03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 HAZİRAN 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Eşini maden cinayetinde kaybeden Sümer ‘Aman sus yardım alamazsın diyorlar, ama susmayacağım’ dedi Devlet bize uğramadı MALİ SUÇLARLA İLGİLİ YÖNETMELİKLERDE DEĞİŞİKLİK HAKAN DİRİK Silahsız ve Önyargısız Tehlikenin büyüdüğünü, çatışmaların kışkırtıldığını, çözüm aradıklarını söyleyenlerin aradıklarının bambaşka bir şey olduğunu görebiliyor muyuz? Hayır Fikret’in bir zamanlar İstanbul için tasvir ettiği “dudi muannid” bir inatçı sis sardı Türkiye’nin üstünü. Provokasyonlar birbirini izliyor; yangına körükle gidenler köşede bekliyor; “çözüm sürecinin sahibi” olduklarını alayıvala ile ilan edenlerin dili eşek arısı aranıyor. Kısacası tablo karanlıktır. Neden? Çünkü “ille de başınıza başkan olacağım” diyen bir parti lideri, bir başbakan var. Çünkü “attığımız adımları bu adımların gerçek muhatapları ile değil, bu başkan adayı ile pazarlıkla ilerletebiliriz, sağlamlaştırabiliriz, yeni ‘tavizler’ koparabiliriz” diyen bir anlayış egemen birilerinde. Oysa “tavizlere” değil, çözüm için gerekeni bu topraklarda yaşayanlarla tartışmaya gereksinimi var bu arkadaşların. HHH “Başkan” adayını bir yana bırakın; o, işleri kuralına göre oynamayı içine sindiremeyen bir satranç ustası gibi oynamayı seviyor. Olumlu olumsuz her şeyi kendi hanesine yazmayı, atı fil gibi, veziri kale gibi sürmeyi normal görmemizi istiyor. Dünya ayağa kalksa, ormanları kesip biçtikten sonra “en büyük çevreci benim” diyebiliyor. Adları yolsuzluk dosyasına yazılmış “işadamları” ile gidip inşaat açılışı yapabiliyor. Onu bu konuyu tartışırken ne anlama geldiği belli bir veri olarak kenara koymak gerektiğini biliyoruz artık. HHH Ama konunun öteki tarafları için aynı sözler geçerli değildir. “Siz de kimsiniz, siz de nereden çıktınız?” demeyeceklerse eğer, onlara söylenecek sözler var. Öncelikli olanı şudur: Sınıflar ve halklar bahçesinden, milletler, dinler ve tarikatlar bahçesine geçerek bu sorunu çözemezsiniz. Size “ne yapacaksın, şimdi geçer akçe budur, siz de gidin dinci oluverin” diyen, sizi takıyye yapmaya, dinci eğilimlere yanaşıvermeye teşvik edenlere uyarsanız yanılacaksınız. Belki size ilk başlarda parlak gelebilir; inanın arkası pek kötüdür. En iyisi siz sosyalistlerle birlikte olduğunuz, onlarla aynı frekansta konuştuğunuz günlere geri dönün. Yoksa o satranç ustası sizi “suya götürecek susuz getirecektir”. HHH “O şimdi sıkıştı ve bize muhtaçtır” diyorsanız eğer, “iki adım ileri gidelim, bir adım geri gitsek de hedefe yaklaşmış oluruz” diyorsanız, onun piyonu şah gibi kullanabileceğini, kaleyi kural dışı zıplayan atla düşürebileceğini, söylediklerinin tam tersini büyük bir gönül rahatlığı ile yapabileceğini bilmiyorsunuz demektir. Kim gerçekten Kürtlerle Türklerin terörü dışlayarak birlikte yaşayabileceğini, kurtlar sofrasında birlikte yaşamanın en iyisi olduğunu söylüyor, bunu mümkün kılmanın yollarını arıyor, tartışıyorsa, kim bunun temel koşulunun farklılıkları kabul etmek, inkârcılıktan vazgeçmek olduğunu içtenlikle söylüyor, geleceğini belirleme hakkına saygı duyuyorsa sizin tartışacaklarınız onlardır. “Her söylediğimiz eksiksizdir, doğrudur, tartışılacak bir yanı yoktur” demiyorsanız onlarla tartışmayı denemelisiniz. “Ama onlar iktidar değiller ki” diyorsanız; tam da bu nedenle, iktidar olmayanlarla tartışmanız gerekir zaten. Onlar iktidar olmadıkları için, siz de iktidar olmadığınız için budur doğrusu. HHH Ama “çoğu gitti azı kaldı” diyorsanız başka. O zaman seçim hesapları ile kontrol edemeyeceğiniz terörün, provokasyonların arasına sıkışmış, sonu belirsiz bir sürecin hayalperestleri olarak yaşamaya devam edeceğiz demektir. Bu cümlede farkındaysanız siz ve biz yok. Özne tektir: Hasım değil hısımız. Bu çözümü zor sorunu hep birlikte tartışmamız gerekiyor; silahsız ve önyargısız. Bankalara ‘hafiye’ görevi MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Hükümet, mali suçlarla mücadeleyi düzenleyen yönetmelikleri değiştirdi. Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik’te yapılan değişiklikle finansal kuruluşlar yani bankalar “yüksek risk” halinde, “sıkılaştırılmış tedbirler” alacak. İşlemin amacı, müşteriye ait fonların kaynağı hakkında ek bilgi edinmek. İş ilişkisini “sıkı gözetim” altında tutacak. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) da denetimlerde, kurum dışından “geçici görevle gelen” denetim elemanlarını kullanabilecek. Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Fi nansamının Önlenmesi ne Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik’te yapılan değişiklikle, finansal kuruluşlara yeni haklar tanındı. min gerçekleştirilmesini üst seviyedeki görevlinin onayına bağlayacak. Uygulanan kontrollerin sayı ve sıklığını artıracak. İlave kontrol gerektiren işlem türlerini belirleyerek iş ilişkisini sıkı “gözetim” altında tutacak. İlk finansal hareketin müşterinin tanınmasına ilişkin esasların uygulandığı bir başka finansal kuruluştan yapılmasını zorunlu tutacak. ASAK’a dışarıdan denetçi Aklama Suçu İncelemesi Hakkında Yönetmelik’te yapılan değişikliğe göre de, MASAK Başkanlığı, aklama suçunun araştırılması ve incelenmesini, başkanlık emrinde “geçici süreyle görevlendirilecek” denetim elemanlarına da yaptırabilecek. Yani, kurum dışından denetim elemanı çalıştırılabilecek. Denetim elemanları tarafından hazırlanan inceleme raporları MASAK Başkanlığı’nca “maddi veya hukuki hata ve eksiklik” olduğu gerekçesiyle iade edilebiliyor. Mevcut yönetmelikte denetim elemanının raporun iade gerekçelerine katılmaması halinde, MASAK Başkanı’nın belirleyeceği başkan yardımcısının başkanlığında bir komisyon oluşturulması öngörülüyordu. Bu komisyonun rapor hakkında vereceği karar da kesindi. Ancak, yapılan değişikliğe göre, bu komisyona farklı bir denetim biriminden denetim elemanı yerine, MASAK’ta “geçici olarak görevlendirilen denetim elemanı” katılacak. “Geçici görevli denetim elemanlarının” düzenledikleri raporlarda ise iade halinde kararı yine MASAK’ta “geçici olarak görevlendirilen denetim elemanları” verecek. M SOMA Meclis araştırma komisyonu üyeleri, Soma Kaymakamlığı’nda faciaya ilişkin brifing alırken 20 metre ilerideki şehitlik anıtından Selda Sümer’in çığlığı yankılanıyordu. Ancak, eşi Gazi Osman Sümer’i madende kaybeden Selda Sümer’in sesini duyan yoktu. Zaten 9 yaşındaki Özgür ve 4 yaşındaki Oğuzhan’la birlikte kalan Sümer’in kapısını şimdiye kadar hiçbir devlet görevlisi çalmamış. “Haklarımızı acıyla öğrendik” diyor, evindeki çarşaftan hazırladığı pankart kenarda hazır bekliyor. “Eşimi ve arkadaşlarını ‘Aman sus işinden olursun’ diye diye ölüme gönderdiler. Şimdi de bize ‘Aman sus yardımdan yararlanamazsın’ diyorlar. Ama artık sesimi kimse kesemez” diye konuşuyor. Soma’ya, madende çalışmak için Isparta’dan göçmüşler. Hatta madendeki olumsuz koşullar nedeniyle bir ara memleketlerine geri dönmüşler ancak “sigortalı iş” ve “çocukların geleceğini” göz önünde bulundurarak yeniden kömür diyarının yolunu tutmuşlar. Sümer şunları söylüyor: “Mecburiyetten bu işi yapıyorlardı. İçerisinin ha Sümer artık sobalı evde oturmak istemiyor, çünkü “Ben o sobada kocamı mı yakacağım” diye sormadan edemiyor... Babasının delik ayakkabısını boyayıp kapının önüne koyunca karar verdim Küçük oğlu Oğuzhan’ın her gün babasını sorduğunu, Özgür’ünse cenazeyi toprağa verdikleri gün babasının altı delik ayakkabısını boyayıp kapının önüne koyduğunu anlatan Sümer, o delik ayakkabıyı göstererek şöyle devam ediyor: “Onlar daha iyi ayakkabı giysin diye delindi bu ayakkabı. Oğlumun yaptığını görünce, işte o zaman sesimi kısıp oturmamam gerektiğini anladım. Çünkü asıl travma el ayak çekildiğinde başlayacak. Yıllar sürecek mahkemenin sonunu beklemek istemiyoruz. Kaderimize razı olmayacağız.” dı. Eşlerimize hayattayken saygı gösterilmediği gibi ölülerine de saygı gösterilmedi. Buzhanelere taşındılar. Onu 274. kişi olarak teslim aldım. Bizden sonrakiler aynı acıları yaşamasın diye mücadele ediyoruz.” Facianın ardından devletten yalnızca cenaze için yardım gördüğünü, onun dışında sivil toplum örgütleri ve komşularının desteğiyle ayakta kaldığını aktaran Sümer, devletten hiç arayan soran olmaması nedeniyle yaraların daha da kanadığını vurguluyor. “Sustukça daha çok ezileceğimizi gördük” diye konuşuyor. aklarımızı acıyla öğrendik’ “Madende çalışanlar zaten genelde ezilmiş köy çocukları. Oturup ağlamaktan başka bir şey yapamayacaklarını düşünüyorlar ama bu yaşananlar bizi değiştirdi. Haklarımızı acıyla öğrenmek zorunda kaldık. Bir insana bu kadar çok baskı yaparsanız, ne kadar güçsüz olursa olsun sonunda kalkar sizin boğazınıza yapışır. Zayıf çelimsiz çocuk bir gün silkelenip yakalarına yapışacaktır. Birlik olmalıyız. Bu sömürünün sonu gelmeli.” ‘H mam gibi olduğunu söylüyordu. ‘Kömür içten içten yanıyor’ diyordu. Zaten ayakları sırılsıklam geliyordu. Bunu yetkilelere de söylemişler. Hasta da olsa işe gitmek zo rundaydı, çünkü yevmiyeleri kesiliyordu. Biz taşeron diyorduk, meğer adları dayıbaşıymış, kömür az çıktığı zaman eşlerimize sürekli hakaretler, küfürler yağdırıyorlar Madenciler araca 150 TL benzin, yemek parası ve 30 TL yevmiye verildiğini söyledi k bilgi toplayacak’ Bu kuruluşlar, “özel dikkat gerektiren işlemler, teknolojik riskler, riskli ülkelerle ilişkiler” kapsamındaki işlemlerin yanı sıra risk temelli yaklaşım çerçevesinde tespit edecekleri “yüksek riskli durumlarda”, “sıkılaştırılmış tedbirler” alacak. Böyle bir durumda bu kuruluşlar, müşteri hakkında ek bilgi edinecek. Müşterinin kimlik bilgilerini daha sık güncelleyecek. İş ilişkisinin mahiyeti hakkında ek bilgi edinecek. İşleme konu mal varlığının ve müşteriye ait fonların kaynağı hakkında mümkün olduğu ölçüde bilgi alacak. İşlemin amacı hakkında bilgi edinecek. İş ilişkisine girilmesini, mevcut iş ilişkisinin sürdürülmesini ya da işle ‘E Soma’da AKP mitingi tarifesi MAHMUT LICALI İZMİR’DE YENİ HİZMET BİNASI MEB’E DEVREDİLDİ imam hatibe var EMRE DÖKER İZMİR Kapatılan İzmir İl Özel İdaresi için Konak’ta 24 milyon liraya yaptırılan hizmet binası, imam hatip lisesi olması için İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü’ne devredildi. Oysa bu yapıyı isteyen İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin aynı bölgede bulunan hizmet binası ise, olası bir depremde yıkılma riskiyle karşı karşıya. İktidarın, İzmirlilerin yıllar içinde oluşturduğu değerleri CHP’li belediyelere vermeme yönündeki tavrı tepki çekiyor. İl özel idarelerinin yerel seçimler sonrası kapatılmasının ardından İzmir’de de yaklaşık 4 milyar liralık mal varlığı Hazine’ye devredildi. Bu malların paylaşımı, İzmir Valisi Mustafa Toprak’la Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu karşı karşıya getirmişti. Özel idarenin Çınarlı’da bulunan hizmet binası, protokol camisi yapılması için İzmir Müftülüğü’ne devredildi. Şimdi de Konak’ta 24 milyon lira harcanarak yapılan özel idare hizmet binasının, Konak İmam Hatip Lisesi yapılacağı öğrenildi. Kapalı kapılar ardında alınan ve kamuoyuna açıklanmayan bu karar tepki çekti. Eğitim Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Bahri Akkan, bu devrin kabul edilemez olduğunu söylerken İzmir İl Genel Meclisi’nin son başkanı Serdar Değirmenci de, Konak’taki binanın 32 dönümlük bir alana kurulduğunu söyledi. Değirmenci, binadan ayrıca Konak Milli Eğitim Müdürlüğü ve adliye binası olarak da yararlanılacağını belirterek kararın kamuoyundan gelecek tepkiler nedeniyle açıklanmadığını vurguladı. Değirmenci “Konak’ta bulunan İzmir Büyükşehir Belediyesi Hizmet Binası depreme dayanaksız. Belediye bu yeni hizmet binasına taşınabilirdi. Kapalı kapılar ardından siyasi olarak binaya imam hatip yapılmasına karar veriliyor. Karar gizleniyor.” CHP Milletvekili Musa Çam da, konuyu TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya sordu. Maden eksiklerle dolu Komisyona 5 saati aşkın bilgi veren işçiler, hem iş güvenliği hem işçilerin tırpanlanan özlük hakları konusunda şu önemli bilgileri verdi: l Çocuk yardımı yok: Maaş bordrolarının tamamında çocuk sayısı “sıfır” yazılıyor. Hiçbir işçi çocuk yardımı alamıyor. l Megafon yok: Dışarı haber verme şansımız yok. Ulaşım ve ses düzenimiz yok. Yangınlı bölgede telefon kabloları yanmış. Maç soruluyor diye kaldırıldı. Megafon yok. Bas konuş telefonlar vardı ama kablolar yandı, çünkü adi kalitede. l Sıcaklık arttı: Madende son 1 aydır sıcaklık arttı, yangın olduğu biliniyordu. Betonlama ile önlem alındı ama üretim durmadı. Söyledik ama “Siz işinize bakın” denildi.Yarım saatte çizmemiz dolacak kadar terliyorduk. İş güvenliği burada sıfır. Köle olarak kullanılıyoruz. l Dayıbaşılar en yetkili: Eksiklikleri emniyet amirlerine iletiyoruz. Ancak dayıbaşılar mühendislerden daha yetkili olduğundan bir anlamı olmuyordu. l Plastik boru: Yangınlı bölgelerde plastik boruların kullanılmaması gerekiyor ama maalesef plastikti. Metal olsaydı biz kaldığımız geniş alanda o basınçlı havaları açar, hiçbir tehlike yaşamazdık. ‘Karar gizlendi’ Fotoğraf: DHA Belediyeye yok SOMA 301 işçinin hayatını kaybettiği Soma faciasından sağ kurtulan işçiler TBMM Soma Komisyonu’na verdikleri bilgilerde AKP’nin miting tarifesini de açıkladı. İşçiler, siyasi mitinglere zorla götürüldüklerini, şirketin otobüsüyle giden işçilere günlük 30 TL yevmiye verildiğini kaydetti. İşçiler kendi aracıyla mitinge giden işçilere ise 100 TL ile 150 TL arası yakıt parası ödendiğini söyledi. Madendeki yangına tanık olan bir işçi de söz konusu bölgede uzun zamandır ısı arttığı için yanma olduğunun bilindiğini ve facianın olduğu gün burada dinamit patlatıldığını ifade etti. TBMM Soma Komisyonu dün Rıfat Dağdelen Anadolu Lisesi’nde faciadan sağ kurtulan işçilerden önemli bilgiler aldı. Bazı işveren temsilcilerinin salonda yer aldığının görülmesi üzerine bu kişiler işçilerin rahat konuşması için dışarı çıkarıldı. Komisyon işçilere baskı gelmemesi için işçilerin isimlerinin gizli tutulmasını gazetecilerden de rica etti. Komisyon toplam 13 işçiyi yaklaşık 5 saat dinledi. İşçi T. Y’nin günlük yevmiyeleri olan 2030 TL karşılığında siyasi parti mitinglerine götürüldüklerini söylemesi üzerine AKP’li Selçuk Özdağ bunu kanıtlamasını istedi. İşçi T.Y. “Bizi mitinge servisle götürüyorlar” dedi. Başka bir işçi S.Ş. de örneğin Manisa’nın Selendi ilçesindeki AKP’nin mitingine şirket talep ettiği için gittiğini söyledi. S.Ş., şunları dile getirdi: “Şirket tarafından madencilere servis dışında çevresindekileri de mitinge getirme çağrısı yapıldı. İzinli olanlar bile götürülüyordu. Şirket benzinli araçlara 150 TL, gazlı araçlar için 100 TL ödüyordu. Mitinglerde yediğimiz yemek bedelini de faturasını verip muhasebeden alıyorduk. Günlük yevmiyede 30 TL veriliyordu.” Vekillerin, “Gitmezseniz ne olur” sorusu üzerine 2 işçi de “İşten atarlar” yanıtı verdi. Bu sözler üzerine Özdağ, “Sendika zorla sizi Cumhuriyet mitinglerine de götürdü mü?” diye sordu. İşçi S.Ş., “Yok, hayır” yanıtı verdi. Milletvekillerin indiği ocakta ısınma Milletvekillerinin önceki akşam yerin 400 metre altına inerek inceleme yaptıkları İmbat Madencilik’e ait ocakta da facianın yaşandığı ocaktakine benzer olarak “ocak fazla ısınıyor” eleştirileri geldiği ortaya çıktı. İşçiler vekillere, “Son dönemde bu ocak daha fazla ısınıyor. Bu konuyu gündeme getirin” dedikleri öğrenildi. AKP’li vekille işçi tartıştı SİİRT(AA) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan, Siirt Üniversitesi Rektörlüğü Konferans Salonu’da düzenlenen imam hatip lisesi mezuniyet törenine katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada, Türkiye’de yaşayan insanların etnik kimlikleri veya kültürleri yüzünden ayrılmadığını belirterek, “Önümüzdeki kapıları öyle kapadılar ki, geleceğe dair hayal bile kuramadık. Lise son sınıfta okul kapısında eğitim ve inancım arasında bir tercih yapmakla yüz yüze bırakıldım” dedi. Vali Mustafa Tutulmaz da, “Ben de bugün burada ilk kez sizi dinlerken, tüylerim diken diken oldu. Çünkü ben de bir imam hatip lisesi mezunuyum” diye konuştu. Valinin tüyleri diken diken oldu! ÇHD: 50’ye yakın madenci kayıt dışı defnedildi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, Soma’daki maden cinayetinde 50’ye yakın madencinin kayıt dışı defnedildiğini ileri sürdü. Uzun süredir ilçede halk arasında konuşulan konuyu Eğitim Sen temsilciliğindeki toplantıda dile getiren Kozağaçlı, “İlk günden bu yana 301 rakamına inanmadık. Köylere giderek madencilerle tek tek görüşüyoruz. Sonuç ta tek bir rakam telaffuz edeceğiz, o da doğru rakam olacak” dedi. Facianın meydana geldiği ilk andan itibaren “algı yönetimi” uygulandığını savunan Kozağaçlı, madendeki asıl ölü sayısının gizlendiğini ileri sürdü. Kozağaçlı şöyle konuştu: “Maden girişi, Kırkağaç gibi farklı yerlerden cenaze teslimi yapılmıştır. Bu teslimlerde usulsüzlük yapıldığına inanıyoruz. 50’ye yakın cenazenin kayıt dışı defnedildiğine inanıyoruz.” ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında 17 ve 25 Aralık operasyonlarına ilişkin verdiği ancak iade edilen Meclis soruşturması önergesini, dinleme tapelerini çıkartarak yeniden TBMM Başkanlığı’na sundu. Önergenin “Sonuç” bölümüne “Başbakan Erdoğan’ın görevi sırasında ve görevindeki işlerden dolayı işlediği fiilleri; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun görevi kötüye kullanma, kamu görevlisinin suçu bildirmemesi, yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs, suçluyu kayırma, nüfuz ticareti maddeleri ile haksız mal edinme, mal kaçırma, gizleme suçlarına uygun düştüğünden, söz konusu eylemlerin soruşturulması için hakkında Meclis soruşturması açılmasını arz ve teklif ederiz” ifadeleri eklendi. CHP ‘sıfırlama tapelerini’ çıkardı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle