02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 HAZİRAN 2014 PERŞEMBE 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER S Cumhurbaşkanlığı Kilidinin Anahtarı? Seçimin sonucu ve ülkenin geleceği büyük partilere değil, anahtar partinin (yani Öcalan’ın kişisel) kararına bağlanmış görünüyor. Açılım süreci sözcüsü, bir açık oturum panelinde benzer kaygıları dile getirdi. BOZKURT GÜVENÇ mış görünüyor. Açılım süreci sözcüsü, bir açık oturum panelinde benzer kaygıları dile getirdi. Kürt sorununun çözümü, seçilecek adaya sunulacak taktik, anahtarın bedelini yükseltiyor. Yüzde 43’ten kayıp veya ödün vermeden, yüzde 7’yi kazanmak mümkün mü? Son günlere değin seçim matematiğinde pek anılmayan Kürt asıllı yurttaşlarımızın destek oyu, belki henüz karaborsaya düşmedi ama giderek öncelik kazanıyor, ağırlığını hissettiriyor. Bir yanda AKP temsilcileri Açılım Çalıştayı’na katılırken üst düzey danışmanlar, Kürt partilerin Öcalan ile arasını açmayı deniyor; beri yanda, CHP genel başkanı HDP’yi ziyaret ederek uzlaşma koşullarını öğrenmeye, özgürlük ve özerklik talep eden liderleri ikna etmeye çalışacak; tabii MHP ile kader ortaklığına gölge düşürmeden. Özetle, siyasal partiler bir uzlaşma aşamasına gelmiş, hatta girmiş bulunuyor. Aranan adayın seçim sürecindeki tarihi görevi ve sorumluluğu, son yıllarda kutuplaşmış toplumu barış ve huzur ülküsünde birleştirmek olacak. Tüm ülkeyi kucaklayacak bir “Çatı Aday”dan beklenen tarihi görev, iktidarın oyalama politikasından yakınan Kürt asıllı yurttaşlarımızın güvenini kazanmak olabilir. Ulusal birlik ve bütünlüğün korunması demokrasi ile sağlanacak ise siyasal partilerin toplumu tarihi bir karara hazırlaması gerekiyor. “Savaş mı barış mı?” Bu ikilem karşısında barış istiyorsak, böyle bir uzlaşmaya razı ve hazır olmak zorundayız. Ülkemizin varlığı ve yakın geleceği, hangi adayın, daha açık deyişle, tercih edilen hangi adayın kazanacağına bağlı görünüyor. En uzun ömürlü Roma Barışı’ndan sonra dünyamız, “Barış istiyorsan savaşa hazır ol!” kuralı ile yönetildi. Ülkeler barış adına, “Allah Allah” diyerek savaştılar ve savaşıyorlar. Ama savaşta zafer hemen hiçbir ülkeye kalıcı bir barış getirmediği gibi, her büyük zafer, dayattığı barış şartlarıyla yeni savaşların tohumlarını attı. Batı emperyalizmi, savaş yorgunu Osmanlı Devleti’ni yıkıp mirasını paylaştı ama Ortadoğu’ya ve İslam âlemine barış getiremedi. Dünya savaşına son vermek amacıyla yapılan bütün barışlar, Dünya barışı ülküsüne son verdiler. Birleşik Krallık iki dünya zaferiyle, Sovyetler Birliği ise bir Dünya ve bir Soğuk Savaş’la kendiliğinden dağıldı. Bugün ülkemiz seçim sandığına doğru koşarken medyada siyasi yorumlar yapan aydınlar, aday adayları bu tarihi gerçeği gündemde tutmak ve siyasal partilerin barış hedefinde uzlaşmasını sağlamak sorumluluğu taşıyor. “Yurtta barış dünyada barış” sloganı kuşkusuz geçerli ama yeterli değil. Dünya, gökten inmeyecek barışın tarihi gereklerini yerine getirmek zorunda! Yolumuz açık, geleceğimiz aydınlık olsun! eçime sayılı günler kala adayları değil, adları açıklanamayan adayların niteliklerini konuşuyoruz. Çok sayıda aday adayı var da partiler birbirini kolluyor; önce siz buyrun, sonra biz açıklarız diyor; nezaketen değil de siyaseten ve Osmanlıca deyimiyle “hazaketen” (ustalık gereği) böyle davranıyorlar. Seçmen topluluğu ülkenin durumu ve geleceği konusunda öylesine bölünmüş ki, hangi adayın kazanacağı tahmin bile edilemiyor. Seçim sonucu halkoyuna değil, partilerin kararına kalmış görünüyor. Yerel seçim verilerine göre, iktidardaki AKP’nin muhtemel adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın oylarıyla muhalefetteki CHP ile MHP’nin toplam oyları yüzde 43 dolayında birbirine kilitlenmiş bulunuyor; acilen, kilidi açacak anahtar parti(ler) aranıyor. İlk akla gelen çözüm: Toplam olarak yüzde 7 dolayında bir seçmen kitlesini temsil eden BDP+HDP ikilisi. Daha küçükler de var ama onların bir araya gelip uzlaşması pek kolay olmasa gerek. Seçimin sonucu ve ülkenin geleceği büyük partilere değil, anahtar partinin (yani Öcalan’ın kişisel) kararına bağlan Bayrak, Cambaz ve Seçim! Bir bayrak direğine tırmanmak zordur, ciddi bir cambazlık becerisi ister... Bilirim, çünkü Şişli Terakki Lisesi’nin, Nişantaşı’nda, şimdi kapalı otopark olan yerdeki ahşap Halil Rifat Paşa Konağı’nı sağlamlaştırmak için, sınıfların içinden geçen 810 santim çapında demir direkler kullanılmıştı ve biz o direklere tırmanma yarışı yapardık. Bir askeri üsteki bayrak direğine, dışardan gelerek tırmanmak ise çok daha zordur... Çünkü hem üsse girmek hem de özel olarak korunan bayrağın direğine tırmanmak hemen hemen olanaksızdır. HHH “Cambaza baktırmak” diye bir deyişimiz var; halk arasında “Cambaza bakıtmak” diye de söylenir... Panayır yerlerinde ip cambazlarının gösterilerine dikkat kesilmiş olan halkın paralarını çalan yankesiciler için söylenir. HHH Türkiye sadece bir rejim bunalımıyla değil, devletin tümüyle çökmesi tehlikesiyle de karşı karşıyadır... Ortadoğu bir kan gölüne dönüşmüş, El Kaide, uzantıları, AKP’nin yanlış politikalarıyla, sınırlarımıza kadar dayanmıştır... Önümüzde iki kritik seçim var... Gerek ayıplı ve özürlü demokrasimizin, gerek ne olduğu, nasıl yürütüldüğü pek iyi bilinmeyen “Barış sürecinin” ve gerekse gittikçe zayıflatılan Türkiye Cumluriyeti’nin bir devlet olarak yazgıları bu iki seçimin sonuçlarıyla belirlenecek... HHH Dün Cumhuriyet’te Duygu Güvenç imzasıyla yayımlanan “ABD: Türkiye seçim hileleri merkezi!” başlıklı haberden bazı satırları okuyalım: “ABD’nin ünlü düşünce kuruluşlarından Partilerüstü Politika Merkezi, 30 Mart seçimlerindeki hileler için ‘bireysel sahtekârlıklar değil, merkezi planlama söz konusu’ saptamasını yaptı... Oy kullanırken değil, sayımda hile var... Belgelerdeki yasadışılıklar, örneğin Ankara’daki mühürsüz seçim sandıkları gibi istatistiksel anormallikler ciddi endişe yaratıyor. Çünkü bunlar birkaç bireysel sahtekârlıktan ziyade merkezi planlamanın olduğunu gösterir nitelikte...” HHH Parmak boyası niçin kaldırıldı... Seçim sonuçlarını hesaplayan bilgisayar programı SEÇSİS neyin nesidir... Hangi ülkeler, niçin yasaklamış? HHH Bayrak üzerinden nefret ve düşmanlık geliştir... Cambaza bak, seçim hilelerine dikkat etme... Kaderini seni aldatanların iradesine teslim et! Yüzümüzü Güldürenler P rof. Dr. Üstün Dökmen, “Nasrettin Hoca ile Pasteur arasında bir benzerlik var mıdır” diye soruyor. Yanıtını yene kendisi veriyor: “İnsanlığın yüzünü güldürmek açısından Nasrettin Hoca, Moliere, Edison ve Pasteur arasında bir fark yoktur.” İnsanlığa hizmet edenlerin büyüklükleri tartışılverir! Alevler yükselirken eşeğe seslenir: Buna kimileri güler geçer. Gülelim ama geçmeyelim. Azıcık durup düşünelim. Alevmaz. Ancak bizim Nasrettin Hocamız fık Fıkrayı bilirsiniz. Nasrettin Hoca bir gün ler içimizi dışımızı sarmış! Toplum olarak ralarındaki iletilerini damardan veriyor. O eşeğiyle odun getirmek için ormana gider. on yıl öncesine göre onulmaz yaralar içinsadece yüzümüzü güldürmüyor, ince ince Odun kesip eşeğine yükler. Gölün kıyısın deyiz. En acısı, geleceğe güvenin yitiriluyarılar yapıyor. Sıkıntıya düştüğümüzde dan evine yönelir. Hoca’nın aklına bir dü mesi. Biz onun bile ayrımında değiliz. İyi aklımızı kullanmamızı istiyor. Örnek mi? şünce gelir. Eşeğin sırtındaki odunlara ateşi ki düşün, bilim ve sanat önderlerimiz var. Var da onları dinleyen mi var? Neyi, nereden isteyeceğimizi bazen bilemiyoruz. “Bir arkeologdan dil hakkında görüş istemek, bir köstebeğe ağacın üstündeki yaşamın nasıl olduğunu sormaya İster VINN ister 10 farklı cihaza bağlanabilen VINNWiFi ile yaz boyunca internetin tadını çıkarın. benzer” diyor Glynn Isaac. Arpa ekiyoruz, buğday biçmeye kalkıyoruz. Sen bütün okulları imam hatip yaparsan, ancak imam yetiştirirsin. İmamın yapacağı işler bellidir; namaz kıldırmak, ölü yıkamak… Biz ondan her * * şeyi yapmasını bekliyoruz. İşte bu olmuyor. Yüzümüzü de gönlümüzü de güldürenlerin başında kesin Aziz Nesin gelir. Bakınız Nesin ne diyor? “En güzel şiir matematiktir. Yeryüzünde şimdiye dek ‘iki kere iki dört eder’den daha güzel bir dize yazılmamıştır.” Gel bir de onu bizimkilere sor. Tam tersini söylerler. Halk arasında anlatılır. Kayseriliye sormuşlar: “İki kere iki kaç eder?” O da demiş ki: “Alırken mi verirken mi?” Aziz Nesin bir başka sözüyle tam da bu tür kişilikleri özetlemiş: “Dar yerden çı kanlar geniş yere sığamazlar!” İşte bizden bazılarının res mi! Küçük hesaplar peşinde koşanlardan yüzümüzü güldürmelerini bekliyoruz. Halim Yağcıoğlu’ nun “Atatürk’ten Son Mektup” adlı ünlü şiiri anımsanıyor: “Bilim ağartsın saçlarınızı, kitaplar ancak böyle aydınlanır sonsuz karanlıklar” * 24 ay kalma sözünüze... 1974 yılından sonra tam kırk yıl geçmiş. Hopa Kemalpaşa Ortaokulu’ndan öğrencim Ali Rıza Yılmaz, Kampanyalar 30 Haziran’a kadar geçerlidir. Kampanyalardan bireysel faturalı aboneler yararlanabilir. Kampanyalarda 12 ve 24 ay seçenekleri vardır. 6 GB kotalı 24 ay Kızılay’da beni görür kontratla KDV ve ÖİV dahil VINN teklii ayda 29,90 TL; VINNWiFi teklii 34,90 TL’dir. Kampanyalar kapsamında sunulan VINN ve VINNWiFi için Limit Puan Uygulaması bulunmaktadır. Limit Puan Uygulaması kapsamında TCKN bazında adınıza kayıtlı tüm hatlara ilişkin ödeme geçmişiniz, abonelik yaşınız, fatura tutarlarınız ve kullanım görmez tanıdı: alışkanlıklarınız vb değerlendirilerek adınıza bir limit puan belirlenir. Limit puanınızın, en az VINNWiFi E5221 cihazı için belirlenmiş limit puan kadar olması gereklidir. “Nusret Ertürk öğLimit puanın yetmediği durumlarda önödeme seçeneği bulunmaktadır. Kampanyada VINN için 1 GB, 6 GB, 10 GB ve Sınırsız (15 GB), VINNWiFi için 6 GB, 10 GB ve retmenim!” sözleriysınırsız (15 GB) mobil internet paketleri dahildir. VINN için limit puan 100, VINNWiFi E5221 için limit puan 200’dür. 3G hızında mobil internetten yararlanmak için 3G aboneliği olan hatlarla Turkcell 3G kapsama alanında, 3G uyumlu cihazlarla bağlantı yapılmalıdır. 3G bağlantı hızı kapsama alanına, coğrai koşullara vb göre değişiklik le geldi sarıldı. İkinci gösterebilir. Mobil internet bağlantı hızı maksimum 21,6 Mbps’dir. Tüm paketler limitinde duran pakettir. 1 GB, 6 GB ve 10 GB için kota bitiminde erişim hızı 5 kbps’ye düşer. cümlesi bir öykümün Sınırsız (15 GB) paketinde adil kullanım politikası gereği dönem içi kullanım 15 GB’ye ulaştıktan sonra erişim hızı 128 kbps’ye, ilave 3,75 GB’lik kullanımdan sonra da 96 kbps’ye düşürülecektir. Paketlerin kullanılmayan kısmı bir sonraki aya devretmez. İnternet paketleri sadece yurtiçi kullanımda geçerlidir, yurtdışında kullanılması durumunda adını o an söylemesi tarifesinden ücretlendirilir. İnternet paketi limitinden, upload ve download edilen tüm data miktarı düşer. Yeni bir hat açılışı yapıldığında 40 TL’lik Yeni Tesis Hat Ücreti (aylık oldu: 3,33 TL) ve 16,30 TL’lik TGM Ruhsat Vergisi (aylık 1,36 TL) 12 eşit taksit halinde, TGM Kullanım Vergisi ise kullanım boyunca her ay aylık 1,36 TL olarak faturaya yansıtılır; bu tutarlar 2014 yılı için geçerli olup TGM kullanım vergisine yapılacak zam faturaya yansıtılacaktır. Fiyatlara tüm vergiler dahildir. Taahhüt iptali halinde, iptal tarihine kadar “Sarmaşık ile Hursağlanan indirim bedellerinin toplamı veya abonenin daha lehine olacaksa iptal tarihinden taahhüt süresi bitimine kadar ödenmesi gereken aylık paket ücretleri toplamı ma Ağacı!” İkimizin de erken iptal ücreti olarak son faturaya yansıtılır. Kampanya taahhütnamesinden doğan Damga Vergisi bir defaya mahsus ilk faturaya yansıtılacaktır. İlk ay faturasından sonra yüzü gülüyordu. Ben abonenin talebi doğrultusunda internet paketleri arasında geçişler yapılabilecektir. Kampanya stoklarla sınırlıdır. Turkcell, kampanyada değişiklik yapma hakkını saklı tutar. Detaylı bilgi için: www.turkcell.com.tr yazdığım, o okuduğu için. NUSRET ERTÜRK TATİLDE İNTERNETSİZ KALMAYIN LİMİTİNDE DURAN 6 GB İNTERNET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle