06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET [email protected] 3 NİSAN 2014 PERŞEMBE 14 KÜLTÜR İstanbul Film Festivali Direktörü Azize Tan, sinemanın ve festivallerin sorunlarını anlattı ‘En büyük sorun, yasak’ u Yasakların ters teptiğini vurgulayan Tan, sınıflandırma sistemi konusunda da cinselliğe gösterilen duyarlılığın şiddete karşı gösterilmediğini söylüyor. Tan, ‘Müdahaleci bir yaklaşımla değil, diyalog kapısını açık tutarak sinema sektörünü daha ileriye nasıl taşıyabiliriz, bunu düşünmek lazım’ diyor. AYŞEGÜL ÖZBEK ‘Nuri İyem Resim Ödülü’ İstanbul Film Festivali geçen yıl tüm sinemaseverler için Emek Sineması direnişi içinde hayli ‘gaz’lı geçmişti. Yarın akşam törenle açılışı yapılacak festivalin ilk günü 5 Nisan Cumartesi de yine bir Emek protestosu gerçekleşecek. 33. yılına giren festivalin 8 yıldır direktörlüğünü yürüten Azize Tan, “Sinemayı yakından ilgilendiren böylesi konularda festivalin bir platform yaratma gücünün olduğunu gördük. Biz her zaman söylüyoruz, bu festival seyircisiyle var olan bir festival” diyor. Bu yıl Türk sinemasının 100. yılı için özel bir bölüm oluşturdunuz. Fatih Özgüven ve Engin Ertan’la birlikte küratörlüğünü yaptığınız ve iki Türk filmini ortaklık ya da zıtlıkları üzerinden ele aldığınız “Bu İkiliye Dikkat” bölümü nasıl oluştu? 100. yıl için bir şey yapmak geçen seneden beri aklımızdaydı. Klasik bir şey de yapmak istemedik. Türk sineması tarihinin Türkiye tarihiyle paralel gittiğini görüyoruz. Erkek meselesi, kadına bakış, saplantılı ilişkiler, her zaman fethedilmek istenen bir şehir İstanbul. Kendi başına Beyoğlu. Ya da sinema endüstri halindeyken, 300 film çekildiği Kültür Bakanlığı’nın bildiğim kadarıyla bu konuyla ilgili çalışması var. Biz de festival olarak, nasıl bir yöntem herkesi rahatlatır diye görüşlerimizi ileteceğiz. 33 yıldır bir festival düzenliyoruz ve seyircilerimize karşı sorumluluklarımız var. Sınıflandırma sistemi ile ilgili de sorunlar var. Objektif bir şekilde yapılmıyor mesela... Evet, sınıflandırmanın yapılması evrensel koşullarda olmalı, keyfi koşullarda değil. Dünyada zaten belirlenmiş kriterler var. Mesela neden cinselliğe gösterilen hassasiyet hiçbir şekilde şiddete karşı gösterilmiyor? Normalleşmeye gidiyor olmamız lazım. İnatlaşmaya ve zıtlaşmaya değil... (Fotoğraf: Uğur Demir) n Kültür Servisi “Nuri İyem Resim Ödülü” adlı resim yarışmasının bu yıl dokuzuncusu düzenleniyor. Bu yıl yarışmanın seçici kurulunda Resul Aytemur, Cansen Ercan, Memet Güreli, Prof. Kemal İskender, Ümit İyem, Prof. Dr. Erhan Karaesmen, Temür Köran, Prof. Mehmet Mahir ve İrfan Önürmen’den oluşuyor. Yarışmanın ödül töreni ise 10 Haziran’da düzenlenecek. Yarışmaya son başvuru tarihi ise 16 Mayıs. Ödülü kazanan sanatçıya, 10 bin Türk Lirası para ödülü verilecek. Ayrıca ödül alan sanatçı, Lebriz.com sanatçı katalogları bölümünde iki yıl süreyle online katalog hakkı kazanacak. “Nuri İyem Resim Ödülü”nü alan resim ve seçici kurul tarafından sergilenmeye değer bulunan resimler, Evin Sanat Galerisi’nde 10 24 Haziran tarihleri arasında sergilenecek. Gil Scott Heron yeniden! zamanlardaki star sistemi. Bu bölümde toplamda 19 çiftten oluşan 38 film yer alıyor. Sinemamız nereden nereye gelmiş, hangi dönemlerden geçmiş bütün bunların izlerini görebiliyorsunuz. Çok bildiğimiz filmler de var, kadir kıymeti bilinmemişler de... Türkiye için öğretici, önemli bir yılı geride bıraktık. Gezi’de ortaya çıkan “Nerdesin aşkım” sloganından da yola çıkarak bir bölüm oluşturdunuz. Bu süreç sinemamıza nasıl yansıdı? Geçen sene çok önemli toplumsal olaylar yaşandı Türkiye’de. Bunu anlayabilmemiz ve sağlıklı bir şekilde değerlendirebilmemiz için yeterli zaman geçmiş değil üstünden. Devam eden bir süreç. Sinemada bununla ilgili filmler yapılmaya başladı, öncelikle belgeseller çıktı. ‘Nerdesin Aşkım?’ İlerleyen yıllarda bununla ilgili üretimler daha fazla olacaktır, olmalı da. Türkiye’de çok uzun yıllardır mücadelelerini hayranlıkla izlediğim LGBT hareketi Gezi’de ön plana çıkanlardan biriydi. “Nerdesin Aşkım” sloganı da onlara ait bir slogan. Bu bölümde aslında aşk filmleri gösteriyoruz. Aşkın yaşı da cinsiyeti de yoktur temasını vurgulamaya çalışıyoruz. 100. yıla sadece güzel haberlerle girmedik tabii. Mesela sizin de programa aldığınız “Nymphomaniac” (İtiraf) filminin gösterimi yasaklandı... Aslında bu ülkenin en büyük problemi yasaklarla ilgili. Zaten bir filmi yasakladığınız zaman, o filme olan ilgi de artıyor. Normalde 5 bin, 10 bin kişi izleyecekken, şimdi filme olan merak arttı. Yasaklar tamamen amacının tersine hizmet ediyor. Bunlar basit düzenlemelerle halledilebilecek şeyler. “Nymphomaniac” aslında evrensel uygulama içinde tabii ki her yaşta izleyiciye uygun bir film değil. Doğru yaş gruplarına doğru bilgilendirme yapılarak gösterilebilirdi. Festivalde de zaten gerekli uyarıyı yaparak gösteriyoruz. İstanbul Film Festivali’yle tekrar gündeme gelen ve festivallerden istenen kayıttescil formu da tartışma yarattı. Bence o mesele “Nymphomaniac”ın durumuyla çok bağlantılı. Mesela yabancı filmler gösterildiği zaman bu sorumluluk festivalin üzerine veriliyor, ama Türk filmleri için sınıflandırmanın yapılması gerekiyor. Aslında yumurtanın kapıya dayandığı yer bu sınıflandırma sisteminin düzgün oturtulmaması. Kayıttescil formu Etkinlik Bugün İstanbul Modern’de Kültür Servisi Belgesel film yönetmeni, savaş muhabiri ve fotoğrafçı Coşkun Aral, bugün saat 16.0018.00 saatleri arasında İstanbul Modern izleyicileri ile bir araya geliyor. Program, Coşkun Aral’ın kırk yıllık meslek yaşamını ve haberin görsel üretim sürecini konu alıyor. Gezgin kimliği ve savaş muhabirliği ile tanınan Coşkun Aral’ın fotoğraflarının yer aldığı sunumun ardından program, haberin görsel ürünü olan fotoğrafın çekilmesinden izleyiciyle buluşmasına kadar giden süreçte haber fotoğrafçılığının etik değerlerine odaklanıyor. Katılım için rezervasyon gerekiyor. Bilgi ve rezervasyon için: 0212 334 73 41 veya [email protected] Coşkun Aral’ın gördükleri Genelde bir yapım şirketiyle hareket etmeyen belgesel ve kısa filmler için bu uygulama nasıl olacak peki? Belgesel ve kısa film konusunda bir esneklik göstereceklerini söylediler, ama mevzuattaki durum düzeltilmediği sürece bu her zaman Demokles’in kılıcı gibi hepimizin kafasının üstünde duracak. Müdahaleci bir yaklaşımla değil, karşılıklı diyalog kapısını açık tutarak sinema sektörünü daha ileriye nasıl taşıyabiliriz bunu düşünmek lazım. Bir sinema enstitüsü bu sorunları aşmaya katkıda bulunur mu? İki yıldır Meclis’te bekleyen yeni bir sinema kanunu var. O kanun geçse belki herkes rahatlayacak. Çözümlerin ne olacağına dair öneriler de yapıldı. Aslında Türkiye’de sinemanın her şeyiyle ilgilenen bir sinema enstitüsünün olması da bütün sektörü bir araya toplayacak. Çünkü bir sorunuz oluyor, kime soracaksınız? Kimi bana geliyor, kimi ona gidiyor ya da bakanlıkta kime danışacağını bilemiyor. Bütün her şeyin tek elden koordine edildiği bir kuruma ihtiyaç var. Dikkat, kontrol değil, koordine... Sinemamız gelişiyor, ihtiyaçları artıyor. İnsanları birbirinden haberdar eden, yeni mevzuatları ve uygulamaları sinemacılarla paylaşan, sinemamızı yurtdışında temsil edebilecek bir kurumun varlığı çok önemli. Sinema enstitüsü... n Kültür Servisi Gil Scott Heron’un 2011 yılında hayatını kaybetmeden önce kayıtlarının büyük kısmını tamamladığı “Nothing New” isimli albüm XL Recordings etiketiyle yayımlanacak. Albüm, Gil Scott Heron’un klasikleşmiş bazı şarkılarının yeniden düzenlenmiş versiyonlarından oluşuyor. 14 şarkıdan oluşan albümdeki şarkılar Gil Scott Heron’un vokallerini piyano eşliğinde sunuyor. “Nothing New”de yer alacak şarkılardan bazıları “Did you Hear What They Said”, “Better Days Ahead”, “Household Name”, “Your Daddy Loves You” ve “Changing Yourself”. Nicholas Payton konseri n Kültür Servisi Grammy ödüllü trompetçi ve multi enstrümantalist Nicholas Payton İstanbul’da konser verecek. Nicholas Payton, 14 Nisan Pazartesi günü İstanbul Gençlik Caz Orkestrası ile birlikte Zorlu Center’da izleyiciyle buluşacak. İstanbul Gençlik Caz Orkestrası’nın şefliğini piyanist, besteci ve eğitmen Baki Duyarlar üstleniyor. Siemens Opera Yarışması başlıyor n Kültür Servisi Siemens Opera Yarışması, 16’ncı yılında sanatseverlerle buluşmaya devam ediyor. Hem profesyonel sanatçıların hem de opera severlerin 25 Nisan’a kadar başvuru yaparak katılabileceği 16’ncı Siemens Opera Yarışması’nın elemeleri 29 Nisan1 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Yarışmanın kazananları ise 2 Mayıs akşamı düzenlenecek törende açıklanacak. Çocuklara ‘Kâğıttan Tablo’ atölyesi n Kültür Servisi İstanbul Oyuncak Müzesi hafta sonu etkinlikleri devam ediyor. Etkinlik kapsamında 5 Nisan saat 11.00’de “Kâğıttan Tablo” adlı bir atölye gerçekleştirilecek. Atölyeye katılan 410 yaş arası çocuklar, katlama sanatı origami ile tanışma fırsatı yakalayacak ve birbirinden farklı objeler yaparak onlardan tablo yapacak. VEFAT Merhum Ali ÖZER ve merhume Nefise ÖZER’in oğulları, Gönül ÇATALOĞLU ve Güven ÖZER’in kardeşleri, Zeynep, Güliz, Mithat ve Gülser’in dayıları, Nazlım ile Gökçe’nin büyükdayıları, Tülin ile Emrah’ın babaları, Demet ÖZER’in eşi, ÇETİN ÖZER’i yitirdik. Bir çocuk daha okusun diye... 21. YÜZYIL EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI (YEKÜV) Tel : 0212.274 15 02213 74 02 Fax: 0212.275 52 44 www.yekuv.org • [email protected] Vakıflar Bankası: Osmanbey Şubesi: 00158007287986476 Merhumun cenazesi 3 Nisan 2014 Perşembe günü (bugün) öğle namazından sonra Kocatepe Camii’nden kaldırılarak Karşıyaka Mezarlığı’nda defnedilecektir. Merhuma Tanrı’dan rahmet dileriz. AİLESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle