23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 KASIM 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 Yeni doğum yapan spiker Kübra Eken’i kocasının darp ettiği ileri sürüldü ‘Dayaktan Haber Merkezi Doğum sonrasında, şuur kaybı şikâyetiyle hastaneye kaldırılan gazetecispiker Kübra Eken’in (30), eşinin darp etmesi sonucu felç olduğu öne sürüldü. Cihan Haber Ajansı’nın aktardığına göre, Bilgi Üniversitesi Psikoloji bölümünü bitiren Kübra Eken, İngiltere Bournemouth’da Uluslararası Gazetecilik dalında mastır yaptı. Beş dil bilen Eken, Londra’da Bloomberg TV’de işe başladı. Eken, 2010 yılında Türkiye’de faaliyet gösteren bir televizyon kanalının Londra temsilciliğini üstlendi. Mesleğinde başarılı olan Eken, 2011 yılında evlendikten sonra İstanbul’a yerleşti. Gazeteciliğe İstanbul’da devam eden Kübra’nın hayatı evlendikten sonra altüst oldu. Ailesinin iddiasına göre; eşiyle arası bozulan Kübra, bir ara ayrılmayı düşündü. Ancak hamile kalınca bu düşünceden vazgeçti. 20 Haziran 2013 tarihinde sezaryen ile bir erkek çocuk dünyaya getiren Eken, doğumdan 2 gün sonra eşi N.B.E. tarafından hastaneye götürüldü. Hastaneye getirildiğinde, konuşma ve hareket kabiliyeti ile şuurunu yitirmiş olduğu öne sürülen Kübra’nın eşi, kayınvalidesine, kızının sezaryen sonucu fenalaştığını söyledi. Kübra’nın annesi Nuran Yelkenci ise Kübra’yı Kolomb Camii Şerifi felç oldu’ ameliyat eden doktorun, Yelkenci ailesine, “Kızınız darp edilmiş, haberiniz yok mu?” dediğini iddia etti. Karakola giden Yelkenci ailesi, 22 Haziran 2013’te hastanenin ‘darp ihbarı’ üzerine oluşturulan polis tutanağına ulaştı ve olayın savcılığa intikal ettiğini öğrendi. Hastanenin darp raporuna ulaşan Yelkenci ailesi, başlatılan soruşturmaya müdahil oldu. Olayla ilgili Anadolu Adalet Sarayı’nda dava açıldı. Şuuru kapalı olduğu için ilk duruşmalarda ifade veremeyen Kübra’nın son duruşmada ifadesi alfabe ile alındı. Eken, çocuk yüzünden tartıştıkları eşi N.B.E’nin kendisini darp ettiğini söyledi. Kübra, kendisine sorulan sorulara alfabeye dokunarak ilk önce “Kafama vurdu” diye yazdı. “Kim?” sorusuna ise eşinin ismini yazarak karşılık verdi. “Nasıl?” sorusuna “Elle” şeklinde cevap veren Kübra, “Kaç kez?” sorusuna da “4” karşılığını verdi. Daha önce kendisini darp edip etmediği sorusuna ise “Hayır” dedi. İddiaları yalanlayan N.B.E ise, gerçeklerin mahkeme sonucunda ortaya çıkacağını söyledi. Adli Tıp Kurumu raporunda ise Kübra Eken’in darp sonucu felç olduğu belirtildi. İyi ki tatil günüydü l (DHA) ANTALYA’nın Manavgat İlçesi’nde anaokulu binasının altında bulunan kantinde gaz sıkışmasından olduğu tahmin edilen patlamada, kantin işletmecisi Hasan Durşan yaralandı. Bina harabeye döndü, etrafa çok sayıda moloz saçıldı. Yangın itfaiye tarafından söndürüldü. Kaymakam Emir Osman Bulgurlu, “Okul kantin işletmecisi Hasan Durşan binaya girdiği sırada lamba ya da elektrik kontağını açarken gaz sıkışmasından dolayı patlama meydana geliyor. Durşan’ın yüzünde ve çeşitli yerlerinde yanık oluşmuş” dedi. 16 yaşında diri diri gömmüşler l DENİZLİ (DHA) Denizli Kent Ormanı’nda toprağa gömülü, vücudunun onlarca yerinden kesici aletle yaralanmış halde ölü bulunan O.S’nin (16) katil zanlısı olarak kız arkadaşının ağabeyi Akın T’nin (18) polise teslim olmasının ardından, babası Ahmet T. (46) de tutuklandı. Baba ve oğulun, bıçak ve falçatayla 65 yerinden yaralayıp diri diri gömdüklerini itiraf ettiği S.’nin son sözlerinin “Ölüyorum, annem hakkını helal etsin. Ona eziyet ettim” olduğu öğrenildi. Polis, S.’yi zorla otomobile bindirdikleri belirlenen Akın T’nin üç arkadaşını da gözaltına aldı. 5 şüpheli adliyeye sevk edildi. Cumhurbaşkanı, I. Latin Amerika Ülkeleri Müslüman Dini Liderler Konferansı’nda konuşunca mevzunun Latin Amerika hakkında olmasından tabii bir şey olamaz. Erdoğan, Brezilya’ya giden Abdurrahman Efendi’den bahsetti. Haklıydı. İsabetli bir tercihti. Abdurrahman El Bağdadi, Iraklı bir din adamıydı. Kaptanı Derya Ateş Mehmet Paşa’nın gözüne girmişti, Osmanlı donanmasında imamlık yapıyordu. Henüz Süveyş Kanalı açılmamıştı. Ateş Mehmet Paşa, Bursa ve İzmir adlı gemileri Afrika’yı dolaşarak Basra’ya ulaştırmak üzere gönderdi. Abdurrahman Efendi Bursa gemisindeydi. Cadiz’de fırtınaya tutuldular. Garip bir yolculuk sonunda iki gemi kendisini Rio de Janeiro’da buldu. Abdurrahman Efendi Brezilya’da en az üç ramazan geçirdi. Orada yaşadıklarını kaleme aldı. Neredeyse aynı yıllarda Güney Afrika’daki Müslümanlar arasındaki dinin yorumlanmasından kaynaklanan gerginlikleri çözmek için İngiltere’nin talebiyle, Ebubekir Efendi de Cape Town’da bulunmaktaydı. Hatıraları pek keyiflidir, tavsiye ederim. Gelelim Erdoğan’ın Amerika kıtasını Müslümanların Kristof Kolomb’dan önce keşfettiği iddiasına. Cumhurbaşkanı bu keşfin 1178’de gerçekleştiğini söylüyor. Herhalde söylemek istediği, Zhou QuFei’nin yazdığı “Lingwai taita” eseri. Bu Çin kaynaklı belgede Müslüman denizcilerin MuLanPi adında bir diyar keşfettiğinden söz ediliyor. Metinde bahsedilenin İspanya olduğu genel kabul görse de MuLanPi’nin Amerika olduğunu ileri sürenler de var. Müslüman Mali İmparatorluğu’nun 1300’lerde Amerika’ya ulaştığı iddiası da mevcut. Belirsiz Çin belgesine nazaran daha tutarlı görünüyor. En azından zamanının Mali imparatoru kendinden önceki imparatorun okyanusa açılıp gelmediğini anlatmış. Bir Arap tarihçi de 14. yüzyılda bunu nakletmiş. Dünyayı keşfe çıkan dev bir Çin donanmasının Amerika’yı 1421’de keşfettiği hikâyesi de 2002’de yayımlanan bir kitap sebebiyle bir dönem çok konuşulmuştu. Bir teselli olacaksa donanmanın amirali Müslüman bir Çinli. Amerika’ya gitmiş olma ihtimali düşük gözükse de o donanmanın maceraları çok eğlencelidir, fırsatını bulursanız okumakta fayda var. Vikinglerin Kolomb’dan önce Kanada’da ufak bir ticaret kolonisi kurduğu artık genel olarak kabul görüyor. Zaten Grönland’dan Kanada bir taş atımı mesafede. Japonların ya da Polinezyalıların da Kolomb’dan evvel kıtayla az da olsa teması olduğunu tahmin etmek çok akıl dışı olmaz. Peki Erdoğan’ın Kolomb’un günlüklerinde Küba’da bir tepede cami olduğunu yazdığını söylemesine ne demeli? Herhalde kitaplarla arası çok hoş olmayan sayın cumhurbaşkanı boş zamanlarında Kolomb’un günlüklerini okumuyor. Bir danışmanı internette hızlıca sörf etmek suretiyle yalan yanlış bilgi vermiş ve kendisini zor durumda bırakmış. Kolomb, ilk defa rastladığı Küba’nın doğusuna tipik kireçtaşı teraslarından oluşan bir tepenin “güzel bir camiyi” andırdığından bahsediyor. Teşbih yapıyor yani. Neticede Erdoğan kendisiyle dalga geçmek isteyenlere al da at dercesine bir pas verdi. Ancak düşene vurulmaz. Belli ki Latin Amerika’da İslamın gücünü arttırarak Türkiye’ye de İslamın abisi rolünü iyice biçmeye kararlı. Ancak bunu yapmak için önce okuduğunu anlayan, sonra da bunları teorik bir çerçeveye oturtabilecek danışmanlara ihtiyacı var. İslam bilimi ve tarihi uzmanı Profesör Fuat Sezgin, haritalar üzerine yaptığı araştırmalar neticesinde Müslüman denizcilerin Amerika’ya ulaşmış olabileceğini öne süren makaleler yazmıştır. Mümkündür de. Ama ispata muhtaçtır. Uluslararası bir toplantıda konu hakkında yetkinliği bulunmayan bir siyasetçinin işi değildir. Ayrıca bunlar Kolomb’un yazdıklarını anlamayarak ya da bir Çin belgesindeki muğlak ifadeye dayanarak da ispatlanamaz. Kuyrukluyıldıza uzay aracı yerleştiren bir dünyada, zamanında Müslümanlar Amerika’yı keşfetti diye böbürlenmekse güçlü görünmeye çalışırken derin bir kompleksin ifşasıdır. Vaziyet tiye alınamayacak kadar acıklı. cezaevinde İstanbul Haber Servisi Uyuşturucu ticareti yapmak suçundan hakkındaki 6 yıl 3 ay hapis cezası kesinleşen Deniz Seki, tutuklanarak Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na gönderildi. İstanbul Adalet Sarayı’na getirildiği sırada gazetecilerin ısrarlı sorularına yanıt veren Seki, “Arkadaşlar bu ülkede, benim ülkemde zerre kadar adalet varsa ki ben olduğuna inanıyorum. benim suçsuzluğum er ya da geç anlaşılacak” dedi. “İkinci kez cezaevine gideceksiniz, ne hissediyorsunuz” sorusuna Seki, ellerindeki kelepçeyi göstererek “Böyle ne hissedebilirim. Ahh ahh! An latabiliyor muyum” diye yanıt verdi. Avukatı Naim Karakaya “Deniz Hanım’ın bu güne kadar beklemesinin iki gerekçesi vardı. Kendisi suçsuz olduğu için bunun bir gün bir yargı kararıyla tespit olacağına inandığı için bunun ortaya çıkmasını beklemiştir. İkincisi ciddi anlamda sağlık riski, kanser riski vardır. Bu süreçte kendisi daha iyi koşullarda sağlık engelini aşmak istemiş. Bir anlamda ameliyat olmak istemiştir. Bu konudaki başvurumuz ret olduğu için ve kendisinin bu süreçteki yakalamalı konumu gereği sağlanamamıştır” dedi. Çaresizliğin fotoğrafı l Ermenek’te 18 işçinin mahsur kaldığı maden ocağındaki kurtarma çalışmaları sırasında çıkan hafriyat, evine yakacak toplayan insanların ısınma aracı oldu. 50 60 yaşları arasındaki 2 kadın, evine yakacak olarak götürmek için hafriyatın içindeki kömürleri topluyor. İsimlerini vermek istemeyen kadınlar, “Hâlâ 16 evladımız orada ama bizim de yakacağa ihtiyacımız var. Hafriyatın içindeki kömürleri toplamak zorundayız” dedi. LAHEY (AA) Hollanda’nın en yaşlı erkeği, 108 yaşındaki Diyarbakır doğumlu Serop Mirzoyan evinde yaşamını yitirdi. Diyarbakır’da 1906 yılında dünyaya gelen Mirzoyan’ın daha sonra Irak’a taşındığı ve 1996 yılından bu yana Hollanda’nın Amersfoort kentinde ikamet ettiği belirtildi. Ülkenin en yaşlı erkeği unvanı, Spijkenisse kentinde yaşayan 107 yaşındaki Florentinus Anthonius van Cleemputte’ye geçti. Hollanda’nın en yaşlı erkeği öldü KARAMAN (DHA) Ermenek’te 18 işçinin mahsur kaldığı kömür ocağında facianın yaşanmasının ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Cenne kömür sahasındaki maden ocaklarında denetimlerini artırdı. İş Teftiş Kurulu, daha önce havzadaki Özkar Madencilik’e ait kömür ocağında üretimi durdurmuştu. İdare rapor sonucu eksiklikler giderilene kadar Tarkom Madencilik’e ait ocakta üretimi durdurdu. Bir ocak daha kapatıldı Fotoğraf: DHA Fotoğraf: DHA Seki Deniz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle