06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 ARALIK 2014 CUMA 4 HABERLER Çağlayan, 700 bin liralık saat için ‘Saat takmayı severim. İşim çoktu, o yüzden Sarraf getirdi’ dedi Demokrasi Karşıtı Eylemlerin Odağı Tayyip Bey düşmansız politika yapamıyor. Toplumu bölerek yönetmek şiarı, “Böl ve yönet!” sloganı. Mutlaka bir düşman bulmak yoksa da yaratmak zorunda. Son düşman Anayasa Mahkemesi. Tayyip Bey’in AYM için kullandığı ibareler, yenir yutulur türden değil. Ama ne beis var, Tayyip Bey bunları dilediğince kullanır. Bir anayasa profesörü, “Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımayız” diyebiliyorsa, Cumhurbaşbakanı’nın “merkep”li benzetmeler yapmasında yadırganacak ne yön olabilir ki? Bu defa, Anayasa Mahkemesi’nin Tayyip Bey’in saldırı oklarının hedefi haline gelmesinin nedeni yüzde on seçim barajı. Aslında tartışma hiç de yararsız olmamış, maskelerin düşmesini sağlamıştır. Yüzde on barajına sımsıkı sarılmış olan AKP, yeri geldiğinde hep şunu söylerdi: Bu barajı biz getirmedik ki: Bulun yeterli sayıyı değiştirin! Evet, barajı AKP getirmemişti, ama 12 Eylül barajını bırakmak da istemiyordu. Tayyip Bey’in, Cumhurbaşbakanı olarak Ak Saray’a çıkması, her ikisinin de artık gizlenmesi mümkün olmayan yapısı dolayısıyla, kanamaya yol açınca da, sandıktan birinci çıkan parti lehine sonuç veren yüzde on barajı daha da önemli oldu. HHH Tayyip Bey’in bugün fiilen yürürlüğe koyduğu Cumhurbaşbakanlık sistemini, resmen başkancı sisteme çevirecek anayasa değişikliği sürecini başarıya eriştirebilmek için AKP’nin, Meclis’te bugün sahip olduğundan fazla sandalyeye ihtiyacı var. Son yapılan kamuoyu yoklamalarında oy kaybettiği görülen AKP bu ortamda barajdan vazgeçemez. Ama yüzde on barajı milli iradenin gasbıymış, olsun! İki tümcenin başında, “milli irade” formülünü ağzından düşürmeyen Tayyip Bey, aslında milli irade hırsızlığı olan, barajı savunur. Tutarlılık önemli değildir. AKP demokrasiyi de savunur. Ama demokrasinin gereğini yerine getirmez. Hatta AKP, sandık dışında demokrasinin bütün kurum ve kurallarına karşıydı. Baraj savunusuyla sandığa da karşı olduğunu kanıtladı. AKP’ye 14 Mart 2008’de bu Anayasa Mahkemesi önünde dava açıldı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya partinin kapatılmasını, Tayyip Erdoğan da dahil 71 kişinin 5 yıl süreyle siyasetten yasaklanmasını talep ediyordu. Kapatma iddianamesindeki talebin gerekçesi AKP’nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline gelmiş olmasıydı. Mahkeme başvuruyu 30 Temmuz 2008’de karara bağladı, partinin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğunu kabul etti. 11 üyenin 6’sı kapatılma lehine oy kullanırken 5’i Hazine yardımının yarısı oranında kesilmesi yolunda karar verdiler. Ve kapatma için nitelikli çoğunluk gerektiğinden, neticede laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu karara bağlanmış AKP kapatılmaktan kurtuldu. HHH Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu saptanan partiye yaptırım olarak, Hazine yardımının yarı yarıya kesilmesi kararı gülünçtü ve tartışmalara yol açtı. Anayasa Mahkemesi kararıyla da, AKP’nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu saptaması da doğru ama eksiktir. Aradan geçen zamanda daha belirgin biçimde ortaya çıktığı gibi, AKP yalnızca laiklik karşıtı eylemlerin odağı değil, aynı zamanda tüm demokrasi karşıtı eylemlerin de odağıdır. Demokrasi, hukukun üstünlüğünü öngörür, AKP söylem ve de eylemiyle hukukun üstünlüğüne karşıdır. Demokrasi, düşünce özgürlüğünü savunur, AKP eylemiyle buna karşıdır. Demokrasi, vicdan özgürlüğünü (laiklik) savunur, AKP karşıdır. Demokrasi, şeffaflık rejimidir. AKP şeffaflığa karşıdır. Demokrasi, kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığını içerir, AKP bunlara karşıdır. Listeyi dilediğiniz gibi uzatmak mümkün, ama gereksiz. Görüyorsunuz ki AKP yalnız laiklik karşıtı eylemlerin değil, aynı zamanda tüm demokrasi karşıtı eylemlerin de odağı haline gelmiştir. Bu durumun yaptırımsız olduğunu sananlar derin aymazlık içindedirler. ‘Sarraf’a elden ödedim’ EMİNE KAPLAN ANKARA TBMM Soruşturma Komisyonu’na şüpheli sıfatıyla ifade veren eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ülke gündemine oturan 700 bin liralık saati Rıza Sarraf’ın yurtdışından getirdiğini, parasını Sarraf’a elden ödediğini savundu. Çağlayan, “Benim işim çoktu, saat işiyle uğraşacak zamanım yoktu, o yüzden Sarraf getirdi” dedi. 17 Aralık soruşturmasında takipsizlik kararı verildiğini kaydeden Çağlayan, “Ortada artık bir mesele yok, ben nezaketimden dolayı komisyona geldim. Üzüntüden prostat kanseri oldum, şu anda yatıp dinleniyor olmam gerekirdi” diye konuştu. Komisyon, dün eski Ekonomi Bakanı Çağlayan’ın ifadesini aldı. 2 avukatıyla komisyona gelen Çağlayan, yaklaşık 1 saat 40 dakika komisyonda kaldı. Edinilen bilgiye göre, hiçbir şekilde hukuksuz bir işlem yapmadığını, 17 Aralık operasyonunun bir darbe planı olduğunu, soruşturmadaki tapelerin yasal olmadığını savunan Çağlayan, milletvekillerinin sorularının büyük bölümüne yanıt vermek istemediğini belirtirken bazı sorulara da yazılı yanıt vereceğini söyledi. 17 Aralık soruşturmasının takipsizlikle sonuçlandığını kaydeden Çağlayan, “Bunlar İstanbul’da araştırıldı, takipsizlikle sonuçlandı. Ortada mesele yok. Ben nezaketimden dolayı komisyona geldim. Olaylar nedeniyle prostat kanseri oldum. Yatakta dinleniyor olmam lazım” diye konuştu. Rıza Sarraf’ı nereden tanıdığı sorusuna Çağlayan, “Ben sanayi odası başkanlığı yaptım, yüzlerce işadamını tanırım, Rıza Sarraf da bunlardan birisi” dedi. Milletvekillerinin, “Her işadamının evine yemeğe gider misiniz? Rıza Sarraf’ın evine yemeğe gittiniz mi? Muş’taki okul açılışına Sarraf’ın uçağıyla mı gittiniz? Sarraf, bakanlıkta sizi ziyarete geldi mi” soruları üzerine yanıt vermek istemediğini belirten Çağlayan, kendisine Sarraf tarafından hediye edildiği iddia edilen piyano ve 700 bin liralık saatla ilgili “Piyanoyu Sarraf hediye etti, ama parasını ödedim, hatta eşimin parasıyla. Saat takmayı severim, alırım. Benim işim çok, yoğun çalışıyordum. Onu Rıza Sarraf yurtdışından getirtti. Ama parasını ödedim” dedi. Çağlayan, saatin ödemesinin banka havalesiyle mi yapılıp yapılmadığı sorusu üzerine “Elden ödedim” ifadesini kullandı. Çağlayan, konuyla ilgili belgeleri komisyona göndereceğini bildirdi. Oğlu Kaan Çağlayan’a Sarraf’ın çantayla 2 milyon Avro, 2 milyon dolar ve 1.5 milyon TL rüşvet gönderdiği iddiasının anımsatılması üzerine Çağlayan, tapelerin hukuka aykırı olduğunu, oğlunun Sarraf’la bir ilişkisi varsa bunun kendisinin dışında olduğunu söyledi. Kardeşi Şenol Çağlayan’ın hesabına Rıza Sarraf’ın adamı Abdullah Habbani’den 2 milyon 645 bin TL Asya Bank aracılığıyla para gönderildiğine ilişkin tapelerin anımsatılması üzerine Çağlayan, “Bunlar benim dışımdaki konuşmalar, bu soruşturma komisyonunun kapsamı alanında değil” demekle yetindi. Sarraf’ın işleri karşılığında komisyon tarifesinin kendisine yüzde 0.4, Halk Bankası’na da yüzde 0.5 uygulandığı iddiasına yanıt vermek istemediğini söyleyen Çağlayan, mal varlığıyla ilgili sorulara da yazılı yanıt vereceğini belirtti. Çağlayan, Gana’dan gelen 1.5 ton altının bulunduğu uçakla ilgili iddiaların sorulması üzerine, “Üzerinden zaman geçti, hatırlamıyorum” derken, Sarraf’ın uçağıyla umreye gittiği ve toplamda 16 kez seyahat edip etmediği sorusu üzerine “Bunlar özel hayatla ilgili konular, bunlara cevap vermek istemiyorum” diye konuştu. Gaziosmanpaşa’daki kaçak okul MEB’e devredildi BELEDİYE MECLİSİNDE RIZA SARRAF SANSÜRÜ HAZAL OCAK 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu nun kilit ismi işadamı Rıza Sarraf’ın bağışlarıyla Gaziosmanpaşa’da yaptırılan anaokulunun da içinde olduğu arsa “üzerinde kaçak bina yok sayılarak” Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) devredildi. Teklif dün oyçokluğuyla AKP’li Gaziosmanpaşa Belediye Meclisi’nde kabul edildi. Meclis toplantısına Sarraf sansürü uygulandı, gazeteciler toplantıya ekipmanlarıyla alınmadı. Gazeteciler yurttaş gibi toplantı salonuna girerek özel güvenlik görevlisi eşliğinde toplantıyı izledi. Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin dünkü meclis toplantısında Sarraf’ın bağışlarıyla yaptırılan anaokulunun da içinde olduğu arsanın MEB’e devredilme teklifi görüşüldü. İlçe milli eğitim müdürlüğü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın yengesi Saadet Gülbaran’ın başkanı olduğu Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği (TOGEMDER) için yaptırılan anaokulunun bulunduğu araziyi “mahalledeki öğrenci yoğunluğundan dolayı ilköğretim okulu amaçlı kullanılmak üzere” tahsisini talep etti. Teklif sert tartışmaların ardından CHP’lilerin “ret” oyuna karşın oyçokluğuyla kabul edildi. Gaziosmanpaşa Belediyesi meclis toplantısını izlemek üzere belediye binasına gelen gazeteciler toplantı salonundan çıkarıldı. CHP’li meclis üyeleri gazetecilerin içeri alınması için meclis başkanıyla konuştu. Bu görüşmenin ardından gazetecilerin ekipmanlarını dışarıda bırakmaları istendi. Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin CHP’li meclis üyesi Ferhat Epözdemir, “Neyi saklıyorsunuz? Fatsa’da ‘Terzi Fikri Sönmez’ meclis toplantılarını kamuoyuna meydana amfiler kurdurarak canlı halde izlettirirdi. 30, 40 yıl geçmesine karşın siyasal bir iktidarın böyle engelleme yapmasını talihsiz buluyoruz” sözleriyle tepki gösterdi. Avukatlar müdahale etti Avukatların sık sık Çağlayan’ın ifadesine müdahale ettikleri öğrenildi. Komisyon Başkanı Hakkı Köylü’nün mal varlığıyla ilgili sorusuna Çağlayan’ın “Yasalar çerçevesinde bu soruları sorabilirsiniz” demesi üzerine gerginlik yaşandı. Köylü, “Her şeyi sorarız” dedi. Sarraf için özel kalem müdürü Onur Kaya’nın neden diğer bakanlıklardan randevu aldığı sorusu üzerine Çağlayan, “Özel kalemimin işadamlarıyla ilgili neler yaptığını bilemeyebilirim, ama görev edinerek bazı şeyleri yapmış olabilirler” ifadesini kullandı. Öte yandan eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in, önceki gün verdiği ifadede 17 Aralık soruşturmasını darbe olarak nitelendirirken “Ben de Mardinliyim. Bu çözüm sürecine de darbedir” dediği öğrenildi. İstanbul Haber Servisi 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda ismi gözaltına alınacaklar arasında geçen işadamı Abdullah Tivnikli’nin yaşamını yitiren ağabeyi Eksim Yatırım Holding Yönetim Kurulu üyesi Fahreddin Tivnikli (59) İstanbul’da toprağa verildi. Dün Küçük Çamlıca Çilehane Camii’nde ikindi vakti kılınan cenaze namazına, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Emniyet Müdürü Selami Altınok, eski bakanlar Recep Akdağ ve Kemal Unakıtan ile aralarında milletvekillerinin de bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. Tivnikli’nin cenazesi daha sonra Nakkaştepe Mezarlığı’nda toprağa verildi. ‘Kanser oldum’ aymakama şarkı söyledi’ Meclis toplantısında konuşan CHP’li meclis üyesi Ferhat Epözdemir, “Belediyeden bir ruhsat alınmadı. İmar müracaatı yok. Resmen yapılan kaçak inşaat. Binayı meşrulaştırmak için geriye dönük işlemler yapıp şimdi Milli Eğitim’e devrediyorsunuz” dedi. Epözdemir, Sarraf’ın eşi Ebru Gündeş’le eski Gaziosmanpaşa Kaymakamı Serdar Yavuz’un arsa üzerinde protokol yaptığını iddia ederek ödül olarak Uşak Valisi yapıldığını öne sürdü. Konuşması sırasında AKPli meclis üyelerinin bulunduğu sıradan “Para almadı. Ebru Gündeş kaymakama şarkı söyledi” cümlesi söylendi. Epözdemir’in konuşmasının ardından söz alan Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin AKPli meclis üyesi Hasan Turan, “Teknik mevzuatta eksiklik olabilir. Önemli olan kamu yararıdır. Anaokulunu kimin yaptırdığı ve sahibinin kim olduğu da önemli değil” dedi. ‘K İşadamı Tivnikli toprağa verildi Gazeteciler engellendi Hâkimi de isyan ettirdi İstanbul Haber Servisi Rıza Sarraf’ın tehdit edildiği yönündeki şikâyeti üzerine açılan davada hakim, Sarraf’ın duruşmalara gelmemesine tepki gösterdi. Rıza Sarraf’ı telefonla arayarak tehdit ettiği iddiasıyla açılan davanın İstanbul 82. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmasına tutuksuz sanık Ahmet Aydın ve şikâyetçi Rıza Sarraf katılmadı. Sarraf’ı duruşmada avukatı Ayten Hiçyılmaz temsil etti. Hâkim Aytekin Özanlı, “Müvekkilinizi neden hazır edemediniz?”diye sordu. Avukatının hasta olduğu yönündeki beyanına hâkim, “Geçen celsede aynı şeyi söylemiştiniz” diye çıkıştı. Sanık Aydın 2 sayfalık ifadesinde Sarraf’ı aradığını ancak tehdit ve hakaret etmediğini belirtti. Aydın’ın “hakaret” ve “tehdit” suçlarından 3 aydan 4 yıla kadar hapsi isteniyor. Davutoğlu ve Gül bir süre sohbet etti. Fotoğraf:AA l Şeffaflık Örgütü’nün raporu dış basında yankı buldu Türkiye’deki yolsuzluk dünyanın dilinde NEW YORK/LONDRA (ANKA) Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün (TI) yayımladığı 2014 raporu, dünyada büyük yankı buldu. Raporun bulgularını irdeleyen Batı medyasının, üzerinde durduğu konular arasında Türkiye’nin yolsuzluk algı endeksinde birden beş puan gerilemesi de bulunuyor. New York Times, Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün, Çin hükümeti yolsuzluğa karşı kampanyasında üst ve alt düzeyli binlerce devlet memuru hakkında işlem yapmış olsa da bunun Çin’in yolsuzluğa batmış ülke algısı üzerinde pek az etkisi olduğunu söylediğine dikkat çekti. Gazete “Çin, önceki yıla göre dört puan düşüş ile 36 puan aldı. Türkiye ise, en büyük puan düşüşü ile beş puan gerileyerek 45 puan alıp 64. sırada yer aldı” ifadelerini kullandı. İngiliz The Guardian ise, “Yolsuzluk, hızlı büyüyen Çin, Türkiye ve Angola ekonomilerinde yayılıyor” başlığı ile verdiği haberde TI’nin “Yükselen ülkeler, gittikçe dolandırıcılık ve rüşvete daha eğilimli görünüyor” dediğini anlattı. Gazete “TI, yolsuzluğa batan yetkililer, ilerlemeyi baltaladığını, halkın hükümetlerine olan güvenini yok ettiğini söyledi” diye yazdı. İngiliz The Independent ise, “Ekonomik büyümeye rağmen en büyük gerileme, beş puan düşüşle 45 puana inen Türkiye’de göründü” dedi. IT raporunda “ayakkabı kutularını dolduran milyonlarca dolar”, “suçlayıcı videolar” ve “bakanla Kılıçdaroğlu: O düşüş normal Haber Merkezi Şeffaflık Örgütü’nün 2014 Yolsuzluk Algısı Endeksi’nde Türkiye’nin en sert düşüş yaşayan ülke olmasını değerlendiren CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, tüm dünyanın yolsuzluğun farkında olduğunu söyledi. Samanyolu Haber’de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, “1725 Aralık olayları bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğuna tanık olduk. Bütün belgeleriyle, dokümanlarıyla, ses kayıtlarıyla buna tanık olduk. Buna sadece biz tanık olmadık bütün dünya buna tanık oldu. Dolayısıyla uluslararası şeffaflık örgütünün Türkiye’nin puanını düşürmesi kadar doğal bir şey olamaz” diye konuştu. rın görevinden alınması veya istifaları” gibi meselelerin zikredildiğinin anlatıldığı haberde “Türkiye aynı zamanda hükümetin siyasi düşmanlarına baskı yapması, polis ve savcıların görevinden alınması ve yolsuzluk karşıtı protestolara sert yanıt ile de yer alıyor” denildi. Bozdağ’dan 17 Aralık savcıları için izin çıktı n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) – Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, HSYK 3. Dairesi’nin 1725 Aralık soruşturmalarının savcılarıyla ilgili aldığı soruşturma izni kararını onayladı. Müfettiş raporlarında meslekten ihraçları talep edilen savcılarla ilgili HSYK 2. Dairesi karar verecek. HSYK 3. Dairesi, cumhuriyet savcıları Zekeriya Öz, Celal Kara, Muammer Akkaş ve Mehmet Yüzgeç hakkındaki şikâyetleri görüştü. Daire daha önce savcılar hakkında inceleme kararı vermiş, bu karar Bozdağ tarafından onaylanmıştı. Daire, onayın ardından haklarında meslekten ihraçları yönünde müfettiş raporu hazırlanan savcılar için soruşturma kararı aldı. Bu karar da HSYK Başkanı da olan Adalet Bakanı Bozdağ tarafından onaylandı. Dosya savcılar hakkındaki kararı vermek üzere HSYK 2. Dairesi’ne gönderildi. HSYK 3. Dairesi’nin, savcılarla ilgili soruşturma sonuçlanıncaya kadar görevden uzaklaştırma talebinde bulunduğu da öğrenildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle