14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA 8 n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER LiseLere geçiş için düzenLenen Merkezi ortak sınavLar sona erdi CÜNEYT ARCAYÜREK GÜNCEL zorbalığa başvurduğunu bir türlü anlayamadığını söylemiş. Dua etsin, Başbakanımız henüz başka ülkelerin üst düzey yetkililerinden gelen yoğun eleştirileri, şimdilik Pensilvanya’ya bağlayan açıklamalar yapmıyor. Yoksa? Hele bir kendinin 2023’e kadar tepeden yöneten konuma geldiğini görsün. Avrupa’yı ekonomik açıdan solladığı sanısına kapılsın... ... İşte o zaman Almanya Cumhurbaşkanı Gauck hâlâ aynı konumda ise ya da onun söylemlerini daha da güçlendiren yerine gelen başka birisi söylemeye, eleştiriye yeltensin de görür o zaman dünyanın kaç bucak olduğunu... HHH AKP’lilere sımsıkı sarılan Başbakan’ın bir benzeri yok yeryüzünde. Gizlenen ve zamanı gelince piyasaya sürüleceğini açıkladığı montaj dediği kasetlerin olduğunu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Genelkurmay Başkanı’nın, bakanların, şimdi de Haşim Kılıç’ın dinlendiğini biliyor da... Ama devlet sırrı gibi kimin bu kasetleri tezgâhladığını, devleti âliyi dinlediğini içeren kasetlerin var olduğunu bilmesine karşın ne hikmetse sorumluları yakalayıp yargıya teslim etmiyor bir türlü. Onu bunu dinliyorlar, ben biliyorum, diyor ama bu iddiasını ispat edecek en ufak bilgi açıklamıyor. Acaba neden? Suçüstü yakalamayı mı bekliyor ya da kasetleri açıklasınlar da ondan sonra kimmiş, kimlermiş açıklarım diye ayna karşısına geçip kendi söyleyip sadece kendinin inandığı bir iddiaya mı inanıyor? Ya da dinlendiğini söylediği kişilerle ilgili kasetlerin varlığından haberi yok... Kamuoyunu, masum halkı Pensilvanya’nın her alanda sözde marifetlerine inandırmak için büyük bir yalanı doğru imiş gibi, gerçeği biliyormuş da söylemiyormuş gibi bir hava yaratıyor. HHH Alman Cumhurbaşkanı, yanıtını pekâlâ bildiği halde Twitter, YouTube yasaklanmak zorunda mıydı; AYM neden böyle eleştirisel konuştu; hükümet neden medyaya karşı güç gösteriyor gibi sorular soruyor. Türkiye’de günübirlik sorulan soruların doğrudan benzeri de değil, tıpkı aynısını soran ve korkularını açıklayan Alman Cumhurbaşkanı Gauck’un, söylemlerini Pensilvanya’nın, RTE’nin bir türlü baş edemediği örgüt yapısıyla ta Berlin’e, cumhurbaşkanlığı katına değin uzatmasındaki esrarı çözebilmiş değilim. Zira Sayın Alman Cumhurbaşkanı, RTE’nin sürekli aksini savunduğu gerçek olayları özetliyor. “İnsanların nasıl bir yaşam tarzını benimsemeleri gerektiğine ilişkin bir müdahale söz konusu olduğunda, sokak protestoları zor kullanılarak bastırıldığında hatta bu yüzden insanlar canından olduğunda... ... İtiraf ediyorum, bu gelişmeler beni korkutuyor” diyor. Hukukun sıradan konuma getirildiğini görünce dayanamıyorum diyen bir saptaması daha var. HHH İyi ki bu söylemleri bir Alman Cmhurbaşkanı söylüyor. Yoksa bu toplumsal, antidemokratik, insan hakları dahil demokrasiye aykırı bütün olayları saptayan sözlerini bir Türk yetkilisi veya yazarı yüzüne söyleme cesaretini gösterse, haydaaa önce gözaltına alınır. Sonra doğru cezaevine... Artık beş yıl mı olur sekiz mi, yargıcın insafına kalmış, cezaya çarptırılır. Şaşırtıcı olan gerçek şu: Yahu bu Pensilvanya nasıl böyle dünyaya dal budak salmış gizli bir örgüt ki, ABD’nin CIA’sının, İngilizin MI6’sının, Mossad’ın, Rus gizli servislerinin pabucunu dama atıverdi. Baksanıza, ta Berlin’deki cumhurbaşkanının yakın çevresine sokulmuş, ona Türk hükümeti aleyhine ciddi ve her biri kocaman antidemokratik birer abide olan yalan, iftira uygulamalara inandırmış... ... RTE’ye egemen olan mantığa göre Pensilvanya’nın oyununa gelen Alman Cumhurbaşkanlığı da burada korktuğu gelişmeler diye, Başbakan’ın toplum hayrına diye seçmene yutturduğu sakıncalı gidişatı, örnekleriyle sıralıyor, açıklayıveriyor. HHH Bizimkisi, Cumhurbaşkanı Gauck’un korkularını yüzüne söylemesine aslında müthiş sinirlenmiştir ama her daim aklına, ağzına geleni söyleyerek Gauck’u, Türkiye muhalefeti gibi Pensilvanya etkisine bağlayamayacağı biri olduğu için şimdilik eleştirilere önce yutkunmuştur baş başa görüşmede, bu ciddi eleştirileri içine atmış ve sonra... ... Adam sende, o Alman, bugün söyler, ben beş kez aksini söyleyerek halka gerçekleri çarpıtarak anlatır ve yine... ... Her muhalefet partisinden çok oy alırım, alıyorum, demiştir. Söylenenleri unutmuş, sindirmiş görünür ama unutmaz. Filler gibi kindardır. Bekler ve ilk fırsatta Almanı ya kapalı bir toplantıda veya başka bir Alman yetkilisi ile konuşurken... Bugünkü eleştirileri Pensilvanya’nın etkisi altında konuştuğunu ve ne çare Türkiye’yi anlamamazlıkla suçlayıverir! Ne var ki kadim dost Almanya Cumhurbaşkanı’nın bu ciddi, gerçekçi saptamalarını RTE umursamayabilir bugün, ama tarih, bu saptamaları halkın yaşadığı bu zorba, diktatör özentisi günleri, ayrıntılarıyla belleğine yazıyor. HHH Dost acı söylermiş. Hayır! RTE’ye göre dost; toplumun yaşadığı acıyı, ıstırabı hoşgörü ile karşılarsa dosttur! En zor soru ‘İnkılap Tarihi’nden Eğitim Servisi Liselere geçiş için düzenlenen merkezi ortak sınavlar, dün yapılan 3 sınavla sona erdi. Sınıf öğrencileri, Fen ve Teknoloji, İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ile Yabancı Dil sınavlarına girdi. TEOG’un ikinci gününü değerlendiren Bilfen İlköğretim Kurumları bölüm başkanları, Fen ve Teknoloji ile İngilizce sorularının beklenildiği gibi geldiğini ve öğrencilerin zorlanmadan yapabileceği nitelikte olduğunu belirtti. Öğretmenler, T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersindeki 18. sorunun ise sınavın en zor ve eleyici sorusu olduğunu söylediler. Bahçeşehir Koleji Sosyal Bilgiler Bölüm Başkanları da, “T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinde dikkati ilk çeken, soruların birinci merkezi ortak sınava göre daha zor olmasıdır” dediler. Öğretmenlerin bu sınavla ilgili yorumları şöyle: “Bununla birlikte müfredat dışı herhangi bir soru ile karşılaşılmamıştır. Bu sınavın en çok tartışılabilecek ve ayırt edici sorusu A ve B kitapçıklarındaki ‘Milli Güç’ unsurlarını sorgulatan 18. sorudur.” Bahçeşehir Koleji Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölüm Başkanı Özen Yazğan sınav sonrası yapılması gerekenler ile ilgili şunları söyledi: “Devlet Okullarına Yerleşmek İstiyorsanız… Anadolu liselerine, fen ve sosyal bilimler liselerine, Anadolu öğretmen liselerine, teknik ve meslek liseleri ile Anadolu imam hatip liselerine girmeyi düşünen öğrenciler için Merkezi Ortak Sınav sisteminde kasım ve nisan aylarında uygulanan her iki sınav da puansal olarak eşit değere sahiptir. Özel okulları hedefliyorsanız… Özel Okullar Birliği Derneği’nin yaptığı açıklamaya göre özel okullar öğrenci seçiminde sadece Türkçe, Matematik ve Fen ve Teknoloji derslerindeki netler üzerinden puanlama yapacaklar. Öğrencilerin toplam puanı kasım ayındaki sınavlardan alınan puanın yüzde 30’u, nisan ayındaki sınavlardan alınan puanın yüzde 70’i kullanılarak hesaplanacak. Dolayısıyla özel okullara girişte nisan ayında yapılacak sınavlar önem taşıyor.” GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Belediye AKP’ye geçince, basın biriminde çalışan ödüllü şairin de görevi değişti Şairi çöpçü yaptılar SEDAT KURT Çivril Belediyesi’nde 4.5 yıldır basın biriminde çalışan Hakan Keysan, belediye CHP’den AKP’ye geçince çöpçü yapıldı. DENİZLİ Denizli’nin Cemal Süreya ödüllü şairlerinden ve Çivril Belediyesi’nde 4.5 yıldır basın biriminde çalışan Hakan Keysan, belediye CHP’den AKP’ye geçince çöpçü yapıldı. Üniversite mezunu olan Keysan, yeni görevini de başarıyla yerine getireceğini söyledi. Son olarak TÜYAP 19. İzmir Kitap Fuarı’ndaki imza etkinliğine katılan Keysan, Çivril Belediyesi’nde yıllardır basın yayın ve halkla ilişkiler müdür vekilliği yapıyordu. Dumlupınar Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümü mezunu olması nedeniyle belediye bünyesinde açılan yaz ve kış okullarında eğitim veriyor, kültür ve sosyal hizmet çalışmala rını yürütüyordu. Türkiye Yazarlar Sendikası üyesi olan ve Denizli’de 12 yıldan beri yayın hayatını sürdüren Sunak dergisinin imtiyaz sahipliğini yapan Hakan Keysan’ın “Suda Bıçak İzi”, “Sus Odası”, “Yangın Lekesi” adlı 3 şiir kitabı bulunuyor. Keysan, “Suda Bıçak İzi” isimli dosyasıyla 1999 yılında Cemal Süreya Hatay Şiir Ödülü’nü kazandı. 30 Mart yerel seçimlerinde Çivril Belediye Başkanlığı’na seçilen AKP’li Güven Gürcan, Keysan’ı temizlik işlerinde görevlendirdi. Keysan, “Ben nerede olursa olsun yaptığım işi layıkıyla yapmaya çalışırım. Ancak yeteneklerim ve eğitim aldığım alanda değerlendirilmek isterdim” dedi. Gazetemizdeki yazısı nedeniyle verilen cezada hüküm geri bırakıldı Bekir Coşkun’a hapis cezası İstanbul Haber Ser davanın karar duruşmavisi Sözcü gazetesi ya sı dün İstanbul 2. Asliye zarı Bekir Coşkun, 1 yıl Ceza Mahkemesi’nde gö2 ay 17 gün hapis cezası rüldü. Coşkun’un yazdığı na çarptırıldı. AKP mil yazıyla “Milletvekilleriletvekillerinin usta ka ne hakaret ettiği” iddialem Coşkun’a açtığı da sıyla görülen davada savcı va sonucunda, hükmün “beraat isterken”, mahaçıklanmasının geri bı keme, yazar Coşkun’a 1 rakılması kararı verildi. yıl 2 ay 17 gün hapis ceCoşkun 5 yıl zası verdi. içinde aynı Aynı ya u AKP vekilleri, “suçu” işlerzıyla ilgili Coşkun’a, se hapis ceAKP Manisa Cumhuriyet’teki “Boyalı Milletvekili zasının infaz Merdivenler…” süreci başlaSelçuk Özyacak. başlıklı yazısından dağ da Bekir AKP milCoşkun’dan dolayı letvekilleşikâyetçi oldava açmıştı. ri, Bekir muş ancak Coşkun’a, 4 Manisa CumEylül 2013 tarihli Cumhu huriyet Başsavcılığı bu riyet gazetesindeki “Bo şikâyete yönelik “takipyalı Merdivenler…” baş sizlik kararı” vermişlıklı yazısından dolayı da ti. Coşkun’un avukatı va açmıştı. AKP’li ve Gökhan Tekşen, “Kakiller Metin Külünk, rarla Manisa’da ayrı, Mihriban Belma Sa İstanbul’da ayrı bir hutır, Tülay Selamoğlu, kuk uygulandığı ortaya Sevde Beyazıt Kaçar, çıkmıştır. Hukukun gelSevim Savaşer ve Ayşe diği nokta maalesef bunur İslamoğlu’nun açtığı dur” dedi. yönelik bir plan hazırladı. Aslında buna plan değil, oyun demek daha uygun düşer. Oyun şu; 1 Mayıs’ı birlikte kutlayacak olan kesimleri farklı yerlere yönlendirmek, iktidara muhalefet eden grupların kutlamalarına müdahale etmek. Böylece ortaya çıkacak karşıtlıkla iktidarın etrafındakileri bir arada tutmak, muhalifleri terörist ilan edip marjinal hale getirmek. İstanbul’da kutlamaların ikiye bölüneceği günler öncesinden belliydi. İşçi temsilcilerine dayalı olarak paylaşmak gerekirse Türkİş Kadıköy’de, DİSK Taksim’de. Ankara’da tek bir merkezde kutlama olasılığı yüksekti. 1 Mayıs’a bir gün kala 3’e bölündü; Tandoğan, Sıhhiye ve Kızılay... Hükümet kaynaklarının yaptığı belirlemelere göre; Hakİş’le MemurSen Kayseri ile Diyarbakır’ı paylaştı! Hükümet sözüm ona 5 yıl önce 1 Mayıs’ı emek ve dayanışma bayramı olarak yasaya geçirmişti. Bu tabloda dayanışma bir yana, ayrışma var. HHH Dün bu sütunlarda AKP’nin yargıdaki hak ihlallerinin Avrupa katında duyulmasını engellemek için yeni bir iç hukuk yolu açtığını, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru hakkını getirdiğini, ancak sonucun hiç de iktidarın istediği gibi olmadığını dile getirmiştik. AKP’nin 1 Mayıs’ı parçalı hale getirip anlamsızlaşmasını sağlamak amacıyla farklı yerlerde kutlanması için yaptığı plan da ters çevrilemez mi? Gezi birikimi bunun yapılabileceğini gösterdi. Gezi Direnişi’nde toplumun çok farklı kesimleri ortak bir istemde buluşabilmişti. Genel bir algı olarak birbirine çok zıt olduğu düşünülen gruplar karşılıklı hassasiyeti öylesine güzel yaşama geçirmişlerdi ki; buna ancak hoşgörünün, birlikte yaşamanın anıtı denebilirdi. Yarın tüm Türkiye Taksim’dir. Böyle olmalıdır. Yıldönümü yaklaşan Gezi Direnişi’nin temel sloganı olan “Her yer Taksim, her yer direniş”in gerçekten yaşama geçirileceği gün, yarındır. Böylesi günlerde sadece iktidarlar değil, temsil ettikleri tabanın özlemlerine seslenemeyen üst yönetimler de ders alırlar. Taban ortak hedeflerde birleşir, sesini yükseltir ve herkese duyurur. Bunu görmek bir başka güzel başlangıç olacaktır. HHH Türkiye’de emeğin sorunları deyince akla onlarca madde geliyor ama ilk sırada taşeronlaşma var. İnsan emeğini ve onurunu hiçe sayan bu uygulamanın kaldırılması çalışanların ortak istemi olarak sıklıkla dile getirilirken Çatışma ve Sosyal Gerginlik Bakanlığı bunu yaygınlaştırmanın planlarını yapıyor. Çalışma yaşamının sorunları ne yazık ki iş bulma kaygısının gölgesinde kaldı. İşsizler, ne olursa olsun iş bulabilme arayışında olduğu için çalışma koşulları, iş güvencesi, işyeri güvenliği ikinci planda... Önümüzdeki 1 Mayıs’larda, kutlama öncesinde bu sorunların gündeme gelmesi, iktidarın bu alandaki başarı karnesinin irdelenmesi gerekli. Hükümetin tüm Türkiye’yi her anlamda taksim taksim etme planlarına karşı en güzel yanıt; yarın tüm Türkiye’nin Taksim olmasıdır. Hükümetin toplumsal hak arayışlarındaki bölparçalamüdahale et kumpasına karşı yarın tüm kutlamaların yığınsallaşması, farklı meydanlardaki insanların büyüye büyüye birbirine değmesi ne güzel olur! Halkın Mühendis Mimarları grubu Çağlayan Adliyesi’nde açıklama yaptı. Akkuş 11 ay sonra özgür ‘Sağlık’ta da İstanbul Haber Servisi Başbakan Tayyip Erdoğan’ı protesto gösterisinde gözaltına alındıktan sonra tutuklanan ODTÜ makine mühendisi öğrencisi Egemen Akkuş 11 ay sonra İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nce tahliye edildi. Tekirdağ 2 No’lu F tipi Hapishanesi’nde 11 aydır tutuklu bulunan Akkuş, geçen yıl 29 Mayıs’ta Erdoğan’ı Okmeydanı’nda protesto sırasında gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı. Çağlayan Adliyesi İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen dava öncesi Akkuş için Halkın Mühendis Mimarları grubu tarafından Adliye önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamada, “Ülkemizde 2785 öğrenci, AKP iktidarı tarafından tutuklanmıştır. AKP gerici eğitim sistemini dayatırken, Akkuş parasız, bilimsel eğitimi savunduğu, haklar ve özgürlükler mücadelesini büyütmek istediği ve “Rant için değil, halk için mühendislik” dediği için tutsaktır” denildi. İKLİM ÖNGEL l 3 bürokrat görevden alındı paralel operasyon ABD’li bakan yardımcısı Malinowski, AYM’nin ‘sosyal medya’ kararlarını değerlendirdi ‘Umarız hükümet saygı duyar’ isMaiL saYMaz ‘100 Basın kaHraManı’ Listesinde Haber Merkezi Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) 65 farklı ülkeden seçtiği “100 Basın Kahramanı” listesinde Türkiye’den Radikal gazetesi muhabiri İsmail Saymaz da yer aldı. RSF’den yapılan açıklamada, Saymaz’ın “100 Basın Kahramanı” listesine Eskişehir’de Gezi olayları sırasında dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz hakkında yaptığı haberler nedeniyle alındığı belirtildi. Medya üzerinde yoğun devlet baskısının hissedildiği ülkelerden pek çok gazetecinin yer aldığı listede, WikiLeaks belgelerinin yayımlanmasını sağlayan Julian Assange da bulunuyor. 2014 Abdi İpekçi Yılın Gazetecisi Ödülü’nü de alan Saymaz, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, listede yer almasına gerekçe olarak Korkmaz davasının gösterilmesi için “Şeref duydum” dedi. DUYGU GÜVENÇ ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan ile Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç arasındaki tartışma devam ederken, ABD’den AYM’ye destek geldi. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Tom Malinowski, “Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını çok yakından takip ediyoruz. İfade özgürlüğü konusundaki kararı memnuniyetle karşılandı, umarım hükümet de buna saygı duyar” dedi. Malinowski, Türkiye’nin başarısı için demokrasinin hayati olduğunu söyledi. Demokrasi, İnsan Hakları ve İşgücünden Sorumlu ABD Dışışleri Bakan Yardımcısı Malinowski, telefonla düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’deki gelişmeleri değerlendirdi. Yargıya müdahale, Youtube ve Twitter yasakları, basın özgürlüğüne yönelik kısıtlamaların anımsatılması üzerine Malinowski, “Daha önce de söylediğimiz gibi bu gelişmelerden çok endişeliyiz. YouTube’a erişim yasağının kaldırılmasını öngören mahkeme kararlarını çok yakından izliyoruz. Türk hükümeatini tüm sosyal medyaya erişim serbestliği konusunda teşvik ediyoruz. İstikrar eleştirel seslere açık olmayı, sivil topluma, muhalefete, sivil toplum örgütlerine yer tanımayı gerektirir” değerlendirmesini yaptı. halkı tarafından dile getirilen kaygıları dikkate alır. Türk demokrasisi, Türkiye’nin başarısı için hayati derecede önemli ve dostları ve ortakları için de önemli ki bunların içinde ABD de var. Bu tip hareketler bölgede demokrasi modeli olmayı isteyen Türkiye’nin kendi hedeflerine aykırı” diye konkuştu. ANKARA Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu, Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ali Coşkun ve Sağlık Bakanlığı Sağlık Araştırmaları Genel Müdürü Prof. Dr. Uğur Dilmen’in görevlerine son verildi. Çocuk ameliyetı sırasında verdiği iftar molasıyla gündeme gelen Dokucu’nun “jet profesör” olduğuna ilişkin iddialar da bulunuyordu. Görevden almalar cemaat temizliği olarak değerlendiriliyor. Sağlık Bakanlığı görevden almalara ilişkin açıklama yapmazken yeni atamalar da henüz gerçekleşmedi. ‘Jet profesör’ün görevi 1 yıl sürmedi Sağlık Bakanlığı’nda görevden almalar en üst düzey kurum başkanları arasında gerçekleşti. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nden Ankara’ya Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanı olarak getirilen Dokucu, bir yılı dolmadan görevden alındı. Dokucu’nun adı ilk olarak çocuk ameliyatında verdiği iftar molasıyla gündeme gelmişti. Hakkında “jet profesör”lük iddiaları da olan Dokucu, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeyken Bilim Üniversitesi’ne atanarak “profesör” unvanı almıştı. YÖK yasasının izin vermemesine karşın unvanı aldıktan sonra Şişli Etfal Hastanesi’ne geri dönen Dokucu, görevini “profesör” unvanıyla sürdürmüştü. Dokucu jet profesör iddialarına “Bakanlığımızın takdiri ve onayıyla görevimi ifa etmekteyim” yanıtını vermişti. Görevden alınan bir diğer isim ise Sağlık Bakanlığı Sağlık Araştırmaları Genel Müdürü Prof. Dilmen oldu. Dilmen, bir dönem Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı görevini yürütmüştü. Dilmen’in Gülen cemaatine yakın isimlerden olduğu ileri sürüldü. n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bu yıl haziranda yapılacak Lisans Yerleştirme Sınavları’na (LYS) başvurular yarın sona erecek. 2014 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) kapsamında 23 Mart 2014’te yapılan 2014 Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) sonuçlarına göre YGS puanlarından en az biri 180 ve daha fazla olan adaylar, isterlerse Lisans Yerleştirme Sınavları’na başvuru yapabiliyor. LYS’ye girme hakkı kazanan adaylardan LYS’ye başvuru yapmak isteyenler için son başvuru bugün yapılabilecek. Başvuru süresi uzatılmayacak. LYs başvuruları sona eriyor Azınlıklara saygı... Erdoğan’ın azınlıklara yönelik ayrımcı bir dil kullandığının anımsatılması üzerine de Malinowski, “Biz sürekli olarak Türk hükümetini etnik ve dini azınlıklara karşı kapsayıcı politika konusunda teşvik ettik. Biz bu yaklaşımın, bizim için çok çok önemli bir müttefik ve ortak olan Türkiye için, anahtar olduğunu düşünüyoruz” dedi. ‘Demokrasi hayati’ Malinowski, Türk demokrasisinin yakın geleceği konusunda “Bir tahmin yapmayacağım” derken, beklentisini ise “Umarız ki; Türk hükümeti, özellikle ve öncelikle Türk
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle