Katalog

SAYFA CUMHURİYET 28 ŞUBAT 2014 CUMA 6 İkinci telefon görüşmesinde adı geçen Sıtkı Ayan AKP döneminin parlayan yıldızlarından. Ayan, İran doğalgazıyla ilgili anlaşmalarla anılıyor HABERLER yalanlama Montaja dının montaj olduğu yönünde yayınlar yaptı. Bu gelişmeler üzerine her iki şirketten de açıklama geldi. John Marshall Studios, böyle bir rapor vermediğini, haberde görülen antetli kâğıdın ve kartvizitin de kendilerine ait olmadığını açıkladı. Antetli kâğıdın ve üzerine tutuşturulan kartvizitin de kendileriyle alakalı olmadığını belirten şirket böyle bir rapor hazırlamadıklarını belirterek “Bu bariz sahtekârlığı yayımlayanlar kendisinden utansın” açıklamasında bulundu. Kaleidoscope Sound ise kendilerine sadece bu seste montaj olup olmadığının sorulduğunu ve sadece bu soruya bariz montajların olduğu şeklinde cevap verdiklerini belirtti. l ‘Bu bariz sahtekârlığı yayımlayanlar kendilerinden utansın’ ‘Bilal’ın cihazından’ Ses Kayıtlarından Sonra Erdoğan’a İlk Suç Duyurusu İran PELİN ÜNKER Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci telefon görüşmesinde adı geçen işadamı Sıtkı Ayan, özellikle AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. WikiLeaks belgelerinde de adı geçen Sıtkı Ayan’ın ismi İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor. Ayan’ın, İran ve Sudan’da petrol ve doğalgaz sahalarıyla ilgili yatırımları bulunuyor. WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Başbakan Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliyordu. Bu yatırım işbirliği ise 2007 ve 2008 yıllarında imzalanan ilk anlaşmalara istinaden yapılacaktı. ABD Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Dale Eppler, söz konusu işbirliği konusunda daha derin bilgi edinmek amacıyla BOTAŞ Başkanı Saltuk Düzyol’a başvurmuştu. Ancak Düzyol, şirketinin bu projeyle ilintili olmadığını ve projenin özel bir şirkete verildiğini belirtmişti. Sonuç olarak söz konusu İran projesindeki özel şirketin Som Petrol AŞ olduğu belli olmuş ve şirketin Sıtkı Ayan sahipliğinde olduğu anlaşılmıştı. Som Petrol, 22 Temmuz 2010’da İran ile 1 milyar Avro’luk boru hattı inşası anlaşması yapmıştı. Şu anda şirketin İstanbul Ticaret Odası (İTO) kayıtlarında 10 milyon lira sermayesi görünüyor. Ancak şirketin merkezinin Londra’da olduğu ve sermayesinin de milyar dolarları bulduğu ifade ediliyor. ondan sek tutarlı teşvik belgesi oldu. Yatırımın konusu “Doğalgaz Boru Hattıyla Taşımacılık” olarak kayıtlara geçiyordu. Tarihi 16.12.2013 olan belge, “Gümrük Vergisi Muafiyeti, Vergi İndirimi Oranı, Sigorta Primi İşveren Hissesi Desteği” gibi destekleri kapsıyor. İran ile anlaşma 2008’de imzalanmıştı. Turang Transit’in kurucu ortakları da Gent Elektrik Enerjisi Toptan Satış, Samed Petrol, Alan Enerji ve Aktau Petrol. Tüm bu şirketlerde Sıtkı Ayan’ın ortaklığı ve yönetim kurulu üyeliği bulunuyor. sorulur İran elektriği Gent Elektrik’ten 2009’da İran’dan elektrik ithali için özel sektör arasında süren yarışın galibi sürpriz bir biçimde Gent Elektrik oldu. O dönemde Türkiye’nin elektrikte yaşadığı arz krizini aşmak için İran’dan elektrik ithalatı gündeme gelmişti. Gent Elektrik, İran’dan elektrik getirmek için gerekli yasal çalışmaları tamamladı ve iznini aldı. Haber Merkezi Star gazetesi önceki günkü ilk baskısında, Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçen ses kaydının “montaj” olduğunu ispatlamak için, Amerika’da yaptırıldığını iddia ettiği raporu manşet yaptı. “Böyle montajladılar” manşetini atan Star, şehir baskısında ise aynı manşet üzerinde değişikliğe giderek referans verdiği şirketlerin ifadelerini ve rapor olarak sayfalarında yer verdiği düzmece belgeleri haberden çıkardı. Star, “ABD’deki iki ses laboratuvarı paralel yapının saldırısını deşifre etti” diyerek verdiği haberde referans gösterdiği John Marshall Studios ve Kaleidoscope Sound şirketlerinin ifadelerini şehir baskısından çıkardı. Star, John Marshall Studios şirketinin “Belli noktalar değiştirilmiş. Bariz montajlanmış” dediğini, Kaleidoscope Sound şirketinin ise ses kayıtlarını “Kesinlikle tutarsız. Değiştirilmiş sesler var” şeklinde ifade ettiğini vermişti. Hükümete yakınlığı ile bilinen haber siteleri de 2 şirkete ait olduğu öne sürülen bir antetli kâğıt ve kartvizitten yola çıkarak konuşma kay l Ses kaydıyla ilgili olarak ABD’li dijital güvenlik uzmanı Joshua Marpet’ten çok konuşulacak bir açıklama geldi. Ses kaydını inceleyen Marpet, “17 Aralık sabahı başlayan ve 26 saatlik bir zaman diliminde yapılmış beş farklı konuşmayı bir araya toplamışlar” dedi. McClatchy Medya Şirketi’nin isteği üzerine ses kayıtlarını inceleyen veri güvenliği adli danışmanlık şirketi Guarded Risk’in sahibi Marpet, seslerin tamamen uyumlu olduğunu belirtti. Telefonda Başbakan’ın sesinin daha “mekanik” bir şekilde duyulduğunu, bunun da kriptolu telefon kullanmasından kaynaklandığını söyleyen Marpet, “Dinleme cihazı büyük ihtimalle Bilal Erdoğan’ın telefonuna yerleştirilmiş. Joshua Bu nedenle Bilal’in Marpet sesi daha net” dedi. ‘Gerçeğe Aykırı Mal Beyanı’ Hükümet ve iktidar partisi AKP, Başbakan Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği ileri sürülen ses kaydının montaj ve dublaj olduğunu ileri sürerken ana muhalefet partisi CHP aynı kayıtlara dayanarak yargıya Erdoğan hakkında ilk başvurusunu yapacak. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da oluruyla, Konya Milletvekili Atilla Kart, Erdoğan ve aile bireyleri hakkında bugün Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunacak. Erdoğan’ın 16 Haziran 2011’de verdiği son mal beyanında Rize’de 2 bin metrekarelik bir arsa, bankada da 3 milyon 390 bin 384 lira, 25 bin Avro ve 199 bin 867 doları bulunduğunu belirten Kart, “Ama oğlu ile yaptığı ileri sürülen görüşmeden çıkan sonuç, gerçek varlığının, beyan ettiğinin çok üzerinde, milyar dolarlar seviyesinde olduğudur. Yani Başbakan gerçeğe aykırı mal beyanında bulunmuştur. Bu kadar olağanüstü paranın Başbakan’ın geliriyle sağlanma imkânı yoktur. Kendisi hakkında ‘Haksız çıkar ilişkileri ve nüfuz suiistimali yoluyla 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu’na muhalefet etmek’ suçundan fezleke hazırlanması için başvuracağız” dedi. Sadece Başbakan’ın değil, kayıtlarda bahsi geçen ikinci dereceye kadar yakınları ile gelin ve damatlarına yönelik de tedbir alınmasını isteyeceklerini belirten Kart, Türkiye’deki yargı sistemi nedeniyle suç duyurusunun sonucundan umutlu değil. Ancak yine de Türkiye’de yaşanan tüm bu sorunların tek çözüm yolunun da “hukuk devleti” olduğunun altını bir kez daha çizmeden edemiyor. HSYK Yasası ‘Çağlayan Müfettişini’ Durdurdu Hükümetin 17 Aralık yolsuzluk operasyonu sonrasında apar topar çıkardığı HSYK Yasası dün Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yasanın Resmi Gazete’de yayımlanması ile HSYK’de çalışan 400’ün üzerinde personelin de görevleri sona erdi. Bunlardan 230’u idari personel, 130’u müfettiş, 47’si ise tetkik hâkimi. İdari personelin tamamının atamasını Adalet Bakanı yapacak. Müfettişler ve tetkik hâkimleri ise 1. Daire tarafından teklif edilecek isimler arasından HSYK Genel Kurulu tarafından seçilecek. Bu yeni atamalar yapılana kadar HSYK’de dün itibarıyla “çark durmuş” halde. Sadece genel kurulun 20 üyesi duruyor. Çaycılar, şoförler ve sekreterler dahi görevlerinden alınmış oldu. HSYK’de duran işler arasında HSYK müfettişleri tarafından yürütülen incelemeler de var. Örneğin, İstanbul Özel Yetkili Savcılığı ve hâkimlerince 2 bin 280 kişinin 3 yıl boyunca dinlenmesi hadisesi. HSYK bu dinlemeler hakkında inceleme kararı almıştı. İncelemeyi yapacak müfettiş dün İstanbul’a giderek görevine başlayacaktı. Ancak HSYK yasasının yürürlüğe girmesi sonucu diğer tüm personelle birlikte o müfettişin de görevi sona ermiş oldu. Bu durumda, inceleme için öncelikle HSYK’ye yeni müfettişler atanması beklenecek. Sonra da müfettişlere görev dağıtımı yapılacak. Çark durdu ‘Anlamadım Babacım’ l Bursa’nın İznik ilçesinde, AKP İlçe Teşkilatı seçim çalışmalarında kullandığı araçlara kimliği belirsiz kişilerce sprey boyalarla ‘Hırsız var’, ‘Anlamadım babacım’ yazıldı. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı. (DHA) Petrolden gemiye... İTO kayıtlarına göre Sıtkı Ayan’ın yönetim kurulu üyesi olduğu ve halen faaliyette olan şirketler şöyle: Som Petrol, Tay Çimento Sanayi ve Ticaret AŞ, Aktau Petrol Ticaret AŞ, Gent Elektrik Enerjisi Toptan Satış AŞ, Somas Enerji Sanayi ve Ticaret AŞ, SMS Gemi İnşa Sanayi AŞ, Turang Transit, Bylan Uluslararası Ticaret ve Gayrimenkul Sanayi AŞ, Emas Doğal Gaz Sanayi, Anatolian Uluslararası Enerji Yatırım, MS Uluslararası Enerji Yatırım, TRG Petrol Ticaret, CTAT Gıda ve Sağlık Ürünleri, Som Overseas Petroleum, ASB Grup Enerji, ASL Enerji, Perlite İnşaat, Aska Enerji. Sıtkı Ayan’ın ortağı gözüktüğü şirketler ise şöyle sıralanıyor: Gent Petrol ve Dış Ticaret Limited Şirketi, Samed Petrol ve Enerji Dış Ticaret, Saor İnşaat, Alan Enerji, Anka Enerji, Başlam Nakliyat. Yanukoviç benzetmesi Dış Haberler Servisi Türkiye’de 17 Aralık’tan itibaren olup bitenler ile son çıkan tapelere ilişkin yabancı medyada yapılan değerlendirmelerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik gittikçe daha ağır eleştiriler dikkati çekiyor. İngiliz Financial Times gazetesinde “Türkiye’de sorunun kaynağı artık Erdoğan” başlığıyla yayımlanan David Gardner imzalı yorumda Erdoğan’ın “yurtiçinde ve yurtdışında itibarının onarılamaz bir şekilde lekendiği” iddiasını savundu. Hükümetin gerektiğinde hukuku da hiçe sayarak generalleri ve onların Kemalist müttefiklerini ezmek için Gülenci savcılarla ve yargıçlarla ittifak yaptığını belirten Gardner, ordu etkisizleştirildikten sonra Gülencilerin hırslarını dizginleme çabalarının bumeranga döndüğünü belirtti. Yazar, AKP’nin yerel seçimlerde İstanbul’u kaybetmesi halinde “bunun sonun başlangıcı”na işaret edebileceğini kaydetti. Alman gazetesi Frankfurter Rundschau’da çıkan yorumda, “Bu skandalın Erdoğan’ın götürebileceği, sonunun Yanukoviç gibi olmasından korkması gerektiği” mesajı dikkat çekti. Müfettiş gidemedi Teşvik şampiyonu Hükümetin Aralık 2013 teşvik verileri açıklandığında, listede yer alan dev bir yatırım göze çarpmıştı. İranTürkiyeAvrupa doğalgaz boru hattı projesini hayata geçirecek Turang Transit 11.5 milyar TL ile zirvede yer almıştı. Bu, Çalık Grubu’nun SamsunCeyhan boru hattı ve rafinerisi için aldığı 14.5 milyar liralık yatırım teşvik belgesinden sonra Cumhuriyet tarihinin en yük İnceleme Sonucunu Bekliyorum 24 Şubat 2014’te Star ve Yeni Şafak gazetelerinde 7 bin kişinin telefonlarının usulsüz ve hukuka aykırı olarak İstanbul Özel Yetkili Savcılığı ve hâkimlerince dinlemeye alındığı haberleri yer aldı. Haberlere göre kamuoyunun yakından tanıdığı birçok siyasetçi, bakan, milletvekili, işadamı ve gazetecinin de arasında bulunduğu kişiler dinlenmişti. Dinlenen kişilere ilişkin yayımlanan isim listesinde, gazeteciler arasında ismim yer aldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca bu konuda kamuoyuna yapılan açıklamada, soruşturma dosyasında doğrudan ve dolaylı olarak 2 bin 280 kişinin dinleme tapeleri olduğu ve konuyla ilgili incelemelerin devam ettiği belirtildi. Makul bir süre içerisinde tamamlanacağı ve açıklanacağını umduğum bu incelemeler sonucunda, şahsımla ilgili hukuka aykırı dinlemeler yapıldığı ortaya çıkarsa, sorumlular hakkında her türlü yasal hakkımı gecikmeksizin kullanacağım tabiidir. Şimdilik incelemenin bir an önce tamamlanmasını ve gerçeğin ortaya çıkmasını bekliyorum. ÇİĞDEM TOKER ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği ve Başbakan’ın “paraları sıfırla” talimatı verdiği iddia edilen ses kaydında adı geçen “Tunç Ağabey”in kimliği merak konusu oldu. “Tunç Ağabey”in; 25 Aralık’ta savcının soruşturmadan alınması sonucu tamamlanamayan 2. dalga yolsuzluk ve rüşvet operasyonundaki 41 kişilik gözaltı listesinde yer alan Kadri Tunç Peker olup olmadığı sorusuna yanıt aranıyor. Tapede geçen “Tunç Ağabey”in, 2. dalgada geçen Kadri Tunç Peker olması halinde; iki ay önce gündeme getirdiğimiz; Halkbank’ın sorunlu bir kredi dosyasındaki teminatlı 5 milyon metrekarelik Pendik arazisinin satışındaki kuşkular, yeni boyutlar kazanacak. “İkinci Dalgadan Büyük Bir Rant Öyküsü” başlığıyla gündeme taşıdığımız dosyada, Halkbank’ın bu değerli araziyi resmi itirazlara rağmen; ortaklık yapısı satıştan 2 gün önce değişmiş Güven Enerji adlı bir şirkete, değerinin çok altında satışına yer verilmişti. l Meksan adlı şirketin 1998’de kullandığı krediyi ödeyememesi sonucu bankaya geçen bu arazi, Kadıköy 3. İcra ve İflas Müdürü’nün görevlendirdiği bilirkişinin “Değeri 198.6 milyon TL’dir” raporuna rağmen, 120 milyon TL’ye satıldı. l Bu satışı kuşkulu hale getiren işlemler dizisi 2011’de başladı. Halkbank, önce Meksan’a icra takibi sırasında 137 milyon dolar bildirdiği kamu alacağını, Akabe AŞ adlı şirkete 15 milyon dolara temlik etti. Tapedeki ‘Tunç Abi’ kim? l Bu temliğin de en kritik kısmı; Akabe AŞ’nin; kamu bankalarının “kalitesiz alacaklarını” devralacak varlık yönetim şirketleri arasında yer almaması. Şirketin ortakları Mustafa Latif Topbaş, Mahmut Muhammet Topbaş ve Abdullah Tivnikli. l Bu devirden sonra, Meksan’ın iflas masası toplandı ve 5 milyon metrekarelik arazinin 120 milyon TL’den az olmamak üzere “pazarlık usulüyle” satışına karar verildi. l 30 Kasım 2012’de pazarlık usulü yöntemle satışa çıkarılan bu araziyi, tek alıcı olarak katılan Güven Enerji aldı. Ticaret sicili kayıtlarına göre, bu satıştan 2 gün önce 28 Kasım 2012’de şirketin ortaklık yapısı değişmiş; şirketin eski hissedarı Mustafa Ekrem Yıldırım, hisselerini Kadri Tunç Peker’e devretmişti. l Böylece, Kadri Tunç Peker, satıştan iki gün önce girdiği şirket aracılığıyla, Halkbank’ın resmi bilirkişi raporuna rağmen değerinin 78.6 milyon TL altında sattığı arazinin sahiplerinden biri haline geldi. Diğer yandan Güven Enerji’nin sicil kayıtlarındaki adresi, büyük ortağı Abdullah Tivnikli olan Eksim Holding ile aynıydı. Ve durdurulan 2. dalgadaki gözaltı listesinde Tivnikli’nin de adı vardı. l Sonuç olarak, bir kamu bankası olan Halkbank’ın, batık bir alacağı önce devralan (Akabe), o alacağın teminatı olan Pendik arazisini satışa çıkaran ve satışa çıkan araziyi alanların da birbiriyle organik bağı ve yakınlığı olan kişilerden oluştuğu bir satış gerçekleşmiş oldu. Bu şaibeli satış; tapedeki “Tunç Ağabey”in, Pendik arazisinin sahibi Kadri Tunç Peker olup olmadığı sorusunu önemli hale getiriyor. Tapede adı geçen “Tunç Ağabey” olabileceği yorumlanan Kadri Tunç Peker, aynı zamanda İlim Yayma Vakfı kurucu üyesi. Vakfın 112 kişilik kurucular listesinde Peker’in yanı sıra; Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın isimleri de yer alıyor. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın yanıtlaması talebiyle, dün bu konudaki kuşkuları dile getiren bir soru önergesini TBMM Başkanlığı’na sundu. Tanrıkulu’nun, önergesinde yer verdiği sorulardan bazıları şöyle: l Kadri Tunç Peker’in Başbakan’ın kardeşi Mustafa Erdoğan ile akrabalık ilişkisi nedir? l Kadri Tunç Peker’in 20032013 yılları arasındaki dönemde hissedarı olduğu şirket veya şirketler ile yönetim kurulunda yer aldığı şirket veya şirketlere hangi kamu ihaleleri verilmiştir? l Haber Merkezi Haramzadeler hesabından yeni bir ses kaydı yayınlandı. Ses kaydının Zaman gazetesinin Milli Eğitim Bakanlığı’nın kanun tasarısını yayımlamasının ardından alındığı anlaşılıyor. Konuşmalardan Zaman’ın yayınına karşı Habertürk’e bakanlıkta Milli Eğitim bakanıyla canlı yayın talimatı verildiği anlaşılıyor. Konu üzerine daha önce ses kayıtlarıyla gündeme gelen Ciner Medya Grubu Yöneticisi Fatih Saraç, Fatih Altaylı ve Habertürk Genel Müdür Vekili Oğuz Usluer’le görüşüyor. Saraç görüşmede Başbakan’ın yanında olduğunu ve Başbakan’ın canlı yayın için talimat verdiğini anlatıyor. Fatih Altaylı’dan gazete için de bir şeyler yapmasını istiyor. Altaylı ve Usluer tamam diyerek gereğini yapıyor. ‘Alo canlı yayına giriyoruz’