Katalog

28 MAYIS 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Bayraktar’ın fezlekesindeki yasal dinleme kayıtları yandaş basına çekilen kıyaklarla dolu ‘Reklamı 3 gazeteye ver, öbürü cırlasın’ AYKUT KÜÇÜKKAYA 17 Aralık Büyük Rüşvet Operasyonu kapsamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Adalet Bakanlığı’na gönderilen, dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar hakkındaki fezlekede yer alan yasal dinleme kayıtları, “yandaş basına reklamilan kıyaklarının” nasıl çekildiğini belgeliyor. Kamu kuruluşlarının başındaki üst düzey yetkililerden yandaş basına reklam, ilanla daha fazla destek olmalarını isteyen Bayraktar’ın, “Mecburuz bunlara bakmaya ya”, “Bunları kuvvetlendireceğiz ki havaya gitmesin”, “3 gazeteye ilan verelim, öbürleri cırlasın” gibi ifadeleri dinlemeye takılıyor. Bayraktar, bir yandan da Doğan Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan’ın evinin bahçe duvarıyla bire bir ilgileniyor. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın hedefindeki medya patronlarından Aydın Doğan’ın, Erdoğan’a yakın olan Üsküdar’daki eviyle ilgili Bayraktar’ın, “Eğer bizim plana göre duvarı geri çekmediyse o zaman işimiz var yani” dediği kayıtlara yansıyor. Bayraktar’ın Gezi sürecinde kamuoyunun ve basın meslek örgütlerinin büyük tepkisini çeken NTV’nin patronu Ferit Şahenk’in imar durumu problemli olduğu anlaşılan bir oteliyle bizzat ilgilendiği de ortaya çıkıyor. Bu görüşmeler fezlekeye, “Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın nüfuzunu kullanarak üçüncü şahıslara yarar sağlaması” başlığa altına giriyor. Avrupa’nın Sıkıntılı Seçimi Avrupa Parlamentosu seçim sonuçlarının Birlik ülkelerinde hayal kırıklığı yarattığı söyleniyor. Öyledir; bazen beklediğiniz, bildiğiniz sonuçlar sizde hayal kırıklığı yaratabilir. Avrupa’nın liderleri bu sonuçları neredeyse milimi milimine biliyorlardı. O nedenle belki üzüldüler ama şaşırmadılar. Tesellileri AP’de hâlâ çoğunluğu ellerinde tutuyor olmalarıdır. Çoğunluk hâlâ onlardaysa üzülmek niye? Seçim sonuçlarının derin anlamı ürkütüyor onları. İki seçimdir aynı uyarıyı alıyorlar. İki seçimdir Avrupalı seçmenler sandığa gitmiyor. Oy verme oranı yüzde 50’yi bir türlü geçemiyor. İşte budur al takke ver külah “Avrupa Birleşik Devletleri” oluşturmaya çabalayan liderleri ürküten. Olmuyor işte. HHH Neden olmuyor peki? Şu bizim de her seçimden sonra sorduğumuz o tuhaf soruyu soralım; sandığa gitmeyen Avrupalı seçmenin mesajı ne? Avrupalı seçmen, “Ben bu işe inanmıyorum arkadaş” diyor. Birlik mirlik hikâye; bizimkilerin torba yasa yapması gibi “onu da alalım bunu da alalım” derken, gelişmişlik düzeylerini eşitleme niyet ve çabası ters tepti. Haklıdırlar. Ulusal paraların yerine konulan Avrupa parası da haksızlığın daniskası oldu. Hepsinden önemlisi ulusları birleştirelim derken farklı sınıf ve tabakaları sermaye cenderesine sokup bir “sermaye piyasası demokrasisi” uydurdular ki, eşyanın tabiatına aykırı bir ucubedir. Yaptıkları yapıştırdıkları, başına “sermaye piyasası değişmez düzendir” diye yazmaya utanmadıkları anayasa oylamasında Parlamento seçimlerinden de daha kötüydü sonuçlar. Halklar pek çok ülkede “hayır” dedi. AB’nin cingöz liderleri çareyi halka sormaktan vazgeçmekte, alavere dalavere yöntemlerinde buldular. Ondandır işte Avrupa’nın sandığa gitmemekteki ısrarı. Öyleyse koşa koşa seçime giden ve oylarını artıranlar kimler? Gerçekte oyları artmış değildir. Seçime katılma oranı yüzde kırklarda kalınca Parlamento’da daha fazla temsil hakkı elde edenler sağdan ve soldan Avrupa Birliği hayaline inanmayan, dahası karşı çıkanlardır. HHH Peki, ama bize ne bu seçimlerden? Neden kafa yoruyoruz ki? Avrupa’nın sistemi garantiye almış, sola kapıları kilit üstüne kilit vurarak kapattıkları için içleri rahat muktedirlerinin Türkiye gibi bir dertleri yok; biliyoruz. Türkiye’nin biricik muktedirinin de AB diye bir derdi yok, onu da biliyoruz. İttifak “fevkaladenin fevkindedir” yani; oturup anlaşsalar bu kadar olmaz. Bu durum umudunu AB’ye bağlamış, bu nedenle AKP’nin otoriter rejime doğru gidişini bile görmezden gelmiş, dahası demokrasiye gidiş sanmış arkadaşları üzüyor ama ne yapalım ki gerçek bu. HHH Uluslar arasındaki çıkar çatışmalarının “tarihin sonu”yla birlikte geçip gittiğine inananların, son zamanlardaki tehlikeli ısınmayı gördükçe “Yahu ne oldu, şu komünistler tepelenince sermaye düzeni ‘tarihin sonu’yla birlikte ebedi barışa kavuşmamış mıydı, bütün kabahat şu pis komünistlerde değil miydi, hani sınıf mınıf kalmamıştı, hani ulan nerede bu cennet?” demeleri pek eğlencelidir. “Battık, Marx’ın Kapital’ini tersten yazalım, belki kurtarırız” diyen Piketty gibileri de şaşkınlığa neşe katıyor doğrusunu isterseniz. Bizim durumumuz da pek iyi değildir aslında. Uluslar arasında çatışma tehlikesinin artması, egemenlerin yeniden paylaşma hırsı korkutucudur. Halkların itirazı ise her zamanki gibi zorlu yollarda. Yine de “yanılmışız, unuttuklarımızı hatırlamanın zamanıdır” diyenlerin sayısı arttıkça, en azından Avrupa Parlamentosu’na girmiş AB karşıtı Yunanlı bir komünist kadar mutlu oluyoruz. Olmayalım mı? 9 Ocak 2013. Saat: 09.52 l Tarih: ‘Bizim istediğimiz gibi ‘Mecburuz bunlara haber yapmıyor yine’ gibi onu da Osman Diyadin kanadından yine o çalışır orada kendisi de kalır orada yine Çamoğlu. S.S.: Anladım efendim. E.B.: O şekilde bir organizasyon yapabiliriz yani onunla sen istersen öyle bir görüş, yani böyle eğer sen de bunu .. kal içinde de paranı o şekilde biz şey yap canlandıralım orayı ben de sen istersen bakanlara konuşurum de. S.S.: Anladım efendim. E.B.: Sen bir konuş onunla çünkü bizim istediğimiz gibi haber yapmıyor yine. S.S.: Yapmaz efendim ya. E.B.: Tam istediğimiz gibi yapmıyor yani öyle arada marada ufak tefek gösteriyor şeyi daha çok destekliyor nedir o Koray Aydın’ı …. Özağı ve şeyi bir kişi daha var Volkan Canalioğlu’nu... Bu kez Bakan Bayraktar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bakan Danışmanı Sadık Soylu’yla görüşüyor. Konu basın… Erdoğan Bayraktar: Bu Çamoğlu’yla görüşmen oldu mu, hiç temasın oldu mi hiç. Sadık Soylu: Yani böyle yakın görüşmem olmadı efendim ama ben merhabalaşıyorum sadece. E.B.: O senin bilmediğini biliyor bu olayı da sen yine bilmiyormuş gibi davran ama. S.S.: Anladım efendim. E.B.: Şeyi söyle eğer de ona ne yapıyorsun sen bu gezeteyi mazeteyi falan filan eğer satarsan de bir organizasyon yaparız de böyle taşıma suyla değirmen dönmez, o zaman da ona böyle Ömer’ler olmaz da yani, Nurettin belki olabilir veya başka veya Osman Diyadin yaptığın bakmaya ya’ l Tarih: 20 Kasım 2011. Saat: 15.01 26 Haziran 2013. Saat: 19.44 lTarih: bahçe duvarı kayıtta Aydın Doğan’ın de acaba ne kadar çekmesi lazımdı o planlara göre ya. A.A.: Ona bir bakayım ona plana göre çekmesi gereken mesafeye de bakayım, yerinde de bir baktıralım ney çekildi. E.B.: Yerinde baktırma yerinde baktı artık şey baktı Murat baktı. A.A.: Ha baktılar mı? E.B.: Murat baktı Murat’la konuş. O işin mukayesesini yap. A.A.: Tamam. E.B.: Eğer bizim plana göre çekmediyse o zaman işimiz var yani. A.A.: Onu ona göre de uyarırız yeniden olmazsa yazarız şey yaparız işlem yaparız eğer çekmediyse. E.B.: Öyle olacak. A.A.: Tamam onu bir kontrol edelim Sayın Bakanım. E.B.: Bir bak da yarın bana bir haber ver. A.A.: Tamam tamam bendeki ölçüye de bakayım. Bakan Bayraktar, İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ahmet Ayyıldız’la görüşüyor. Yandaş basının reklam ve ilan işlerine yakın ilgi gösterdiği anlaşılan Bakan Erdoğan Bayraktar’ın, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın hedefinde olan Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan’ın evinin bahçesindeki duvar için epey bir mesai harcadığı göze çarpıyor. Erdoğan Bayraktar: Şimdi bu Burhaniye’de biz bir cami yaptık Hz. Ali Camisi biliyorsun. Bu Anadolu Yakası’na girerken köprüden. Ahmet Ayyıldız: Evet. E.B.: Orada da bir tane şeyin duvarı vardı bu Aydın Doğan’ın yaptığı duvar vardı biliyorsun o duvarı geri çektirmek için bizim Osman İyimaya bir plan yaptı, Üsküdar Belediyesi de duvarı geri çektirecekti onu şimdi bir taraftan 5,74 çekmiş bir taraftan 2,82 çekmiş duvarı geriye, o planlar sen Bakan Bayraktar’la dönemin Emlak Konut GYO Başkanı Murat Kurum konuşuyor… Murat Kurum: Buyurun Bakanım. Erdoğan Bayraktar: … geldi buraya şimdi burada Albayraklar senin sesini de duyuyorlar, bu Albayrak Medya Grubu şey Net TV ile bir de Yeni Şafak. Diyor ki işte şeyde onun diyor Emlak Konut’ta iş yapan bütün inşaatçılar diyor bize diyor hiçbir şey vermiyorlar diyor. Bize bize versinler biz öbürleri gibi böyle aç gözlü değiliz kanaatkârız diyorlar biz. M.K.: Biz Emlak Konut olarak her ilanda kullanmaya çalışıyoruz bakanım, ben müteahhitlere de aynı şeyi göstermelerini hassasiyeti göstermelerini söyler bizzat söylerim. E.B.: He sen şey yap bu sen bunlara bu Kanal 24’e hava durumu şeyi sponsoru sen mi yaptın. M.K.: Evet bakanım biz ona öyle bi... E.B.: Bunlara da başka bi şey yap bunlara da inşaat durumu şeyi yap bi şey yap bunlara da ufak bi şey yap ya, bunlar öyle bir şey değil yani iyi olur mecburuz bunlara da bakmaya ya… M.K.: Tamam tamam bakanım. E.B.: Hava durumu bunlara da başka bir çevreyle ilgili olabilir senin genel müdürünün şey mesela yeni şehir kuracaksın kamulaştırma yapacaksın havaalanıyla ilgili kamulaştırmayla ilgili onunla ilgili, biz de yapabiliriz bakanlık olarak bizim de o tip ufak tefek para buluruz, biz de yani burada İller Bankası’ndan olsun bizim imkânlarımız var da maksat onu paslaşarak işte. Ben şimdi burada görüşüyorum arkadaşlarla şey yaparım. M.K.: Tamam bakanım ben kendileriyle konuşurum irtibata geçer gerekli şeyi yaparız bakanım. lTarih: 2013. Saat: 13.35 25 Temmuz Ferit Şahenk’in oteli tapeye girdi E.B.: O yani kurtarmıyor eski gene ruhsatsız olduğu için tabii o eskiye dayandırarak ruhsat olmuyor. M.A.K.: Evet. E.B.: Her halükârda yeni imar planı yapmak lazım oraya. M.A.K.: Yeni imar planı yaparsa da bu defa kıyıdan 50 metre çekmesi gerekecek bakanım, onlar 20 metre mesafedeydi galiba öyle bir sıkıntısı var. E.B.: He M.A.K.: Otelin evet. E.B.: Onu sen o zaman gelirken bir notunu getir de. M.A.K.: Tamam getirin bakanım. ‘Kuvvetlendirelim havaya gitmesin’ l Tarih: 9 Ocak 2013. Saat: 09.52 Konu bu kez yandaş medyanın diğer kanadıyla ilgili… Erdoğan Bayraktar: Şimdi biz Tevhit Bey’le beraberiz. Tevhit Karakaya. Bu 24, Star’ın Yönetim Kurulu Başkanı. E onlara biraz daha fazla destek vermemiz lazım Murat. Yani reklamlardan ilanlardan başka nasıl oluyorsa ha biraz daha şey kuvvetlendirmemiz lazım onları, ben şimdi onu başka bizim arkadaşlara da söyleyeceğim, yani diğer bizim bakanlıktan da olsun, tapudan, İller Bankası’ndan hatta Emlak Pazarlama’yla da konuş da Hüseyin’le de o da ufak tefek bir şey yapsın, o da şimdi güçlendi eskisi gibi değil yani var parası marası yani. Murat Kurum: Tamam bakanım biz bütün ilanlarımızı kullanıyoruz ama yine şey yaparız. E.B.: İlan ya ama ama rutin ama herkese ne veriyorsan buraya da onu veriyorsun. Burayı biraz pozitif bir duruma gitmemiz lazım. M.K.: Tamam bakanım. E.B.: Burayı biraz kuvvetli çünkü burayı kuvvetlendir, bunlar da şimdi onlar da bize şey bakmıyorlar farklı. M.K.: Evet. E.B.: Onlar da mesela diyelim ki bir başka bir Devlet Demiryolu Genel Müdürü nasıl bakıyorsa bize de öyle bakıyor veyahut da bilmem A bakanına Binali’ye nasıl bakıyorsa bize de öyle bakıyor hatta Binali kuvvetli olduğu için. M.K.: Ona daha. E.B.: Ya hani adam güçlü adam bizim gibi değil biz biraz zayıfız yani onlar şahin durumuna geldiler biz henüz daha güvercin bile olamadık, kırlangıç durumundayız şu anda. M.K.: Ben bakanım ilave şey yaparım, Bakanım bir yaptık yine yaparım. Bakanım şimdi yine çağırırız bakanım. E.B.: Daha kuvvetli bizim gazetenin de tirajını arttırmanın yolu bu kuvvetli cafcaflanacak gazeteler ki şey yapsın onu biraz daha dikkat etmemiz lazım, yani sıkıntılı yani önümüzdeki süreç. Daha sıkıntılı geçecek iyi gün yok yani. M.K.: Tamam bakanım ben ben şey yaparım Bakanım, ilave proje kentsel dönüşüm veya başka. E.B.: Mesela onu biz bütün gazetelere yapmayalım da 3 tane gazetede yapalım, öbürü cırlasın. Desin ki bize ver deyince arkasından verirken herkese ona da verelim yani biraz uyanık olmak lazım bu işlerle ilgili biraz yani. M.K.: Tamam bakanım ben onları konuşurum. İRAN MİLLETVEKİLİ SULTANİ Özellikle Gezi Parkı sürecinde yaptığı, yapmadığı haberler nedeniyle sert eleştiriler yöneltilen NTV’nin de patronu olan Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk’in oteli de Erdoğan Bayraktar’ın tapelerine girmiş. Konuşma Bakan Bayraktar ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekânsal Planlama Genel Müdürü Mehmet Ali Kahraman arasında geçiyor. Erdoğan Bayraktar: Mehmet Ali sen yerinde misin. Mehmet Ali Kahraman: Yerimdeyim bakanım şimdi geleceğiz sizin o tarafa. E.B.: He şimdi bu Göltürkbükü’nde Ferit Şahenk’in bir otele vardı, sağlık merkezi sağlık merkezi. M.A.K.: Evet evet evet efendim. E.B.: Bu onu sen de değil mi onun işi. M.A.K.: Tabiatla beraber bizde bakanım ikimizde. E.B.: Ha iyi yani orda imar … emsalini artırmadan kıyı kenar şeridinden dolayı sende öbürü sit olduğu için orda öyle mi. M.A.K.: Evet evet bakanım. E.B.: Orada şimdi herhalde emsali artırmadan mevcut yaptıkları yapı kurtarmıyor. M.A.K.: Evet bakanım evet kurtarmıyor. ‘Zencani’nin sonu idam olabilir’ TAHRAN (Cumhuriyet) İran’da ünlü işadamı Babek Zencani’nin milyar dolarlık yolsuzluk dosyasıyla ilgili parlamentoda kurulan araştırma komisyonunun üyesi milletvekili Emir Abbas Sultani, Zencani’nin sonunun geçen hafta idam edilen işadamı Hüsrevi gibi idam olabileceğini ileri sürdü. Sultani, Zencani’nin Rıza Sarraf gibi serbest bırakılmayacağını ifade etti. İranlı parlamenter, 2.6 milyar dolarlık yolsuzluk yapmaktan suçlu bulunduğu gerekçesiyle geçen cumartesi idam edilen işadamı Mahaferit Emir Hüsrevi için alınan kararın benzerinin Babek Zencani için de alınabileceğini öne sürü. Türkiye’de 17 Aralık soruşturması kapsamında tutuklanıp daha sonra serbest bırakılan İran asılı işadamı Sarraf’ın serbest kaldığına dikkat çeken Sultani, “Zencani, Zarrab gibi serbest kalmayacak” diye konuştu. Sultani, “Bu adam halkın parasını yağmalamış ve şimdi zorbalıkla geri vermiyor. Kesin hükmü yargı verecek. Ancak idamdan az olacağını düşünmüyorum. Hüsrevi’nin idamı Zencani’ye bir uyarıydı” dedi. SÜRECEK