22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 MART 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR Soluğumuzu tutmuş her gün yeni bir ses kaydının ortaya çıkmasını beklerken... Bunları dinleyip, kusmamak için kendimizi zor tutarken... İliklerimize kadar soyulduğumuzu, aptal yerine konduğumuzu, nasıl aldatıldığımızı görürken... Yeni yeni “uyananlara”, “Günaydııııın” demekle, körlüklerine öfkelenmek arasında gidip gelirken... Bugüne dek yolsuzluk hep vardı, ama yargıya müdahale, yargıyı yok sayma ilk kez bunca korkunç boyutta yaşanırken... Yasaları, anayasayı çiğneyen padişah bozuntularını eleştirdiğin an, ya “darbeci” ya da “cemaatçi” yaftasını yerken... Ve bütün bunlar nedeniyle insan kendini hiç ama hiç güvende hissetmezken... Bir 8 Mart daha çıkageldi! Yarın 8 Mart dünya emekçi kadınlar günü! 15 demokrasi de yok!”; “Demokrasi için eşit temsil” diyen bir araç. İçinizin en karardığı an, İstanbul keşmekeşinde karşınıza bu araç çıkarsa sakın şaşırmayın. Birbirinden yapıcı sloganlarla rengârenk bezenmiş bu sevimli araç içinizi ısıtmakla kalmayacak, geleceğe ilişkin umutlarınızı da yeşertecek. Durun ve ona kulak verin. Şunları duyacaksınız: “Gelin kadın muhtarınıza, kadın belediye başkan adayınıza, kadın adaylarınıza oy verin… Oy senin, karar senin!” Eşit temsil eşit katılım için, Temiz toplum, temiz siyaset, temiz yönetim için, Çağdaş dünya, çağdaş yaşam için, Çocuklarınıza yaşanabilir bir mahalle için, Titiz, temiz, uygar yönetim için, Kadının yaratacağı farkı görmek için, Mahallenizin değişimi için, Kadın dostu kentler için, Engelsiz yaşam için, Yeni bir çevre için, Geleceğe yön vermek için, Dürüst yönetim için... Ka.Der aracı, mart sonuna kadar, her gün 10.0018.00 arası İstanbul’un Anadolu yakasında dolaşacak. Her gün bir başka kadın aday için... KADI N Y OKSA DEMOK RAS İ DE Y OK ! Siyasette ve ekonomide kadın yok Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2013 yılı istatistiklerinde açıklandı. Nüfusun yüzde 49.8’i kadınlardan oluşuyor, ama ekonomide ve siyasette kadınlar yok. Onlar bu denli açık söylemeseler de sayılar ortada! Milletvekili oranı yüzde 14.4; kabinede bakan sayısı sadece 1 (yazıyla bir), yani yüzde 4. Kadınların işgücüne katılma oranı da çok acıklı: Yüzde 25.9. Avrupa Birli ği üyesi ya da aday ülkeler içinde en dü2014 yerel seçimlerinde kadın beleşük oran Türkiye’de... Oysa ben çok iyi diye başkan adaylarının toplam adaylar anımsıyorum 90’lı yılların sonunda bu içindeki oranı sadece yüzde 6! (Yazıyoran yüzde 35’lere çıkmıştı. Ama son on la altı). İnsanın içinden koca bir “Yuh!” yılki politikalar bu oranı gerilettikçe gedemek geliyor! riletti. Parlamentodaki partilerin il, ilçe ve Bin kez söylemekten yorulduk ama belde belediye başkanlıklarındaki kadın tekrarlamakta yarar var: Mesele, siyasi aday oranları şöyle: AKP yüzde 1.15; iradenin olmaması, erkeklerin koltuklaCHP yüzde 4.32; MHP yüzde 2.51. Karını kadınlarla paylaşmak istememesidir. dınları yok saymayan iki parti ise: BaKadınların varlığını, temsil oranını güçrış ve Demokrasi Partisi (BDP) ile Halklendirecek politikalar, kadın örgütleri taların Demokratik Partisi (HDP). Eşrafından bin kez ortaya kondu. Ancak başkanlarla birlikte ilkinin yüzde 55, Ben bu fotoğrafa bakınca, akıl, yaratıcılık, bunları uygulayacak siyasi irade yok! ikincisi yüzde 73’e varan oranlarda yararlılık, doğruluk, kadınlık, sevimlilik, sıcaklık, Yok! Yok! Yok! kadın adayları var. Önümüzde yerel seçimler var. Bu konuda en çok çalışan kuruluşlardan biri Ka.Der. Daha önce parlamentodaki 3 li Oy senin, karar senin! demokrasi, eşitlik, umut görüyorum. Neden mi oylar kadınlara? Sözler tutulmadı dere çağrıda bulundulardı, kadın adayları doğru dürüst yerlere yerleştirsinler diye. Partiler de yığınla söz verdi. Ama sözler tutulmadı. Karşınıza çıkarsa şaşırmayın Birkaç gündür İstanbul’un Asya yakasında bir araç dolaşıyor... “Kadın yoksa 600 yıllık diyaloğun sergisi Sakıp Sabancı Müzesi, ‘Uzak Komşu Yakın Anılar: Türkiye Polonya İlişkilerinin 600 Yılı’ adlı sergiye ev sahipliği yapıyor u Sergi, 15. yüzyılın ilk yarısında başlayarak birbirini izleyen ticaret, barış ve savaşlar ile 17. yüzyılın sonunda sadece Osmanlı ve Polonya’da değil Avrupa tarihinde de dönüm noktası olan 2. Viyana Kuşatması’na kadar geçen süreci içeriyor. CEREN ÇIPLAK Sakıp Sabancı Müzesi, hediye edilen veya savaş meydanlarından geriye kalan çadır ve silahlar, cephede tutulan günlükler, kıyafetler, mektuplar, saray kütüphanelerinden kitaplarla Türkiye ve Polonya’nın ortak tarihlerini gözler önüne seriyor... Sakıp Sabancı Müzesi, Türkiye ile Polonya arasındaki diplomaHürrem Sultan, Polonyalı ressam tik ilişkilerin 600. yılı kapsamın17. yüzyılın yarısı. da “Uzak Komşu Yakın Anıda sadece Osmanlı ve Polonya’da delar: Türkiye Polonya İlişkilerinin 600 Yılı” adlı sergiye ev sahip ğil Avrupa tarihinde de dönüm nokliği yapıyor. Sergide, Polonya’nın mü tası olan 2. Viyana Kuşatması’na kaze, arşiv, kütüphane, manastır ve kilise dar geçen süreci içeriyor. Bu çerçekoleksiyonlarından, Türkiye’den Top vede, Osmanlı İmparatorluğu ve Pokapı Sarayı Müzesi, Türk İslam Eser lonya Krallığı’nda yaşanan tarileri Müzesi, Sadberk Hanım Müzesi ve hi gelişmeler; belgeler, haritalar, Sakıp Sabancı Müzesi koleksiyonların tablolar, önemli şahsiyetlerin kidan seçilen toplam 348 eser yer alıyor. şisel eşyaları, aksesuvar ve basıSergi, 15. yüzyılın ilk yarısında baş lı malzemelerle canlandırılıyor. Sergiyle ilgili olarak dün düzenlayarak birbirini izleyen ticaret, barış ve savaşlar ile 17. yüzyılın sonun lenen basın toplantısında konuşan SSM Müdürü Dr. Nazan Ölçer, sergiyi bir diyalog gibi tasarladıklarını vurgulayarak “Diyalog bilgi edinmeyle başlar, barış da ancak böyle sağlanır. Ticari ve kültürel ilişkiler, her iki ülkeye büyük sanatsal değerler katmıştır” dedi. Polonya Cumhuriyeti Kültür ve Ulusal Miras Bakanı Bogdan Zdrojewski ise “Tarihlerinde bu kadar kesintisiz ortaklıklar kuran ülke azdır. Sergi başlığı sembolik olarak, ilişkilerimizin karakterini mükemmel şekilde yansıtıyor. Aslında mesafelere rağmen, her iki ülke, pek çok benzerliği ve eski hatırayı beraberinde taşıyor” dedi. Serginin en zengin malzeme sunan bölümünü ise 2. Viyana Kuşatması ve dönemle ilgili eserler oluşturuyor. Kuşatmadan geriye kalan Osmanlı eserleri, çadır ve silahlar; sadece Osmanlı ve Polonya’nın değil, aynı zamanda Avrupa tarihinin de bir dönüm noktası olarak sahneleniyor. Sergiyi gezince, bu kadar savaş geçirmiş, işgal görmüş, II. Dünya Savaşı’nda yerle bir edilmiş Polonya’nın müzelerinden gelen eserlerin ne kadar iyi korunduğunu, özenle saklandığını görüyoruz. Sergi, 15 Haziran’a dek izlenebilecek. Akgün’den Nâzım heykeli İstanbul Haber Servisi Tiyatrocu ve eğitmen Müjdat Gezen’in isteği üzerine CHP’li Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün tarafından Kadıköy’deki Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne Nazım Hikmet’in heykeli armağan edildi. Belediyenin heykeltıraşlarından Azmi Sekban tarafından yapılan Nâzım Hikmet heykeli, önceki gün Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nin bahçesine konuldu. Açılışa Akgün ve Gezen’in yanı sıra gazeteci Uğur Dündar, oyuncu Tarık Akan ve yazar Yılmaz Özdil’in de aralarında olduğu çok sayıda isim katıldı. Bakanlık, kaçak tarihi eserlerin yurda getirilmesine öncülük eden genel müdür Murat Süslü’yü görevden aldı SELDA GÜNEYSU Kanatlı Denizatı’nın kurtarıcısı kızakta ANKARA Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Boğazköy Sfenksi, Kanatlı Denizatı Broşu, Yorgun Herkül heykeli gibi Türkiye’den yıllar önce kaçırılan tarihi eserlerin yurda iadesinin sağlanmasında önemli rol oynayan Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Osman Murat Süslü’yü resmen görevden aldı. Süslü’nün görevden alınmasına ilişkin üçlü kararname, Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yer aldı. Süslü’nün yerine vekâlet eden Abdullah Kocapınar ise asaleten genel müdürlüğe getirildi. Süslü’nün en önemli icraatlarından biri Antalya’nın Perge antik kentinden kaçırılan 1800 yıllık Yorgun Herkül heykeliydi. Eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, söz konusu eserin iadesi için Süslü’yü görevlendirmiş ve eser yurda iade edilmişti. Süslü, daha sonra yıllarca Türkiye’ye iade edilmeyen Boğazköy Sfenksi, Sinan Paşa Camisi’nden kaçırılan İznik çini leri, Troya hazinelerinin bir bölümü gibi önemli eserlerin de aralarında bulunduğu 400’e yakın eserin yurda iadesini de Bakan Günay ile birlikte sağlamıştı. Süslü, Ömer Çelik bakan olduktan hemen sonra, 2013’ün nisan ayında görevden alınmış, yerine Abdullah Kocapınar vekâleten atanmıştı. Süslü, şimdi de resmen görevden alındı. Bakanlık, genel müdürlükten alınan Süslü’yü “kızak görev” kabul edilen müşavirlik kadrosuna atadı. Öte yandan Süslü’nün yerine getirilen Abdullah Kocapınar, müfettiş olduğu dönemde, 2005 yılında, DT Genel Müdürü Lemi Bilgin’in görevden alınmasına ilişkin raporu hazırlayan isim olarak da biliniyor. Bilgin, o dönem görevden alınmasına ilişkin dava açmış ve mahkeme tarafından haklı bulunarak görevine iade edilmişti. Bunun yanı sıra geçen günlerde görevden alınan Müsteşar Yardımcısı Kemal Fahir Genç’in yerine merkez valilerinden Sefer Yılmaz, vekâleten müşteşar yardımcılığı görevine getirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle