03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 MART 2014 CUMARTESİ 4 HABERLER Düşman Yerel seçimlere şunun şurasında iki hafta kaldı. Siyasi partiler, adaylar baskıdan bunalmış vatandaşlar sandıktan çıkacak olan sonucu merakla bekliyorlar. Benim gibi kimileri ise sandıktan çıkacak sonucu çoktan geçmişler, tek bir dileği dillendiriyorlar: Aman şu badireyi bir toplumsal çatışma olmadan atlatabilsek! Gerçekten, Türkiye’ye şöyle bir baktığınızda, sesine kulak verip dinlediğinizde, görüntüler, seçim heyecanından çok savaş manzarasını, yükselen sesler, yarışmada oy istemeden çok gaza çağrısını andırıyor. Ölümler birbirini izliyor, siyasi parti binaları saldırılara uğruyor. İki hafta daha bu gerginliği, daha vahim olaylara, çatışmaya yol açmadan, nasıl atlatacağımız ciddi bir soru olarak duruyor karşımızda. Hadi bu iki haftayı atlattık diyelim, onu izleyecek olan, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri, normal zamanında olursa eğer, 2015’te yapılacak genel seçimler hep birbirini izleyen gerginlik dönemleri yaratmaya aday, alarm zillerini çaldıran olaylar. Bunlara bir de herkesin gördüğü, bildiği, görüp bilmese de hissettiği, yerel seçimlerden sonra gündemin bir numaralısı olmaya aday, etnik gerginlik konusunu ekleyin! Ortaya çıkan görüntünün korkunçluğu karşısında dehşete düşmemek mümkün değil. İşin ilginci, bu tepeden ateşlenen bir toplumsal patlama tehlikesidir, kaynağında tek kişi yatmaktadır: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. HHH Kimi adam vardır, düşmansız yaşayamaz, kimi siyasetçi vardır, düşmansız politika yapamaz. Saplantılılar için, düşman hayata tutunmanın aracıdır. Onsuz yazamaz, onsuz yaşayamaz, onsuz politika yapamaz. Erdoğan bunlardan. Düşman kavramını politikasının göbeğine oturtan ve o yolla kitleleri peşinden koşturmayı kuran politikacı da, tıpkı kendini her zaman haklı ve üstün kabul eden militarist gibi kindar kitlelere ihtiyaç duyar ki, düşman politikasının ateşini sürekli harlı tutsun. Kindar kuşaklar yetiştirmek isteyen politikacının her yerde düşman gören militarist vesayetçiden hiçbir farkı yoktur. Her ikisi için de bırakın muhalifi bir tarafa, kendinden yana olmayan, düşmandır. Düşman, ikna edilmez, ifna edilir. Düşmanla uzlaşılmaz, savaşılır. Düşmana karşı harekete geçirilmek istenen toplulukların düşüncelerine seslenilmez; tutkuları, önyargıları, saplantıları, kinleri, intikam duyguları bilenirken gözleri ve vicdanları köreltilir. Politikasını “düşman” eksenine dayamış siyasetçi için miting alanları, savaşa çağrı meydanlarıdır. HHH Şişkin egolu politikacıların hepsi, her an ve her yerde düşmanlar görecek kadar gözü dönmüş bir paranoyanın batağında mı debelenmektedirler, yoksa örneğimizde görüldüğü gibi az gelişmiş toplumlarda düşman politikasının prim yaptığını fark edip bu çok tehlikeli silahı sorumsuzca kullanmayı kârlı bulduklarından mı bu yola sapmışlardır, başlangıçtan kestirmek güç, her olayı kendi içinde irdelemek gerek. Ama Erdoğan’ın şimdiye kadar düşman politikasından yarar sağladığı için bu yolu tuttuğu söylenebilir. Yoksa Başbakan bilmez mi, kimin nereden ne çaldığını, yok edilmesi istenen paraların nereden gelip evde kaldığını? Başbakan bütün bunları da bilir, montaj dediği konuşmaların yapıldığını da... Bu durumda bu cin gibi zeki adamın, neyin doğru neyin yalan olduğunu ayırt edemeyeceğini düşünmek yanlıştır. Başbakan neyin doğru neyin yanlış olduğunu biliyor, bile bile her tarafta hayali düşmanlar gösteriyor. Ve bu durumda Başbakan toplumsal barışın bir numaralı düşmanı haline geliyor. Ama demokrasilerde, düşman kavramına yer yoktur. Biz onu, demokratik yoldan bertaraf edilmesi gereken çok büyük bir tehlike olarak görüyoruz. Demokrasimizin önünün açılması, “düşman”dan kurtulmamıza bağlıdır. Berkin’i terörist ilan etti CİVAN DEĞER / BEKİR ŞAHİN Polisin öldürdüğü Berkin’i ‘elinde sapan ve bilye olduğunu’ ileri sürerek suçlayan Erdoğan, ‘Evladımın katili Başbakan’ sözlerini anımsattığı mitinginde acı içindeki Elvan ailesini yuhalattı BATMAN/ GAZİANTEP Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Okmeydanı’nda ekmek almaya giderken polisler tarafından başından vurulup 269 gün sonra yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın elinde sapan ve bilye olduğunu ileri sürerek terör örgütü üyesi olmakla suçladı. Erdoğan’ın, Berkin’in annesi için söylediği “Evladımın katili Başbakan’ Ben evlada sevgiyi muhabbeti bilirim ama sizin evladınızın mezarına, demir bilye atışınızı pek anlamadım. O demir bilyeleri niçin atıyorsun mezara, neyin mesajını veriyorsun. Aynı şeyi baba söylüyor” sözleri üzerine meydanı dolduran kalabalık, Elvan ailesini yuhaladı. Berkin’in cenazesinin ardından çıkan olaylar sırasında karanlık bir gecede öldürülen AKP Alucra İlçe Belediye Başkanı Asım Kaymakçı’nın DAVUTOĞLU’NDAN BERKİN VE BURAK CAN MESAJI Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Başbakan Erdoğan’ın aksine, Gezi eylemlerinde yaralandıktan 269 gün onra yaşamını yitiren Berkin Elvan, Tunceli’deki olaylarda şehit olan polis memuru Ahmet Küçüktağ ve Okmeydanı’nda öldürülen Burak Can Karamanoğlu ile ilgili Twetter mesajı attı. Davutoğlu, “Bu ülkeyi karıştırmak, her türlü bozgunculuk ile bizi birbirimize düşürmek isteyenlerin eli boş kalacak. Berkin, Burak Can ve Ahmet evlatlarımız üzerinden oynanan oyun yüce Milletimizin derin irfanında kaybolacak” dedi. yeğeni Burak Can Karamanoğlu için “evladımız” dedi. Erdoğan’ın sözleri ve meydandaki kalabalığın Elvan ailesini yuhalaması sosyal medyada büyük tepki çekti. Sosyal medya kullanıcıları, “gündemi değiştirme kaygısı içindeki Erdoğan’ı toplumu kışkırtıcı bir dil kullanmakla” suçladı. Batman’daki mitingde Erdoğan, seçmenlerine “Bunlar sizi yanıltabilir. ‘Pusulaya Esma yazın’ da diyebilirler. Oyuna gelmeyin” diye seslendi. Daha sonra Gaziantep’e geçen Erdoğan, Okmeydanı’nda ekmek almaya giderken polis tarafından gaz kapsülüyle başından vurulan ve 269 gün sonra 12 Mart’ta yaşamını yitiren 15 yaşındaki Berkin Elvan ve ailesine hakaretler yağdırdı. Çocuk mezarına bırakılan misketleri teröre kanıt yaptı! Erdoğan, “Geçenlerde İstanbul’da bir cenaze yaşandı. Maalesef terör örgütlerinin içine aldığı, terör örgütlerinin içinde ne yazık ki yüzü poşulu, eline sapan verilmiş, cebinde demir bilyelerle olan bir çocuk orada maalesef bir biber gazına muhatap oluyor. Polis, orada yüzü poşulu, elinde sapanla, demir bilyeleri savuran o kişinin kaç yaşında olduğunu nereden ayıracak? Ama bu Kılıçdaroğlu her zamanki gibi yalanını söylüyor, ‘Ekmek almaya giden çocuk’ diyor. Dürüst ol dürüst. Ne ekmek alması ne alakası var? Çok enteresan, annesi ‘Evladımın katili başbakan’ dedi. Sizin evladınızın mezarına karanfil ve demir bilyeler atışınızı pek anlamadım. O demir bilyeleri niçin atıyordu mezarına? Ne mesajı veriyorsun?” diye konuştu. Erdoğan, Burak’ın ölümünden CHP’yi sorumlu tuttu. Erdoğan, “Burak Can’ın elinde sapan, silah yoktu. Evinin önünde olan şehit ediyorlar ve kovan sayısı 42. Bu teröristlerle el ele iş tutuyorlar ve o yavrumuzu öldürenler işte Kılıçdaroğlu’nun gayri resmi illegal cellatlarıdır. Burak Can’ın babası ortam iyice gerilmesin diye ne yapıyor? İstanbul Kasımpaşa’daki o cenaze namazından sonra alıyor yavrusunu Giresun Alucra’ya götürüyor. Bu da baba, kalkıp da öyle bir beyanda bulunmuyor. ‘Ülkem gerilmesin’ diyor, ‘vatan sağ olsun’ diyor, ‘ben bu acıya katlanacağım’ diyor. Buyur, kim gerilimden yana, kim barıştan yana?” dedi. ‘Abbas yolcu, provokasyon yapıyor’ Yurttaşlara sağduyu çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, “Sakın ola ki hiçbir provokasyona fırsat vermeyin. Çünkü Abbas yolcu, provokasyon yapıyor. Asla bölünmeyeceğiz, beraber olacağız. Provokasyonlara asla prim vermeyeceğiz” dedi. (DHA) Erdoğan’a DHKPC tepkisi ‘İspatlamazsan şerefsizsin’ MAHMUT LICALI HURİYE MAZI AFYONKARAHİSAR MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP ile DHKPC’nin işbirliği yaptığını iddia eden Başbakan Tayyip Erdoğan’a, “Şerefsizlik yarışında hep kaybettin Başbakan. Şimdi yeni bir şerefsizlik yarışına giriyorsun. DHKPC ile MHP arasındaki ilişkiyi yargı önünde ispatlayamazsan şerefsizsin” diye tepki gösterdi. Türkiye’de sosyal olaylarda silahların patlar hale geldiğini söyleyen Bahçeli, Erdoğan’ın sağı solu suçlamak yerine Berkin Elvan ve Burak Can Karamanoğlu’nun hesabını vermesi gerektiğini ifade etti. Bahçeli, yerel seçim mitingleri kapsamında dün Afyonkarahisar Cumhuriyet Meydanı’nda vatandaşlara seslendi. Öğrenci andının kaldırılmasının ardından geçen süre içerisinde Erdoğan’a hangi neticeyi aldığını soran Bahçeli, “Türk’üm, doğruyum, çalışkanım yerine; soyguncuyum, çalarım, kırparım, çalar soğana mı çeviririm diyeceksin” diye sordu. Erdoğan’ın kendi medyasını kurduğunu kaydeden Bahçeli, şunları dile getirdi: “Alo Fatih modası çıktı. Yasama sende, yürütme sende, yargı sana hizmet eder hale geldi. Medyada sabahtan akşama RTE dizisiyle meşgul. Bu kadar kuvvet Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın ülkeyi kutuplaştırdığını söyledi ‘Bölücübaşı oldu’ KOCAELİ (Cumhuriyet) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkeyi “böldüğünü ve kutuplaştırdığını” ifade ederek “Olaylarda yaşamını yitiren bütün çocuklarım için ben ailelerine ve Türkiye’ye başsağlığı diliyorum. O acılar bizim ortak acımızdır. Allahaşkına siz, bu Başçalan’ın bir başsağlığı dilediğini gördünüz mü, duydunuz mu? Ülkeyi bölüyor. Bölücübaşı o. Ülkeyi kamplaştırıyor” dedi. Bir yurttaş da miting sırasında platforma çıkarak Kılıçdaroğlu’na ayakkabı kutusu armağan etti. Seçim gezileri kapsamında Gebze Cumhuriyet Meydanı’nda halka seslenen CHP lideri Kılıçdaroğlu, halkın yoğun ilgisiyle karşılaştı. “Başbakan Kemal” ve “Hırsız Tayyip” sloganları atarken ayakkabı kutuları da elden ele dolaştı. Berkin Elvan’ın cenazesinden sonra çıkan olaylarda 1 polis ve 22 yaşındaki bir gencin yaşamını yitirdiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Sadece Berkin hayatını kaybetmedi. Ertesi gün bazı olaylar oldu. Burak Can da hayatını kaybetti. O da bizim evladımız, ‘Yalakalıktan İçişleri koltuğuna’ 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu ve ortaya çıkan ses kayıtlarını değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Devleti soyan bir çeteyle karşı karşıyayız. Bunlardan birisi diyor ki ‘Şu işadamının mahkum edilmesi lazım.’ Adalet bakanına söylüyor. Sen hâkim misin? Hayır. ‘Onu mahkum edeceksin’ diyor. Yine aynı şekilde eski başbakanlık müsteşarı, şimdi İçişleri Bakanı oldu. Yalakalığından ötürü oldu. Efkan Ala, diyor ki, ‘savcının yazısını yırt ve çöpe at’, ‘o savcıyı hemen gözaltına alın, hemen tutuklayın’. Sen kimsin ya, bu devlet hukuk devleti değil mi? Şimdi yeni bir haber geldi, TİB’e bir liste gönderdiği söyleniyor, ‘bunları 24 saat izleyeceksin’ diyor. Buradan TİB başkanına açık çağrı yapıyorum, sakın ola ki yasadışı işlere bulaşma. Yaparsan hesabını sorarım” dedi. CHP’den Canikli’ye tepki Haber Merkezi CHP Grup Başkanlığı, polisin attığı gaz kapsülü ile başından vurularak yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın ardından çıkan olaylarda Burak Can Karamanoğlu’nun ölümünden CHP’yi sorumlu tutan AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli’ye sert tepki gösterdi. Yazılı açıklamada, “Çocuklarımızın yaşamlarının baharında aramızdan ayrılmaları üzerinden yapılacak her türlü istismar girişimini şiddetle kınıyoruz” denildi. o da bizim çocuğumuz. Tunceli’de polis memuru Ahmet Küçüktağ’a da Allah’tan rahmet diliyorum. Olaylarda yaşamını yitiren bütün çocuklarım için ben ailelerine ve Türkiye’ye başsağlığı diliyorum. O acılar bizim ortak acımızdır. Allahaşkına siz, bu Başçalan’ın bir başsağlığı dilediğini gördünüz mü, duydunuz mu? Ülkeyi bölüyor. Bölücü başı o. Kamplaştırıyor. Siz sakın ola ki kamplaşmayacaksınız” diye konuştu. “Tayyip istifa” sloganları atılması üzerine ise Kılıçdaroğlu, “İstifa edebilir mi? İstifa etmesi için ar damarı olması lazım, yoksa ben ne yapayım. 4 bakan istifa etti, şimdi ortaya çıkmışlar ‘biz masumuz.’ Masumsanız niye istifa ettiniz? Ayın 18’inde TBMM’yi topluyoruz. Hesabını soracağız. Kim namuslu, kim namuslu değil hep beraber göreceğiz. Kim kul hakkı yiyor, kim yemiyor hep beraber göreceğiz” ifadesini kullandı. Erdoğan’ı çılgına çevirmiştir. Güç çılgınlığı yaşıyor. Diktatörlüğe kaymaya başlamıştır.” Yolsuzluk ve rüşve ti örtmek için Erdoğan’ın Türkiye’de bazı sosyal şiddet olaylarını kullandığını ifade eden Bahçeli, Gezi olaylarında emri kimin verdiğini sordu. Erdoğan’ın “MHP ile DHKPC işbirliği yapıyor” dediğini anımsatan Bahçeli, şöyle devam etti: “Şerefsizlik yarışında hep kaybettin Başbakan. Şimdi yeni bir şerefsizlik yarışına giriyorsun. DHKPC ile MHP arasındaki ilişkiyi yargı önünde ispatlayamazsan şerefsizsin. DHKPC ile MHP’yi montajlayıp halkı mı kandıracaksın? Recep Tayyip Erdoğan artık bittin. Siyasi ömrün tükendi. Yolsuzluk ve rüşvetin altında kalacaksın. Kime ne iftira ediyorsan, kime nasıl saldırıyorsan bunların hepsinin hesabını vereceksin.” Türkiye’nin kamplaşmaya ve cepheleşmeye tahrik edildiğini ifade eden Bahçeli, “Tunus, Mısır, Suriye gibi olmayalım. Türkiye’yi etnik kökenli, mezhepsel kökenli bölünmeye tahrik edenler var. İki günde sosyal hareket içerisinde iki vatandaş öldü. Silahlar patlar hale geldi. Sayın Başbakan, sağı solu suçlayacağın yerde, Berkin’in hesabını ver, Burak Can’ın hesabını ver, şehidimiz Cengiz’in hesabını ver” dedi. AVRUPA, SEÇİME GÖZLEMCİ GÖNDEREBİLİR DUYGU GÜVENÇ ANKARA Türkiye’de yaklaşan yerel seçimleri büyük bir kaygıyla izleyen Avrupa’dan sürpriz bir adım geldi. 18 Avrupalı parlamenter, AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ile AB’nin genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle’ye bir mektup göndererek, AB’nin 30 Mart seçimleri için Türkiye’ye gözlemci gücü göndermesini istedi. Avrupa Parlamentosu’ndaki tüm gruplardan milletvekillerin imzasını taşıyan mektupta şu ifadelere yer verildi:“Son aylarda, Türkiye’de hukukun üstünlüğü, güçlerin ayrılığı ve temel insan haklarına saygı yapısal bir sorun haline geldi, beklenmedik kriz su yüzüne çıktı. Bir gözlem gücünün oluşturulması sadece önemli değil, gerekliliktir.” Seçimlerin özgür ve adil olmasının önemli olduğunu vurgulayan parlamenterler, Türkiye’deki eksiklikleri de şöyle sıraladı: “Basın özgürlüğünün bulunmaması, derin kutuplaşma ve yüksek seçim barajı, demokratik ve yasal çevrenin oluşması ve hukukun üstünlüğü için reformların yapılması gereğini ortaya koyar. Türk hükümeti en kısa zamanda resmi davet yapmak için çağrıda bulunmalı.” Kocaoğlu, özür diledi! 5 milletvekili HDP’ye geçti İstanbul Haber Servisi KCK davasından tutuklu olarak yargılanırken kısa bir süre önce tahliye edilen BDP milletvekilleri Faysal Sarıyıldız, Selma Irmak, İbrahim Ayhan ve Gülser Yıldırım ile bağımsız Milletvekili Kemal Aktaş, HDP’ye katıldı. Milletvekilleri son dönemde HDP’ye yönelik ırkçı saldırılara karşı bu kararı aldıklarını söyledi. Milletvekilleri, HDP Eşbaşkanı Sebahat Tuncel ve HDP İstanbul Büyükşehir belediyesi eşbaşkan adayı Sırrı Süreyya Önder ile düzenlediği basın toplantısında HDP’ye yönelik saldırılara dikkat çekildi. Sebahat Tuncel, “Bu saldırıların Türkiye halklarının ortak mücadelesini engellemeye yönelik bir saldırı olduğunu ancak amacına ulaşamayacağını belirtmiştik. Bu saldırılar üzerine, daha güçlü bir mücadeleyi yürütme sorumluluğunu duyuyoruz” dedi. Berkin Elvan’ın ölümünü ve ardından gelişen süreci anımsatan Tuncel, hükümete, “kolluk kuvvetlerinin halka yönelik saldırılarını engelleme” çağrısında bulundu. Sırrı Süreyya Önder de “Faşizme inat halklar kardeştir. Barışı, sağlayacağız” diye konuştu. DEMİRTAŞ: HERKES ÇOK DİKKATLİ OLMALI CİVAN DEĞER BATMAN BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, provokasyonlara karşı dikkatli olunması çağrısı yaparak, “Polis şiddet içermeyen gösterilere şiddet kullanarak müdahale edemez. Bunun dışında gösteri yapan gruplara da başka sivil gruplar müdahale edemez . Bu iç çatışmaya kadar gidecek sonuçlara yol açar. Allah korusun. Herkesin çok dikkatlı olması lazım” dedi. Seçim çalışmaları kapsamında Batman’ın Beşiri ilçesinde halka seslenen Demirtaş, yerel seçimlerde sadece belediye başkanlarının değil, Türkiye’de yaşayan herkesin kaderinin belli olacağını belirterek, “Diyorlar ki, ‘BDP size bugüne kadar ne verdi?’ Biz olmasaydık bu topraklarda bu kanı kimse durduramayacaktı. Bu yüzden BDP var. AKP paradan başka bir şey düşünmüyor, devletten çaldığı paraların dışında ne istediğini anlatmamış. Beşiri halkı 30 Mart’a kadar öyle çalışmalı ki, tek bir oy başka partilere gitmesin. Köle gibi yaşamayı istemediğimiz için büyük bedeller vermişiz. 30 Mart’ta gereken cevabı verin ki, bir daha karşınıza çıkmasın” dedi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, ‘Seçim Sohbetleri’ adlı programda Berkin Elvan’ın ölümünün ardından İzmir’de çıkan olaylar üzerine yaptığı “TOMA araçlarına su vermeyeceğim” açıklamasını sürdürdü. Kocaoğlu, Gezi Olayları sırasında İzmir’deki TOMA’lara su ve otobüs verdiği için de pişman olduğunu belirterek özür diledi. Sarıgül: Vicdanın rahat mı? İstanbul Haber Servisi Ağva’da yurttaşlarla bir araya gelen CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) başkan adayı Mustafa Sarıgül, Berkin Elvan’nın yaşamını yitirmesinin ardından yaşanan süreci değerlendirdi. Sarıgül, İBB Başkanı Kadir Topbaş’a seslenerek “Vicdanınız rahat mı? Peki Taksim’de Gezi olayları niye oldu. İBB dozerlerini oraya göndermeseydi Gezi olayları olacak mıydı? Ben buradan sormak istiyorum. 8 tane can, Berkin 15 yaşında. Sevgili Kadir Abi senin vicdanın şu anda rahat mı? Ve hâlâ adaylığı devam ediyor” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle