; sürecin şeffaflaşması ve denetime açık hale gelmesinin olası provokasyonları önleyeceği dile getirildi. Öcalan, sürecin yasal çerçeveye alınması ve oluşturulacak bir izleme kuruluyla parlamento denetimine açık yürütülerek belirlenecek takvim ve programa bağlı kalınmasını sağlayacağını dile getirdi. Öcalan “Süreci gizli saklı, spekülatif bir iş yapıyormuş gibi halkın denetiminden, önerilerinden, katkılarından uzak tutmanın rasyonel tarafı yok” değerlendirmesini yaptı. Öcalan, Diyarbakır’da çocukları PKK tarafından kaçırıldığı belirtilen ailelelerin yaptığı eylemler ve bölgede yol kesme eylemleriyle ilgili tarafların süreci provoke edecek tutumlardan kaçınması, dikkatli ve duyarlı davranması gerektiğini kaydetti. Görüşmede hükümetin Cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle süreci ötelememesi gerektiği dile getirilirken en önemli konunun barışın güvence altına alınması olduğu kaydedildi. İmralı’da yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri de değerlendirildi. Buna göre Öcalan, seçilecek cumhurbaşkanının isminin değil, seçim sisteminin tartışılması gerektiğini belirtti. Barışı ve demokratikleşmeyi diğer siyasi partilerin gözetmesini sağlayacak bir seçim strateji yürütülmesi gerektiğine işaret eden Öcalan, cumhurbaşkanı adayıyla ilgili olarak “kapsayıcılık”, “demokratik siyaset” ve “barışı geliştirme” olmak üzere üç ilkesinin olduğunu dile getirdi. Arınç: Erdoğan B ve C planlarını açıklayacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Diyarbakır’da terör örgütü tarafından kaçırılan gençlerle ilgili bir soru üzerine de ailelerin yaptıkları barışçı eylemle seslerini duyurmaya çalıştıklarını belirtirken, aileleri bulundukları yerden kaldıran Diyarbakır Belediyesi’ni hedef aldı. Arınç, “Doğrusu Diyarbakır Belediyesi’ni de, başkanını da kınıyorum. Bu insanlar daha önce Gezi eylemleri veya çok daha öncesinde, ailelerin yaptığı eylemlere ne kadar büyük destek vermişlerdi. Onlarla birlikte olmak için ne büyük çaba sarfetmişlerdi. Onların eylemlerine sıcak bakan insanların, anne yüreğine karşısında bu kadar duyarsız kalmasını, adeta bu işin üstünün örtülmesini istemelerini ancak kınamakla ifade edebiliyorum” diye konuştu. Arınç, Başbakan Erdoğan’ın HDP’ye yönelik “B ve C planlarımız var” sözleriyle ilgili açıklamalarını ise bugünkü grup toplantısında ayrıntılandıracağını söyledi. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın çözüm sürecinde yeni bir aşamaya gelindiği yönündeki açıklamaları anımsatılan Arınç, “Daha önce yine Beşir Atalay ifade etmişti, eve dönüşü de kapsayan bir yasal düzenleme bekleyelim mi” sorusuna, “Bu konuşmasında açıklanması gereken hususlar varsa lütfen kendisini bulduğunuzda sorunuz” diye yanıt verdi. Arınç, henüz yasal bir çalışma hazırlığı olmadığını söyledi. Altay’dan Çiçek’e tepki Köşk adayı için üç ilke
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle