06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 NİSAN 2014 CUMARTESİ 12 YPG güçleriyle, ‘İslami emirliğe engel olarak’ görülen Kobani’ye 3 cepheden saldıran IŞİD arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor ÖZGÜR ULUSOY DIŞHABERLER [email protected] Rojava’da IŞİD’e karşı direniş PYD yetkilisi Zuhat Kubani, YPG’nin IŞİD’i şimdiye kadar 3 büyük yenilgiye uğrattığını bildirdi. BM Temsilcisi Lahtar İbrahimi ile Salih Müslim’in geçen hafta görüştüğünü söyleyen Kubani, Ceylanpınar seçimleriyle ilgili ortaya atılan hile iddialarının da doğru olduğunu düşünüyor. Kubani’ye göre, AKP’nin bazı güçleri Kürtlere karşı kullanmak için o belediyeye ihtiyacı var. IŞİD güçlerini pusuya düşüren YPG’nin tank ve doçka araçları imha ettiğini kaydeden PYD yetkilisi, Kobani’nin güneyinde Sırin’deki saldırı girişiminin de püskürtüldüğünü söyledi. Kobani’ye patlayıcı yüklü araçla yapılmaya çalışan saldırı da YPG’nin aracı uzaktan imha etmesiyle başarısızlıkla sonuçlanmış. Kendal köyü yakınlarındaki çatışmalarda aralarında bir Kürt komutanla 12 Azerbaycan vatandışının da bulunduğu 100’e yakın kişinin öldürüldüğü belirtiliyor. YPG son bildirisinde de Serekaniye’de Tilbuke köyünü IŞİD’den geri aldığını, örgüte ağır kayıplar verdirdiğini ve çok sayıda silah ele geçirdiğini duyurdu. Zuhat Kubani’ye göre IŞİD’in amacı “19 Temmuz’da Rojava devriminin başladığı Kobani’yi Cezire ve Afrin kantonlarından kopararak bir beylik kurmak, Rakka’yı sağlama almak.” Diğer iki kanton arasında köprü olan Kobani IŞİD tarafından Halep’in kuzeyinden Rakka’ya uzanan “İslami beyliğin önünde engel olarak görülüyor.” Şimdiye kadar IŞİD’in birkaç hafta içinde 3 büyük yenilgi aldığını vurgulayan Kubani, bunlardan birisinin güneyde tahıl silolarına 4 saldırı düzenledikleri Sırin’de, bir diğerinin Zormuğar’da, sonuncusunun da Tel Abyad’da Kendal yakınlarında olduğuna işaret etti. IŞİD saldırıları yüzünden hem Arap hem Kürt köylerinden çok sayıda kişi göç etti. Özgür Suriye Ordusu’ndan bazı güçlerin YPG ile birlikte hareket ettiğini, ÖSO’nun tek başına zayıf kaldığını ifade eden Zuhat Kubani Cerablus tarafındaki taburların YPG ile ilişkiye geçmek istediklerini belirtti. Daha önce IŞİD’le birlikte hareket eden Tel Abyad Devrimcileri tugayının da şimdi YPG ile ittifak kurmak istediği yönünde haberler var. Kubani, IŞİD’den korkan Türkmenlerle de ittifak girişiminin olduğunu, ancak şimdilik sonuçsuz Balkon Badiresi Olmayacak, sıra dışı, en aykırı şeyleri bile baş döndürücü hızla öğüten, hazmeden, unutan Türkiye’nin aksine dünya balkon şokunu üzerinden atamadı. AB örneğin, seçimin akabinde hemen sıcağı sıcağına Türkiye ile oldukça önemli, kritik bir toplantıyı “Ortaklık Komitesi toplantısını” süresiz erteledi. Diplomatik çevreler; “Bu ortamda bir araya gelinmesini doğru bulmadık!”demiş, eklemişler; “Türkiye’ye çok sert eleştiriler yöneltilecekti. İki taraf ta toplantıdan, öncesinde olduklarından daha mutsuz ayrılacaklardı!” Daha fazla gerginliğe yol açmamak ve ilişkilerin olduğundan fazla hasar almasının önüne geçmek namına gelecek haftaki toplantı, belirtilmeyen tarihe ertelenmiş… Çoktandır derin dondurucuya kaldırılan süreç artık iyice pamuk ipliğinde; demek koptu kopacak… Hepten kopmamak için karşı karşıya, yüz yüze gelmemeyi tercih ediyorlar. Türk pazarını gözden çıkaramıyorlar ama siyaseten mesafe alıyorlar. Seçimlerin ardından, “avukatlar haftası” için Adana’ya davet edildim. Adana Barosu, “Avrupa Birliği” üzerinde bir konuşma talep etmişti. Konuşmamı baştan sona Avrupa’nın işte bu “balkon şokuna” ayırdım. Üzerinde durduğum ilk husus, “balkon”un bir Omo/Ariel gibi yolsuzlukları yıkayıp temizleyen deterjana dönüştürülmesinin yarattığı şok oldu... Şaibelere karışan hanedan üyelerinin cümlesinin, resmi titri olmayan Egemen Bağış’la birlikte balkonda oluşturduğu o tablo; AB demokrasileri için asla düşünülemeyecek bir kareydi. AB üyesi İspanya’da, taht vârisi bir prensesin dahi, kralın yanı başında saray balkonundan halkı selamlamak yerine; isminin karıştığı yolsuzluk skandallarından arınmak uğruna mahkemelerde hesap verdiğini ve bu süreçte, Türkiye’deki tablonun aksine İspanyol kraliyetinin resmi kabullerinden çıkartıldığını ve açıkça dışlandığını düşünecek olursak Ankara’daki balkon dayatmasının ne ölçüde yadırgandığını kavrayabiliriz. Avrupa’dan bakıldığında bir o kadar yadırgatıcı olan bahis kuşkusuz, “Rabia” işareti ile balkondan seslenen Erdoğan’ın “tekbir”lerle bölünen konuşmasında ümmet vurgusuyla Suriye, Mısır, Filistin, Bosna Hersek, Kosova’ya gönderdiği selamlar oldu. Türkiye’nin artık giderek sade kâğıtta kalan “laik”kimliğinden büsbütün kopuşu olarak bu, belleklere kazındı. Bir “cihat” havasındaki bu görüntülerin üstüne, başbakanın içine Gülen’i de alan cepheyi genişleterek muhalefete ezcümle savaş açması; medyaya “Harflerinden, manşetlerinden kan damlayan o kalemler yenildi!” meydan okumasıyla tekrar gözdağı vermesi Avrupa başkentlerinde kuşkusuz çok derin tereddüt ve kaygıyla karşılandı. “Türkiye’nin yeni bir muhalefete ihtiyacı var” diyerek Erdoğan’ın çekinmeden muhalefete bir “torna” ayarı vermeye kalkması, yeni muhalefetin bundan böyle “77 milyonla aynı dili konuşmasının beklendiğini” ifade etmesi ve “hesaplaşma”lara göndermede bulunması, dünyayı afalattı. Seçim ertesi izlediğim CNN International haberlerinde, “çok tehditkâr” olduğu belirtilen konuşmadan duyulan tedirginlik ve şaşkınlık barizdi. İtalyan RAI televizyonu da benzer biçimde “tehdit”e odaklaşmıştı. İngiltere’nin Guardian gazetesi keza “zafer konuşması” ile bağlantılı biçimde Erdoğan’ın “hoşgörüsüz, öfkeli, diktatoryal liderlik stiline” gönderme yapmaktaydı. Özetle 30 Mart konuşması; “görüntüyü dahi korumaya ihtiyaç duymayan” başbakanın dümeni; dünya başkentlerinin algıladığı biçimde tam gaz otoriterliğe kırması olarak böylece tescillendi. Bu çok dikkat çekici bir dönüm noktası. Türkiye’de geçmişte evet çok ağır baskı yönetimleri oldu. Ancak “askeri vesayet”ler bile en azından “ambalaj” babında dünyaya bu minvalde “Mussolini Balkonu” görüntülerini doğrudan vermekten kaçındı. “Biçimsel bir demokrasi tablosunun” dahi artık korunma çabasının olmadığı yeni bir ahval söz konusu. AB dahil dünyada asıl şoku yaratan gelişme, özde bu oluyor. Başbakan son ocak ayında Brüksel’e gittiğinde görüştüğü tüm üst düzey AB yetkililerince uyarılmış, kendisinden “hukuk devleti, bağımsız yargı, erkler ayrımı” taahhütleri alınmıştı. Ama eski tas eski hamam. Gidişatta olumlu bir değişiklik olmadığı gibi; tersine seçime tam giderken “Youtube”, “Twitter”yasaklarıyla ifade özgürlüğünün kısıtlanması; sandıktaki usulsüzlük iddiaları ve ardından ortaya çıkan bu balkon travması; resmin netlik kazanmasına yol açtı. Son hızla “Türkiye ile müzakerelerin durdurulmasını” talep eden ve bu “Erdoğan Türkiyesi’nin artık Avrupa’ya ait olmadığını” doğrudan söyleyen Alman Hıristiyan Demokratlarının geniş sempati topladıklarından emin olabilirsiniz. “Balkon tablosuna” bakan Avrupalı tüm muhatapların, hangi siyasi görüşten olursa olsun vardıkları/varacakları tek sonuç budur. Gelecek haftaki AB toplantısının süresiz ertelenmesinin gerisinde yatan yalın gerçek, tarafların artık birbirlerine söyleyecek sözünün kalmamış olmasıdır. ürkiye, tartışmalı seçim sonuçlarına yoğunlaşmışken Suriye’de Rojava’nın (Batı Kürdistan) Kobani Kantonu’na üç cepheden eşzamanlı saldırı başlatan Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) ile Halk Savunma Birlikleri (YPG) güçleri arasında yoğun çatışmalar yaşanıyor. Bir süre Ukrayna krizinin de gölgesinde kalan Suriye’de diplomasi trafiği de son hızla sürüyor. Birleşmiş Milletler ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi Lahtar İbrahimi mart sonunda PYD lideri Salih Müslim başkanlığında bir heyetle bir araya geldi. Fransa’da yapılan görüşmede, Suriye ve muhalefetin durumu görüşüldü. Salih MüslimLahtar İbrahimi görüşmesini doğrulayan Demokratik Birlik Partisi (PYD) Dış İlişkiler Temsilcisi Zuhat Kubani, Kobani’de 7’den 70’e kadın erkek herkesin eline silah aldığını, seferberlik halinde olduğunu, IŞİD’e karşı doğu güney ve batı olmak üzere 3 cephede savaşıldığını söyledi. PYD yetkilisi, Fırat kenarında Süleyman Şah Türbesi yakınlarında Kobani’nin batısındaki Zormuğar’a saldıran IŞİD’in bir darbe aldığını, burada 30’a yakın silahlı militanın YPG’nin kurduğu pusuda öldürüldüğünü kaydetti. T kaldığını söyledi. Zuhat Kubani, IŞİD’in kontrolünü ele geçirdiği Rakka’ya Suriye tarafında saldırı yapılmamasını, Suriye yönetimiyle sözsüz de olsa bir anlaşmanın işareti olarak yorumluyor. Suriye’nin başka bölgelerinde birbirleriyle savaşan cihatçı güçler için Kürtler kırmızı çizgi gibi, başka bölgelerde birbirleriyle çatışsalar bile Kürt bölgesinde ittifak söz konusu. eylanpınar iddiaları doğrudur’ Ceylanpınar’daki seçim sonuçlarıyla ilgili iddiaları da yanıtlayan Zuhat Kubani, “Ceylanpınar’la ilgili iddialar doğrudur, hileyle zorla almak istemişler” diye konuştu. PYD yetkilisi, hem Kürtleri koparmak için, ikincisi orada bir her zaman bazı güçleri Kürtlere karşı kullanmak için, kendileri dışında bir belediye başkanına izin vermeyeceklerini düşündüğünü sözlerine ekledi. Ankara’ya yönelik bir dönem dile getirilen cihatçılara destek verdikleri suçlamasına yönelik olarak da Zuhat Kubani, “Ankara’nın Irak’ta kaybettik, Suriye’de kazanalım diye, alelacele realiteyi değerlendirmeden, rejim düşecek hesabıyla harekete geçtiği ancak yanıldığı, Kürtlerin ise bunu görerek hazırlık yaptığı” görüşünde. ‘C AB’de düşünülemeyecek tablo Senato’ya Ermeni tasarısı Dış Haberler Servisi ABD Senatosu’na 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarını destekleyen bir karar tasarısı sunuldu. Ermeni lobisinin güçlü destekçilerinden Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Demokrat Senatör Robert Menendez ve Cumhuriyetçi Parti Illinois Senatörü Mark Kirk’ün sunduğu tasarıda, ABD Başkanı’na 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanıması çağrısında bulunuluyor. Senato Dış İlişkiler Komitesi’ne sunulan tasarıda, “Başkan, Ermeni ‘soykırımıyla’ ilgili gerçeklerin Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından tam biçimde tanınmasını içeren adil, yapıcı, istikrarlı ve kalıcı bir TürkErmeni ilişkisi doğrultusunda çalışmalı” denildi. Dış Haberler Servisi Ermenistan Başbakanı Tigran Sarkisyan’ın istifa dilekçesi Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan tarafından kabul edildi. Başbakan’ın bir aydır görevden ayrılmayı düşündüğü açıklandı ancak istifası konusunda herhangi bir gerekçe belirtilmedi. Hükümetin 1 Ocak’ta yürürlüğe giren tartışmalı emeklilik planı eleştiri ve tepkilere yol açmıştı. Yeni düzenleme, 1974’ten sonra doğanların, kazançlarının yüzde beşini özel emeklilik fonlarına yatırmasını öngörüyor. Afgan halkı bugün sandık başına gidiyor. 300 kadın aday da seçim yarışında yer alıyor. Bu ülke tarihinde bir rekor. Seçimler öncesi 2 kadın gazetecinin vurulması güvenlik endişelerini artırdı. AP için çalışan Niedringhaus hayatını kaybederken yaralanan Kathy Gannon’un (altta) durumunun istikrarlı olduğu bildirildi. (Fotoğraf: AFP) Artık şekil dahi korunmuyor Ermenistan Başbakanı istifa etti Afgan polisi AP muhabirini öldürdü Dış Haberler Servisi Afganistan’da, Amerikan Associated Press (AP) haber ajansı için çalışan bir kadın gazeteci öldürülürken bir kadın gazeteci de yaralandı. Ülkenin doğusundaki Host bölgesinde bir polis tarafından vurulan Anja Niedringhaus hayatını kaybetti. Yaralanan Kathy Gannon’nın sağlık durumunun ise “istikrarlı” olduğu açıklandı. Seçimlerden hemen önce meydana gelen olay, ülkede güvenlik endişelerini artırdı. Foto muhabiri olan 48 yaşındaki Niedringhaus ve 60 yaşındaki muhabir Gannon’ın araçlarında otururken vuruldukları, ateş açan polisin daha sonra teslim olduğu öğrenildi. İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Sıddık Sıddıki, olayın bir yanlışlıktan kaynaklanmış olabileceğini söyledi. Niedringhaus ve Gannon’ın, Host yakınlarındaki Tani bölgesinde oy pusulalarını dağıtan seçim görevlilerinin konvoyuyla seyahat ettikleri de edinilen bilgiler arasında. Alman olan Niedringhaus, Irak haberleriyle Pulitzer ödülü kazanan ekibin de üyesiydi. Niedringhaus, Yugoslavya, Gazze, İsrail, Kuveyt ve Türkiye’de de çalışmıştı. Anja Niedringhaus Dış Haberler Servisi ABD yönetimi, Küba’ya yönelik Twitter benzeri bir sosyal medya ağı oluşturduklarını kabul etti ancak bunun Havana yönetimini devirmeyi amaçlamadığını savundu. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, sosyal medya ağının Kübalıların daha fazla bilgiye ulaşması için geliştirildiği, Küba yönetimini hedef alan gizli bir operasyonun söz konusu olmadığı öne sürüldü. Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney, Kongre’de tartışılarak kabul edilen programın, Küba’da sivil toplumu güçlendirmeyi amaçladığını söyledi. “ZunZuneo” adı verilen ağın, ABD Uluslararası Kalkınma Fonu tarafından, Cayman Adaları’ndaki, açıklanmayan bir off shore hesabı kullanılarak finanse edildiği, İspanya ve Cayman Adaları’nda paravan şirketler kurulduğu bildiriliyor. Beyaz Saray itiraf etti Dış Haberler Servisi Afganistan’da bugün sandık başına giden halk ilk kez demokratik yollarla cumhurbaşkanını değiştirecek. Taliban yönetiminin 2001’de yıkılmasından sonra cumhurbaşkanı olan Hamid Karzai o günden beri bu görevi yürütüyor. Anayasaya göre Karzai 3. kez aday olamıyor. Ülkedeki NATO güçlerinin bu yıl sonunda çekilmesi planlanıyor. Seçilecek cumhurbaşkanı muhtemelen artan Taliban saldırıları hatta örgütün yeniden iktidarı ele geçirme çabasıyla karşı karşıya kalacak. ABD ve Afgan hükümeti, 2014 sonrasında eğitim vermek amacıyla binlerce ABD askerinin kalmasını sağlayacak bir anlaşmaya varmış ancak Karzai onay vermemişti. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda toplam 8 aday yarışacak. Öne çıkan üç aday ise eski dışişleri bakanları Abdullah Abdullah ve Zalmay Resul ile eski Baliye Bakanı Eşref Gani Ahmedzay. Üç aday da hükümet ile ABD arasında varılan anlaşmayı destekliyor. Tacik ve Peştun etnik gruplarından gelen, 20012006 yılları arasında dışişleri bakanlığı yapan Abdullah, 2009’dan beri fiilen ülkenin muhalefet lideri. Abdullah, 2001’de öldürülen Lider ilk kez seçimle değişecek Ahmed Şah Mesud’un Tacik ağırlıklı Kuzey İttifakı’nda yer almıştı. Hamid Karzai’nin eski ulusal güvenlik danışmanı Zalmay Resul, Peştun kökenli. Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı için Ahmed Şah Mesud’un kardeşi Ahmed Ziya Mesud’u ve ilk kez bir kadın adayı, eski Bamian eyaleti valisi Habibe Sarobi’yi devlet başkanlığı yardımcılığı için düşünüyor. Ülke yönetiminde söz sahibi olmayı sürdürmek isteyen Hamid Karzai’nin ağabeyi Kayum Karzai, ağabeyinin de isteğiyle Zalmay Resul lehine adaylıktan çekilmişti. Eşref Gani, güçlü bir Peştun aşiretinden geliyor. Eşref Gani, cumhurbaşkanlığı yardımcılığı için güçlü Özbek lider Raşid Dostum’u düşünüyor. Raşid Dostum geçmişte Afganistan’daki çatışmalarda önemli rol oynamış, Türkiye ile bağlantıları olan bir siyasi figür. Seçimlerde 300 kadın da eyalet meclisleri için yarışacak. Afganistan tarihinde ilk kez bu kadar çok kadın seçimlere giriyor. Kadın adaylardaki artış, hem bugüne kadar yapılan yardımların, hem de radikal İslamcıların egemenliğini kırmak için kadınların daha çok çalışmasının sonucu olarak görülüyor. Dış Haberler Servisi ABD Senatosu İstihbarat Komitesi, Merkezi Haberalma Teşkilatı’nın (CIA), 11 Eylül saldırıları sonrasında terör zanlılarına uygulanan sorgu ve gözaltı metotlarıyla ilgili ayrıntıları içeren raporun kısmen açıklanmasını kabul etti. Karar, 3’e karşı 11 oyla alınırken komite başkanı Demokrat Senatör Dianne Feinstein, CIA’in gizli programıyla ilgili araştırmaların “şoke edici” sonuçlar verdiğini, raporun “Bir daha asla izin verilmemesi gereken, ABD’nin değerleriyle bağdaşmayan vahşeti ortaya koyduğunu” söyledi. İşkenceler ‘kısmen’ açıklandı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle