23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 NİSAN 2014 CUMA CUMHURİYET kultur@cumhuriyet.com.tr SAYFA BU ÜLKEDE MUCİZELER DE GERÇEKLEŞİYOR: Barış için müzik KÜLTÜR 15 Onları görmeden önce seslerini duydum. Cıvıl cıvıl çocuk sesleri. Oyun oynayan, çın çın çınlayan, serçe telaşında sevinç yüklü sesler. Herhangi sıradan bir okul bahçesinden gelen seslerden farksızdı. Ama burası bir okul bahçesi değil, sıradan hiç değildi. Burası Edirnekapı’da, o sıkışık mı sıkışık kentsel dokunun orta yerinde bir vaha: Üç yapı ortasında kalmış bir avlu. Burası “Barış İçin Müzik vakfı”. 714 yaşındaki çocukların okul saatlerinden sonra gelip müzik eğitimi aldıkları, müzik yaptıkları, çalgılarla bütünleştikleri yer. Dar gelirli, bugüne dek herhangi bir çalgı ya da müzik eğitimi alma olanağı olmayan çocuklara müzik aracılığıyla toplumsal ve kültürel yaşam alanı açan bir “büyülü bahçe!” Avludaki o telaş işe biraz sonra bana bir mini konser verecek olmaları... Onlar hazırlanadursun ben vakfın kurucusu Mehmet Selim Baki eşliğinde merkezi dolaşıyorum. Toplumsal ve kültürel değişim Mehmet Bey az konuşan biri. Bir zamanlar Almanya ve Türkiye’de mimarken tüm işlerini feshedip gençlik tutkusu ve düşü olan bu girişimi gerçekleştirmesi 2005’te. (Belki Nevşehir’de daha elektrik bile yokken dedesinin müzik yapması ve bando kurmasının genetik bir rolü vardır bu işte!) Sadece kendi kişisel olanaklarıyla ki kuruldu. ElSistema’nın yöneticileri Edirnekapı’ya taşındı, vakfa hayran kaldı... Barış İçin Müzik ile ElSistema öğrencilerinin katılımıyla 200 kişilik ortak VenezüellaTürkiye Çocuk Orkestrası’nı kurma kararı alındı... 2012’de “Barış İçin Müzik Vakfı” 29 Avrupa ülkesinin yer aldığı Sistema Europe’un üyelerinden biri oldu. Geçen yaz Salzburg’da ve Viyana’da çaldılar! Ayrıca Türkiye içinde de çeşitli konserler verdiler, veriyorlar... 2013 yılından bu ya“Barış İçin Müzik Vakfı” çocukları ElSistema’nın karizmatik şefi Dudamel ile... na İKSV, Barış İçin Müzik Vakfı’na hem kurumsal olarak hem de Lale Kart üyelik progve eşi Yeliz Baki’nin çalışmasıyla la, çello, piyano, perküsyon, kontramıyla eğitim alanında destek verbas, klarnet, trombon, trompet, atıldı tohumlar. Yeliz Hanım, her riyor... 21 Nisan’da İş Sanat’ta tuba ve korno gibi enstrümanlar an her yere yetişiyor, kimi zaman da ekleniyor. Çocukların çoğu bir ve 10 Haziran’da İstanbul Müzik haftalarca evlerine gitmeye fırsat Festivali’nde Zorlu’da çalacaklar. kaçını çalıyor. bulamadıklarını söylüyor. ÖylesiAyrıca bu yaz ElSistema Avrupa Gezim sırasında büyük küçük ne bir adanmışlık! Orkestra Kampı da İstanbul’da yaÖnce Edirnekapı Ulubatlı Hasan herkes bana yaşadıkları değişimi, gelişimi, hayatlarının nasıl zengin pılacak... İlköğretim Okulu’nda solfej ve Onları ziyaret ettiğim günün soleştiğini anlatıyor... İçlerinden biakordeon dersleri... Derken başka nunda bana verdikleri o mini konokullardan da istek geliyor. Müzik ri: “Ben hem öğrenmenin hem serde ağlamamak için gözyaşlade öğretmenin keyfini yaşıyoatölyeleri kuruluyor... 2009 yılınrımı zor tuttum. En karanlık gürum” diyor. Yalnız çocuklar deda eğitim verilen okullara yürüme nü aydınlatacak nitelikteydi. İçimğil, aileler de değişiyor. Komşumesafesinde bulunan arsalar saden bir tek dilek geçti: Geleceği lar da... Mahalle de... Altını çizitın alınıyor... Vakfın merkez binadönüştüren bu çocuklara daha çok ları inşa ediliyor... 2010’da burada yorum. Anlatmalarına çok da gerek yok, destek, daha çok bağış! Hepinizin eğitime başlanıyor... gözü, dikkati, yüreği onlarla olçocukların birbirleriyle, ablalar Dolaştıkça çalışma kabinleri, sun. Ancak o zaman yüzlerce deağabeylerle ilişkileri, aralarındasolfej sınıfları, gösteri ve grup çağil, binlerce çocuğa ulaşabiliriz! lışma salonlarını kütüphane ve ye ki sevgi, dayanışma, olumlu enerEdirnekapı’dan nitelikli müzik ji gözle görülür, elle tutulur somekhaneyi görüyorum. Her yerde yükseliyordu. Şefleri 22 yaşındamutlukta! çalışma var. Öğretmenler konserki Guatemalalı Samuel Matus’tu. vatuvar öğrencisi ya da yeni meSevinç, coşku, kıvanç... Yaşamı sevgiyle, dürüstlükle, akılzun ve hepsi gönüllü... Her yerde la, duyguyla, düş gücüyle kucaklaİlk önemli kazanımları 2009’da: ablalar ağabeyler, küçükleri çalış“Urban Age” (Kentsel Çağ) Ödü mış minicik kollar, eller, koca çaltırıyor. Personel, çocukların veligılarla bütünleşmişti. Olanaksılü... leri... Yemekhanedeki emektarlar, zı olur kılma gücüyle dolu ışıl ışıl 2011 İstanbul Kültür Sanat sanki tüm çocukların anneleri... gözler... Hayat güzeldi. Türkiye Vakfı’nın yönlendirmesiyle, VeÖnce sadece akordeon, sonra muhteşem! nezüella’daki ElSistema ile ilişflüt... Sonra bunlara keman, viyo ANKARA GALERİ NEV KURULUŞUNUN 30. YILINI KUTLUYOR Bir ‘1984’ gecesi Kültür Servisi Ankara’da 1984 yılında kurulan Galeri Nev, 30. yılını “1984 Bir Gece” isimli sergiyle kutluyor. Temel esinini George Orwell’in “1984” başlıklı distopik romanından alan sergide, galerinin otuz yıldır temsil ettiği sanatçıların yanı sıra geçen 5 yılda dikkatini yönelttiği genç isimler bir araya geliyor. Sergi, “dışarıdaki distopik dünyadan kimi anlar ya da izleri bir araya getirirken izleyiciyi ütopik değerleri yeniden anımsamaya” davet ediyor. Bugün başlayıp 21 Nisan’a dek devam edecek sergide Abidin Dino, Nejad Devrim, Yüksel Arslan, Özlem Günyol, Murat Akagündüz, İnci Eviner, Behçet Safa, Canan Tolon, Mübin Orhon gibi sanatçıların eserleri sunuluyor. Sergide Abidin Dino’nun, Çernobil’den yola çıkıp tarihteki tüm savaş felaketlerine gönderme yaptığı “acı ve ucube” resimleri, Murat Akagüzdüz’ün, Ankara’nın bakanlık binalarını, Anıtkabir’i ya da Genelkurmay Başkanlığı’nı modernleşme projesinin ikonları olarak estetize ettiği baskıları da yer alıyor. Sergi alanında eserlere, ilk sergilendiklerinde kataloglarında bulunan, Orhan Pamuk, Susann Wintsch, Roland Topor gibi isimlerin metinleri eşlik ediyor. Örneğin Selim Cebeci’nin “Parkta” isimli yağlıboya tablosu için Orhan Pamuk’un kaleme aldığı metin şöyle: “Bu kederli ve yorgun kadınları düşüncelere iten nedir? Kimi tanıdık, kimi efsanevi bu manzara parçacıklarının çevresinde bu tanıdık ve yorgun gövdeler niye toplanmıştır? Bir süre sonra, bu soruların Selim Cebeci’nin resmine yaklaşmanın iyi bir yolu olmadığını anlarsınız. Bu resimlere sinen kırıklık, keder ve yorgunluk duygusunu anlamak için zamanın gerisine, olayların başlangıcına, arkadaki esas nedene gitmeye gerek yoktur. Hayatla keder arasındaki gerginliktir bu resimleri bu kadar canlı tutan.” n Kültür Servisi Avukat Yusuf Erikel’in İstanbul 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne “Nuh: Büyük Tufan” filmiyle ilgili açtığı dava mahkemece reddedildi. Erikel, filmin gösterimi öncesinde izleyicilere “filmin kurgu ürünü olduğunun belirtildiği” bir yazı dağıtılmasını istemişti. Mahkeme, talebi “görevleri dahilinde olmadığı” gerekçesiyle reddetti. Yusuf Erikel, karara itiraz edeceklerini açıkladı. ‘Nuh davasına’ ret n Kültür Servisi Ünlü müzayede evi Sotheby’s, ünlü keman ustası Antonio Stradivari’nin 1719’da yaptığı Macdonald adlı viyolayı satışa çıkardı. Son 50 yıldır hiçbir Stradivarius viyolanın satışa çıkmaması nedeniyle değerinin 45 milyon doları bulması bekleniyor. Viyola, daha önce şu an hayatta olmayan Avusturya İngiliz kökenli viyola sanatçısı Peter Schidlof’un ailesinde bulunuyordu. Soteby, viyola için teklifleri haziran ayına dek almaya devam edecek. 45 milyon dolarlık viyola satışa çıkacak n Kültür Servisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları sanatçı Gül Gülgün, İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede dün 81 yaşında yaşamını yitirdi. 45 yıl Şehir Tiyatroları’na emek veren Gülgün, 1995 yılında emekli olmuştu. Gülgün’ün cenazesi bugün Kadıköy Haldun Taner Sahnesi’nde saat 10.30’da düzenlenecek anma töreninden sonra, Karacaahmet Şakirin Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Tiyatro sanatçısı Gül Gülgün yaşamını yitirdi Tartışmalı koleksiyon serbest Kültür Servisi Bir süre önce Almanya’da, Naziler tarafından yağmalanmış sanat yapıtlarından oluştuğu gerekçesiyle el konulan Cornelius Gurlitt’in koleksiyonunun “serbest bırakılmasına” karar verildi. Bir süre önce kalp ameliyatı geçiren Gurlitt’in, iki yıl kadar önce Münih’teki apartman dairesinde el konulan 1280 yapıta yeniden sahip olabileceği belirtildi. Gurlitt’in, Nazi döneminde sanat tacirliği yapan babasının, Yahudilerden yağmalanan ve zor durumda olan Yahudilerden düşük fiyatlara satın alınan sanat yapıtlarını ele geçirdiği savıyla, koleksiyona el konulmuştu. Bu durumda, aralarında Matisse ve Picasso gibi ustaların da bulunduğu ressamların tablolarının, yasal iddialar sonuçlanıncaya kadar güvenli bir depoda korunması beklenirken, mahkeme kararının Gurlitt’in koleksiyonda hak sahibi olduğu yönünde olduğu belirtiliyor. Bugüne kadar koleksiyondaki 6 resim için hak talebinde bulunulmuş, Matisse’in “Oturan Kadın” adlı tablosu için de 2 kişi dava açmıştı. Yahudi cemaatinden kimi kesimler de yetkililerin insanların hak sahibi oldukları mülklerini geri almalarını zorlaştırdıklarını ileri sürdü. Koleksiyondaki yapıtlara el konulmasının ancak bir yıl sonra açıklanması ağır biçimde eleştirildi. Ancak alınan karara bakılırsa, Gurlitt’in, küçük bir bölümü dışında sanat koleksiyonunu elinde tutmayı sürdüreceği anlaşılıyor. NAZİLERİN YAĞMALADIĞI YAPITLARDAN OLUŞTUĞU GEREKÇESİYLE EL KONULMUŞTU Selim Cebeci
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle