Katalog

16 ARALIK 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 ağzımızda bantlarla… HHH 14 Aralık, hiç şüphesiz 17 Aralık’ın intikam operasyonudur. “Makul şüphe”yle gözaltına cevaz veren yasal kılıfı Cuma’dan hazırlanmış, ilkin burada kullanılmıştır. Dosya, Zarrap’ı salıveren, “Uzun Adam”a övgü düzdükten sonra terfi ettirilen hakimlere ısmarlanmıştır. Uygulamada “kumpasçılar”ın yıllar yılı kullandığı taktikler, “Bakın nasıl oluyormuş” dercesine kendilerine uygulanmıştır: Dizi senaryolarından suç damıtmalar, alacakaranlıkta ev basmalar, delilsiz, belgesiz gözaltılar, “devleti yıkma”ya varan suçlamalar… İnsan düşünmeden edemiyor: Kavgayı Cemaat kazansa, “kumpasçılar”ı hedef alan “Reaksiyon” dizisinin senaristlerini evlerinden toplatır mıydı diye… Neyse; gün o gün değil. Gün, polis devletine karşı safları sıklaştırma günü... HHH Bundan sonra ne olacağını, 14 Aralık mağdurları herkesten iyi biliyor: Olmadık belgeler çıkacak bürolarından; “Yok artık” dedirten suçlamalarla yüzleşecekler; hâkimlerin, savcıların talimatla hareket ettiğinden, bu haksızlıkla medyanın ilgilenmediğinden yakınacaklar. Ve tıpkı bir dönemin mağrur komutanları gibi, onlar da belki esaslı bir özeleştiri yapıp adalet arayışı, hukuk savaşı için aileleriyle sokağa çıkıp baskıya direnecekler. “Adalet cephesi” genişledikçe, zulüm cephesi gerileyecek. Zalim, hırsızlığını örtbas edemeden devrilecek. Yargılanırken “Adalet” diye yalvarma sırası ona gelecek. Biz mi? Adil yargılanmazsa, yine adaletin safında olacağız. …ağzımızda bantlanmamış özgürlük nutuklarıyla… Kılıçdaroğlu, rövanş alma anlayışıyla devletin yönetilemeyeceğini söyledi İntikam operasyonu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 14 Aralık soruşturmasıyla ilgili “İntikam alma güdüsüyle yapılan operasyonlar bunlar” dedi. Ankara Barosu’nu ziyaret eden Kılıçdaroğlu, Baro Başkanı Hakan Canduran ile görüştü. Görüşmenin ardından, barodaki Atila Sav Sanat Galerisi’nde açılan sergiyi gezen Kılıçdaroğlu, açıklamalarda bulundu. Ziyaretin daha önce planlandığını belirten Kılıçdaroğlu, “Saraylarla, sarayların penceresinden dünyaya bakarak, Türkiye’ye bakarak kendinizi güçlü göremezsiniz. Güç farklı bir şeydir, akılla elde edilir, baskıyla, kaba kuvvetle, kol gücüyle elde edilmez. Hukukun Yalaka tartışması Kılıçdaroğlu, gazetecilerin “Erdoğan sarayında otursun, yan tarafına Hülya Avşar’ı da alabilir” sözleri nedeniyle kendisine tazminat davası açan Hülya Avşar’la ilgili sorusu üzerine “Hülya Avşar kim efendim? Sanatçı mı? Sanatçılığı tartışılır. Kimse kusura bakmasın, yalakadan sanatçı olmaz. Sanatçı dik durur, aykırı insandır. Gücün karşısında sanatçı eğilmez. Gücün karşısında eğilen kişiye de sanatçı denmez” dedi. Avşar, Kılıçdaroğlu’na jet yanıt verdi. Avşar Hürriyet’e yaptığı değerlendirmede “Kılıçdaroğlu’nun lider olmadığını biliyorum, siyasetçi olduğundan da emin değilim. Bir hancı olarak yolcu olan Kılıçdaroğlu’nu görmezlikten geliyorum” dedi. üstünlüğü kavramına hepimizin çok daha fazla ihtiyacı var” dedi. Kılıçdaroğlu, 14 Aralık operasyonu ile ilgili soru üzerine de şun ları söyledi: “Türkiye’nin imajında, öteden beri süren, son 34 yıldır devam eden ciddi bir kayıp var, bunu görmemek müm kün değil. İktidar kanadı da bunu görüyor, çağdaş dünyanın, Avrupa Birliği’nin, önemli kurumların Türkiye ile ilgili ciddi kaygıları var. Özellikle demokrasi, özgürlükler konusunda ciddi kaygılar taşıyorlar.” “Dizi senaristleri, yönetmenleri gözaltına alındı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz” sorusuna Kılıçdaroğlu, “Operasyonlar, bize öğretilen hukuk çerçevesinde yapılan operasyonlar değil. İntikam alma güdüsüyle yapılan operasyonlar. Devleti yönetenler, devleti intikam güdüsüyle, hınçla yönetemezler. ‘Ben rövanşını alacağım bir öncekinin’ anlayışıyla devleti yönetemezler” dedi. Erdoğan’ın Önlenebilir Tırmanışı Diyorduk ki: Devlet içinde, yargıda, poliste Cemaat’e bağlı bir yapılanma, muhaliflere kumpas hazırlıyor. Hükümet tınmıyordu. Çünkü ortaklardı. Diyorduk ki: Bu hükümet, askeri vesayetin yerine polis vesayetini kuruyor. İş, bir sivil diktaya gidiyor. Cemaat tınmıyordu. Çünkü ortaklardı. Ne zaman ki ortaklık bozuldu, içerden darbe yiyen Hükümet “Kumpas”çıları ilan etti. Medyası kuşatılan Cemaat, “Diktaya gidiyoruz” diye feveran etti. Haklı çıkmanın haklı gururu içinde ikisine de dönüp “Günaydın. Tanıdınız mı şimdi birbirinizi” demek geçiyor içimizden… Ya da Türk filmlerinden bir replikle, “Durun, siz kardeşsiniz” diye bağırmak… Ama gün o gün değil. Gün, “Erdoğan’ın önlenebilir tırmanışı”na karşı mazlumun yanında durma, birlik olma zamanı… HHH Ne çok aynı duruma düştük bu ara… Askerin yasaklılar listesindeydik; uyduruk suçlamalarla içeri atıldıklarında mahkemelere gidip lehlerine ifade verdik. Odatv’nin hedefindeydik. Yalan yanlış ithamlarla büroları basıldığında ağzımızda bantlarla protesto ettik. O zaman kim çıkmıştı karşımıza? Ekrem Dumanlı… “Ağzına bant vurup basın özgürlüğü nutku çeken meslektaşlarımız o bandı söküp atsın” diye yazmıştı bizim için… “Zaman” değişti. Şimdi o nutukları Ekrem Dumanlı için çekiyoruz; Asker kazayla vuruldu iddiası ŞIRNAK (AA) Şırnak’ta 1. Jandarma Komando Tugay Komutanlığı’nda görevli Uzman Çavuş Sedat Atılgan (22), iddiaya göre arkadaşının silahından çıkan kurşunun göğsüne isabet etmesi sonucu ağır yaralandı. Hastaneye kaldırılan Atılgan, müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Cenaze bugün Gaziantep’e gönderilecek. Kılıçdaroğlu’na ‘mazlum’ tepkisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, cemaate yönelik son operasyonu “Darbe sürecidir. Mazlumun kimliği sorulmaz” sözleri parti içerisindeki ulusalcı kanattan itirazlarla karşılaştı. Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu, herkesin adil yargılanma hakkı olduğunu belirterek “Olaya sadece insan hakları yönünden bakmak yanlış. ‘Siz geçmişte bunları yaptınız, biz yapmayacağız ama geçmişi de unutmadık’ demek gerekir” diye konuştu. Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, “Cemaat yapılanmasına mazlum demek mümkün değil. Zaman ve Samanyolu, Balyoz, Ergenekon, Odatv gibi davalarda tetikçilik amacıyla kullanıldı. Suçlarının cezasını çekmeliler, ama tabii ki adil bir şekilde yargılanmalılar.” İstanbul Milletvekili Nur Serter de operasyonda bir hukuksuzluk varsa her şekilde bunun karşısında olunması gerektiğini söyledi. AB ile müzakereye 3 yılda 15 milyon ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır, bakanlığının 3 yıllık hizmet aracı ve taşık kiralama bedelinin toplam 3 milyon 433 bin 977 TL, olduğunu açıkladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun soru önergesini yanıtlayan Bozkır hizmet binası kira bedelinin ise toplam 12 milyon 481 bin 152 TL olduğunu belirtti. CHP lideri Kılıçdaroğlu sergi çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı. (DHA) SALICI’DAN BEKLENEN İSTİFA İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, 2015’te gerçekleştirilecek genel seçimlerde milletvekili adayı olabilmek için görevinden istifa etti. Salıcı’nın yerine Murat Karayalçın’ın atanması bekleniyor. CHP İstanbul İl Başkanlığı Yönetim Kurulu’nun 14 üyesi de dün sabah saatlerinde milletvekili adayı olabilmek için istifa etti. Milletvekili adayı olmayan 14 yönetim kurulu üyesi de yeni atanacak yönetimin işini kolaylaştırmak için görevlerini bıraktı. Böylece istifa edenlerin sayısı Salıcı ile birlikte 29’a yükseldi. İstifasını bir açıklama yaparak duyuran Salıcı, CHP’nin yaklaşan genel seçimler öncesi yayımladığı genelgeye göre milletvekili aday adayı olmak isteyen il ve ilçe yönetim kurulu üyelerinin 25 Aralık 2014’e kadar görevlerinden istifa etmeleri gerektiğini anımsattı. Salıcı, “Partimizin bundan sonra bana vereceği her türlü görevi de başarıyla yerine getirmek için her kademede çalışmaya devam edeceğim” dedi. 15 Eylül 2011’de atamayla; 14 Mayıs 2012’de seçimle İstanbul il başkanı seçildiğini anlatan Salıcı, 3.5 yıl görev yaptığını söyledi. Siyasi yasağı bittiği gün torunu oldu DİYARBAKIR (Cumhuriyet)DTP’nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılması sürecinde Ahmet Türk, Kemal Aktaş ve Aysel Tuğluk ve Leyla Zana’ya konulan 5 yıllık siyasi yasak 12 Aralık’ta bitti. Zana’nın yasağının sona erdiği gün Kızı Ruken Zana Mirhan, Diyarbakır’da bir erkek bebek dünyaya getirdi. Bebeğe Robin Zana Mirhan adı verildi. Tanal: Başbakan’ın uçağıydı, 4 ton para taşıyordu Koster yine arızalanmış DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Öcalan’ın vasisi Avukat Mazlum Dinç ile yakınlarının görüşme için Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı başvuru İmralı ile deniz ulaşımını sağlayan kosterin arızalandığı gerekçesiyle reddedildi. Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan, 6 Ekim’de adaya gitmişti. Kâğıthane’deki oy Güler: Partimiz cemaatle ittifak yaptı skandalında HDP de mağdur Yurt Haberleri Servisi Kastamonu’da konuşan CHP milletvekili Birgül Ayman Güler, “Parti yönetimimiz inkâr etse de 30 Mart seçimlerinde bir ittifak yaptı, cemaatle ittifak yaptı” dedi. CHP Kastamonu Merkez İlçe Başkanı Muzaffer Bıyıklı ve partililer, “Burada öyle bir şey olmadı, burası CHP’nin tartışılacağı bir yer değil” diyerek Güler’e tepki gösterdi. Mehmet Bekaroğlu’nun CHP’ye katılmasını da sert bir dille eleştiren Güler, “‘Ulusalcılar, istifa eder giderse hiç fena olmaz’ diyor. Onun ulusalcı dediği CHP’nin bir milyon üyesi, 10 milyonun üstündeki seçmendir. Bu seçmen çekip giderse Bekaroğlu, CHP’de ne edecektir kendi başına?” dedi. Süheyl Batum’un anayasadan Türk vatandaşlığını çıkarmak isteyenlere karşı çıktığı için partiden ihraç edildiğini ileri süren Güler, CHP’nin HDP’yle dirsek teması içinde yürüdüğünü, bunun da önemli bir problem olduğunu iddia etti. İstanbul Haber Servisi 30 Mart yerel seçimlerinde Kâğıthane’de binlerce oyun AKP’ye aktarıldığı iddiasıyla açılan davalar devam ediyor. 36 sandıkta 3 bin 500 oyun CHP’den AKP’ye aktarıldığı tespit edilmesinin ardından 29 ayrı dava açılmıştı. İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün 1002 ve 1267 No’lu sandık başkanı ile ilçe seçim kurulu görevlisi sanık olarak hâkim karşısına çıktı. HDP’nin oylarının AKP’ye aktarıldığı iddiasıyla görülen davada sanık olarak ifade veren 1267 No’lu sandık başkanı Ahmet Gökçegöz, tahrif edildiği söylenen tutanağın kendisine gösterilmediğini belirtti. Mahkeme, HDP’nin mağdur olduğunu belirterek CHP’nin katılma talebini reddetti. Diğer davada sanık 1002 No’lu sandık başkanı Oral Dağlı “Belgelerde herhangi bir tahrifat söz konusu değildir” dedi. Mahkeme de CHP’nin katılma talebini kabul ederek duruşmayı 26 Mart 2015’e erteledi. CHP dolar dolu uçağın peşinde İstanbul Haber Servisi İran’dan Ankara’ya gelecek bir uçakta 4 ton dolar olduğu ihbarını alan CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, uçağın peşine düştü. Bunun üzerine uçağın kalkış saati değiştirildi ve rotası da Ankara yerine İstanbul’a çevrildi. Tanal, uçuş kulesinden aldığı bilgilere göre uçağın Başbakan’ın eşyalarını taşıyan uçak olduğunu belirtti. Tanal, telefonlarının dinlendiğini ve uçağın bu şekilde kaçırılmış olabileceğine dikkat çekerek “TİB içindeki dinleme ve görüşme kayıtlarının hukuki denetimini yapmakla görevli ekibin başına ise Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP genel başkanlık makamındaki Özel Kalem Müdürü Fatih Can’ın kardeşi Ömer Faruk Can atanmıştı. Uçağın nasıl kaçırıldığı, nasıl yön değiştirdiği buradan anlaşılıyor” diye konuştu. Sözcü’nün haberine göre İran’ın Ahwaz Havaalanı’ndan RQ110601 sefer sayısıyla 12 Aralık günü saat 01.30’da havalanacak Libya Havayolları’na ait Buraq Air uçağının Ankara Esenboğa Havaalanı’na inmesi gerekiyordu. Uçağın konşimentosunda kivi taşıdığı belirtiliyordu. Ancak CHP’ye uçakta “4 ton” dolar bulunduğu yolunda ihbar ulaştı. Malın sahibi “Stone International Company”, CEO’sunun adı ise Majid Shizian olarak belirtiliyordu. Söz konusu kargonun alıcısı ise Ankara Demet Lalegül Mahallesi 405’inci Cadde’de bulunan sera ürünleri ile ilgili bir şirket olarak gözüküyordu. Ancak CHP’ye ulaşan bilgide, gerçek alıcının İstanbul Aksaray’da bulunan bir şirket olduğu belirtiliyordu. İhbardan sonra Tanal, gece 02.30’da Ankara Esenboğa Havaalanı’na gitti ve uçağı beklemeye başladı. Ancak bir süre sonra Tanal’a uçağın planının değiştirildiği, kalkış saatinin 19.00, Esenboğa’ya varış saatinin ise 21.30 olacağı söylendi. Tanal, yeniden Esenboğa Havaalanı’na gitti. Bu kez de uçağın Sabiha Gökçen’e indiği söylendi. Tanal, uçuş kulesini aradı. İnişin iptal edildiği bilgisi verildi. Konuyla ilgili gazetemize ko nuşan milletvekili Tanal, “O uçak Başbakan’ın eşyalarını taşıyan uçaktı. Bu kadarını söyleyebilirim. Bir başbakanlığa ait uçak sebze ve meyve mi taşır? Çıksın açıklasınlar” dedi. Tanal, şöyle devam etti: “Uçak Başbakanlık’a eşya getirip götüren uçaktır. Uçuş kulesinin verdiği bilgi bu. Bunu Başbakanlık kurum olarak mı o dönemin başbakanı, bu dönemin Cumhurbaşkanı mı olarak söylediler bunu da bilemem. Ayrıntılı araştırmanın peşindeyiz. Uçuş kulesi diyor ki ‘kimseye bilgi vermiyoruz’. Personele dair bilgi vermiyorlardı. Uçuş kulesi ile milletvekili olarak ben görüşünce bana bilgi verdiler. ” On Numara çekildi Haber Merkezi On Numara’da 10 bilen 4 kişi 69 bin 554 lira kazandı. Numaralar; 7, 12, 15, 18, 19, 23, 24, 28, 35, 46, 48, 53, 54, 55, 56, 60, 64, 65, 72, 74, 77 ve 79 oldu. 9 bilenler 2 bin 507’şer, 8 bilenler 135’er lira, 7 bilenler 24, 6 bilenler 4’er, hiç bir numarayı bilemeyenler 3’er lira ikramiye alacak. Medyaya saldırı tamam, ilkeler gereği mağduru savunmak tamam ama doğrusu ben hep birlikte bir ortaoyunu oynandığını düşünüyorum. Nedenlerini açıklamaya çalışacağım. Seçimler yaklaşıyor ve AKP iktidarının şiddetle korktuğu üç olgu var. Birincisi: “Yolsuzluklar.” Üstelik bu yolsuzluklar sadece bakanlarla ilgili değil, VIP torpilleriyle görüldüğü gibi geniş bir çevreye yayılmış durumda. Hatta ülke halkının büyük çoğunluğunun da bu işte payı var. İkincisi: “Çözüm süreci” yazılanlardan ve konuşulanlardan anladığımız gibi Abdullah Öcalan, bir tarih işaret etmiş. “Yirmi Mart! Ya bu tarihe kadar, bölgeye özerklik tanıyan ve benim ev hapsimi de içerecek bir metni açıklar ve Meclis’ten geçirirsiniz ya da…” Üçüncüsü: Seçim barajının aşağı çekilmesi. Anayasa Mahkemesi bunu görüşmek üzere. Çünkü öne aldıklarını açıkladı. Sonuca gitmek zorunda. Barajın düşürülmesi, Tayyip Erdoğan’ın başkanlık hayallerinin sona ermesi ve AKP iktidarının sarsılması demek. AKP seçime kadar, bu üç şeyi çözmemek ve ülkeyi kaosa götürecek her şeyi denemek zorunda. İşte tam bu nedenle, bir pazar günü, çünkü hemen hemen herkes evde ve televizyon izliyor, bir ortaoyunu oynanmaya başladı. Fuat Avni’nin listesinde bulunan herkes gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar içinde bir zamanlar Beyaz Kuğu Kara Kuğu Olurken… Başbakan’ın uçağından inmeyen uygun bulan Nazlı Ilıcak, solcuların Zaman Gazetesi Genel Yayın “Susma sustukça sıra sana geleMüdürü Ekrem Dumanlı da vardı. cek!” sloganıyla Ekrem Dumanlı’ya Doğrusu, daha önceki tutuklamaarka çıkmaz mı? Yok artık; bu iş larda özellikle de gençlere oldukça ortaoyununu aştı, tuhaf bir halkla gaddar davranan polis, pek bir uyilişkiler komedisine dönüştü. saldı. Ve genel yayın müdürü kendi Bu arada Ahmet Şık ve Nedim çalışanlarına ve bahçede toplananŞener (ikisi de cemaat dedikleri lara, okurlarına için epey bir süre kahramanca söziçerde yatmışlardı) ler söylemek için şıklık yaparak olayı bol zaman buldu. kınadılar. Zaman Beni de bir gülme gazetesinin Amerika aldı, yılların mesmuhabirinden heleki deneyimiyle, men yanıt geldi. “Biz bu sahne bana sizi böyle koruyagerçek değilmiş mamıştık.” Ortaogibi gözüktü. Hele yununun yapısında de AKP’den ayrıözeleştiri yoktur, lıp parti kuran ve düz bir şeydir. Ama Beyaz kuğu çırpınıyor. tek oy alamayan Fuat Avni’den sonra parti başkanlarının, bunu da gördük. Günah dramatik konuşmaları işi büsbütün çıkarma seansları, ne kadar içtenbir tiyatro sahnesine çevirdi. dir bilinmez. Bendeniz bu günah Olayları bilmeyen biri, bu tutukçıkarmalara pek bir prim vermem. lanmanın, birilerini yeniden kahraŞimdi gelelim, kurguya! Allah Alman yapmak için düzenlendiğini lah, içlerinde tanıdıkların da oldusöyleyebilir. ğu bir grup dizi yapımcısı, senaryo Bu arada, Samanyolu ve Bugün yazarı, yönetmen de gözaltına kanalları olayı canlı yayınlarla dualındı. Üstelik dört yıl önce biten yurdu ve pek çok gazeteciye ulaşılbir dizi nedeniyle. Sinema örgütleri dı. Yılların sağcısı ve bir zamanlar hemen paslaşmaya başladı; kim, neden alınmış, avukatları var mı? gencecik çocukların idamlarını Ben burada koptum. Tamam bu gerçekten bir ortaoyunu. Çünkü eski Hakkâri Emniyet Müdürü’yle, bir dizi senaristi aynı kefedeyse, iktidar açısından durum iyice vahim demektir. Cemaatçiler, akla karayı birbirine karıştırarak Ergenekon davasını nasıl bir garip kara komediye çevirdilerse, bunlar da belli ki, dört yıl önce biten bir dizinin senaristlerinden, yönetmenlerinden medet umacak haldeler. Dizi ekibinin birkaç saat sonra bırakılacağını bilerek bahse bile girdim. Ancak şöyle olabilirdi, gözaltına alınanlar için parlak bir senaryo yazılması gerekiyor, hazır elimizde bir ekip var, işi onlarla çözelim de denilebilirdi. Neyse ki, bu kara düşüncem gerçekleşmedi. Evet, gelelim “ne oluyor”a? Başta da söyledik, AKP üç önemli olguyla karşı karşıya, buna bir de giderek yoksullaşan geniş halk kitlelerini katarsak, durum biraz vahim. Bugünlerde bir şey öğrendim, kelebek etkisinin bir kara kuğuya dönüşmesi ihtimali. Bu şu demek, hiç kimsenin öngörmediği birtakım olayların ardı ardına patlaması demek. Beyaz bir kuğunun kara bir kuğuya devrilmesi nasıl acılı ve neredeyse ölümcül bir şeyse, öngörülemeyen olaylar da öylesine kara ve acılı olabiliyor. Ortaoyunundan medet uman bir iktidar ve şaşkın bizler. Rüyamda gördüm, beyaz bir kuğu acılar içinde deviniyordu. Başbakan’ın uçağıydı YOLSUZLUK HAFTASINDA AFİŞLERİ TAŞIYACAKLAR Gençler canlı billboard olacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’nin kiralamak istediği reklam panolarına sansür getirilmesine karşı CHP, “canlı billboard” uygulamasını başlatıyor Bir süre önce CHP tarafından kiralanmak istenen billboardlara sansür uygulanınca CHP Gençlik Kolları harekete geçti. CHP Gençlik Kolları üyesi 20 bin kişi canlı billboard olacak. CHP’li gençler tüm Türkiye’de sokaklara çıkarak reklam panosu gibi tanıtım yapacak. Bu kapsamda, CHP Gençlik Örgütleri Genel Başkanı İrfan İnanç Yıldız, Yolsuzluk haftası olarak ilan edilen 1725 Aralık tarihleri arasında bir dizi eylem planladıklarını ifade etti. Yıldız, “Halktan toplanan vergilerle saray yapanlardan hesap sormak ve halka gerçek gündemi anlatmak için mücadele edeceğiz” dedi. CHP, etkinliklerin detayını bugün yapacağı basın toplantısı ile duyuracak. C M Y B