29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 KASIM 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] 9 Cihatçı örgüt, Amerikalı yardım görevlisi Peter Kassig ve 18 Suriye askerinin başını kesti IŞİD’den toplu infaz vahşeti! Dış Haberler Servisi ABD öncülüğündeki koalisyonun hava saldırıları ile Irak ordusu karşısında zorlanmaya başlayan Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), Amerikalı rehine Peter Kassig ve 18 Suriyeli askeri vahşice infaz ettiği bir video yayınladı. Görüntülerde siyahlar giymiş maskeli bir militan, Kassig’e ait olduğunu söylediği, kanlar akan bir kesik başın önünde durarak “Bu Peter Edward Kassig, ABD vatandaşı. Dabık’taki ilk Amerikalı haçlı seferi neferini gömüyoruz, ordularınızın geri kalanını da sabırsızlıkla bekliyoruz” diyor. Militanın İngiliz aksanıyla konuştuğu ve daha önce 2 Amerikalı gazeteci ile 2 İngiliz yardım görevlisinin başını kesen militanla aynı giysiler içinde olduğu dikkat çekti. Tanınmaması için bu kez ses üzerinde oynandığı görüldü. ‘IŞİD’in 200 bin militanı var’ Dış Haberler Servisi Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Genelkurmay Başkanı Fuad Hüseyin, IŞİD’in 200 bin kadar savaşçısı olduğunu öne sürdü. Hüseyin, Irak ve Suriye’de birçok cephede savaşan IŞİD’in CIA’nın 31 bin olan militan sayısı tahmininin 78 kat fazlasına sahip olduğu görüşünü aktardı. Independent’a konuşan Hüseyin, IŞİD’in 1012 milyon kişinin yaşadığı, Britanya gibi 250 bin kilometrekarelik bir alanda hüküm sürdüğünü anımsatarak şöyle dedi: “Kobani’de savaşıyorlar, Kürdistan’da geçen ay yedi ayrı bölgede saldırı düzenledikleri gibi Ramadi’de (Bağdat’ın batısında) ve Celavla’da da (İran sınırında) saldırdılar. 20 bin ya da bunun gibi bir güçten söz etmek imkânsız.” Hüseyin, CIA’nın IŞİD’in “çekirdek” kadrosundan bahsettiğini, ancak örgütün son beş ayda ciddi bir ordu haline geldiğini ve ayda 400 dolar maaş vererek cazibe merkezi olduğunu da söyledi. Örgütlenme Yoksa Demokrasi Olmaz “Politika mevcut olasılıklardan azami yararlanma sanatıdır” diyenler Makyavel’i bir defa daha tarif etmiş olurlar. Firma teorisinde buna kazancın (kârın) maksimizasyonu denir. Firma teorisinin (ve politikasının) mikro bakışına karşın olayın makro (kamusal) maksimizasyonunda bunun adı refahın yüceltilmesidir. Mikro ve makro maksimizasyonlar örtüştüğü zaman demokrasi sağlanmış olur. Demokrasi, “bireyin ve toplumun yararının (çıkarının) örtüşmesidir.” Ancak birey (bireyler) bu örtüşmeyi örgütlenerek sağlar. Örgütlenme yoksa demokrasi de olamaz. Çünkü “örgütlenmek demek güçlenerek refahtan hakkın olan payı elde etme olanağına kavuşmak demektir.” Gücünü demokratik ortam içinde kullanarak payını aldığın zaman, “yaşam tarzını” da bağımsız kılmış olursun. Çocuğunun eğitiminden kıyafetine kadar bağımsız hareket edebilirsin. Kimse sana dayatamaz. Eğer Türkiye’de çalışanlar örgütlü olsaydı Soma ve Ermenek’te yaşananlar olmazdı. Çalışanlar istedikleri çalışma koşullarını “bastıra bastıra” elde edebilirlerdi. Çünkü “örgütlü işçi” demek çalışanın çıkarının her boyutu ile korunması demektir. Örgütlenmeyen işçi patronun ve sistemin insafına terk edilmiş demektir, yani köledir. 1961 Anayasası’nı bize fazla bol geldi, kısalım diyerek askeri darbelerde işi 1982 Anayasası’na getirenler çalışanın önündeki örgütlenmeyi kapatmışlardır. Türkiye’yi Soma, Ermenek ve benzerlerine, “çalışanın örgütlenmesini engelleyen yasalar ve uygulamalar” getirmiştir. İş artık “kan parasını” sisteme sokacak noktaya kadar geldi. Aynı hizada diz çöktürülen Suriye askerlerinin kafaları kesildi. Kassig, yardım görevlisi olarak çalışmaya başladıktan sonra Müslümanlığı seçerek Abdülrahman ismini almıştı. Halep yakınındaki Dabık, 16. yüzyılda Osmanlıların, Memlukluları yendiği savaşa sahne olmuş ve IŞİD’in son halifelik olarak gördüğü Osmanlının yayılması başlamıştı. Militan eski bir asker olan Kassig’in Irak’ta Müslümanlara karşı savaştığını, eski bir rehinenin anlattıklarından hareketle aktarırken “Obama, Roma’nın köpeği, bugün Beşşar’ın askerlerini boğazlıyoruz, yarın senin askerlerini boğazlayacağız. Obama sana söylüyoruz, Irak’tan 4 yıl önce çekildiğini iddia ediyorsun. (Kürtleri ve aşiretleri kastederek) Çe Memlük zaferine atıf kilmediğiniz gibi bazı güçlerinizi geride bıraktınız” dedi. Kanlı görüntülerin eksik olmadığı 16 dakikalık videoda, 18 Suriye asker ve pilotunu askeri bıçakların bulunduğu tahta bir kutunun önünden geçiren militanlar, rehineleri aynı hizada diz çöktürüp kafalarını keserken de görüldü. Suriye’ye tıbbi yardım görevlisi olarak giden 26 yaşındaki Kassig, geçen yıl IŞİD’in eli ne düşmüş, rehineyken Müslüman olmuş ve adını Abdülrahman olarak değiştirmişti. Ekimde IŞİD’in İngiliz rehine Alan Henning’in kafasının kesildiği videonun sonunda Kassig’i öldürme tehdidi yapılmıştı. Kassig’in ailesi, görüntülerin doğruluğunun yetkililerce onaylanması ve medyadan da IŞİD propagandası olmaması için görüntüleri yayımlamamasını istedi. ABD yönetimi aileye başsağlığı dileyerek görüntülerin incelendiğini bildirirken İngiltere de inceleme başlattı. Görüntülerin yayımının ardından dünyadan tepki yağdı. Britanya Başbakanı David Cameron, Kassig’in “soğukkanlı bir şekilde öldürülmesi karşısında dehşete düştüğünü” söyledi. Twitter üzerinden bir açık lama yapan Cameron, “IŞİD yine ahlaksızlığını gösterdi. Kalbim ailesiyle birlikte” dedi. Fransa Başbakanı Manu el Valls da Kassig ve Suriyeli askerlerin öldürülmesini “barbarca bir eylem” diye niteleyerek infazın ülkesinin IŞİD’e karşı mücadelede kararlılığını arttırdığını vurguladı. Daha önceki infaz videolarında da İngiliz aksanıyla konuşan “Cihatçı John” lakaplı kişinin de yaralandığı yolunda haberler alınıyor. Militanın önceki gün ABD’nin hava bombardımanları sırasında vurulduğu ve Irak’ın batısında bir hastaneye kaldırıldığı öne sürüldü. Cameron bu haberler üzerine, “Cihatçı John”un canlı yakalanmasını ve adalet önüne çıkarılmasını istediğini söyledi. Soma ve Ermenek mi? Duma’da İslamcılara isyan çıktı Dış Haberler Servisi Suriye’de başkent Şam’ın doğusunda Duma bölgesinin sakinleri, kontrolü elinde tutan Suudi Arabistan destekli İslam Ordusu’na başkaldırıyor. Muhammed Orabi isimli bir kaynak, yöre sakinlerinin hafta sonunda yüksek gıda fiyatlarını protesto için tüccarların depolarını bastıklarını duyurdu. Silahlı muhalefeti destekleyen Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi de, depoları koruyan militanların ateş açarak, bazıları ağır 11 kişiyi yaraladığını bildirdi. Gözlemevi, halkın saldırdığı bir deponun da İslam Ordusu’na yakın Adalet Yardım Enstitüsü’ne ait olduğunu aktardı. Orabi, Skype üzerinden “Halk, İslam Ordusu’na tüccarları koruduğu için kızgın. Halk fiyatların düşürülmesini istiyor” bilgisini verdi. Duma bölgesinde silahlı muhalifler Suriye ordusu karşısında gerilemeye başlamıştı. ‘Cihatçı John’ yaralı Dünya dehşete düştü vrupa kapitalizminde neden görülmüyor? Batı Avrupa ülkelerinde de kapitalizm geçerlidir. Ancak çalışanlar işçi, memur, çiftçi, esnaf, işveren olarak örgütlenmişler ve parlamenter sistem içinde yerlerini almışlardır. Demokrasi bu sayede gelişir. Çıkar grubu olarak örgütlenememişsen zayıfsındır, güçlü (ve sistem) karşısında ezilmeye, ölmeye mahkumsundur. Ölümlerin ve kazaların sayısı ile “örgütsüzleşme” arasında güçlü bir korelasyon var. Türkiye’de toplum örgütsüzleştikçe, sendikalar yok oldukça, işlemedikçe kazalar ve ölümler de artıyor. Bu aynı zamanda ülkenin, “demokrasiden uzaklaşma göstergesidir”. Ne kadar az demokrasi, o kadar çok kaza, ölüm ve soygun. Ülkede örgütlenmeler Batı demokrasilerinden uzaklaşmakta, onun yerine dini ve mezhepsel örgütlenmelere yönelmektedir. Müslüman Kardeşler’in bölgede ve Türkiye’de kurumlaşmasını isteyenler ister istemez Batı demokrasilerinden uzaklaşmak zorundadırlar. Örgütlenme modeli çağdaş, uygar örgütlenmelerin yerine inanç esaslı yapılanmaya doğru götürülüyor. Küresel güçlerin Türkiye ve bölgede yürüttükleri yeniden yapılanma özünde, “Avrupa tipi demokrasiden” uzaklaşılmasına doğal olarak yol açmaktadır. Yeni Türkiye, oryantal ve dini örgütlenmenin başı çektiği bir ülke olarak öngörülmüştür. Yaşamakta olduğumuz demokrasi kavgasının temelinde yatan budur. A Kürt bölgesinin maaşını iki ay Türkiye ödedi Dış Haberler Servisi Irak’taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (KBY) Bağdat’la petrol ve gelir paylaşımı ihtilafı yaşadığı aylarda Türkiye’nin iki ay memur maaşlarının ödenmesini üstlendiği öne sürüldü. Al Monitor sitesindeki “Türkiye’nin Kürt kiralık devleti” başlıklı haber analizde, KBY’nin petrolünü dünyaya satarak yaşayabilir bir bağımsız devlet kurmak arzularının tersine döndüğü, “KBY, Irak’a bağlı kalmaya devam ederek Türkiye’ye daha bağımlı hale gelindi” sözleriyle aktarıldı. Yazıda bu bağımlılığın IŞİD’in tehditleriyle daha da derinleştiği kaydedildi. KBY’nin Türkiye’nin yatırımlarıyla elde ettiği servetin elitler dışındaki kesimlere fayda sağlamadığı da belirtildi. Kürtlerin 6 ayda dünyaya, Türkiye’ye uzanan boru hattından 30 milyar varil petrolü pazarladığı ve sadece 2 milyar dolar kazanç elde ederken mali krizle karşı karşıya kaldığı belirtildi. “Türkiye KBY’nin mali patronu haline geldi” denilen yazıda, bölgesel yönetim ve özel yatırımcıların Ankara’dan borç almak zorunda kaldığı aktarıldı. Yerel kaynaklara dayanarak Türkiye’nin, KBY’nin memur maaşlarını 3 ay boyunca ödediği, petrol gelirlerini de Halk Bankası aracılığıyla yönettiği aktarıldı. Buna karşın Barzani yönetiminin Kobani’ye çok sınırlı peşmerge gönderilmesi örneğindeki gibi Türk politikalarını etkileyemediği savunuldu. Putin, Ukrayna baskısıyla ‘18 saat uçacağım’ diyerek zirveden erken ayrıldı G20’nin ‘kara koyunu’ Dış Haberler Servisi Dünyanın zengin ve kalkınan ülkeler kulübü G20’nin Avustralya’nın Brisbane kentindeki 2 günlük zirvesi dün küresel ekonomiyi canlandırma ve iklim değişikliğiyle etkili mücadele beyanıyla sona ererken, Ukrayna krizi yüzünden dışlanan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin “G20 ailesinin kara koyunu” ilan edildi. Putin, zirveden “dinlenmek” gerekçesiyle erken ayrılırken “arkasından konuşanı” eksik olmadı. G20’nin resmi bitiş vaktine uysa da ev sahibi Avustralya’nın Başbakanı Tony Abbott’un basın toplantısını beklemeyen Putin, veda açıklamasında zirveyi “yapıcı” diye niteledi, ikili temaslarında Rusya’ya yaptırımın dünya ekonomisi için de hayırlı olmadığını söylediğini aktardı. Rus lideri, Ukrayna krizine atfen “Tuhaf gelse de çözüm için iyi fırsatlar var” dedi. Demokrasi yerine din ZİRVENİN YILDIZI JİMBELUNG G20 maskotu liderlerle poz veren Jimbelung (Arkadaş) oldu. 2 yaşındaki dişi koala diplomasi misyonunu Japonya’daki doğal parka hediye giderek tamamlayacak. zirvesinde Putin’in sadece koala ile görüştüğü yönünde yanlış izlenim yaratıldı. Bu doğru değil. 2 de kanguru vardı” esprisi yayıldı. Ev hapsindeki Rus muhalif Aleksey Navalny “Eğer Putin’in kucakladığı koala temsilci veya vali yapılırsa nihayet sevebileceğimiz bir yetkilimiz olur” diye yazdı. Putin’in gidişi sonrası ABD Başkanı Barack Obama, Avrupalı liderleri “Ukrayna” temalı toplantıda buluşturdu. Ardından basın toplantısında Rusya’yı hedef aldı. Petrol ve bankacılık sektörlerine yaptırımların “sonuç verdiğini” savunan Oba ma, Putin’i “Ayrılıkçılara ağır silahlar verip Minsk ateşkesini bozmakla” suçladı. “Demokratik seçimlerin olduğu ülkeleri işgal edemez ya da parçalanmaları için vekil güçleri mali olarak destekleyemezsiniz” diyen Obama, Putin tutum değiştirmezse tecridin artacağını ekledi. Britanya Başbakanı David Cameron da, “Putin dönüm noktasına geldiğini görüyor” derken, Avrupa’da donmuş çatışmaya izin vermeyeceklerini belirtti. G20 Brisbane Eylem Planı çerçevesinde ortak büyüme hızını 2.1’de tutacak yapısal reformları uygulamak ve 2015’teki Paris konferansını amaçlayacak şekilde iklim değişikliğiyle etkili mücadele vaadinin yanı sıra ebolaya karşı mücadele vurgusunu da içeren bildiriyle sona erdi. Festivalde Amerika’da meslek grupları ajan kaynıyor Dış Haberler Servisi ABD’de federal hükümetin sadece protestocu muhalif öğrenciler değil, iş dünyası, doktorlar, muhasebe uzmanları gibi bir dizi meslek grubunun içine “ajanlarını” soktuğu öne sürüldü. New York Times’a göre, en az 40 kurumun başvurduğu bu uygulama sonucunda ortaya birbirini sürekli araştıran gizli ajanlar silsilesi çıktı. Gizli ajanlar, eylemci, işadamı, doktor ya da uyuşturucu satıcısı kılığına girerek “yasadışı faaliyetleri” izliyor, öğrenci eylemlerinde protestocuların arasına karışıyorlar. İzlenen kurumlar arasında NASA da var. Tarım Bakanlığı bile 100’den fazla ajan çalıştırıyor ve fakirlere yemek dağıtan kurumlardan yardım alıyormuş gibi yapıyorlar. FBI ajanı Michael German bu tür istihbaratın risklerine dikkat çekerken, yıllarca gizli ajan olarak görev yapan Jeff Silk bazen karşısındakinin ajan olduğunu bilmeyen görevlilerin silahlarını birbirlerine teslim edebildiklerini anlatttı. Bir örnekte Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi ajanları Atlanta’da aynı soruşturmada çalışan FBI ve New York emniyetiyle aynı zamanda bir çeteye sızmaya çalışmış. Dayanıklılığıyla övünen Putin, zirveyi erken terk etmesini kendisini 18 saatlik bir uçuşun beklemesiyle gerekçelendirdi: “Buradan Vladivastos’a 9 saat, oradan Moskova’ya bir o kadar var. Eve ulaşıp pazartesi işe koyulmalıyız. En az 45 saat uyumak lazım. Bu yüzden meslektaşlarıma veda ettim.” Ancak bu izahı kendisini sosyal medyada alay konusu kıldı. Twitter’da Rus liderin koala severkenki fotoğrafına atfen, “G20 ‘45 saat uyumalıyım’ Kiev doğusuna kamu hizmetini kesti Dış Haberler Servisi Ukrayna’da 5 Eylül’de imzalanan Minsk ateşkesi işlemezken, Devlet Başkanı Petro Paraşenko, isyancıların kontrolündeki Donbas bölgesinde tüm kamu hizmetlerini bir kararname ile durdurdu. Bunlar arasında okullar, hastaneler, acil servislerin yanı sıra bankacılık hizmetleri de bulunuyor. İsyancılar kararnameyi Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu’nun askıya alınması olarak nitelerken, kış ortasında yaratacağı feci insani koşullara atfen “soykırım eylemi” eleştirisi getirdi. Kiev yönetimi, bir hafta önce de Donbas’ta emekli maaşlarının ödenmesini durdurmuş ve geçişlerde pasaport kontrolüne başlamıştı. Bölgede yedi aylık çatışmalarda 4100’den fazla insan hayatını yitirirken, kamu hizmetlerinin kesilmesinin insani yaşam koşullarını daha da zorlaştıracağı belirtiliyor. ‘Donmuş çatışma’ ırkçılık kavgası Dış Haberler Servisi Hollanda’da Noel öncesi geleneksel çocuk festivalinde ırkçılık tartışmaları çatışma çıkardı. Noel Baba ve dostu Siyahi Pete’nin çocuklara hediye dağıtmasının canlandırıldığı festivalde beyazların yüzlerini siyaha boyayarak Siyahi Pete kılığına girmesi ülkedeki yabancıların ırkçılık ithamlarına yol açıyor. Gouda kentinde önceki gün festivale karşı çıkanlarla destekleyenler birbirine girerken, polis 90 kişiyi gözaltına aldı. “Siyahi Pete ırkçılıktır” yazılı pankartlar taşıyan gruplar, sömürgecilik dönemini çağrıştıran sembol üzerinden eğlence olamayacağını söylüyor. Ancak Siyahi Pete’yi Hollanda kültürünün parçası görenler, festivali zararsız bir etkinlik olarak niteliyorlar. Başbakan Mark Rutte, siyahi Pete ise çocukları böyle bir eğlenceden mahrum etmemek gerektiğini söyledi. Batı Sahra’ya destek Dış Haberler Servisi Kuzey Afrika’nın Fas ile Cezayir arasında sıkışmış Sahra halkı bağımsızlık taleplerini eski sömürge gücü İspanya’nın başkentinde yükseltti. Avrupa Sahra Halkı’na destek ve dayanışma konferansı vesilesiyle kendi kaderini tayin hakkı talebiyle Madrid’de renkli bir yürüyüş düzenlendi. “Sahra: Adil barış şimdi” yazılı pankartları taşıyan göstericiler İspanyol hükümetinden destek istedi. Fas, Britanya büyüklüğünde bir toprak parçasında yaşayan 260 bin insan için ancak krallığa bağlı sınırlı bir özerklik sunarken, Cezayir destekli Polisario hareketi tam bağımsızlık referandumu talebinden vazgeçmiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle