25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 HAZİRAN 2014 ÇARŞAMBA 8 HABERLER GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada kargaşa içine attığını içeren güncel açıklamalarını, RTE’ye bağımlı medya elbette yazmıyor ve de üstelik iktidarın maddi ve manevi desteğiyle ayakta duran 10’a yakın TV, hemen her gün Başbakan’ın orada burada yaptığı konuşmaları naklen dakikalarca yayımlıyor. Adam Almanya’ya ve Fransa’ya orada yaşayan vatandaşlarımızın oylarını tavlamak için gidiyor ve sözü edilen TV’ler sanki toplum hesabına yeni bir şeyler söyleyecekmiş gibi konuşmasını naklen veriyorlar. Oysa konuşmalarında RTE, 12 yılda kendine layık gördüğü başarıları ve örneğin ülke ekonomisinin Avrupa’nın 6 ekonomisi arasında olduğunu, ülkeyi doğu batı ayırt etmeden bir baştan diğer başa kalkındırdığını iddia ediyor. Konuşmalar, ülkenin kalkınmasıyla ilgili değil; RTE’nin kendi söyleyip kendini övdüğü, içeriğinin ne kadarının doğru olduğu kuşkulu konuşmalar. HHH Fakat yiğidin hakkını yiğide verelim. AKP Genel Merkezi ve örgütü RTE’nin konuşacağı salonları veya meydanları doldurmayı pekâlâ beceriyorlar. Hatta oralardaki kalabalığın arada sırada “Büyüksün Recep” diye tempo tutmalarını da sağlayabiliyorlar. İşin ilginç yanı RTE bu tempoların içeriğine inanmış parti lideri olarak konuşuyor konuşuyor. HHH Böylesi kalabalık toplantıları ana muhalefet düzenlese, yalaka TV’ler üç beş dakika ayırdıkları konuşmasını verirken, iktidarı eleştiren sözlerini izleyicilerin alkışlamasını şırak diyerek kesiyorlar. Artık eğri oturup doğru konuşulmaz bu ülkede ama yine de bilinen bir gerçeğin altını çizmeye çalışalım: Muhalefet, yayın saatlerini iktidarı savunmaya, övmeye ayırdığı bir ortamda, medyanın bu denli taraf olduğu bir zemindeki seçim atmosferinde RTE’nin günübirlik halka seslenişlerindeki yalanlarını, hatta devleti içinden çıkılması zor bir sokağa soktuğunu üç beş dakikada anlatsa ne yararı olacak? Herhangi bir Batılı ülkede iktidarın tek yanlı, üstelik devletin olanaklarını kullanarak seçim propagandası yaptığını izlediniz, işittiniz mi? Oysa iktidar programlı ve sistematik bir stratejiyle, 17 Aralık’ta kanıtlarıyla ortaya çıkan dört bakanla ilgili rüşvet olaylarının, Gezi eylemlerinden bu yana denenen sözüm ona iktidarı devirmek amacıyla uydurma ve hâlâ kanıtlayamadığı bir “çete” aracılığıyla gerçekleştirildiğini önce 30 Mart yerel seçimlerinde halkımıza yutturdu. Hesabı gayet basitti: Halkımızın 30 Mart’ta 17 Aralık’ın rüşvet ve yolsuzluk yollarının kapısını açmaya değil de, AKP hükümetini devirmeye yönelik darbe olduğunu sindirmesini sağlamaktı. Halkımız bu yalanı yuttu! HHH RTE ve iktidarı adeta sütten çıkmış ak kaşık. Ülkeyi huzur kalmayan bir konuma getiren RTE’ye göre bu sonuç, ne kendisinin ne de hükümetinin eseri. Ya darbe yapmaya girişenlerin marifeti ya da muhalefetin Pensilvanya ile işbirliği sonucu! RTE bu mavalları her firsatta TV’lerde yineliyor, amma velakin.. …ne darbeyi ne de Pensilvanya’nın devleti ele geçirme planını ispat edebiliyor. Laf kalabalığında söylediklerini kanıtlayamayan bir savcı ama var olduğunu söylediği darbeleri ve sorumlularını, uydurma isimler dışında var iseler, gerçek suçluları bulup türlü yakalayıp kanıtlarla yargıya teslim edemeyen de ta kendisi! HHH Dünya böylesine aslını faslını bir türlü kanıtlayamadığı mavallarla halkı kandırarak seçim kazanan bir parti genel başkanına galiba ilk kez tanık oluyor. Aynı stratejiyle eteklerinde bir yığın iddia ve nedeni olduğu bir değil bin kadar suçlamayla cumhurbaşkanı olmaya hazırlanıyor. Seçilirse demek ki halkımız demokratik ülkelerde başbakanlara yakışmayan her türden iddiayla suçlanan birisinin, adı da RTE, Çankaya’ya çıkmasına rıza gösteriyor demektir. HHH Çoğunluk halk ne yaparsa doğru yapar dediğine ve halkımız her seçimde onca skandalın baş aktörü olan Başbakan’ı desteklediğine göre, yaptıkları yapacaklarının güvencesi olan RTE’yi, ağustos ayında Cumhurbaşkanlığı’na layık görürse… …eh ne yapalım halkımız layığını buldu, başa gelen çekilir demekten başka tesellimiz olabilir mi... ATC istifaları GÜNDEM Kurum, Başbakan Erdoğan’ın yaptığı baskıya direndi n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY geri çevirdi LEYLA TAVŞANOĞLU TürkAmerikan çatı kuruluşlarının en önde gelenlerinden AmericanTurkish Council (ATC), bir süre önce istifa eden üst yönetiminin istifalarını geri çevirdi. ATC’nin yeni başkanlığına atanan NATO eski başkomutanı Orgeneral James Jones kuruluşun yönetim kurulunun 1 Haziran’da istifa eden ATC CEO’su emekli büyükelçi James Holmes ve İcra Kurulu Başkanı Canan Büyüküstün’ün istifalarını geri çevirdiğini açıkladı. Jones, Holmes ve Büyüküstün’ün görevlerinde kalmalarının daha yumuşak ve kalıcı bir geçiş dönemi oluşturacağını kabul ettiklerini bildirdi. Jones açıklamasında şu görüşleri kaydetti: “TürkABD ilişkilerinin gündelik bazda ne kadar önemli olduğunu hepimiz idrak ediyoruz. Irak, Suriye ve Ukrayna’da terörle mücadele, ulusal güvenlik ve enerji güvenliğinde Türkiye ve ABD ortak kaygıları paylaşmaktadır. Ayrıca bölgede benzer riskler ve tehditler algılamaktadır. Son yıllarda iki ülke de ikili ticaret ve yatırımlardan bir hayli yararlandılar. ATC’nin otuz küsur yıldır sürdürdüğü görevini devam etmesinin ne kadar kritik önemi olduğuna inanıyorum. Bu özel ilişkinin gelişmesi ve korunması için bütün olanaklar seferber edilmelidir. ATC, Ankara ve Washington’daki sesler ve yönlendirme çabalarından uzak kalarak bağımsız bir biçimde çalışmalarını sürdürerek şimdiye kadar iki başkentte de güvenilirlik ve saygınlığını korumayı başarmıştır.” Şok etkisi yaratmıştı Emekli büyükelçi James Holmes, Ayşe Sümer ve Canan Büyüküstün’den oluşan ATC üst yönetimi bu ay başında, Washington’da düzenlediği 33. yıllık konferansı sırasında istifa etmiş, istifa katılımcılar arasında şok etkisi yaratmıştı. ATC üst yönetiminin, son zamanlarda Gülen hareketine yakınlaştığı gerekçesiyle Başbakan Erdoğan’ın istifalarını istediği, yönetim kurulunun da 33. konferansa katılımın çok düşük düzeyde olması nedeniyle bu istifalara sıcak bakmasının gelinen noktayı doğurduğu belirtilmişti. Üst yönetimin istifası üzerine NATO eski başkomutanı ve Obama’nın bir dönem Ulusal Güvenlik Danışmanı Orgeneral James Jones tepe isim olarak atanmıştı. İstifalarla birlikte ATC’nin Başkanı emekli büyükelçi Richard Armitage de emekli olmuştu. Çark sinyali verdi Erdoğan, NATO ülkelerinin tepkisini çeken füze ihalesi için Çin’e verdiği mesajda teknolojinin yetersizliğinden söz etti Mezuniyet törenine Soma damgası BARKIN ŞIK ANKARA ABD ve NATO üyesi ülkelerin tepkisiyle karşılaşan Türkiye’nin “Yüksek İrtifa Hava Savunma Sistemi” ihalesinde sürpriz bir gelişme yaşandığı öğrenildi. Savunma Sanayi Müsteşarı İsmail Demir, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “özel mesajı” ile Çin’de bir dizi temaslarda bulundu. Geçen hafta gerçekleşen ziyarette, Çin ile alım görüşmeleri yapılan hava savunma sistemi konusunda, Başbakan Erdoğan’ın “Çin’in vermeyi kabul ettiği teknoloji transferi bizim için yeterli değil. İhaleyi kazanabilmeniz için elinizdeki teknolojiyi bize açmanız şart” mesajı, Çin politbürosu üyelerine aktarıldı. Politbüro, Türkiye’nin bu mesajına bir yanıt vermedi. Müsteşar Demir, Başbakan’ın özel mesajı ile gittiği Çin’de Savunma Bakanı Çang Vançuan ile de bir araya geldi. Vançuan’ın Çin politbürosunda önemli bir isim olduğu belirtildi. Görüşmede, Demir, Başbakan Erdoğan’ın “Ben bu ihaleye Çin teknoloji transferi şartımızı karşılıyor diye ‘evet’ dedim. Kalıcı kazanç bizim açımızdan füze değil teknoloji olmalı” mesajını iletti. Çin, Türkiye’nin açtığı ihalede, 3.44 milyar dolarla en düşük fiyat teklifi ve “En kısa sürede teslimat / En yüksek yerli katkı payı” taahhütlerinde bulunmuştu. Türkiye’nin bu aşamada Çin’in verdiği teknoloji transferini yeterli bulmadığının altı çizildi. Türkiye’nin Çin’den yaptığı talebe olumlu yanıt verilmemesi durumunda ikinci sırada bulunan Eurosam (Fransaİtalya ortaklığının) ile onunla da görüşmelerin başarıyla sonuçlandırılamaması halinde üçüncü sıradaki ABD ile sözleşme görüşmelerine başlanacak. Her şeye karşın hukuk zemininde hakkını arayan Fenerbahçe, önemli bir deplasman maçını kazanmış oldu. Özel yetkili mahkemelerin (ÖYM) hâkim ve savcıları en çok Şike davasında zorlandıklarını söylemişler, “İlk günlerdeki tepkilerin ardından toplumun davaları unutacağını düşünmüştük, öyle olmadı” demişlerdi. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) özgürlüklerin önünü açmasıyla birlikte yıllardır süren hukuk kılıflı zulmün de sona erme olasılığı gündeme geldi. “Olasılık” diyoruz, çünkü henüz tamamlanmış bir süreç yok. Aksine bir bakıma her şey yeniden başlıyor. Nasıl bir başlangıç? Soruyu daha net sormak gerekirse; yeniden yargılama nasıl olacak, hangi hukukla yapılacak, bu mahkemelerde görev alacak hâkim ve savcılar nasıl atanacak? Bu sorular henüz çengellidir. Nasıl yanıt bulacağı da belli değildir. Zira, AKP hem yerel mahkemeleri hem de Yargıtay’ı yeniden şekillendirmeye hazırlanıyor. Cumhurbaşkanı’nın önünde duran yasanın imzalanıp yürürlüğe girmesiyle birlikte yeni bir Yargıtay yapısı oluşturulacak. Ankara kulislerinde AKP’nin Yargıtay’ı “paralel” yapıdan temizlemek için son hesapları yaptığı, ancak her yere “tam ve katıksız AKP’li” bulmakta zorlandığı konuşuluyor. HHH ÖYM’lerdeki yargılamalar sırasında akıl almaz hukuk hatalarını gerek avukatlar, gerekse sanıklar bıkıp usanmadan anlatmış ama sesini duyuramamıştı; bağır bağır, herkes sağır... Bunlar öyle uygulamalardı ki, “hata” sözcüğü çok hafif kalır. Her şey bir yana, gizli tanık uygulaması bile yargı vahşetini anlatmaya yeter. Çoğu cezaevinde bulunan ve hapisten çıkmak için tek umudu gizli tanıklık yaparak ÖYM’lerin gözüne girmek olan onlarca kişi, tutuklu yargılanan sanıklar için tam bir işkence aletiydi. ÖYM’ler canlı bombaya inat canlı işkence aleti kullanıyordu. Silivri yargılamalarının sadece gizli tanıklar bölümü bile tüyler ürperticiydi. Bir örnek verelim; onlarca adi suçtan ceza almış bir gizli tanık, Ergenekon sanıklarının bulunduğu salonu kapalı kapılar ardından kamera ile izleyip tanıdıkları hakkında ifade kusarken birden sesini yükseltti, “Şu sanığı daha önce bir mafya reisinin bürosunda gördüm” dedi. Bu tür ifadeler arayan mahkeme heyeti hemen üstüne atladı, “Ne zaman gördün, niçin gelmişti” türünden sorular sordu. Gizli tanık, “iki yıl önceydi” deyince tutuklu sanık ayağa kalkıp seslendi: “Sayın heyet beni 4 yıldır tutuklu yargıladığınız için teşekkür ederim... Yoksa bu iftira ile de uğraşmak zorunda kalacaktım!” Mevcut yasaya göre gizli tanığın bir cümlesi yanlış olursa, tanıklığı iptal ediliyor. Mahkeme heyeti hiçbir şey olmamış gibi gizli tanığa, “Buyrun ifadenize devam edin” dedi... HHH Türkiye’de rekor ama sanırım dünyada da rekordur; Ergenekon hâkimleri hakkında şikâyet ve reddi hâkim talebinin sayısı bini geçti. Yargılamalar boyunca ne reddi hâkim talepleri kabul edildi ne de Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) şikâyetlerden birinin gereğini yaptı. İşte böyle bir yargı zemininde yeniden yargılama, kokmuş aşın tabağını değiştirmekten başka bir işe yaramayacaktır. O nedenle yeniden yargılamadan önce yeniden hukuk istemek gerekiyor. Bu istem sadece şu anda sanık durumunda bulunanlar için değildir. 76 milyon içindir. Çünkü bugün Türkiye’de kimsenin hukuk güvenliği yoktur. MERSİN (Cumhuriyet) Mersin Üniversitesi’ndeki (MEÜ) mezuniyet töreninde bazı fakülte öğrencileri başlarına baret takarak Soma’da yaşanan maden faciasına yönelik hazırladıkları “Unutmadık, unutturmayacağız. Okumuş insan halkın yanındadır” yazılı afişlerle yürüdü. MEÜ Çevre Mühendisliği öğrencileri korteje “Kaderci Değil Mühendisiz” yazılı dev pankartla katılırken bir grup öğrenci de “Yapılanları Bilinç Altına Atmayız. Toprak Altındakileri Unutturmayız. Lice SomaGeziRoboski” yazılı dövizlerle tepkilerini dile getirdi. Üniversitede yaşanan rektörlük işgaline karıştıkları gerekçesiyle haklarında tedbir kararı alınarak bir dönem okuldan uzaklaştırılan öğrenciler, korteje karışarak “Kapı Önü Fakültesi MEÜ Direniyor” yazılı pankart açtı. Protokol bölümünün önüne gelindiğinde “Rektör istifa” sloganları atan öğrenciler, Rektör Süha Aydın’a tepki gösterdi. Özel güvenlikçilerle öğrenciler arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. ERDOĞAN KONUŞTU, KARAR ÇIKTI ‘Böcek’te 5 polis için tutuklama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) – Başbakan Tayyip Erdoğan’ın çalışma ofisinde bulunan dinleme cihazına ilişkin yürütülen böcek soruşturmasında 5 şüpheli polisin serbest bırakılması kararına yapılan itiraz kabul edildi. Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi, 5 polis hakkında yakalama kararı çıkardı. Yakalama kararının, Erdoğan’ın, dünkü grup toplantısında “Başbakan’ın ofisine dinleme cihazı koyan zanlılar, Dışişleri Bakanlığı’ndaki en mahrem toplantının dinlenmesinden haberi olanlar, ellerini kollarını sallayarak dolaşabiliyorlar. Biz bu ifadelerimizle yargıya müdahale etmiyoruz, yargıya görevini hatırlatıyor, yargıya çok ciddi bir sorunun varlığını gösteriyoruz” demesinin ardından gelmesi dikkati çekti. Erdoğan’ın çalışma ofisinde Aralık 2011 yılında bulunan dinleme cihazına ilişkin soruşturmada arasında eski Koruma Daire Başkanı Mehmet Yüksel, Koruma Şube Müdürü Zeki Bulut’un da aralarında bulunduğu 11 kişi geçen hafta gözaltına alınmıştı. Savcı Durak Çetin, casuslukla suçlanan şüphelilerden Mehmet Yüksel, Zeki Bulut ile İbrahim Sarı, Hurşit Gölbaşı, Harun Yavuz ve Seyit Saydam’ı ifadelerinin ardından serbest bırakırken 5 kişiyi ise tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk etmişti. Nöbetçi Ankara 9. Sulh Ceza Mahkemesi yargıcı Hasan Akçam, ifadesini aldığı şüpheliler Ali Özdoğan, Sedat Zavar, Ahmet Türer, Enes Çiğci ve İlker Usta’yı adli kontrol şartıyla serbest bırakmıştı. Akçam, gerekçesinde “Mevcut delil durumu, delillerin çoğunun toplanmış olması, şüphelilerin tutuklanmaları halinde mağduriyetlerine sebep olunacağını” öne sürmüştü. Ancak soruşturma savcısı Durak Çetin, 5 polisin mahkeme tarafından serbest bırakılmasına dün itiraz etti. Çetin, şüphelilerin Erdoğan’ı yasadışı dinlediğine yönelik dosyada delil olduğunu savundu. İtirazı Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanvekili Naile Gündoğdu Taş, değerlendirdi. Mahkeme, 5 polis hakkında tutuklama kararı verdi, haklarında yakalama kararı çıkarıldı. Ancak karar, kapıda bekleyen polislerin avukatı ile paylaşılmadı. Karar, mübaşir tarafından polis korumasında savcı Çetin’e gönderildi. Savcılık, 20 dakika kararı başsavcı vekili Veli Dalgalı ile değerlendirdikten sonra avukata bildirdi. Kararın gerekçesinde, kuvvetli suç şüphesi, delilleri karartma ihmali ve kaçma şüphesi gösterildi. Kalkan’dan ‘HDPBDP’ açıklaması DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Sterk TV’ye konuşan PKK yöneticisi Duran Kalkan, 2 hafta önce kendisi ile yapılan “HDP ve BDP; PKK değil. Bizim temsilcimiz falan değiller” sözlerine açıklık getirdi. Kalkan, bazı çevrelerin HDPBDP’yi haksız yere suçladığını belirterek, “Bu partileri PKK’nin yaptığıyla suçlamak doğru da değil, ahlaki de değil. PKK’yi suçlayacaksan PKK’yi yaptıkları ile suçla, eleştir. Ama bunlar ayrı örgütler. Herkesin rolü var bizde. PKK’nin de, diğer güçlerin de. Örneğin HDP heyeti, cesaret ve fedakârlıkla çok ciddi riskli bir çalışma yürütüyor. Saygıyla karşılıyoruz. Ancak teşekkür edilir” dedi. Mateme soruşturma İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Soma’daki maden cinayetinde yaşamını yitirenlerin anısına, iş kazalarına dikkat çekmek, sorumluların adalet önünde hesap vermesini sağlamak, yetkilileri göreve çağırmak için 14 Mayıs’ta protesto gösterisine katılan Aydın Tabip Odası üyelerine soruşturma açıldı. Aydın Tabip Odası Başkanı Metin Aydın, Aydın’da 8’i hekim, 4’ü çocuk toplam 77 kişiye soruşturma açıldığını kaydetti. Anayasal haklarını kullandıklarını belirten Aydın, “Gösterdiğimiz duyarlılıktan, halkımızın acısını paylaşmaktan dolayı muhatap kaldığımız soruşturma ve kanuni işlemleri kabul etmiyor, reddediyoruz” dedi. ‘Unutmamız mümkün değil’ İstanbul Haber Servisi Maltepe Belediyesi tarafından her hafta gerçekleştirilen halk buluşmalarında yurttaşlar Soma faciasının unutulmamasını isteyerek toplantıya “Soma’yı Unutma” yazılı siyah tişörtle geldiler. Belediye personeli ile birlikte siyah tişört giyerek Maltepelilere destek veren Başkan Ali Kılıç, “Amacımız, Soma’yı unutmamak, o şehitlerimiz ve acılı ailelerin yanında olmak” dedi. ŞIRNAK (AA) Şırnak milletvekilleri Selma Irmak, Faysal Sarıyıldız ve HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan Silopi’de düzenlenen mitinge katıldı. Buldan, kürsüde konuşurken fenalık geçirerek düştü. Bir süre sonra kendine gelen Buldan, kontrol amaçlı hastaneye kaldırıldı. Buldan’ın durumunun iyi olduğu belirtildi. Buldan konuşurken fenalaştı İstanbul Haber Servisi Kamu Emekçileri Sendikaları (KESK) İstanbul Şubeler Platformu üyeleri “Emekçiler Barış İstiyor” konulu toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda kalıcı bir barış ortamı için kalekol yapımlarından vazgeçilmesi, Terörle Mücadele Yasası’nın kaldırılması, bölgede uygulanan polis şiddetinin son bulması ve anadilinde eğitim hakkı için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması istendi. ‘Emekçiler Barış İstiyor’ Emniyet’e cemaat talimatı Yurtdışı birimleri, finans kaynakları, devlet içindeki ilişkilerini araştırın emri verildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Fethullah Gülen ve cemaatine yönelik yürüttüğü “paralel devlet” soruşturmasında kritik bir talimat verdi. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’na (KOM) iki sayfalık bir yazı gönderen soruşturma savcısı Serdar Coşkun, “MİT, Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü birimleri, MASAK, SGK, BDDK, SPK, TMSF dahil üst kurumlar, devletin ülke içindeki ve dışındaki birimleri ile irtibata geçilip bu yapılanmanın mali finansmanının araştırılmasını” talep etti. Coşkun’un kapsamlı inceleme ve araştırmaların savcılığa gönderilmesi istendi. 17 Aralık operasyonu sonrası cemaate karşı Ankara’da başlatılan ana soruşturma dosyasında dikkat çeken bir gelişme yaşandı. Cumhuriyet savcısı Serdar Coşkun, 9 Haziran 2014’te, Emniyet KOM Dairesi’ne iki sayfalık bir yazı gönderdi. Yazıda, soruşturmanın içeriği şöyle anlatıldı: “Devlete paralel yapının ne olduğu, kimlerden oluştuğu, nihai amaçları, örgütlenmenin şekli ve şeması, insan kaynakları ve ekonomik kaynakları, organizasyonun disiplini sağlama şekli, haber alma ve şekilleri, yurtiçi ve dışındaki bağlantıları, kimin adına ve neden hareket ettikleri, ellerindeki gücün büyüklüğü, örgütlenme içerisinde yer alan faillerin tespitine çalışılmaktadır.” Öte yandan Ankara Başsavcılığı, yazılı açıklama yaparak, Gülen cemaatine yönelik soruşturmayı doğruladı. İstanbul Haber Servisi Anadolu Grubu’nun kurucularından geçen pazar gün vefat eden işadamı İzzet Özilhan (94) için, Ataşehir’deki Mimar Sinan Camii’nde tören düzenlendi. Törene iş, siyaset dünyasından çok sayıda isim katıldı. Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, kızı Tülay Özilhan Aksoy, gelini Emine Özilhan ve aile taziyeleri kabul ederken, Özilhan’ın cenazesi törenin ardından Ümraniye Kocatepe Mezarlığı’ndaki aile kabristanında toprağa verildi. İzzet Özilhan toprağa verildi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle