07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 ARALIK 2014 ÇARŞAMBA 12 DIŞ HABERLER [email protected] İran savaş uçakları IŞİD’i Irak’ta vuruyor Irak’ta sahada IŞİD’le mücadelede ABD’nin fiili ortağı İran’ın F4’lerle tekfirci örgütü vurduğu öne sürüldü. Bir Pentagon yetkilisi haberi doğruladı IŞİD lideri Ebubekir el Bağdadi’nin eşlerinden biri çocuğuyla birlikte Lübnan’da gözaltına alındı. Lübnan gazetesi Es Safir, güvenlik güçlerinin El Bağdadi’nin eşi ve oğlununu 10 gün önce Suriye sınırındaki Ebbubiye’den sahte kimlikle girmeye çalışırken yakaladığını yazdı. Operasyonun Batılı istihbarat örgütleriyle işbirliğinde yapıldığı, Bağdadi’nin eşinin Beyrut’un dışında Yarze bölgesindeki Lübnan Savunma Bakanlığı karargâhında sorguya alındığı kaydedildi. Lübnan ordusunun olayı duyurmaması, IŞİD ve Nusra Cephesi’nin elindeki 20 kadar Lübnan askerine karşılık takas pazarlığına yoruldu. Lübnan medyası Bağdadi’nin eşinin yakalanmasını “büyük balık” diye nitelerken, Suriye’deki El Nusra Cephesi’nin komutanı Anas Şarkas’ın eşinin de ele geçirildiği öne sürüldü. Daily Star’ın ordu kaynak ‘Türk Akımı’ Uluslararası siyaset ve diplomaside ne zaman “winwin” (kazankazan) diye işitsem, artık yaşımı başımı aldığımdan mıdır nedir, şöyle bir irkiliyorum. Hafızam yanıltmıyorsa Clinton döneminde Amerikalıların, sonra da AB adaylık sürecinde Avrupalıların bolca kullandığı bu mefhumun son yıllarda “tapusu” malum Türkiye’nin. İlk bakışta “iyi niyetli” bu terminolojinin mealininse herkes farkında: Kazanan/kazananlar varsa, bir de kaybeden/kaybedenler vardır. Belki de bu yüzden uluslararası ilişkilerin “sıfır toplamlı bir oyun olmadığı” söylemimiz mevcut. Türkçe meali “ucunda ölüm yok, makul olanlara nasılsa bir pay düşer”. Maksat, biraz da işin aslı astarı kaşınmasın... HHH Türkiye’nin Rusya ile ilişkileri de işte bu hesap. İki ülkenin ticaret hacmi, sadece 7 milyar doları Türkiye lehine olmak üzere 33 milyar dolar. Bir kısım Türk işadamının Rusya’da yatırım gayretleri de olmasa bir gazeteci dostumun ifadesiyle “Rusya’yla işimiz birkaç yıl önce bir kısmını kafamıza fırlattıkları domatesler dahil sebzemeyvelerden ibaret” olacak. Türkiye, Almanya’dan sonra Rusya’nın ikinci en büyük doğalgaz alıcısı. “Rus doğalgazına bağımlılıktan kurtulma” ve “kaynakları çeşitlendirme” klişe söylemini sıkça işitsek de ilişkilerin denklemi belli. HHH Nitekim Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye ve Kırım yüzünden ‘zıt kutbunda’ yer aldığı Ankara’ya ticari ilişkiler odaklı ziyareti de bu denklemi bir kez daha ortaya serdi. Putin, fiiliyatta rekabet kuralları, hakikatte Ukrayna krizi gerekçesiyle askıya alınan Güney Akım doğalgaz boru hattından “caydığını” duyurarak Avrupalılara restini çekti Ankara’dan. Gazprom’un CEO’su Aleksey Miller aracılığıyla da Türkiye’ye Güney Akım’ın yerini alacak hat önerisi duyuruldu. Türkiye’nin beklediği yüzde 15’in çok altında yüzde 6’lık bir doğalgaz indirimi eşliğinde… Kaşla göz arasında iki ülke ‘Karadeniz Akımı’ için memorandum imzalayıverdi. Gerçekleşip gerçekleşmemesi ayrı mevzu. Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın “Güney Akım’ın geldiği nokta Türkiye’nin müzakere ve öngörü başarısıdır” sözleriyle “devler tepişirken, arada biz ihya olacağız” diye sevinmeden önce manzarayı anlamakta fayda var. HHH Putin, enerji hatlarına dair “Büyük Oyun”da Transatlantik hattı karşısında hamlesini neocon Bush yönetimi döneminde Almanya ile yapmıştı. Ekilen tohumların meyvelerini 2011’de Kuzey Akım hattı ile aldı. Lakin bunun tamamlayıcısı Güney Akım olamadı, Ukrayna krizi geçit vermedi. Putin’in “Güney Akım’dan cayma” kararını kimileri ‘blöf’ saysa da, kanımca bu blöfün yanı sıra Çin’le 30 yıllık ve 400 milyar dolarlık “yüzyılın anlaşması”na imza koyduğundan kısmen rahat. Bu yüzden hazır Güney Akım için gereken 40 milyar doların 5 milyar doları harcanmışken, Karadeniz’in altından TürkiyeYunanistan sınırına bağlayacağı “Karadeniz hattına” basılacak yıllık 63 milyar metreküp gazın Rusya için sakıncası yok. Ama jeostratejik ehemmiyeti de… Rus basınında dünün en manidar başlığının Kommersant’ın “Gereksiz Akım”ı olması boşuna değil. HHH Elbette işin diğer yüzünde de Avrupa Komisyonu enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye odaklanırken, Rus doğalgazına ihtiyacı olan Güney Avrupalıların kaynak arayışları var. Slovak gazından Balkanlar’a yeni hat, Hırvat adası Krk’in enerji merkezi yapılması, Katar, ABD ve Cezayir’den alınacak gazın TransAdriyatik’le taşınması gibi seçenekleri tartışıp duruyorlar. “Karadeniz hattı” gerçekleşse ve Türkiye’nin ihtiyacının (geçen yılki tüketimimiz 13.7 milyar metreküp) 34 katı gazla dolup taşsa alacaklar mı? AB üyesi Bulgaristan hattı gömmüşken, yine AB üyesi Yunanistan ne yapacak? Gazprom çevrelerinin Alman basınına “gazın TürkiyeYunanistan sınırına geldikten sonra Avrupa’ya nasıl dağıtılacağı artık bizim sorunumuz değil” diye fısıldaması hayra alamet değil. HHH Jeostratejik oyunun Transatlantik hattında ise ne derler, henüz bilmiyoruz. Bildiğimiz, ABD ve AB’nin de Türkiye’nin transit ülke olmasını istedikleri, lakin ‘yaşlı kıtanın’ Rus enerjisine bağımlılığını azaltacak şekilde… Bir de NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in Türkiye’yi Rusya’ya yaptırımlara katılmaya davet ettiği... Hal böyleyken dış politikamızın Kafkasya, Doğu Akdeniz, Balkanlar’a uzanan her cephede çöktüğü düşünülürse bırakın “Karadeniz Akımı”nı, Azeri gazını Avrupa’ya taşıyacak Trans Anadolu hattına dair umutları bile naif bulmak mümkün. Zaten memleketi üreten, değer ve marka yaratan bir diyar kılma zihniyeti olmayanların ufku, ancak devlerin tepişmesinden medet uman tüccarlığa çalışır. Onu da geçtim de, bari Ukrayna’da bir oligark gider, bir diğeri gelir, Berlin Duvarı Kiev’den çekilirken, biz Soğuk Savaş’ın ortasında “sultanlığımızla” sıkışıp kalmasak… Dış Haberler Servisi IŞİD’e karşı ABD öncülüğünde kurulan koalisyonun resmen üyesi olmasa da Irak’ta sahada ABD’nin en önemli müttefiki haline gelen İran, IŞİD hedeflerine hava saldırıları da düzenliyor. Jane’s Defence ve İsrail’in Haaretz gazetesi, birkaç gün önce Al Jazeera’nın Irak’ın kuzeydoğusunda iki Kürt kasabasının geri alınması operasyonundan yayımladığı görüntülerde, IŞİD hedeflerini vuran F4 hayalet uçağının İran’a ait olduğunu belirledi. Haaretz bunun ABDİran askeri işbirliğinin yeni göstergesi olduğunu belirtti. Huffington Post’un doğrulama aldığı ABD Savunma Bakanlığı’ndan bir yetkili, kendilerinin de operasyon düzenlediği hava sahasında İran’ın bombardıman faaliyetlerinin bilgileri dahilinde olduğunu söyledi. Haaretz, Al Jazeera’nın “Irak savaş uçakları” diye tanımladığı F4’lerin, Irak hava kuvvetlerinde bulunmadığını, ABD ve İsrail tarafından emekli edildikten sonra bölgede sadece Türkiye ve İran tarafından kullanıldığını, görüntülerdekinin de İran uçağı olduğuna (AFP) nusu değil” demişti. Ama Haaretz, “önemli bir işbirliği” olmadan İran ile Amerikan savaş uçaklarının aynı bölgede faaliyet göstermesinin imkânsızlığına dikkat çekti. İran savaş uçaklarının Irak hava üslerinde konuşlandığı haberleri geliyordu, ama ilk belge Al Jazeera’nin görüntülediği İran hava saldırısı oldu. Bağdadi’nin eşi ve çocuğu gözaltında larına dayandırdığı haberine göre ismi Saja Hamid el Duleymi olan Bağdadi’nin eşi bu yıl başında IŞİD’in kaçırdığı 13 rahibe karşılığında Suriye’deki cezaevinden salıverilmişti. El Duleymi’nin yanındaki 8 yaşında olduğu sanılan kız çocuğunun ise Bağdadi’nin olduğunun DNA testiyle anlaşıldığı söyleniyor. “Halifelik” ilan eden Bağdadi’nin özel yaşamı hakkında fazla bilgi yok. IŞİD yanlılarının haziranda sosyal medyada yayımladıkları özgeçmişte, Bağdadi’nin evli olduğu yazılsa da kaç eşi ve çocuğu olduğu belirtilmemişti. Kimi kaynaklar El Duleymi’nin Bağdadi’nin eski eşi olduğunu söylerken IŞİD liderinin 2 Iraklı, 1 Suriyeli 3 eşinin bulunduğunu savundu. IŞİD liderinin eşi ve çocuğunun yakalanmasının IŞİD’le rehine pazarlıklarını da etkileyebileceği öne sürülüyor. takip ediyoruz ABD: Dert etmiyoruz, ABD’nin bilgisi dahilinde şüphe bulunmadığını belirtti. Haziranda IŞİD’in ilerlemesi karşısında çöken Irak ordusunun imdadına ABD ile İran yetişmişti. İran Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani eşliğinde Irak’ta sahaya indi, Şii milisleri eğitip silahlandırmanın yanı sıra IŞİD’e karşı kara savaşının taktik ve stratejisini belirledi, emirlerini verdi. ABD’li yetkililer İran ile nükleer müzakereler vesilesiyle IŞİD’e karşı işbirliğini de görüştüklerini teslim ediyor. ABD Başkanı Barack Obama’nın İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’e mektup gönderdiğinin basına sızmasının ardından, Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice, “İran ile herhangi bir askeri işbirliğine girmememiz kesinlikle söz ko ABD’li yetkili de “İran bombardımanının farkındayız, dert edinmiyoruz, takip ediyoruz” diye konuştu. Yetkili, İran’ın kendini IŞİD tehdidi altında hissettiği müddetçe bombardımana devam edeceğini, Amerikan hava kuvvetlerine tehdit oluşturmadıkça bir sorun olmadığını dile getirdi. Huffington Post, “Obama yönetimi İran’ı taktik ortak olarak görüyor” yorumu yaptı. Batı ile İran’ın nükleer anlaşmaya varamasalar da müzakereleri uzatması sonrası, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, “Dünya artık Tahran’a karşı savaş davulları çalmıyor” saptaması yaptı. Dün Tahran’da öğrencilere hitap eden Zarif, “Müzakereler sayesinde İran eskisine göre daha güvenli, saldırıya daha az açık hale geldi. Bize karşı yaratılan düşmanca atmosfer dağıldı. Dünya karşılıklı anlayış ve ortak çıkarların anlaşma getirebileceğini anladı” dedi. Böyle başkanlar da var A BD Başkanı Obama, Ferguson vakası üzerine polis yetkililerini ve aktivistleri Beyaz Saray’da topladı. Polisin gençlere muamelesine sinirlendiğini söyleyen Obama, Brown ailesinin polise kamera takılması çağrısını hayata geçirecek Dış Haberler Servisi Amerika’da Michael Brown vakasının Ferguson’dan başlayarak ülkeye yayılan protestolara yol açmasının ardından, silahsız siyah gençlerin beyaz polis memurları tarafından yaygın biçimde öldürülmesinin önüne geçmeye yönelik adımlar araştırılıyor. Büyük jürinin Brown’ı öldüren polisin yargılanmasına gerek olmadığına hükmetmesi “ırkçı adaletsizlik” olarak algılanırken, Başkan Barack Obama devreye girdi. Federal kurumlardan polis teşkilatlarında “askeri kültür” yapılanmasının önüne geçilmesi için somut öneriler talep eden Obama, Brown ailesinin polislere vücut kamerası takılması çağrısını da hayata geçiriyor. Beyaz Saray’da polis yetkilileri, sivil haklar aktivistleri ve yerel liderlerle toplantı yapan Obama, katılımcıların kendisine “Geçmişte de meseleyi çözmek için görev güçleri kuruldu, ama hiçbir şey çıkmadı” dediğini aktardı. “Bu kez farklı olacak, ABD Başkanı’nın bu kez farklı olmasını garanti etmeye derinden kararlı olmasının da bunda payı olacak” vurgusu yapan Obama, toplantıdaki gençlerden polisle yaşadıkları tecrübeleri dinlediğinde sinirlendiğini belirtip şunları söyledi: “Genç insanların her şeyi doğru yaptıklarında bile dışlandıklarını ve şüpheyle bakıldıklarını hissetmeleri, Amerika’nın potansiyaliyle ilgili inançlarıma aykırı. Biz bu değiliz.” Obama, federal hükümetin “askeri n Somali’nin Kaide bağlantılı örgütü Eşşebab, komşu Kenya’nın Mandera bölgesinde geçen hafta Müslüman olmayan 28 otobüs yolcusunun ardından bu kez 36 taşocağı işçisini katletti. Pazartesi gecesi taşocağı işçilerine çadırlarında uyurken saldıran militanlar, otobüste yaptıkları gibi Müslüman olmayanları olanlardan ayırdı ve kurşuna dizdi. Olay yerine giden bir şoför, kurbanların çoğunun yere dizilip başlarından vurularak öldürüldüğünü, dördünün çadırlarındayken kafalarının kesildiğini anlattı. “Bu Kenya ve Kenyalılara açılmış bir savaştır” diyen Devlet Başkanı Uhuru Kenyatta, içişleri bakanı ve emniyet müdürünü görevden aldı. Kenyatta “Hepimizin tercihini yapma vakti geldi açık, özgür, demokratik bir Kenya’dan mı yanasınız yoksa baskıcı, hoşgörüsüz ve aşırılıkçılarla mı birlikte duruyorsunuz” dedi. Kenya’da yine Eşşebab katliamı ‘Bu kez farklı olacak’ Obama Ferguson’da ayyuka çıkan polisteki ‘askeri kültür’ yapılanmasına savaş açtı. (Fotoğraflar: AFP/REUTERS) n İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu “İsrail Yahudi halkının anavatanıdır” yönünde anayasa değişikliğine karşı çıkan Maliye Bakanı Yair Lapid ve Adalet Bakanı Tzipi Livni’yi görevden aldı. Netanyahu, iki kilit ortağı ile köprüleri atınca, dün beklenen erken seçim ilanı da geldi. Öte yandan dün Britanya, İspanya ve İrlanda’dakine benzer bir oylamaya giden Fransa parlamentosunun alt kanadı da, hükümete “Filistin devletini tanıma” çağrısını 151’e karşı 339 oyla onayladı. Bağlayıcılığı olmayan karar üzerine FKÖ liderlerinden Hannan Aşravi Fransız vekillere teşekkür etti ve hükümete “Hayata geçir” çağrısı yaptı. Ama iktidardaki Sosyalist Parti hazırlanmış olsa da kararın Paris’in pozisyonunu değiştirmesi beklenmiyor. Bibi iki bakanı kovdu erken seçim ilan etti Kongre’ye hemen başvurdu tip teçhizatı” ülke çapında polis teşkilatlarına dağıtmasına standart getirilmesini öngören başkanlık kararnamesi de çıkardı ki polisin robokop donanımı ve zırhlı araçlarıyla Ferguson protestolarına müdahalesi tüm dünyanın dikkatini çekmişti. Obama, Kongre’den, şaibeye yer bırakmamak için polis üniformalarına 50 bin mikro kamera takılmasına yönelik 75 milyon dolar bütçeyi onaylamasını da talep etti. Bu, 3 yılda 263 milyon dolar bütçe ayrılması öngörülen paketin parçası. Paket polis eğitiminin çapının genişletilmesi, polis teşkilatlarının reformdan geçirilmesine daha fazla kaynak ayrılması, adalet bakanlığının yerel halk ile polis arasında iliş kileri düzeltme çalışmaları yürüttüğü kentlerin sayısının artırılmasını öngörüyor. Obama, Adalet Bakanı Eric Holder’ı da yerel liderler ile polis yetkililerini buluşturup yakınlaştırma toplantıları için ülke turuna çıkardı. Holder, “Adalet olmadan barış yok” pankartlarıyla karşılandığı Atlanta’da, federal güçlerin ırka göre profil çıkarmasını sona erdirme sözü verdi. Obama’nın Savunma Bakanlığı için birinci adayı Ash Carter ‘Suriye için Esad’la anlaşacağız’ Dış Haberler Servisi Rusya’nın, Suriye yönetimi ve muhalefeti Moskova’da masaya oturtma çabalarında ilk olumlu işaret geldi. AFP, Suriye Ulusal Konseyi’ne (SUK) Kasım 2012’den itibaren 7 ay başkanlık yapan Emevi Camii’nin eski imamı Muaz el Hatip, Heysem Menna ve Kadri Cemil gibi uluslararası saygınlığı olan muhalefet liderleri ile Şam yönetiminin Moskova’nın arabuluculuğunda yeni görüşmelere yeşil ışık yaktıklarını duyurdu. El Hatip, Katar’dan AFP’ye verdiği demeçte, “Birlikte bir kez daha oturup insanları bu acı ve ıstıraptan kurtarmak Suriye halkının çıkarınadır... Biz sorunu çözmek istiyoruz, çünkü konu artık her Suriyeliyi etkiliyor... Rejim acı çekiyor, muhalifler acı çekiyor, insanlar acı çekiyor” dedi. “Elbette (Esad) gitmeli. Fakat bir süre iktidarda kalması mantıklı” ifadesini kullanan El Hatip, iktidarı devir tesliminin zemini hazırlanırsa, Esad’ın gitmesi çağrılarına eninde sonunda Rusya’nın da katılacağına inandığını ekledi. Diyaloğa katılan isimler arasında geçen Kadri Cemil kendisinin de Moskova’ya giderek görüşmeler yaptığını söylerken, “Fakat aralık ayı için herhangi bir toplantı planlandığını söyleyemem. Hala çözümlenmesi gereken bazı detaylar var” dedi. Gelişmeyi Şam da doğruladı. Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim başkanlığında bir heyet kasım sonu Soçi’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmüşken, heyette yer alan Buseyna Şaban “Rusya diyalog yoluyla siyasi çözüm için girişim üstlenmek istiyor. Bu konuda Suriye hükümetinden onay aldılar” dedi. Dış Haberler Servisi ABD Başkanı Barack Obama IŞİD’le savaşta yetersiz bulduğu Chuck Hagel’den boşalan savunma bakanlığına Ashton Carter’ı getirmeyi planlıyor. Yetkililer Pentagon’un başı için birinci tercihin Carter olduğunu söyledi. Fizik profesörü, nükleer silahlar ve güvenlik stratejileriyle ilgili 11 kitabın yazarı Carter, 200911’de bakanlığın tüm teknoloji alımları, sistem, hizmet, tedarik üslerinden sorumlu müsteşar, 201113’de bütçe, personel ve operasyonlardan sorumlu bakan yardımcısıydı. Önleyici savunma kavramının mimarlarından, bütçe idaresi ve silah alımında usta, savaş teknolojilerinde uzman, ama savaş alanında tecrübesiz Carter, komutanların Pentagon’un başında görmek istediği isim. Kaçak Nazi Şam’da ölmüş n Nazi döneminin en kanlı isimlerin ‘Rejim de acı çekiyor’ den, Holocaust’un mimarlarından Adolf Eichmann’ın üst düzey yardımcısı Alois Brunner’in 4 yıl önce Suriye’de öldüğü iddia edildi. 125 bin Yahudinin ölümünden sorumlu tutulan SS Brunner’in, önce Mısır’a kaçtığı, 1954’te Suriye’ye yerleştiği, Devlet Başkanı Hafız Esad tarafından terör ve güvenlik uzmanı olarak görevlendirildiği sanılıyor. Simon Wiesenthal Merkezi Kudüs direktörü Efraim Zuroff, Brunner’in en son 2003’te bir otelde görüldüğü Şam’da 4 yıl önce öldüğü ve defnedildiği bilgisini Alman istihbaratından aldıklarını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle